TR Katlanabilen somyası ve yatağıyla Flexbed, fonksiyonelliği maksimuma çıkarıyor, farklı ihtiyaçlara cevap verebiliyor.
"farklı ihtiyaçlara cevap" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Katlanabilen somyası ve yatağıyla Flexbed, fonksiyonelliği maksimuma çıkarıyor, farklı ihtiyaçlara cevap verebiliyor.
EN Flexbed with its foldable bedspring and mattress, maximizes functionality and responds to different needs.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
farklı | different |
TR Katlanabilen somyası ve yatağıyla Flexbed, fonksiyonelliği maksimuma çıkarıyor, farklı ihtiyaçlara cevap verebiliyor.
EN Flexbed with its foldable bedspring and mattress, maximizes functionality and responds to different needs.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
farklı | different |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Hibe kılavuzları, esnek olabilmek ve ortaya çıktıkça ihtiyaçlara cevap verebilmek için değiştirilebilir
EN Grant guidelines can be modified to be flexible and respond to needs as they arise
turco | inglês |
---|---|
hibe | grant |
esnek | flexible |
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
turco | inglês |
---|---|
mülteci | refugee |
aileler | families |
cevap | response |
destek | support |
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
turco | inglês |
---|---|
mülteci | refugee |
aileler | families |
cevap | response |
destek | support |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Hibe kılavuzları, esnek olabilmek ve ortaya çıktıkça ihtiyaçlara cevap verebilmek için değiştirilebilir
EN Grant guidelines can be modified to be flexible and respond to needs as they arise
turco | inglês |
---|---|
hibe | grant |
esnek | flexible |
TR Yalnızca belirli bir kilometre yarıçapındaki kişilerden cevap alın. 20 kilometre yarıçap içindeki kişilerden cevap almayı seçerseniz, belirtilen yarıçapın dışında hiç kimse formunuzu dolduramaz.
EN Receive submissions only from people within a certain kilometer radius. If you choose to receive submission from people within 20 kilometers radius, no one out of specified radius can fill out your form.
turco | inglês |
---|---|
alın | receive |
belirtilen | specified |
dışında | out |
formunuzu | your form |
TR Farklı kimlikler, farklı hayatlar, farklı bedenler, farklı kültürler… Bir kısmını farklılığı nedeniyle ‘anormal’ kabul ediyoruz, bir kısmını farklılığı nedeniyle hiç kabul edemiyoruz
EN Different identities, different lives, different bodies, different cultures… We accept some of them as "abnormal" due to their differences, some we cannot accept at all because of their differences
turco | inglês |
---|---|
kabul | accept |
hiç | all |
TR Otomotiv bileşenleri birbirinden farklı taraflar ile farklı tedarikçilerden, farklı bölgelerden, farklı taşıma yöntemleri kullanılarak temin edilir
EN Automotive components are sourced from different suppliers, by different parties, across different regions, using different modes of transport
turco | inglês |
---|---|
otomotiv | automotive |
farklı | different |
taraflar | parties |
taşıma | transport |
TR Çalıştığımız bölgelerde, hiçbir çatışmanın tarafı olmadan insani ihtiyaçlara odaklanarak hayatı destekleriz.
EN We support life solely on the basis of rights and needs with no discrimination among those in need.
turco | inglês |
---|---|
hiçbir | no |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
ın | of |
TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.
EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
yanıt | response |
uzaktan | remotely |
dijital | digital |
çözümler | solutions |
kendimizi | ourselves |
planı | plan |
TR Uluslararası Biyoyakıt ve Biyokütle ekibimiz bu değişiklikleri takip eder ve tedarik zincirinizde mevcut durumdaki ve gelecekteki ihtiyaçlara uymak için doğru planı bulmanıza destek olabilir.
EN Our international Biofuel & Biomass team keeps track of these changes and can support you find the right schemes to comply with the current and future needs in your supply chain.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
değişiklikleri | changes |
takip | track |
tedarik | supply |
gelecekteki | future |
destek | support |
TR Çalıştığımız bölgelerde, hiçbir çatışmanın tarafı olmadan insani ihtiyaçlara odaklanarak hayatı destekleriz.
EN We support life solely on the basis of rights and needs with no discrimination among those in need.
turco | inglês |
---|---|
hiçbir | no |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
ın | of |
TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.
EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
yanıt | response |
uzaktan | remotely |
dijital | digital |
çözümler | solutions |
kendimizi | ourselves |
planı | plan |
TR Üçüncü Kriter: Örgütümüzün yerel düzeyde ihtiyaçlara ve problemlere yönelik hak temelli yaklaşım ile çalışmalar yürütmesi. Bu çalışmaları başvuru formunda destekleyici örneklerle açıklamamız gerekiyor.
EN Third Criterion: Our organization should carry out studies with a rights-based approach to local needs and problems. We need to explain these studies with supporting examples in the application form.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
temelli | based |
yaklaşım | approach |
başvuru | application |
gerekiyor | need |
TR Genel hasta popülasyonundan doğum sürecine, yenidoğan servisinden polikliniklere ve her tür işleme uygun olan geniş portföyümüz, benzersiz ihtiyaçlara en uygun ürünü sunar.
EN Our broad portfolio – from general patient population to labor and delivery, to neo-natal to outpatient services, and everything in between – ensures the best match to unique needs.
turco | inglês |
---|---|
genel | general |
hasta | patient |
ve | and |
uygun | match |
geniş | broad |
benzersiz | unique |
TR Çalıştığımız bölgelerde, hiçbir çatışmanın tarafı olmadan insani ihtiyaçlara odaklanarak hayatı destekleriz.
EN We support life solely on the basis of rights and needs with no discrimination among those in need.
turco | inglês |
---|---|
hiçbir | no |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
ın | of |
TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.
EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
yanıt | response |
uzaktan | remotely |
dijital | digital |
çözümler | solutions |
kendimizi | ourselves |
planı | plan |
TR Çalıştığımız bölgelerde, hiçbir çatışmanın tarafı olmadan insani ihtiyaçlara odaklanarak hayatı destekleriz.
EN We support life solely on the basis of rights and needs with no discrimination among those in need.
turco | inglês |
---|---|
hiçbir | no |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
ın | of |
TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.
EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
yanıt | response |
uzaktan | remotely |
dijital | digital |
çözümler | solutions |
kendimizi | ourselves |
planı | plan |
TR Uluslararası Biyoyakıt ve Biyokütle ekibimiz bu değişiklikleri takip eder ve tedarik zincirinizde mevcut durumdaki ve gelecekteki ihtiyaçlara uymak için doğru planı bulmanıza destek olabilir.
EN Our international Biofuel & Biomass team keeps track of these changes and can support you find the right schemes to comply with the current and future needs in your supply chain.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
değişiklikleri | changes |
takip | track |
tedarik | supply |
gelecekteki | future |
destek | support |
TR Üçüncü Kriter: Örgütümüzün yerel düzeyde ihtiyaçlara ve problemlere yönelik hak temelli yaklaşım ile çalışmalar yürütmesi. Bu çalışmaları başvuru formunda destekleyici örneklerle açıklamamız gerekiyor.
EN Third Criterion: Our organization should carry out studies with a rights-based approach to local needs and problems. We need to explain these studies with supporting examples in the application form.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
temelli | based |
yaklaşım | approach |
başvuru | application |
gerekiyor | need |
TR Her tasarım, benzersiz iş ihtiyaçlarını karşılamak için bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanabilir
EN Each design can be tailored to individual needs to meet unique business needs
turco | inglês |
---|---|
tasarım | design |
benzersiz | unique |
karşılamak | meet |
bireysel | individual |
ihtiyaçları | needs |
TR Genel hasta popülasyonundan doğum sürecine, yenidoğan servisinden polikliniklere ve daha her tür işleme uygun olan geniş portföyümüz, benzersiz ihtiyaçlara en uygun ürünü sunar.
EN Our broad portfolio – from general patient population to labor and delivery, to neo-natal to outpatient services, and everything in between – ensures the best match to unique needs.
turco | inglês |
---|---|
genel | general |
hasta | patient |
ve | and |
uygun | match |
geniş | broad |
benzersiz | unique |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
turco | inglês |
---|---|
belirli | specific |
görevler | tasks |
farklı | different |
süreçleri | processes |
şirketinizin | your company |
verimliliği | efficiency |
TR Müşterilerin farklı ürünler arasında olduğu kadar farklı ambalaj hacimleri arasında da kolayca geçiş yapabilmesini sağlayan özelliklere sahip olan Tetra Pak® C3/Flex makinesi, farklı koşullara son derece kolaylıkla uyarlanabilir
EN The Tetra Pak® C3/Flex machine is highly adaptable, with features that make it possible for customers to switch between different package volumes as easily as between different products
turco | inglês |
---|---|
müşterilerin | customers |
farklı | different |
ürünler | products |
geçiş | switch |
tetra | tetra |
makinesi | machine |
uyarlanabilir | adaptable |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Çevrimiçi dersler önde gelen uzmanlar tarafından verilmekte ve derslerin ardından tartışmayı güçlendirmek için Soru-Cevap kısmına geçilmektedir.
EN Online lectures are presented by leading experts who engage in a Q&A afterwards to boost the discussion.
turco | inglês |
---|---|
dersler | lectures |
uzmanlar | experts |
TR Her uzmanlığı içeren 20.000'den fazla tıbbi referans kitabına erişim ile çok çeşitli konuların yanı sıra, popüler hasta destek serimiz 100 Soru ve Cevap'ı da sunuyoruz
EN With access to more than 20,000 medical reference books across every speciality, we offer a huge selection of titles, as well as the popular patient support series, 100 Q&As
turco | inglês |
---|---|
her | every |
tıbbi | medical |
referans | reference |
erişim | access |
yanı | well |
popüler | popular |
hasta | patient |
destek | support |
TR Müşterilerinizin görüşlerini takip edin ve yanıtlamanız gereken değerlendirmeye geçiş yapın. Araç, sizi değerlendirmenin oluşturulduğu yere götürür bu sayede daha hızlı cevap verebilirsiniz.
EN Monitor your customers’ opinion and jump to the very review you need to reply. The tool will bring you to the platform where the review has been created, so that you’ll be able to respond to it quickly.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerinizin | your customers |
ve | and |
araç | tool |
sizi | you |
hızlı | quickly |
TR Bu konuda sayfalarca makale yazabilir fakat müşterilerimiz bu soruya çok daha iyi cevap verecektir
EN Our clients will better answer this question
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
müşterilerimiz | our clients |
cevap | answer |
TR Ben Pimental of Protocol, CEO Peter Smith ile Blockchain.com'un son on yılda büyümesi ve sektördeki ivmesi hakkında derin bir soru-cevap yayınladı.
EN Ben Pimental of Protocol published a deep dive Q&A with CEO Peter Smith on Blockchain.com’s growth and industry momentum over the last decade.
turco | inglês |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
smith | smith |
blockchain | blockchain |
son | last |
derin | deep |
TR İsim:Chester Charles Bennington Doğum Tarihi: 20 Mart 1976 Görev: Vokal Linkin park'ın yerleri sallayan müziğinin malzemesini kim yarattı? Cevap 20 yaşındaki uyumsuz kişi phoneix'den geldi: Chester Bennington. Chester bilinm… Devamını oku
EN Chester Charles Bennington (March 20, 1976 – July 20, 2017) was an American singer, songwriter, musician, and actor. He was best known as the lead vocalist for Linkin Park and was also lead vocalist for the bands Grey Daze, Dead by Sunri… read more
turco | inglês |
---|---|
charles | charles |
mart | march |
park | park |
oku | read |
TR Artık yeni bir ‘normal’ tanımlamak ve danışanlarımız olan dezavantajlı kesimlerin değişen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilmek zorundaydık.
EN We now had to define a new ‘normal’ and respond to the changing and increasing needs of the most vulnerable among our clients.
turco | inglês |
---|---|
artık | now |
normal | normal |
tanımlamak | define |
artan | increasing |
ihtiyaçları | needs |
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
netlik | clarity |
alan | room |
TR Rezervasyon yaptığınız zaman, ev sahibi cevap verene kadar (maksimum 24 çalışma saati) sistemimizde bloke edilir
EN When you make a reservation, that property is blocked until the landlord responds to your request (for up to 24 hours)
turco | inglês |
---|---|
rezervasyon | reservation |
çalışma | make |
TR Sadece cevap formatını seçip sorunuzu yazıyorsunuz
EN You just select the format of the answer and write your question
turco | inglês |
---|---|
cevap | answer |
ın | of |
TR Buna ek olarak, bunu yapmayı tercih ederseniz kendi kendinize cevap bulabilmeniz için otomatik bir arama motorumuz var.
EN In addition, we have an automated search engine so you can find answers on your own, should you prefer to do that.
turco | inglês |
---|---|
tercih | prefer |
cevap | answers |
otomatik | automated |
TR Kitlenizi dinleyin, cevap verin ve analiz edin!
EN Listen, answer, and analyze your audience!
turco | inglês |
---|---|
kitlenizi | your audience |
dinleyin | listen |
cevap | answer |
ve | and |
analiz | analyze |
TR QR ?hızlı cevap? anlamına gelen ?quick response? ifadesinin kısaltılmış halidir ve bir dolandırıcılık durumunda kullanıcıların URL'lere ve şifrelemede gömülü diğer bilgilere anında erişmesine yardımcı olur
EN QR is an abbreviation for ?quick response,? which helps people to get instant access to URLs and other information embedded in the encryption when it is scammed
turco | inglês |
---|---|
qr | qr |
hızlı | quick |
cevap | response |
url | urls |
diğer | other |
bilgilere | information |
TR Çoğu zaman hemen cevap almak çılgın bir rüyadır
EN Most of the time, getting an answer immediately is a wild dream
turco | inglês |
---|---|
cevap | answer |
almak | getting |
TR Kullanıcılara paylaşılan gelen kutusundan cevap verirken, müşterilerin diline göre doğru makaleleri sorunsuz bir şekilde gönderin.
EN While answering users from the shared inbox, send the right articles based on customers' language, seamlessly.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcılara | users |
paylaşılan | shared |
müşterilerin | customers |
sorunsuz | seamlessly |
şekilde | while |
gönderin | send |
TR Web sitenize hiçbir sınırlama olmaksızın yükleyebileceğiniz ücretsiz bir canlı sohbet yazılımı sunuyoruz! Web sitenizin ziyaretçilerine gerçek zamanlı olarak cevap vermek için iki temsilciniz olabilir
EN We offer a free live chat software that you can install on your website with no limitation! You can have two agents to answer your website visitors in real time
turco | inglês |
---|---|
web | website |
hiçbir | no |
ücretsiz | free |
canlı | live |
sohbet | chat |
yazılımı | software |
sitenizin | your website |
gerçek | real |
cevap | answer |
TR Müşterilerinize cep telefonunuzdan cevap verin! iOS ve Android'i destekliyoruz.
EN Reply to your customers from your mobile! We support iOS & Android.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerinize | to your customers |
cep | mobile |
ios | ios |
android | android |
TR Ben Pimental of Protocol, CEO Peter Smith ile Blockchain.com.com'un son on yılda büyümesi ve sektördeki ivmesi hakkında derin bir soru-cevap yayınladı.
EN Ben Pimental of Protocol published a deep dive Q&A with CEO Peter Smith on Blockchain.com’s growth and industry momentum over the last decade.
turco | inglês |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
smith | smith |
blockchain | blockchain |
son | last |
derin | deep |
TR Domain Admin mailine gönderilen E-Postanın yanıtlanmaması, hatalı veya geç cevap verilmesi.
EN Not replying e-mail which is sent to domain admin e-mail or giving incorrect or late reply.
turco | inglês |
---|---|
domain | domain |
gönderilen | sent |
hatalı | incorrect |
veya | or |
geç | late |
TR Uzman teknik destek ekibimiz ihtiyaçlarınıza cevap verebilmek için sürekli sizin yanınızda.
EN Our expert technical support team is always on your side to answer your needs.
turco | inglês |
---|---|
cevap | answer |
sürekli | always |
sizin | your |
ihtiyaçları | needs |
Mostrando 50 de 50 traduções