EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
"overseas imports frequently" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
frequently | sık sıkça |
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
inglês | turco |
---|---|
phones | telefonlar |
new | yeni |
repair | onarım |
products | ürünler |
computers | bilgisayarlar |
digital | dijital |
even | da |
ever | daha |
to | birine |
EN Some e-waste is shipped overseas, where it is burned for scrap by kids in junkyards
TR Bazı e-atıklar deniz aşırı ülkelere, orada yakılıp çocuklar tarafından hurda olarak toplanılsın diye gönderilir
inglês | turco |
---|---|
kids | çocuklar |
some | bazı |
by | tarafından |
EN British Indian Ocean Territory is one of the overseas regions of the United Kingdom on the Indian Ocean
TR Britanya Hint Okyanusu Toprakları, Birleşik Krallığı’n Hint Okyanusu üzerinde bulunan denizaşırı bölgelerinden bir tanesidir
inglês | turco |
---|---|
indian | hint |
united | birleşik |
is | bulunan |
EN Kibar Holding announced that after Jordan, it continues its overseas investments in the Panel Sector with Azerbaijan.
TR Kibar Holding Panel Sektöründe yurtdışı yatırımlarına Ürdün’den sonra Azerbaycan ile devam ettiğini açıkladı.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
continues | devam |
panel | panel |
holding | holding |
sector | sektör |
the | sonra |
EN The firm assists domestic and global companies in the food and beverage industries, helping to launch and maintain Turkish operations, as well as assisting domestic clients which seek to expand overseas
TR Bu sektörlerdeki uluslararası şirketlere, Türkiye’deki işlemlerinin başlatılmasında ve sürdürülmesinde, yerli şirketlere ise, yurtdışına açılma çalışmalarında yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
helping | yardımcı olur |
global | uluslararası |
companies | şirketlere |
the | ise |
and | ve |
EN Moroğlu Arseven understands market trends and consequent legal issues which face industrial and manufacturing clients, both in Turkey and overseas
TR Moroğlu Arseven; yurt içi ve yurt dışında sanayi ve üretim sektörlerinde faaliyet gösteren müvekkillerin karşılaştığı pazar trendlerine ve bunun sonucu ortaya çıkan hukuki sorunlara hakimdir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
market | pazar |
legal | hukuki |
clients | müvekkillerin |
industrial | sanayi |
manufacturing | üretim |
and | ve |
EN Announcements will be made to sector companies in each country through our overseas consultancy/attachés.
TR Yurt dışındaki müşavirliklerimiz/ataşeliklerimiz vasıtasıyla, her ülkedeki sektör firmalarına duyurular yapılacaktır.
inglês | turco |
---|---|
announcements | duyurular |
sector | sektör |
companies | firmalar |
to | her |
EN Some e-waste is shipped overseas, where it is burned for scrap by kids in junkyards
TR Bazı e-atıklar deniz aşırı ülkelere, orada yakılıp çocuklar tarafından hurda olarak toplanılsın diye gönderilir
inglês | turco |
---|---|
kids | çocuklar |
some | bazı |
by | tarafından |
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
inglês | turco |
---|---|
phones | telefonlar |
new | yeni |
repair | onarım |
products | ürünler |
computers | bilgisayarlar |
digital | dijital |
even | da |
ever | daha |
to | birine |
EN Some of the areas that are incorporated in our model are iGaming licensing, overseas banking, international business corporations, international e-commerce, and payment processing.
TR Modelimize dahil edilen alanlardan bazıları iGaming lisansı, offshore bankacılık, uluslararası ticari şirketler, uluslararası e-ticaret ve ödeme işlemedir.
inglês | turco |
---|---|
banking | bankacılık |
international | uluslararası |
payment | ödeme |
business | iş |
and | ve |
some | bazı |
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
inglês | turco |
---|---|
phones | telefonlar |
new | yeni |
repair | onarım |
products | ürünler |
computers | bilgisayarlar |
digital | dijital |
even | da |
ever | daha |
to | birine |
EN British Indian Ocean Territory is one of the overseas regions of the United Kingdom on the Indian Ocean
TR Britanya Hint Okyanusu Toprakları, Birleşik Krallığı’n Hint Okyanusu üzerinde bulunan denizaşırı bölgelerinden bir tanesidir
inglês | turco |
---|---|
indian | hint |
united | birleşik |
is | bulunan |
EN The countries Germany imports are
TR Almanya’nın İthalat Yaptığı Ülkeler
EN Countries in which France imports
TR Fransa’nın İthalat Yaptığı Ülkeler
EN This deficit is closed with imports
TR Bu açık, ithalatla kapatılır
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
EN Raw materials such as cotton, crude oil, wool, ferrous metals constitute nearly 50% of imports
TR Pamuk, ham petrol, yün, demirli madenler gibi hammaddeler ithalatın % 50’ye yakın kısmını meydana getirir
inglês | turco |
---|---|
raw | ham |
cotton | pamuk |
oil | petrol |
as | gibi |
EN was the total value of German exports in 2020; imports amounted to 1,025 billion euros
TR Almanya’nın 2020’de ihracattan elde ettiği gelir, ithalat rakamıysa 1.025 milyar.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
billion | milyar |
EN Founded with the aim of supporting the imports and the exports of the Kibar Group companies, Kibar International operates in Lausanne, Switzerland, which is located at the center of Europe and is close to financial circles. As part of its mission...
TR Kibar Grubu Şirketlerinin ithalat ve ihracatına destek olmak üzere kurulan Kibar International, Avrupa’nın merkezinde ve finans çevrelerine yakın bir yer olan Lozan, İsviçre’de faaliyet göstermektedir. Kuruluş amacı gereği, başta...
inglês | turco |
---|---|
founded | kurulan |
supporting | destek |
kibar | kibar |
center | merkezinde |
financial | finans |
international | international |
group | grubu |
and | ve |
companies | faaliyet |
is | olan |
to | olmak |
EN Kibar Will Cut Imports In Its Own Way With An Investment Of $900 Million
TR 900 MİLYON $'LIK YATIRIMLA İTHALATI KİBAR'CA BİTİRECEK
EN However, the country also relies on importing raw materials to support its manufacturing, including imports of cotton, scrap metal and chemicals
TR Ama bu üretim; pamuk, demir hurdaları ve kimyasallar gibi hammadde ithalatına dayanmaktadır
inglês | turco |
---|---|
cotton | pamuk |
manufacturing | üretim |
its | bu |
and | ve |
the | gibi |
EN Soundiiz imports your playlists and favourites easily from
TR Soundiiz, çalma listelerinizi ve favorilerinizi
inglês | turco |
---|---|
soundiiz | soundiiz |
and | ve |
EN Drag the indicator to the chart. In the appeared window, go to the Common tab and check the Allow DLL imports box.
TR Göstergeyi grafiğe sürükleyin. Açılan pencerede Common (Genel) sekmesine gidin ve Harici DLL alımına izin ver kutucuğunu tikleyin.
inglês | turco |
---|---|
go | gidin |
common | genel |
tab | sekmesine |
to | e |
and | ve |
EN The countries Germany imports are
TR Almanya’nın İthalat Yaptığı Ülkeler
EN was the total value of German exports in 2020; imports amounted to 1,025 billion euros
TR Almanya’nın 2020’de ihracattan elde ettiği gelir, ithalat rakamıysa 1.025 milyar.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
billion | milyar |
EN The foreign trade quota is currently 84.4 per cent – that’s the sum of imports and exports in relation to GDP
TR Dış ticaret oranı, yüzde 84,4 seviyesinde; bu, ithalat ve ihracatın GSMH bağlamındaki toplam miktarı
inglês | turco |
---|---|
foreign | dış |
trade | ticaret |
per cent | yüzde |
the | toplam |
and | ve |
EN Furthermore, the enormous use of reinforced concrete is making many countries with few natural resources increasingly dependent on imports.
TR Ve aşırı miktarda çelikli beton kullanımı, hammade açısından fakir olan birçok ülkeyi giderek ithalata daha bağımlı kılıyor.
inglês | turco |
---|---|
furthermore | ve |
concrete | beton |
is | olan |
use | kullanımı |
many | çok |
the | giderek |
few | bir |
EN However, since this alone will probably not cover demand, the country will have to rely on imports from countries where there is plenty of (sea) water and sunshine
TR Muhtemelen bu miktar da tek başına yeterli olmayacağından, güneş ışığı ve (deniz) suyu bol olan diğer ülkelerden yapılacak ithalatlara güveniliyor
inglês | turco |
---|---|
probably | muhtemelen |
alone | tek başına |
and | ve |
this | bu |
water | suyu |
sea | deniz |
is | olan |
to | tek |
EN Germany in world trade | Most important facts about imports and exports
TR Uluslararası ticarette Almanya | Önemli ithalat - ihracat olguları
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
world | uluslararası |
EN Why is a supply chain law still important then? Yes, that’s true, but Germany also imports cheap consumer goods and sources many low-cost preliminary goods and services along the supply chain
TR Buna rağmen bu tür bir tedarik zinciri yasası neden gerekli? Evet, çok doğru, ancak Almanya ucuz tüketim malları da ithal ediyor ve tedarik zinciri boyunca ekonomik açıdan elverişli sayısız girdi üzerinden de kar sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
supply | tedarik |
chain | zinciri |
germany | almanya |
cheap | ucuz |
law | yasası |
yes | evet |
and | ve |
why | neden |
a | bir |
EN 4. The most important imports were data-processing devices – in other words, computer technology – as well as electrical and optical products, motor vehicles and components, machinery and chemical products.
TR 4. En önemli ithalat malları arasındaysa, bilgi işlem donanımları, başka bir ifadeyle bilgisayar teknolojisi ürünleri ile elektrikli ve optik ürünler, motorlu taşıtlar ve bunların parçaları, makineler ve kimyasal ürünler yer aldı.
inglês | turco |
---|---|
most | en |
data | bilgi |
processing | işlem |
computer | bilgisayar |
technology | teknolojisi |
optical | optik |
chemical | kimyasal |
and | ve |
important | önemli |
products | ürünler |
in | yer |
the | başka |
EN 5. Imports of plant-based beverages rose very strongly. The importation of soya-, oat-, almond- and rice-based drinks increased by 46%.
TR 5. Bitki bazlı içeceklerin ithalatında müthiş bir artış gözlemlendi. Soya, yulaf, badem ve pirinç bazlı içecek ithalatı yüzde 46 oranında arttı.
inglês | turco |
---|---|
plant | bitki |
based | bazlı |
oat | yulaf |
and | ve |
drinks | içecek |
EN 6. The People’s Republic of China was Germany’s most important trading partner with a goods value of 212.7 billion euros (exports and imports). It was followed in second and third place by the Netherlands and the United States respectively.
TR 6. 2020 yılında Almanya’nın en önemli ticari ortağı, 212,7 milyar avroluk mal değeriyle (ihracat ve ithalat) Çin Halk Cumhuriyeti oldu. İkinci ve üçüncü sıradaysa Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri geldi.
inglês | turco |
---|---|
republic | cumhuriyeti |
goods | mal |
billion | milyar |
in | yılında |
partner | ortağı |
was | oldu |
and | ve |
of | in |
most | en |
important | önemli |
states | devletleri |
third | üçüncü |
united | birleşik |
EN 8. With an economic openness rating (imports plus exports in relation to GDP) of approximately 87.8% Germany has the “most open” economy among the G7 countries.
TR 8. Yaklaşık yüzde 87,8’lik “dışa açıklık oranı” ile (ihracat ve ithalat toplamının GSYİH’ya oranı) Almanya, G7 ülkeleri arasındaki “en dışa açık” ekonomi.
EN Countries in which France imports
TR Fransa’nın İthalat Yaptığı Ülkeler
EN Enter your competitor’s domain into Content Explorer to see how frequently they're publishing and republishing content.
TR Rakibinizin domain’ini İçerik Gezgini’ne girerek ne kadar sık şekilde yayınlama ve yeniden yayınlama yaptıklarını görün.
inglês | turco |
---|---|
frequently | sık |
publishing | yayınlama |
see | görün |
and | ve |
to | kadar |
EN The integrity of research is frequently addressed in education and training sessions by research institutions
TR Araştırmaların doğruluğu araştırma kuruluşlarının eğitim ve öğrenim oturumlarında sık sık işlenen bir konudur
inglês | turco |
---|---|
frequently | sık |
institutions | kuruluşlar |
research | araştırma |
and | ve |
training | eğitim |
EN Peer-reviewed scientific and medical articles are in global demand: physicians read reprints frequently, as a useful way to stay informed of the latest developments in their field*.
TR Hakem denetimli bilimsel ve tıbbi makalelere talep küresel çapta yükselişte: doktorlar, alanlarındaki son gelişmelerden haberdar olmak için düzenli olarak tekrar baskıları okuyor*.
inglês | turco |
---|---|
scientific | bilimsel |
medical | tıbbi |
global | küresel |
demand | talep |
of | in |
read | ve |
developments | son |
to | için |
EN Frequently Asked Questions About Izmir
TR İzmir hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Frequently Asked Questions About Adana
TR Adana hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
adana | adana |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Frequently Asked Questions About Ankara
TR Ankara hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
ankara | ankara |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Frequently Asked Questions About Balikesir
TR Balıkesir hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Frequently Asked Questions About Ibiza
TR Ibiza hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Frequently Asked Questions About Trabzon
TR Trabzon hakkında sıkça sorulan sorular
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
about | hakkında |
frequently | sık |
EN Changed the menu that opens on right-click in fields of the list of contacts and chats. Now frequently-performed actions will work much faster.
TR Kişiler ve sohbetler listesinde sağ tıklandığında açılan menü değiştirildi. Böylece, sık gerçekleştirilen eylemler çok daha hızlı çalışacaktır.
inglês | turco |
---|---|
actions | eylemler |
work | iş |
right | sağ |
menu | menü |
frequently | sık |
faster | hızlı |
and | ve |
much | de |
the | kişiler |
of | çok |
in | daha |
EN Click the questions to see frequently asked questions and their answers.
TR Sıkça sorulan sorular ve cevapları için soruların üzerine tıklayınız.
inglês | turco |
---|---|
click | tıklayın |
asked | sorulan |
answers | cevapları |
questions | sorular |
frequently | sık |
and | ve |
to | için |
EN Frequently asked questions Community support
TR Sıkça sorulan sorular Topluluk Desteği
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
questions | sorular |
community | topluluk |
support | desteği |
frequently | sık |
EN Ethereum is most frequently used to track the ownership of digital currencies like Ether and ERC20 tokens but it also supports a wide range of decentralized applications (dApps)
TR Ethereum'un en yaygın kullanımı Ether ve ERC20 tokenları gibi dijital varlıkların mülkiyetini takip etmektir
inglês | turco |
---|---|
applications | kullanımı |
ether | ether |
most | en |
track | takip |
digital | dijital |
and | ve |
the | gibi |
EN The Beach Boys are an iconic American rock band, frequently cited as one of the most influential and commercially successful groups in the history of popular music due to their intricate vo… read more
TR Üç kardeş, bir kuzen ve okul arkadaşlarının oluşturduğu dünyanın en iyi vokal gruplarından biri sayılan Beach Boys, müziğe “Pendletones” adıyla başladı. 1961 yılında yaptıkları “Surfin” … Devamını oku
EN Digitalization and digital literacy were among the frequently discussed topics in the COVID-19 …
TR STÖ'lerin dijital kapasitelerinin ve becerilerinin gelişimine katkıda bulunmak hedefiyle Veri…
EN Start a brokerage business offering crypto derivatives trading based on B2Margin plat-form. Take advantage of the new trend by offering your clients futures contracts that are now more frequently traded in the market.
TR Bu yeni trendin nasıl dünyayı sardığını ve kaldıracı nasıl kendi lehinize çevirebileceğinizi öğrenin. FOREX marjin yatırımların popülaritesini ve kripto dünyasını ele geçirmesini anlatan özel bir makale.
inglês | turco |
---|---|
crypto | kripto |
new | yeni |
your | ve |
now | bu |
Mostrando 50 de 50 traduções