EN If you don’t know where you’re popping up on a search engine, then you won’t know whether you should make drastic changes or keep doing more of the same.
Το "don t know" στο Αγγλικά μπορεί να μεταφραστεί στις ακόλουθες τούρκικος λέξεις/φράσεις:
EN If you don’t know where you’re popping up on a search engine, then you won’t know whether you should make drastic changes or keep doing more of the same.
TR Bir arama motorunda nerede çıktığınızı bilmiyorsanız, köklü değişiklikler mi yapmanız gerektiğini yoksa aynı şeyleri yapmaya devam mı etmeniz gerektiğini bilemezsiniz.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
should | gerektiğini |
changes | değişiklikler |
keep | devam |
or | yoksa |
search | arama |
the | aynı |
same | bir |
EN “I don’t have a website and I don’t know where to start”
TR “Web sitem yok ve işe nereden başlayacağımı bilmiyorum”
EN TAKE CONTRARY ACTION – When you don’t want to go to a meeting, run to one; When you don’t want to pick up the phone, call someone; When you don’t want to pray?
TR KARŞI EYLEM YAPIN – Bir toplantıya gitmek istemiyorsanız, bir toplantıya koşun; Telefonu açmak istemediğinizde, birini arayın; Namaz kılmak istemeyince...
EN If you've read anything about SEO before, you'll know there's lots of industry jargon. But to keep things simple for now, here are a few key terms and concepts you should know.
TR Daha önce SEO hakkında herhangi bir şey okuduysanız, endüstri jargonu kullanımının yaygın olduğunu bilirsiniz. Ancak şimdilik işleri basit tutmak için bilmeniz gereken birkaç anahtar terim ve kavram var.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
seo | seo |
key | anahtar |
should | gereken |
simple | basit |
industry | endüstri |
of | in |
about | hakkında |
read | ve |
before | önce |
but | ancak |
a | birkaç |
to keep | tutmak |
EN This university course enables you to acquire business know-how and get to know the hotel, restaurant, tourism, sport, event and cultural management sectors. Many lectures and seminars are held in English.
TR Bu öğrenim programı işletme bilgilerinin yanı sıra otel, gastronomi, turizm ile spor, etkinlik ve kültür yönetimi için gerekli bilgileri sunuyor. Derslerin önemli bir bölümüyse İngilizce.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
hotel | otel |
tourism | turizm |
sport | spor |
cultural | kültür |
course | programı |
management | yönetimi |
this | bu |
business | iş |
event | etkinlik |
are | sunuyor |
and | ve |
EN We know for certain that it will be different from the Europe we know today – probably smaller, older and less predictable.
TR Biliyoruz ki, bu Avrupa zorunlu olarak bizim bildiğimiz Avrupa’dan farklı olacak; muhtemelen daha küçük, daha yaşlı ve daha az önceden kestirilebilir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
we know | biliyoruz |
europe | avrupa |
different | farklı |
probably | muhtemelen |
smaller | küçük |
less | az |
and | ve |
EN The best tools and data are worth nothing if you don’t know how to use them. Browse our video tutorials to learn more about Ahrefs and get better at digital marketing.
TR En iyi araçlar ve veriler, nasıl kullanılacakları bilinmezse hiçbir fayda sağlamaz. Ahrefs hakkında daha fazla bilgi edinmek ve dijital pazarlamada kendinizi geliştirmek için eğitim videolarımıza göz atın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
video | videolar |
ahrefs | ahrefs |
tools | araçlar |
data | veriler |
digital | dijital |
about | hakkında |
best | en |
tutorials | eğitim |
at | nda |
how | nasıl |
EN Don't be a law-breaker. Make sure you comply with all applicable rules and laws. Do not promote information that you know or think is false or misleading or is criminal or illegal.
TR Yasaları çiğnemeyin. Bütün geçerli kural ve yasalara uyduğunuzdan emin olun. Yanlış veya yanıltıcı veya suç veya yasadışı olduğunu bildiğiniz veya düşündüğünüz bilgileri yaymayın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
applicable | geçerli |
information | bilgileri |
illegal | yasadışı |
you know | bildiğiniz |
or | veya |
is | olduğunu |
rules | kural |
and | ve |
laws | yasaları |
sure | emin |
misleading | yanıltıcı |
EN Hmm, it looks like we don’t know much about this artist. Can you help us out?
TR Hmm, bu sanatçı hakkında pek bir şey bilmiyoruz anlaşılan. Bize yardım edebilir misin?
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
help | yardım |
artist | sanatçı |
about | hakkında |
this | bu |
us | bize |
it | bir |
EN I don?t know you, but if you are suffering from internet and technology use, I pray for you that you can get out of the twisted claws of the internet like I did
TR Sizi tanımıyorum ama internet ve teknoloji kullanımından muzdaripseniz benim gibi internetin dolambaçlı pençelerinden kurtulmanız için dua ediyorum
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
internet | internet |
technology | teknoloji |
i | benim |
but | ama |
and | ve |
use | kullanım |
of | in |
the | gibi |
EN I don’t know of another website as comprehensive as this one. They do a really good job.
TR Bunun kadar kapsamlı başka bir web sitesi bilmiyorum. Gerçekten iyi bir iş yapıyorlar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
another | başka |
really | gerçekten |
good | iyi |
comprehensive | kapsamlı |
a | bir |
EN First of all you don't have to know anything about coding
TR Öncelikle kodlama hakkında hiçbir şey bilmek zorunda değilsiniz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
first | bir |
coding | kodlama |
have to | zorunda |
to know | bilmek |
about | hakkında |
EN Don’t worry if the serial number has worn off of your tool. You can utilize Hilti connect to identify the serial number. Know more about Hilti connect.
TR Aletinizin seri numarası aşınmışsa endişelenmeyin. Seri numarasını belirlemek için Hilti connect'i kullanabilirsiniz. Hilti connect hakkında daha fazla bilgi edinin.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
hilti | hilti |
connect | connect |
can | bilgi |
number | numarası |
of | in |
about | hakkında |
identify | belirlemek |
EN We know it is difficult to write content. But don’t worry, you can prepare your website content quickly with ready-made Turkish content.
TR İçerik yazmak zor iş biliyoruz. Ama üzülmeyin, sizin için oluşturulmuş hazır Türkçe içerikler ile , hızlıca web sitesi içeriklerinizi hazırlayın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
difficult | zor |
quickly | hızlı |
we know | biliyoruz |
ready | hazır |
but | ama |
turkish | türk |
your | sizin |
with | ile |
EN Swabian raviolis in outer space, spaetzle under EU protection: Let us explain what you don’t yet know about your favourite German dishes.
TR Almanya’daki expatların anlatımıyla Alman mutfağı ve vazgeçemedikleri Alman tatları.
EN Listen from the First Person: They live around us, but we don't know them much
TR Birinci Ağızdan Dinle: Çevremizde yaşıyorlar ama onları pek tanımıyoruz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
but | ama |
the first | birinci |
them | onları |
EN Build a high standard e-commerce application for your brand in minutes. You don?t need to know coding.
TR Markanız için dakikalar içinde yüksek standartlı bir e-ticaret uygulaması oluşturun. Kodlama bilmenize gerek yok.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
build | oluşturun |
minutes | dakikalar |
need | gerek |
coding | kodlama |
your brand | markanız |
application | uygulaması |
high | yüksek |
don | yok |
brand | için |
in | içinde |
EN Build high-standard mobile applications for your customers. You don?t need to know coding.
TR Müşterileriniz için yüksek standartlarda mobil uygulamalar yapın. Kodlama bilmeniz gerekmez.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
mobile | mobil |
applications | uygulamalar |
you | in |
coding | kodlama |
high | yüksek |
to | yapın |
to know | bilmeniz |
EN We know it is difficult to write content. But don’t worry, you can prepare your website content quickly with ready-made Turkish content.
TR İçerik yazmak zor iş biliyoruz. Ama üzülmeyin, sizin için oluşturulmuş hazır Türkçe içerikler ile , hızlıca web sitesi içeriklerinizi hazırlayın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
difficult | zor |
quickly | hızlı |
we know | biliyoruz |
ready | hazır |
but | ama |
turkish | türk |
your | sizin |
with | ile |
EN Swabian raviolis in outer space, spaetzle under EU protection: Let us explain what you don’t yet know about your favourite German dishes.
TR Almanya’daki expatların anlatımıyla Alman mutfağı ve vazgeçemedikleri Alman tatları.
EN Are you looking for extraordinary places in Germany? Here are five sights that you certainly don’t know yet.
TR Almanya’da sıra dışı yerler mi arıyorsunuz? Şu ana kadar kesinlikle bilmediğiniz, görülmeye değer bu beş yeri keşfedin.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
places | yerler |
certainly | kesinlikle |
looking for | arıyorsunuz |
here | bu |
five | beş |
EN Why have the video stores disappeared? Why don’t people buy maps anymore? And how does my new colleague know who I went to school with? The Internet is the answer to all these questions
TR Videotekler neden artık yok? Neden artık kimse harita satın almıyor? Yeni iş arkadaşım benim okul arkadaşlarımı nereden biliyor? Bütün bu soruların cevabı internette
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
buy | satın |
know | biliyor |
school | okul |
internet | internette |
answer | cevabı |
new | yeni |
questions | sorular |
these | bu |
why | neden |
anymore | artık |
my | benim |
EN you don’t know where to go from here
TR bu noktadan ileri neler yapmanız gerektiğini bilemediğiniz bir noktaya mı ulaştınız
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
to | bir |
here | bu |
EN stalemate where we don?t really know which way to go?
TR durağanlaşıp nereye yönelmemiz gerektiğini bilemediğimiz anlar gelmiştir?
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
where | nereye |
EN Don't be a law-breaker. Make sure you comply with all applicable rules and laws. Do not promote information that you know or think is false or misleading or is criminal or illegal.
TR Yasaları çiğnemeyin. Bütün geçerli kural ve yasalara uyduğunuzdan emin olun. Yanlış veya yanıltıcı veya suç veya yasadışı olduğunu bildiğiniz veya düşündüğünüz bilgileri yaymayın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
applicable | geçerli |
information | bilgileri |
illegal | yasadışı |
you know | bildiğiniz |
or | veya |
is | olduğunu |
rules | kural |
and | ve |
laws | yasaları |
sure | emin |
misleading | yanıltıcı |
EN Hmm, it looks like we don’t know much about this artist. Can you help us out?
TR Hmm, bu sanatçı hakkında pek bir şey bilmiyoruz anlaşılan. Bize yardım edebilir misin?
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
help | yardım |
artist | sanatçı |
about | hakkında |
this | bu |
us | bize |
it | bir |
EN We don't have any lyrics for this track yet. Do you know the lyrics for this track?
TR Bu parçanın sözleri henüz elimizde yok. Bu parçanın sözlerini biliyor musun?
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
know | biliyor |
yet | henüz |
this | bu |
the | yok |
EN Bottom lines are the behaviors that when we start we don’t know when we’ll stop, and when we stop we can’t stay stopped
TR Sonuç olarak, başladığımızda ne zaman duracağımızı bilmediğimiz ve durduğumuzda duramayacağımız davranışlardır
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
and | ve |
know | ne |
when | zaman |
lines | olarak |
EN I need to let you know that I feel I am at my emotional capacity and I don’t feel able to hold space for discussing this topic further.”
TR Duygusal kapasitemde olduğumu hissettiğimi ve bu konuyu daha fazla tartışmak için yer tutamayacağımı bilmenizi isterim."
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
emotional | duygusal |
and | ve |
this | bu |
EN Don’t worry if the serial number has worn off of your tool. You can utilize Hilti connect to identify the serial number. Know more about Hilti connect.
TR Aletinizin seri numarası aşınmışsa endişelenmeyin. Seri numarasını belirlemek için Hilti connect'i kullanabilirsiniz. Hilti connect hakkında daha fazla bilgi edinin.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
hilti | hilti |
connect | connect |
can | bilgi |
number | numarası |
of | in |
about | hakkında |
identify | belirlemek |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Maybe that's because don't know much about fundamental analysis
TR Tilki tavşanın imdat çağrısına koşar ama yardım için değil
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
much | de |
because | için |
EN Need to know CPR in a hurry? Don't bother asking AI voice assistants
TR Son bir ayda hangi çevrimiçi platformu kaç kişi kullandı?
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
a | bir |
EN We know that stopping smoking can be hard, but you don’t have to do this on your own
TR Sigarayı bırakmanın zor olabileceğini biliyoruz ancak bunu kendi başınıza yapmak zorunda değilsiniz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
hard | zor |
have to | zorunda |
we know | biliyoruz |
but | ancak |
to | yapmak |
EN Thankfully, with Hostinger’s intuitive drag-and-drop website builder, even if you don’t know a single line of code, you can make a fully-functioning online store in an afternoon.
TR Neyse ki Hostinger'ın sezgisel sürükle bırak web sitesi kurma aracı ile hiç kodlama bilmeseniz bile mağazanızı yarım günde çalışır durma getirebilirsiniz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
intuitive | sezgisel |
drop | bırak |
even | bile |
line | ile |
EN Don't be a pirate - respect copyright. In other words, don't post copyrighted content (including links to third party websites) without permission from the owner.
TR Korsanlık yapmayın - telif haklarına saygı gösterin. Başka bir deyişle, telif haklarıyla korunan içeriği (üçüncü şahıs internet sitelerine olan bağlantılar da dahil) sahibinden izin almadan yayınlamayın.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
copyright | telif |
permission | izin |
websites | internet |
in | da |
content | içeriği |
including | dahil |
third | üçüncü |
respect | saygı |
links | bağlantılar |
EN You don’t have to register to create forms and see how powerful forms.app is. Don’t worry, if you register after you created a form, it will stay with you.
TR Form oluşturmak ve forms.app'ın ne kadar güçlü olduğunu görmek için kayıt olmanıza gerek yok. Endişelenmeyin, bir form oluşturduktan sonra kaydolursanız, o form sizinle kalacaktır.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
app | app |
powerful | güçlü |
form | form |
register | kayıt |
and | ve |
to | görmek |
a | bir |
have | gerek |
EN We don't inspect your online activities and don't maintain any record of them.
TR Çevrimiçi aktivitelerinizi incelemiyoruz ve onların kaydını tutmuyoruz.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
record | kaydını |
them | onları |
and | ve |
EN We don't hang on the scores, we don't count how many countries we've traveled unless someone asks
TR Skorlara takılmıyoruz, birileri sormadıkça kaç ülke gezdik diye hiç saymıyoruz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
how many | kaç |
countries | ülke |
EN Don’t ask for information that you don’t need
TR İhtiyaç duymadığınız bilgileri sormayın
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
information | bilgileri |
EN If you don't find what you're looking for, don't hesitate to get in touch with us.
TR Eğer aradığınız sorunun cevabını bulamazsanız, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin lütfen.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
with us | bizimle |
if | eğer |
to | lütfen |
touch | iletişime |
Εμφάνιση 50 από 50 μεταφράσεων