Traduzir "often neglected" para turco

Mostrando 50 de 50 traduções da frase "often neglected" de inglês para turco

Traduções de often neglected

"often neglected" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:

often ancak bir daha daha fazla de en fazla genelde genellikle ile için kadar sık sık sık sıklıkla veya zaman çok çoğu çoğu zaman

Tradução de inglês para turco de often neglected

inglês
turco

EN They are major branding elements that are often neglected

TR Genellikle ihmal edilen büyük bir marka öğesidir

inglês turco
major büyük
branding marka
often genellikle
that bir

EN They are major branding elements that are often neglected

TR Genellikle ihmal edilen büyük bir marka öğesidir

inglês turco
major büyük
branding marka
often genellikle
that bir

EN 3.3. By 2030, end the epidemics of AIDS, tuberculosis, malaria and neglected tropical diseases and combat hepatitis, water-borne diseases and other communicable diseases

TR 3.3. 2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi

inglês turco
diseases hastalıklar
combat mücadele
other diğer
water su
and ve
the yoluyla
of kadar

EN Number of people requiring interventions against neglected tropical diseases

TR İhmal edilen tropikal hastalıklara karşı müdahaleler gerektiren kişi sayısı

inglês turco
people kişi

EN 12. Have you ever neglected your basic needs (e.g. eating, sleeping, hygiene) because of your streaming behavior? 

TR 12. Canlı yayın davranışlarınız nedeniyle hiç temel ihtiyaçlarınızı (örneğin yemek yeme, uyuma, hijyen) ihmal ettiniz mi? 

inglês turco
basic temel
hygiene hijyen
behavior davranış
ever hiç
have örneğin
needs ihtiyaç
of in

EN Investing our time in new—or neglected—hobbies, passions, and activities helps restore meaning to our lives in the absence of our addictive internet and technology behaviors

TR Zamanımızı yeni veya ihmal edilmiş hobilere, tutkulara ve etkinliklere yatırmak, bağımlılık yaratan internet ve teknoloji davranışlarımızın yokluğunda hayatımıza anlam kazandırmaya yardımcı olur

inglês turco
new yeni
internet internet
technology teknoloji
and ve
or veya

EN In the end, individual end-users often get the software at zero cost, while corporate customers are often happy to pay for more support.

TR Sonuç olarak, kurumsal müşteriler daha fazla destek almak için ödeme yapmaktan mutluyken, bireysel son kullanıcılar ise genellikle sıfır maliyetle yazılım elde ederler.

inglês turco
often genellikle
zero sıfır
corporate kurumsal
customers müşteriler
support destek
users kullanıcılar
software yazılım
individual bireysel
pay ödeme
get elde
the ise

EN If you’ve gathered survey results or you’re determining how often something occurs, visualizing these numbers in a histogram allows you to easily pinpoint which range has your variable occur most often.

TR Anket sonuçlarını topladıysanız veya bir şeyin ne sıklıkla meydana geldiğini belirliyorsanız, bu sayıları bir histogramda görselleştirmek, değişkeninizin en sık hangi aralıkta meydana geldiğini kolayca belirlemenizi sağlar.

inglês turco
survey anket
allows sağlar
easily kolayca
most en
or veya
often sıklıkla
occurs meydana
results sonuçlarını
these bu
a bir

EN Refugees often find it difficult to find gainful employment – often, their attempts to get a job are thwarted by red tape

TR İşe alınmaları sıkça bürokratik engellere takılıyor

EN In reality, of course, there is often a certain amount of pressure on members of parliament to follow their party leadership – this is often referred to as party discipline

TR Öte yandan gerçeklikte çoğu zaman meclis grubu yönetiminin milletvekilleri üzerinde belli bir baskısı olabiliyor; bu durum genelde meclis grubu disiplini olarak tanımlanıyor

inglês turco
certain belli
often genelde
this bu
a bir
on üzerinde

EN While we appreciate your enthusiasm, in order to control abuse, we limit how often you can do this.

TR Coşkunu anlıyor olsak da kötüye kullanımı kontrol altında tutmak için ne sıklıkta bunu yapabileceğini kısıtlıyoruz.

inglês turco
you in
can ne
control kontrol
in da
to için

EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.

TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.

inglês turco
dns dns
component bileşen
often genellikle
critical kritik
this bu
and ve
business
for için
a bir

EN Irreproducibility often originates from missing elements to research data, which are needed in order to achieve the same research results

TR Tekrarlanamazlık, genellikle araştırma verilerinde eksik olan ve aynı araştırma sonuçlarına ulaşılabilmesi için ihtiyaç duyulan unsurlardan kaynaklanmaktadır

inglês turco
often genellikle
missing eksik
research araştırma
which ve
are olan
the aynı
to için
needed ihtiyaç

EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.

TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.

inglês turco
resources kaynaklar
model model
software yazılımlar
often genellikle
sufficient yeterli
enable mümkün
and ve
or veya

EN Large collaborative projects can often involve hundreds of contributors, and even for smaller research efforts an author list of 10-15 people is not unusual

TR İşbirliği gerektiren büyük projelere genelde yüzlerce kişi katkı sağlamakta, daha küçük araştırmalarda bile 10-15 kişilik yazar listeleriyle karşılaşılabilmektedir

inglês turco
projects projelere
often genelde
author yazar
people kişi
even bile
smaller daha küçük
large büyük
for daha

EN It means that we often end up treating people and situations based on unconscious generalizations and preconceptions rather than using a set of objective qualitative or quantitative parameters.

TR Yani insanlar ve durumlara nesnel veya nicel parametreler yerine genelde bilinçsiz genellemeler ve peşin hükümlerle yaklaşırız.

inglês turco
often genelde
unconscious bilinçsiz
and ve
people insanlar
or veya
of in
that yani

EN Busting the “publish more often” myth

TR "Daha fazla yayınla" efsanesini çökertmek

inglês turco
more fazla

EN Throttling is often done to gaming users’ connections as they take up substantial bandwidth

TR Kısıtlama, genellikle önemli miktarda bant genişliğine sahip oldukları için oyuncuların bağlantılarına yapılır

inglês turco
often genellikle
connections bağlantıları

EN Often, even if you connect a VPN service, you may encounter a DNS leak.There are several main reasons for displaying the real DNS server when you change IP using VPN software.

TR Çoğu zaman, bir VPN servisine bağlansanız bile, bir DNS sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. VPN yazılımını kullanarak IP'yi değiştirdiğinizde gerçek DNS sunucusunu görüntülemenin birkaç ana nedeni vardır.

inglês turco
vpn vpn
dns dns
main ana
real gerçek
when zaman
a birkaç
using kullanarak
software yazılımını
even bir

EN Free VPNs often sell their user data to third parties

TR Ücretsiz VPN'ler genellikle kullanıcı verilerini üçüncü şahıslara satarlar

inglês turco
often genellikle
data verilerini
user kullanıcı
third üçüncü

EN In Crimea, there are access errors to various Internet resources and applications often occur

TR Kırım`da, çeşitli İnternet kaynaklarına erişim hataları vardır ve uygulamalar sıklıkla meydana gelir

inglês turco
crimea kırım
access erişim
applications uygulamalar
often sıklıkla
occur meydana
various çeşitli
in da
to e
and ve
errors hataları
resources kaynaklar

EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-roc… read more

TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü… Devamını oku

EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-rock and ps… read more

TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü birleşt… Devamını oku

EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-rock and psychedelic rock, the bands that creat… read more

TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü birleştirerek, daha çok gitar ve davul bazl… Devamını oku

EN Taylor Alison Swift is an American singer-songwriter. Her narrative songwriting, which often takes inspiration from her personal life, has received widespread critical praise and media cove… read more

TR 11 Grammy ödüllü Amerikan Country/Pop şarkıcısı ve söz yazarıdır. 1989 Pennsylvania doğumlu Swift, daha sonraları ailesiyle beraber Tennessee'deki Hendersonville kasabasına taşınmış… Devamını oku

EN Her narrative songwriting, which often takes inspiration from her personal life, has received widespread critical praise and media coverage

TR 1989 Pennsylvania doğumlu Swift, daha sonraları ailesiyle beraber Tennessee'deki Hendersonville kasabasına taşınmıştır

inglês turco
from daha

EN If a host puts a lot of thought into the invitation, just imagine how the party will be! Unfortunately, physical invitations are often time-consuming and can get lost in the mail

TR Ev sahibi davetiyeyi hazırlamak için bu kadar özendiyse partiye nasıl özenmiştir kim bilir! Ancak ne yazık ki basılı davetiyeler artık hem çok zaman alan hem de ilgilisine ulaşmadan postada kaybolabilen nesneler hâline geldi

inglês turco
are ev
time zaman
can ne
how nasıl
of in
get bu

EN A favicon often appears in bookmarks, browser tabs and URL address bars. It not only helps visitors to find your website easier and faster, but also serves as a strong branding element.

TR Site ikonu genellikle yer imlerinde, tarayıcı sekmelerinde ve URL adres çubuklarında görünür.

inglês turco
often genellikle
url url
browser tarayıcı
address adres
website site
and ve
in yer

EN Beyoncé is often cited as an influence by other artists

TR Houston, Teksas'da doğup büyüyen Beyoncé 1990'larda kurulan ve dünyanın en çok satan ve tüm zamanların en başarılı grubu olan Destiny's Child adlı grubun lideri olarak şöhret kazandı

inglês turco
other en
is olan
as olarak

EN We help you connect to the healing—and often flavorful—power of nature, whether deep in the mountains or at the heart of the world’s bustling cities.

TR İster dağların doruklarında isterse dünyanın telaşlı şehirlerinde olsun, doğanın şifa verici -ve çoğunlukla lezzetli- gücüne bağlanmanıza yardımcı oluruz.

inglês turco
or isterse
nature doğanın
help yardımcı

EN From our Michelin star restaurants to our casual cafes, we emphasize healthy and sustainable menus, often highlighting local produce and honey from our apiaries

TR Michelin yıldızlı restoranlarımızdan gündelik kafelerimize kadar, çoğunlukla yerel ürünleri ve kendi kovanlarımızdan elde ettiğimiz balı ön plana çıkaran sağlıklı ve sürdürülebilir menüleri vurguluyoruz

inglês turco
michelin michelin
casual gündelik
sustainable sürdürülebilir
honey balı
healthy sağlıklı
restaurants restoranlar
local yerel
and ve
to kadar

EN We cut through the noise in order to execute, ship often and fast.

TR Gereğini yerine getirmek, sık sık ve hızlı bir şekilde yol almak için şamalataları geçip gittik.

inglês turco
fast hızlı
and ve
the şekilde
often sık
to için

EN Significant volatility is often cited as one of the main reasons why many institutions and individuals have remained on the cryptocurrency sidelines to date and stablecoins have been developed to address this issue.

TR Önemli dalgalanmalar, çoğu kurum ve bireylerin bugüne kadar kripto-parazit kenarlarında kalmasının ana nedenlerinden biri olarak gösterilmekte ve bu konuya hitap etmek için sabit borçlar geliştirilmiştir.

inglês turco
main ana
individuals bireylerin
cryptocurrency kripto
developed geliştirilmiş
and ve
this bu
the çoğu

EN Anyone can install it: GNU/Linux is free as in freedom, and often available free of charge.

TR Onu herkes kurabilir:  GNU/Linux tam anlamıyla özgürdür ve bir çok Linux dağıtımı ücretsiz bir şekilde indirilebilir.

inglês turco
linux linux
in da
free ücretsiz
and ve
anyone herkes
of bir

EN Does your phone often distract you from basic functions, such as eating, going to the bathroom, walking or driving?

TR Telefonunuz sık sık dikkatinizi yemek yemek, tuvalete gitmek, yürümek veya araba kullanmak gibi temel işlevlerden uzaklaştırıyor mu?

inglês turco
basic temel
driving kullanmak
often sık
or veya
the araba
as gibi

EN Different members have found different tools to be helpful, and often the tools we use change over time

TR Farklı üyeler yardımcı olacak farklı araçlar buldu ve sıklıkla kullandığımız araçlar zamanla değişiyor

inglês turco
and ve
often sıklıkla
members üyeler
time zamanla
different farklı
tools araçlar
the olacak
over de

EN Often our addictions are layered in with other traumas, fears, and troubled pasts

TR Bağımlılıklarımız genellikle diğer travmalar, korkular ve sorunlu geçmişlerle katmanlanır

inglês turco
often genellikle
other diğer
and ve

EN I often liked to consume content of people doing things I would like to do in real life as well, and I would be so amazed by them

TR Gerçek hayatta da yapmak istediğim şeyleri yapan insanların içeriklerini sık sık tüketmeyi severdim ve onlara çok şaşırırdım

inglês turco
real gerçek
life hayatta
things şeyleri
in da
people insanlar
often sık
and ve
them onlara
to yapmak

EN I watched for the purpose of watching, often quitting videos halfway through or playing games while watching because one video alone wasn’t doing it anymore.

TR İzlemek, çoğu zaman videoları yarıda bırakmak veya izlerken oyun oynamak amacıyla izledim çünkü artık tek bir video bunu yapmıyordu.

inglês turco
purpose amacı
games oyun
videos videoları
video video
or veya
anymore artık
the çoğu
because çünkü
it bunu
while da

EN It has often happened that when we inform the person of the effects their actions are having and make a request that they change their behavior, they have apologized and sought to change.

TR Kişiyi eylemlerinin yarattığı etkiler hakkında bilgilendirdiğimizde ve davranışlarını değiştirmesi için talepte bulunduğumuzda, özür dileyip değiştirmeye çalıştıkları sıklıkla olmuştur.

inglês turco
often sıklıkla
behavior davranış
of in
and ve
to hakkında

EN I still shop online because it is often very effective and I haven?t yet found a better way

TR Hala çevrimiçi alışveriş yapıyorum çünkü genellikle çok etkilidir ve henüz daha iyi bir yol bulamadım

inglês turco
often genellikle
way yol
online çevrimiçi
shop alışveriş
because çünkü
and ve
yet henüz
better daha iyi
a bir

EN I was often procrastinating and not doing my homework, telling myself I would just watch one more video, or do one more level

TR Sık sık erteliyordum ve ödevimi yapmıyordum, kendime sadece bir video daha izleyeceğimi ya da bir seviye daha yapacağımı söylüyordum

inglês turco
video video
level seviye
just sadece
more daha
and ve
often sık

EN Often right before a big deadline, when I really needed to start applying myself, I would fall into a total binge

TR Genellikle büyük bir son teslim tarihinden hemen önce, gerçekten kendimi uygulamaya başlamam gerektiğinde, tam bir tıkanıklığa düşerdim

inglês turco
often genellikle
big büyük
really gerçekten
total bir
before önce

EN These principles are reflected in our relationship with clients, not as a temporarily hired provider of legal services but rather as a trusted advisor for both legal and strategic matters, often on a long-term basis.

TR Müvekkillerimizden ve çevremizden, detaylara odaklanan, konusuna yoğunlaşan, karmaşık işlemleri basite indirgeyebilen bir bakış ve beceriye sahip olduğumuzu sıklıkla duymaktayız.

inglês turco
often sıklıkla
and ve
a bir

EN I use them often for announcements as well as logo reveals and intros.

TR Genellikle duyurular ve logo gösterimleri ve introlar için kullanıyorum.

inglês turco
often genellikle
announcements duyurular
logo logo
and ve

EN Collaborative inbox is often perceived as an email inbox

TR Ortak çalışma gelen kutusu genellikle bir e-posta gelen kutusu olarak algılanır

inglês turco
collaborative ortak
often genellikle
email posta
inbox gelen kutusu
as olarak

EN An Affiliate is usually a blogger, webmaster or a digital marketing, SEO or social media expert who enjoys using RADAAR and often mentions it online and offline

TR Ortaklar genellikle bir blog yazarı, web yöneticisi veya dijital pazarlama, SEO veya RADAAR'ı kullanmaktan hoşlanan ve sıklıkla hem çevrimiçi hem de çevrimdışı olarak RADAAR?dan bahseden bir sosyal medya uzmanıdır

inglês turco
expert uzman
using de
offline çevrimdışı
seo seo
online çevrimiçi
marketing pazarlama
and ve
or veya
social sosyal
digital dijital
media medya
it hem

EN They'll often recommend RADAAR while meeting up with customers

TR Müşterilerle buluştuklarında RADAAR'ı önerirler

EN A password vault is a software program that keeps a number of passwords in a secure digital location. A password vault is also often called a password manager.

TR Şifre defteri, şifrelerinizi güvenli bir şekilde saklamanızı ve yönetmenizi kolaylaştıran bir yazılımdır. Şifre defterine genellikle şifre yöneticisi de denir.

inglês turco
software yazılımdır
often genellikle
called denir
manager yöneticisi
password şifre
secure güvenli
digital bir
also ve
that şekilde

EN Artistic works and video art projects are often shared here, making Vimeo an indispensable site for people who are interested in art.

TR Sanatsal çalışmaların, video art projelerinin sıklıkla yer aldığı Vimeo, bu anlamda sanatla bir biçimde ilgilenen insanlar için vazgeçilmez biri yerdir.

inglês turco
often sıklıkla
indispensable vazgeçilmez
interested ilgilenen
art art
video video
vimeo vimeo
here bu
people insanlar
for için

Mostrando 50 de 50 traduções