EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
"action based" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN The parties expressly waive the right to bring or participate in any kind of class, collective, or mass action, private attorney general action, or any other representative action
TR Taraflar, herhangi bir tür toplu ya da kitlesel davaya veya grup davasına, özel avukat yoluyla genel davaya ya da başka bir temsili davaya başvurma veya dahil olma hakkından açıkça feragat etmektedir
inglês | turco |
---|---|
parties | taraflar |
right | hakkı |
kind | tür |
general | genel |
in | da |
or | veya |
any | herhangi |
the | başka |
EN The detailed information regarding the impact of the amendment on the implementation and budget of the project/action. (i.e. and most notably on the activities and budget of the action).
TR Değişikliğin, projenin/eylemin uygulanması ve bütçesi üzerindeki etkisine ilişkin ayrıntılı bilgiler (örn. özellikle projenin/eylemin bütçesi ve faaliyetleri üzerindeki etkileri).
inglês | turco |
---|---|
information | bilgiler |
most | de |
activities | faaliyetleri |
implementation | uygulanması |
detailed | ayrıntılı |
of | in |
and | ve |
on | üzerindeki |
project | projenin |
EN The detailed information regarding the impact of the amendment on the implementation and budget of the project/action. (i.e. and most notably on the activities and budget of the action).
TR Değişikliğin, projenin/eylemin uygulanması ve bütçesi üzerindeki etkisine ilişkin ayrıntılı bilgiler (örn. özellikle projenin/eylemin bütçesi ve faaliyetleri üzerindeki etkileri).
inglês | turco |
---|---|
information | bilgiler |
most | de |
activities | faaliyetleri |
implementation | uygulanması |
detailed | ayrıntılı |
of | in |
and | ve |
on | üzerindeki |
project | projenin |
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
inglês | turco |
---|---|
prosperity | refah |
climate | iklimin |
robert | robert |
economic | ekonomi |
what | ne |
of | in |
and | ve |
for | için |
EN Through significant demonstrable action on climate and deforestation risks, the company is leading on corporate environmental ambition, action and transparency worldwide.
TR Şirket, iklim ve ormansızlaşma riskleriyle ilgili aldığı önemli kanıtlanabilir eylemler sayesinde, dünya genelinde kurumsal çevre tutkusu, eylemleri ve şeffaflığı konusunda lider durumdadır.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
corporate | kurumsal |
transparency | şeffaflığı |
climate | iklim |
leading | lider |
worldwide | dünya |
significant | önemli |
environmental | çevre |
the | sayesinde |
on | ilgili |
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
inglês | turco |
---|---|
capacity | kapasite |
regional | bölgesel |
fight | mücadele |
leadership | liderlik |
advocacy | savunuculuk |
and | ve |
action | eylem |
based | temelli |
youth | genç |
gender | cinsiyet |
against | karşı |
EN It pulls data from more sources than any other service, aggregates your big data onto a single, colour-coded, cloud-based pane of glass and then instantly translates it into action-ready insights
TR Diğer tüm hizmetlerden daha fazla sayıda kaynaktan bilgi toplar, toplanan verilerinizi tek bir, renk kodlu, bulut tabanlı cam panoda bir araya getirir ve anında işleme hazır bilgilere dönüştürür
inglês | turco |
---|---|
glass | cam |
instantly | anında |
colour | renk |
coded | kodlu |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
ready | hazır |
other | diğer |
insights | bilgi |
a | sayıda |
and | ve |
single | tek |
data | bilgilere |
EN It pulls data from more sources than any other service, aggregates your big data onto a single, color-coded, cloud-based pane of glass and then instantly translates it into action-ready insights
TR Diğer tüm hizmetlerden daha fazla sayıda kaynaktan bilgi toplar, toplanan verilerinizi tek bir, renk kodlu, bulut tabanlı cam panoda bir araya getirir ve anında işleme hazır bilgilere dönüştürür
inglês | turco |
---|---|
glass | cam |
instantly | anında |
color | renk |
coded | kodlu |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
ready | hazır |
other | diğer |
insights | bilgi |
a | sayıda |
and | ve |
single | tek |
data | bilgilere |
EN Create a clear line of sight to align everyone on one page. Take action based on real-time data, not guesses.
TR Hemfikir olmak için net bir görüş çizgisi oluşturun. Tahminlere değil, gerçek zamanlı verilere göre harekete geçin.
inglês | turco |
---|---|
clear | net |
action | harekete |
time | zamanlı |
real | gerçek |
create | oluşturun |
of | in |
a | bir |
EN Create a clear line of sight to align everyone on one page. Take action based on real-time data, not guesses.
TR Hemfikir olmak için net bir görüş çizgisi oluşturun. Tahminlere değil, gerçek zamanlı verilere göre harekete geçin.
inglês | turco |
---|---|
clear | net |
action | harekete |
time | zamanlı |
real | gerçek |
create | oluşturun |
of | in |
a | bir |
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
inglês | turco |
---|---|
capacity | kapasite |
regional | bölgesel |
fight | mücadele |
leadership | liderlik |
advocacy | savunuculuk |
and | ve |
action | eylem |
based | temelli |
youth | genç |
gender | cinsiyet |
against | karşı |
EN It pulls data from more sources than any other service, aggregates your big data onto a single, colour-coded, cloud-based pane of glass and then instantly translates it into action-ready insights
TR Diğer tüm hizmetlerden daha fazla sayıda kaynaktan bilgi toplar, toplanan verilerinizi tek bir, renk kodlu, bulut tabanlı cam panoda bir araya getirir ve anında işleme hazır bilgilere dönüştürür
inglês | turco |
---|---|
glass | cam |
instantly | anında |
colour | renk |
coded | kodlu |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
ready | hazır |
other | diğer |
insights | bilgi |
a | sayıda |
and | ve |
single | tek |
data | bilgilere |
EN Create a clear line of sight to align everyone on one page. Take action based on real-time data, not guesses.
TR Hemfikir olmak için net bir görüş çizgisi oluşturun. Tahminlere değil, gerçek zamanlı verilere göre harekete geçin.
inglês | turco |
---|---|
clear | net |
action | harekete |
time | zamanlı |
real | gerçek |
create | oluşturun |
of | in |
a | bir |
EN Turn insights into action and make key decisions based on real-time data. Centralize your data into one high-level view and easily pull everything you need across all projects and programs.
TR İçgörüleri eyleme dönüştürün ve gerçek zamanlı verilere göre önemli kararlar alın. Verilerinizi tek bir üst düzey görünümde merkezileştirin ve tüm projelerde ve programlarda ihtiyacınız olan her şeye kolayca ulaşın.
inglês | turco |
---|---|
decisions | kararlar |
time | zamanlı |
key | önemli |
your data | verilerinizi |
level | düzey |
easily | kolayca |
everything | şeye |
real | gerçek |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
EN Computer Vision: This AI technology enables computers and systems to derive meaningful information from digital images, videos and other visual inputs, and based on those inputs, it can take action
TR Bilgisayar Görüşü: Bu yapay zeka teknolojisi, bilgisayar ve sistemlerin dijital görüntülerden, videolardan ve diğer görsel girdilerden anlamlı bilgiler elde etmesine olanak sağlıyor ve bu girdilere dayalı olarak eyleme geçebiliyor
inglês | turco |
---|---|
information | bilgiler |
other | diğer |
meaningful | anlamlı |
technology | teknolojisi |
digital | dijital |
visual | görsel |
computer | bilgisayar |
and | ve |
this | bu |
to | etmesine |
on | olarak |
images | görüntü |
based | dayalı |
EN With advanced APIs, multi-user and multi-permissioning, and a powerful cloud-based editor, Sonix’s cloud-based transcription and translation platform makes is easy to deploy across your entire firm.
TR Gelişmiş API'ler, çok kullanıcılı ve çoklu izin alma ve güçlü bulut tabanlı editörü ile Sonix'in bulut tabanlı transkripsiyon ve çeviri platformu sayesinde tüm firmanız genelinde dağıtımı kolaydır.
inglês | turco |
---|---|
editor | editör |
platform | platformu |
easy | kolaydır |
advanced | gelişmiş |
powerful | güçlü |
cloud | bulut |
transcription | transkripsiyon |
multi | çoklu |
based | tabanlı |
translation | çeviri |
and | ve |
makes | ile |
to | tüm |
EN An AI-based logo maker is a tool that generates custom logo designs based on your company name and product or service type
TR Yapay zeka temelli logo aracı; şirketinizin adı, sunduğunuzu ürün ve hizmet türü temelinde size özel logo tasarımları üreten bir araçtır
inglês | turco |
---|---|
logo | logo |
based | temelli |
service | hizmet |
your company | şirketinizin |
product | ürün |
name | adı |
designs | tasarımları |
and | ve |
type | tür |
EN The Thunder Protocol (based on the “Thunderella” protocol) was developed by Cornell Professors Rafael Pass and Elaine Shi based on years of research
TR Thunder Protokolü (Thunderella protokolü bazlıdır) Cornell profesörleri Rafael Pass ve Elaine Shi'nin yıllarca süren çalışmaları sonucu geliştirilmiştir
inglês | turco |
---|---|
protocol | protokolü |
and | ve |
research | çalışmaları |
EN AWS Lambda allows you to run your functions on either x86-based or Arm-based processors
TR AWS Lambda, işlevlerinizi x86 tabanlı veya Arm tabanlı işlemcilerde çalıştırmanızı sağlar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
allows | sağlar |
based | tabanlı |
or | veya |
EN There is no change between x86-based and Arm-based functions
TR x86 tabanlı ve Arm tabanlı işlevler arasında herhangi bir değişiklik yoktur
inglês | turco |
---|---|
change | değişiklik |
functions | işlevler |
based | tabanlı |
and | ve |
is | bir |
between | arası |
no | yoktur |
EN AWS Organizations and Service Control Policies (SCP) provide top-down governance and allows for the delegation of identity based and resource-based policy administration to each business unit
TR AWS Organizations ve Hizmet Denetim Politikaları (SCP), tavandan tabana yönetişim sunuyor ve her bir iş birimine kimlik tabanlı ve kaynak tabanlı politika yönetimi delegasyonu sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
identity | kimlik |
based | tabanlı |
resource | kaynak |
and | ve |
service | hizmet |
control | denetim |
policies | politikalar |
policy | politika |
to | her |
unit | bir |
EN AI and data collection studies based on personal data processing should be based on the principles of correct and up-to-date personal data, specific and limited purpose of personal data use, and data security approach.
TR Kişisel veri işleme temelli YZ ve veri toplama çalışmaları, kişisel verilerin doğru ve güncel olması, kişisel veri kullanım amacının belirli ve sınırlı olması ilkeleri ile veri güvenliği yaklaşımına dayalı olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
processing | işleme |
principles | ilkeleri |
up-to-date | güncel |
purpose | amacı |
studies | çalışmaları |
limited | sınırlı |
should be | olmalıdır |
and | ve |
use | kullanım |
data | veri |
security | güvenliği |
approach | yaklaşım |
personal | kişisel |
collection | toplama |
based | dayalı |
to | belirli |
EN As a priority whilst the account restructuring was underway, we conducted a detailed bid-optimization, changing bids location-based, audience and device-based.
TR Hesabın yeniden yapılandırması devam ederken; teklifleri lokasyon, hedef kitle ve cihaz bazlı olarak değerlendirerek ayrıntılı bir teklif optimizasyonu yaptık.
inglês | turco |
---|---|
audience | kitle |
device | cihaz |
detailed | ayrıntılı |
optimization | optimizasyonu |
and | ve |
based | bazlı |
account | hesabı |
as | ederken |
a | bir |
EN We use AI-based tools to analyze the descriptions you provided and suggest the best logo layouts based on your requirements. With our Agency plan, you can create an unlimited number of unique logos:
TR Yaptığınız tanımlamaları Yapay Zeka temelli araçlarımızla analiz ediyor ve ihtiyaçlarınıza en uygun logo şablonlarını sunuyoruz. Ajans planımızla, sınırsız sayıda farklı logolar oluşturabilirsiniz:
inglês | turco |
---|---|
best | en |
agency | ajans |
create | oluşturabilirsiniz |
unlimited | sınırsız |
of | ın |
logo | logo |
based | temelli |
with | uygun |
analyze | analiz |
logos | logolar |
plan | plan |
tools | araçları |
and | ve |
provided | da |
number of | sayıda |
EN Automated classification of brain tumors by deep learning-based models on magnetic resonance images using a developed web-based interface
TR Geliştirilmiş bir web tabanlı arayüz kullanarak beyin tümörlerinin manyetik rezonans görüntülerinde derin öğrenme tabanlı modellerle otomatik sınıflandırılması
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
deep | derin |
images | görüntü |
interface | arayüz |
developed | geliştirilmiş |
web | web |
learning | öğrenme |
based | tabanlı |
using | kullanarak |
a | bir |
EN AWS Lambda allows you to run your functions on either x86-based or Arm-based processors
TR AWS Lambda, işlevlerinizi x86 tabanlı veya Arm tabanlı işlemcilerde çalıştırmanızı sağlar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
allows | sağlar |
based | tabanlı |
or | veya |
EN There is no change between x86-based and Arm-based functions
TR x86 tabanlı ve Arm tabanlı işlevler arasında herhangi bir değişiklik yoktur
inglês | turco |
---|---|
change | değişiklik |
functions | işlevler |
based | tabanlı |
and | ve |
is | bir |
between | arası |
no | yoktur |
EN The service enables VMware-based workloads to run directly on the next-generation Nitro system-based Amazon EC2 bare metal infrastructure and provisioned in a single-tenant, isolated Amazon VPC
TR Hizmet, VMware tabanlı iş yüklerinin doğrudan yeni nesil Nitro sistemi tabanlı Amazon EC2 bare metal altyapısında çalıştırılmasını ve tek kiracılı ortamda sağlanıp yalıtılmış Amazon VPC'ye sahip olmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
enables | sağlar |
directly | doğrudan |
amazon | amazon |
metal | metal |
and | ve |
vmware | vmware |
based | tabanlı |
system | sistemi |
service | hizmet |
infrastructure | altyapı |
generation | nesil |
to | sahip |
a | tek |
EN With Amazon Aurora MySQL-Compatible Edition, you can also create cross-region MySQL Read Replicas based on MySQL’s binlog-based replication engine
TR Amazon Aurora MySQL Uyumlu Sürüm ile, MySQL'in binlog tabanlı replikasyon altyapısını temel alan bölgeler arası MySQL Okuma Replikaları da oluşturabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
edition | sürüm |
mysql | mysql |
replication | replikasyon |
compatible | uyumlu |
read | okuma |
based | tabanlı |
also | da |
create | oluşturabilirsiniz |
with | ile |
on | alan |
EN AI and data collection studies based on personal data processing should be based on the principles of correct and up-to-date personal data, specific and limited purpose of personal data use, and data security approach.
TR Kişisel veri işleme temelli YZ ve veri toplama çalışmaları, kişisel verilerin doğru ve güncel olması, kişisel veri kullanım amacının belirli ve sınırlı olması ilkeleri ile veri güvenliği yaklaşımına dayalı olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
processing | işleme |
principles | ilkeleri |
up-to-date | güncel |
purpose | amacı |
studies | çalışmaları |
limited | sınırlı |
should be | olmalıdır |
and | ve |
use | kullanım |
data | veri |
security | güvenliği |
approach | yaklaşım |
personal | kişisel |
collection | toplama |
based | dayalı |
to | belirli |
EN Ford is the second-largest U.S.-based automaker and the fifth-largest in the world based on 2015 vehicle production
TR Ford, ABD merkezli ikinci en büyük otomobil üreticisi ve 2015 araç üretimine göre dünyanın beşinci en büyük otomobil üreticisi
inglês | turco |
---|---|
ford | ford |
and | ve |
world | dünyanın |
second | ikinci |
largest | büyük |
production | üretimine |
the | araç |
based | merkezli |
based on | göre |
EN We are the first developers of the global methodology risk in line with the results-based management of investment process, based on the statistical analysis of large volume of data in the area of an Blockchain economy.
TR Bir Blockchain ekonomisi alanındaki büyük hacimli verilerin istatistiksel analizine dayanan, sonuçlara dayalı yatırım sürecinin yönetimi doğrultusunda, global metodoloji riskinin ilk geliştiricileriyiz.
inglês | turco |
---|---|
global | global |
investment | yatırım |
process | sürecinin |
large | büyük |
volume | hacimli |
data | verilerin |
economy | ekonomisi |
blockchain | blockchain |
results | sonuçlara |
management | yönetimi |
area | alan |
first | ilk |
based | dayalı |
EN 5. Imports of plant-based beverages rose very strongly. The importation of soya-, oat-, almond- and rice-based drinks increased by 46%.
TR 5. Bitki bazlı içeceklerin ithalatında müthiş bir artış gözlemlendi. Soya, yulaf, badem ve pirinç bazlı içecek ithalatı yüzde 46 oranında arttı.
inglês | turco |
---|---|
plant | bitki |
based | bazlı |
oat | yulaf |
and | ve |
drinks | içecek |
EN monday.com is a cloud-based solution, with no part of our infrastructure retained on-premise. Our physical security in the offices include personal identification based access control, CCTV and alarm systems.
TR Monday.com bulut tabanlı bir şirkettir ve altyapımızın hiçbir parçası şirket içinde tutulmaz. Ofislerdeki fiziksel güvenliğimiz, kişisel tanımlama tabanlı erişim kontrolü, CCTV ve alarm sistemlerini içerir. .
inglês | turco |
---|---|
no | hiçbir |
infrastructure | altyapı |
physical | fiziksel |
identification | tanımlama |
access | erişim |
systems | sistemlerini |
based | tabanlı |
cloud | bulut |
control | kontrol |
personal | kişisel |
security | güvenli |
and | ve |
in | içinde |
EN With advanced APIs, multi-user and multi-permissioning, and a powerful cloud-based editor, Sonix’s cloud-based transcription and translation platform makes is easy to deploy across your entire firm.
TR Gelişmiş API'ler, çok kullanıcılı ve çoklu izin alma ve güçlü bulut tabanlı editörü ile Sonix'in bulut tabanlı transkripsiyon ve çeviri platformu sayesinde tüm firmanız genelinde dağıtımı kolaydır.
inglês | turco |
---|---|
editor | editör |
platform | platformu |
easy | kolaydır |
advanced | gelişmiş |
powerful | güçlü |
cloud | bulut |
transcription | transkripsiyon |
multi | çoklu |
based | tabanlı |
translation | çeviri |
and | ve |
makes | ile |
to | tüm |
EN Learn more about soybean other plant-based products and find out more about plant-based frozen desserts.
TR Soya fasulyesi ve diğer bitki bazlı ürünler hakkında daha fazla bilgi edinin ve bitki bazlı donmuş tatlılar hakkında daha fazla bilgi edinin.
inglês | turco |
---|---|
plant | bitki |
based | bazlı |
products | ürünler |
frozen | donmuş |
other | diğer |
about | hakkında |
EN Soy-based food comes in many varieties such as soy milk, soy based drinks, soy yoghurt, tofu, miso, tempeh and soy sauce. Soy products are used all over the world.
TR Soya bazlı ürünlerin; soya sütü, soya bazlı içecekler, soya yoğurdu, tofu, miso, tempeh ve soya sosu gibi birçok çeşidi bulunur. Soya ürünleri dünyanın dört bir yanında kullanılır.
inglês | turco |
---|---|
used | kullanılır |
based | bazlı |
milk | süt |
and | ve |
world | dünyanın |
many | çok |
over | e |
EN Circularity is at the core of our innovation and development goals: We’ve done a commercial technology validation of a polymer-based barrier and started market testing a fibre-based one
TR Döngüsellik, yenilik ve ürün geliştirme hedeflerimizin özünde yer alıyor: Polimer bazlı bir bariyerin ticari teknoloji doğrulamasını yaptık ve fiber bazlı bir bariyerin pazar testine başladık
inglês | turco |
---|---|
commercial | ticari |
started | başladı |
market | pazar |
based | bazlı |
development | geliştirme |
technology | teknoloji |
innovation | yenilik |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
Mostrando 50 de 50 traduções