EN For a traditional challenge, you can play with a virtual pencil and paper
"traditional challenge" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
traditional | geleneksel |
challenge | için olarak ve zorluk |
EN For a traditional challenge, you can play with a virtual pencil and paper
TR Geleneksel bir zorluk için sanal kalem ve kağıtla oynayabilirsin
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
challenge | zorluk |
virtual | sanal |
pencil | kalem |
a | bir |
and | ve |
for | için |
EN In the paid version you can download super VPN - Crimea is not a challenge, the paid Whoer VPN has no speed limits and the servers are available in 20 countries of the world
TR Ücretli versiyonda süper VPN indirebilirsiniz - Kırım bir zorluk değil, ücretli Whoer VPN`in hız sınırı yoktur ve sunucular dünyanın 20 ülkesinde mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
super | süper |
vpn | vpn |
crimea | kırım |
challenge | zorluk |
speed | hız |
servers | sunucular |
paid | ücretli |
whoer | whoer |
in | ülkesinde |
no | yoktur |
and | ve |
world | dünyanın |
a | bir |
of | in |
available | mevcuttur |
you can download | indirebilirsiniz |
the | değil |
EN Another challenge we experienced was about being able to influence what happens within households
TR Deneyimlediğimiz diğer bir zorluk da, hanelerin içinde yaşananlara etki edebilmekle ilgiliydi
inglês | turco |
---|---|
another | diğer |
challenge | zorluk |
being | ya |
to | içinde |
EN Throughout history, mankind has been an explorer—seeking to rise above internal and external limitations and challenge the oceans, mountains and mysteries of the world. We are still explorers.
TR Tarih boyunca insan bir kaşif olarak dahili ve harici sınırlamaları aşmaya ve okyanuslar, dağlar ve dünyanın sırlarını keşfetmeye çalışmıtşır. Biz hala kaşifleriz.
inglês | turco |
---|---|
history | tarih |
internal | dahili |
external | harici |
still | hala |
and | ve |
world | dünyanın |
we | biz |
EN As a result, we are faced with a global challenge to freedom
TR Dolayısıyla, özgürlüğe karşı küresel meydan okumayla karşı karşıyayız
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
to | karşı |
EN But, while service providers continue to challenge the regulations and propose new legislation, this new legislation is just as harmful.
TR Ancak servis sağlayıcılar düzenlemeleri zorlamaya devam ederken ve yeni yasalar önerirken bu yeni yasa ile ilgili söylenecek tek şey zararlı olduğudur.
inglês | turco |
---|---|
service | servis |
providers | sağlayıcılar |
continue | devam |
regulations | düzenlemeleri |
new | yeni |
harmful | zararlı |
and | ve |
this | bu |
as | ederken |
to | şey |
EN Many people and groups challenge our online freedom by controlling content on websites or limiting access altogether
TR Pek çok kişi ve gruplar, web sitelerindeki içerikleri kontrol ederek veya tamamen erişimi engelleyerek çevrim içi özgürlüğümüzü kısıtlamaktadır
inglês | turco |
---|---|
groups | gruplar |
access | erişimi |
websites | web |
or | veya |
many | pek |
and | ve |
people | kişi |
by | ederek |
EN Our comprehensive range of services can help your business overcome any real estate challenge throughout the entire property lifecycle.
TR CBRE’nin Petrol ve Otomotiv ekibi, akaryakıt dolum istasyonları, araba galerileri, araba parkları ve diğer yol kenarı mülklerinin sahipleri ve kullanıcıları için kapsamlı bir hizmet sunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
comprehensive | kapsamlı |
services | hizmet |
the | araba |
of | in |
your | ve |
throughout | için |
EN Now I had to face a new challenge: providing alone for my children.
TR Artık yeni bir zorluğa daha göğüs germeliydim: çocuklarımla yalnız yaşamak.
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Now I had to face a new challenge: providing alone for my children.
TR Artık yeni bir zorluğa daha göğüs germeliydim: çocuklarımla yalnız yaşamak.
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
a | bir |
new | yeni bir |
EN The challenge with language learning is that it should not be limited to the classroom
TR Dil öğretmenin zor tarafı bunu okulun dışına taşıyabilmekte
inglês | turco |
---|---|
language | dil |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN How McLaren is tackling the challenge of F1 2022
TR Verstappen, Perez'in "2 numara" olarak lanse edilmesinden rahatsız
inglês | turco |
---|---|
the | olarak |
EN Biodiversity conservation is a global challenge. In Germany the Federal Agency for Conservation is in charge of this field of work.
TR BM tarafından kabul edilen Dünya Arı Günü, tehdit altındaki arılara yardım amacı taşıyor. Almanya’nın desteğini buradan okuyabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
global | dünya |
the | kabul |
this | buradan |
EN The European Commission is calling for proposals for the Conflict and climate change Challenge for Peace Building to support security initiatives and peace-building activities in partner countries. | STGM
TR Avrupa Komisyonu, ortak ülkelerdeki güvenlik ve barışı tesis etme faaliyetlerini desteklemek için çatışma ve iklim değişikliği barışı inşa etme mücadelesi için proje duyurusu | STGM
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
commission | komisyonu |
change | değişikliği |
security | güvenlik |
partner | ortak |
stgm | stgm |
countries | ülkelerdeki |
conflict | çatışma |
and | ve |
activities | faaliyetlerini |
the | etme |
building | inşa |
climate | iklim |
to support | desteklemek |
EN The European Commission is calling for proposals for the Conflict and climate change Challenge for Peace Building to support security initiatives and peace-building activities in partner countries.
TR Avrupa Komisyonu, ortak ülkelerdeki güvenlik ve barışı tesis etme faaliyetlerini desteklemek için çatışma ve iklim değişikliği barışı inşa etme mücadelesi için proje duyurusu
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
commission | komisyonu |
change | değişikliği |
security | güvenlik |
partner | ortak |
countries | ülkelerdeki |
conflict | çatışma |
and | ve |
activities | faaliyetlerini |
the | etme |
building | inşa |
climate | iklim |
to support | desteklemek |
EN Swiss Deputy Consul General Beat Schmid noted in his address that, “Protection of the refugees is a challenge and a matter of concern for the world at large
TR İsviçre Başkonsolos Yardımcısı Beat Schmid de konuşmasında, “Mültecilerin korunması, tüm dünya için zorluk ve endişe kaynağı olmaya devam ediyor
EN Swiss Deputy Consul General Beat Schmid noted in his address that, “Protection of the refugees is a challenge and a matter of concern for the world at large
TR İsviçre Başkonsolos Yardımcısı Beat Schmid de konuşmasında, “Mültecilerin korunması, tüm dünya için zorluk ve endişe kaynağı olmaya devam ediyor
EN Zebra scanning abilities anticipate any scanning situation and challenge, providing superior visibility and real-time analytics
TR Zebra barkod okutma özellikleri her türlü barkod okuma durumu ve zorlukla baş eder, üstün izlenebilirlik ve gerçek zamanlı analizler sunar
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
scanning | okuma |
situation | durumu |
visibility | izlenebilirlik |
analytics | analizler |
superior | üstün |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
EN With over 50 years of field-proven innovation, you're safeguarded by a Zebra mindset that accepts no limitations and anticipates every challenge.
TR 50 yılı aşan sahada kanıtlanmış inovasyonla sınırsız ve her türlü zorlukla başa çıkabilen Zebra güvenlik anlayışına sahip olun.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
and | ve |
proven | kanıtlanmış |
years | yıl |
of | her |
EN Tackle any scanning challenge that comes your way
TR Barkod okuturken yaşadığınız tüm zorlukları aşın
inglês | turco |
---|---|
your | tüm |
EN We also support during all aspects of related disputes, enforcement processes and lawsuits to challenge tender decisions.
TR Ek olarak, müvekkiller, ilgili uyuşmazlıkların, icra süreçlerinin ve ihale kararına ilişkin davaların her aşamasında destek alırlar.
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
related | ilgili |
decisions | karar |
and | ve |
to | her |
EN Our strong dispute resolution practice helps clients to challenge market bans and other sanctions via the administrative courts.
TR Alanında yetkin “uyuşmazlık çözümü ekibi”, müvekkillerin idari mahkemeler bünyesinde piyasa yasaklamalarına ve diğer yaptırımlara karşı “itiraz” yoluna başvurmalarını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
dispute | uyuşmazlık |
clients | müvekkillerin |
market | piyasa |
other | diğer |
administrative | idari |
EN We use a range of mechanisms to assist our clients to challenge administrative regulations, communiqués, decrees, guides and decisions
TR Müvekkillerin idari düzenlemelere, tebliğlere, kararnamelere, rehberlere ve kararlara itirazına yardımcı olmak amacıyla çeşitli yöntemlere başvurur
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
administrative | idari |
a | yardımcı |
and | ve |
EN Impact Hub Istanbul is formed by a global network of 15,000+ members in 100+ locations that enable collaboration. We unite people from every profession, background and culture with imagination and drive to challenge the status quo.
TR Impact Hub İstanbul, fark yaratan girişimcilerin bir araya geldiği, dünyada 100’den fazla merkezde faaliyet gösteren ve 16.000’den fazla üyeye sahip global bir hareketin parçası.
inglês | turco |
---|---|
global | global |
hub | hub |
and | ve |
of | parçası |
a | bir |
EN Now I had to face a new challenge: providing alone for my children.
TR Artık yeni bir zorluğa daha göğüs germeliydim: çocuklarımla yalnız yaşamak.
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Now I had to face a new challenge: providing alone for my children.
TR Artık yeni bir zorluğa daha göğüs germeliydim: çocuklarımla yalnız yaşamak.
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Facing the challenge of continuously increasing customer demand and the desire to get new products to market faster motivated William Hill, one of the largest gaming companies, to migrate their on-premises data centers to the cloud
TR Sürekli olarak artan müşteri talebinin ve daha hızlı satmak için yeni ürünler alma isteğinin zorluğu, en büyük oyun şirketlerinden biri olan William Hill’i yerinde veri merkezlerini buluta taşıma konusunda motive etmiştir
inglês | turco |
---|---|
continuously | sürekli |
increasing | artan |
customer | müşteri |
new | yeni |
gaming | oyun |
data | veri |
faster | hızlı |
william | william |
desire | olan |
products | ürünler |
and | ve |
get | alma |
EN With the infrastructure supporting ZOZOTOWN built around an on-premises environment, coping with the winter sale, which generates the highest amount of traffic each year, was a challenge
TR ZOZOTOWN’u destekleyen bir şirket içi ortam etrafında inşa edilen altyapı ile, her yıl en yüksek miktarda trafik oluşturan kış satışlarıyla başa çıkmak zordu
inglês | turco |
---|---|
supporting | destekleyen |
environment | ortam |
sale | satış |
traffic | trafik |
year | yıl |
built | inşa |
infrastructure | altyapı |
winter | kış |
highest | en yüksek |
amount | bir |
with | ile |
EN “Naturally, this is a challenge for the hotel industry as a whole,” Sakairi says
TR Sakairi, “Doğal olarak, bu tüm otel sektörü için bir zorluk” diye ifade ediyor
EN Rise Challenge has Launched | STGM
TR Rise Challenge Başladı | STGM
inglês | turco |
---|---|
stgm | stgm |
EN Rise invites 15-17 year olds from around the world to participate in the Rise Challenge
TR Rise, dünyanın dört bir yanından 15-17 yaşındakileri Rise Challenge'a katılmaya davet ediyor
inglês | turco |
---|---|
invites | davet |
world | dünyanın |
from | yanından |
the | dört |
to | bir |
EN The European Commission is calling for proposals for the Conflict and climate change Challenge for Peace Building to support security initiatives and peace-building activities in partner countries. | STGM
TR Avrupa Komisyonu, ortak ülkelerdeki güvenlik ve barışı tesis etme faaliyetlerini desteklemek için çatışma ve iklim değişikliği barışı inşa etme mücadelesi için proje duyurusu | STGM
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
commission | komisyonu |
change | değişikliği |
security | güvenlik |
partner | ortak |
stgm | stgm |
countries | ülkelerdeki |
conflict | çatışma |
and | ve |
activities | faaliyetlerini |
the | etme |
building | inşa |
climate | iklim |
to support | desteklemek |
EN The European Commission is calling for proposals for the Conflict and climate change Challenge for Peace Building to support security initiatives and peace-building activities in partner countries.
TR Avrupa Komisyonu, ortak ülkelerdeki güvenlik ve barışı tesis etme faaliyetlerini desteklemek için çatışma ve iklim değişikliği barışı inşa etme mücadelesi için proje duyurusu
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
commission | komisyonu |
change | değişikliği |
security | güvenlik |
partner | ortak |
countries | ülkelerdeki |
conflict | çatışma |
and | ve |
activities | faaliyetlerini |
the | etme |
building | inşa |
climate | iklim |
to support | desteklemek |
EN Tackle any scanning challenge that comes your way
TR Barkod okuturken yaşadığınız tüm zorlukları aşın
inglês | turco |
---|---|
your | tüm |
EN Zebra scanning abilities anticipate any scanning situation and challenge, providing superior visibility and real-time analytics
TR Zebra barkod okutma özellikleri her türlü barkod okuma durumu ve zorlukla baş eder, üstün izlenebilirlik ve gerçek zamanlı analizler sunar
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
scanning | okuma |
situation | durumu |
visibility | izlenebilirlik |
analytics | analizler |
superior | üstün |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
EN With over 50 years of field-proven innovation, you're safeguarded by a Zebra mindset that accepts no limitations and anticipates every challenge.
TR 50 yılı aşan sahada kanıtlanmış inovasyonla sınırsız ve her türlü zorlukla başa çıkabilen Zebra güvenlik anlayışına sahip olun.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
and | ve |
proven | kanıtlanmış |
years | yıl |
of | her |
EN Throughout history, mankind has been an explorer—seeking to rise above internal and external limitations and challenge the oceans, mountains and mysteries of the world. We are still explorers.
TR Tarih boyunca insan bir kaşif olarak dahili ve harici sınırlamaları aşmaya ve okyanuslar, dağlar ve dünyanın sırlarını keşfetmeye çalışmıtşır. Biz hala kaşifleriz.
inglês | turco |
---|---|
history | tarih |
internal | dahili |
external | harici |
still | hala |
and | ve |
world | dünyanın |
we | biz |
EN As a result, we are faced with a global challenge to freedom
TR Dolayısıyla, özgürlüğe karşı küresel meydan okumayla karşı karşıyayız
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
to | karşı |
EN Our comprehensive range of services can help your business overcome any real estate challenge throughout the entire property lifecycle.
TR CBRE’nin Petrol ve Otomotiv ekibi, akaryakıt dolum istasyonları, araba galerileri, araba parkları ve diğer yol kenarı mülklerinin sahipleri ve kullanıcıları için kapsamlı bir hizmet sunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
comprehensive | kapsamlı |
services | hizmet |
the | araba |
of | in |
your | ve |
throughout | için |
EN The challenge with language learning is that it should not be limited to the classroom
TR Dil öğretmenin zor tarafı bunu okulun dışına taşıyabilmekte
inglês | turco |
---|---|
language | dil |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN How important is sustainability to Germans? Here are some answers about consumption, making sacrifices and the greatest international challenge.
TR Almanlar için sürdürülebilirlik ne kadar önemli? Tüketim, feragat ve en büyük uluslararası meydan okuma sorularına verilen cevaplar.
inglês | turco |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
germans | almanlar |
answers | cevaplar |
consumption | tüketim |
international | uluslararası |
and | ve |
important | önemli |
to | için |
EN This poses another challenge: if we want to use green hydrogen on a large scale, the demand for renewable energy will also increase enormously
TR Buradan, aşılması zor bir engel daha ortaya çıkıyor: Eğer yeşil hidrojeni büyük çapta kullanmak istiyorsak, yenilenebilir enerji ihtiyacı da olağanüstü boyutlarda artıyor
inglês | turco |
---|---|
if | eğer |
renewable | yenilenebilir |
energy | enerji |
also | da |
this | buradan |
large | büyük |
a | bir |
to use | kullanmak |
to | e |
green | yeşil |
EN Eight facts about – plus one challenge for – climate protection
TR İklimin korunmasında sekiz olgu ve üstesinden gelinmesi gereken bir zorluk
inglês | turco |
---|---|
protection | korunmasında |
challenge | zorluk |
eight | sekiz |
EN The climate crisis: an international challenge
TR Uluslararası zorlu sorun: İklim krizi
inglês | turco |
---|---|
crisis | krizi |
international | uluslararası |
EN Even in the coronavirus crisis, the fact that the federal government and the governments of the federal states have to coordinate with one another often presents a challenge
TR Bu durum, korona krizi süresince federal hükümetle eyalet hükümetlerinin ortak bir yaklaşım sergileme çabalarında aşılması gereken birtakım güçlükleri doğurdu
inglês | turco |
---|---|
coronavirus | korona |
crisis | krizi |
federal | federal |
have | bu |
even | bir |
EN To what extent did the pandemic constitute a new challenge? Above all, to the extent that travel was so severely restricted
TR Bu pandeminin getirdiği yeni güçlükler ne oldu? Her şeyden önce seyahat imkanlarının bu denli kısıtlanmış olması önemli bir güçlük teşkil etti
inglês | turco |
---|---|
did | bu |
new | yeni |
travel | seyahat |
what | ne |
was | oldu |
to | her |
the | önce |
EN Germany wants to reduce its CO2 emissions by more than half by the year 2030 – a major challenge.
TR Almanya CO2 emisyonunu, 2030 yılına kadar yarısının da altına düşürmek istiyor; büyük bir sınama.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
wants | istiyor |
by | altına |
a | bir |
to | kadar |
major | büyük |
EN Agriculture faces the challenge of producing good foodstuffs for the growing world population at low ecological cost. These four study courses in Germany show how this task might be mastered.
TR Tarım, giderek artan dünya nüfusuna, yüksek ekolojik bedel ödemeden kaliteli gıda maddesi üretmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya. Almanya‘daki bu dört anabilim dalı, bu ödevin üstesinden nasıl gelinebileceğini gösteriyor.
inglês | turco |
---|---|
agriculture | tarım |
good | yüksek |
growing | artan |
world | dünya |
ecological | ekolojik |
producing | üretmek |
in | da |
how | nasıl |
this | bu |
the | gibi |
of | karşı |
four | dört |
Mostrando 50 de 50 traduções