EN As such, you agree to take reasonable precautions and exercise the utmost personal care in all interactions with any individual you come into contact with through the Services, particularly if you decide to meet such individuals in person
EN As such, you agree to take reasonable precautions and exercise the utmost personal care in all interactions with any individual you come into contact with through the Services, particularly if you decide to meet such individuals in person
TR Bu itibarla, Hizmet yoluyla temas ettiğiniz herhangi bir bireyle olan ilişkilerinizde mantık dahilinde önlem anlamayı ve son derece dikkatli olmayı kabul etmektesiniz, özellikle de bu kişilerle şahsen buluşmayı planlıyorsanız
inglês | turco |
---|---|
utmost | son derece |
contact | temas |
and | ve |
the | kabul |
any | herhangi |
exercise | hizmet |
come | bu |
particularly | özellikle |
EN Country music is a broad term, covering a great many styles of music predominantly created in the United States of America - however there are growing traditions of country music elsewhere, particularly in Canada and Australia
TR Country, ABD'nin güneydoğusunda yaşayan beyazlara özgü müzik tarzıdır
inglês | turco |
---|---|
music | müzik |
and | ya |
country | country |
EN They didn’t really love their band name, however, which was a tribute to the original guitarist’s penchant for wearing one particularly loud plaid shirt
TR Kendi tarzlarını zaman içinde bulan grup 8 stüdyo albümü, 4 EP, 4 toplama, bir live albüm, bir VHS, bir DVD ve 20 single çıkarmıştır
inglês | turco |
---|---|
band | grup |
their | ve |
EN Working with a trained mental health practitionerSome members have found it helpful to work with a trained therapist or psychologist, particularly if they have a background in treating addiction
TR Eğitimli bir ruh sağlığı uygulayıcısı ile çalışmakBazı üyeler, özellikle bağımlılık tedavisi konusunda bir geçmişleri varsa, eğitimli bir terapist veya psikolog ile çalışmayı yararlı bulmuşlardır
inglês | turco |
---|---|
mental | ruh |
addiction | bağımlılık |
health | sağlığı |
members | üyeler |
particularly | özellikle |
helpful | yararlı |
or | veya |
if | varsa |
a | bir |
to | konusunda |
with | ile |
EN Around my late teens and particularly in college, I started to try to control my usage, which would lead me to periods of staying away from my problematic behaviors followed by periods of intense binging
TR Geç ergenlik yıllarımda ve özellikle üniversitede, kullanımımı kontrol etmeye başladım, bu da beni sorunlu davranışlarımdan uzak durma dönemlerine ve ardından yoğun aşırı yeme dönemlerine götürecekti
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
started | başladı |
me | beni |
problematic | sorunlu |
intense | yoğun |
late | geç |
particularly | özellikle |
in | da |
control | kontrol |
to | etmeye |
of | ardından |
and | ve |
away | uzak |
usage | kullanım |
EN New entrepreneurs and businesses based on the startup concept particularly tend to use Instagram actively
TR Özellikle yeni girişimcilerin ve startup konsepti ile çalışan işletmelerin Instagram?ı daha aktif kullandığını da belirtmekte fayda var
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
businesses | işletmelerin |
concept | konsepti |
actively | aktif |
and | ve |
EN Particularly, domain extension of each country is a special case to be handled on their own
TR Özellikle her ülkenin domain yönetimi, kendi başlarına ele alınması gereken özel bir durumdur
inglês | turco |
---|---|
domain | domain |
country | ülkenin |
to | her |
own | kendi |
EN So, if you’re not particularly interested in cooking videos or children’s content, but are very interested in Apex legends, you can dive into that category via the tool.
TR Dolayısıyla, özellikle yemek pişirme videolarıyla veya çocuk içerikleriyle ilgilenmiyorsanız, bu karşın Apex efsanelerine çok ilgi duyuyorsanız, bu araçla sayesinde ilgilendiğiniz kategoriye direkt dalabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
interested | ilgi |
cooking | yemek |
tool | araç |
particularly | özellikle |
videos | videoları |
so | dolayısıyla |
or | veya |
EN Raffles Hotels & Resorts is particularly committed to ensuring that each and every person feels welcome in our hotels.
TR Raffles Hotels & Resorts her bir bireyin otellerimizde kendisini iyi karşılanmış hissetmesini sağlamaya özellikle bağlıdır.
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
particularly | özellikle |
to | her |
hotels | hotels |
EN CITROËN’s new approach is particularly well illustrated in the front seats of the C4 Cactus, designed in a sofa spirit to create an ambiance conducive to relaxation and human warmth.
TR CITROËN’ün yeni yaklaşımı, rahatlama ve insan sıcaklığına elverişli bir ortam yaratmak için bir kanepe ruhu içinde tasarlanan C4 Cactus’un ön koltuklarında özellikle iyi bir şekilde gösterilmiştir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
well | iyi |
human | insan |
particularly | özellikle |
approach | yaklaşım |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
designed | için |
in | içinde |
EN The Germans and their forests – read here a little countdown about a particularly emotional relationship.
TR Ormanlar en önemli doğal kaynaklardan. İşte bu nedenle Almanya ormanların korunması için uluslararası çapta angajman gösteriyor.
inglês | turco |
---|---|
germans | almanya |
and | bu |
the | için |
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
inglês | turco |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
process | sürecinde |
particularly | özellikle |
in | sırasında |
and | ve |
EN UNITED NATIONS, New York – Afghanistan has long faced multiple humanitarian crises. Now, the ongoing increased insecurity and instability is only worsening the situation, particularly for women and... Read more
TR BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, New York – Afganistan uzun süredir insani krizlerle karşı karşıya. Artarak devam eden güvensizlik ve istikrarsızlık, özellikle kadınlar ve kız çocukları için durumu daha da... Daha fazla
EN Hundreds of thousands of families in northern Syria are suffering due to the deteriorating health situation in the camps ? particularly with the spread of COVID-19. So need to
TR WATAN, Gaziantep ve Hatay illerinde sivil toplum örgütlerinden 23?ü aşkın katılımcının huzurunda sunulan ?Türkiye?deki İnsani Yardım Kuruluşlarının Çalışmalarında Hukuki Sorunlar? eğitim kursunu tamamladı.
inglês | turco |
---|---|
to | e |
in | deki |
with | aşkın |
of | nın |
EN Projects must conserve, protect, enhance, restore, and/or reconnect habitats within a given landscape that are particularly important for the biodiversity there.
TR Projeler, belirli bir peyzaj içindeki ve oradaki biyolojik çeşitlilik için özellikle önemli olan habitatları korumalı, geliştirmeli, restore etmeli ve/veya yeniden birleştirmelidir.
inglês | turco |
---|---|
projects | projeler |
particularly | özellikle |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
EN Advancement of Community Development, particularly in Rural Areas
TR Özellikle kırsal alanlarda toplumsal kalkınmanın sağlanması,
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
rural | kırsal |
EN This is particularly useful when the organization is looking to introduce new intelligent edge and enterprise mobile applications.
TR Bu bilhassa kuruluş yeni akıllı uç nokta uygulamaları ve kurumsal mobil uygulamaları kullanıma sunmak istediğinde faydalı olan bir özelliktir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
enterprise | kurumsal |
mobile | mobil |
organization | kuruluş |
intelligent | akıllı |
useful | faydalı |
and | ve |
this | bu |
applications | uygulamalar |
is | olan |
EN We are particularly proud of these awards:
TR Aldığımız bu ödüller bizim için büyük gurur kaynağı:
inglês | turco |
---|---|
proud | gurur |
awards | ödüller |
these | bu |
of | in |
we | bizim |
EN Flexo printing, like letterpress printing, is one of the relief printing processes and is used for printing newspapers, books and packaging, particularly for high-quality food packaging.
TR Flekso Baskı, kitap baskısı gibi rölyef baskı yöntemlerinden biri olup gazete, kitap, ambalaj ve özellikle nitelikli gıda ambalajlarının baskısı için kullanılır.
inglês | turco |
---|---|
printing | baskı |
used | kullanılır |
books | kitap |
packaging | ambalaj |
food | gıda |
particularly | özellikle |
the | olup |
and | ve |
for | için |
EN These mechanisms are particularly important for projects in the construction, engineering and infrastructure sectors, where arbitration is a commonly used dispute resolution technique.
TR Bu, müvekkillere farklı hukuk sistemlerinde, doğru desteği alabilme olanağı verir.
inglês | turco |
---|---|
where | farklı |
these | bu |
EN Our support focuses particularly on resolving issues as quickly as possible, so also often includes pre-emptive elements to address and mitigate problems before they arise.
TR Hatta, uyuşmazlıkları daha ortaya çıkmadan ele alıp ve yönetme eğilimindedir.
inglês | turco |
---|---|
to | hatta |
and | ve |
EN These various factors mean Moroğlu Arseven’s capacity for strong advocacy and detailed strategy development are particularly valuable to clients.
TR Esnek ve faydacı bir yaklaşımla strateji ve zamanlamaya ilişkin pratik fikirler ve öneriler üretilir.
inglês | turco |
---|---|
strategy | strateji |
and | ve |
EN The leisure and hospitality industries are particularly fast moving, with heavy competition and economic pressures, compounded by customers who have more options and higher expectations than ever before
TR Eğlence ve konaklama sektörleri; yoğun rekabet ve ekonomik baskıların olduğu, tüketicilerin yüksek beklenti ve bol seçenekle bu duruma katkı sağladığı hızla gelişen alanlardır
inglês | turco |
---|---|
fast | hızla |
competition | rekabet |
economic | ekonomik |
and | ve |
have | bu |
EN Particularly, domain extension of each country is a special case to be handled on their own
TR Özellikle her ülkenin domain yönetimi, kendi başlarına ele alınması gereken özel bir durumdur
inglês | turco |
---|---|
domain | domain |
country | ülkenin |
to | her |
own | kendi |
EN Projects must conserve, protect, enhance, restore, and/or reconnect habitats within a given landscape that are particularly important for the biodiversity there.
TR Projeler, belirli bir peyzaj içindeki ve oradaki biyolojik çeşitlilik için özellikle önemli olan habitatları korumalı, geliştirmeli, restore etmeli ve/veya yeniden birleştirmelidir.
inglês | turco |
---|---|
projects | projeler |
particularly | özellikle |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
EN Our support focuses particularly on resolving issues as quickly as possible, so also often includes pre-emptive elements to address and mitigate problems before they arise.
TR Hatta, uyuşmazlıkları daha ortaya çıkmadan ele alıp ve yönetme eğilimindedir.
inglês | turco |
---|---|
to | hatta |
and | ve |
EN Not only in land vehicles, but also in air (UAV-SHA) and sea vehicles, fuel cell vehicles are particularly convenient technologies for extending the duty term (submarine).
TR Yakıt pilli araçlar sadece kara araçlarında değil hava (İHA-SİHA) ve deniz araçlarında (denizaltı) görev süresini uzatmak için çok elverişli sistemlerdir.
inglês | turco |
---|---|
vehicles | araçlar |
air | hava |
sea | deniz |
fuel | yakıt |
and | ve |
the | değil |
for | için |
EN So, if you’re not particularly interested in cooking videos or children’s content, but are very interested in Apex legends, you can dive into that category via the tool.
TR Dolayısıyla, özellikle yemek pişirme videolarıyla veya çocuk içerikleriyle ilgilenmiyorsanız, bu karşın Apex efsanelerine çok ilgi duyuyorsanız, bu araçla sayesinde ilgilendiğiniz kategoriye direkt dalabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
interested | ilgi |
cooking | yemek |
tool | araç |
particularly | özellikle |
videos | videoları |
so | dolayısıyla |
or | veya |
EN Raffles Hotels & Resorts is particularly committed to ensuring that each and every person feels welcome in our hotels.
TR Raffles Hotels & Resorts her bir bireyin otellerimizde kendisini iyi karşılanmış hissetmesini sağlamaya özellikle bağlıdır.
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
particularly | özellikle |
to | her |
hotels | hotels |
EN Raffles Hotels & Resorts is particularly committed to ensuring that each and every person feels welcome in our hotels.
TR Raffles Hotels & Resorts her bir bireyin otellerimizde kendisini iyi karşılanmış hissetmesini sağlamaya özellikle bağlıdır.
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
particularly | özellikle |
to | her |
hotels | hotels |
EN Raffles Hotels & Resorts is particularly committed to ensuring that each and every person feels welcome in our hotels.
TR Raffles Hotels & Resorts her bir bireyin otellerimizde kendisini iyi karşılanmış hissetmesini sağlamaya özellikle bağlıdır.
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
particularly | özellikle |
to | her |
hotels | hotels |
EN Swissôtel is particularly committed to ensuring that each and every person feels welcome in our hotels.
TR Swissôtel her bir bireyin otellerimizde kendisini iyi karşılanmış hissetmesini sağlamaya özellikle bağlıdır.
inglês | turco |
---|---|
swissôtel | swissôtel |
particularly | özellikle |
to | her |
EN CITROËN’s new approach is particularly well illustrated in the front seats of the C4 Cactus, designed in a sofa spirit to create an ambiance conducive to relaxation and human warmth.
TR CITROËN’ün yeni yaklaşımı, rahatlama ve insan sıcaklığına elverişli bir ortam yaratmak için bir kanepe ruhu içinde tasarlanan C4 Cactus’un ön koltuklarında özellikle iyi bir şekilde gösterilmiştir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
well | iyi |
human | insan |
particularly | özellikle |
approach | yaklaşım |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
designed | için |
in | içinde |
EN CITROËN’s new approach is particularly well illustrated in the front seats of the C4 Cactus, designed in a sofa spirit to create an ambiance conducive to relaxation and human warmth.
TR CITROËN’ün yeni yaklaşımı, rahatlama ve insan sıcaklığına elverişli bir ortam yaratmak için bir kanepe ruhu içinde tasarlanan C4 Cactus’un ön koltuklarında özellikle iyi bir şekilde gösterilmiştir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
well | iyi |
human | insan |
particularly | özellikle |
approach | yaklaşım |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
designed | için |
in | içinde |
EN This applies particularly to eggs (86 percent) and to fruit and vegetables (86 percent)
TR Bu yaklaşım, özellikle de yumurta (yüzde 86) ve sebze-meyve (yüzde 86) için geçerli
inglês | turco |
---|---|
applies | geçerli |
percent | yüzde |
fruit | meyve |
particularly | özellikle |
and | ve |
this | bu |
to | için |
EN What were your first steps in the media world? I realised early on that I was interested in things that most boys of my age were not particularly in to
TR Medya dünyasına attığın ilk adımlar nasıl gerçekleşti? Benim yaşımdaki erkek çocuklarının kesinlikle ilgilenmediği şeylerle ilgilendiğimi çok erken fark ettim
inglês | turco |
---|---|
steps | adımlar |
world | dünyasına |
media | medya |
early | erken |
first | ilk |
to | nasıl |
my | benim |
EN Scoring points for job security and good career opportunities: These German cities are particularly popular among expats.
TR İş güvencesi ve iyi kariyer koşullarıyla puan topluyorlar: Almanya’nın bu kentleri expat’ların gözdesi.
inglês | turco |
---|---|
points | puan |
good | iyi |
career | kariyer |
these | bu |
and | ve |
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
inglês | turco |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
process | sürecinde |
particularly | özellikle |
in | sırasında |
and | ve |
EN On bike you can explore all Germany – inexpensively and in an environmentally friendly way. Here we introduce you to four particularly beautiful bike tours.
TR İsterseniz tüm Almanya’yı bisikletle dolaşabilirsiniz; az masrafla ve çevreye zarar vermeden. Size tanıtmak istediğimiz seçme, güzel mi güzel güzel dört bisiklet rotası var:
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
beautiful | güzel |
you | size |
all | tüm |
four | dört |
EN Transparency is particularly important to the media-makers. If a story isn’t well researched, then the Y-Kollektiv accepts liability. The channels are run by the public service online content network “funk”.
TR Şeffaflık, medya yapımcıları için özel bir önem taşıyor. Y-Kollektiv, ancak iyi araştırılmış hikayelerin arkasında duruyor. Bu kanallar, kamusal kuruluş olan Online-Content-Netzwerk funk tarafından işletiliyor.
inglês | turco |
---|---|
well | iyi |
channels | kanallar |
public | kamusal |
media | medya |
by | tarafından |
to | için |
the | ancak |
EN It becomes particularly clear in the theatre landscape, which can boast around 140 publicly sponsored theatres.
TR Bu, kamusal kuruluşlarca yürütülen 140 tiyatroya sahip tiyatro aleminde özellikle belirginlik kazanıyor.
inglês | turco |
---|---|
theatre | tiyatro |
which | bu |
it | sahip |
particularly | özellikle |
EN This particularly applies in the new federal states
TR Bu, özellikle yeni eyaletler için geçerli
inglês | turco |
---|---|
applies | geçerli |
states | eyaletler |
particularly | özellikle |
new | yeni |
this | bu |
in | için |
EN We found particularly interesting that many projects weren’t initiated by city dwellers who had moved to the country but came directly from the village community
TR Bu bağlamda özellikle ilgi çekici bulduğumuz bir durum, projelerin çoğunun kırsal kesime taşınan şehir sakinleri tarafından değil, doğrudan o köyün sakinleri tarafından başlatılmış olması oldu
inglês | turco |
---|---|
had | bu |
directly | doğrudan |
village | köy |
particularly | özellikle |
city | şehir |
that | o |
but | de |
by | tarafından |
the | değil |
to | bir |
EN The Germans and their forests – read here a little countdown about a particularly emotional relationship.
TR Almanlar ve ormanları: Özel bir duygusal bağın öyküsünü bir geri sayım aracılığıyla anlatıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
germans | almanlar |
emotional | duygusal |
and | ve |
a | bir |
EN Two new rankings name the current top ten. One German company was particularly impressive.
TR İki ayrı dereceleme güncel ilk onu belirliyor. Bir Alman firması özellikle göz dolduruyor.
inglês | turco |
---|---|
company | firması |
particularly | özellikle |
current | güncel |
top | bir |
EN But what is particularly important in Germany? Depending on what country you come from, the cultural differences can be great
TR Ama Almanya’da özellikle önemli olan nedir? Geldiğiniz ülkeye bağlı olarak kültürel farklar az ya da çok olabilir
inglês | turco |
---|---|
cultural | kültürel |
differences | farklar |
particularly | özellikle |
important | önemli |
country | ülkeye |
but | ama |
in | da |
is | olan |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
what | nedir |
EN What are you particularly proud of?
TR Özellikle hangi konuda gurur duyuyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
proud | gurur |
what | hangi |
EN We'd like to introduce you to seven particularly interesting ones:
TR Biz bunlardan çok ilginç yedi tanesini size tanıtıyoruz:
inglês | turco |
---|---|
interesting | ilginç |
you | size |
seven | yedi |
to | çok |
EN The Ruhr area still doesn’t have a particularly good reputation in Germany: the former heart of the European coal and steel industry is looked upon as grey, drab, somehow a little behind the times
TR Ruhr Bölgesi Almanya’da hala pek de iyi bir çağrışım yapmaz: Bir zamanlar Avrupa’nın kömür ve çelik sanayisine ev sahipliği yapan bu havzanın zihinlerdeki karşılığı gri ve ruhsuzdur, zamanın biraz gerisinden gelmektedir
inglês | turco |
---|---|
ruhr | ruhr |
good | iyi |
grey | gri |
times | zaman |
area | bölgesi |
steel | çelik |
and | ve |
a | bir |
have | bu |
EN There is a particularly impressive view of the River Elbe which flows round the Lilienstein in the shape of an omega
TR Özellikle, Lilienstein bölgesinin etrafından bir omega harfi gibi akan Elbe Nehri'ne bakış çok etkileyici
inglês | turco |
---|---|
impressive | etkileyici |
elbe | elbe |
view | bakış |
a | bir |
the | gibi |
Mostrando 50 de 50 traduções