EN From Workshop Type Production to Cellular Production in the Factory with High Production Flexibility
"production will run" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN From Workshop Type Production to Cellular Production in the Factory with High Production Flexibility
TR Yüksek Üretim Esnekliğindeki Fabrikada Atölye Tipi Üretimden Hücresel Üretime
inglês | turco |
---|---|
type | tipi |
cellular | hücresel |
high | yüksek |
EN 1989 Production starts up at a new plant for packaging material in the Republic of Korea. A factory in the north-west of the USA is established for the production of gable-top packages. The total annual production exceeds 51 billion packages.
TR 1989 Kore Cumhuriyeti'nde yeni bir ambalaj malzemesi fabrikasında üretim başladı. Çatılı ambalajların üretimi için ABD'nin kuzey batısında bir fabrika kuruldu. Yıllık toplam üretim 51 milyar ambalajı aştı.
inglês | turco |
---|---|
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
korea | kore |
annual | yıllık |
billion | milyar |
north | kuzey |
west | batısında |
at | nda |
production | üretimi |
of | in |
new | yeni bir |
for | için |
EN Configuration, which saves versions of a container (called snapshots) every time you push the container to production and lets you run those versions concurrently.
TR Konteyneri her üretime aldığınızda versiyonlarını (anlık görüntüler adı verilir) kaydeden ve bu versiyonları eşzamanlı çalıştırmanızı sağlayan Yapılandırma özelliği.
inglês | turco |
---|---|
configuration | yapılandırma |
called | adı |
and | ve |
to | her |
those | bu |
EN Clever coordination between the blender and UHT system means we can eliminate waste on start-up, and production can be run until the premium ingredient is finished
TR Harmanlayıcı ve UHT sistemi arasındaki zekice koordinasyon, başlangıçta israfı ortadan kaldırabileceğimiz ve birinci sınıf bileşen sona erene kadar üretimin yürütülebileceği anlamına gelir
inglês | turco |
---|---|
coordination | koordinasyon |
and | ve |
system | sistemi |
means | anlamına |
run | en |
up | kadar |
between | arasındaki |
EN Zoom Event Services include best-practice consultation on run of show, production set-up and support as well as live event management and moderation
TR Zoom Etkinlik Hizmetleri, gösteri akışı, prodüksiyon kurulumu ve desteğinin yanı sıra canlı etkinlik yönetimi ve moderasyonuyla ilgili en iyi uygulamalar hakkında danışmanlık sağlar
inglês | turco |
---|---|
zoom | zoom |
event | etkinlik |
run | en |
live | canlı |
management | yönetimi |
services | hizmetleri |
best | iyi |
and | ve |
on | ilgili |
support | danışmanlık |
EN Collaboration on your show has never been easier. From creation to post-production to marketing, multiple users can access your workspace to see every stage of production.
TR Şovunuzdaki işbirliği hiç bu kadar kolay olmamıştı. Oluşturmadan üretim sonrası pazarlamaya kadar birden çok kullanıcı, üretimin her aşamasını görmek için çalışma alanınıza erişebilir.
inglês | turco |
---|---|
collaboration | işbirliği |
easier | kolay |
access | erişebilir |
production | üretim |
users | kullanıcı |
EN Using render forest has cut my production time and increased production quality compared to other video solutions we have tried
TR Renderforest, denediğim diğer video çözümleri ile kıyasladığımda, daha kısa sürede daha kaliteli projeler elde etmemi sağladı
inglês | turco |
---|---|
quality | kaliteli |
video | video |
solutions | çözümleri |
other | diğer |
have | elde |
EN Having established the first and only cold rolling mill for stainless steel in Turkey, Posco Assan TST began production in 2013 with an initial investment of 350 million dollars and a yearly production capacity of 300,000 tons
TR Türkiye’nin ilk ve tek paslanmaz çelik soğuk haddeleme tesisine sahip olan Posco Assan TST’nin ilk yatırım maliyeti 350 milyon dolar olup yıllık 300 bin ton üretim kapasitesiyle 2013 yılında üretime başlamıştır
inglês | turco |
---|---|
cold | soğuk |
stainless | paslanmaz |
assan | assan |
investment | yatırım |
million | milyon |
dollars | dolar |
yearly | yıllık |
having | sahip |
production | üretim |
the | olup |
and | ve |
steel | çelik |
first | ilk |
EN If you are in dire need of a crucial part to keep a production line moving, Air Freight will ensure, that you will not miss out on revenue due to a delayed production.
TR Bir üretim hattının çalışmasını sürdürmesi için hayati bir parçaya acil ihtiyaç duyuyorsanız, Hava Taşımacılığı, üretimde gecikme nedeniyle gelir kaybına uğramamanızı sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
air | hava |
production | üretim |
need | ihtiyaç |
of | in |
will | gelir |
a | bir |
EN Two of the government’s broader objectives include establishing Turkey as an automotive production and export hub, as well as launching mass production of an indigenous car brand
TR Hükümetin otomotiv sektörüyle ilgili iki ana hedefi vardır; Türkiye’yi otomotiv üretim ve ihracat merkezi haline getirmek ve yerli otomotiv markasının seri üretimini gerçekleştirmek
inglês | turco |
---|---|
automotive | otomotiv |
export | ihracat |
hub | merkezi |
brand | markasının |
production | üretim |
an | vardır |
and | ve |
EN A New Proposal for Increasing Production Capacity and Energy Saving in Mixed Feed Production
TR Karma Yem Üretiminde Üretim Kapasitesinin Artırılması ve Enerji Tasarrufu Sağlanması için Yeni Bir Öneri
inglês | turco |
---|---|
energy | enerji |
and | ve |
a | bir |
new | yeni bir |
for | için |
EN ASPİLSAN Energy Lithium-Ion Battery Production Facility, which has a closed area of 24 thousand square meters in Kayseri Mimarsinan Organized Industrial Zone, will start mass production in the second half of 2022.
TR Kayseri Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi’nde 24 bin metrekare kapalı alana sahip olan ASPİLSAN Enerji Lityum İyon Pil Üretim Tesisi 2022 yılının ikinci yarısında seri üretime geçiyor olacak.
inglês | turco |
---|---|
kayseri | kayseri |
organized | organize |
industrial | sanayi |
area | bölgesinde |
closed | kapalı |
energy | enerji |
lithium | lityum |
battery | pil |
second | ikinci |
a | olan |
EN In addition: “We support voluntary production partnerships and the transfer of know-how to expand the production capacities for medicines and vaccines worldwide.”
TR Sözleşmede ayrıca, “Dünya genelinde ilaç ve aşı üretim kapasitesini artırmak için gönüllü üretim ortaklıklarını ve bilgi birikimi transferini teşvik ediyoruz” ifadeleri yer alıyor.
EN Collaboration on your show has never been easier. From creation to post-production to marketing, multiple users can access your workspace to see every stage of production.
TR Şovunuzdaki işbirliği hiç bu kadar kolay olmamıştı. Oluşturmadan üretim sonrası pazarlamaya kadar birden çok kullanıcı, üretimin her aşamasını görmek için çalışma alanınıza erişebilir.
inglês | turco |
---|---|
collaboration | işbirliği |
easier | kolay |
access | erişebilir |
production | üretim |
users | kullanıcı |
EN Across the food industry, there’s no bigger challenge than achieving sustainable production. But production processes must be flexible to meet customer needs
TR Gıda endüstrisinde, sürdürülebilir üretimi başarmaktan daha büyük bir zorluk yoktur. Ancak üretim süreçleri müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için esnek olmalıdır
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
challenge | zorluk |
sustainable | sürdürülebilir |
flexible | esnek |
meet | karşılamak |
customer | müşteri |
no | yoktur |
processes | süreçleri |
production | üretimi |
needs | ihtiyaçlarını |
must | olmalıdır |
to | için |
industry | endüstrisinde |
bigger | büyük |
EN Juices, nectars and still drinks (JNSD) are traditionally produced using batch production solutions. Find out how to save money with inline juice production
TR Meyve suları, nektarlar ve gazsız içecekler (JNSD) geleneksel olarak kesikli üretim çözümleri kullanılarak üretilir. Inline meyve suyu üretimi ile nasıl maliyet tasarrufu elde edeceğinizi öğrenin
inglês | turco |
---|---|
traditionally | geleneksel |
inline | inline |
juice | meyve suyu |
solutions | çözümleri |
find out | öğrenin |
and | ve |
production | üretimi |
how | nasıl |
with | ile |
EN 1960 The first production plant for packaging material outside Sweden is started up in Mexico. The production capacity exceeds 1 billion cartons annually.
TR 1960 Ambalaj malzemesi için İsveç'in dışındaki ilk üretim tesisi, Meksika'da faaliyet göstermeye başladı. Üretim kapasitesi yılda 1 milyar karton kutuyu aştı.
inglês | turco |
---|---|
plant | tesisi |
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
capacity | kapasitesi |
billion | milyar |
annually | yılda |
production | üretim |
started | başladı |
first | ilk |
for | için |
EN 1980 In Modena, Italy, an assembly and final testing station for filling machines are constructed. In Portugal, production of packaging material begins in a new factory. The total production of Tetra Pak packages exceeds 30 billion units.
TR 1980 İtalya, Modena'da dolum makineleri için bir montaj ve son test istasyonu inşa edildi. Portekiz'de yeni bir fabrikada ambalaj malzemesi üretimi başladı. Toplam Tetra Pak paket üretimi 30 milyar birimi aştı.
inglês | turco |
---|---|
assembly | montaj |
testing | test |
machines | makineleri |
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
tetra | tetra |
pak | pak |
billion | milyar |
production | üretimi |
and | ve |
of | in |
new | yeni bir |
for | için |
final | son |
EN Three major considerations for ensuring flexibility in plant-based production, compared to standard dairy milk production
TR Standart süt ürünleri üretimine kıyasla, bitki bazlı üretimde esneklik sağlamak için üç ana nokta
inglês | turco |
---|---|
major | ana |
flexibility | esneklik |
compared | kıyasla |
standard | standart |
production | üretimine |
plant | bitki |
based | bazlı |
milk | süt |
to | sağlamak |
for | için |
EN Using render forest has cut my production time and increased production quality compared to other video solutions we have tried
TR Renderforest, denediğim diğer video çözümleri ile kıyasladığımda, daha kısa sürede daha kaliteli projeler elde etmemi sağladı
inglês | turco |
---|---|
quality | kaliteli |
video | video |
solutions | çözümleri |
other | diğer |
have | elde |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Development, testing, and production environments are separated. All changes are peer reviewed and logged for performance, audit, and forensic purposes prior to deployment into the production environment.
TR Geliştirme, test ve üretim ortamları ayrıdır. Tüm değişiklikler eşdüzey kimseler tarafından gözden geçirilir ve üretim ortamında devreye alınmadan önce performans, denetleme ve adli amaçlar doğrultusunda kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
testing | test |
changes | değişiklikler |
performance | performans |
production | üretim |
and | ve |
the | önce |
environments | ortamlar |
all | tüm |
environment | ortamı |
for | amaçlar |
EN Run in-depth website audit based on 130+ checks
TR 130+ kontrole dayalı derinlemesine bir website denetimi çalıştırın
inglês | turco |
---|---|
audit | denetimi |
website | website |
run | çalıştırın |
in | bir |
based | dayalı |
EN “Our overall organic traffic increased sevenfold, with blog traffic making up over 75% of the visits! Semrush allowed us to optimize and run our content strategy without needing an army of SEO experts.”
TR ''Ziyaretlerin %75'ini blog ziyaretleri oluşturuyor ve bununla birlikte ortalama organik trafiğimiz 7 kat arttı. Semrush içerik stratejimizi çalıştırmamıza ve optimize etmemize, herhangi bir SEO uzmanı ordusuna sahip olmadan imkan sağladı.''
inglês | turco |
---|---|
blog | blog |
visits | ziyaretleri |
organic | organik |
semrush | semrush |
content | içerik |
optimize | optimize |
seo | seo |
and | ve |
without | olmadan |
EN “My favorite feature is the PPC analysis tool. It tells me what kinds of PPC ads are being run by a specific domain. It is good to optimize my own PPC strategy!”
TR ''Favori aracım PPC analiz aracı. Belirli bir alan adı için hangi PPC'lerin çalışır durumda olduğunu söylüyor. Kendi PPC stratejimi optimize etmek için iyi bir araç!''
inglês | turco |
---|---|
favorite | favori |
ppc | ppc |
analysis | analiz |
optimize | optimize |
good | iyi |
is | olduğunu |
to | etmek |
domain | alan |
EN We are cautious, reliable, stable and honest.We launched in 1999 and we are in for the long run.
TR Biz temkinli, güvenilir, istikrarlı ve dürüst.1999'da hizmete aldık ve uzun vadede varız.
inglês | turco |
---|---|
reliable | güvenilir |
honest | dürüst |
stable | istikrarlı |
long | uzun |
we | biz |
and | da |
EN Our data enables discovery of great growth opportunities, while workflow and tracking solutions help users run experiments continuously and more accurately measure results.
TR Verilerimiz, büyük gelişme imkanları sunarken, iş akışı ve izleme çözümleri kullanıcıların sürekli olarak deneyler gerçekleştirmesine ve daha doğru sonuçlar elde etmesine imkan sağlar.
inglês | turco |
---|---|
tracking | izleme |
continuously | sürekli |
solutions | çözümleri |
more | daha |
great | büyük |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Monitor your backlink profile and keep it clean for the long run
TR Backlink profilinizi izleyin ve uzun süre boyunca temiz tutun
inglês | turco |
---|---|
backlink | backlink |
clean | temiz |
monitor | izleyin |
long | uzun |
for | boyunca |
and | ve |
EN Never run out of keyword ideas. Keywords Explorer runs on a huge database of more than 7 billion keywords, updated with fresh data every month.
TR Anahtar kelime fikirleriniz hiçbir zaman tükenmesin. Anahtar Kelime Gezgini, her ay taze verilerle güncellenen ve 7 milyardan fazla anahtar kelimeden oluşan büyük bir veritabanı içerir.
inglês | turco |
---|---|
billion | milyardan |
updated | güncellenen |
fresh | taze |
month | ay |
database | veritabanı |
than | ve |
never | hiç |
more | fazla |
huge | büyük |
data | zaman |
a | bir |
of | her |
EN Schedule daily, weekly or monthly crawls for your projects – Site Audit will run these automatically and save each crawl.
TR Projeleriniz için günlük, haftalık veya aylık taramalar planlayın - Site Denetçisi bunları otomatik olarak gerçekleştirecek ve her taramayı kaydedecektir.
inglês | turco |
---|---|
schedule | planlayın |
automatically | otomatik |
site | site |
and | ve |
monthly | aylık |
daily | günlük |
or | veya |
weekly | haftalık |
for | için |
EN We never run discounts and have no plans to offer free trials.
TR Herhangi bir indirim yapmıyoruz ve ücretsiz deneme süreçleri sunmak gibi bir planımız yok.
inglês | turco |
---|---|
free | ücretsiz |
and | ve |
discounts | indirim |
no | yok |
EN More control and more support to run the business.
TR İşletmeyi yönetmek için daha fazla kontrol ve daha çok destek.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
support | destek |
and | ve |
to | için |
EN An average report costs about 800 rows, which means that you can run approximately 6,000 reports per month on our Lite plan
TR Ortalama bir raporun maliyeti yaklaşık 800 satırdır, yani Lite tarifesinde ayda yaklaşık 6.000 rapor çalıştırabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
average | ortalama |
costs | maliyeti |
report | rapor |
that | yani |
per | bir |
about | yaklaşık |
EN Choose from run-of-site advertising, topic sponsorship, e-newsletters and centre of excellence sponsorship to extend your reach even further.
TR Ulaştığınız kişi sayısını daha da artırmak için site geneli reklam, konu sponsorluğu, e-bültenler ve Mükemmeliyet Merkezi sponsorluğu arasından da seçim yapabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
choose | seçim |
advertising | reklam |
centre | merkezi |
site | site |
from | arasından |
of | in |
and | ve |
to | için |
even | da |
EN MACRO's easy-to-use system allows users to quickly input, monitor and run reports on subject data to collect accurate and reliable data for analysis.
TR MACRO?nun kolay kullanılan sistemi kullanıcıların analiz amacıyla doğru ve güvenilir veriler toplaması için denek verileri hakkındaki raporları hızla girebilmesine, takip edebilmesine ve çalıştırabilmesine imkân verir.
inglês | turco |
---|---|
system | sistemi |
monitor | takip |
and | ve |
quickly | hızla |
easy | kolay |
data | verileri |
analysis | analiz |
reports | raporları |
users | kullanıcılar |
reliable | güvenilir |
EN We began 2 livelihood projects in Urfa and Hatay that will help refugees lead independent lives in the long run. With these, the refugees had access to certified vocational and language courses.
TR Mültecilerin kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olan, meslek ve dil kurslarından yararlanma imkanı sunan Geçim Kaynağı Destekleme Projelerimize Urfa ve Hatay’da başladık.
inglês | turco |
---|---|
began | başladı |
refugees | mültecilerin |
courses | kursları |
help | yardımcı |
had | olan |
and | ve |
the | üzerinde |
EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.
TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarım |
disaster | afet |
activities | etkinlikler |
have to | zorunda |
children | çocuklar |
their | ve |
that | hayata |
will | olacak |
conditions | koşullar |
have | ya |
to | için |
EN run any form of auto-responder or "spam" on the Service;
TR Hizmette otomatik yanıtlayıcı veya "spam"ın herhangi bir biçimini çalıştırmak;
inglês | turco |
---|---|
spam | spam |
or | veya |
any | herhangi |
EN Some of our Apps may run advertisements and promotions from third parties on or in connection with the Services or may otherwise provide information or links to third-party products or services on or in connection with the Services
TR Bazı Uygulamalarımız Hizmetlerde veya Hizmetlerle olan bağlantılar üzerinde reklam içerebilir veya ürünlere, hizmetlere veya Hizmetlerle olan bağlantılara bilgi veya bağlantı sağlayabilir
inglês | turco |
---|---|
our apps | uygulamalarımız |
information | bilgi |
products | ürünlere |
links | bağlantılar |
connection | bağlantı |
services | hizmetlere |
or | veya |
apps | uygulamaları |
promotions | reklam |
some | bazı |
Mostrando 50 de 50 traduções