EN For instructions on how to enable Enhanced Networking on EC2 instances, see the Enhanced Networking on Linux and Enhanced Networking on Windows tutorials
"believes that networking" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
networking | ağ |
EN For instructions on how to enable Enhanced Networking on EC2 instances, see the Enhanced Networking on Linux and Enhanced Networking on Windows tutorials
TR EC2 bulut sunucularında Gelişmiş Ağ İletişimini etkinleştirmeye yönelik yönergeler için Linux Üzerinde Gelişmiş Ağ İletişimi ve Windows Üzerinde Gelişmiş Ağ İletişimi öğreticilerine bakın
inglês | turco |
---|---|
linux | linux |
windows | windows |
enhanced | gelişmiş |
and | ve |
EN The Magician is upbeat and believes that anything can happen. This archetype believes in growing and transforming with the power of magic.
TR Sihirbaz neşelidir ve her şeyin olabileceğine inanır. Bu arketip sihrin gücüyle büyümeye ve dönüşmeye inanır.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
and | ve |
this | bu |
can | ne |
of | her |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
because | çünkü |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
inglês | turco |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
inglês | turco |
---|---|
david | david |
design | tasarımları |
market | pazar |
experience | deneyime |
and | ve |
to | her |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
because | çünkü |
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
geotrust | geotrust |
doing | yapıyor |
caa | caa |
and | ve |
this | bu |
what | ne |
can | olabilir |
certificates | sertifikaları |
with | ile |
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
hand | sağ |
and | ve |
makes | ile |
vitality | zindelik |
is | olduğunu |
both | de |
any | herhangi |
meeting | toplantı |
health | sağlığı |
EN He believes that they will be able to achieve their goals by adopting the right strategy under any circumstances, working hard, and adopting visionary and innovative thinking.
TR O, her şartta doğru bir stratejiyle, çok çalışarak, vizyoner ve inovatif düşünerek hareket etmenin hedefi yakalatacağı görüşünde.
inglês | turco |
---|---|
innovative | inovatif |
working | çalışarak |
that | o |
and | ve |
to | her |
EN Dear users, Phemex believes in a blockchain-empowered future that brings richer, more meaningful lives for all. In this new financial paradigm, every individual can access infinite possibilities fr……
TR Sevgili kullanıcılar, Phemex, herkese daha zengin ve daha anlamlı yaşamlar getiren, blok zinciriyle güçlendirilmiş bir geleceğe inanıyor. Bu yeni finansal paradigmada, her birey aynı baş……
EN Expeditiously block access to or remove content that it believes in good faith may contain material that infringes the copyrights of third parties and
TR İyi niyetle yapılmış olsa da üçüncü şahısların mülkiyet haklarını ihlal edecek bir malzeme içerebilecek konuya girişi hızlı bir şekilde engelleyin veya kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
block | engelleyin |
access | giriş |
remove | kaldırın |
material | malzeme |
in | da |
or | veya |
third | üçüncü |
and | şekilde |
EN Rafael Laguna de la Vera believes one disruptive innovation could solve many of the world’s problems. Here he reveals which one it is.
TR Almanya’da pek çok alanda nitelikli çalışan aranıyor. Koşulların ne olduğunu ve ihtiyacın yüksek olduğu alanları buradan öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
here | buradan |
many | pek |
which | ve |
is | olduğunu |
the | çok |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
inglês | turco |
---|---|
now | artık |
because | çünkü |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
inglês | turco |
---|---|
in | da |
she | bir |
EN BMW CEO Oliver Zipse believes phasing out the combustion engine too soon won't be beneficial for "the climate or anyone else".
TR Bu sayede marka için yeni fon yaratılacak.
inglês | turco |
---|---|
out | bu |
for | için |
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
geotrust | geotrust |
doing | yapıyor |
caa | caa |
and | ve |
this | bu |
what | ne |
can | olabilir |
certificates | sertifikaları |
with | ile |
EN Expeditiously block access to or remove content that it believes in good faith may contain material that infringes the copyrights of third parties and
TR İyi niyetle yapılmış olsa da üçüncü şahısların mülkiyet haklarını ihlal edecek bir malzeme içerebilecek konuya girişi hızlı bir şekilde engelleyin veya kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
block | engelleyin |
access | giriş |
remove | kaldırın |
material | malzeme |
in | da |
or | veya |
third | üçüncü |
and | şekilde |
EN • Foreseeing and who consider all differences as richness;• Creative;• Determined and compete constructively;• Attach importance to ethical values;• Sharing people and believes team spirit• Positive
TR Sektördeki gelişime liderlik ederek; sürekli büyüme ve gelişim ile öncü rolünü sürdürmeyi hedefleyen ÜNTEL ailesi;
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
all | sürekli |
to | ile |
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
hand | sağ |
and | ve |
makes | ile |
vitality | zindelik |
is | olduğunu |
both | de |
any | herhangi |
meeting | toplantı |
health | sağlığı |
EN His guiding principle is "a society of respect" and believes it is important for people in the country "to perceive each other as equals among equals, despite all their differences"
TR Kendi idealinin “bir saygı toplumu” olduğunu belirten Scholz, “Ülkedeki insanların kendilerini bütün farklılıklara rağmen eşitlerin arasındaki eşit kişiler olarak algılamaları önemli” dedi
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
other | farklı |
despite | rağmen |
a | bir |
as | olarak |
to | e |
is | olduğunu |
all | bütün |
people | insanlar |
their | kendi |
EN This is why she believes that protecting the climate is a key topic for German diplomacy
TR Bu konunun uluslararası işbirliği ile güvenlik ve dış ilişkiler dahil tüm politik alanları etkilediğini ifade etti
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
german | ve |
the | ile |
EN The ADAC believes that speed restrictions on hazardous routes and structural safety measures make more sense than a general speed limit
TR ADAC’ye göre hız sınırının kazaya müsait yerlerdeki etkisi sınırlı ve güvenliği artırıcı yol yapım çalışmaları daha anlamlı bir önlem
inglês | turco |
---|---|
speed | hız |
and | ve |
safety | güvenliği |
a | bir |
more | daha |
limit | sınır |
EN TheOneSpy believes in ethical supervision and encourages parents to supervise kids for their digital well-being
TR TheOneSpy etik denetime inanır ve ebeveynleri çocukları dijital refahları için denetlemeye teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
ethical | etik |
digital | dijital |
theonespy | theonespy |
and | ve |
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
inglês | turco |
---|---|
david | david |
design | tasarımları |
market | pazar |
experience | deneyime |
and | ve |
to | her |
EN The Orchid community believes in Open Source software and that Orchid can enable a brighter, freer and empowered future.
TR Orchid topluluğu, Açık Kaynak yazılımcılığa ve Orchid'în daha parlak, özgür ve güçlü bir geleceği sağlayabileceğine inanır.
inglês | turco |
---|---|
community | topluluğu |
source | kaynak |
future | geleceği |
and | ve |
open | açık |
a | bir |
EN The archetype looks to break the rules and believes in disruptive change.
TR Bu arketip kuralları yıkmaya çalışır ve yıkıcı değişime inanır.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
looks | bu |
rules | kuralları |
EN If you are a parent or guardian who believes your child under the age of 16 has improperly provided Kobo with their Personal Information, please contact us at
TR Kobo’ya 16 yaşından küçük bir çocuğun kişisel bilgilerinin uygunsuz biçimde verildiğini düşünen bir ebeveyn veya veli iseniz, durumu çözmek için lütfen
EN The peer review system exists to validate academic work, helps to improve the quality of published research and increases networking possibilities within research communities
TR Hakem denetimi sistemi akademik çalışmaların doğrulanması amacını taşır, yayınlanan araştırmaların kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olur ve araştırma camiaları içinde ağ oluşturma olanaklarını artırır
inglês | turco |
---|---|
review | denetimi |
system | sistemi |
academic | akademik |
helps | yardımcı olur |
of | ın |
published | yayınlanan |
and | ve |
increases | artırır |
research | araştırma |
to | içinde |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
build | oluşturma |
network | ağı |
editors | editörler |
authors | yazarlar |
access | erişebilirsiniz |
thought | düşünce |
brand | marka |
and | ve |
EN In civil settings, networking is of paramount importance for CSOs to improve their impact and disseminate their activities
TR Sivil alanda, bağlantı kurma ve ilişki geliştirme faaliyetleri (networking) STÖ’lerin hem etkilerini artırmak hem de çalışmalarını yaygınlaştırmak için önemli bir başlık
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
activities | faaliyetleri |
of | in |
and | ve |
improve | artırmak |
EN Automatic speech recognition (ASR) powered by deep learning neural networking to power your applications like voice search or speech transcription.
TR Sesli arama veya konuşma transkripsiyonu gibi uygulamalarınızı güçlendirmek için derin öğrenimli sinir ağlarıyla desteklenen otomatik konuşma tanıma (ASR).
inglês | turco |
---|---|
automatic | otomatik |
speech | konuşma |
recognition | tanıma |
networking | ağ |
power | güç |
transcription | transkripsiyonu |
search | arama |
deep | derin |
or | veya |
applications | uygulamalar |
EN It is also accepted as a social networking platform because individuals and companies have their own independent LinkedIn profiles
TR Aynı zamanda bir sosyal paylaşım platformu olarak da kabul görür
inglês | turco |
---|---|
accepted | kabul |
platform | platformu |
also | da |
social | sosyal |
EN Amazon EC2 P3 instances deliver high performance compute in the cloud with up to 8 NVIDIA® V100 Tensor Core GPUs and up to 100 Gbps of networking throughput for machine learning and HPC applications
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, bulutta 8 adede kadar NVIDIA® V100 Tensor Core GPU ve makine öğrenimi ile HPC uygulamaları için 100 Gb/sn'ye kadar ağ oluşturma performansı ile yüksek performanslı bilişim sunar
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
nvidia | nvidia |
gpus | gpu |
machine | makine |
hpc | hpc |
core | core |
cloud | bulut |
in the cloud | bulutta |
high | yüksek |
and | ve |
learning | öğrenimi |
of | in |
applications | uygulamalar |
with | ile |
EN You can use multiple Amazon EC2 P3 instances with up to 100 Gbps of networking throughput to rapidly train machine learning models
TR Makine öğrenimi modellerini hızlı bir şekilde eğitmek için birden çok Amazon EC2 P3 bulut sunucusunu 100 Gb/sn.'ye kadar ağ iletişimi aktarım hızıyla kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
machine | makine |
models | modellerini |
rapidly | hızlı |
you can use | kullanabilirsiniz |
learning | öğrenimi |
multiple | bir |
with | şekilde |
of | in |
EN Higher networking throughput enables developers to remove data transfer bottlenecks and efficiently scale out their model training jobs across multiple P3 instances
TR Daha yüksek ağ oluşturma kapasitesi, geliştiricilerin veri aktarım engellerini kaldırmalarına ve model eğitim işlerini birden fazla P3 bulut sunucusunda verimli bir şekilde ölçeklendirmelerine olanak tanır
inglês | turco |
---|---|
data | veri |
efficiently | verimli |
model | model |
training | eğitim |
higher | daha yüksek |
and | ve |
to | birden |
EN Accelerate innovation with fast networking and virtually unlimited infrastructure
TR Hızlı ağ iletişimi ve neredeyse sınırsız altyapı ile inovasyonu hızlandırın
inglês | turco |
---|---|
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
fast | hızlı |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
with | ile |
EN Gain insights faster, and quickly move from idea to market with virtually unlimited compute capacity, a high-performance file system, and high-throughput networking.
TR Neredeyse sınırsız işlem kapasitesi, yüksek performanslı bir dosya sistemi ve yüksek aktarım hızına sahip ağ iletişimi ile daha hızlı bilgi edinin ve fikrinizi pazara daha hızlı ulaştırın.
inglês | turco |
---|---|
insights | bilgi |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
capacity | kapasitesi |
file | dosya |
and | ve |
system | sistemi |
high | yüksek |
market | pazara |
to | sahip |
a | bir |
with | ile |
EN Local meetups are great for many reasons: sharing knowledge, swapping stories, exchanging ideas, solving problems, exchanging resources, networking - that’s why we love to join, love to sponsor, and love to host one every now and then.
TR Sektörel buluşmalar; bilgi-birikim paylaşımı, fikir ve kaynak alışverişi, problem çözümü ve networking için harikadır. İşte bu yüzden bu tarz buluşmalara katılmayı, sponsor olmayı ve ev sahipliği yapmayı çok seviyoruz.
inglês | turco |
---|---|
ideas | fikir |
resources | kaynak |
sponsor | sponsor |
are | ev |
and | ve |
now | bu |
sharing | paylaşımı |
knowledge | bilgi |
EN If you need commercial-quality software to work with business documents, Internet/networking, or multimedia and graphics, it's there right out of the box
TR İş belgeleri, İnternet/ağ veya multimedya ve grafiklerle çalışmak için ticari kalitede bir yazılıma ihtiyacınız varsa, kutudan çıkar çıkmaz oradadır
inglês | turco |
---|---|
documents | belgeleri |
multimedia | multimedya |
quality | kalitede |
commercial | ticari |
and | ve |
or | veya |
of | in |
you need | ihtiyacınız |
work | çalışmak |
EN Human rights, mobility and networking, culture and art, global mobility for LGBTI groups
TR LGBTİ+ gruplarına yönelik olarak insan hakları, hareketlilik ve ağ oluşturma, kültür ve sanat, küresel hareketlilik
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
global | küresel |
rights | hakları |
and | ve |
art | sanat |
groups | grupları |
for | yönelik |
culture | kültür |
EN The community of multi-purpose BuddyPress theme is very strong and can help to make any social networking website template easy to customize
TR Çok amaçlı BuddyPress teması topluluğu çok güçlüdür ve herhangi bir sosyal ağ web sitesi şablonunun özelleştirilmesini kolaylaştırmaya yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
community | topluluğu |
strong | güçlü |
social | sosyal |
purpose | amaçlı |
help | yardımcı |
and | ve |
can | olabilir |
any | herhangi |
EN Responsive web network template and social networking site template will help your portfolio WordPress themes attract customers, especially with unlimited photos web templates without using adobe photoshop cc.
TR Duyarlı web ağı şablonu ve sosyal ağ sitesi şablonu, portföyünüzün WordPress temaları, özellikle adobe photoshop cc kullanmadan sınırsız fotoğraf web şablonları ile müşterileri çekmesine yardımcı olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
customers | müşterileri |
unlimited | sınırsız |
photos | fotoğraf |
adobe | adobe |
responsive | duyarlı |
especially | özellikle |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
network | ağı |
social | sosyal |
wordpress | wordpress |
template | şablonu |
templates | şablonları |
themes | temaları |
web | web |
portfolio | portföy |
with | ile |
and | ve |
site | sitesi |
EN Consider using templates free drag and drop online builder for your social networking HTML template
TR Sosyal ağ HTML şablonunuz için şablonları ücretsiz sürükle ve bırak çevrimiçi oluşturucu kullanmayı düşünün
inglês | turco |
---|---|
builder | oluşturucu |
social | sosyal |
html | html |
free | ücretsiz |
online | çevrimiçi |
templates | şablonları |
using | kullanmayı |
drop | bırak |
for | için |
and | ve |
EN VK is a Russian online social media and social networking service. Users can upload audios and create playlists to share with friends.
TR VK, bir Rus çevrimiçi sosyal medya ve sosyal ağ hizmetidir. Kullanıcılar, arkadaşlarıyla paylaşmak için ses yükleyebilir ve çalma listeleri oluşturabilir.
inglês | turco |
---|---|
service | hizmetidir |
friends | arkadaşlar |
online | çevrimiçi |
and | ve |
social | sosyal |
to share | paylaşmak |
media | medya |
a | bir |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN 8tracks.com is a radio and social networking service revolving around the concept of streaming user-curated playlists consisting of at least 8 tracks.
TR 8tracks.com, kullanıcılar tarafından seçilen ve en az 8 parçadan oluşan çalma listelerinin paylaşımı konseptiyle oluşturulmuş bir radyo ve sosyal ağ hizmetidir.
inglês | turco |
---|---|
radio | radyo |
service | hizmetidir |
consisting | oluşan |
and | ve |
social | sosyal |
least | az |
a | bir |
EN This event series where we so far have hosted Joe Haslam, Skyler Logsdon, Cheryl Edison and Fernando Polo on the Impact Hub stage; is also a networking event for entrepreneurs.
TR Şimdiye kadar Joe Haslam, Skyler Logsdon, Cheryl Edison ve Fernando Polo’yu Impact Hub sahnesinde ağırladığımız etkinlik serisi aynı zamanda girişimciler için bir networking etkinliği.
inglês | turco |
---|---|
series | serisi |
hub | hub |
event | etkinlik |
and | ve |
the | aynı |
for | için |
EN The peer review system exists to validate academic work, helps to improve the quality of published research and increases networking possibilities within research communities
TR Hakem denetimi sistemi akademik çalışmaların doğrulanması amacını taşır, yayınlanan araştırmaların kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olur ve araştırma camiaları içinde ağ oluşturma olanaklarını artırır
inglês | turco |
---|---|
review | denetimi |
system | sistemi |
academic | akademik |
helps | yardımcı olur |
of | ın |
published | yayınlanan |
and | ve |
increases | artırır |
research | araştırma |
to | içinde |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
build | oluşturma |
network | ağı |
editors | editörler |
authors | yazarlar |
access | erişebilirsiniz |
thought | düşünce |
brand | marka |
and | ve |
EN Networking and content delivery
TR Ağ i̇letişimi ve içerik teslimi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
content | içerik |
EN Virtual servers, storage, databases, and networking for a low, predictable price.
TR Uygun ve öngörülebilir bir fiyata sanal sunucular, depolama, veritabanları ve ağ iletişimi.
inglês | turco |
---|---|
virtual | sanal |
servers | sunucular |
storage | depolama |
price | fiyata |
databases | veritabanları |
and | ve |
a | bir |
for | uygun |
Mostrando 50 de 50 traduções