EN Robert Nealey, the self-proclaimed checkers master, played the game on an IBM 7094 computer in 1962, and he lost to the computer
"self proclaimed science geek" u Engleski može se prevesti u sljedećih turski riječi/izraza:
EN Robert Nealey, the self-proclaimed checkers master, played the game on an IBM 7094 computer in 1962, and he lost to the computer
TR Uzman dama oyuncusu Robert Nealey, oyunu 1962 yılında bir IBM 7094 bilgisayarında oynamış ve bilgisayara karşı kaybetmiştir
Engleski | turski |
---|---|
robert | robert |
ibm | ibm |
computer | bilgisayar |
and | ve |
game | oyunu |
to | karşı |
the | bir |
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
Engleski | turski |
---|---|
reference | referans |
ecosystem | ekosistemi |
goal | amacı |
blockchain | blockchain |
development | geliştirme |
implementation | uygulama |
environment | ortamı |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | bir |
EN The remainder of the seas was proclaimed to be free to all and belonging to none.
TR Denizin kalan kısmının herkese özgür olduğu ve kimseye ait olmadığı duyuruldu.
Engleski | turski |
---|---|
and | ve |
free | özgür |
to | herkese |
of | nın |
EN The remainder of the seas was proclaimed to be free to all and belonging to none.
TR Denizin kalan kısmının herkese özgür olduğu ve kimseye ait olmadığı duyuruldu.
Engleski | turski |
---|---|
and | ve |
free | özgür |
to | herkese |
of | nın |
EN App Model Axis Random Landmark Science experiment Experiment World Science technology Google Blue Science Orbit Planetary Orbital Solar system Galactic Planet Outer space Cosmos Galaxy
TR Uygulama Model Eksen Rastgele Dönüm noktası Bilimsel deney Deney Dünya Bilim teknolojisi Google Mavi Bilim Yörünge Gezegen Orbital Güneş sistemi Galaktik Gezegen Uzay Evren Gökada
Engleski | turski |
---|---|
app | uygulama |
model | model |
random | rastgele |
world | dünya |
blue | mavi |
system | sistemi |
planet | gezegen |
space | uzay |
solar | güneş |
science | bilim |
technology | teknolojisi |
EN He has been instrumental in setting up collaborations with universities on data science, such as with the Harvard Data Science Initiative, the UCL Big Data Institute, the Humboldt-Elsevier Advanced Data and Text Centre, and Amsterdam Data Science
TR Harvard Veri Bilimi İnisiyatifi, UCL Büyük Veri Enstitüsü, Humboldt-Elsevier Gelişmiş Veri ve Metin Merkezi ve Amsterdam Veri Bilimi gibi üniversitelerle veri bilimi konusunda işbirlikleri kurulmasına yardımcı olmuştur
Engleski | turski |
---|---|
centre | merkezi |
amsterdam | amsterdam |
institute | enstitüsü |
advanced | gelişmiş |
data | veri |
and | ve |
text | metin |
big | büyük |
science | bilimi |
EN Where self-care meets self-love — find every single FOREO product you could wish for. Enjoy all the beautiful things that can turn a blah day into a spa day!
TR Kişisel bakımın sevgiyle buluştuğu yerde - dilediğiniz her FOREO ürününü bulun. Sıradan bir günü bir spa gününe dönüştürebilecek tüm güzel şeylerin tadını çıkarın!
Engleski | turski |
---|---|
foreo | foreo |
find | bulun |
day | günü |
beautiful | güzel |
enjoy | tadını |
spa | spa |
all | tüm |
a | bir |
the | kişisel |
EN Individual Self-Instruction and Self-Training Aids, Programmes
TR Kişisel Eğitim ve Gelişim Ekipmanları, Programları
Engleski | turski |
---|---|
individual | kişisel |
training | eğitim |
programmes | programları |
and | ve |
EN Physical self-careAfter years of neglecting our bodies and living environment, we benefit from prioritizing our physical self-care
TR Fiziksel öz bakımYıllarca bedenlerimizi ve yaşadığımız çevreyi ihmal ettikten sonra, fiziksel öz bakımımıza öncelik vermenin faydasını görüyoruz
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
years | yaş |
of | sonra |
and | ve |
EN These acts of self-love go a long way towards rebuilding our self-esteem in sobriety.
TR Bu öz-sevgi eylemleri, ayık halde özsaygımızı yeniden inşa etmede uzun bir yol kat eder.
Engleski | turski |
---|---|
long | uzun |
way | yol |
these | bu |
of | in |
a | bir |
EN Negative self-talk and insensitive humour about self-harming behaviour
TR Kendine zarar verme davranışı hakkında olumsuz iç konuşma ve duyarsız mizah
Engleski | turski |
---|---|
negative | olumsuz |
about | hakkında |
and | ve |
self | kendine |
EN If you want to become self-employed in Germany, you should know and be able to contextualise the most important terms relating to the subject of “self-employment” and “starting up”
TR Almanya'da serbest meslek sahibi olmak istiyorsanız, "serbest meslek" ve "iş kurma" ile ilgili en önemli terimleri bilmeli ve kategorize edebilmelisiniz
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
Engleski | turski |
---|---|
of | in |
to | için |
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
Engleski | turski |
---|---|
of | in |
to | için |
EN Learn about the latest topics in library and information science, and share information with other library and information science professionals around the world.
TR Kütüphane ve bilgi, belge yönetimi bilimindeki en yeni konuları öğrenin ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer Kütüphane ve Bilgi ve Belge Yönetimi uzmanlarıyla bilgi paylaşın.
Engleski | turski |
---|---|
library | kütüphane |
share | paylaşın |
professionals | uzmanlar |
around | de |
world | dünyanın |
topics | konuları |
other | diğer |
latest | en |
information | bilgi |
EN Science and society | Open Science | Elsevier
TR Bilim ve toplum | Açık Bilim | Elsevier
Engleski | turski |
---|---|
science | bilim |
and | ve |
society | toplum |
open | açık |
elsevier | elsevier |
EN Science & People: This is a series of events organized by Elsevier which bring together researchers and the interested public to discuss the latest science, technology and medical research
TR Science & People: En son bilim, teknoloji ve tıp araştırmalarını tartışmaları için araştırmacılar ve halktan konuya ilgi duyan kişileri bir araya getiren ve Elsevier tarafından düzenlenen bir dizi etkinliktir
Engleski | turski |
---|---|
series | dizi |
researchers | araştırmacılar |
interested | ilgi |
medical | tıp |
elsevier | elsevier |
technology | teknoloji |
science | bilim |
and | ve |
by | tarafından |
latest | en |
the latest | son |
of | in |
a | bir |
bring | için |
to | araya |
EN Discipline of target audience: --None-- Chemistry & Chemical Engineering Earth & Environmental Sciences Energy Health Professionals Mathematics & Computer Science Physics & Material Science Other
TR Hedef Kitlenin Disiplini: --Yok-- Kimya ve Kimya Mühendisliği Dünya ve Çevre Bilimleri Enerji Sağlık Uzmanları Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Fizik ve Malzeme Bilimi Diğer
Engleski | turski |
---|---|
target | hedef |
engineering | mühendisliği |
earth | dünya |
energy | enerji |
health | sağlık |
professionals | uzmanlar |
mathematics | matematik |
computer | bilgisayar |
physics | fizik |
material | malzeme |
other | diğer |
sciences | bilimleri |
chemistry | kimya |
EN Create high-quality science and technology logos in your desired way for free. In less than 5 minutes you can create the perfect science logo for your institution.
TR Yüksek kalitede bilim-teknoloji temalı logoları, kendi tarzınızda ve ücretsiz olarak yaratın. Kurumunuz için bilim temalı mükemmel bir logoyu 5 dakikadan kısa sürede oluşturabilirsiniz.
Engleski | turski |
---|---|
logos | logolar |
high | yüksek |
technology | teknoloji |
perfect | mükemmel |
science | bilim |
quality | kalitede |
free | ücretsiz |
and | ve |
for | için |
EN Gaming Learning, education Doors Science experiment Experiment Model Random Knowledge Check Science technology Quest room Escape room Puzzle Test Time Hourglass
TR Oyun Öğrenme, eğitim Kapılar Bilimsel deney Deney Model Rastgele Bilgi Kontrol Bilim teknolojisi Araştırma odası Kaçış odası Bulmaca Ölçek Zaman Kum saati
Engleski | turski |
---|---|
gaming | oyun |
model | model |
random | rastgele |
check | kontrol |
room | odası |
time | zaman |
science | bilim |
knowledge | bilgi |
technology | teknolojisi |
doors | kapı |
education | eğitim |
EN Süleyman Demirel University Faculty of Arts and Science Journal of Science
TR Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fen Dergisi
Engleski | turski |
---|---|
faculty | fakültesi |
science | fen |
journal | dergisi |
EN Learn about the latest topics in library and information science, and share information with other library and information science professionals around the world.
TR Kütüphane ve bilgi, belge yönetimi bilimindeki en yeni konuları öğrenin ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer Kütüphane ve Bilgi ve Belge Yönetimi uzmanlarıyla bilgi paylaşın.
Engleski | turski |
---|---|
library | kütüphane |
share | paylaşın |
professionals | uzmanlar |
around | de |
world | dünyanın |
topics | konuları |
other | diğer |
latest | en |
information | bilgi |
EN Discipline of target audience: --None-- Chemistry & Chemical Engineering Earth & Environmental Sciences Energy Health Professionals Mathematics & Computer Science Physics & Material Science Other
TR Hedef Kitlenin Disiplini: --Yok-- Kimya ve Kimya Mühendisliği Dünya ve Çevre Bilimleri Enerji Sağlık Uzmanları Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Fizik ve Malzeme Bilimi Diğer
Engleski | turski |
---|---|
target | hedef |
engineering | mühendisliği |
earth | dünya |
energy | enerji |
health | sağlık |
professionals | uzmanlar |
mathematics | matematik |
computer | bilgisayar |
physics | fizik |
material | malzeme |
other | diğer |
sciences | bilimleri |
chemistry | kimya |
EN Science and society | Open Science | Elsevier
TR Bilim ve toplum | Açık Bilim | Elsevier
Engleski | turski |
---|---|
science | bilim |
and | ve |
society | toplum |
open | açık |
elsevier | elsevier |
EN Science & People: This is a series of events organized by Elsevier which bring together researchers and the interested public to discuss the latest science, technology and medical research
TR Science & People: En son bilim, teknoloji ve tıp araştırmalarını tartışmaları için araştırmacılar ve halktan konuya ilgi duyan kişileri bir araya getiren ve Elsevier tarafından düzenlenen bir dizi etkinliktir
Engleski | turski |
---|---|
series | dizi |
researchers | araştırmacılar |
interested | ilgi |
medical | tıp |
elsevier | elsevier |
technology | teknoloji |
science | bilim |
and | ve |
by | tarafından |
latest | en |
the latest | son |
of | in |
a | bir |
bring | için |
to | araya |
EN The BMBF has been organizing Science Years since 2000 in cooperation with an initiative called 'Science in Dialogue' and its chairperson, climate researcher and marine biologist Antje Boetius
TR BMBF, bilim yılı etkinliklerini, “Diyalog İçindeki Bilim” girişimi ve bu girişimin başkanlığını yürüten iklim araştırmacısı ve deniz biyologu Antje Boetius ile birlikte 2000 yılından beri düzenliyor
Engleski | turski |
---|---|
science | bilim |
years | yıl |
dialogue | diyalog |
climate | iklim |
researcher | araştırmacı |
marine | deniz |
and | ve |
EN In the bachelor programme Data Science in Medicine at the Ulm University of Applied Sciences, students learn to use the basics of computer science, math and statistics for medical purposes
TR Ulm Teknik Yüksek Üniversitesi Tıp Alanında Veri Bilimi programı enformatik, matematik ve istatistik bilimlerinin tıbbi amaçlarla nasıl kullanılacağını öğretiyor
Engleski | turski |
---|---|
at | nda |
use | kullan |
data | veri |
science | bilimi |
programme | program |
to | nasıl |
medical | tıbbi |
EN He is British and has a PhD in fibre science and mechanics from the University of Maine and a master’s of science from the University of Wales.
TR İngilizdir ve Main Üniversitesi'nde fiber bilimleri ve mekanik alanında doktora, Wales Üniversitesi'nde ise yüksek lisans eğitimi almıştır.
Engleski | turski |
---|---|
science | bilimleri |
the | ise |
and | ve |
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
Engleski | turski |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN Authors wishing to self-archive book chapters can continue to reach out to Global Rights to seek the relevant permissions.
TR Kitap bölümlerini kendi arşivlerine almak isteyen yazarlar ilgili izinleri almak için Küresel Haklar ile iletişime geçmeye devam edebilir.
Engleski | turski |
---|---|
authors | yazarlar |
book | kitap |
can | edebilir |
continue | devam |
global | küresel |
rights | haklar |
relevant | ilgili |
permissions | izinleri |
to | için |
reach | ile |
EN Is this a managed or self-managed solution?
TR Bu yönetilen bir çözüm mü, kendiliğinden yönetilen bir çözüm müdür?
Engleski | turski |
---|---|
managed | yönetilen |
solution | çözüm |
this | bu |
a | bir |
EN Cloud hosting at Name.com is a self-managed solution
TR Name.com'da bulut barındırma kendiliğinden yönetilen bir çözümdür
Engleski | turski |
---|---|
cloud | bulut |
name | name |
managed | yönetilen |
hosting | barındırma |
a | bir |
EN A base-level understanding of linux and command line is crucial to take advantage of this self-managed hosting solution.
TR Kendiliğinden yönetilen bu barındırma çözümünden yararlanmak için Linux ve komut satırı ile ilgili temel düzeyde bilgi elzemdir.
Engleski | turski |
---|---|
linux | linux |
command | komut |
hosting | barındırma |
managed | yönetilen |
level | düzeyde |
this | bu |
line | ile |
a | temel |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
Engleski | turski |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
EN Improve your campaign’s organic momentum and create a self sustaining community of fans
TR Kampanyanızın organik momnetumunu geliştirin ve kendi kendine devam eden fan topluluğunu yaratın
Engleski | turski |
---|---|
organic | organik |
improve | geliştirin |
and | ve |
EN A self-taught musician, McCartney is proficient on bass, guitar, keyboards, and drums
TR McCartney ve Lennon müzik tarihinin en başarılı ve en etkili söz yazarı partneri olmuşlar, rock n roll tarihinin en önemli hitlerini bestelemişlerdir
Engleski | turski |
---|---|
musician | müzik |
and | ve |
EN His first commercially released recording was a guest appearance on the track "All I Want" from Australian dance act Disco Montego's self-titled album in 2002
TR Çocukluğunda keman çalmayı öğrenen Daniel, okulu bıraktıktan sonra önceliğini vokal derslerine ve müziğe verdi
Engleski | turski |
---|---|
first | e |
the | sonra |
EN Self music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Self müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
Engleski | turski |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
and | ve |
self | self |
EN After meeting through friends and covering pop hits of the day in smalltime clubs for a year and a half, Staind self-released… read more
TR İlk başlarda Korn, Rage Agai… Devamını oku
EN Formed in 2000, Adema began with Mark Chavez, Mike Ransom, Dave DeRoo, Tim Fluckey and Kris Kohls. The band later signed to Arista Records, releasing its first album, self-titled Adema, which was released in 2001. The first two singles f… read more
TR Kurulduğu günden beri “Jonathan Davis’in kardeşinin grubu” olarak lanse edilmekten bir türlü kurtulamayan Adema, Mark "Marky" Chavez(vokal), Mike Ransom (gitar), Tim Fluckey (gitar), Dave Deroo (bas), Kris Kohls (davul)dan o… Devamını oku
EN Why Do We Need a Debate on Self-Regulation in the Field of Civil Society in Turkey?
TR Bir Birlikte Olma Hikayesi Bizimkisi
Engleski | turski |
---|---|
a | bir |
of | birlikte |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
Engleski | turski |
---|---|
way | yolu |
manage | yönetmenin |
dangerous | tehlikeli |
inappropriate | uygunsuz |
innovative | yenilikçi |
solutions | çözümleri |
or | veya |
and | ve |
potentially | potansiyel olarak |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN If you find yourself repeatedly in painful or self-destructive patterns involving the usage of media, screens, or other devices, then ITAA may be able to help you find freedom and relief from what you are experiencing
TR Kendinizi medyanın, ekranların veya diğer cihazların kullanımını içeren acı verici veya kendi kendine zarar veren örüntüler içinde tekrar tekrar bulursanız, ITAA yaşadıklarınızdan özgürleşmenize ve rahatlamanıza yardımcı olabilir
Engleski | turski |
---|---|
media | medyanın |
devices | cihazlar |
itaa | itaa |
help | yardımcı |
other | diğer |
and | ve |
or | veya |
be | olabilir |
usage | kullanım |
in | içinde |
of | içeren |
EN Tradition 7: Every ITAA group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions.
TR Gelenek 7: Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir.
Engleski | turski |
---|---|
tradition | gelenek |
itaa | itaa |
group | grubu |
outside | dış |
self | kendini |
fully | tamamen |
to | her |
EN Each I.T.A.A. group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions. We have no dues or fees. Our fellowship’s regular monthly expenses amount to 100 US dollars; i
TR Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir. Herhangi bir aidatımız veya ücretimiz yoktur. Bursumuzun aylık düzenli giderleri 100 ABD Doları tutarındadır; ben
Engleski | turski |
---|---|
group | grubu |
outside | dış |
regular | düzenli |
monthly | aylık |
dollars | dolar |
no | yoktur |
self | kendini |
us | abd |
fully | tamamen |
or | veya |
i | ben |
amount | bir |
to | her |
EN Setting these lines are a practice in self-awareness, of putting language to our experience of addiction
TR Bu çizgileri belirlemek, bir öz-farkındalık pratiğidir, bağımlılık deneyimimize dil koymaktır
Engleski | turski |
---|---|
these | bu |
language | dil |
addiction | bağımlılık |
lines | bir |
EN I use it to numb my feelings, intensify my feelings, avoid contact with fellow humans or myself, or cope with my fears and self-doubt
TR Duygularımı uyuşturmak, duygularımı yoğunlaştırmak, diğer insanlarla veya kendimle temastan kaçınmak ya da korkularımla ve kendimden şüphe duymakla başa çıkmak için kullanıyorum
Engleski | turski |
---|---|
avoid | kaçınmak |
or | veya |
and | ve |
to | için |
EN You can donate to the fellowship. Our monthly expenses are $80. Our 7th tradition states: ?Every group ought to be fully self supporting, declining outside contributions?.
TR Yapabilirsiniz Bağış yapmak kardeşliğe. Aylık giderlerimiz $80'dir. 7. geleneğimiz şöyle der: “Her grup tamamen kendi kendini desteklemeli, dışarıdan katkıları reddetmeli”.
Engleski | turski |
---|---|
can | yapabilirsiniz |
monthly | aylık |
group | grup |
outside | dış |
every | her |
to | e |
fully | tamamen |
self | kendi |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
Engleski | turski |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda