TR İşin püf noktası, mekanların birbirine yakınlığı: Bu yakınlık, çocuk emzirmeyi, birlikte öğlen yemeği yemeyi ya da arada bir birbirine sarılmayı mümkün kılıyor
TR İşin püf noktası, mekanların birbirine yakınlığı: Bu yakınlık, çocuk emzirmeyi, birlikte öğlen yemeği yemeyi ya da arada bir birbirine sarılmayı mümkün kılıyor
EN The special feature is the spatial proximity, which allows time for breastfeeding, having lunch together or an occasional cuddle session
TR Bileşenler, birbirine bağlı ekran düzeneğinin arkasına yapıştırılmıştır.
EN Components adhered to the back of a fused display assembly.
turco | inglês |
---|---|
bileşenler | components |
ekran | display |
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
turco | inglês |
---|---|
markalar | brands |
ihtiyaçları | needs |
TR Bu yanlık muamele, önceki yaygın olan taşıma ilkelerinin temelinde birbirine aykırı iletişim sistemi tiplerinin yersiz uygulanmasıyla sonuçlanıyor
EN This mistaken treatment then results in an inappropriate application of previous common carriage principles to a fundamentally incompatible type of communications system
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
önceki | previous |
yaygın | common |
iletişim | communications |
sistemi | system |
ın | of |
TR Kanepe Üzerinde Birbirine Benzeyen Üç Çerçeve
EN Three Similar Frames Above Sofa
TR Tüm dokümanlarınızı birbirine karıştırmak yerine, şirketinizde her şeyi açıkça ayrılmış kategorilere ayırın.
EN Rather than having all your docs jumbled together, sort everything into clearly separated categories within your company.
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
TR Şirketleri ve müşterileri birbirine bağlayan hepsi bir arada çok kanallı mesajlaşma platformu.
EN The all-in-one multichannel messaging platform that connects companies & customers.
turco | inglês |
---|---|
müşterileri | customers |
mesajlaşma | messaging |
platformu | platform |
TR 3 milyar görüntünün yer aldığı platformda, görüntüleri birbirine bağlayan 18 milyar farklı ilişkilendirme bulunuyor
EN With 3 billion images on the platform, there are 18 billion different associations that connect images
turco | inglês |
---|---|
milyar | billion |
platformda | platform |
görüntüleri | images |
farklı | different |
TR - Fiyatlara birbirine bağlı iki oda dahildir
EN - Rate includes two connecting rooms
turco | inglês |
---|---|
iki | two |
oda | rooms |
TR Mükemmelliyeti 16,8 milyon renk arasından seçerek kişiselleştirin. Özel renk geçişleri ve efektler oluşturun veya tüm SteelSeries ekipmanlarınızı Prism Sync ile birbirine bağlayın.
EN Personalize to perfection with 16.8 milion colors to choose from. Create custom colorshifts and effects or link all your SteelSeries gear with Prism Sync.
turco | inglês |
---|---|
efektler | effects |
oluşturun | create |
veya | or |
tüm | all |
steelseries | steelseries |
TR Zebra’nın mobil bilgisayar, barkod okuma ve baskı çözümleri deponuzun tüm operasyonel alanlarını birbirine bağlayarak size dönüşüm yaratacak kazanç imkanı verir.
EN Zebra’s mobile computing, scanning, and printing solutions connect each warehouse operational area to help you realise transformational gains.
turco | inglês |
---|---|
mobil | mobile |
bilgisayar | computing |
okuma | scanning |
ve | and |
baskı | printing |
çözümleri | solutions |
tüm | each |
operasyonel | operational |
size | you |
TR İş yerleri varlıkları, verileri ve insanları akıllı bir biçimde birbirine bağlayabilsin diye üstün teknolojiler yaratır ve sunarız
EN We build and deliver edge technologies that enable businesses to intelligently connect assets, data, and people
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
insanları | people |
teknolojiler | technologies |
TR Zebra'nın Mobility DNA’sı ile mobil platformunuzun her kademesini birbirine bağlayarak basitleştirilmiş, entegre bir çözüm elde edin.
EN With Zebra's Mobility DNA, connect every strand of your mobility platform for a simplified, integrated solution.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
dna | dna |
mobil | mobility |
basitleştirilmiş | simplified |
entegre | integrated |
çözüm | solution |
TR Müşterilerimizin iş açısından kritik öneme sahip kararlar vermesine yardımcı olmak adına çalışanları, varlıkları ve verileri akıllı bir şekilde birbirine bağlayan sektöre özel, uçtan uca çözümler sunuyoruz.
EN We deliver industry tailored, end-to-end solutions that intelligently connect people, assets and data to help our customers make business-critical decisions.
turco | inglês |
---|---|
kritik | critical |
kararlar | decisions |
verileri | data |
özel | tailored |
TR Çalışanların refahını koruyun, iş akışlarını birbirine bağlayın ve inovasyon birikimi ile desteklenen teknolojiyle mağaza içi işlemler aksamadan, kaldırım kenarı teslim, arabaya teslim ve dağıtımları etkinleştirin.
EN Let’s preserve workers’ well-being, connect workflows and enable more agile in-store operations, curbside pick-up, drive-thru and deliveries with technology backed by a legacy of innovation.
turco | inglês |
---|---|
inovasyon | innovation |
desteklenen | backed |
mağaza | store |
etkinleştirin | enable |
TR Bu rakam, Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden 1.100 metre daha uzun.
EN That’s 1.100 meters longer than the 15 July Martyrs Bridge in Istanbul, which connects Europe and Asia.
turco | inglês |
---|---|
avrupa | europe |
ve | and |
asya | asia |
temmuz | july |
TR Taşımacılık ve lojistik, ürünlerin A noktasından B noktasına akıcı ve sorunsuz şekilde taşınması için, birbirine bağlı olması ve koordinasyon içinde çalışması gereken çok sayıda dişli ve çarkı olan, karmaşık bir makinedir
EN It is a complex machinery with many gears and wheels that need to connect and work in tandem to move products seamlessly from A to B
turco | inglês |
---|---|
ürünlerin | products |
sorunsuz | seamlessly |
bağlı | connect |
çalışması | work |
olan | is |
karmaşık | complex |
TR 80+ ülkede 21.000+ şehri birbirine bağlayan, 2.300.000+ otobüs rotasına sahip 3.900+ otobüs şirketinin rotalarını arayabilir, karşılaştırabilir ve biletlerini alabilirsiniz.
EN You can search, compare and buy tickets from 3,900+ bus companies in 21,000+ cities connected by 2,300,000+ bus routes across 80+ countries.
turco | inglês |
---|---|
otobüs | bus |
ve | and |
TR İki veya daha fazla parçayı birbirine tutturmak için kullanılan "yapıştırma" teknolojisi çok sayıda farklı uygulama alanında gitgide önem kazanmaktadır
EN The "bonding" technique for joining parts is gaining increasing importance in a wide range of applications
turco | inglês |
---|---|
uygulama | applications |
önem | importance |
TR Ulusal ekonomi, büyük ölçüde Türkiye?nin limanlarını, havaalanlarını, şehirlerini ve kırsal topluluklarını birbirine bağlayan ulaşım ağlarına dayanmaktadır
EN The national economy relies heavily on the transport networks which link Turkey’s ports, airports, cities and rural communities
turco | inglês |
---|---|
ekonomi | economy |
türkiye | turkey |
kırsal | rural |
ulaşım | transport |
TR Şirketleri ve müşterileri birbirine bağlayan hepsi bir arada çok kanallı mesajlaşma platformu.
EN The all-in-one multichannel messaging platform that connects companies & customers.
turco | inglês |
---|---|
müşterileri | customers |
mesajlaşma | messaging |
platformu | platform |
TR Gelişmiş inşaat mühendisliği tasarımı ve inşaat dokümantasyonu için BIM. Öngörülebilirliği, üretkenliği ve kazancınızı artırmak için akıllı ve birbirine bağlı iş akışlarını kullanın.
EN BIM for enhanced civil engineering design and construction documentation. Use intelligent, connected workflows to help enhance predictability, productivity, and your bottom line.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | enhanced |
artırmak | enhance |
akıllı | intelligent |
bağlı | connected |
kullanın | use |
TR Şantiyenizi dijital ortama aktarın ve proje bilgilerini, tasarımdan yapım ve proje teslimatı aşamasına kadar birbirine bağlayın.
EN Digitize your construction site and connect project information from design to construction and handover.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgilerini | information |
tasarımdan | from design |
teslimatı | handover |
TR Bileşenler, birbirine bağlı ekran düzeneğinin arkasına yapıştırılmıştır.
EN Components adhered to the back of a fused display assembly.
turco | inglês |
---|---|
bileşenler | components |
ekran | display |
TR Uzak ofisleri ve çalışanları birbirine bağlama söz konusu olduğunda geleneksel dağıtılmış ağlar, kurum genelinde daha fazla hız ve yeniliği sağlayan yeni bulut tabanlı uygulama dalgasını kaldıramaz.
EN When it comes to connecting remote offices and employees, traditional distributed networks can't handle the new wave of cloud-based applications that are driving increasing speed and innovation across the enterprise.
turco | inglês |
---|---|
uzak | remote |
geleneksel | traditional |
dağıtılmış | distributed |
ağlar | networks |
kurum | enterprise |
genelinde | across |
hız | speed |
bulut | cloud |
tabanlı | based |
uygulama | applications |
ın | of |
TR Zebra’nın mobil bilgisayar, barkod okuma ve baskı çözümleri deponuzun tüm operasyonel alanlarını birbirine bağlayarak size dönüşüm yaratacak kazanç imkanı verir.
EN Zebra’s mobile computing, scanning, and printing solutions connect each warehouse operational area to help you realise transformational gains.
turco | inglês |
---|---|
mobil | mobile |
bilgisayar | computing |
okuma | scanning |
ve | and |
baskı | printing |
çözümleri | solutions |
tüm | each |
operasyonel | operational |
size | you |
TR Destekli Bluetooth çevre birimlerini birbirine bağlamak ve gözlemlemek için merkezileştirilmiş bir yöntem sunar (Android)
EN Provides a centralized way to connect and monitor supported Bluetooth peripherals (Android)
turco | inglês |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
yöntem | way |
sunar | provides |
android | android |
TR Zebra ses ve/veya bas-konuş hizmetleri ile iş gücünüzün tamamını Zebra’nın Sunduğu Bulut ortamı ile birbirine bağlar
EN Connects your entire workforce via Zebra-Hosted Cloud environment that interoperates with Zebra voice and/or push-to-talk services
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
ses | voice |
veya | or |
hizmetleri | services |
bulut | cloud |
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
turco | inglês |
---|---|
refah | prosperity |
alman | german |
ekonomi | economic |
anlama | mean |
TR Çok özel bir ilişki Almanya ve Fransa’yı birbirine bağlıyor. Bu, Merkel’in Jacques Chirac’tan Emmanuel Macron’a (Fotoğrafta) kadar tüm Fransa devlet başkanlarına karşı güven dolu davranışında vücut buluyordu.
EN Germany has enjoyed a very special relationship with France for decades. This is also reflected in Merkel’s trust in French presidents, from Jacques Chirac to Emmanuel Macron (pictured).
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
ilişki | relationship |
almanya | germany |
fransa | france |
bu | this |
merkel | merkel |
güven | trust |
TR İçinde bulunduğumuzki gibi dönemlerde büyüme ve sürdürülebilirlik birbirine uyar mı? İklim ekonomisti Ottmar Edenhofer bunun yanıtını veriyor.
EN Are growth and sustainability compatible at times like these? Ottmar Edenhofer, climate economist, answers.
turco | inglês |
---|---|
büyüme | growth |
sürdürülebilirlik | sustainability |
TR İklimin korunması ve ekonomik büyüme birbirine uyumlu kılınabilir.
EN Climate protection and economic growth are compatible.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ekonomik | economic |
büyüme | growth |
uyumlu | compatible |
TR Araştırma ve uygulamadan oluşan cazip ekosistemler kurmayı ve ikisini birbirine bağlamayı her geçen gün daha iyi başarıyoruz
EN We are successfully building and linking together increasingly better and more attractive ecosystems focusing on both research and applications
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
ve | and |
ekosistemler | ecosystems |
TR Peki, Almanya uluslararası ortamda nasıl bir uğraş veriyor? Almanya, endüstri politikasıyla iklim politikasını gitgide birbirine bağlamak suretiyle dünya çapındaki teknoloji transferini destekliyor
EN And how is Germany supporting this internationally? Germany supports global technology transfer by increasingly linking industrial policy and climate policy
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
politikasını | policy |
teknoloji | technology |
destekliyor | supports |
TR Elektrifikasyon; yenilenebilir enerjinin trafik, bina ve endüstri sektörleriyle bu sektörlerin birbirine bağlanmasının dijitalizasyonunu tanımlamaktadır
EN Electrification here involves the use of renewable electricity in the sectors transport, buildings and industry as well as the digital control of this integrated energy approach
turco | inglês |
---|---|
yenilenebilir | renewable |
bina | buildings |
ve | and |
endüstri | industry |
bu | this |
ın | of |
TR İçinde bulunduğumuzki gibi dönemlerde büyüme ve sürdürülebilirlik birbirine uyar mı? İklim ekonomisti Ottmar Edenhofer bunun yanıtını veriyor.
EN Are growth and sustainability compatible at times like these? Ottmar Edenhofer, climate economist, answers.
turco | inglês |
---|---|
büyüme | growth |
sürdürülebilirlik | sustainability |
TR Doğanın korunması ve ekonomik kalkınma sıkça birbirine aykırı düşüyor. İnsanların da haklarından yararlanmalarını nasıl garanti ediyorsunuz?
EN Nature conservation and economic development are quite often conflicting objectives. How can you make sure that humans don't miss out?
turco | inglês |
---|---|
doğanın | nature |
ekonomik | economic |
kalkınma | development |
TR Coworking Toddler, aile ve işi birbiriyle bağdaştırmaya; böylece modern çalışma dünyasının talepleri ve çocuklarla anne babaların gereksinimlerini birbirine uyumlu kılmaya yardımcı oluyor.
EN Coworking Toddler helps to promote a healthy work-life balance by combining the requirements of the modern working world with the needs of children and parents.
turco | inglês |
---|---|
modern | modern |
anne | parents |
gereksinimlerini | requirements |
ın | of |
TR Ondan sonra bu nehir yeniden Dortmund, Bochum, Gelsenkirchen, Essen, Duisburg ve Oberhausen gibi büyük kentleri birbirine bağlayan mavi yeşil bir kurdeleye dönüşecek.
EN Then it will once again be a blue-green ribbon linking the cities of Dortmund, Bochum, Gelsenkirchen, Essen, Duisburg and Oberhausen.
turco | inglês |
---|---|
yeniden | again |
TR Yine Tobias Rehberger: Frankfurt Staedelschule profesörü olan evrensel sanatçı, Weil am Rein Vitra Campus Mimari Parkı ile Almanya-İsviçre sınırının öbür tarafındaki Fondation Beyeler Müzesi'ni birbirine bağlıyor
EN Tobias Rehberger again: the universal artist and professor at the Städelschule art school in Frankfurt combines the architecture park Vitra Campus in Weil am Rhein with the Museum Fondation Beyeler on the other side of the German-Swiss border
turco | inglês |
---|---|
yine | again |
frankfurt | frankfurt |
evrensel | universal |
sanatçı | artist |
mimari | architecture |
müzesi | museum |
TR Din ve demokrasi birbirine düşünüldüğünden neden daha yakın
EN Why religion and democracy have more in common than you think
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
demokrasi | democracy |
neden | why |
TR Bu yanlık muamele, önceki yaygın olan taşıma ilkelerinin temelinde birbirine aykırı iletişim sistemi tiplerinin yersiz uygulanmasıyla sonuçlanıyor
EN This mistaken treatment then results in an inappropriate application of previous common carriage principles to a fundamentally incompatible type of communications system
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
önceki | previous |
yaygın | common |
iletişim | communications |
sistemi | system |
ın | of |
TR Sis bilişim, edge ile bulutu veya daha doğrusu IoT bağlantılı cihazları ve uzak veri merkezlerini birbirine bağlar
EN Fog computing connects the edge and the cloud, or more precisely, IoT-connected devices and remote data centers
turco | inglês |
---|---|
edge | edge |
bulutu | cloud |
veya | or |
daha | more |
uzak | remote |
veri | data |
TR Bu önemlidir çünkü şirketler daha fazla içgörü kazanmak, otomasyonu etkinleştirmek ve bağlantılı akıllı sistemler oluşturmak için her zamankinden daha fazla cihazı birbirine bağlamaktadır.
EN It is important because companies are connecting more devices than ever in an effort to gain more insight, enable automation, and create connected systems of intelligence.
turco | inglês |
---|---|
önemlidir | it is important |
şirketler | companies |
kazanmak | gain |
otomasyonu | automation |
etkinleştirmek | enable |
sistemler | systems |
TR Gelişmiş inşaat mühendisliği tasarımı ve inşaat dokümantasyonu için BIM. Öngörülebilirliği, üretkenliği ve kazancınızı artırmak için akıllı ve birbirine bağlı iş akışlarını kullanın.
EN BIM for enhanced civil engineering design and construction documentation. Use intelligent, connected workflows to help enhance predictability, productivity, and your bottom line.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | enhanced |
artırmak | enhance |
akıllı | intelligent |
bağlı | connected |
kullanın | use |
TR Şantiyenizi dijital ortama aktarın ve proje bilgilerini, tasarımdan yapım ve proje teslimatı aşamasına kadar birbirine bağlayın.
EN Digitize your construction site and connect project information from design to construction and handover.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgilerini | information |
tasarımdan | from design |
teslimatı | handover |
TR Gelişmiş inşaat mühendisliği tasarımı ve inşaat dokümantasyonu için BIM. Öngörülebilirliği, üretkenliği ve kazancınızı artırmak için akıllı ve birbirine bağlı iş akışlarını kullanın.
EN BIM for enhanced civil engineering design and construction documentation. Use intelligent, connected workflows to help enhance predictability, productivity, and your bottom line.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | enhanced |
artırmak | enhance |
akıllı | intelligent |
bağlı | connected |
kullanın | use |
TR Şantiyenizi dijital ortama aktarın ve proje bilgilerini, tasarımdan yapım ve proje teslimatı aşamasına kadar birbirine bağlayın.
EN Digitize your construction site and connect project information from design to construction and handover.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgilerini | information |
tasarımdan | from design |
teslimatı | handover |
TR Gelişmiş inşaat mühendisliği tasarımı ve inşaat dokümantasyonu için BIM. Öngörülebilirliği, üretkenliği ve kazancınızı artırmak için akıllı ve birbirine bağlı iş akışlarını kullanın.
EN BIM for enhanced civil engineering design and construction documentation. Use intelligent, connected workflows to help enhance predictability, productivity, and your bottom line.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | enhanced |
artırmak | enhance |
akıllı | intelligent |
bağlı | connected |
kullanın | use |
TR Şantiyenizi dijital ortama aktarın ve proje bilgilerini, tasarımdan yapım ve proje teslimatı aşamasına kadar birbirine bağlayın.
EN Digitize your construction site and connect project information from design to construction and handover.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgilerini | information |
tasarımdan | from design |
teslimatı | handover |
Mostrando 50 de 50 traduções