EN The bright 500 nit display is easy to see in just about any lighting condition, while the optional ultra-bright 1000 nit View Anywhere® display is easy to see, even in direct sunlight.
EN The bright 500 nit display is easy to see in just about any lighting condition, while the optional ultra-bright 1000 nit View Anywhere® display is easy to see, even in direct sunlight.
TR 500 nit parlak ekranı neredeyse her türlü ışık ortamında görmek kolaydır, opsiyonel ultra parlak 1.000 nit View Anywhere® ekranı güneş ışığında bile kolayca görülebilir.
inglês | turco |
---|---|
bright | parlak |
display | ekran |
optional | opsiyonel |
ultra | ultra |
easy | kolaydır |
anywhere | her |
EN Dear Phemexers, Happy Monday! As the sun shines bright to signal a new start of the week, here at Phemex we too have something bright to share with you. This week, we are giving our Phemex Earn s……
TR Sevgili Phemex kullanıcıları, Kemal Bey'in hayranı mısınız? Kripto dünyası ile ilgili gelişmeleri almak için onun topluluğunun bir parçasıysanız, işte size küçük bir sürpri……
EN Main agricultural products; sugar beet, wheat, rice, vegetables, grapes and olives
TR Başlıca tarım ürünleri; şekerpancarı, buğday, pirinç, sebze, üzüm ve zeytindir
inglês | turco |
---|---|
agricultural | tarım |
wheat | buğday |
products | ürünleri |
and | ve |
EN Plate With Flying Vegetables Logo is great if you're working in Food, Cafe, Restaurant industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Gıda, Kafe, Restoran endüstrisinde çalışıyorsanız Uçan Sebze Logosu Ile Plaka harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
flying | uçan |
if | eğer |
this | bu |
in | da |
template | şablonu |
or | veya |
cafe | kafe |
restaurant | restoran |
team | takım |
a | bir |
with | ile |
EN Fruits and vegetables Website Template
TR Meyve ve sebzeler Web Sitesi Şablonu
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN This applies particularly to eggs (86 percent) and to fruit and vegetables (86 percent)
TR Bu yaklaşım, özellikle de yumurta (yüzde 86) ve sebze-meyve (yüzde 86) için geçerli
inglês | turco |
---|---|
applies | geçerli |
percent | yüzde |
fruit | meyve |
particularly | özellikle |
and | ve |
this | bu |
to | için |
EN Climate-friendly nutrition with regionally grown fruit and vegetables
TR Yerelde yetiştirilen sebze ve meyveyle çevre bilincine uygun beslenme.
inglês | turco |
---|---|
nutrition | beslenme |
and | ve |
with | uygun |
EN Regrow vegetables: If your potatoes have sprouted in the crisper drawer or your spring onions have dried out, don’t chuck them in the compost bin
TR Sebzeyi yeniden yetiştir: Patatesler sebzelikte filizlenmiş, yeşil soğanlar kurumuş mu? Çöpe atmayı gerektiren bir vaka değil bu
EN What mostly ends up in the garbage at the moment? Fruits and vegetables account for the largest share of more than 30 percent
TR Genellikle çöpe atılanlar nelerdir? Yüzde 30’dan büyük bir pay ile meyve ve sebze ilk sırada yer almaktadır
inglês | turco |
---|---|
percent | yüzde |
and | ve |
largest | büyük |
in | ilk |
of | yer |
EN How do you go about realizing your goals in everyday life? I want to take the pressure off the environment by eating only vegetables, regionally produced as far as possible
TR Günlük hayatta hedeflerin yolunda nasıl bir uğraş veriyorsun? Tamamen bitkisel ve mümkün olduğunca yerel gıda maddeleriyle beslenmek suretiyle çevrenin yükünü hafifletmek istiyorum
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
i want | istiyorum |
in | da |
by | suretiyle |
everyday | günlük |
your | ve |
off | bir |
how | nasıl |
EN Customers can expect a wide range of fresh, regional goods – from fruit and vegetables sourced from neighbourhood farmers, to meat, fish and herbs from the rooftop.
TR Müşteriler ise bölgesel taze malları içeren bir mal çeşidi bekliyor: yakındaki çiftçide üretilen meyve sebzeden ete ve çatıda üretilmiş balık ve baharat bitkilerine kadar.
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
regional | bölgesel |
fresh | taze |
goods | mal |
fruit | meyve |
fish | balık |
and | ve |
the | ise |
a | bir |
of | içeren |
to | kadar |
EN And by the way: the EU Commission cancelled the norms for cucumbers and other fruits and vegetables ten years ago.
TR Unutmadan: AB Komisyonu salatalığın yanı sıra diğer sebze ve meyvelere yönelik normları on yıl önce yürürlükten kaldırmış durumda.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
eu | ab |
commission | komisyonu |
other | diğer |
ten | on |
years | yıl |
for | yönelik |
EN Foods like vegetables, tomatoes, ready meals, soups and also pet foods.
TR Sebze, domates, hazır yemek, çorba ve evcil hayvan maması gibi gıdaları.
inglês | turco |
---|---|
foods | gıdalar |
ready | hazır |
and | ve |
EN We also provide food processing expertise and equipment for a broad array of products, from milk and beverages to ice cream, cheese, soups and vegetables.
TR Ayrıca, süt ve içecekten dondurma, peynir, çorbalara ve sebzelere dek geniş bir ürün yelpazesinde kullanılmak üzere gıda prosesi uzmanlığı ve ekipmanı sağlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
broad | geniş |
food | gıda |
milk | süt |
cheese | peynir |
and | ve |
products | ürün |
a | bir |
equipment | ekipmanı |
EN That’s where they can develop new products such as mixed vegetables, beans and tomatoes, refined soups and sauces, both in terms of taste and packaging.
TR Burada hem lezzet hem de paketleme konusunda karışık sebze, fasulye ve domates, rafine çorba ve soslar gibi yeni ürünler geliştirebiliyorlar.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
packaging | paketleme |
products | ürünler |
where | burada |
and | ve |
both | de |
as | gibi |
EN The city which did not have a bright life in the Hellenistic period was rapidly developed in the Roman period with some privileges, marble quarries and quality
TR Helenistik dönemde parlak bir yaşamı olmayan kent Roma döneminde bazı imtiyazlarla, mermer ocaklarının yakınında ve kaliteli olmasıyla hızla gelişmiştir
inglês | turco |
---|---|
city | kent |
bright | parlak |
life | yaşam |
rapidly | hızla |
developed | gelişmiş |
quality | kaliteli |
and | ve |
some | bazı |
have | ya |
a | bir |
period | döneminde |
in | yakınında |
the | olmayan |
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
inglês | turco |
---|---|
refugees | mülteciler |
bright | parlak |
and | ve |
even | bir |
its | in |
result | sonuç |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
buffet | büfe |
breakfast | kahvaltı |
international | uluslararası |
a | bir |
and | ve |
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
inglês | turco |
---|---|
almost | neredeyse |
cabin | kabin |
bright | parlak |
well | iyi |
and | ve |
in | da |
whether | ya |
inside | iç |
wide | geniş |
is | olsun |
with | ile |
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
inglês | turco |
---|---|
refugees | mülteciler |
bright | parlak |
and | ve |
even | bir |
its | in |
result | sonuç |
EN Make sure you do check out our free video stock footage elements you can add instead of images to create a video background and make your page template truly bright and unforgettable
TR Bir video arka planı oluşturmak ve sayfa şablonunuzu gerçekten parlak ve unutulmaz kılmak için resimler yerine ekleyebileceğiniz ücretsiz video stok çekim öğelerimize göz attığınızdan emin olun
inglês | turco |
---|---|
stock | stok |
images | resimler |
background | arka plan |
page | sayfa |
truly | gerçekten |
bright | parlak |
unforgettable | unutulmaz |
free | ücretsiz |
check | göz |
video | video |
of | in |
a | bir |
and | ve |
template | oluşturmak |
to | için |
EN HTML website template and eCommerce bootstrap 4 template has neutral backgrounds and bright inserts
TR HTML web sitesi şablonu ve e-Ticaret önyükleme 4 şablonu, nötr arka planlara ve parlak eklere sahiptir
inglês | turco |
---|---|
html | html |
ecommerce | e-ticaret |
has | sahiptir |
neutral | nötr |
bright | parlak |
template | şablonu |
bootstrap | önyükleme |
and | ve |
EN Blog website templates, these blogs have a strong look and feel - bright design, simple and impressive
TR Blog web sitesi şablonları, bu blogların güçlü bir görünümü ve hissi vardır - parlak tasarım, basit ve etkileyici
inglês | turco |
---|---|
blog | blog |
blogs | bloglar |
bright | parlak |
impressive | etkileyici |
strong | güçlü |
and | ve |
simple | basit |
templates | şablonları |
these | bu |
a | bir |
design | tasarım |
EN The rugged go-anywhere design is at home indoors, outside, in freezers, sub-zero cold and blazing heat, in forklifts and trucks, and even in bright sunshine
TR Sağlam, her yere uygun tasarımı sayesinde evde, kapalı alanlarda, dışarıda, dondurucuda, sıfır derecenin altındaki soğuklarda ve yakıcı sıcaklarda, forkliftlerde ve kamyonlarda ve hatta parlak güneş ışığında bile kullanılabilir
inglês | turco |
---|---|
bright | parlak |
zero | sıfır |
and | ve |
in | da |
the | sayesinde |
design | tasarım |
even | bile |
EN Of course, the platform has room for improvement but the account managers, technical support are surprisingly good at coming up with bright solutions
TR Tabii ki, platformun iyileştirilmesi için yer var ama hesap yöneticileri, teknik destek, parlak çözümler bulmakta şaşırtıcı derecede iyi
inglês | turco |
---|---|
account | hesap |
managers | yöneticileri |
technical | teknik |
bright | parlak |
of course | tabii |
but | ama |
support | destek |
solutions | çözümler |
for | için |
of | in |
the | var |
EN The city which did not have a bright life in the Hellenistic period was rapidly developed in the Roman period with some privileges, marble quarries and quality
TR Helenistik dönemde parlak bir yaşamı olmayan kent Roma döneminde bazı imtiyazlarla, mermer ocaklarının yakınında ve kaliteli olmasıyla hızla gelişmiştir
inglês | turco |
---|---|
city | kent |
bright | parlak |
life | yaşam |
rapidly | hızla |
developed | gelişmiş |
quality | kaliteli |
and | ve |
some | bazı |
have | ya |
a | bir |
period | döneminde |
in | yakınında |
the | olmayan |
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
buffet | büfe |
breakfast | kahvaltı |
international | uluslararası |
a | bir |
and | ve |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
buffet | büfe |
breakfast | kahvaltı |
international | uluslararası |
a | bir |
and | ve |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
buffet | büfe |
breakfast | kahvaltı |
international | uluslararası |
a | bir |
and | ve |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
inglês | turco |
---|---|
enjoy | keyfini |
buffet | büfe |
breakfast | kahvaltı |
international | uluslararası |
a | bir |
and | ve |
EN The resulting taste is a smooth full-bodied spirit, with the warmth of sweet orange spice coupled with an elegant, bright, balanced finish.
TR Sonuç olarak, şık, parlak ve dengeli bir dokunuşla birleşen tatlı portakal baharatının sıcaklığının yanında hoş, güçlü bir tat ortaya çıktı.
inglês | turco |
---|---|
orange | portakal |
bright | parlak |
balanced | dengeli |
elegant | şık |
sweet | tatlı |
a | bir |
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
inglês | turco |
---|---|
almost | neredeyse |
cabin | kabin |
bright | parlak |
well | iyi |
and | ve |
in | da |
whether | ya |
inside | iç |
wide | geniş |
is | olsun |
with | ile |
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
inglês | turco |
---|---|
almost | neredeyse |
cabin | kabin |
bright | parlak |
well | iyi |
and | ve |
in | da |
whether | ya |
inside | iç |
wide | geniş |
is | olsun |
with | ile |
EN The two bright sparks behind Biontech
TR Biontech’in arkasındaki iki beyin
inglês | turco |
---|---|
behind | arkasındaki |
EN In between bizarre red sandstone rocks rise up, glowing bright red in the sunlight
TR Aralarda güneş ışığıyla kızıllaşan renkli kum taşından kayalıklar yükseliyor
EN Acel Decorative Pillow offers an eye-catching aesthetic with its striking patterns and bright velvet fabric
TR Acel Dekoratif Yastık, dikkat çeken desenleri ve parlak kadife kumaşı ile göz alıcı bir estetik sunuyor
inglês | turco |
---|---|
pillow | yastık |
offers | sunuyor |
aesthetic | estetik |
bright | parlak |
velvet | kadife |
eye | göz |
and | ve |
patterns | bir |
EN From A Dark Past to A Bright Future
TR Ağustos Ayı Çevrimiçi Eğitim Takvimi
inglês | turco |
---|---|
a | a |
to | e |
EN Dear Phemexers, It’s time to rekindle your burning passion and light it up with us here at Phemex! Check out our new Limited Time Task, “Deposit Bright” and light up as many boxes as you can ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Haftanın en eğlenceli günü Cuma geldi çattı! Hafta sonuna giriş, ve dolayısıyla en eğlenceli ve en favori gün olan Cuma gününü daha da güzelleştirecek ……
EN Dear Phemexers, Happy start of the new week! As always, Monday is a bright day with Phemex thanks to our new events. Today is no different: as we bring you a special giveaway! You can win up to $5,……
TR Sayın yeni Phemex kullanıcıları, Sizlere yeni bir etkinlik sunmaktan heyecan duyuyoruz! Bu özel etkinlik sadece yeni kullanıcılar içindir ve 7 gün sürecektir. %99’a varan APY’ler kaza……
EN Work your way with a detachable rugged keyboard and touchscreen with an easy-to-see display that’s viewable, even in bright sunlight
TR Çıkarılabilir sağlam klavye ve parlak güneş ışığında bile kolayca okunabilen bir dokunmatik ekranla istediğiniz şekilde çalışın
inglês | turco |
---|---|
keyboard | klavye |
bright | parlak |
easy | kolayca |
and | ve |
even | bir |
to | bile |
EN Bright produces ambient yogurt in the world’s most digital dairy
TR Arla Foods'da artan üretim kapasitesi
EN Bright Dairy in China wanted one solution to integrate all processing and packaging operations in their entire plant
TR Devrim niteliğindeki yeni bir disk grubu tasarımı sayesinde, İsveç'in Vimmerby kentindeki Arla Foods, Tetra Pak markalı iki separatöründe yüzde 40 daha fazla süt işliyor.
inglês | turco |
---|---|
china | çin |
their | in |
to | sayesinde |
EN Discover how Al Rabie shines bright with Tetra Pak® Reflect
TR Al Rabie'nin Tetra Pak® Reflect ile nasıl göz kamaştırdığını keşfedin
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
al | al |
tetra | tetra |
pak | pak |
how | nasıl |
with | ile |
EN Bright Dairy launched the world’s first ambient yoghurt product in 2010
TR Bright Dairy, 2010 yılında dünyanın ilk uzun ömürlü yoğurt ürününü piyasaya sürdü
inglês | turco |
---|---|
yoghurt | yoğurt |
first | ilk |
EN Our fresh, bright hotel fitness center boasts modern cardio machines, weights
TR Otelimizin yeni fitness merkezinde modern kardiyo makineleri, ağırlıklar bulunur
inglês | turco |
---|---|
fresh | yeni |
fitness | fitness |
center | merkezinde |
modern | modern |
machines | makineleri |
Mostrando 50 de 50 traduções