EN Elsevier is a global information analytics business that helps institutions and professionals advance healthcare, open science and improve performance for the benefit of humanity
EN Elsevier is a global information analytics business that helps institutions and professionals advance healthcare, open science and improve performance for the benefit of humanity
TR Elsevier, kurumlar ve profesyonellerin insanlığa fayda sağlamak üzere sağlık sektörünün geliştirmesi, bilimi açık hale getirmesi ve performansı artırmasına yardımcı olan küresel bir bilgi analiz şirketidir
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
analytics | analiz |
healthcare | sağlık |
open | açık |
benefit | fayda |
elsevier | elsevier |
information | bilgi |
and | ve |
science | bilimi |
a | yardımcı |
is | olan |
EN Elsevier article reprints provides pharma companies with a chance to engage their audiences and reinforce product messages.
TR Elsevier makale tekrar baskıları ilaç şirketlerine kitlelerine ulaşma ve ürün mesajlarını destekleme şansı verir
inglês | turco |
---|---|
messages | mesajlar |
elsevier | elsevier |
product | ürün |
chance | şansı |
and | ve |
EN Elsevier's history reflects a series of collaborations in the effort to advance science and health
TR Elsevier'in tarihi bilimi ve sağlık hizmetlerini geliştirme çabasına paralel olarak yapılmış bir dizi işbirliğini yansıtmaktadır
inglês | turco |
---|---|
history | tarihi |
series | dizi |
science | bilimi |
health | sağlık |
and | ve |
a | bir |
EN Elsevier, the world's leading provider of science and health information, has been around since 1880, publishing research and partnering institutions like yours to advance scholarship and improve lives
TR Dünyanın en önemli bilim ve sağlık bilgisi sağlayıcısı olan Elsevier 1880'den beri faaliyettedir ve akademiyi geliştirmek ve hayatları daha iyi hale getirmek için araştırmalar yayınlamakta, sizin gibi kurumlarla ortaklıklar yapmaktadır
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
elsevier | elsevier |
science | bilim |
provider | sağlayıcısı |
and | ve |
to | için |
leading | en |
of | in |
has | olan |
improve | geliştirmek |
EN We also provide technical and communications expertise to advance Research4Life, and have committed to the program through 2020.
TR Ayrıca Research4Life'ı geliştirmek için teknik ve iletişim uzmanlığımızı sağlamaktayız ve 2020 yılına kadar programa dahil olmayı taahhüt etmiş durumdayız.
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
communications | iletişim |
and | ve |
EN Get creative to increase the chance of your opening being seen with one of the banner positions on our 500+ journal websites.
TR 500'ün üzerindeki dergi sitemizdeki banner pozisyonlarından birini yaratıcı bir şekilde kullanarak açık pozisyon ilanınızın görülme şansını artırın.
inglês | turco |
---|---|
increase | artırın |
journal | dergi |
creative | yaratıcı |
the | şekilde |
to | kullanarak |
EN Elsevier article reprints are a trusted and engaging way to inform healthcare professionals, providing pharma companies with a chance to engage their audiences and build confidence in their products.
TR Elsevier makale yeniden baskıları sağlık uzmanlarınızı bilgilendirmek, ilaç şirketlerine kitlelerine ulaşmaları ve ürünlerine güvenilmesini sağlamaları için şans vermek için güvenilir ve ilgi çekici bir yöntemdir.
inglês | turco |
---|---|
healthcare | sağlık |
professionals | uzmanlar |
elsevier | elsevier |
engaging | ilgi çekici |
are | vermek |
and | ve |
trusted | güvenilir |
article | bir |
EN The mobile-structured ads you will apply on your mobile-friendly website will give you the chance to earn more advertising revenue.
TR Mobil uyumlu web sitenizde uygulayacağınız mobil yapıda reklamlar size daha fazla reklam geliri kazanma şansı verecektir.
inglês | turco |
---|---|
website | web |
mobile | mobil |
chance | şansı |
ads | reklamlar |
advertising | reklam |
the | size |
EN Do your websites load slowly and make you lose rankings? Check out our web acceleration service now and improve your page experience. Don't miss the chance to get a better ranking.
TR Web siteleriniz yavaş yükleniyor ve sizlere sıralama mı kaybettiriyor. Hemen site hızlandırma hizmetimize göz atın, sayfa deneyiminizi iyileştirin. Daha iyi sıralama elde etme şansını kaçırmayın.
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyiminizi |
check | göz |
page | sayfa |
get | elde |
the | etme |
better | daha iyi |
ranking | sıralama |
web | web |
and | ve |
now | hemen |
EN If your customers want their hands on the latest products before they reach the shelves, or hate waiting in long lines for their food, a professional preorder form makes it easier for customers to order in advance
TR Müşterileriniz en yeni ürünleriniz raflarda yerini almadan önce bu ürünlere sahip olmak istiyorsa profesyonel bir ön sipariş formu müşterilerinizin ürün piyasaya sürülmeden önce sipariş vermesini kolaylaştırır
inglês | turco |
---|---|
professional | profesyonel |
form | formu |
order | sipariş |
your customers | müşterilerinizin |
customers | müşterileriniz |
their | bu |
latest | en |
lines | bir |
products | ürünlere |
EN You can use a tool like Buffer, Hootsuite, or MeetEdgar to schedule these posts in advance.
TR Bu paylaşımları önceden planlamak için Buffer, Hootsuite veya MeetEdgar gibi araçları kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
tool | araç |
these | bu |
you can use | kullanabilirsiniz |
or | veya |
to | için |
EN Don't leave the success of your creative efforts up to chance
TR İçerik oluşturma çabalarınızı şansa bırakmayın
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
EN The world’s leading motorsport series and the industry’s largest digital platform unite to give fans across the world the chance to have their voices heard.
TR Motorsport Games, IndyCar'la yaptığı anlaşmanın ardından, 2023'te ilk NTT INDYCAR oyununu piyasaya sürecek.
inglês | turco |
---|---|
motorsport | motorsport |
to | ardından |
EN Get a guaranteed parking spot in advance with your credit card.
TR Kredi kartınızla önceden kesin bir park yeri edinin.
inglês | turco |
---|---|
parking | park |
credit | kredi |
a | bir |
EN No minimum advance purchase required, 1-night prepaid, fully-refundable, non-transferable deposit is required at time of reservation
TR Minimum erken rezervasyon gerekmez, rezervasyon sırasında 1 gecelik peşin, tam iade edilebilir ve aktarılamaz depozito gereklidir
inglês | turco |
---|---|
minimum | minimum |
required | gereklidir |
deposit | depozito |
at | nda |
time | sırasında |
of | in |
reservation | rezervasyon |
fully | tam |
EN A ride to the moon is never smooth. We advance inch by inch, day by day. We value those who execute, who stay in the fight, who never, ever give up. We will persevere.
TR Ay'a seyahat hiç kolay değil. Gün be gün, santim santim ilerliyoruz. Gereğini yerine getirenlere, mücadelede kalanlara, asla ama asla pes etmeyenlere değer veriyoruz. Sabredeceğiz.
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
those | de |
never | asla |
will | seyahat |
we | ama |
to | hiç |
EN We created Blockchain Ventures to support and invest in distributed ledger technology (DLT) projects that advance the industry and provide positive societal impact
TR Endüstrinin ilerlemesini sağlayan ve pozitif toplumsal etki sağlayan dağıtılmış defter tekniği (DLT) projelerini desteklemek ve yatırım yapmak için Blockchain Ventures'ı oluşturduk
inglês | turco |
---|---|
invest | yatırım |
provide | sağlayan |
positive | pozitif |
impact | etki |
distributed | dağıtılmış |
blockchain | blockchain |
we created | oluşturduk |
and | ve |
in | da |
to support | desteklemek |
to | için |
EN The Tokyo Olympics are here! We at Phemex are excited to finally have a chance to see some international sports competition, it has been too long! The Olympics and Tokyo in particular, is a place wher……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, UEFA çeyrek finalleri geldi, yani kimin "Avrupa'nın en iyi futbol takımı" seçileceğini görmek için sadece sekiz takım ve yedi maç kaldı. Turnuva……
EN We build the applications and tools that enable us to advance freedom and to keep the Internet open
TR Özgürlüğü geliştirmemizi ve interneti açık tutmamızı sağlayan uygulamalar ve araçlar yapıyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
internet | interneti |
open | açık |
applications | uygulamalar |
tools | araçlar |
EN We continue to develop new applications to advance the cause and make it possible regardless of what governments and regulatory bodies decide to do
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
develop | geliştirmeye |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN If you are new, didn’t have a chance to share, or are struggling, please feel free to stay as a number of us are available to talk or answer any questions after the meeting ends.
TR Yeniyseniz, paylaşma şansınız olmadıysa veya zorlanıyorsanız, toplantı bittikten sonra birkaçımız konuşmak veya herhangi bir soruyu yanıtlamak için müsait olduğumuz için lütfen kalmaktan çekinmeyin.
inglês | turco |
---|---|
meeting | toplantı |
to talk | konuşmak |
or | veya |
please | lütfen |
a | bir |
of | in |
any | herhangi |
share | paylaş |
EN If you would like to add something to the agenda, please send a message through the contact form on the website no later than one week in advance of the meeting.
TR Gündeme eklemek istediğiniz bir şey varsa, lütfen toplantıdan en geç bir hafta önce web sitesindeki iletişim formu aracılığıyla mesaj gönderin.
inglês | turco |
---|---|
meeting | toplantı |
message | mesaj |
website | web |
send | gönderin |
form | formu |
something | bir şey |
contact | iletişim |
please | lütfen |
to add | eklemek |
the | önce |
if | varsa |
EN You always have the chance for a fresh start
TR Her zaman yeni bir başlangıç için şansın var
inglês | turco |
---|---|
fresh | yeni |
start | başlangıç |
always | her zaman |
a | bir |
for | için |
EN Sharing about your experience, strength and hope and giving another member the chance to offer service by asking them for help in overcoming struggles, slips and relapses is a great form of service
TR Deneyiminizi, gücünüzü ve umudunuzu paylaşmak ve başka bir üyeden mücadelelerin, kaymaların ve tekrarlamaların üstesinden gelmek için yardım isteyerek hizmet sunma şansı vermek NS harika bir hizmet şekli
inglês | turco |
---|---|
sharing | paylaşmak |
experience | deneyiminizi |
great | harika |
chance | şansı |
service | hizmet |
help | yardım |
of | in |
and | ve |
a | bir |
the | başka |
EN A professional logo design communicates to customers that you take your brand seriously. It’s decisive in winning customers’ trust before they even get a chance to try out your products.
TR Profesyonel bir logo tasarımı, müşteilere, markanızı ciddiye almaları gerektiği mesajını verir. Henüz ürünlerinizi deneme fırsatı bulmadan önce bile müşterilerin güvenini kazanmak konusunda markaların belirleyici bir etkisi vardır.
inglês | turco |
---|---|
professional | profesyonel |
customers | müşterilerin |
trust | güvenini |
try | deneme |
your brand | markanızı |
logo | logo |
design | tasarım |
even | bir |
before | önce |
to | bile |
EN Don’t miss out on the chance to create a memorable logo design that withstands the test of time
TR Zamanın yıpratıcılığına yenilmeyen ve akılda kalıcı bir logo tasarımı elde etme şansını kaçırmayın
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
logo | logo |
the | etme |
out | elde |
design | tasarım |
a | bir |
EN You have one chance to make a first impression. A good first impression can work wonders.
TR İlk izlenim için tek bir şansınız var. İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratılabilir.
inglês | turco |
---|---|
impression | izlenim |
first | ilk |
to | için |
EN Create an app promo video with our online video maker. Choose from a variety of video templates and advance your services, app demos, and other projects.
TR Online video aracımız ile bir tanıtım videosu oluşturun. Çeşitli video şablonları arasından seçiminizi yapın; servisler, uygulama demoları ve diğer projelerinizi tanıtın.
inglês | turco |
---|---|
promo | tanıtım |
online | online |
other | diğer |
templates | şablonları |
create | oluşturun |
video | video |
services | servisler |
from | arasından |
a | bir |
and | ve |
app | uygulama |
EN Don’t miss the chance to share the latest news with the world. Get inspired by our hundreds of amazing templates and create your news website now!
TR Son gelişmeleri dünyaya anlatma fırsatını kaçırmayın. Yüzlerce harika şablondan ilham alın ve kendi web sitenizi hemen oluşturmaya başlayın!
inglês | turco |
---|---|
world | dünyaya |
amazing | harika |
website | web |
create | oluşturmaya |
get | alın |
now | hemen |
and | ve |
latest | son |
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
impression | izlenim |
good | iyi |
chance | şansı |
first | ilk |
have | bu |
to | için |
EN Easily plan and schedule all your content in advance.
TR Tüm içeriklerinizi önceden kolayca planlayın ve takvimleyin.
inglês | turco |
---|---|
easily | kolayca |
your content | içeriklerinizi |
in | önceden |
all | tüm |
and | ve |
schedule | planlayın |
EN With shared messages, videos, photos, or documents, people have the chance to express themselves freely
TR Paylaşılan iletiler, videolar, fotoğraflar veya belgelerle beraber insanlara kendilerini özgür bir şekilde ifade etme şansı verilmiştir
inglês | turco |
---|---|
shared | paylaşılan |
videos | videolar |
photos | fotoğraflar |
chance | şansı |
people | insanlara |
the | etme |
or | veya |
with | şekilde |
themselves | bir |
EN An unauthorized member has no chance to delete a page.
TR Yetkisi olmayan bir üyenin sayfayı silme şansı yoktur.
inglês | turco |
---|---|
delete | silme |
page | sayfayı |
chance | şansı |
no | yoktur |
a | bir |
EN Vimeo gives you the chance to add your own logo to your videos
TR Vimeo size kendi logonuzu videolarınıza ekleme şansı tanır
inglês | turco |
---|---|
vimeo | vimeo |
logo | logonuzu |
chance | şansı |
videos | videoları |
the | size |
to add | ekleme |
EN But did you know there are many, many more? And these days can be the perfect prompt for your next social media activity.Targeting lesser-known marketing holidays gives your business a better chance of getting noticed
TR Ama bunlardan çok daha fazlası olduğunu biliyor muydunuz? Ve bu özel günler, bir sonraki sosyal medya içeriğiniz için mükemmel bir seçim olabilir.Daha az bilinen özel günleri hedeflemek, işletmenizin fark edilme şansını artırır
inglês | turco |
---|---|
perfect | mükemmel |
business | iş |
known | bilinen |
your business | işletmenizin |
more | fazlası |
but | ama |
social | sosyal |
getting | için |
be | olabilir |
media | medya |
and | ve |
these | bu |
next | sonraki |
of | in |
EN Be sure to plan your efforts in advance, announce your strategies and offers from all possible platforms, and be clear while using effective visuals!
TR Çalışmalarınızı önceden planlamayı, bu çalışmaları tüm kanallardan duyurmayı, net olmayı ve etkili görseller kullanmayı ihmal etmeyin!
inglês | turco |
---|---|
clear | net |
effective | etkili |
visuals | görseller |
using | kullanmayı |
in | önceden |
all | tüm |
and | ve |
EN All online users have the chance to be selected to propose and to vote
TR Tüm çevrimiçi kullanıcıların öneride bulunma ve oylama yapma için seçilme şansı bulunur
inglês | turco |
---|---|
online | çevrimiçi |
chance | şansı |
and | ve |
to | yapma |
all | tüm |
users | kullanıcılar |
EN Qtum aims to advance the smart contract space through the introduction of a new virtual machine based on the x86 architecture
TR Qtum x86 mimarisine dayanan yeni bir sanal makineyi kullanıma sunarak akıllı kontrat dünyasını daha ileri götürmeyi amaçlar
inglês | turco |
---|---|
contract | kontrat |
virtual | sanal |
based on | dayanan |
smart | akıllı |
a | bir |
new | yeni bir |
EN With this project I had the chance to contribute to the family budget.”
TR Bu projeyle aile ekonomisine katkıda bulunma şansı elde ettim.”
EN With this project I had the chance to contribute to the family budget.”
TR Bu projeyle aile ekonomisine katkıda bulunma şansı elde ettim.”
EN It also gives you up to 90 days advance warning that the certificate expires
TR Ayrıca, sertifika süresinin dolduğuna dair 90 güne kadar önceden uyarı verir
inglês | turco |
---|---|
gives | verir |
certificate | sertifika |
advance | önceden |
warning | uyarı |
also | ayrıca |
EN Save up to 25% on stays, enjoy the comfort of free cancellation until the day of arrival and get chance to win 1 Million Reward points*.
TR Akşam Yemeği, Gold Lounge erişimi, masaj, transfer ve özel olanaklar içeren en büyük Fairmont deneyimiyle kendinizi şımartın.
inglês | turco |
---|---|
up | büyük |
and | ve |
the | özel |
EN After signing up, you will have the chance to try all the features of our generator free for 14 days
TR Kayıt olduktan sonra oluşturucumuzun tüm özelliklerini 14 gün boyunca ücretsiz olarak deneyebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
features | özelliklerini |
free | ücretsiz |
all | tüm |
the | gün |
EN Nothing has been left to chance
TR Hiçbir şey şansa bırakılmadı
inglês | turco |
---|---|
to | şey |
nothing | bir şey |
EN Germany’s foreign minister is keen to advance international disarmament policy: Baerbock is calling for "new impetus" in nuclear disarmament.
TR Dışişleri Bakanı ilk kez katıldığı G7 Zirvesi’nde iş birliğinden yana görüş bildirdi. G7 ülkeleri Rusya’ya Ukrayna’daki gerginliği azaltması için çağrıda bulundu.
inglês | turco |
---|---|
foreign | dış |
in | da |
EN That’s why we have launched a competition that enables you to demonstrate your knowledge of Germany as an economic partner and also gives you the chance to win one of 5 online language courses at the Goethe-Institut!
TR Bu nedenle sizler için, bir ekonomi partneri olan Almanya hakkında bildiklerinizi gösterebileceğiniz ve ayrıca Goethe-Institut'taki 5 çevrimiçi dil kursundan birini kazanabileceğiniz bir yarışma başlatıyoruz!
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomi |
online | çevrimiçi |
germany | almanya |
at | nda |
of | in |
and | ve |
EN Instantly send potentially harmful files to quarantine before they have the chance to pose a threat.
TR Zararlı olma ihtimali bulunan dosyaları tehdit oluşturma şansları olmadan önce hemen karantinaya gönderin.
inglês | turco |
---|---|
send | gönderin |
threat | tehdit |
harmful | zararlı |
files | dosyaları |
EN If you are not satisfied, we'll refund you the money or give you another chance to make a business video.
TR Memnun kalmazsan?z paran?z? iade ederiz veya size bir kurumsal video olu?turma ?ans? daha veririz.
inglês | turco |
---|---|
business | kurumsal |
video | video |
or | veya |
a | bir |
the | size |
EN If we wish to apply the requirement of advance payment, we will notify you immediately
TR Avans rezervasyonunu kullanırsak, derhal sizi bilgilendireceğiz
inglês | turco |
---|---|
immediately | derhal |
EN Mixed wrestler kaiia eve arm wrestling in advance of her fight with jay
TR Wankz- aimee addison, makine tarafından dövülmüş vajinayı alır
Mostrando 50 de 50 traduções