EN The constantly evolving smart app guides you through preprogrammed mask routines for FOREO’s UFO™ Activated Mask range and allows you to customize all device features to your preference.
"constantly evolving" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
constantly | bir ile için olarak sürekli sürekli olarak ve |
EN The constantly evolving smart app guides you through preprogrammed mask routines for FOREO’s UFO™ Activated Mask range and allows you to customize all device features to your preference.
TR Sürekli gelişen akıllı uygulama, FOREO'nun UFO™ Aktif Maske serisi için önceden programlanmış maske rutinlerinde size rehberlik eder ve tüm cihaz özelliklerini tercihinize göre kişiselleştirmenize olanak tanır.
EN Keep in mind that the business of SEO is one that is constantly evolving, and failing to keep up with these changes has been the undoing of more than one competing rank tracking agency
TR SEO işinin sürekli gelişen bir iş olduğunu ve bu değişikliklere ayak uyduramamanın birden fazla rakip sıralama izleme ajansının felaketi olduğunu unutmayın
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
seo | seo |
constantly | sürekli |
rank | sıralama |
tracking | izleme |
agency | ajans |
keep in mind | unutmayın |
and | ve |
is | olduğunu |
these | bu |
more | fazla |
to | birden |
EN Separation has been around for decades, and the technology is constantly evolving as consumer trends impose new and different demands on food processors.
TR NIZO yöntemi hakkında 4 önemli soru. NIZO yöntemi sütte homojenizasyon verimliliğini ölçmek için kullanılır.
inglês | turco |
---|---|
as | soru |
for | için |
on | hakkında |
EN We are constantly finding new ways to meet the evolving expectations of our market
TR Piyasanın değişen beklentilerini karşılamak için sürekli bir şekilde yeni yollar buluyoruz
inglês | turco |
---|---|
constantly | sürekli |
new | yeni |
ways | yollar |
meet | karşılamak |
our | de |
market | iş |
the | şekilde |
of | in |
to | için |
EN To stay one step ahead of the evolving security risk, it invests in research and development that ensures its brand is recognized in the industry
TR Gelişen güvenlik riskinin bir adım önünde olmak için, markasının sektörde tanınmasını sağlayan araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaktadır
inglês | turco |
---|---|
step | adım |
security | güvenlik |
research | araştırma |
development | geliştirmeye |
ahead | önünde |
and | ve |
of | in |
brand | için |
EN You also have the option to add, change and delete any of the SAN SSL certificates instantly to meet the evolving needs of your network
TR Ayrıca, networkünüzün gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için SAN SSL sertifikalarından herhangi birini anında ekleme, değiştirme ve silme seçeneğiniz de mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
change | değiştirme |
delete | silme |
san | san |
ssl | ssl |
instantly | anında |
meet | karşılamak |
of | in |
needs | ihtiyaçlarını |
certificates | sertifikaları |
have | mevcuttur |
and | ve |
any | herhangi |
to add | ekleme |
EN Factory- or field-installable RFID encoding capability means you can meet your evolving needs for years to come.
TR Fabrikada veya sahada takılabilen RFID kodlayıcı özelliği ile önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
rfid | rfid |
years | yıllarda |
or | veya |
needs | ihtiyaç |
to | ile |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business.
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir.
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN Enable access to real-time data that guides better decisions, so your staff can respond to changing conditions and evolving priorities.
TR Daha iyi kararlar için gerçek zamanlı verilere erişim sunarak personelinizin değişen durumlara ve ortaya çıkan önceliklere yanıt verebilmesini sağlar.
inglês | turco |
---|---|
enable | sağlar |
access | erişim |
decisions | kararlar |
respond | yanıt |
time | zamanlı |
real | gerçek |
better | daha iyi |
to | için |
and | ve |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN Upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business via the purchase of a simple software license
TR Yükseltilebilir özellikler, işinizin değişen ihtiyaçlarına basit bir yazılım lisansı satın alarak cevap vermenize izin verir
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
software | yazılım |
features | özellikler |
purchase | satın |
simple | basit |
needs | ihtiyaç |
a | bir |
license | lisans |
EN Strategic approach Get an outside-in view and market insights inspiring you to keep evolving your supply chain
TR Stratejik yaklaşım Tedarik zincirinizi geliştirmeye devam etmeniz için size ilham verecek bir dıştan-içe görünüm ve pazar içgörüleri alma
inglês | turco |
---|---|
strategic | stratejik |
approach | yaklaşım |
market | pazar |
keep | devam |
supply | tedarik |
get | alma |
and | ve |
your | etmeniz |
to | için |
EN Due to the breadth of our securities and capital markets experience and continuously evolving market conditions, Moroğlu Arseven often advises on innovative and ground-breaking regulatory or transactional questions.
TR Menkul kıymetler ve sermaye piyasası alanındaki deneyimi ve piyasa koşullarındaki değişiklikler Moroğlu Arseven’in yenilikçi çözümler üretmesini sağlar.
inglês | turco |
---|---|
capital | sermaye |
experience | deneyimi |
moroğlu | moroğlu |
innovative | yenilikçi |
conditions | koşullar |
and | ve |
market | piyasası |
EN We regularly support clients from the early stages of employment disputes and whistleblowing incidents, to ensure clients handle these evolving disputes, investigations or systemic issues procedurally correctly
TR Müvekkillere büyüyen ve gelişen uyuşmazlıklar, soruşturmalar veya sistematik sorunlarla usule uygun şekilde başa çıkabilmelerini sağlamak için uyuşmazlığın ilk aşamasından itibaren destek verilir
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
early | ilk |
investigations | soruşturmalar |
of | in |
and | ve |
or | veya |
to | sağlamak |
these | için |
ensure | sağlamak için |
EN To stay one step ahead of the evolving security risk, it invests in research and development that ensures its brand is recognized in the industry
TR Gelişen güvenlik riskinin bir adım önünde olmak için, markasının sektörde tanınmasını sağlayan araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaktadır
inglês | turco |
---|---|
step | adım |
security | güvenlik |
research | araştırma |
development | geliştirmeye |
ahead | önünde |
and | ve |
of | in |
brand | için |
EN You also have the option to add, change and delete any of the SAN SSL certificates instantly to meet the evolving needs of your network
TR Ayrıca, networkünüzün gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için SAN SSL sertifikalarından herhangi birini anında ekleme, değiştirme ve silme seçeneğiniz de mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
change | değiştirme |
delete | silme |
san | san |
ssl | ssl |
instantly | anında |
meet | karşılamak |
of | in |
needs | ihtiyaçlarını |
certificates | sertifikaları |
have | mevcuttur |
and | ve |
any | herhangi |
to add | ekleme |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business.
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir.
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN We regularly support clients from the early stages of employment disputes and whistleblowing incidents, to ensure clients handle these evolving disputes, investigations or systemic issues procedurally correctly
TR Müvekkillere büyüyen ve gelişen uyuşmazlıklar, soruşturmalar veya sistematik sorunlarla usule uygun şekilde başa çıkabilmelerini sağlamak için uyuşmazlığın ilk aşamasından itibaren destek verilir
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
early | ilk |
investigations | soruşturmalar |
of | in |
and | ve |
or | veya |
to | sağlamak |
these | için |
ensure | sağlamak için |
EN Industry is evolving fast, creating increased demands for data and analytics
TR Sektör hızla gelişirken veri ve analiz taleplerinde artışa neden oluyor
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
fast | hızla |
and | ve |
for | neden |
data | veri |
EN Size UPS units to meet evolving requirements, evaluate heat loads to determine the need for dedicated cooling, and enable connectivity for remote monitoring.
TR KGK birimlerini değişen gereklilikleri karşılayacak şekilde boyutlandırın, özel soğutma ihtiyacını belirlemek için ısı yüklerini değerlendirin ve uzaktan izleme için bağlanabilirliği mümkün kılın.
inglês | turco |
---|---|
requirements | gereklilikleri |
need | ihtiyacı |
cooling | soğutma |
enable | mümkün |
remote | uzaktan |
monitoring | izleme |
heat | ısı |
and | ve |
the | şekilde |
EN Moreover, we’ve been able to stay at the very top in the iGaming industry, which has been evolving and developing at a very fast pace lately.
TR Dahası, son zamanlarda çok hızlı bir şekilde gelişen ve gelişen iGaming endüstrisinin zirvesinde kalmayı başarmayı bildik.
inglês | turco |
---|---|
industry | endüstrisinin |
fast | hızlı |
and | ve |
the | şekilde |
top | en |
a | bir |
EN The Sustainable Consumer is Evolving. So Should You.
TR Dijital dünyaya nasıl ayak uydurabilirsiniz?
inglês | turco |
---|---|
the | nasıl |
EN Factory- or field-installable RFID encoding capability means you can meet your evolving needs for years to come.
TR Fabrikada veya sahada takılabilen RFID kodlayıcı özelliği ile önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
rfid | rfid |
years | yıllarda |
or | veya |
needs | ihtiyaç |
to | ile |
EN The food industry is rapidly evolving
TR Gıda endüstrisi hızla gelişiyor
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
industry | endüstrisi |
rapidly | hızla |
EN Barriers to change still remain, but are diminishing and evolving
TR Değişimin önündeki hala engeller bulunuyor, fakat giderek azalmakta ve değişmektedir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
but | fakat |
still | hala |
EN A competitive advantage: Strengthening our customer value proposition by offering a diverse team with perspectives that match the evolving needs of our customers and consumers
TR Rekabetçi avantaj: Müşterimizin ve tüketicilerin değişen ihtiyaçlarını karşılayacak perspektifleri olan, çeşitliliğe sahip bir ekip sunarak müşterimizin sunduğu değeri güçlendirmek
inglês | turco |
---|---|
competitive | rekabetçi |
advantage | avantaj |
diverse | en |
team | ekip |
consumers | tüketicilerin |
by offering | sunarak |
needs | ihtiyaçlarını |
value | değeri |
and | ve |
EN Responding to evolving customer needs
TR Değişen müşteri ihtiyaçlarına yanıt veriyoruz
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
needs | ihtiyaç |
EN In this rapidly evolving world, staying updated is essential
TR Hızla gelişen bu dünyada, güncel kalmak esastır
EN Outside of Ahrefs being a great source of search data, they’re one of my top tools due to them listening to users and constantly improving their tools.
TR Ahrefs’in harika bir arama verisi kaynağı olmasının yanı sıra, kullanıcıları dinleyip araçlarını sürekli geliştirdikleri için, mevcut olan en iyi araçlardan biri.
inglês | turco |
---|---|
search | arama |
data | verisi |
constantly | sürekli |
source | kaynağı |
great | harika |
tools | araçlarını |
users | kullanıcıları |
top | en |
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
protection | koruma |
of | ın |
conduct | davranış |
child | çocuk |
support | destek |
programs | programları |
institutions | kurumlar |
and | ve |
EN Like human beings, we have the odd fault or two and we’re constantly updating and improving every aspect of Last.fm, ironing out new-found bugs and making subtle changes to things like our recommendation algorithms
TR Her insanın olduğu gibi bizim de bir iki hatamız oluyor, Last.fm'in tüm özelliklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirerek, yeni bulunan hataları çözümlüyoruz ve öneri algoritmalarımız gibi şeylerde küçük değişiklikler yapıyoruz
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
changes | değişiklikler |
algorithms | algoritmaları |
found | bulunan |
last | last |
new | yeni |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
the | gibi |
two | iki |
EN The list is constantly expanding because our goal is to create a community of decentralized applications that can be accessed by anyone with a mobile device
TR Liste gitgide genişlemektedir çünkü hedefimiz mobil cihaza sahip herkes tarafından erişilebilen bir merkeziyetsiz uygulama topluluğu yaratmaktır.
inglês | turco |
---|---|
list | liste |
community | topluluğu |
decentralized | merkeziyetsiz |
mobile | mobil |
our goal | hedefimiz |
device | cihaza |
by | tarafından |
a | bir |
because | çünkü |
to | sahip |
EN We’re constantly working to make our clients’ experiences as fast and seamless as possible, so they can focus more on their business and less on implementation
TR Müşterilerimizin uygulamadan ziyade işlerine odaklanabilmeleri için, onların deneyimlerini mümkün olduğunca hızlı ve sorunsuz hâle getirmek üzere hiç durmadan çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
seamless | sorunsuz |
fast | hızlı |
possible | mümkün |
and | ve |
business | iş |
EN The global commitment to reducing climate change means that legislation is changing constantly
TR İklim değişikliğini azaltmaya olan küresel bağlılık, mevzuatın devamlı değiştiğini gösterir
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
change | değişikliğini |
is | olan |
EN “Easy to install, updates regularly, and constantly cleans out and protects against viruses and hackers.”
TR “Bilgisayarımda kullanımı kolaydır. TotalAV 'BÜYÜK' bir üründür!”
EN We pledge to constantly seek to better the ways in which we impact Mother Earth.
TR Toprak ana üzerindeki etkimizi daha da iyileştirmek için sürekli olarak çaba göstermeye söz veriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
mother | ana |
earth | toprak |
in | da |
constantly | sürekli olarak |
to | için |
EN Hello Traders! Phemex is constantly on the lookout to grow our family and improve our users’ experience around the globe. We’re happy to announce that the Phemex Turkey platform has launched on……
TR Phemex kullanıcıları, başka bir işlem yarışmasına hazır mısınız? Bu seferki etkinliğimizde Ethereum işlemi yaparak 20.000$'lık havuzdan ödül kazanabilirsiniz! Büyük kazanmak is……
EN Constantly pushing the boundaries of beauty
TR Güzelliğin sınırlarını sürekli olarak zorluyoruz
inglês | turco |
---|---|
boundaries | sınırları |
constantly | sürekli olarak |
of | in |
the | olarak |
EN Normally, legal professionals are constantly creating and processing a large volume of legal data
TR Normalde, yasal profesyoneller sürekli olarak büyük miktarda yasal veri oluşturup işliyorlar
inglês | turco |
---|---|
normally | normalde |
legal | yasal |
professionals | profesyoneller |
large | büyük |
data | veri |
constantly | sürekli olarak |
of | olarak |
EN When around friends, are you constantly picking up your phone or checking your computer to post about what is happening or to check to see what is happening to other people?
TR Arkadaşlarınızın yanındayken, neler olup bittiğini öğrenmek veya diğer insanlara neler olduğunu kontrol etmek için sürekli olarak telefonunuzu elinize alıyor musunuz veya bilgisayarınızı kontrol ediyor musunuz?
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
computer | bilgisayar |
other | diğer |
your phone | telefonunuzu |
or | veya |
is | olduğunu |
constantly | sürekli olarak |
people | insanlara |
what | neler |
check | kontrol |
EN It can be bothersome to constantly check on your survey to see if anyone’s filled it out
TR Kimsenin doldurup doldurmadığını görmek için anketinizi sürekli kontrol etmek rahatsız edici olabilir
inglês | turco |
---|---|
constantly | sürekli |
be | olabilir |
check | kontrol |
EN Twitter is an extremely dynamic platform with a constantly changing agenda
TR Twitter, gündemin çok hızlı değiştiği son derece dinamik bir alan
inglês | turco |
---|---|
dynamic | dinamik |
extremely | son derece |
a | bir |
EN With constantly changing algorithms, you need to be sure you?re using your company page successfully to strengthen your corporate image
TR Çünkü değişen algoritmalarla beraber kurumsal imajınızı güçlendirme noktasında şirket hesabınızı başarılı bir şekilde kullanmanız gerekir
inglês | turco |
---|---|
corporate | kurumsal |
successfully | başarılı |
company | şirket |
with | şekilde |
to | bir |
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
protection | koruma |
of | ın |
conduct | davranış |
child | çocuk |
support | destek |
programs | programları |
institutions | kurumlar |
and | ve |
EN I don’t have enough knowledge of English myself to teach my sons but I think English is a must-have now. Language should be learned constantly, and Buddy is a great help here!
TR İngilizce bilseydim çocuklarıma öğretmek isterdim, çünkü İngilizce artık hayatın olmazsa olmazı. Öğrenmek için her fırsatı değerlendirmek lazım, Buddy sayesinde bu iş oldukça kolaylaştı!
inglês | turco |
---|---|
but | de |
now | bu |
is | artık |
EN You can earn up to $25 per sale. We have flexible pricing depends on country. We're constantly improving our conversion rate and sale amount.
TR Satış başına 25 dolara kadar kazanabilirsiniz. Ülkeye bağlı olarak esnek fiyatlandırmamız var. Dönüşüm oranımızı ve satış miktarımızı sürekli iyileştiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
flexible | esnek |
constantly | sürekli |
rate | oranı |
amount | miktarı |
sale | satış |
depends | bağlı |
have | var |
and | ve |
conversion | dönüşüm |
to | kadar |
per | başına |
EN If notifications are constantly invading your screen, all it takes is one simple click to finally remove them for good.
TR Bildirimler ekranınızı ele geçiriyorsa onları sonsuza dek kaldırmak için tek yapmanız gereken basit bir tıklama.
inglês | turco |
---|---|
notifications | bildirimler |
screen | ekran |
remove | kaldırmak |
click | tıklama |
simple | basit |
EN WebShield is constantly on the lookout for potential cyber threats, blocking and intercepting them long before danger can strike.
TR WebShield, siber tehditlere karşı sürekli tetiktedir ve daha tehlike ortaya çıkmadan önce onları durdurur ve engeller.
inglês | turco |
---|---|
constantly | sürekli |
cyber | siber |
threats | tehditlere |
and | ve |
them | onları |
EN Their faq page samples will not have a WordPress knowledge base theme helpdesk customer support help center and help desk support theme constantly improve their customer service
TR SSS sayfası örneklerinde bir WordPress bilgi tabanı teması olmayacak, yardım masası müşteri destek yardım merkezi ve yardım masası destek teması, müşteri hizmetlerini sürekli olarak iyileştirecektir
inglês | turco |
---|---|
faq | sss |
customer | müşteri |
center | merkezi |
page | sayfası |
wordpress | wordpress |
base | tabanı |
support | destek |
help | yardım |
a | bir |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
service | hizmetlerini |
EN Our landing page templates may look similar to the bootstrap templates but are more responsive and have modern features, which are constantly improved
TR Açılış sayfası şablonlarımız, önyükleme şablonlarına benzeyebilir, ancak daha duyarlıdır ve sürekli geliştirilen modern özelliklere sahiptir
inglês | turco |
---|---|
responsive | duyarlı |
modern | modern |
constantly | sürekli |
page | sayfası |
bootstrap | önyükleme |
and | ve |
features | sahiptir |
Mostrando 50 de 50 traduções