TR İnternette yayılan çok sayıda tehdit ve kötü amaçlı uygulama yüzünden antivirüsler artık tek başlarına yeterli olamıyor
"baslarina yeterli olamiyor" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
yeterli | enough for sufficient to |
TR İnternette yayılan çok sayıda tehdit ve kötü amaçlı uygulama yüzünden antivirüsler artık tek başlarına yeterli olamıyor
EN With so many threats and frustrations plaguing the internet, Antivirus alone is no longer enough
turco | inglês |
---|---|
uygulama | with |
artık | no longer |
yeterli | enough |
TR İnternette yayılan çok sayıda tehdit ve kötü amaçlı uygulama yüzünden antivirüsler artık tek başlarına yeterli olamıyor
EN With so many threats and frustrations plaguing the internet, Antivirus alone is no longer enough
turco | inglês |
---|---|
uygulama | with |
artık | no longer |
yeterli | enough |
TR Dolayısıyla, Üst Kurul üye seçimi süreci gereği bağımsız olamıyor.
EN Therefore, the Supreme Council lacks independence because of its election process.
turco | inglês |
---|---|
dolayısıyla | therefore |
süreci | process |
TR Angeltveit, "Mevcut tünelin kapasitesi, yolcu ve yük taşıma ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tren kullanmak için yeterli değil" diye açıklıyor
EN “The capacity of the existing tunnel isn’t sufficient to drive enough trains” to meet passenger- and freight-transportation needs, Angeltveit explains
turco | inglês |
---|---|
mevcut | existing |
kapasitesi | capacity |
yolcu | passenger |
karşılamak | meet |
kullanmak | drive |
ihtiyaçları | needs |
TR Yarı gözetimli öğrenme, gözetimli bir öğrenme algoritmasını eğitmek için yeterli etiketlenmiş veriye sahip olmama (veya yeterli miktarda veriyi etiketleyecek kapasitede olmama) sorununu çözebilir.
EN Semi-supervised learning can solve the problem of having not enough labeled data (or not being able to afford to label enough data) to train a supervised learning algorithm.
turco | inglês |
---|---|
yarı | semi |
öğrenme | learning |
yeterli | enough |
veya | or |
TR Yayıncılar ve akademisyenler bunları tek başlarına yapamazlar
EN Publishers and scholars cannot do it alone
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
tek | alone |
TR Eşyalarımızın nereden geldiğini ve işimiz bittikten sonra başlarına ne geldiğini öğrenmek adına en sevdiğimiz kaynaklardan birkaçı.
EN A few of our favorite sources for learning about where our stuff comes from and what happens after we’re done with it.
turco | inglês |
---|---|
nereden | where |
öğrenmek | learning |
kaynaklardan | sources |
TR Styx, 1970 yılında Chicago, ABD'de kurulmuş Amerikalı rock müzik grubu. Kuruluşunun öyküsü 1960'lı yılların başlarına kadar uzanmaktadır. Grup 1970'li yıllarda ve 1980… Devamını oku
EN Styx /stɪks/ is an American rock band from Chicago that formed in 1972 and became famous for its albums released in the late 1970s and early 1980s. They are best known for melding hard rock… read more
turco | inglês |
---|---|
chicago | chicago |
rock | rock |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR Styx, 1970 yılında Chicago, ABD'de kurulmuş Amerikalı rock müzik grubu. Kuruluşunun öyküsü 1960'lı yılların başlarına kadar uzanmaktadır. Grup 1970'li yıllarda ve 1980'li yılların başlarında müzik piyasasında söz… Devamını oku
EN Styx /stɪks/ is an American rock band from Chicago that formed in 1972 and became famous for its albums released in the late 1970s and early 1980s. They are best known for melding hard rock guitar balanced with acoustic guitar, synthes… read more
turco | inglês |
---|---|
chicago | chicago |
rock | rock |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR Servis sağlayıcıların ister tek başlarına ister başka bir şirketle hakim bir konuma sahip olmak için verdikleri mücadelenin bir nedeni mevcuttur
EN There's a reason that service providers fight to achieve a dominant position—monopoly or duopoly
turco | inglês |
---|---|
servis | service |
nedeni | reason |
sağlayıcıları | providers |
TR Özellikle her ülkenin domain yönetimi, kendi başlarına ele alınması gereken özel bir durumdur
EN Particularly, domain extension of each country is a special case to be handled on their own
turco | inglês |
---|---|
her | each |
domain | domain |
TR Eşyalarımızın nereden geldiğini ve işimiz bittikten sonra başlarına ne geldiğini öğrenmek adına en sevdiğimiz kaynaklardan birkaçı.
EN A few of our favorite sources for learning about where our stuff comes from and what happens after we’re done with it.
turco | inglês |
---|---|
nereden | where |
öğrenmek | learning |
kaynaklardan | sources |
TR Özellikle her ülkenin domain yönetimi, kendi başlarına ele alınması gereken özel bir durumdur
EN Particularly, domain extension of each country is a special case to be handled on their own
turco | inglês |
---|---|
her | each |
domain | domain |
TR Serpilme Diyagramları genellikle çeşitli farklı veri kümelerini paylaşan bir infografik, sunum veya raporun parçasıdır, ancak kendi başlarına da bulunabilirler. Visme ile kendi serpilme diyagramını oluşturmak çok kolaydır.
EN Scatter plots are often part of an infographic, presentation or report that shares a variety of different data sets, but they can also be found on their own. It's easy to create your own scatter graph with Visme.
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
veri | data |
infografik | infographic |
sunum | presentation |
visme | visme |
TR Bunların gerçekleşmesi halinde çok zor ve trajik kararlar olacağından doktorların bu noktada tek başlarına karar verme durumunda kalmaması gerek
EN These are truly difficult, tragic decisions, with which doctors should not be left alone
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
tek | alone |
TR Servis sağlayıcıların ister tek başlarına ister başka bir şirketle hakim bir konuma sahip olmak için verdikleri mücadelenin bir nedeni mevcuttur
EN There's a reason that service providers fight to achieve a dominant position—monopoly or duopoly
turco | inglês |
---|---|
servis | service |
nedeni | reason |
sağlayıcıları | providers |
TR Styx, 1970 yılında Chicago, ABD'de kurulmuş Amerikalı rock müzik grubu. Kuruluşunun öyküsü 1960'lı yılların başlarına kadar uzanmaktadır. Grup 1970'li yıllarda ve 1980… Devamını oku
EN Styx is an American rock band from Chicago that formed in 1972 and became famous for its albums released in the late 1970s and early 1980s. They are best known for melding hard rock guitar … read more
turco | inglês |
---|---|
chicago | chicago |
rock | rock |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR Styx, 1970 yılında Chicago, ABD'de kurulmuş Amerikalı rock müzik grubu. Kuruluşunun öyküsü 1960'lı yılların başlarına kadar uzanmaktadır. Grup 1970'li yıllarda ve 1980'li yılların başlarında müzik piyasasında söz… Devamını oku
EN Styx is an American rock band from Chicago that formed in 1972 and became famous for its albums released in the late 1970s and early 1980s. They are best known for melding hard rock guitar balanced with acoustic guitar, synthesizers mi… read more
turco | inglês |
---|---|
chicago | chicago |
rock | rock |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
turco | inglês |
---|---|
kaynaklar | resources |
model | model |
yazılımlar | software |
genellikle | often |
veya | or |
yeterli | sufficient |
TR Ahrefs, yalnızca ABD’de <strong>150 milyondan fazla anahtar kelimeyi</strong> (150’den fazla ülke için daha da fazla) izlediğinden, web sitelerinin organik arama trafiğinin isabetli bir resmini çizmek için yeterli kapsama sahibiz.
EN Ahrefs monitors over <strong>150 million keywords</strong> in the US alone (+ more for over 150 countries), so we have enough coverage to paint an accurate picture of websites’ organic search traffic.
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
abd | us |
strong | strong |
milyondan | million |
organik | organic |
arama | search |
yeterli | enough |
TR Bu, araştırmacıların enformatik araçlarında yeterli seviyeye gelmeleri için elzemdir
EN It is essential for researchers to be proficient with informatics tools
TR Beldede görevli Öğretmen ve diğer memurlar, yeterli konut olmadığından ilçe merkezinde ve çevre yerleşim birimlerinde ikamet etmek zorunda kalmışlardır
EN The teacher and other officials in the town had to reside in the district center and surrounding settlements because there were not enough housing
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
diğer | other |
yeterli | enough |
etmek | to |
TR Ancak, köylerin bir kısmında yeterli öğrenci bulunmaması veya fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle, taşımalı eğitim yapılmaktadır
EN However, because some of the villages do not have enough students or the physical conditions are insufficient, transportation education is carried out
turco | inglês |
---|---|
yeterli | enough |
öğrenci | students |
veya | or |
eğitim | education |
TR En sevdiğin müzik hizmetlerini bir araya getiriyoruz. Dinlemek, seyretmek ve müzik dünyanı paylaşmak için katılman yeterli.
EN We bring together your favourite music services and join up listening, watching and sharing to connect your musical world.
turco | inglês |
---|---|
hizmetlerini | services |
paylaşmak | sharing |
TR Küçük olmalarına karşın bir web site başlığı için yeterli büyüklüktedir
EN They are small, but big enough for a website header
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
yeterli | enough |
TR Kimliğinizi doğrulayıp, banka kartı ya da banka hesabı gibi bir ödeme yöntemi eklemeniz yeterli
EN Verify your identity, add a payment method — like a debit card or bank account — and you’re good to go
turco | inglês |
---|---|
yöntemi | method |
TR İnternette özgürlük için 3 basit adımı takip etmeniz yeterli.
EN It takes only 3 simple steps to experience internet freedom.
turco | inglês |
---|---|
özgürlük | freedom |
için | to |
basit | simple |
TR Bu, cookies'i geri yüklemek için en az bir kullanılabilir depolama varyantında (ve şimdi on üç tane var) kalması yeterli olacak şekilde düzenlenmiştir
EN This is arranged in such a way that to restore cookies, it is enough that it remains in at least one available storage variant (and now there are thirteen of them)
turco | inglês |
---|---|
geri | restore |
depolama | storage |
şimdi | now |
yeterli | enough |
şekilde | way |
en az | least |
TR Yeni Eaton markalı parça numarasını bulmak için eski Weatherhead ve Aeroquip parça numaralarını veya diğer denk ürünleri yazmanız yeterli.
EN Just type in the former Weatherhead and Aeroquip part numbers or competitive products to find the new Eaton-branded part number.
turco | inglês |
---|---|
eaton | eaton |
markalı | branded |
eski | former |
veya | or |
ürünleri | products |
TR Olumsuzluklarla mücadelede, kamu-sivil toplum işbirliğine büyük önem atfettiklerini belirten Karaosmanoğlu; “Hayata Destek olarak, sorunların çözümü için kurumların tek başına mücadelesinin yeterli olmayacağının farkındayız
EN Karaosmanoğlu stated that they value the importance of public-civil society cooperation in tackling adversities, and said, “We at Support to Life are aware that the efforts of institutions alone are not enough to solve the problems
turco | inglês |
---|---|
önem | importance |
destek | support |
kurumların | institutions |
yeterli | enough |
TR Kibar Gönüllüsü olabilmek için Kibar Holding veya Grup Şirketlerinde çalışıyor olmak ve üyelik başvurusunda bulunmak yeterli
EN The only requirement to become a Kibar Volunteer is to be an employee of Kibar Holding or the Group Companies and apply for membership
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
veya | or |
üyelik | membership |
TR Etkileyici bir tasarım yeterli değildir! FOREX ve kripto işletmeleri özel bir görünüme sahip olarak doğru mesajları vermeli ve ürünlerini en iyi şekilde görünür hale getirmelidirler. Böylece daha fazla müşteri kazanılabilecektir.
EN An attractive design is not enough! FOREX and crypto businesses should portray a specialised look and logic to their audience so that your business gets the right message across and highlights your products in the most visually appealing way.
turco | inglês |
---|---|
yeterli | enough |
forex | forex |
kripto | crypto |
TR Dört örnek inceleme yeterli değil mi?Daha gerçek müşteri referansları okuyun
EN Four sample reviews not enough?Read more real customer testimonials
turco | inglês |
---|---|
dört | four |
örnek | sample |
yeterli | enough |
değil | not |
daha | more |
gerçek | real |
müşteri | customer |
okuyun | read |
TR Yapımcı, editör veya gazeteci olarak, kesin olarak bildiğiniz bir şey vardır: İşinizi yapmak için günde yeterli zaman yoktur
EN As producer, editor, or journalist, there’s one thing you know for sure: there is never enough time in the day to get your work done
turco | inglês |
---|---|
editör | editor |
veya | or |
şey | thing |
yeterli | enough |
TR Bu süreçte, sahip olduğunuz fikirlerin sonuca ulaşmak için yeterli olduğunu sizlere kanıtlamak istiyoruz! Logo aracımıza nasıl bir logo istediğinizi anlatın; işletmeniz için en iyi logo tasarımlarını üretsin.
EN We are here to prove that your ideas alone are enough! Tell our tool what you want, and it will generate the best logo design solution for your business.
turco | inglês |
---|---|
yeterli | enough |
sizlere | you |
istiyoruz | want |
işletmeniz | your business |
TR Bir dj-yapımcısı ve bağımsız kayıt yöneticisi olarak, Renderforest'ı etkili müzik videoları oluşturup paylaşmak için, müziğimi ve markamı öne çıkaracak tanıtım videoları oluşturmak için en yeterli olarak görüyorum
EN As a dj-producer and indie record label manager, I consider Renderforest the most adequate tool to create and publish attractive music videos and punchy label promo videos in order to promote my music and my label
turco | inglês |
---|---|
kayıt | record |
yöneticisi | manager |
renderforest | renderforest |
müzik | music |
videoları | videos |
tanıtım | promo |
en | most |
TR Hilti web sitesi, ürün sayfalarından stok durumunu kontrol etmenizi sağlar. Ürünler renk kodludur: Yeşil renk yeterli stoğun olduğu anlamına gelir, Sarı renk ise stoğun yetersiz olabileceğini belirtir.
EN Hilti website offers you to stock availability check in product page. Products are color-coded: Green meaning enough stock, Yellow meaning stock may be insufficient.
turco | inglês |
---|---|
hilti | hilti |
stok | stock |
kontrol | check |
etmenizi | you to |
sağlar | offers |
renk | color |
yeşil | green |
yeterli | enough |
anlamına | to |
sarı | yellow |
ise | be |
TR Kar amacı gütmeyen kuruluşlar için %50'ye varan indirim sunuyoruz. İndirimden faydalanmak için 'Şimdi Başvur' sayfasındaki formu doldurarak belgelerinizi bize iletmeniz yeterli.
EN We offer a 50% discount for qualified non-profit organizations. Please use the link below to submit your nonprofit documentation.
turco | inglês |
---|---|
kuruluşlar | organizations |
indirim | discount |
bize | we |
TR Afrika, Asya, Latin Amerika ve Orta Doğu'da 2.2 milyardan fazla kişi finansal olarak yeterli hizmet alamıyor
EN There are more than 2.2 billion financially underserved adults in Africa, Asia, Latin America and the Middle East
turco | inglês |
---|---|
afrika | africa |
asya | asia |
latin | latin |
amerika | america |
orta | middle |
milyardan | billion |
TR Evet, Atak Domain üzerinden satın aldığınız SSL sertifikaları için ücretsiz kurulum desteği vermekteyiz. SSL kurulumu için gereken sunucu veya web hosting panel bilgilerini bize iletmeniz yeterli olacaktır.
EN Yes, we provide free installation support for SSL certificates you purchase through Atak Domain. It will be sufficient to send us the server or web hosting panel information required for SSL installation.
turco | inglês |
---|---|
domain | domain |
satın | purchase |
ssl | ssl |
sertifikaları | certificates |
ücretsiz | free |
desteği | support |
gereken | required |
sunucu | server |
web | web |
panel | panel |
bilgilerini | information |
yeterli | sufficient |
TR .Kz alan adınızı aktarma hızlı ve kolay bir işlemdir. Bunun için Atak Domain’e gelmeniz yeterli. Uzman ekibimiz transfer için gerekli hizmeti sunmaktadır.
EN Transferring your .kz domain is a quick and easy process. For this, you just need to visit Atak Domain. Our expert team provides the necessary service for the transfer.
turco | inglês |
---|---|
hızlı | quick |
uzman | expert |
transfer | transfer |
gerekli | necessary |
hizmeti | service |
TR Ancak bu unsurlar markanın, diğer içecek ürünlerinden farklılaşması açısından yeterli değildir.
EN However, the subject elements are not sufficient to differ from the other drinks.
turco | inglês |
---|---|
ancak | however |
diğer | other |
yeterli | sufficient |
TR Tabii ki! Aylık planlarımızdan birini tercih etmeniz yeterli. Otomatik yenilemeyi aktif hale getirdiğinizde sistem her ay ücretlendirme yapar.
EN Absolutely! Just pick one of our monthly plans. Turn the auto-renewal on and the system will charge you every month.
TR - ürünü kullanmak için yeterli deneyime sahip olmamak
EN - do not have sufficient expertise to use the product,
turco | inglês |
---|---|
ürünü | product |
yeterli | sufficient |
olmamak | not |
TR Bunların markanız için yeterli olduğunu düşünebilirsiniz, ancak daha farklı sosyal medya platformları ile markanızın bilinirliğini daha da artırabilirsiniz
EN You might think those are enough, but especially if you're running a business, you need to be sure of your brand accessibility on different and more social media platforms
turco | inglês |
---|---|
yeterli | enough |
TR Evet, ajans, danışman, kurs vb. iseniz, bize affiliate@turbologo.com e-postası göndermeniz yeterli, müşterileriniz için indirimli özel kuponlar sunalım.
EN Yes, if you're agency, consultants, courses, etc. just email us affiliate@turbologo.com and we'll provide you special coupons with discounts for your clients.
turco | inglês |
---|---|
ajans | agency |
turbologo | turbologo |
müşterileriniz | clients |
özel | special |
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
EN Sometimes, applause is just not enough.
turco | inglês |
---|---|
bazen | sometimes |
sadece | just |
yeterli | enough |
değildir | not |
TR Geleceği olan bir meslek, çünkü yeterli ve sağlıklı gıdaya duyulan ihtiyaç dünya düzeyinde artıyor.
EN It’s a career with a future, because the demand for sufficient and healthy food is increasing worldwide.
turco | inglês |
---|---|
olan | is |
yeterli | sufficient |
sağlıklı | healthy |
ihtiyaç | demand |
dünya | worldwide |
TR 15.8.1. İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ya da kontrolüne yeterli kaynak sağlayan ve ilgili ulusal mevzuatı benimseyen ülkelerin oranı
EN 15.8.1. Proportion of countries adopting relevant national legislation and adequately resourcing the prevention or control of invasive alien species
turco | inglês |
---|---|
önlenmesi | prevention |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
ülkelerin | countries |
kontrolü | control |
TR 11.1. 2030’a kadar herkesin yeterli, güvenli ve uygun fiyatlı konutlara ve temel hizmetlere erişiminin sağlanması ve gecekondu mahallelerinin iyileştirilmesi
EN 11.1. By 2030, ensure access for all to adequate, safe and affordable housing and basic services and upgrade slums
turco | inglês |
---|---|
herkesin | all |
güvenli | safe |
ve | and |
uygun | affordable |
temel | basic |
Mostrando 50 de 50 traduções