TR Benim gibi biriyseniz ve gerektiğinde doğaçlama yapıyorsanız, bu bayi programıyla kesinlikle çok iyi bir yatırım getirisi elde edebilirsiniz.
"benim gibi biriyseniz" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Benim gibi biriyseniz ve gerektiğinde doğaçlama yapıyorsanız, bu bayi programıyla kesinlikle çok iyi bir yatırım getirisi elde edebilirsiniz.
EN If you are a person like me and improvise when needed, you could definitely make a really good return on investment with this reseller program.
turco | inglês |
---|---|
benim | me |
bu | this |
bayi | reseller |
kesinlikle | definitely |
iyi | good |
yatırım | investment |
TR “Benim için memleket ailemin yaşadığı yer, benim insan olarak kabul gördüğüm ve geleceğe umutla bakabildiğim yer
EN “For me, home is where my family lives, where I’m respected as a human being, and where I have perspectives and a future
turco | inglês |
---|---|
insan | human |
geleceğe | future |
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Aşağıda açıklanan tüzel kişilerden biriyseniz bu Koşulları kabul etmeniz durumunda aşağıdaki tadiller otomatik olarak sizin için geçerli olacaktır:
EN The following amendments automatically apply to you upon acceptance of these Terms if you are one of the types of entities identified below:
TR Ahrefs, sanki bir araçtan daha fazlasıymış gibi hissediyorum. Ahrefs dijital pazarlamada benim ortağım, ve müşterilerimin gözünde bir rock yıldızı gibi görünmemi sağlıyor.
EN I feel like Ahrefs is more than a tool. Ahrefs is a partner to me in my work as a digital marketer and helps me look like a rockstar to my clients.
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
TR Harikasınız! (Benim gibi) Grafik tasarım özürlüler için harika, şık bir platform.
EN You are the best! A great, stylish platform for graphic design dummies (like myself).
turco | inglês |
---|---|
tasarım | design |
şık | stylish |
platform | platform |
TR Sizi tanımıyorum ama internet ve teknoloji kullanımından muzdaripseniz benim gibi internetin dolambaçlı pençelerinden kurtulmanız için dua ediyorum
EN I don?t know you, but if you are suffering from internet and technology use, I pray for you that you can get out of the twisted claws of the internet like I did
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
teknoloji | technology |
benim | i |
TR Bir demokraside yaşıyor ve oy kullanabiliyor olmak benim için, her seyahatim sonrasında musluktan içtiğim bir bardak içme suyu gibi benzersiz bir değere sahip.”
EN Every time I return from a journey, being able to live in a democracy and vote is like taking my first sip of clear drinking water: incomparably precious.”
turco | inglês |
---|---|
oy | vote |
suyu | water |
TR "Muhakkak tüm camilerin huzurlu bir atmosferi vardır ama benim gibi mekanın ruhu olduğuna inanlar için burada ayrı bir maneviyat hissediliyor. Ayrıca açık okunan bir vakit namazında gelinmesi önerilir."
EN "The ritualistic cleansing process is more than just a wash, it is a chance to soak in the history and culture of Turkey. http://loopc.am/Ellissigne/loops/the-kilic-ali-pasa-hamam-istanbul"
turco | inglês |
---|---|
vardır | is |
TR "Muhakkak tüm camilerin huzurlu bir atmosferi vardır ama benim gibi mekanın ruhu olduğuna inanlar için burada ayrı bir maneviyat hissediliyor. Ayrıca açık okunan bir vakit namazında gelinmesi önerilir."
EN "The ritualistic cleansing process is more than just a wash, it is a chance to soak in the history and culture of Turkey. http://loopc.am/Ellissigne/loops/the-kilic-ali-pasa-hamam-istanbul"
turco | inglês |
---|---|
vardır | is |
TR "Muhakkak tüm camilerin huzurlu bir atmosferi vardır ama benim gibi mekanın ruhu olduğuna inanlar için burada ayrı bir maneviyat hissediliyor. Ayrıca açık okunan bir vakit namazında gelinmesi önerilir."
EN "The ritualistic cleansing process is more than just a wash, it is a chance to soak in the history and culture of Turkey. http://loopc.am/Ellissigne/loops/the-kilic-ali-pasa-hamam-istanbul"
turco | inglês |
---|---|
vardır | is |
TR "Muhakkak tüm camilerin huzurlu bir atmosferi vardır ama benim gibi mekanın ruhu olduğuna inanlar için burada ayrı bir maneviyat hissediliyor. Ayrıca açık okunan bir vakit namazında gelinmesi önerilir."
EN "The ritualistic cleansing process is more than just a wash, it is a chance to soak in the history and culture of Turkey. http://loopc.am/Ellissigne/loops/the-kilic-ali-pasa-hamam-istanbul"
turco | inglês |
---|---|
vardır | is |
TR Onlar gibi, benim durumumun tedavisi yok
EN Like them, there is no cure for my condition
turco | inglês |
---|---|
onlar | them |
gibi | like |
benim | my |
yok | no |
TR Bu çok basit bir şey gibi görünebilir, ancak bunun artık benim hayatım olduğunun farkına vardığımda minnet duydum: Kendim ve başkaları için nispeten kolay ve düzenli bir şekilde görünebilirim
EN This may seem like a very basic thing but I was struck with gratitude at the realization that this is my life now: I can show up for myself and others with relative ease and regularity
turco | inglês |
---|---|
basit | basic |
şey | thing |
artık | now |
başkaları | others |
kolay | ease |
hayatı | life |
TR Benim için hangisi daha iyi olur, Guru mu Pro mu?
EN Which would be better for me, Guru or Pro?
turco | inglês |
---|---|
benim | me |
guru | guru |
TR ''Semrush kullanarak, takım arkadaşlarım doğru içerik üzerinde ve veriye dayalı şekilde çalışarak çok fazla zaman kazanıyor. Semrush, bir çok görev için benim sağ elim, bana ve ekibime strateji konusunda yardımcı oluyor.''
EN “By using Semrush, my team saves a lot of time by working on the right content and in a more data-driven way. Semrush is my right hand for many tasks, it helps me and my team to strategize.”
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
takım | team |
şekilde | way |
zaman | time |
görev | tasks |
TR Konu backlink analizi olduğunda, Ahrefs benim 1 numaralı araç tercihim. SEO konusunda ciddiyseniz, Ahrefs’e ihtiyacınız var.
EN When it comes to backlink analysis, Ahrefs is my #1 go-to tool. If you’re serious about SEO, you need Ahrefs.
turco | inglês |
---|---|
backlink | backlink |
analizi | analysis |
benim | my |
araç | tool |
TR Onların Hikayesi, Benim Hikayem
EN Supporting Life with Community Volunteers
TR Oğlumun ve benim ihtiyaç duyduğumuz sağlık hizmetlerine erişemiyorduk,” diyor Fatima.
EN We could not access the healthcare my son and I needed,” Fatima says.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ihtiyaç | needed |
sağlık | healthcare |
diyor | says |
TR Onların Hikayesi, Benim Hikayem
EN Supporting Life with Community Volunteers
TR Benim İçin Nutriway Setleri (6)
EN Personalised Solutions For You (6)
TR Sonix benim transkript% 99 doğruluğa kadar temizleyebilir mi?
EN Can Sonix clean-up my transcript to 99-100% accuracy?
turco | inglês |
---|---|
sonix | sonix |
benim | my |
transkript | transcript |
TR ITAA Benim İçin mi? – İnternet ve Teknoloji Bağımlıları Anonim
EN Is ITAA For Me? ? Internet and Technology Addicts Anonymous
turco | inglês |
---|---|
itaa | itaa |
benim | me |
teknoloji | technology |
anonim | anonymous |
TR Başlayacağım: "Benim adım ______ ve ______'da bir İnternet ve teknoloji bağımlısıyım." [her üye kendini tanıtır]
EN I will start: “My name is ______ , and I am an Internet and technology addict in ______.” [each member introduces themselves]
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
her | each |
üye | member |
adı | name |
TR Uykusuz kalmak benim yeni varsayılan durumum oldu
EN Being sleep deprived became my new default state
turco | inglês |
---|---|
benim | my |
yeni | new |
varsayılan | default |
oldu | became |
TR İnternet işimi kaybetmeme ya da hayatımı riske atmama neden olmaz ama bunun zihinsel olarak benim için kötü olduğunu hissedebiliyorum
EN The internet won?t make me lose my job or risk my life but I can feel it is bad for me mentally
turco | inglês |
---|---|
kötü | bad |
hayatı | life |
TR Elbette tüm bu ebeveyn kontrolü işleri benim kendi planımdı ve bunu dünyanın geri kalanından tamamen gizli tuttum
EN Of course all these parent control things were my own plan, and I kept it completely secret from the rest of the world
turco | inglês |
---|---|
elbette | of course |
kontrolü | control |
gizli | secret |
planı | plan |
TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
başka | another |
yolu | way |
TR Benim için internet beni çok özgür ve canlı hissettirdi
EN For me the internet made me feel so free and so alive
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
özgür | free |
canlı | alive |
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
döngüsü | cycle |
sorun | problems |
oldu | was |
kullanımı | usage |
TR Benim için sorunlu davranışlarım çevrimiçi video izlemek, aşırı derecede film ve televizyon izlemek, video oyunları oynamak, sosyal medya, pornografi ve saplantılı araştırma yapmaktır
EN For me, my problematic behaviors are watching videos online, binge watching movies and television, playing video games, social media, pornography, and obsessive research
turco | inglês |
---|---|
sorunlu | problematic |
çevrimiçi | online |
televizyon | television |
oyunları | games |
araştırma | research |
TR Bu Haziran 2017'ydi ve şimdi iki buçuk yıldır ITAA'dayım.ITAA benim için CGAA'dan çok daha zordu çünkü o kadar siyah beyaz değil
EN This was June 2017, and so I?ve now been in ITAA for two and a half years.ITAA was a lot more difficult for me than CGAA, because it?s not as black and white
turco | inglês |
---|---|
haziran | june |
şimdi | now |
değil | not |
TR Ama internetten ayık olmanın ne anlama geldiği bile benim için o kadar net değildi
EN But it wasn?t so clear to me what being sober from the internet even meant
turco | inglês |
---|---|
benim | me |
TR Bunun benim için ne kadar derin ve geniş kapsamlı olduğunu anlatacak kelime eksikliğini gerçekten hissediyorum
EN I really feel at a loss of words to describe how profound and far-reaching this has been for me
turco | inglês |
---|---|
gerçekten | really |
TR Renderforest benim için harika bir kaynak – bir logo animasyonu veya görüntülü kart hazırlamam ya da bir slayt gösterisini daha ilginç hale getirmem gerektiğinde Renderforest'a giriyorum
EN Renderforest has been a great resource for me – when I need to kick out a logo animation, video cards, and when I need to make a slide presentation more interesting – I log on to Renderforest
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
harika | great |
kaynak | resource |
logo | logo |
animasyonu | animation |
kart | cards |
slayt | slide |
ilginç | interesting |
TR Benim adım Emira*, Suriye’de Ayn al-Arab bölgesinde eşim ve çocuklarımla birlikte yaşıyordum
EN My name is Emira*, I was living in the Ayn al-Arab region of Syria with my husband and children
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
ve | and |
adı | name |
TR Benim adım Emira*, Suriye’de Ayn al-Arab bölgesinde eşim ve çocuklarımla birlikte yaşıyordum
EN My name is Emira*, I was living in the Ayn al-Arab region of Syria with my husband and children
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
ve | and |
adı | name |
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Suriye’den Urfa’ya, tüm zorluklarına rağmen bir azim ve umut hikâyesi… Benim adım Emira*, Suriye’de Ayn al-Arab bölgesinde eşim ve çocuklarımla birlikte yaşıyordum
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
TR Oğlumun ve benim ihtiyaç duyduğumuz sağlık hizmetlerine erişemiyorduk,” diyor Fatima.
EN We could not access the healthcare my son and I needed,” Fatima says.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ihtiyaç | needed |
sağlık | healthcare |
diyor | says |
Mostrando 50 de 50 traduções