TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
"daha verimli çalışanlar" v Turecký možno preložiť do nasledujúcich Angličtina slov/fráz:
TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
EN Enhanced food safety protocols lead to more productive employees, more delighted guests and a more profitable, sustainable business.
Turecký | Angličtina |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
verimli | productive |
çalışanlar | employees |
karlı | profitable |
sürdürülebilir | sustainable |
işletme | business |
TR Hem çalışanlar, hem de firmalar için esnek ve verimli bir konsept: Homeoffice.
EN Working from home is a flexible and productive model for employees and firms.
Turecký | Angličtina |
---|---|
çalışanlar | employees |
esnek | flexible |
verimli | productive |
TR Çalışan deneyimine dayalı kararlar alan WFS, ileride karşılaşılabilecek zorluklar için geleceğe hazır operasyonlar gerçekleştirip hızlı bir şekilde hizmet sunuyor. Sonuç mu? Verimli çalışanlar ve mutlu müşteriler.
EN By letting employee experience inform its decision-making, WFS offers nimble service delivery while still future-proofing operations for any changes still ahead. The end result? Effective workers and happy customers.
TR AWS, müşterilerin içeriklerini verimli bir şekilde yönetmesine ve bunlara verimli bir şekilde erişmelerine yardımcı olmak üzere gelişmiş erişim, şifreleme ve günlüğe kaydetme araçları sunmaktadır
EN AWS provides an advanced set of access, encryption, and logging features to help customers manage their content and access it effectively
Turecký | Angličtina |
---|---|
aws | aws |
müşterilerin | customers |
verimli | effectively |
olmak | provides |
gelişmiş | advanced |
erişim | access |
şifreleme | encryption |
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
Turecký | Angličtina |
---|---|
oluşturma | building |
eğitim | training |
üretim | production |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
TR Bunlar, kaynakları daha verimli kullanır, daha az makine (sanal ve fiziksel) ve daha az işletim sistemi eşgörünümüyle daha fazla uygulama çalıştırmanıza imkan tanır
EN They’re more resource-efficient — they let you run more applications on fewer machines (virtual and physical), with fewer OS instances
Turecký | Angličtina |
---|---|
verimli | efficient |
sanal | virtual |
ve | and |
fiziksel | physical |
sistemi | os |
daha az | fewer |
TR Sonix Medical Transkripsiyon, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, BT tedarikçilerinin, sigorta şirketlerinin ve ilaç şirketlerinin klinik belgeleri daha hızlı, daha verimli ve daha güvenli bir şekilde tamamlamalarını sağlar.
EN Sonix Medical Transcription allows healthcare providers, IT vendors, insurers, and pharmaceutical companies to complete clinical documents faster, more efficiently, and more securely.
Turecký | Angličtina |
---|---|
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcription |
bt | it |
ilaç | pharmaceutical |
klinik | clinical |
belgeleri | documents |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
sağlar | allows |
sağlayıcıları | providers |
TR SD-WAN ve Bulut Güvenliği ile Şube ve Uzak Ofislere Daha Esnek, Daha Güvenli ve Daha Verimli Bağlantı
EN Risk-Adaptive Data Protection: The Behavior-Based Approach
Turecký | Angličtina |
---|---|
güvenliği | protection |
TR Sonix Medical Transkripsiyon, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, BT tedarikçilerinin, sigorta şirketlerinin ve ilaç şirketlerinin klinik belgeleri daha hızlı, daha verimli ve daha güvenli bir şekilde tamamlamalarını sağlar.
EN Sonix Medical Transcription allows healthcare providers, IT vendors, insurers, and pharmaceutical companies to complete clinical documents faster, more efficiently, and more securely.
Turecký | Angličtina |
---|---|
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcription |
bt | it |
ilaç | pharmaceutical |
klinik | clinical |
belgeleri | documents |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
sağlar | allows |
sağlayıcıları | providers |
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
Turecký | Angličtina |
---|---|
çalışanlar | employees |
tutkulu | passionate |
fark | difference |
yer | place |
yardım | helping |
insanları | people |
TR Her tür şantiyede malzeme ve ortak çalışanlar taşıyan profesyoneller için ?İşçi? adlı bir sürüm: ? Extenso (R) kabini: Ön tarafta 3 koltuk, mobil ofis ve daha fazla modülerlik için uzun nesneler
EN A version named ?Worker? for the professionals transporting material and collaborators on all types of building sites: ? Extenso (R) cabin: 3 seats in the front, mobile office and loads of long objects for more modularity
Turecký | Angličtina |
---|---|
tür | types |
malzeme | material |
profesyoneller | professionals |
sürüm | version |
mobil | mobile |
ofis | office |
uzun | long |
nesneler | objects |
TR Çalışanlar, bilgilerin serbestçe aktığı bir ortamda, kabuklarından çıkarak müşteri ve hastalar gibi en önemli noktalarda daha iyi deneyimler sunarlar.
EN When information flows freely, workers break out of their silos, delivering better experiences where it matters most–with customers and patients.
Turecký | Angličtina |
---|---|
bilgilerin | information |
müşteri | customers |
hastalar | patients |
önemli | matters |
deneyimler | experiences |
TR Dahili yazılım kapasitelerimiz sayesinde operasyonlar, BT, geliştiriciler, ileri hatta çalışanlar ve daha fazlasında mobil kullanıcı üretkenliğini en üst seviyeye çıkarın ve BT sorunlarını en aza indirin.
EN Maximize mobile user productivity and minimise IT complexities across operations, IT, developers, frontline workers, and more, with our built-in software capabilities.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yazılım | software |
operasyonlar | operations |
bt | it |
geliştiriciler | developers |
çalışanlar | workers |
ve | and |
mobil | mobile |
kullanıcı | user |
TR Daha önce çalışanlar ilerleme her kontrol edildiğinde nerede değişiklik yapıldığını gösteren bir inceleme şeması oluşturuyordu
EN Previously, staff created a review diagram showing where changes had been made each time progress was checked
Turecký | Angličtina |
---|---|
ilerleme | progress |
her | each |
kontrol | checked |
nerede | where |
gösteren | showing |
bir | a |
inceleme | review |
TR Dahili yazılım kapasitelerimiz sayesinde operasyonlar, BT, geliştiriciler, ileri hatta çalışanlar ve daha fazlasında mobil kullanıcı üretkenliğini en üst seviyeye çıkarın ve BT sorunlarını en aza indirin.
EN Maximize mobile user productivity and minimise IT complexities across operations, IT, developers, frontline workers, and more, with our built-in software capabilities.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yazılım | software |
operasyonlar | operations |
bt | it |
geliştiriciler | developers |
çalışanlar | workers |
ve | and |
mobil | mobile |
kullanıcı | user |
TR Her tür şantiyede malzeme ve ortak çalışanlar taşıyan profesyoneller için ?İşçi? adlı bir sürüm: ? Extenso (R) kabini: Ön tarafta 3 koltuk, mobil ofis ve daha fazla modülerlik için uzun nesneler
EN A version named ?Worker? for the professionals transporting material and collaborators on all types of building sites: ? Extenso (R) cabin: 3 seats in the front, mobile office and loads of long objects for more modularity
Turecký | Angličtina |
---|---|
tür | types |
malzeme | material |
profesyoneller | professionals |
sürüm | version |
mobil | mobile |
ofis | office |
uzun | long |
nesneler | objects |
TR Her tür şantiyede malzeme ve ortak çalışanlar taşıyan profesyoneller için ?İşçi? adlı bir sürüm: ? Extenso (R) kabini: Ön tarafta 3 koltuk, mobil ofis ve daha fazla modülerlik için uzun nesneler
EN A version named ?Worker? for the professionals transporting material and collaborators on all types of building sites: ? Extenso (R) cabin: 3 seats in the front, mobile office and loads of long objects for more modularity
Turecký | Angličtina |
---|---|
tür | types |
malzeme | material |
profesyoneller | professionals |
sürüm | version |
mobil | mobile |
ofis | office |
uzun | long |
nesneler | objects |
TR En iyi çalışma atmosferi nerede, en iyi gelişme imkanlarını kim sunuyor, çalışanlar aile ile iş hayatını nerede daha iyi bağdaştırabiliyor? İki büyük değerlendirme platformu her yıl Almanya’nın en iyi işverenlerini arıyor
EN Where is the best working atmosphere, who offers the best opportunities for development, where can employees best reconcile work and family life? Every year two major rating platforms seek out Germany’s best employers
Turecký | Angličtina |
---|---|
nerede | where |
gelişme | development |
sunuyor | offers |
çalışanlar | employees |
aile | family |
büyük | major |
yıl | year |
almanya | germany |
hayatı | life |
TR Daha önce çalışanlar ilerleme her kontrol edildiğinde nerede değişiklik yapıldığını gösteren bir inceleme şeması oluşturuyordu
EN Previously, staff created a review diagram showing where changes had been made each time progress was checked
Turecký | Angličtina |
---|---|
ilerleme | progress |
her | each |
kontrol | checked |
nerede | where |
gösteren | showing |
bir | a |
inceleme | review |
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
Turecký | Angličtina |
---|---|
çalışanlar | employees |
tutkulu | passionate |
fark | difference |
yer | place |
yardım | helping |
insanları | people |
TR Bir sonraki projeniz için mükemmel bir dijital pazarlama ortağı bulun: ajanslar, serbest çalışanlar ve çok daha fazlası. Birkaç teklifi 3 gün içinde doğrudan gelen kutunuza alın.
EN Find a perfect digital marketing partner for your next project: agencies, freelancers, and many more. Get several proposals right in your inbox in 3 days.
TR ScienceDirect, kullanıcıların daha fazla bilgi sahibi olmaları ve daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için güvenilir, tam metin bilimsel, teknik ve sağlık yayınlarını birleştirir
EN ScienceDirect combines authoritative, full-text scientific, technical and health publications with smart, intuitive functionality so users can stay more informed and can work more effectively and efficiently
Turecký | Angličtina |
---|---|
sciencedirect | sciencedirect |
tam | full |
metin | text |
sağlık | health |
birleştirir | combines |
TR Kombine olarak, daha fazla etkileşimden daha verimli bir şekilde geçerler
EN Combined, they whizz through more interactions, more efficiently
Turecký | Angličtina |
---|---|
verimli | efficiently |
TR Çerezler bir sitenin daha verimli çalışmasının yanı sıra kişisel ihtiyaçlarınıza daha uygun ve hızlı bir ziyaret deneyimi yaşatmak için kişiselleştirilmiş sayfaların sunulabilmesine olanak vermektedir
EN Cookies allow a site to work more efficiently, as well as provide personalized pages to provide a more convenient and faster visit experience for your personal needs
Turecký | Angličtina |
---|---|
sitenin | site |
verimli | efficiently |
hızlı | faster |
ziyaret | visit |
deneyimi | experience |
sayfaları | pages |
ihtiyaçları | needs |
TR Varlıkların konumlarının otomatik olarak izlenebilmesi, kuruluşların kritik varlıklarını daha iyi yönetip optimize etmelerine, operasyonları düzenlemelerine ve daha verimli iş akışları oluşturmalarına yardımcı olur
EN Automating visibility to asset location helps organizations better manage and optimize their critical assets, streamline operations and create more efficient workflows
Turecký | Angličtina |
---|---|
kuruluşların | organizations |
kritik | critical |
verimli | efficient |
TR ScienceDirect, kullanıcıların daha fazla bilgi sahibi olmaları ve daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için güvenilir, tam metin bilimsel, teknik ve sağlık yayınlarını birleştirir
EN ScienceDirect combines authoritative, full-text scientific, technical and health publications with smart, intuitive functionality so users can stay more informed and can work more effectively and efficiently
Turecký | Angličtina |
---|---|
sciencedirect | sciencedirect |
tam | full |
metin | text |
sağlık | health |
birleştirir | combines |
TR Bundan önceki altı yılda Elsevier'de Mali İşler Direktörüydü ve bu görevinde daha verimli ve daha iş odaklı olması için finans örgütlenmesine yeni bir biçim ve yeni araçlar sağladı
EN For the six years prior, he was Chief Financial Officer at Elsevier, and in this role, he reshaped and retooled the finance organisation to enable it to be both leaner and more business focused
Turecký | Angličtina |
---|---|
elsevier | elsevier |
odaklı | focused |
olması | to be |
TR Çerezler bir sitenin daha verimli çalışmasının yanı sıra kişisel ihtiyaçlarınıza daha uygun ve hızlı bir ziyaret deneyimi yaşatmak için kişiselleştirilmiş sayfaların sunulabilmesine olanak vermektedir
EN Cookies allow a site to work more efficiently, as well as provide personalized pages to provide a more convenient and faster visit experience for your personal needs
Turecký | Angličtina |
---|---|
sitenin | site |
verimli | efficiently |
hızlı | faster |
ziyaret | visit |
deneyimi | experience |
sayfaları | pages |
ihtiyaçları | needs |
TR Ancak modern inline karıştırma, çok daha verimli ve tutarlı üretime imkan vererek daha büyük ölçekli kontinü bir proses sağlar.
EN But modern inline blending enables a larger-scale continuous process, permitting much more efficient and consistent production.
Turecký | Angličtina |
---|---|
modern | modern |
inline | inline |
karıştırma | blending |
verimli | efficient |
tutarlı | consistent |
sağlar | enables |
TR Kombine olarak, daha fazla etkileşimden daha verimli bir şekilde geçerler
EN Combined, they whizz through more interactions, more efficiently
TR Tüm çalışanlar görevlerinde ilgili yerel ve diğer uygulanabilir yolsuzlukla mücadele kanunlarını bilmek ve bunlara uymak zorundadır
EN All employees are obliged to be familiar with national and other applicable fight against corruption laws and follow them
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüm | all |
çalışanlar | employees |
ve | and |
diğer | other |
TR Diğer taraftan, SEO raporunun bağlantısını kopyalayabilir ve web sitesi geliştiricinize, web yöneticinize, SEO uzmanınıza gönderebilir veya bu işle ilgili serbest çalışanlar için bir görev oluşturabilirsiniz.
EN On the other hand, you also can copy the link of the SEO report and send it to your developer, webmaster, SEO specialist or create a task for freelancers on special marketplaces.
Turecký | Angličtina |
---|---|
diğer | other |
seo | seo |
görev | task |
TR Pratik bir yaklaşıma sahip özverili yerel çalışanlar
EN Dedicated local people with a practical approach
Turecký | Angličtina |
---|---|
pratik | practical |
yerel | local |
TR Bu nesil hakkındaki söylentiler, Y neslinin çalışanlar arasında sayısının artmasıyla, güçlenmeleri ve kendi ailelerini kurmasıyla birlikte etkinliğini yitirmekte.
EN The myths about the generation peel away as millennials become a larger part of the workforce, grow in affluence, and start their own families.
Turecký | Angličtina |
---|---|
nesil | generation |
TR Yeni başlayanlar veya küçük web sitelerinde çalışanlar için
EN For those who just start a business or working on small websites
Turecký | Angličtina |
---|---|
veya | or |
küçük | small |
TR Tüm çalışanlar görevlerinde ilgili yerel ve diğer uygulanabilir yolsuzlukla mücadele kanunlarını bilmek ve bunlara uymak zorundadır
EN All employees are obliged to be familiar with national and other applicable fight against corruption laws and follow them
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüm | all |
çalışanlar | employees |
ve | and |
diğer | other |
TR Askeri tesisleri desteklemek için gerekli inşaat projeleri ve çeşitli hizmetler İngiltere, Mauritius, Filipinler ve ABD’den askeri ve sözleşmeli çalışanlar tarafından yürütülmektedir
EN The necessary construction projects and various services to support military facilities are carried out by military and contracted employees from the UK, Mauritius, the Philippines and the United States
Turecký | Angličtina |
---|---|
askeri | military |
gerekli | necessary |
inşaat | construction |
projeleri | projects |
çeşitli | various |
filipinler | philippines |
çalışanlar | employees |
TR Accor tüm çalışanlar ve misafirler için otelde maske takılmasını zorunlu kılarak sektörünü desteklemektedir
EN Accor stands with its industry in mandating face coverings for all employees and guests in the hotel
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüm | all |
çalışanlar | employees |
misafirler | guests |
TR Sosyal kooperatiflerde, kamu yararı amacını gerçekleştirmek için yerel yönetimler, faydalanıcılar, çalışanlar gibi farklı bileşenler bir arada hareket etmektedir
EN In social cooperatives, different components such as local governments, beneficiaries, employees, local governments act together to realize the purpose of public benefit
Turecký | Angličtina |
---|---|
sosyal | social |
kamu | public |
yerel | local |
çalışanlar | employees |
farklı | different |
bileşenler | components |
TR 8.8. Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi
EN 8.8. Protect labour rights and promote safe and secure working environments for all workers, including migrant workers, in particular women migrants, and those in precarious employment
Turecký | Angličtina |
---|---|
kadın | women |
bütün | all |
çalışma | working |
TR Kibar Grubu’nda çalışanlar farklı iletişim platformlarıyla grup içerisindeki gelişmelerden haberdar olmaktadır
EN At Kibar Group, the employees find out about the latest developments within the group through different communication platforms
Turecký | Angličtina |
---|---|
nda | at |
çalışanlar | employees |
farklı | different |
iletişim | communication |
TR Güvenilir ikisi bir arada tabletler, dünyanın güvendiği çalışanlar için üretildi İnce ve hafif, ancak gelişmiş kablosuz iletişimle nerede olursanız olun çalışacak şekilde dayanıklı.
EN The dependable 2-in-1 tablets created for the workers the world depends on. They’re thin and lightweight, yet rugged to work wherever you do with advanced wireless communications.
Turecký | Angličtina |
---|---|
güvenilir | dependable |
tabletler | tablets |
dünyanın | world |
çalışanlar | workers |
hafif | lightweight |
gelişmiş | advanced |
kablosuz | wireless |
nerede | wherever |
dayanıklı | rugged |
TR En dayanıklı geleneksel tablete ihtiyaç duyan çalışanlar için L10 ailesinin en küçük ve en hafifidir
EN It is the smallest and lightest of the L10 family for workers who need the ultimate rugged traditional tablet
Turecký | Angličtina |
---|---|
dayanıklı | rugged |
geleneksel | traditional |
ihtiyaç | need |
çalışanlar | workers |
küçük | smallest |
TR Üstte entegre bir sert kulp ile XSlate'in aynı harika özelliklerinin tümüne sahip olun; gün boyu tabletlerini görevden göreve taşıyan çalışanlar için idealdir
EN Experience all the same great features of the XSlate with an integrated rigid handle on top, ideal for workers who spend all day on their feet carrying their tablet from task to task
Turecký | Angličtina |
---|---|
entegre | integrated |
harika | great |
sahip | their |
gün | day |
çalışanlar | workers |
idealdir | ideal |
tümü | all |
TR Yiyecek-içecek ve konaklama-ağırlama sağlayıcıları, HACCP prosedürlerini izleyerek doğru işleme, kritik sıcaklıklar ve diğer faktörleri kontrol edebilir ve böylece yiyecekleri konuklar ve çalışanlar için güvenli hale getirebilir.
EN By following HACCP procedures, food and beverage and hospitality providers can control proper handling, critical temperatures and other factors that make food safe for guests and employees.
Turecký | Angličtina |
---|---|
sağlayıcıları | providers |
kritik | critical |
diğer | other |
faktörleri | factors |
kontrol | control |
edebilir | can |
çalışanlar | employees |
güvenli | safe |
TR Çalışanlar farkı, hemen fark ederler
EN From the start, workers will notice the difference
TR Çalışanlar da bu durumdan yarar sağlıyorlar, çünkü artık bulundukları her konumdan bağlantılarını kolayca güvenli hale getirebiliyorlar.
EN Employees benefit greatly too, as they’re able to easily secure their connection from any location.
Turecký | Angličtina |
---|---|
her | any |
kolayca | easily |
güvenli | secure |
bağlantılar | connection |
TR Tüm bunları harika çalışanlarımıza borçluyuz. Bizimle beraber SunExpress’te 30. yıllarını kutlayan çalışanlar:
EN We owe this to our great employees. These colleagues are celebrating their 30th anniversary with us:
Turecký | Angličtina |
---|---|
harika | great |
bizimle | with us |
beraber | with |
çalışanlar | employees |
TR Pazarlama ajansları, dijital ajanslar, SEO ajansları ve serbest çalışanlar zaten mobil uygulamalara ihtiyaç duyan bir müşteri tabanına sahiptir
EN Marketing agencies, digital agencies, SEO agencies and freelancers already have a customer base with a need for mobile apps
Turecký | Angličtina |
---|---|
pazarlama | marketing |
seo | seo |
zaten | already |
mobil | mobile |
ihtiyaç | need |
müşteri | customer |
sahiptir | have |
TR Paydaşlar, serbest çalışanlar veya müşteriler olsun, dosyaları yalnızca doğru kişilerin gördüğünden ve düzenlediğinden emin olmak için izinleri ayarlayın
EN Set permissions to make sure only the right people see and edit files—whether stakeholders, freelancers, or clients
Turecký | Angličtina |
---|---|
veya | or |
müşteriler | clients |
dosyaları | files |
emin | sure |
izinleri | permissions |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov