TR PHP'de, birkaç dilde olduğu gibi C benzeri, daha temiz gözükecek ve daha kısa biçimde yazabileceğiniz bir gösterim daha vardır
"gösterim daha vardır" v Turecký možno preložiť do nasledujúcich Angličtina slov/fráz:
TR PHP'de, birkaç dilde olduğu gibi C benzeri, daha temiz gözükecek ve daha kısa biçimde yazabileceğiniz bir gösterim daha vardır
EN In PHP, as in several other languages like C, you can write this in a shorter way, which with time would become clearer and quicker to understand as well
Turecký | Angličtina |
---|---|
php | php |
birkaç | several |
c | c |
kısa | shorter |
TR Platformu kullanmaya başlamamızla beraber tüm müşterilerimiz büyümeye başladı. Örneğin, müşterimiz olan Hospital Amazônia, Mart'tan Eylül'e kadar 13.500'den fazla gösterim artışı elde etti.
EN All of our clients are growing after we use the platform. For instance, our client Hospital Amazônia had a growth of more than 13.500 impressions from March to September.
Turecký | Angličtina |
---|---|
platformu | platform |
kullanmaya | use |
tüm | all |
müşterilerimiz | our clients |
mart | march |
eylül | september |
TR Platformu kullanmaya başlamamızla beraber tüm müşterilerimiz büyümeye başladı. Örneğin, müşterimiz olan Hospital Amazônia, Mart'tan Eylül'e kadar 13.500'den fazla gösterim artışı elde etti.
EN All of our clients are growing after we use the platform. For instance, our client Hospital Amazônia had a growth of more than 13.500 impressions from March to September.
Turecký | Angličtina |
---|---|
platformu | platform |
kullanmaya | use |
tüm | all |
müşterilerimiz | our clients |
mart | march |
eylül | september |
TR Grafik gösterim, Pinterest hedef kitlenizin seçtiğiniz dönüşüm aralığında, alışveriş yapma yönünde nasıl dönüşüm gerçekleştirdiğini izlemenizi sağlar
EN The graph lets you visually track how your Pinterest audience converted on the path to purchasing within your selected conversion window
TR Verilerinizi gösterim, etkileşim ve tıklamaya göre bölmek için grafiğinizin veya tablonuzun üstünde bulunan İlişkilendirilen eylem'e tıklayın.
EN Click the Attributed action tab above your graph or table to split your data by impression, engagement and click.
TR Toplam gösterim, etkileşim ve hedef kitle ölçümlerini görüntülemek istiyorsanız Analizler'e gidin.
EN If you want to see total impressions, engagement and audience metrics, go to Analytics.
TR Evet, zamanları çoktur, üç cinsiyet vardır, gramerinde tuzaklar vardır ve telaffuzu her babayiğidin harcı değildir
EN Yes, the language has numerous cases and three genders, the grammar can be quite tricky, and pronunciation can sometimes present problems
Turecký | Angličtina |
---|---|
ve | and |
TR Evet. Banner yapma aracında banner reklamları için de şablonlar vardır. Bunları ana paneldeki Web Görselleri sekmesinde bulabilirsiniz. Dört farklı boyut vardır: geniş gökdelen, lider tablosu, büyük ve orta boyutlu dikdörtgenler.
EN Yes. The online banner maker has templates for professional banner ads as well. You can get them inside the Web Graphics tab in the design dashboard. There are four sizes: wide skyscraper, leaderboard, large- and medium-sized rectangles.
TR Aracınızda daha fazla saklama alanı ve daha yüksek bir sürüş yüksekliği arıyorsanız, kompakt Mazda CX3 veya daha büyük Mazda CX5 gibi SUV'lar da vardır
EN There are also SUVs like the compact Mazda CX3 or the larger Mazda CX5 if you?re looking for more storage space and a higher ride height in your vehicle
Turecký | Angličtina |
---|---|
saklama | storage |
alanı | space |
kompakt | compact |
TR Filtre sisteminin ayrıca çok daha küçük bir eforla başarı sağlayabileceğiniz alanları bulduğu çok daha güçlü bir aracı daha vardır:
EN The filter system also has a much more powerful too to find areas where you could be succeed with a little effort:
Turecký | Angličtina |
---|---|
küçük | little |
güçlü | powerful |
TR Bireyler ve ekipler için daha hızlı izleme, onaylar ve yayınlama REST, SCEP veya EST aracılığıyla otomatik sertifika kurulumu vardır.DigiCert tarafından desteklenen GeoTrust, bir kez daha güvenilir köklerde yer alıyor
EN For individuals and teams there is faster monitoring, approvals, and publishing automatic certificate setup via REST, SCEP or EST.GeoTrust, backed by DigiCert, is once again at its root
Turecký | Angličtina |
---|---|
ekipler | teams |
hızlı | faster |
izleme | monitoring |
yayınlama | publishing |
veya | or |
otomatik | automatic |
sertifika | certificate |
kurulumu | setup |
digicert | digicert |
desteklenen | backed |
geotrust | geotrust |
TR Bireyler ve ekipler için daha hızlı izleme, onaylar ve yayınlama REST, SCEP veya EST aracılığıyla otomatik sertifika kurulumu vardır.DigiCert tarafından desteklenen GeoTrust, bir kez daha güvenilir köklerde yer alıyor
EN For individuals and teams there is faster monitoring, approvals, and publishing automatic certificate setup via REST, SCEP or EST.GeoTrust, backed by DigiCert, is once again at its root
Turecký | Angličtina |
---|---|
ekipler | teams |
hızlı | faster |
izleme | monitoring |
yayınlama | publishing |
veya | or |
otomatik | automatic |
sertifika | certificate |
kurulumu | setup |
digicert | digicert |
desteklenen | backed |
geotrust | geotrust |
TR Daha yüksek sıralamalar ve daha fazla web sitesi trafiği sağlayan etkili bir SEO stratejisi geliştirmek için, tüm masaüstü tarayıcılarda rakiplerinizle rekabet etmenize olanak tanıyan bir araca ihtiyacınız vardır
EN To develop an effective SEO strategy that drives higher rankings and more website traffic, you need a tool that allows you to compete with competitors across all desktop browsers
Turecký | Angličtina |
---|---|
trafiği | traffic |
etkili | effective |
seo | seo |
stratejisi | strategy |
geliştirmek | develop |
masaüstü | desktop |
rakiplerinizle | competitors |
TR Daha derine inmek isterseniz, her bir bölümde çok sayıda ileri seviyede öğrenme materyallerine ilişkin bağlantılar vardır.
EN If you want to dig deeper, each chapter has links to plenty of more advanced learning materials.
Turecký | Angličtina |
---|---|
her | each |
ileri | advanced |
öğrenme | learning |
bağlantılar | links |
vardır | has |
TR Her web sitesinin, diğerlerinden daha değerli olan bazı açılış sayfaları vardır
EN Each website has some landing pages, that are more valuable than others
Turecký | Angličtina |
---|---|
her | each |
değerli | valuable |
bazı | some |
TR Evet! Bir web trafiği analizörü ile bazı web sitesi trafiğini ücretsiz olarak kontrol edebilirsiniz. Ancak bazı ücretli işlevler vardır, bu nedenle daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız aracın tam sürümünü edinin.
EN Yes! With a web traffic analyzer, you can check some website traffic for free. But there are some paid functions, so if you want to know more, get the full version of the tool.
Turecký | Angličtina |
---|---|
trafiği | traffic |
kontrol | check |
ücretli | paid |
işlevler | functions |
nedenle | so |
istiyorsanız | if you want |
tam | full |
TR Her kartpostalın bir memnuniyet garantisi vardır:Bir kart kaybolursa veya hasar görürse, bir kez daha ücretsiz göndeririz
EN Every MyPostcard comes with a satisfaction guarantee.If a card gets lost or damaged, we replace it free of charge.
Turecký | Angličtina |
---|---|
her | every |
garantisi | guarantee |
kart | card |
veya | or |
TR Daha fazlasını mı istiyorsunuz? GNU/Linux bunu yapabilir ? düzgün ve kolay bir şekilde bulabileceğiniz, kurabileceğiniz ve kaldırabileceğiniz yüzlerce özgür, yüksek kaliteli uygulama vardır.
EN Want more than that? GNU/Linux can do ? there are many hundreds of free, high quality applications you can find, install and uninstall neatly and easily.
Turecký | Angličtina |
---|---|
linux | linux |
yapabilir | can |
özgür | free |
kaliteli | quality |
uygulama | applications |
TR Bugün ülkemizin temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin alanının evrensel ölçüler uyarınca genişletilmesine ihtiyaç vardır
EN Today, our country needs not to further restrict fundamental rights and freedoms, but to expand the scope of these freedoms in line with universal criteria
Turecký | Angličtina |
---|---|
bugün | today |
temel | fundamental |
ve | and |
değil | not |
evrensel | universal |
ihtiyaç | needs |
ın | of |
TR Ancak gerçek şu ki, burada bu ikiliye ek olarak başka bir değer daha vardır, o da atamanın kendi değeridir
EN But the truth is that there's one additional value involved here, and that's the value of the assignment itself
TR Bugün ülkemizin temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin alanının evrensel ölçüler uyarınca genişletilmesine ihtiyaç vardır
EN Today, our country needs not to further restrict fundamental rights and freedoms, but to expand the scope of these freedoms in line with universal criteria
Turecký | Angličtina |
---|---|
bugün | today |
temel | fundamental |
ve | and |
değil | not |
evrensel | universal |
ihtiyaç | needs |
ın | of |
TR Yukarıda belirtilenlere ek olarak iki replikasyon seçeneğiniz daha vardır
EN You have two additional replication options in addition to the ones listed above
Turecký | Angličtina |
---|---|
replikasyon | replication |
vardır | have |
TR Histogramınızı oluşturmak için çubuk grafik düzenleyiciyi kullanacak olsanız da, histogramın çok daha özel bir işlevi vardır
EN While you will use the bar chart editor to create your histogram, a histogram has a much more specific function
Turecký | Angličtina |
---|---|
grafik | chart |
özel | specific |
işlevi | function |
vardır | has |
TR SEO görünürlüğünü ölçmenin oldukça fazla yolu vardır ve her bir uzmanın kendi yaklaşım yolu da söz konusudur ama biz, bir adım daha ileri gidip iki ana parametreyi dikkate alarak kendi hesaplamamızı gerçekleştirdik:
EN There are many ways to measure SEO visibility and each expert will have their own way, but we wanted to go a step further and make our own calculation taking into account two main parameters:
Turecký | Angličtina |
---|---|
seo | seo |
görünürlüğünü | visibility |
yolu | way |
her | each |
ana | main |
TR Sitenizin SEO sıralaması hakkında daha iyi bir fikir edinmek istiyorsanız, birden fazla arama motorundaki sıralamaları bunun kadar etkili bir şekilde takip edebilecek çok az araç vardır.
EN If you want to get a better idea of your site’s SEO rankings, there are few tools that will be able to track rankings across multiple search engines as effectively as this one.
Turecký | Angličtina |
---|---|
sitenizin | your site |
seo | seo |
fikir | idea |
istiyorsanız | if you want |
arama | search |
takip | track |
araç | tools |
TR Emlaktan modaya, kar amacı gütmeyen kuruluşlara ve daha fazlasına kadar her türden organizasyon için uygun şablonlar vardır
EN There are templates for all types of organizations, from real estate and fashion to nonprofits and more
Turecký | Angličtina |
---|---|
şablonlar | templates |
TR Biri diğerinden daha iyi olmayan iki tür geri çekilme deneyimi vardır
EN There are two types of withdrawal experiences, neither better than the other
Turecký | Angličtina |
---|---|
tür | types |
TR Öntanımlı olarak, bütün süper küreseller mevcuttur, fakat bunların kullanılabilirliğini etkileyen yönergeler vardır. Daha fazla bilgi için variables_order yönergesine bakınız.
EN By default, all of the superglobals are available but there are directives that affect this availability. For further information, refer to the documentation for variables_order.
TR Ancak yapacak daha önemli işleriniz vardır.
EN You’ve got more important things to do.
TR Bazı modellerde daha düşük poligon sayımı vardır ve tereddüt etmeden herhangi bir oyun sahnesine bırakılabilir veya büyük şehir sahneniz için arka plan sahne olarak kullanılabilir
EN Some models have a lower polygon count and can be dropped in any game scene without hesitation or could be used as background props for your massive city scene
TR Yeni çift hatlı demiryolu tamamlandığında daha fazla tren, Arna ve Bergen arasında daha fazla insanı ve yükü daha hızlı ve daha sık aralıklarla taşıyabilecek.
EN When the new double-track railway is complete, more trains will be able to transport more people and cargo between Arna and Bergen, at faster speeds, and at more frequent intervals.
Turecký | Angličtina |
---|---|
çift | double |
hızlı | faster |
sık | frequent |
insan | people |
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
Turecký | Angličtina |
---|---|
oluşturma | building |
eğitim | training |
üretim | production |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
Turecký | Angličtina |
---|---|
maliyeti | costs |
çelik | steel |
koruma | protection |
sunan | offering |
yenilikçi | innovative |
TR Tüm bu faktörler sizi, daha az sürede daha fazla siparişi, daha az çalışan ile işleme koymanız için daha fazla baskı altına sokmakta
EN All these factors are putting you under greater pressure to fulfill more orders in less time with fewer long-term employees
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüm | all |
faktörler | factors |
sizi | you |
çalışan | employees |
altına | under |
TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
EN Enhanced food safety protocols lead to more productive employees, more delighted guests and a more profitable, sustainable business.
Turecký | Angličtina |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
verimli | productive |
çalışanlar | employees |
karlı | profitable |
sürdürülebilir | sustainable |
işletme | business |
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
Turecký | Angličtina |
---|---|
daha az | fewer |
TR Aynı durum tersi için de geçerlidir. Başlığınız daha kısa kelimeler içeriyorsa, bir kelimenin ikiye bölünme olasılığı daha düşük olacağından daha fazla karakter görüntülenme şansı daha yüksektir.
EN The same applies in reverse. If your title contains shorter words, then there’s a higher chance of it displaying more characters since it’s less likely that a word will need to be cut in half.
Turecký | Angličtina |
---|---|
geçerlidir | applies |
kısa | shorter |
kelimeler | words |
düşük | less |
şansı | chance |
TR Bunlar, kaynakları daha verimli kullanır, daha az makine (sanal ve fiziksel) ve daha az işletim sistemi eşgörünümüyle daha fazla uygulama çalıştırmanıza imkan tanır
EN They’re more resource-efficient — they let you run more applications on fewer machines (virtual and physical), with fewer OS instances
Turecký | Angličtina |
---|---|
verimli | efficient |
sanal | virtual |
ve | and |
fiziksel | physical |
sistemi | os |
daha az | fewer |
TR Inline karıştırmada, günlük olarak aynı miktarda ürün üretmek için daha az tank gereklidir ve tanklar daha küçük olduğundan, daha az yer kaplar ve daha küçük binalara yerleştirilebilir
EN Inline blending requires fewer tanks to produce the same amount of product per day, and since they are smaller, they have smaller footprints and can be housed in smaller buildings
Turecký | Angličtina |
---|---|
inline | inline |
miktarda | amount |
ürün | product |
olduğundan | since |
daha az | fewer |
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
Turecký | Angličtina |
---|---|
bu | this |
yük | load |
ekipman | equipment |
su | water |
genel | overall |
kaynak | resource |
kullanımı | usage |
TR Psikolog Barry Schwartz Batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor: seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri daha özgür değil, aksine daha fazla felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor.
EN Psychologist Barry Schwartz takes aim at a central tenet of western societies: freedom of choice. In Schwartz's estimation, choice has made us not freer but more paralyzed, not happier but more dissatisfied.
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Çevreleyen piksellerin değerlerinin incelemesini temel alan daha kesin ancak daha yavaş bir yöntemdir. Bikübik, daha karmaşık hesaplamalar kullanarak En Yakın Komşu veya Çift Doğrusal yöntemine göre daha yumuşak ton geçişleri oluşturur.
EN A slower but more precise method based on an examination of the values of surrounding pixels. Using more complex calculations, Bicubic produces smoother tonal gradations than Nearest Neighbor or Bilinear.
TR Aşağıdaki tüm bu araçlar işlerin iki kez yapılmasının önüne geçilmesi için pürüzsüz bir şekilde birbirleriyle bütünleştirilmiştir. Bütün araçların yerel entegrasyonlar için açık API'leri de vardır.
EN All these tools below are seamlessly integrated with one another to avoid double work. All tools have open API?s to allow for local integrations as well.
Turecký | Angličtina |
---|---|
aşağıdaki | below |
yerel | local |
entegrasyonlar | integrations |
açık | open |
api | api |
ne | these |
TR Doğu-batı doğrultusunda 200 metrelik mesafede sütunlu bir girişi vardır ve ion tarzındaki iki uzun portikodan oluşur
EN It has been assumed that the north portico’s building of two long portico had been started early from the south portico
Turecký | Angličtina |
---|---|
vardır | has |
uzun | long |
TR Portikonun işlevi hakkında çeşitli görüşler vardır
EN There are various opinions on the function of the portico
Turecký | Angličtina |
---|---|
işlevi | function |
hakkında | on |
çeşitli | various |
TR Literatür yönünden ağır bir alan olan kimyada, öğrenciler ve araştırmacıların verilere erişmek, onları görüntülemek ve analiz etmek için kolay yöntemlere ihtiyacı vardır
EN In the literature-heavy field of chemistry, students and researchers require easier ways to access, view and analyse data
Turecký | Angličtina |
---|---|
öğrenciler | students |
verilere | data |
analiz | analyse |
kolay | easier |
TR Evet, Elsevier'in Portico, CLOCKSS ve Hollanda Ulusal Kütüphanesiyle arşivleme anlaşması vardır ve Elsevier'de yayınlanan bütün içerikleri otomatik olarak almaktadırlar.
EN Yes, Elsevier has an archiving agreement in place with Portico, CLOCKSS and the Dutch National Library and they receive all content published by Elsevier via an automatic feed.
Turecký | Angličtina |
---|---|
elsevier | elsevier |
hollanda | dutch |
ulusal | national |
vardır | has |
yayınlanan | published |
bütün | all |
TR Açık erişimli ayna dergi kapsamında iki çeşit orijinal dergi vardır: aboneliğe dayalı ve hibrit dergiler
EN There are two types of original journals to the open access mirror journal: subscription and hybrid journals
Turecký | Angličtina |
---|---|
açık | open |
ayna | mirror |
orijinal | original |
ve | and |
hibrit | hybrid |
TR İstediğin alan adı zaten kayıtlıysa birkaç seçeneğin vardır
EN If the domain name you want is already registered, you have a few options
Turecký | Angličtina |
---|---|
alan | domain |
adı | name |
zaten | already |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov