EN HIPAA and HITECH together establish a set of federal standards intended to protect the security and privacy of PHI
"hitech together establish" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN HIPAA and HITECH together establish a set of federal standards intended to protect the security and privacy of PHI
TR HIPAA ve HITECH birlikte, PHI'nın güvenliğini ve gizliliğini koruma amaçlı bir dizi federal standart belirler
inglês | turco |
---|---|
hipaa | hipaa |
federal | federal |
and | ve |
set | dizi |
security | güvenliğini |
a | bir |
protect | güvenli |
to | birlikte |
privacy | koruma |
EN AWS also supports more security standards and certifications than any other cloud provider, including PCI-DSS, HIPAA/HITECH, FedRAMP, GDPR, FIPS 140-2, and NIST800-171.
TR AWS ayrıca PCI-DSS, HIPAA/HITECH, FedRAMP, GDPR, FIPS 140-2 ve NIST800-171 dahil olmak üzere diğer tüm bulut sağlayıcılarından daha fazla güvenlik standardını ve sertifikasını destekler.
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
security | güvenlik |
provider | sağlayıcı |
hipaa | hipaa |
fedramp | fedramp |
gdpr | gdpr |
fips | fips |
aws | aws |
other | diğer |
cloud | bulut |
and | ve |
including | dahil |
EN For more information about how HIPAA and HITECH protect health information, see the Health Information Privacy webpage from the US Department of Health and Human Services.
TR Sağlık bilgilerinin HIPAA ve HITECH ile nasıl korunduğu hakkında daha fazla bilgi için, ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı'nın Sağlık Bilgilerinin Gizliliği web sayfasına bakın.
inglês | turco |
---|---|
hipaa | hipaa |
health | sağlık |
privacy | gizliliği |
webpage | web |
services | hizmetler |
information | bilgi |
us | abd |
and | ve |
about | hakkında |
how | nasıl |
of | in |
for | için |
EN AWS provides a reliable, scalable, and inexpensive computing platform that can support healthcare customers' applications in a manner consistent with HIPAA, HITECH, and HITRUST CSF.
TR AWS, sağlık hizmetleri müşterilerinin uygulamalarını HIPAA, HITECH ve HITRUST CSF ile uyumlu bir şekilde destekleyen güvenilir, ölçeklenebilir ve makul fiyatlı bir bilişim platformu sunar.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
provides | sunar |
platform | platformu |
customers | müşterilerinin |
hipaa | hipaa |
scalable | ölçeklenebilir |
reliable | güvenilir |
healthcare | sağlık |
a | bir |
and | ve |
applications | uygulamalar |
support | destekleyen |
EN Health Information Technology for Economic and Clinical Health Act (HITECH) expanded the HIPAA rules in 2009
TR Ekonomik ve Klinik Sağlık İçin Sağlık Bilgileri Teknolojisi Yasası (HITECH), 2009 yılında HIPAA kurallarını genişletmiştir
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
information | bilgileri |
technology | teknolojisi |
economic | ekonomik |
clinical | klinik |
hipaa | hipaa |
in | yılında |
act | yasası |
and | ve |
rules | kurallar |
EN HIPAA and HITECH impose requirements related to the use and disclosure of PHI, appropriate safeguards to protect PHI, individual rights, and administrative responsibilities.
TR HIPAA ve HITECH, PHI'nın kullanımı ve ifşasıyla ilgili gereksinimler, PHI'yı korumaya yönelik uygun önlemler, kişisel haklar ve yönetimle ilgili sorumluluklar getirir.
inglês | turco |
---|---|
hipaa | hipaa |
and | ve |
rights | haklar |
the | kişisel |
use | kullanımı |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
inglês | turco |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
inglês | turco |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN We will go into the matter together and go out together.
TR Meselenin içine birlikte girip, birlikte çıkacağız.
inglês | turco |
---|---|
together | birlikte |
into | içine |
EN The cooperative is an enterprise where volunteers come together and work together in line with economic, social, and cultural needs, and there are 7 universal principles of cooperatives.
TR Kooperatifler temel olarak, gönüllü kişilerin bir araya gelerek, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda birlikte çalıştıkları işletmelerdir ve kooperatifçiliğin 7 evrensel ilkesi bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
cultural | kültürel |
needs | ihtiyaç |
universal | evrensel |
and | ve |
work | iş |
of | in |
EN We draw our strength from being together and elevating each other because WE are Stronger Together.
TR Biz gücümüzü beraber olmaktan, birbirimizi yüceltmekten alıyoruz çünkü BİZ Birlikte Güçlüyüz.
inglês | turco |
---|---|
strength | güç |
because | çünkü |
we | biz |
together | birlikte |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN Dear Phemexers, The friends who trade crypto together, stay together! Here at Phemex we are all about the good times, so here’s extra rewards on us. Invite your friends and earn up to $100 just b……
TR Değerli kullanıcılarımız, Phemex TR mobil uygulamamızı hayata geçirdiğimizi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Hiç olmadığı kadar düşük ücretlerle kripto satın alımı……
EN The Play Together feature will no longer be available. You will not be able to start a Play Together session from Party screen. You can continue creating parties, and talking to your friends through the Party.
TR Birlikte Oynama özelliği artık kullanılamayacak. Grup ekranından bir Birlikte Oynama oturumunu başlatamayacaksınız. Grup oluşturmaya ve Grup üzerinden arkadaşlarınızla konuşmaya devam edebilirsiniz.
EN The output may be customized by passing one or more of the following constants bitwise values summed together in the optional flags parameter. One can also combine the respective constants or bitwise values together with the bitwise or operator.
TR İsteğe bağlı bu bağımsız değişkende aşağıdaki sabitlerin bitsel değerlerinin toplamı belirtilerek işlevin çıktısı özelleştirilebilir. Bu sabitleri veya bitsel değerlerini bitsel VEYA işleci ile birleştirerek belirtebilirsiniz.
EN You may not establish terms beyond those set forth in these Terms of Use to govern the use of the Page you administer.
TR Yönettiğiniz Sayfanın kullanımının kurallarını düzenlemek için bu Kullanım şartlarında belirtilenler dışında şartlar belirleyemezsiniz.
inglês | turco |
---|---|
the use of | kullanımının |
these | bu |
terms | şartlar |
of | in |
use | kullanım |
to | için |
EN We'll identify your top influencers and then connect you with them, helping you establish promotional partnerships and brand-to-brand collaborations that will take your channel to the next level.
TR Biz sizin en önde gelen fikir önderlerinizi belirleyeceğiz ve ardından kanalınızı bir üst seviyeye getirecek geliştirici ortaklıklar ve markadan markaya işbirliği kurmanıza yardım ederek onlarla bağlantı kuracağız.
inglês | turco |
---|---|
helping | yardım |
partnerships | ortaklıklar |
level | seviyeye |
brand | markaya |
connect | bağlantı |
channel | kanal |
and | ve |
top | en |
the | sizin |
EN However, she proceeded to establish herself in popular music
TR 1992’de yine Sezen Aksu’nun desteğiyle ilk albümü ‘Sakin ol’u çıkardı
inglês | turco |
---|---|
however | yine |
in | ilk |
EN Purpose of this special day is to inspire more active participation in the civil society sector and encourage expansion of cooperation NGOs establish among each other and with public and private sectors
TR Bu özel günün amacı, sivil toplum sektörüne daha aktif bir katılım sağlanması için ilham vermek ve STK'ların hem kendi aralarının, hem de kamu ve özel sektör ile kurdukları ortaklık alanlarının genişlemesini teşvik etmek
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
participation | katılım |
civil | sivil |
encourage | teşvik |
purpose | amacı |
society | toplum |
this | bu |
public | kamu |
day | gün |
and | ve |
sector | sektör |
among | bir |
of | in |
the | özel |
EN Sleeping 8 hours each night, going to bed and waking up at the same time every day, and morning and night routines can help establish better sleep habits.
TR Her gece 8 saat uyumak, her gün aynı saatte yatmak ve uyanmak, sabah ve gece rutinleri daha iyi uyku alışkanlıklarının oluşmasına yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
night | gece |
and | ve |
morning | sabah |
can | olabilir |
help | yardımcı |
hours | saat |
sleep | uyku |
better | daha iyi |
to | her |
the | aynı |
day | gün |
EN It’s important to talk about issues of safety before they arise and establish a protocol for how the group would like to handle inappropriate behavior, should it occur
TR Güvenlik sorunları hakkında ortaya çıkmadan önce konuşmak ve grubun uygunsuz davranışı nasıl ele alacağına dair bir protokol oluşturmak önemlidir
inglês | turco |
---|---|
safety | güvenlik |
protocol | protokol |
group | grubun |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranışı |
important | önemlidir |
issues | sorunları |
to talk | konuşmak |
about | hakkında |
and | ve |
how | nasıl |
EN Groups may establish a service role to support meeting participants who have been affected by inappropriate behavior, and/or to address those who have acted inappropriately.
TR Gruplar, uygunsuz davranışlardan etkilenen toplantı katılımcılarını desteklemek ve/veya uygunsuz davrananları ele almak için bir hizmet rolü oluşturabilir.
inglês | turco |
---|---|
groups | gruplar |
participants | katılımcılar |
affected | etkilenen |
behavior | davranış |
meeting | toplantı |
service | hizmet |
and | ve |
inappropriate | uygunsuz |
role | rol |
to support | desteklemek |
or | veya |
to | için |
a | bir |
EN Whether you are an artist, a solo musician, a DJ, or an entrepreneur, a personal website can help you promote your services and establish your public image
TR Eğer bir sanatçı, müzisyen, DJ ya da girişimci iseniz kişisel bir web sitesi ile hizmetlerinizi tanıtabilir ve kendi imajınızı oluşturabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
artist | sanatçı |
whether | ya |
a | bir |
personal | kişisel |
and | ve |
EN Genuine and appealing slideshows are a great way to establish trust with your audience. They share your emotions with the viewer, thus strengthening your relationship with them.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
great | harika |
trust | güvenini |
your audience | kitlenizin |
to | alıcı |
a | bir |
and | ve |
EN Our platform gives startups affordable access to branding solutions, helping them grow and establish themselves in the market
TR Startuplara markalama çözümlerine makul fiyatlar karşılığında erişim imkanı sunan platformumuz, onların piyasada büyümesine ve tutunmasına yardımcı oluyor
inglês | turco |
---|---|
gives | sunan |
access | erişim |
branding | markalama |
them | onları |
the | onların |
and | ve |
EN In this way, you can discover common interests more easily and establish new collaborations.
TR Bir profile girdiğiniz zaman kişi ya da şirketle alakalı olarak karşınıza çok fazla done çıkacaktır.
inglês | turco |
---|---|
new | zaman |
in | da |
more | fazla |
EN Upon purchasing this service, our expert will create you a strategy to acquire the domain name {0}. We establish contact with the domain name owner and negotiate on your behalf.
TR Bu hizmeti satın almanız durumunda, uzmanımız {0} adresini satın almanız için bir strateji oluşturur.
inglês | turco |
---|---|
purchasing | satın |
service | hizmeti |
strategy | strateji |
this | bu |
expert | uzman |
to | için |
create | oluşturur |
a | bir |
EN Security professionals are configured to use the certificate audit tool in some situations: - Establish security basics with a real-time, comprehensive overview of SSL certificates and termination endpoints on the entire network
TR Güvenlik uzmanları, sertifika denetim aracını bazı durumlarda kullanmak için yapılandırılır: - Tüm ağdaki SSL sertifikalarına ve sonlandırma uç noktalarına gerçek zamanlı, kapsamlı bir genel bakışla güvenlik temellerini oluşturmak
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
professionals | uzmanlar |
audit | denetim |
tool | aracı |
situations | durumlarda |
overview | genel bakış |
ssl | ssl |
network | ağ |
real | gerçek |
time | zamanlı |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
certificate | sertifika |
certificates | sertifikaları |
of | in |
a | bir |
to use | kullanmak |
some | bazı |
the | oluşturmak |
EN You can also use AWS Control Tower to establish cross-account security audits, or manage and view policies applied across accounts.
TR Ayrıca, hesaplar arası güvenlik denetimleri belirlemek veya hesaplar arasında uygulanan politikaları yönetmek ve görmek için AWS Control Tower’ı kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
security | güvenlik |
audits | denetimleri |
manage | yönetmek |
policies | politikalar |
applied | uygulanan |
accounts | hesaplar |
control | control |
or | veya |
and | ve |
to | görmek |
EN Trusting remote workers is different from implicitly trusting the technology used. Lose misconceptions around Zero Trust and establish Zero Trust issues.
TR Bu, güvenlik açısından oldukça kritik bir ifadedir. “5G için hazır” ürün ve teknolojilerin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Mobil Servis Sağlayıcıları, kapasite ve performans ?
inglês | turco |
---|---|
trust | güvenlik |
and | ve |
different | bir |
around | için |
EN For me postcards are the perfect tool to establish a personal relationship with my clients
TR Benim için kartpostallar müşterilerimle kişisel ilişkiler kurmak mükemmel bir araç ve tam da bu yöntemle rakiplerimden öne çıkıyorum
inglês | turco |
---|---|
perfect | mükemmel |
the | araç |
personal | kişisel |
a | bir |
my | benim |
EN Similar to its previous achievements in providing medical services through its health centres, WATAN has worked in cooperation with the Aleppo Health Directorate and the Global Health Directorate, to establish a new
TR Mobil kliniklerin uzak ve ulaşılması zor kamplarda tıbbi hizmetler sağlamada yarattığı olumlu etki nedeniyle, WATAN, Molham Gönüllülük Ekibi ile ortaklaşa, tıbbi hizmetlerin kapsamını genişletmek için yeni bir mobil klinik kurdu.
inglês | turco |
---|---|
medical | tıbbi |
watan | watan |
and | ve |
services | hizmetler |
previous | bir |
to | için |
new | yeni bir |
EN Purpose of this special day is to inspire more active participation in the civil society sector and encourage expansion of cooperation NGOs establish among each other and with public and private sectors
TR Pandemi kısıtlamaları sonucu neredeyse bir yıldır devam eden uzaktan eğitime kırılgan gruplar ulaşmakta zorlanırken; geçici koruma kaydı bulunmayan çocuklar içinse uzaktan ya da yüz yüze, okula gitmek ulaşılması zor bir hayal
inglês | turco |
---|---|
in | da |
among | bir |
to | e |
EN A digital mechanism will be developed by creating a network of social cooperatives that will enable social cooperatives to establish communication and cooperation among themselves.
TR Sosyal kooperatiflerin aralarında iletişim ve iş birliği kurmasını sağlayacak bir sosyal kooperatifler ağı oluşturularak dijital bir mekanizma geliştirilecektir.
inglês | turco |
---|---|
network | ağı |
social | sosyal |
communication | iletişim |
and | ve |
digital | dijital |
EN Roundtable meetings will be held in project implementation provinces to establish communication between social cooperatives and public authorities.
TR Sosyal kooperatifler ile kamu yetkilileri arasındaki iletişimi kurmak amacıyla proje uygulama illerinde yuvarlak masa toplantıları yapılacaktır.
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
implementation | uygulama |
communication | iletişimi |
social | sosyal |
public | kamu |
meetings | toplantılar |
EN Thus, we aim to establish and develop nonviolent bonds between the individual and the organization
TR Böylece bireyle örgüt arasında şiddetsiz bağlar kurulmasını ve bunun gelişimini sağlamayı amaçlıyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
to | böylece |
between | arası |
the | arasında |
EN Able to establish relationships with people from different cultures impartially and without discrimination,
TR Farklı kültürlerden kişilerle yansız ve ayrımcılık yapmadan ilişki kurabilen,
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
discrimination | ayrımcılık |
different | farklı |
EN So, what is a commercial enterprise? Which legislation it is subject to? What is needed to establish a commercial enterprise? We compiled the answers to these and other similar questions under an information note.
TR Peki, iktisadi işletme nedir? Hangi mevzuata tabidir? İktisadi işletme kurmak için neler gerekir? Bu ve benzer soruların yanıtlarını bir bilgi notunda toparladık.
inglês | turco |
---|---|
commercial | işletme |
enterprise | iş |
similar | benzer |
information | bilgi |
subject to | tabidir |
these | bu |
and | ve |
questions | sorular |
to | için |
a | bir |
answers | yanıtlar |
what | nedir |
EN 17.15. Respect each country’s policy space and leadership to establish and implement policies for poverty eradication and sustainable development
TR 17.15. Her ülkenin yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir kalkınma için politikalar oluşturması ve uygulaması amacıyla politik alanı ve liderliğine saygı duyulması
inglês | turco |
---|---|
policies | politikalar |
sustainable | sürdürülebilir |
development | kalkınma |
respect | saygı |
and | ve |
space | alan |
EN Through an investment worth 800 million dollars, the company will establish a factory in Karasu, Sakarya
TR Şirket, 800 milyon dolar yatırımla Sakarya Karasu’da bir fabrika kuracak
inglês | turco |
---|---|
million | milyon |
dollars | dolar |
a | bir |
EN Ecosystem collaboration: You can create relationships with PartnerConnect resellers and establish new routes to market.
TR Ekosistem işbirliği: PartnerConnect satış bayileri ile ilişkiler kurun ve pazara giriş için yeni kanallar oluşturun.
inglês | turco |
---|---|
ecosystem | ekosistem |
collaboration | işbirliği |
relationships | ilişkiler |
new | yeni |
partnerconnect | partnerconnect |
create | oluşturun |
and | ve |
market | pazara |
to | için |
with | ile |
EN The firm has broad experience advising on consulting, services and outsourcing agreements, helping customers and service providers alike to establish long-lasting relationships, as well as resolve related conflicts.
TR Moroğlu Arseven’in bu alandaki bilgi birikimi; müşterilere ve hizmet sağlayıcılarına kalıcı ilişkiler kurabilme ve anlaşmazlıkları çözebilmeleri için destek sağlar.
inglês | turco |
---|---|
experience | bilgi |
customers | müşterilere |
relationships | ilişkiler |
lasting | kalıcı |
has | bu |
and | ve |
service | hizmet |
helping | destek |
to | için |
EN Moroğlu Arseven has significant experience helping clients to establish, manage and terminate their distribution, franchising and agency arrangements in Turkey
TR Moroğlu Arseven; Türkiye’de franchising ve distribütörlük sözleşmeleri akdedilmesine, bunların yönetilmesine ve feshedilmesine yönelik büyük deneyim sahibidir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
experience | deneyim |
and | ve |
to | yönelik |
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
work | çalışma |
and | ve |
other | farklı |
EN Intellectual property advice is tightly integrated with other practice areas, assisting clients to establish, protect and commercialise their intellectual property assets from the earliest possible stage
TR Fikri mülkiyet ekibi, müvekkillerin fikri mülkiyet kapsamındaki varlıklarını oluşturmalarına, korumalarına ve ticarileştirilmelerine yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
property | mülkiyet |
clients | müvekkillerin |
is | olur |
assets | varlıklar |
and | ve |
EN Moroğlu Arseven has a significant track record supporting clients to establish, maintain and terminate distribution networks, including all related negotiation and dispute resolution.
TR Moroğlu Arseven müvekkillerin dağıtım ağları oluşturması, sürdürmesi ve sonlandırması konularına yönelik, her türlü müzakere ve uyuşmazlık çözümü süreçleriyle ilgili son derece deneyimlidir.
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
clients | müvekkillerin |
distribution | dağıtım |
related | ilgili |
dispute | uyuşmazlık |
resolution | çözümü |
and | ve |
including | da |
EN Have an impact on how your customers view your brand. Design your professional catering service logo to establish a strong brand image.
TR Müşterilerin markanıza bakışını etkileyin. Profesyonel catering hizmeti logonuzu tasarlayın ve güçlü bir marka imajı oluşturun.
inglês | turco |
---|---|
your | ve |
customers | müşterilerin |
professional | profesyonel |
service | hizmeti |
strong | güçlü |
brand | marka |
design | tasarlayın |
logo | logonuzu |
a | bir |
EN The DoD Cloud Computing SRG leverages the FedRAMP program as a means to establish a standardized approach for the DoD to assess cloud service providers (CSPs).
TR DoD Bulut Bilişim SRG, DoD'nin bulut hizmeti sağlayıcılarını (CSP) değerlendirirken standart bir yaklaşım oluşturmak için FedRAMP programından yararlanır.
inglês | turco |
---|---|
dod | dod |
cloud | bulut |
fedramp | fedramp |
approach | yaklaşım |
service | hizmeti |
program | programı |
a | bir |
the | oluşturmak |
EN Establish Government and Industry Consultative Forums for cyber security
TR Siber güvenlik için Devlet ve Sanayi Danışma Forumlarının kurulması
inglês | turco |
---|---|
government | devlet |
industry | sanayi |
security | güvenlik |
and | ve |
for | için |
cyber | siber |
Mostrando 50 de 50 traduções