EN Tesla says it can create windscreens with very aggressive feature lines, impossible to replicate using conventional methods.
EN Tesla says it can create windscreens with very aggressive feature lines, impossible to replicate using conventional methods.
TR Gerçekten elektrikli bir SUV üretecekler mi?
inglês | turco |
---|---|
lines | bir |
EN Listen to calls anywhere, anytime and provide feedback right inside the conversation. Replicate winning behaviors across your team to hit quota.
TR İstediğiniz yerde, istediğiniz zaman aramaları dinleyin ve konuşmanın içinde geri bildirim sağlayın. Kotayı vurmak için ekibinizde kazanan davranışları çoğaltın.
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlayın |
winning | kazanan |
team | zaman |
calls | aramaları |
feedback | geri bildirim |
right | sağ |
to | geri |
across | için |
and | ve |
EN Storage: Customers choose the region(s) in which their customer content will be stored. We will not move or replicate customer content outside of the customer’s chosen region(s) without the customer’s consent.
TR Depolama: Müşteriler, müşteri içeriklerinin hangi bölgelerde depolanacağını seçer. Müşterinin izni olmadan müşteri içeriklerini müşterinin seçtiği bölgelerin dışına taşımaz veya çoğaltmayız.
inglês | turco |
---|---|
storage | depolama |
consent | izni |
without | olmadan |
customer | müşteri |
customers | müşteriler |
or | veya |
EN You can replicate and back up your customer content in more than one AWS Region
TR Müşteri içeriğinizi birden fazla AWS Bölgesinde çoğaltabilir ve yedekleyebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
aws | aws |
more | fazla |
up | birden |
and | ve |
EN We will not move or replicate your content outside of your chosen AWS Region(s) without your agreement, except in each case as necessary to comply with the law or a binding order of a governmental body
TR Yasalara veya bir devlet organının bağlayıcı emrine uymak için gerekli olduğu durumlar dışında, anlaşmanız olmadan içeriğinizi seçtiğiniz AWS Bölgelerinin dışına taşımayacağız veya çoğaltmayacağız
inglês | turco |
---|---|
necessary | gerekli |
binding | bağlayıcı |
your content | içeriğinizi |
aws | aws |
or | veya |
of | in |
without | olmadan |
a | bir |
outside | dışında |
to | için |
EN AWS will not move or replicate customer content outside of the customer’s chosen region(s) without the customer’s consent.
TR AWS, müşterinin izni olmadan müşteri içeriklerini müşterinin seçtiği bölgelerin dışına taşımaz veya çoğaltmaz.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
consent | izni |
without | olmadan |
customer | müşteri |
or | veya |
EN Aurora supports native logical replication in each database engine (binlog for MySQL and PostgreSQL replication slots for PostgreSQL), so you can replicate to Aurora and non-Aurora databases, even across Regions.
TR Aurora, her veritabanı altyapısında özel mantıksal replikasyonu destekler (PostgreSQL için MySQL ve PostgreSQL replikasyon yuvaları), böylece Bölgeler arasında bile Aurora ve Aurora olmayan veritabanlarına replikasyon yapabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
aurora | aurora |
supports | destekler |
logical | mantıksal |
replication | replikasyon |
mysql | mysql |
regions | bölgeler |
database | veritabanı |
you can | yapabilirsiniz |
and | ve |
databases | veritabanları |
EN This will replicate your data with no impact on database performance and provide disaster recovery from region-wide outages.
TR Bu durumda verileriniz için veritabanı performansını etkilemeyecek bir şekilde replikasyon gerçekleştirilir ve bölge çapındaki kesintilerde olağanüstü durum kurtarma özellikleri kullanılabilir.
inglês | turco |
---|---|
recovery | kurtarma |
your data | verileriniz |
database | veritabanı |
region | bölge |
this | bu |
and | ve |
performance | performans |
EN There are many countries that look very closely at Germany and then replicate the techniques developed here
TR Almanya’yı pürdikkat izleyip daha sonra burada ortaya çıkan teknolojileri taklit eden birçok ülke var
inglês | turco |
---|---|
countries | ülke |
EN Get insights into your competitors’ marketing strategy, learn to avoid their mistakes and replicate their success.
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejisi hakkında bilgi edinin, hatalarından kaçınmayı öğrenin ve başarılarını tekrar edin.
inglês | turco |
---|---|
get | edin |
marketing | pazarlama |
strategy | stratejisi |
success | başarı |
to | hakkında |
EN The Authority and Link Profile Strength scores help you identify the easiest and most powerful competitor links to replicate
TR Otorite ve Bağlantı Profili Gücü puanları, kopyalanması en kolay ve en güçlü rakip bağlantılarını belirlemenize yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
profile | profili |
strength | güç |
competitor | rakip |
powerful | güçlü |
help | yardımcı |
easiest | en kolay |
most | en |
link | bağlantı |
and | ve |
links | bağlantılar |
EN They are also the unit of scalability in Kubernetes: if a container in a pod is getting more traffic than it can handle, Kubernetes will replicate the pod to other nodes in the cluster
TR Bunlar ayrıca Kubernetes'teki ölçeklenebilirlik birimleridir: Bir pod içindeki bir konteyner işleyebileceğinden daha fazla trafik alıyorsa, Kubernetes podu kümedeki diğer düğümlere eşler
inglês | turco |
---|---|
kubernetes | kubernetes |
container | konteyner |
traffic | trafik |
other | diğer |
also | ayrıca |
a | bir |
are | bunlar |
EN Listen to calls anywhere, anytime and provide feedback right inside the conversation. Replicate winning behaviors across your team to hit quota.
TR İstediğiniz yerde, istediğiniz zaman aramaları dinleyin ve konuşmanın içinde geri bildirim sağlayın. Kotayı vurmak için ekibinizde kazanan davranışları çoğaltın.
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlayın |
winning | kazanan |
team | zaman |
calls | aramaları |
feedback | geri bildirim |
right | sağ |
to | geri |
across | için |
and | ve |
EN That allows you to replicate the work you do in the control panel via CLI
TR Bu, kontrol panelinde yaptığınız işi CLI aracılığıyla kopyalamanıza olanak verir
inglês | turco |
---|---|
you | bu |
control | kontrol |
you do | yaptığınız |
cli | cli |
work | iş |
do | işi |
to | aracılığıyla |
EN There are many ways to make a logo design that expresses your brand’s unique identity. You can use the style, colors, and fonts of your logo in numerous creative ways to do so.
TR Bir logo tasarımının, markanızın benzersiz kimliğini yansıtmasını sağlamanın birçok yolu vardır. Logonuzdaki stil, renk ve yazı tiplerini yaratıcı şekillerde kullanarak bunu yapabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
style | stil |
colors | renk |
creative | yaratıcı |
logo | logo |
design | tasarım |
you can | yapabilirsiniz |
unique | benzersiz |
and | ve |
EN In what ways am I powerless over my addiction, and in what ways does it make my life unmanageable?
TR Bağımlılığım üzerinde hangi yönlerden güçsüzüm ve bu hangi yönlerden hayatımı yönetilemez kılıyor?
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
what | hangi |
life | hayat |
in | üzerinde |
does | bu |
EN There are many ways to make a logo design that expresses your brand’s unique identity. You can use the style, colors, and fonts of your logo in numerous creative ways to do so.
TR Bir logo tasarımının, markanızın benzersiz kimliğini yansıtmasını sağlamanın birçok yolu vardır. Logonuzdaki stil, renk ve yazı tiplerini yaratıcı şekillerde kullanarak bunu yapabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
style | stil |
colors | renk |
creative | yaratıcı |
logo | logo |
design | tasarım |
you can | yapabilirsiniz |
unique | benzersiz |
and | ve |
EN There are other ways to get help from Pinterest for a few standard questions relating to those rights. We have listed a number of those ways here:
TR Pinterest'ten bu haklarla ilgili bazı standart sorular konusunda yardım almanın başka yolları da vardır. Aşağıda bu yolları sizin için sıraladık:
inglês | turco |
---|---|
other | başka |
ways | yollar |
help | yardım |
standard | standart |
relating | ilgili |
questions | sorular |
to | bazı |
we | sizin |
EN Here are some of the ways in which we are supporting open science.
TR Açık bilime destek olmakta kullandığımız bazı yöntemler şunlardır.
inglês | turco |
---|---|
supporting | destek |
open | açık |
some | bazı |
EN Link Building for a New Website: 5 Actionable Ways to Get More Backlinks.
TR Yeni Bir Web Sitesi için Link Oluşturma: Daha Fazla Backlink Almak için Uygulayabileceğiniz 5 Yol.
inglês | turco |
---|---|
building | oluşturma |
link | link |
a | bir |
new | yeni bir |
get | almak |
EN At Elsevier, we offer a mix of publishing models to reflect the different ways authors choose to publish articles
TR Elsevier olarak, yazarların makalelerini yayınlamayı tercih ettiği farklı yöntemleri yansıtmak amacıyla birbirinden farklı yayınlama modelleri sunuyoruz
inglês | turco |
---|---|
models | modelleri |
reflect | yansıtmak |
choose | tercih |
elsevier | elsevier |
different | farklı |
publishing | yayınlama |
authors | yazarlar |
we offer | sunuyoruz |
EN Here are 10 ways in which we do that.
TR İşte bunu yapmakta kullandığımız 10 yöntem.
inglês | turco |
---|---|
that | bunu |
EN Here are 10 ways in which we support open access
TR Açık erişime destek olmakta kullandığımız 10 yöntem
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
open | açık |
access | erişime |
EN Unconscious Bias can negatively affect the publishing process in a number of ways, for example:
TR Bilinçsiz Önyargı yayıncılık sürecini olumsuz yönde etkileyebilir, örneğin:
inglês | turco |
---|---|
unconscious | bilinçsiz |
publishing | yayıncılık |
process | sürecini |
of | in |
EN When entering multiple keywords, Keywords Explorer will take 10 of the most popular keywords and generate thousands of ideas in six different ways:
TR Birden fazla anahtar kelime girerken, Anahtar Kelimeler Gezgini en popüler anahtar kelimelerden 10 tanesini alır ve altı farklı yolla binlerce fikir oluşturur:
inglês | turco |
---|---|
popular | popüler |
ideas | fikir |
most | en |
and | ve |
multiple | birden fazla |
different | farklı |
keywords | anahtar |
six | altı |
the | kelimeler |
EN In the literature-heavy field of chemistry, students and researchers require easier ways to access, view and analyse data
TR Literatür yönünden ağır bir alan olan kimyada, öğrenciler ve araştırmacıların verilere erişmek, onları görüntülemek ve analiz etmek için kolay yöntemlere ihtiyacı vardır
inglês | turco |
---|---|
easier | kolay |
literature | literatür |
students | öğrenciler |
and | ve |
researchers | araştırmacılar |
to access | erişmek |
of | in |
data | analiz |
EN There are many ways to support life!
TR Hayata destek olmanın, pek çok yolu var!
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
life | hayata |
support | destek |
many | pek |
to | çok |
EN Run a technical SEO audit whether you are launching a website, moving your website, or looking for ways to improve search performance.
TR İster bir web sitesi başlatıyor, ister web sitenizi taşıyor veya arama performansını iyileştirmenin yollarını arıyor olun, kolayca teknik SEO denetimi yapın.
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
seo | seo |
audit | denetimi |
ways | yollar |
search | arama |
or | veya |
to | yapın |
a | bir |
performance | performans |
EN For a huge website with different ways of hedging, a couple of errors aren't critical. But for your website they can be fatal.
TR Farklı riskten korunma yöntemlerine sahip büyük bir web sitesi için birkaç hata kritik değildir. Ancak web siteniz için ölümcül olabilir.
inglês | turco |
---|---|
huge | büyük |
errors | hata |
critical | kritik |
your website | siteniz |
a | birkaç |
be | olabilir |
but | ancak |
of | in |
your | sahip |
different | farklı |
EN VPN is one of the best ways to gain access or unlock an online game if there are restrictions by country or IP address due to violations of the rules of use
TR VPN, kullanım kurallarının ihlal edilmesinden dolayı ülkede veya IP adresinde sınırlılıklar olması halinde çevrimiçi oyuna erişerek bu kilitleri açmanın en iyi yollarından biridir
inglês | turco |
---|---|
vpn | vpn |
game | oyuna |
ip | ip |
country | ülkede |
online | çevrimiçi |
use | kullanım |
is one | biridir |
ways | yollar |
or | veya |
rules | kurallar |
of | nın |
best | en |
EN 8 Powerful Ways to Use "inurl" in Ahrefs’ Content Explorer
TR Ahrefs İçerik Gezgininde "inurl" Kullanmanın 8 Güçlü Yolu
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
ahrefs | ahrefs |
powerful | güçlü |
EN How to design products and software in repairable, sustainable ways.
TR Ürün ve yazılımların tamir edilebilir ve sürdürülebilir yollarla nasıl tasarlanacağı.
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
software | yazılımları |
how | nasıl |
EN There are many ways to check traffic on website. We recommend using our Website Traffic Checker or Google Analytics tool to check my website traffic and get data.
TR Web sitesinde trafiği kontrol etmenin birçok yolu vardır. Web site trafiğimi kontrol etmek ve veri almak için Web Sitesi Trafik Denetleyicimizi veya Google Analytics aracımızı kullanmanızı öneririz.
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
tool | aracı |
my | mı |
we recommend | öneririz |
data | veri |
traffic | trafik |
or | veya |
analytics | analytics |
and | ve |
get | almak |
many | çok |
check | kontrol |
EN 7 ways Jotform has become more collaborative over the years
TR Bir şirket nasıl büyür: 100 çalışana ulaşma hikayemiz
inglês | turco |
---|---|
years | bir |
the | nasıl |
EN Add new text, rearrange the elements, change the colors and fonts, and exploit your creative potential in many other ways. You're the one who decides what your letterhead will look like!
TR Yeni metin ekleyin, öğeleri yeniden düzenleyin, renkleri ve yazı tiplerini değiştirin ve yaratıcı potansiyelinizden çok daha fazla faydalanın. Antetin nasıl görüneceğine karar veren sizsiniz!
inglês | turco |
---|---|
change | değiştirin |
colors | renkleri |
creative | yaratıcı |
new | yeni |
add | ekleyin |
other | daha fazla |
text | metin |
and | ve |
EN A new approach on a familiar marketing tool — unusual ways to use business cards. Read this and more in our blog!
TR Tanıdık bir pazarlama aracına yeni bir yaklaşım — kartvizit kullanmanın alışılmadık yolları Bu ve daha fazlasını blogumuzdan okuyun!
EN One of the best ways to organically grow your subscriber and viewer base is by forging partnerships with other brands and influencers
TR Abone ve izleyici sayınızı organik bir şekilde arttırmanın en iyi yollarından birisi diğer markalarla ve fikir önderleriyle ortaklık kurmaktır
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
ways | yollar |
and | ve |
the | şekilde |
best | en |
EN The Core P3 is designed for use in three different ways: Wall-mount, vertical, and horizontal placement
TR Core P3 üç farklı şekilde kullanılmak üzere tasarlanmıştır: Duvara montaj, dikey ve yatay yerleştirme
inglês | turco |
---|---|
use | kullan |
vertical | dikey |
horizontal | yatay |
placement | yerleştirme |
core | core |
different | farklı |
and | ve |
the | şekilde |
designed | tasarlanmış |
EN Transportation is an essential and integral part of our lives, and the world is seeking ways to reduce emissions and eliminate fossil-fuels. Therefore, we require cleaner, more sustainable and more energy efficient modes of transport.
TR Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için dünyanın enerji kullanımını ve emisyonlarını azaltması gerekiyor. Elektrik motoru verimliliğini artırmanın ne kadar fark yaratabileceğini öğrenmek için teknik incelemeyi indirin.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
energy | enerji |
emissions | emisyonlarını |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN This sense of "belonging" is established in several ways and extends throughout Fairmont Heritage Place as a private club and a residential community, as well as into Fairmont Hotels & Resorts
TR Bu, "aidiyet" duygusu birçok yolla kurulur ve bir özel kulüp ve rezidans topluluğu olarak Fairmont Heritage Place yanında Fairmont Hotels & Resorts geneline yayılır
inglês | turco |
---|---|
belonging | aidiyet |
fairmont | fairmont |
club | kulüp |
well | yanı |
heritage | heritage |
place | place |
and | ve |
this | bu |
community | topluluğu |
hotels | hotels |
EN We pledge to constantly seek to better the ways in which we impact Mother Earth.
TR Toprak ana üzerindeki etkimizi daha da iyileştirmek için sürekli olarak çaba göstermeye söz veriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
mother | ana |
earth | toprak |
in | da |
constantly | sürekli olarak |
to | için |
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
ways | yollar |
reducing | azaltmak |
environmental | çevresel |
of | in |
to | için |
EN By working with forward-thinking companies, we hope to encourage our guests to support our efforts in a variety of ways
TR İleri görüşlü şirketlerle çalışarak, misafirlerimizi çalışmalarımızı değişik yollarla desteklemeye teşvik etmeyi umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
our | de |
our guests | misafirlerimizi |
to support | desteklemeye |
encourage | teşvik |
working | çalışarak |
EN The investment case for gold, an analysis of gold-backed tokens compared to other ways of owning gold, and gold vs bitcoin.
TR Neden altına yatırım yapmalısınız: Altın temelli jetonların diğer altın yatırım yöntemlerine kıyasla analizi ve altın-bitcoin karşılaştırması.
inglês | turco |
---|---|
investment | yatırım |
gold | altın |
analysis | analizi |
of | ın |
tokens | altı |
compared | kıyasla |
other | diğer |
and | ve |
bitcoin | bitcoin |
to | neden |
EN Creative Ways To Reach Those In Need
TR İhtiyaç Sahiplerine Ulaşmanın Yaratıcı Yolları
inglês | turco |
---|---|
ways | yollar |
creative | yaratıcı |
EN You can reach STGM support in the following ways: i. By accessing documents and videos published on the subject, ii. By communicating directly with STGM, iii. By following the invitations made.
TR STGM desteklerine, aşağıdaki yollarla ulaşabilirsiniz: i. Konuyla ilgili yayınlanan belge ve videolara erişim sağlayarak, ii. STGM ile doğrudan iletişim kurarak, iii. Açılan çağrıları takip ederek.
inglês | turco |
---|---|
stgm | stgm |
documents | belge |
published | yayınlanan |
ii | ii |
directly | doğrudan |
iii | iii |
on | ilgili |
and | ve |
the | aşağıdaki |
EN There are two major ways to start a FOREX trading business - either open a company from scratch or use a white label solution
TR FOREX yatırımlarını yürütebilmek için iki temel yöntem bulunur - sıfırdan bir şirket açmak veya beyaz etiket çözümlerinden faydalanmak
inglês | turco |
---|---|
forex | forex |
open | açmak |
white | beyaz |
label | etiket |
from scratch | sıfırdan |
company | şirket |
or | veya |
a | bir |
two | iki |
EN Ways of carrying the I.T.A.A. message
TR ITAA mesajını taşıma yolları
inglês | turco |
---|---|
ways | yollar |
of | ın |
message | mesaj |
EN While we all suffer from a common disease, it expresses itself in different ways for each of us
TR Hepimiz ortak bir hastalıktan muzdaripken, her birimiz için kendini farklı şekillerde ifade eder
inglês | turco |
---|---|
common | ortak |
we | hepimiz |
different | farklı |
for | için |
EN I feel alive and in communion with the world and my life, and I feel I spend my time in ways that align with my values and bring about a positive impact in the lives of others and of myself
TR Kendimi canlı ve dünyayla ve hayatımla bütünlük içinde hissediyorum ve zamanımı değerlerime uygun ve başkalarının ve kendimin hayatlarında olumlu bir etki yaratan şekillerde harcadığımı hissediyorum
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
bring | de |
positive | olumlu |
impact | etki |
alive | canlı |
and | ve |
others | başkaları |
life | hayat |
with | uygun |
in | içinde |
Mostrando 50 de 50 traduções