EN Be it miscommunication or a mismatch between your needs and their style, the outcome is a wasted budget
EN Be it miscommunication or a mismatch between your needs and their style, the outcome is a wasted budget
TR İletişim konusundaki aksaklıklar ya da ihtiyaçlarınız ile onların tarzları arasında uyumun yaklalanamaması gibi durumlarda, paranızı boşa harcamış olursunuz
inglês | turco |
---|---|
needs | ihtiyaç |
between | arası |
the | gibi |
their | ile |
EN Effective management and equitable governance to deliver bold conservation outcome.
TR Koruma sağlamak için etkin yönetim ve adil yönetişim.
inglês | turco |
---|---|
effective | etkin |
conservation | koruma |
management | yönetim |
and | ve |
to | sağlamak |
EN 10.3. Ensure equal opportunity and reduce inequalities of outcome, including by eliminating discriminatory laws, policies and practices and promoting appropriate legislation, policies and action in this regard
TR 10.3. Ayrımcılığa dayalı yasaların, politikaların ve uygulamaların ortadan kaldırılması ve bu bağlamda uygun mevzuatın, politikaların ve eylemlerin desteklenmesi yoluyla eşit fırsatlar sunulması ve eşitsizliklerin azaltılması
inglês | turco |
---|---|
discriminatory | ayrımcı |
laws | yasaları |
policies | politikalar |
this | bu |
and | ve |
including | e |
equal | eşit |
practices | uygulamalar |
of | ın |
EN Automated video production saves your time and keeps broadcast quality outcome for your end users.
TR Otomatik video üretimi; zamandan tasarruf etmenizi ve son kullanıcılarınız için yayın kalitesinde ürünler elde etmenizi sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
video | video |
time | zamandan |
production | üretimi |
saves | tasarruf |
for | için |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Non-Winners shall not be contacted of the outcome of the Prize Draw
TR Kazanamayanlara Ödül Çekilişi’nin sonucu bildirilmeyecektir
EN Effective management and equitable governance to deliver bold conservation outcome.
TR Koruma sağlamak için etkin yönetim ve adil yönetişim.
inglês | turco |
---|---|
effective | etkin |
conservation | koruma |
management | yönetim |
and | ve |
to | sağlamak |
EN Now the new chancellor is named Olaf Scholz, and he is a member of the Social Democratic Party of Germany (SPD) – a surprise outcome that hardly anyone would have believed possible just a few weeks before the election
TR Şimdi yeni şansölyenin adı Olaf Scholz, ve SPD üyesi; seçimlere sadece birkaç hafta kala pek kimsenin inanmadığı bir sürpriz
inglês | turco |
---|---|
scholz | scholz |
spd | spd |
new | yeni |
and | ve |
member | üyesi |
a | birkaç |
the | sadece |
EN How the international media commented on the outcome of the German general elections and what they expect of Angela Merkel.
TR 140 karakterlik tebrikler: Uluslararası siyasetçilerin genel seçimlere ilişkin sosyal medya yorumları.
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
general | genel |
international | uluslararası |
EN Blackjack offers players a variety of betting options both during the game and on the outcome
TR Blackjack'te oyunculara hem oyun sırasında hem oyun sonuçu için birkaç bahis seçeneği sunulur.
inglês | turco |
---|---|
betting | bahis |
of | in |
during | sırasında |
a | birkaç |
game | oyun |
EN The decision to go or not to go is our predicted outcome, or y-hat
TR Gitme veya gitmeme kararı, öngörülen sonucumuz, yani y-hat'imiz
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
or | veya |
EN Now, we need to assign some weights to determine importance. Larger weights signify that particular variables are of greater importance to the decision or outcome.
TR Şimdi, önemi belirlemek için bazı ağırlıkları atamamız gerekiyor. Daha büyük ağırlıklar, belirli değişkenlerin karar ya da sonuç için daha büyük önem taşıdığı anlamına gelir.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
need | gerekiyor |
of | in |
larger | daha büyük |
some | bazı |
EN y-hat is the predicted outcome,
TR y-şapka tahmin edilen sonuçtur,
EN Be it miscommunication or a mismatch between your needs and their style, the outcome is a wasted budget
TR İletişim konusundaki aksaklıklar ya da ihtiyaçlarınız ile onların tarzları arasında uyumun yaklalanamaması gibi durumlarda, paranızı boşa harcamış olursunuz
inglês | turco |
---|---|
needs | ihtiyaç |
between | arası |
the | gibi |
their | ile |
EN Our design tool will guarantee a smooth creation process and a spotless outcome.
TR Tasarım aracımız, sorunsuz bir yaratma süreci ve kusursuz bir sonuç vaat ediyor.
inglês | turco |
---|---|
tool | aracı |
smooth | sorunsuz |
process | süreci |
design | tasarım |
a | bir |
and | ve |
Mostrando 14 de 14 traduções