EN How to determine your chances to rank in Google
"determine your chances" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN How to determine your chances to rank in Google
TR Google’da sıralanma şansınızı nasıl belirleyebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
how | nasıl |
EN The best way to determine the trustworthiness of a CA is to determine whether the CA in question has its own trusted root, that is, whether the CA has a root already present in all popular browsers
TR Bir CA'nın güvenilirliğini belirlemenin en iyi yolu, söz konusu CA'nın kendi güvenilir köküne sahip olup olmadığını, yani ilgili CA'nın tüm popüler tarayıcılarda zaten mevcut olan bir köke sahip olup olmadığını belirlemektir
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
question | konusu |
trusted | güvenilir |
root | kök |
popular | popüler |
browsers | tarayıcı |
the | olup |
all | tüm |
best | en |
EN The best way to determine the trustworthiness of a CA is to determine whether the CA in question has its own trusted root, that is, whether the CA has a root already present in all popular browsers
TR Bir CA'nın güvenilirliğini belirlemenin en iyi yolu, söz konusu CA'nın kendi güvenilir köküne sahip olup olmadığını, yani ilgili CA'nın tüm popüler tarayıcılarda zaten mevcut olan bir köke sahip olup olmadığını belirlemektir
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
question | konusu |
trusted | güvenilir |
root | kök |
popular | popüler |
browsers | tarayıcı |
the | olup |
all | tüm |
best | en |
EN Secure your internet connection, especially when you’re connected to public Wi-Fi. By encrypting your connection, your chances of becoming a victim of online intrusion reduce significantly.
TR Özellikle halka açık Wi-Fi ağına bağlıyken internet bağlantınızı güvence altına alın. Bağlantınızı şifreleyerek, çevrimiçi izinsiz girişlerin kurbanı olma şansınız önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
secure | alın |
your | de |
of | ın |
a | a |
by | altına |
connected | bağlı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
connection | bağlantı |
public | açık |
EN Secure your internet connection, especially when you’re connected to public Wi-Fi. By encrypting your connection, your chances of becoming a victim of online intrusion reduce significantly.
TR Özellikle halka açık Wi-Fi ağına bağlıyken internet bağlantınızı güvence altına alın. Bağlantınızı şifreleyerek, çevrimiçi izinsiz girişlerin kurbanı olma şansınız önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
secure | alın |
your | de |
of | ın |
a | a |
by | altına |
connected | bağlı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
connection | bağlantı |
public | açık |
EN But if your customers cannot memorize your brand, the chances that they’ll buy from you again are quite low
TR Ancak markanız müşterilerin aklında kalmıyorsa yeniden sizden alışveriş yapma ihtimalleri epey azalır
inglês | turco |
---|---|
customers | müşterilerin |
buy | al |
again | yeniden |
your brand | markanız |
from you | sizden |
EN Also, if you lose your .com domain, you can increase your chances by getting a .io domain name
TR Ayrıca, .com alanınız alınmışsa, bir .io alan adı alarak şansınızı yükseltebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
name | adı |
domain | alan |
by | alarak |
also | ayrıca |
EN Identity fraud and theft can decrease your chances of securing future loans, damage your credit score, and also incur fines.
TR Kimlik dolandırıcılığı ve hırsızlığı, kredi ihtimalinizi düşürebilir, puanınıza zarar verebilir ve ceza almanıza neden olabilir.
inglês | turco |
---|---|
identity | kimlik |
of | ın |
damage | zarar |
credit | kredi |
and | ve |
can | verebilir |
EN Identity fraud and theft can decrease your chances of securing future loans, damage your credit score, and also incur fines.
TR Kimlik dolandırıcılığı ve hırsızlığı, kredi ihtimalinizi düşürebilir, puanınıza zarar verebilir ve ceza almanıza neden olabilir.
inglês | turco |
---|---|
identity | kimlik |
of | ın |
damage | zarar |
credit | kredi |
and | ve |
can | verebilir |
EN But if your customers cannot memorize your brand, the chances that they’ll buy from you again are quite low
TR Ancak markanız müşterilerin aklında kalmıyorsa yeniden sizden alışveriş yapma ihtimalleri epey azalır
inglês | turco |
---|---|
customers | müşterilerin |
buy | al |
again | yeniden |
your brand | markanız |
from you | sizden |
EN Also, if you lose your .com domain, you can increase your chances by getting a .io domain name
TR Ayrıca, .com alanınız alınmışsa, bir .io alan adı alarak şansınızı yükseltebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
name | adı |
domain | alan |
by | alarak |
also | ayrıca |
EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
TR Bu kişiselleştirilmiş ve uygun maliyetli işe alım çözümü sayesinde işinizin görülme şansını artırın ve herhangi bir alandaki en iyi adaylara ulaşın.
inglês | turco |
---|---|
job | iş |
reach | ulaşın |
personalised | kişiselleştirilmiş |
cost | maliyetli |
solution | çözümü |
this | bu |
and | ve |
best | en |
EN The chances of a end user watching your video is much higher than a text with images
TR Son kullanıcının, görseller ve bir metinden oluşan video yerine sizinkini izleme ihtimali çok daha fazla
inglês | turco |
---|---|
end | son |
video | video |
images | görseller |
user | kullanıcı |
your | ve |
a | bir |
the | fazla |
EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
TR Bu kişiselleştirilmiş ve uygun maliyetli işe alım çözümü sayesinde işinizin görülme şansını artırın ve herhangi bir alandaki en iyi adaylara ulaşın.
inglês | turco |
---|---|
job | iş |
reach | ulaşın |
personalised | kişiselleştirilmiş |
cost | maliyetli |
solution | çözümü |
this | bu |
and | ve |
best | en |
EN Before disassembling your phone, discharge the battery below 25%. The battery can catch fire and/or explode if accidentally punctured, but the chances of that happening are much lower if discharged.
TR Telefonunuzu demonte etmeden önce, pil gücünü %25'in altına kadar düşürün. Pil yanlışlıkla delindiği takdirde alev alabilir ve/veya patlayabilir ancak bu olasılık, pil gücü belli bir seviyenin altındaysa daha düşüktür.
inglês | turco |
---|---|
battery | pil |
can | alabilir |
lower | alt |
your phone | telefonunuzu |
if | takdirde |
or | veya |
and | ve |
EN The quick check on the home page enables you to make an initial assessment of your chances
TR Portalın ana sayfasında hızlı bir testle fikir edinebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
home | ana |
quick | hızlı |
page | sayfası |
EN Ida has a trick that might help you: “Just try using 'die'.” The chances of your being right are quite high because almost half of all German nouns are feminine.
TR İşte size Ida’nın önerdiği hile: „Gayet basit ,die‘yi deneyin.“ İsabet oranı hayli yüksek, çünkü Almancada cins isimlerin hemen hemen yarısı dişildir.
EN A formal teaching certificate is preferable and will increase your chances of admission. Candidates that don't have a certificate or a verifiable teaching experience will not be accepted.
TR Resmi eğitim belgesi tercih edilir ve kabul şansınızı artıracaktır, ancak mutlaka gerekli değildir.
inglês | turco |
---|---|
formal | resmi |
of | ın |
accepted | kabul |
not | değildir |
a | ancak |
and | ve |
EN The chances of a end user watching your video is much higher than a text with images
TR Son kullanıcının, görseller ve bir metinden oluşan video yerine sizinkini izleme ihtimali çok daha fazla
inglês | turco |
---|---|
end | son |
video | video |
images | görseller |
user | kullanıcı |
your | ve |
a | bir |
the | fazla |
EN Got a question about our tools or data? Chances are good that there's an answer ready for you.
TR Araçlarımız veya verilerimizle ilgili yardıma mı ihtiyacınız var? Büyük olasılıkla bu konuda kapsamlı bir makale yayınlamışızdır.
inglês | turco |
---|---|
good | büyük |
about | ilgili |
or | veya |
a | bir |
tools | araçları |
EN And because this information is easy to locate, understand, and act on wherever you need it, you will be able to make sound therapy decisions that reduce the chances for preventable adverse events and negative patient outcomes.
TR Ve bu bilgilerin ihtiyaç duyduğunuzda bulunması, anlaşılması ve kullanılması kolay olduğundan, engellenebilir olası yan etkiler ve olumsuz hasta sonuçlarını azaltan güvenilir tedavi kararları alabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgilerin |
easy | kolay |
negative | olumsuz |
patient | hasta |
outcomes | sonuçları |
on | güvenilir |
this | bu |
and | ve |
need | ihtiyaç |
decisions | kararlar |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
inglês | turco |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
inglês | turco |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN Javascript is easy to learn. Javascript SEO on the other hand, is a more complex topic. Not always does Google index Javascript websites. What can we do to increase our chances of ranking our site on Google Search? How can our audience find our site?
TR Javascript’i öğrenmesi kolaydır. Fakat Javascript ile arama motoru optimizasyonu yapmak apayrı bir konudur. Google aramalarında görünme şansımızı artırmak için neler yapabiliriz? Hedeflediğimiz kitle sitemizi nasıl bulabilir?
inglês | turco |
---|---|
javascript | javascript |
easy | kolaydır |
audience | kitle |
to learn | öğrenmesi |
of | in |
a | bir |
our | ile |
what | neler |
increase | artırmak |
search | arama |
how | nasıl |
EN As with every other career or endeavor, the chances of becoming successful are much higher with an education.
TR Diğer tüm işlerde veya çabalarda olduğu gibi, başarılı olma şansı ilgili alanda eğitim alarak çok daha yüksektir.
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
successful | başarılı |
other | diğer |
or | veya |
every | e |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN The generation expert Rüdiger Maas talks about differences and similarities between young and old and the chances and risks for the upcoming generation.
TR Kuşak araştırması yapan bilim insanı Rüdiger Maas’la yaşlı ve genç insanlar arasındaki farklar ve ortak özellikler ile gelecek kuşağın fırsatlarıyla riskleri üzerine bir söyleşi.
inglês | turco |
---|---|
differences | farklar |
risks | riskleri |
young | genç |
and | ve |
between | arasındaki |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
inglês | turco |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
inglês | turco |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN If you?re looking to rent, chances are, we?ve got exactly what you?re looking for
TR Kiralamak istiyorsanız, aradığınız şey tam olarak bizde var
inglês | turco |
---|---|
exactly | tam olarak |
to | şey |
rent | kiralamak |
are | var |
EN After all, I am aware that not many people get the chances that I have today
TR Çünkü bugün sahip olduğum fırsatlara pek çok insanın sahip olmadığını biliyorum
inglês | turco |
---|---|
people | insan |
today | bugün |
many | pek |
the | çok |
EN What are my chances? How do I find a suitable job? Do I need a visa? Find out here.
TR Nasıl bir şansım var? Bana uygun işi nasıl bulurum? Vize almam gerekiyor mu? İşte yanıtlar.
inglês | turco |
---|---|
suitable | uygun |
visa | vize |
job | iş |
how | nasıl |
a | bir |
need | gerekiyor |
do | işi |
EN The conditions for admission to medical school are changing in Germany. International applicants have excellent chances.
TR Almanya’da tıp öğrenimine kabul koşulları değişiyor. Enternasyonal müracaatçıların şansı çok yüksek.
inglês | turco |
---|---|
medical | tıp |
the | kabul |
to | çok |
EN At the moment, the chances for international applicants are good, as many training places remain vacant.
TR Birçok meslek eğitim yeri boş olduğu için, şu anda yabancı başvurucuların şansı gayet yüksek.
inglês | turco |
---|---|
training | eğitim |
the | anda |
for | için |
many | çok |
EN For this reason, immigrants with qualifications in medical and social professions also have very good chances on the job market.
TR Bu nedenle tıbbi ve sosyal meslek sahibi yeni göçmenlerin iş bulma şansı gayet yüksek.
inglês | turco |
---|---|
medical | tıbbi |
social | sosyal |
this | bu |
for | nedenle |
on | yüksek |
and | ve |
EN Only a personal covering letter aimed at the respective company offers good chances of success.
TR Yalnızca başvurulan firmaya hitap eden, bireysel yazılmış bir motivasyon mektubu başarı vadedebilir.
inglês | turco |
---|---|
success | başarı |
a | bir |
only | yalnızca |
EN In Lucky6, a player can place multiple bets of 6 numbers, which increases the chances of winning
TR Lucky6'da, bir oyuncu 6 sayılık çoklu bahisler oynayabilir, bu da kazanma şansını artırır.
inglês | turco |
---|---|
player | oyuncu |
increases | artırır |
in | da |
which | bu |
Mostrando 50 de 50 traduções