EN Physical self-careAfter years of neglecting our bodies and living environment, we benefit from prioritizing our physical self-care
"physical self care" u Engleski može se prevesti u sljedećih turski riječi/izraza:
EN Physical self-careAfter years of neglecting our bodies and living environment, we benefit from prioritizing our physical self-care
TR Fiziksel öz bakımYıllarca bedenlerimizi ve yaşadığımız çevreyi ihmal ettikten sonra, fiziksel öz bakımımıza öncelik vermenin faydasını görüyoruz
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
years | yaş |
of | sonra |
and | ve |
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
Engleski | turski |
---|---|
reference | referans |
ecosystem | ekosistemi |
goal | amacı |
blockchain | blockchain |
development | geliştirme |
implementation | uygulama |
environment | ortamı |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | bir |
EN Where self-care meets self-love — find every single FOREO product you could wish for. Enjoy all the beautiful things that can turn a blah day into a spa day!
TR Kişisel bakımın sevgiyle buluştuğu yerde - dilediğiniz her FOREO ürününü bulun. Sıradan bir günü bir spa gününe dönüştürebilecek tüm güzel şeylerin tadını çıkarın!
Engleski | turski |
---|---|
foreo | foreo |
find | bulun |
day | günü |
beautiful | güzel |
enjoy | tadını |
spa | spa |
all | tüm |
a | bir |
the | kişisel |
EN Ensuring the right patient receives the right care at the right time is critical. Empower your care team with a performance edge by connecting them to patient data, clinicians and providers in real time — and elevate the quality of overall care.
TR Üreticileri, üretimde saniyelerden tasarruf etmek, kusurları azaltmak ve daha güvenli çalışmak için ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı, bilgiye dayalı zekaya bağlayarak, başarılı olmalarına yardımcı oluyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
time | zamanlı |
a | yardımcı |
and | ve |
real | gerçek |
to | etmek |
in | için |
EN Ensuring the right patient receives the right care at the right time is critical. Empower your care team with a performance edge by connecting them to patient data, clinicians and providers in real time — and elevate the quality of overall care.
TR Üreticileri, üretimde saniyelerden tasarruf etmek, kusurları azaltmak ve daha güvenli çalışmak için ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı, bilgiye dayalı zekaya bağlayarak, başarılı olmalarına yardımcı oluyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
time | zamanlı |
a | yardımcı |
and | ve |
real | gerçek |
to | etmek |
in | için |
EN Individual Self-Instruction and Self-Training Aids, Programmes
TR Kişisel Eğitim ve Gelişim Ekipmanları, Programları
Engleski | turski |
---|---|
individual | kişisel |
training | eğitim |
programmes | programları |
and | ve |
EN These acts of self-love go a long way towards rebuilding our self-esteem in sobriety.
TR Bu öz-sevgi eylemleri, ayık halde özsaygımızı yeniden inşa etmede uzun bir yol kat eder.
Engleski | turski |
---|---|
long | uzun |
way | yol |
these | bu |
of | in |
a | bir |
EN Negative self-talk and insensitive humour about self-harming behaviour
TR Kendine zarar verme davranışı hakkında olumsuz iç konuşma ve duyarsız mizah
Engleski | turski |
---|---|
negative | olumsuz |
about | hakkında |
and | ve |
self | kendine |
EN If you want to become self-employed in Germany, you should know and be able to contextualise the most important terms relating to the subject of “self-employment” and “starting up”
TR Almanya'da serbest meslek sahibi olmak istiyorsanız, "serbest meslek" ve "iş kurma" ile ilgili en önemli terimleri bilmeli ve kategorize edebilmelisiniz
EN How Does Self-Realization in Nurses Affect Attitudes and Behaviors Towards Palliative Care?
TR HEMŞİRELERDE KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME, PALYATİF BAKIMA YÖNELİK TUTUM VE DAVRANIŞLARI NASIL ETKİLER?
Engleski | turski |
---|---|
and | ve |
EN We have stopped our normal routines and self-care practices.
TR Normal rutinlerimizi ve kişisel bakım uygulamalarımızı durdurduk.
Engleski | turski |
---|---|
normal | normal |
we | kişisel |
care | bakım |
and | ve |
practices | uygulamalar |
EN Sonix’s servers are located within enterprise-grade hosting facilities that have robust physical security controls to prevent physical access
TR Sonix'in sunucuları, fiziksel erişimi engellemek için sağlam fiziksel güvenlik denetimlerine sahip kurumsal sınıf barındırma tesislerinde bulunur
Engleski | turski |
---|---|
hosting | barındırma |
robust | sağlam |
physical | fiziksel |
security | güvenlik |
access | erişimi |
enterprise | kurumsal |
grade | sınıf |
servers | sunucuları |
EN Compute needs, physical environment, power and thermal management requirements, physical security, and remote monitoring and management capabilities must all be considered
TR Bilgi işlem ihtiyaçları, fiziksel ortam, güç ve ısı yönetimi gereklilikleri, fiziksel güvenlik ve uzaktan izleme ve yönetim kabiliyetleri dikkate alınmalıdır
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
environment | ortam |
and | ve |
requirements | gereklilikleri |
remote | uzaktan |
power | güç |
security | güvenlik |
monitoring | izleme |
needs | ihtiyaçları |
management | yönetimi |
EN Sonix’s servers are located within enterprise-grade hosting facilities that have robust physical security controls to prevent physical access
TR Sonix'in sunucuları, fiziksel erişimi engellemek için sağlam fiziksel güvenlik denetimlerine sahip kurumsal sınıf barındırma tesislerinde bulunur
Engleski | turski |
---|---|
hosting | barındırma |
robust | sağlam |
physical | fiziksel |
security | güvenlik |
access | erişimi |
enterprise | kurumsal |
grade | sınıf |
servers | sunucuları |
EN Under Apache 2, UseCanonicalName = On, as well as UseCanonicalPhysicalPort = On must be set in order to get the physical (real) port, otherwise, this value can be spoofed, and it may or may not return the physical port value
TR Apache 2 altında, fiziksel (gerçek) portu almak için UseCanonicalName = On'dan başka UseCanonicalPhysicalPort = On da tanımlanmalıdır, aksi takdirde, bu değer sahte olabilir ve fiziksel port değerini döndürüp döndürmeyeceği belli olmaz
EN serene rituals – is consciously crafted to take care of your physical and emotional wellbeing.
TR huzur veren ritüeller fiziksel ve duygusal sağlığınıza özen göstermek için bilinçli olarak tasarlanmıştır.
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
and | ve |
to | için |
of | olarak |
EN serene rituals – is consciously crafted to take care of your physical and emotional wellbeing.
TR huzur veren ritüeller fiziksel ve duygusal sağlığınıza özen göstermek için bilinçli olarak tasarlanmıştır.
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
and | ve |
to | için |
of | olarak |
EN serene rituals – is consciously crafted to take care of your physical and emotional wellbeing.
TR huzur veren ritüeller fiziksel ve duygusal sağlığınıza özen göstermek için bilinçli olarak tasarlanmıştır.
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
and | ve |
to | için |
of | olarak |
EN serene rituals – is consciously crafted to take care of your physical and emotional wellbeing.
TR huzur veren ritüeller fiziksel ve duygusal sağlığınıza özen göstermek için bilinçli olarak tasarlanmıştır.
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
and | ve |
to | için |
of | olarak |
EN serene rituals – is consciously crafted to take care of your physical and emotional wellbeing.
TR huzur veren ritüeller fiziksel ve duygusal sağlığınıza özen göstermek için bilinçli olarak tasarlanmıştır.
Engleski | turski |
---|---|
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
and | ve |
to | için |
of | olarak |
EN Top speed-to-answer for quick, confident decisionsNo other drug reference provides point-of-care answers faster, for rapid yet well-informed decisions that contribute to the highest caliber patient care.
TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
Engleski | turski |
---|---|
reference | referans |
decisions | kararlar |
patient | hasta |
drug | ilaç |
contribute | katkı |
point | noktası |
answers | cevapları |
care | bakım |
highest | en yüksek |
faster | hızlı |
EN Solutions that encourage patient-centred care by integrating evidence-based content directly into EHR systems. Includes care planning, clinical documentation and order sets.
TR Kanıt tabanlı içerikleri doğrudan EHR sistemlerine entegre ederek hasta merkezli bakımı teşvik eden çözümler. Bakım planlaması, klinik belgeleme ve talimat setleri içerir.
Engleski | turski |
---|---|
encourage | teşvik |
integrating | entegre |
directly | doğrudan |
includes | içerir |
clinical | klinik |
sets | setleri |
evidence | kanıt |
ehr | ehr |
patient | hasta |
solutions | çözümler |
planning | planlaması |
based | tabanlı |
care | bakım |
by | ederek |
and | ve |
EN Hundreds of personal care products with restorative, nourishing and moisturizing properties and masks suitable for all skin types are offered to you. You can check out our category to purchase quality and affordable personal care products.
TR Her cilt tipine uygun onarıcı, besleyici, nemlendirici ve maske gibi yüzlerce kişisel bakım ürünleri beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki kişisel bakım ürünlerine sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
Engleski | turski |
---|---|
care | bakım |
skin | cilt |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
our category | kategorimizi |
personal | kişisel |
and | ve |
products | ürünleri |
with | uygun |
EN Zebra's healthcare technology solutions help your care team provide a higher level of patient care by connecting them to the patient data, clinicians and providers they need, in real time.
TR Zebra'nın sağlık sektörü teknolojisi çözümleri sağlık ekibinizi hasta verilerine, klinik çalışanlarına ve bakım personeline gerçek zamanlı bağlayarak daha iyi bakım hizmeti sunmalarını sağlar.
Engleski | turski |
---|---|
healthcare | sağlık |
technology | teknolojisi |
care | bakım |
of | ın |
patient | hasta |
time | zamanlı |
them | iyi |
solutions | çözümleri |
real | gerçek |
provide | sağlar |
and | ve |
EN The Importance and Requirement of Palliative Care in Newborn Intensive Care Units
TR Yenidoğan Yoğun bakım Ünitelerinde Palyatif Bakımın Önemi ve Gerekliliği
Engleski | turski |
---|---|
and | ve |
of | ın |
intensive | yoğun |
care | bakım |
EN Historical Development Process, Principles and Nursing Care of Palliative/Pediatric Palliative Care
TR Palyatif/Pediatrik Palyatif Bakımın Tarihsel Gelişim Süreci, İlkeleri ve Hemşirelik Bakımı
Engleski | turski |
---|---|
development | gelişim |
process | süreci |
nursing | hemşirelik |
of | ın |
and | ve |
care | bakım |
EN Solutions that encourage patient-centred care by integrating evidence-based content directly into EHR systems. Includes care planning, clinical documentation and order sets.
TR Kanıt tabanlı içerikleri doğrudan EHR sistemlerine entegre ederek hasta merkezli bakımı teşvik eden çözümler. Bakım planlaması, klinik belgeleme ve talimat setleri içerir.
Engleski | turski |
---|---|
encourage | teşvik |
integrating | entegre |
directly | doğrudan |
includes | içerir |
clinical | klinik |
sets | setleri |
evidence | kanıt |
ehr | ehr |
patient | hasta |
solutions | çözümler |
planning | planlaması |
based | tabanlı |
care | bakım |
by | ederek |
and | ve |
EN Top speed-to-answer for quick, confident decisionsNo other drug reference provides point-of-care answers faster, for rapid yet well-informed decisions that contribute to the highest caliber patient care.
TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
Engleski | turski |
---|---|
reference | referans |
decisions | kararlar |
patient | hasta |
drug | ilaç |
contribute | katkı |
point | noktası |
answers | cevapları |
care | bakım |
highest | en yüksek |
faster | hızlı |
EN Hundreds of personal care products with restorative, nourishing and moisturizing properties and masks suitable for all skin types are offered to you. You can check out our category to purchase quality and affordable personal care products.
TR Her cilt tipine uygun onarıcı, besleyici, nemlendirici ve maske gibi yüzlerce kişisel bakım ürünleri beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki kişisel bakım ürünlerine sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
Engleski | turski |
---|---|
care | bakım |
skin | cilt |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
our category | kategorimizi |
personal | kişisel |
and | ve |
products | ürünleri |
with | uygun |
EN Zebra's healthcare technology solutions help your care team provide a higher level of patient care by connecting them to the patient data, clinicians and providers they need, in real time.
TR Zebra'nın sağlık sektörü teknolojisi çözümleri sağlık ekibinizi hasta verilerine, klinik çalışanlarına ve bakım personeline gerçek zamanlı bağlayarak daha iyi bakım hizmeti sunmalarını sağlar.
Engleski | turski |
---|---|
healthcare | sağlık |
technology | teknolojisi |
care | bakım |
of | ın |
patient | hasta |
time | zamanlı |
them | iyi |
solutions | çözümleri |
real | gerçek |
provide | sağlar |
and | ve |
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
Engleski | turski |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN Authors wishing to self-archive book chapters can continue to reach out to Global Rights to seek the relevant permissions.
TR Kitap bölümlerini kendi arşivlerine almak isteyen yazarlar ilgili izinleri almak için Küresel Haklar ile iletişime geçmeye devam edebilir.
Engleski | turski |
---|---|
authors | yazarlar |
book | kitap |
can | edebilir |
continue | devam |
global | küresel |
rights | haklar |
relevant | ilgili |
permissions | izinleri |
to | için |
reach | ile |
EN Is this a managed or self-managed solution?
TR Bu yönetilen bir çözüm mü, kendiliğinden yönetilen bir çözüm müdür?
Engleski | turski |
---|---|
managed | yönetilen |
solution | çözüm |
this | bu |
a | bir |
EN Cloud hosting at Name.com is a self-managed solution
TR Name.com'da bulut barındırma kendiliğinden yönetilen bir çözümdür
Engleski | turski |
---|---|
cloud | bulut |
name | name |
managed | yönetilen |
hosting | barındırma |
a | bir |
EN A base-level understanding of linux and command line is crucial to take advantage of this self-managed hosting solution.
TR Kendiliğinden yönetilen bu barındırma çözümünden yararlanmak için Linux ve komut satırı ile ilgili temel düzeyde bilgi elzemdir.
Engleski | turski |
---|---|
linux | linux |
command | komut |
hosting | barındırma |
managed | yönetilen |
level | düzeyde |
this | bu |
line | ile |
a | temel |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
Engleski | turski |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
EN Improve your campaign’s organic momentum and create a self sustaining community of fans
TR Kampanyanızın organik momnetumunu geliştirin ve kendi kendine devam eden fan topluluğunu yaratın
Engleski | turski |
---|---|
organic | organik |
improve | geliştirin |
and | ve |
EN A self-taught musician, McCartney is proficient on bass, guitar, keyboards, and drums
TR McCartney ve Lennon müzik tarihinin en başarılı ve en etkili söz yazarı partneri olmuşlar, rock n roll tarihinin en önemli hitlerini bestelemişlerdir
Engleski | turski |
---|---|
musician | müzik |
and | ve |
EN His first commercially released recording was a guest appearance on the track "All I Want" from Australian dance act Disco Montego's self-titled album in 2002
TR Çocukluğunda keman çalmayı öğrenen Daniel, okulu bıraktıktan sonra önceliğini vokal derslerine ve müziğe verdi
Engleski | turski |
---|---|
first | e |
the | sonra |
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
Engleski | turski |
---|---|
of | in |
to | için |
EN Self music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Self müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
Engleski | turski |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
and | ve |
self | self |
EN After meeting through friends and covering pop hits of the day in smalltime clubs for a year and a half, Staind self-released… read more
TR İlk başlarda Korn, Rage Agai… Devamını oku
EN Formed in 2000, Adema began with Mark Chavez, Mike Ransom, Dave DeRoo, Tim Fluckey and Kris Kohls. The band later signed to Arista Records, releasing its first album, self-titled Adema, which was released in 2001. The first two singles f… read more
TR Kurulduğu günden beri “Jonathan Davis’in kardeşinin grubu” olarak lanse edilmekten bir türlü kurtulamayan Adema, Mark "Marky" Chavez(vokal), Mike Ransom (gitar), Tim Fluckey (gitar), Dave Deroo (bas), Kris Kohls (davul)dan o… Devamını oku
EN Why Do We Need a Debate on Self-Regulation in the Field of Civil Society in Turkey?
TR Bir Birlikte Olma Hikayesi Bizimkisi
Engleski | turski |
---|---|
a | bir |
of | birlikte |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
Engleski | turski |
---|---|
way | yolu |
manage | yönetmenin |
dangerous | tehlikeli |
inappropriate | uygunsuz |
innovative | yenilikçi |
solutions | çözümleri |
or | veya |
and | ve |
potentially | potansiyel olarak |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN If you find yourself repeatedly in painful or self-destructive patterns involving the usage of media, screens, or other devices, then ITAA may be able to help you find freedom and relief from what you are experiencing
TR Kendinizi medyanın, ekranların veya diğer cihazların kullanımını içeren acı verici veya kendi kendine zarar veren örüntüler içinde tekrar tekrar bulursanız, ITAA yaşadıklarınızdan özgürleşmenize ve rahatlamanıza yardımcı olabilir
Engleski | turski |
---|---|
media | medyanın |
devices | cihazlar |
itaa | itaa |
help | yardımcı |
other | diğer |
and | ve |
or | veya |
be | olabilir |
usage | kullanım |
in | içinde |
of | içeren |
EN Tradition 7: Every ITAA group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions.
TR Gelenek 7: Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir.
Engleski | turski |
---|---|
tradition | gelenek |
itaa | itaa |
group | grubu |
outside | dış |
self | kendini |
fully | tamamen |
to | her |
EN Each I.T.A.A. group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions. We have no dues or fees. Our fellowship’s regular monthly expenses amount to 100 US dollars; i
TR Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir. Herhangi bir aidatımız veya ücretimiz yoktur. Bursumuzun aylık düzenli giderleri 100 ABD Doları tutarındadır; ben
Engleski | turski |
---|---|
group | grubu |
outside | dış |
regular | düzenli |
monthly | aylık |
dollars | dolar |
no | yoktur |
self | kendini |
us | abd |
fully | tamamen |
or | veya |
i | ben |
amount | bir |
to | her |
EN Setting these lines are a practice in self-awareness, of putting language to our experience of addiction
TR Bu çizgileri belirlemek, bir öz-farkındalık pratiğidir, bağımlılık deneyimimize dil koymaktır
Engleski | turski |
---|---|
these | bu |
language | dil |
addiction | bağımlılık |
lines | bir |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda