EN The area surrounding the agora had improved a lot the end of the Hellenistic era
Traduzir "surrounding countries" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "surrounding countries" de inglês para turco
Traduções de surrounding countries
"surrounding countries" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
Tradução de inglês para turco de surrounding countries
inglês
turco
TR Helenistik zamanın sonunda şehir özellikle agorayı çevreleyen alan çok gelişti
| inglês | turco |
|---|---|
| the end | sonunda |
| of | alan |
| the | çok |
EN The blocks that cover the channel, surrounding the pool, are made as rows of seats in the theater
TR Havuzun etrafını çeviren kanalın üzerini kapatan bloklar, tiyatro oturma sıraları gibi yapılmıştır
| inglês | turco |
|---|---|
| blocks | bloklar |
| made | yapılmış |
| channel | kanal |
EN The teacher and other officials in the town had to reside in the district center and surrounding settlements because there were not enough housing
TR Beldede görevli Öğretmen ve diğer memurlar, yeterli konut olmadığından ilçe merkezinde ve çevre yerleşim birimlerinde ikamet etmek zorunda kalmışlardır
| inglês | turco |
|---|---|
| other | diğer |
| center | merkezinde |
| not | olmadığı |
| enough | yeterli |
| and | ve |
| to | etmek |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Wooden lounge chairs available to lie back and see the surrounding CBD and occasional water activity. Rent a bicycle or stroll along the waterfront."
TR "Çok güzel ışık, lazer ve müzik gösterileri sunan, akşamları ışıltılı gökdelenleri izleyebileceğiniz kıyı şeridi. Yürüyüş yapmak, keyifle Singapur manzarasını izlemek için buraya mutlaka uğrayın."
| inglês | turco |
|---|---|
| or | buraya |
| and | ve |
| to | için |
EN With the Sonix AudioText Editor, the audio/video is stitched together to the words. With a simple click on the word or phrase, you can quickly jump to that exact moment and listen to the surrounding context.
TR Sonix AudioText Editor ile ses/video kelimelerle birlikte dikilir. Kelimeye veya cümleye basit bir tıklama ile, tam o ana hızlı bir şekilde atlayabilir ve çevredeki içeriği dinleyebilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| video | video |
| click | tıklama |
| simple | basit |
| sonix | sonix |
| that | o |
| exact | tam |
| word | kelimeye |
| or | veya |
| a | bir |
EN Take in sweeping views of Lac Beauvert and the surrounding mountains while tucking into a decadent – yet delicate – strawberry or apple themed afternoon tea.
TR Deneysel bir yemek tecrübesi sunan Stations, açık pişirme istasyonlarında hazırlanan lezzetleriyle.
| inglês | turco |
|---|---|
| a | bir |
EN Take in sweeping views of Lac Beauvert and the surrounding mountains while tucking into a decadent – yet delicate – strawberry or apple themed afternoon tea.
TR Deneysel bir yemek tecrübesi sunan Stations, açık pişirme istasyonlarında hazırlanan lezzetleriyle.
| inglês | turco |
|---|---|
| a | bir |
EN Take in sweeping views of Lac Beauvert and the surrounding mountains while tucking into a decadent – yet delicate – strawberry or apple themed afternoon tea.
TR Deneysel bir yemek tecrübesi sunan Stations, açık pişirme istasyonlarında hazırlanan lezzetleriyle.
| inglês | turco |
|---|---|
| a | bir |
EN The area surrounding the agora had improved a lot the end of the Hellenistic era
TR Helenistik zamanın sonunda şehir özellikle agorayı çevreleyen alan çok gelişti
| inglês | turco |
|---|---|
| the end | sonunda |
| of | alan |
| the | çok |
EN The blocks that cover the channel, surrounding the pool, are made as rows of seats in the theater
TR Havuzun etrafını çeviren kanalın üzerini kapatan bloklar, tiyatro oturma sıraları gibi yapılmıştır
| inglês | turco |
|---|---|
| blocks | bloklar |
| made | yapılmış |
| channel | kanal |
EN The teacher and other officials in the town had to reside in the district center and surrounding settlements because there were not enough housing
TR Beldede görevli Öğretmen ve diğer memurlar, yeterli konut olmadığından ilçe merkezinde ve çevre yerleşim birimlerinde ikamet etmek zorunda kalmışlardır
| inglês | turco |
|---|---|
| other | diğer |
| center | merkezinde |
| not | olmadığı |
| enough | yeterli |
| and | ve |
| to | etmek |
EN Note that since return is a language construct and not a function, the parentheses surrounding its argument are not required and their use is discouraged.
TR return bir işlev değil bir dil oluşumu olduğundan, değiştirgesini içeren parantez yalnızca değiştirge bir ifade içeriyorsa zorunludur. Bir değişken döndürürken genellikle parantez kullanılmaz ve kullanılmaması önerilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| function | işlev |
| a | bir |
| and | ve |
| use | kullan |
| the | değil |
EN A Berlin start-up called Kaffeeform collects coffee grounds from surrounding cafés and turns them into dishwasher-safe, coffee-brown cups and to-go mugs
TR Berlinli bir start-up olan Kaffeeform şirketi, çevredeki kafelerden kahve telvesi topluyor ve bu malzemeden bulaşık makinesinde yıkanabilen, kahve rengine sahip fincan ve to-go bardakları üretiyor
| inglês | turco |
|---|---|
| coffee | kahve |
| and | ve |
| them | bu |
| to | sahip |
EN These German language tips will boost your German skills during the coronavirus outbreak. Here you can discover words and expressions surrounding study, work and technology.
TR Korona zamanlarında yeni kelimelerle Almancanızı geliştirin. Öğrenim, çalışma ve teknoloji kelimelerinden örnekler.
| inglês | turco |
|---|---|
| coronavirus | korona |
| technology | teknoloji |
| work | çalışma |
| and | ve |
EN This has consequences: real estate prices in the surrounding area have recently risen much more sharply than in Berlin itself.
TR Bunun da elbette bazı sonuçları var: Çevre bölgedeki emlak fiyatları son zamanlarda Berlin’de olduğundan çok daha keskin bir şekilde artıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| recently | son |
| prices | fiyatları |
| in | da |
| the | şekilde |
| more | daha |
| itself | bir |
| this | bunun |
EN Lake Constance and the surrounding region have something for everyone, be it families, nature lovers, sports fans or culture aficionados
TR İster aileler, ister doğa dostları, ister spor tutkunları ya da isterse kültür hayranları – Bodensee bölgesinin herkese sunacağı bir şeyler var
| inglês | turco |
|---|---|
| everyone | herkese |
| families | aileler |
| nature | doğa |
| sports | spor |
| or | isterse |
| culture | kültür |
| and | bir |
| have | var |
| something | ya |
EN The 2021 German federal election – key questions and answers surrounding the election of the country’s new parliament.
TR Almanya’da Federal Meclis seçimi – yeni Parlamento seçimiyle ilgili en önemli soru ve cevaplar.
EN Climate protection in Germany: the controversy surrounding the carbon tax
TR Almanya’da iklimin korunması: CO2 vergisi tartışmaları
| inglês | turco |
|---|---|
| climate | iklimin |
| tax | vergisi |
| protection | korunması |
EN It combines the physics of the ocean and of the atmosphere, the layer of air surrounding our planet
TR Bu program okyanusların ve atmosferin (yani gezegenimizin hava kütlesinin) fiziksel süreçlerini bir arada ele alıyor
| inglês | turco |
|---|---|
| air | hava |
| our planet | gezegenimizin |
| and | ve |
| the | yani |
EN As a result, IoT sensors can create an accurate picture of device performance and surrounding conditions.
TR Sonuç olarak, IoT sensörleri, cihaz performansının ve çevre koşullarının doğru bir resmini oluşturabilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| iot | iot |
| picture | resmini |
| device | cihaz |
| and | ve |
| can create | oluşturabilir |
| conditions | koşullar |
| a | bir |
| result | sonuç |
| performance | performans |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN Adding fine-tuned embellishments such as greenery, lighting, and people, bring an enriched and engaging experience to architecture and its surrounding landscape through 3D visualization.
TR Yeşil alan, aydınlatma ve insan gibi ince dokunuşlu ayrıntılar eklemek, 3B görselleştirme yoluyla mimariye ve çevresindeki peyzaja yönelik zengin ve ilgi çekici bir deneyim sunar.
| inglês | turco |
|---|---|
| adding | eklemek |
| lighting | aydınlatma |
| people | insan |
| experience | deneyim |
| visualization | görselleştirme |
| and | ve |
| engaging | ilgi çekici |
| to | yönelik |
| an | bir |
| through | yoluyla |
| as | gibi |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN "Pretty picnic spot in Paris. Absolutely gorgeous park and surrounding architecture. Take the doors in the SW corner to access the courtyard at the Hotel du Sully"
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| to | için |
| the | bir |
EN However, implementing machine learning within businesses has also raised a number of ethical concerns surrounding AI technologies
TR Ancak, makine öğrenmesinin işletmelerde devreye alınması, yapay zeka teknolojilerine ilişkin bir dizi etik endişeyi beraberinde getirdi
| inglês | turco |
|---|---|
| machine | makine |
| ethical | etik |
| number | dizi |
EN With the Sonix AudioText Editor, the audio/video is stitched together to the words. With a simple click on the word or phrase, you can quickly jump to that exact moment and listen to the surrounding context.
TR Sonix AudioText Editor ile ses/video kelimelerle birlikte dikilir. Kelimeye veya cümleye basit bir tıklama ile, tam o ana hızlı bir şekilde atlayabilir ve çevredeki içeriği dinleyebilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| video | video |
| click | tıklama |
| simple | basit |
| sonix | sonix |
| that | o |
| exact | tam |
| word | kelimeye |
| or | veya |
| a | bir |
EN A slower but more precise method based on an examination of the values of surrounding pixels. Using more complex calculations, Bicubic produces smoother tonal gradations than Nearest Neighbor or Bilinear.
TR Çevreleyen piksellerin değerlerinin incelemesini temel alan daha kesin ancak daha yavaş bir yöntemdir. Bikübik, daha karmaşık hesaplamalar kullanarak En Yakın Komşu veya Çift Doğrusal yöntemine göre daha yumuşak ton geçişleri oluşturur.
| inglês | turco |
|---|---|
| precise | kesin |
| complex | karmaşık |
| or | veya |
| using | kullanarak |
| more | daha |
EN A method that adds pixels by averaging the color values of surrounding pixels. It produces medium-quality results.
TR Çevreleyen piksellerin renk değerlerinin ortalamasını alarak piksel ekleyen yöntemdir. Orta kalitede sonuçlar verir.
| inglês | turco |
|---|---|
| color | renk |
| of | ın |
| by | alarak |
| medium | orta |
| quality | kalitede |
EN Reuse in developing countries is usually more effective than domestic recycling—there’s not much of a market for old cathode ray tube monitors in the US, for example, but they are reused in other countries.
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
EN 3.d. Strengthen the capacity of all countries, in particular developing countries, for early warning, risk reduction and management of national and global health risks
TR 3.d. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ulusal ve küresel sağlık risklerine karşı erken uyarı, riski azaltma ve risk yönetimi kapasitelerinin güçlendirilmesi
| inglês | turco |
|---|---|
| developing | gelişmekte |
| early | erken |
| reduction | azaltma |
| and | ve |
| management | yönetimi |
| national | ulusal |
| global | küresel |
| health | sağlık |
| warning | uyarı |
| the | olmak |
| all | bütün |
| risk | risk |
| of | karşı |
EN 10.a. Implement the principle of special and differential treatment for developing countries, in particular least developed countries, in accordance with World Trade Organization agreements
TR 10.a. Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına uygun olarak, özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için özel ve farklı muamele ilkesinin uygulanması
| inglês | turco |
|---|---|
| developing | gelişmekte |
| trade | ticaret |
| developed | gelişmiş |
| countries | ülkeler |
| world | dünya |
| and | ve |
| least | az |
| accordance | olarak |
| of | in |
| with | uygun |
| for | için |
EN 14.7.1. Sustainable fisheries as a percentage of GDP in small island developing States, least developed countries and all countries
TR 14.7.1. Gelişmekte olan küçük ada ülkeleri, az gelişmiş ülkeler ve tüm ülkelerdeki GSYH'nın bir yüzdesi olarak sürdürülebilir balıkçılık
| inglês | turco |
|---|---|
| sustainable | sürdürülebilir |
| small | küçük |
| developing | gelişmekte |
| least | az |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| all | tüm |
| countries | ülkeler |
EN 17.5.1. Number of countries that adopt and implement investment promotion regimes for least developed countries
TR 17.5.1. En az gelişmiş ülkeler için yatırım promosyonu rejimlerini benimseyen ve uygulayan ülke sayısı
| inglês | turco |
|---|---|
| investment | yatırım |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| for | için |
| of | in |
| countries | ülkeler |
| least | az |
EN 17.11.1. Developing countries’ and least developed countries’ share of global exports
TR 17.11.1. Gelişmekte olan ülkelerin ve en az gelişmiş ülkelerin küresel ihracat payı
| inglês | turco |
|---|---|
| developing | gelişmekte |
| and | ve |
| global | küresel |
| countries | ülkelerin |
| developed | gelişmiş |
| share | payı |
| least | az |
EN 17.12.1. Average tariffs faced by developing countries, least developed countries and small island developing States
TR 17.12.1. Gelişmekte olan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletlerine göre karşılaşılan ortalama tarifeler
| inglês | turco |
|---|---|
| average | ortalama |
| by | göre |
| developing | gelişmekte |
| and | ve |
| small | küçük |
| countries | ülkeler |
| developed | gelişmiş |
| least | az |
EN In addition, it is engaged in high tonnage transit trade from foreign countries to third countries
TR Ayrıca dış ülkelerden üçüncü ülkelere yüksek tonajlı tiransit ticaret yapmaktadır
| inglês | turco |
|---|---|
| high | yüksek |
| trade | ticaret |
| foreign | dış |
| third | üçüncü |
| countries | ülkelere |
| to | ayrıca |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
surrounding surrounding the pool surrounding mountains area surrounding surrounding audio mountains surrounding surrounding area experience surrounding surrounding region surrounding nature park surrounding surrounding context flattened surrounding neighbourhoods surrounding text surrounding the auckland volatility surrounding major efficiently the surrounding surrounding the beijing surrounding reality surrounding the agora surrounding and directs amid the surrounding surrounding areas offer factors surrounding a surrounding toolchain surrounding infrastructure surrounding settlements because surrounding healthy tissue surrounding architecture surrounding yourself with rumours surrounding surrounding tissue surrounding cbd expressions surrounding study region surrounding zermatt countries came together countries developing countries least developed countries various countries six countries certain countries selected countries different countries countries around own countries countries within between countries european countries those countriesTraduzir surrounding countries para outro idioma
Tcheco 
alemão 
chinês 
coreano 
espanhol 
finlandês 
francês 
holandês 
húngaro 
indonésio 
italiano 
japonês 
norueguês 
polonês 
português 
russo 
sueco 
turco 
vietnamita 
árabe