EN The Freedom of Belief Initiative Call to Report Hate Crimes Based on Religion, Belief or Non-Belief
EN The Freedom of Belief Initiative Call to Report Hate Crimes Based on Religion, Belief or Non-Belief
TR Sürdürülebilir Kalkınma ve Girişimcilik Derneği Sosyal Projeler Alanında Yer Alacak Stajyer Arıyor
inglês | turco |
---|---|
of | yer |
EN The Freedom of Belief Initiative (IOG) continues to monitor hate crimes based on religion, belief,…
TR Sürdürülebilir Kalkınma ve Girişimcilik Derneği (SURKALGIRDER) sosyal proje çalışmalarında…
EN An Investigation of the Belief About Old Age and Factors Affecting the Belief About Old Age
TR Yaşlılık İnancı ve Yaşlılık İnancını Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
age | yaş |
affecting | etkileyen |
and | ve |
EN In 1832, 30,000 people marched to the Schlossberg hill for the 'Hambach Festival' demanding political participation, freedom of assembly, freedom of the press and freedom of speech
TR 1832’de şatonun bulunduğu tepede yapılan “Hambach Festivali”ne 30.000 kişi gelerek politik katılım hakkı, toplantı, basın ve düşünce özgürlüğü talep ettiler
inglês | turco |
---|---|
people | kişi |
festival | festivali |
political | politik |
participation | katılım |
of | ın |
press | basın |
and | ve |
EN Freedom of Belief Initiative, as a human rights project carried out by the Norwegian Helsinki…
TR Derneğimiz bünyesinde tam zamanlı görevlendirmek üzere proje koordinatörü ve proje asistanı arıyoruz
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
EN The World Press Freedom Index aims to gauge this press freedom
TR Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi, işte bu basın özgürlüğünü ölçmeye çalışıyor
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
press | basın |
index | endeksi |
this | bu |
EN Independent journalism: how the coronavirus crisis affects press freedom, and how Germany is supporting freedom of the press.
TR Bağımsız gazetecilik: Korona krizinin basın özgürlüğünü nasıl etkilediği ve Almanya’nın basın özgürlüğüne yönelik çabaları üzerine.
inglês | turco |
---|---|
independent | bağımsız |
journalism | gazetecilik |
coronavirus | korona |
press | basın |
and | ve |
how | nasıl |
of | yönelik |
EN Freedom of the press and freedom of reporting by means of broadcasts and films shall be guaranteed. There shall be no censorship.
TR Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz.
inglês | turco |
---|---|
press | basın |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
the | ile |
EN There is no freedom without freedom of the press: Bascha Mika, editor in Chief of Frankfurter Rundschau, about the lifeblood of a free society.
TR Özgürlüğün basın özgürlüğüne ihtiyacı var: Bascha Mika, bağımsız gazeteciliğin neden demokrasinin gıdası olduğunu anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
press | basın |
is | olduğunu |
of | in |
the | var |
EN 20 Years of Media Freedom: Ambiguity of Concepts Leads to Serious Encroachments on Freedom of Expression
TR Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği "Bir Çocuğun Cinsel İstismar Beyanını Karşılamak" Videosunu Türkçeleştirdi
inglês | turco |
---|---|
years | bir |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN Religion or Belief Based Hate Crimes in Turkey 2020 Report Published
TR Doğa Araştırmaları Derneği Çalışma Arkadaşı Arıyor
EN Contrary to popular belief, Vimeo is an older platform than YouTube
TR Vimeo sanılanın aksine Youtube?dan da eski bir platformdur
inglês | turco |
---|---|
vimeo | vimeo |
than | da |
to | bir |
EN Contrary to popular belief, many special days do not have a long history
TR Pek çok özel günün sanılanın aksine çok da köklü bir tarihe sahip olmadığını söyleyebiliriz
inglês | turco |
---|---|
days | gün |
not | olmadığını |
many | pek |
to | sahip |
EN We named our action as CSO Self Regulation (STK Öz Düzenleme - SÖZ) Principles with the belief that the civil society would find its own power at the extent it becomes independent from the state and market relations, and we set forth;
TR Çalışmamızı ise sivil toplumun devlet ve piyasanın ilişkilerinden bağımsızlaştığı ölçüde kendi gücünü bulacağı inancıyla, STÖ’ler için Öz-düzenleme İlkeleri (SÖZ) oluşturma arayışı olarak adlandırıp ve,
inglês | turco |
---|---|
regulation | düzenleme |
civil | sivil |
society | toplumun |
power | gücü |
state | devlet |
at | de |
its | in |
and | ve |
the | ise |
as | olarak |
EN Our belief in people and our commitment to entrepreneurship have led to the following six core values that align and unify us all – employees, Amway Business Owners and the entire Amway community.
TR İnsanlara olan inancımız ve girişimciliğe adanmışlığımız hepimizin benimsediği ve bizleri, yani tüm çalışanlarını, Amway Serbest Girişimcilerini ve Amway topluluğunu birleştiren aşağıdaki altı temel değeri oluşturmuştur.
inglês | turco |
---|---|
amway | amway |
core | temel |
us | bizleri |
and | ve |
the | aşağıdaki |
all | tüm |
six | altı |
EN A statement that the notifying party has a good faith belief that use of the material in the manner complained of is not authorized by the copyright owner, its agent, or the law;
TR Bildirimde bulunan tarafın materyalin şikayette belirtilen şekilde kullanımının telif hakkı sahibi, onun temsilcisi veya kanun tarafından yasaklandığına iyi niyetle inandığına dair beyan;
inglês | turco |
---|---|
party | taraf |
good | iyi |
material | materyalin |
copyright | telif |
agent | temsilcisi |
law | kanun |
owner | sahibi |
is | bulunan |
by | tarafından |
or | veya |
of | dair |
use | kullanım |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN A statement that the notifying party has a good faith belief that use of the material in the manner complained of is not authorized by the copyright owner, its agent, or the law;
TR Bildirimde bulunan tarafın materyalin şikayette belirtilen şekilde kullanımının telif hakkı sahibi, onun temsilcisi veya kanun tarafından yasaklandığına iyi niyetle inandığına dair beyan;
inglês | turco |
---|---|
party | taraf |
good | iyi |
material | materyalin |
copyright | telif |
agent | temsilcisi |
law | kanun |
owner | sahibi |
is | bulunan |
by | tarafından |
or | veya |
of | dair |
use | kullanım |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN The distinctive collection of unrivaled hotels under the Fairmont banner reflects our belief in providing world-class service to guests who appreciate unique locations
TR Fairmont sancağının altındaki rakipsiz otellerin seçkin koleksiyonu, eşsiz konumları takdir eden misafirlere birinci sınıf hizmet sunma inancımızı yansıtır
inglês | turco |
---|---|
collection | koleksiyonu |
fairmont | fairmont |
reflects | yansıtır |
service | hizmet |
to | e |
guests | misafirlere |
class | sınıf |
unrivaled | rakipsiz |
unique | eşsiz |
locations | konumları |
of | nın |
EN TeamworkBased on the belief that correct teamwork will increase success, respect for different perspectives and effective time use are prioritized.
TR Ekip ÇalışmasıDoğru bir ekip çalışmasının başarıyı arttıracağı inancından hareketle farklı bakış açılarına saygılı ve etkili zaman kullanımına öncelik verilmektedir.
inglês | turco |
---|---|
success | başarı |
effective | etkili |
time | zaman |
correct | doğru |
and | ve |
respect | saygı |
different | farklı |
use | kullanım |
EN Loss of control strengthens belief in conspiracies
TR Kontrolün yitirilmesi komplo teorilerine inancı arttırıyor
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
EN Although the threats to the children’s future, which are the result of adults’ belief in eternal economic growth, are increasing day-by-day, Eliasson anticipates a productive impetus from the girls and boys
TR Her ne kadar çocukların geleceğine ilişkin tehlikeler, yetişkinlerin asla sonlanmayan bir ekonomik gelişmeye olan inancı yüzünden her geçen gün artıyor olsa da, Eliasson çocuk ve gençlerden üretken, itici bir güç sunmalarını bekliyor
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
productive | üretken |
in | da |
and | ve |
to | her |
girls | çocuk |
EN A health-conscious generation has a strong belief in milk’s benefits, and the demand for dairy products is anticipated to significantly increase in countries like India and China.
TR Sağlık konusunda bilinçli yeni nesil sütün faydalarına şiddetle inanıyor ve bu yüzden Hindistan ve Çin gibi ülkelerde süt ürünlerine olan talebin önemli ölçüde artacağı tahmin ediliyor.
inglês | turco |
---|---|
india | hindistan |
health | sağlık |
countries | ülkelerde |
products | ürünlerine |
has | bu |
to | konusunda |
the | gibi |
generation | nesil |
benefits | faydalar |
and | ve |
a | olan |
EN At the same time, director Herman Robbers’ involvement in the Dutch accession into the Berne Convention allowed Elsevier’s authors a great deal of freedom concerning the copyrights to their books
TR Bu esnada, direktör Herman Robbers’in Hollanda'nın Berne Konvansiyonuna girişinde rol oynaması sayesinde, Elsevier’in yazarları kitaplarının telif hakları konusunda oldukça fazla özgürlük sahibi oldu
inglês | turco |
---|---|
authors | yazarlar |
a | a |
copyrights | telif |
freedom | özgürlük |
their | bu |
books | kitaplar |
to | konusunda |
EN Create, import, publish and manage OpenPGP keys easily. Nothing to install. We offer full control and total freedom.
TR OpenPGP anahtarlarını kolayca oluşturun, içe aktarın, yayınlayın ve yönetin. Yüklenecek bir şey yok. Tam kontrol ve tam özgürlük sunuyoruz.
inglês | turco |
---|---|
create | oluşturun |
publish | yayınlayın |
keys | anahtarları |
full | tam |
freedom | özgürlük |
and | ve |
manage | yönetin |
easily | kolayca |
control | kontrol |
total | bir |
nothing | bir şey |
to | şey |
we offer | sunuyoruz |
EN You have the freedom to configure your virtual machine and have full control over administration
TR Sanal makinenin yönetimi konusunda serbesti ve sistem yönetimi üzerinde tam denetime sahipsin
inglês | turco |
---|---|
virtual | sanal |
full | tam |
to | konusunda |
the | üzerinde |
and | ve |
EN Our single purpose is to abstain from compulsive internet and technology use and to help others find freedom from the effects of this addiction.
TR Tek amacımız, kompulsif internet ve teknoloji kullanımından uzak durmak ve diğerlerine bu bağımlılığın etkilerinden kurtulmalarında yardımcı olmaktır.
inglês | turco |
---|---|
purpose | amacı |
internet | internet |
technology | teknoloji |
help | yardımcı |
this | bu |
and | ve |
use | kullanım |
to | tek |
EN But it also gives them all the advantages of the digital economy: portability, safety, and freedom from seizure.
TR Bunun yanında insanların dijital dünyanın taşınabilirlik, güvenlik ve el koyulma riskinden uzak olma gibi avantajlarından faydalanmalarını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
gives | sağlar |
digital | dijital |
safety | güvenlik |
advantages | avantajları |
and | ve |
the | gibi |
EN It takes only 3 simple steps to experience internet freedom.
TR İnternette özgürlük için 3 basit adımı takip etmeniz yeterli.
inglês | turco |
---|---|
simple | basit |
steps | adım |
freedom | özgürlük |
to | için |
EN In Journavel we guide those who seek freedom and different cultures
TR Özgürlüğün ve farklı kültürlerin peşinde olanlara Journavel’da rehberlik ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
guide | rehberlik |
different | farklı |
and | ve |
EN We trust in the power of software to democratize access and enable economic freedom regardless of where someone lives or was born.
TR Birinin nerede yaşadığına veya doğduğuna bakılmaksızın erişimi demokratikleştirme ve ekonomik özgürlüğü sağlama konusunda yazılımın gücüne güveniyoruz.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
access | erişimi |
economic | ekonomik |
where | nerede |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
software | yazılım |
or | veya |
to | konusunda |
EN It is easy to use and gives more freedom to users
TR Kullanımı kolaydır ve kullanıcılara daha çok özgürlük tanır
inglês | turco |
---|---|
easy | kolaydır |
freedom | özgürlük |
and | ve |
use | kullanımı |
users | kullanıcı |
EN Anyone can install it: GNU/Linux is free as in freedom, and often available free of charge.
TR Onu herkes kurabilir: GNU/Linux tam anlamıyla özgürdür ve bir çok Linux dağıtımı ücretsiz bir şekilde indirilebilir.
inglês | turco |
---|---|
linux | linux |
in | da |
free | ücretsiz |
and | ve |
anyone | herkes |
of | bir |
EN As a result, we are faced with a global challenge to freedom
TR Dolayısıyla, özgürlüğe karşı küresel meydan okumayla karşı karşıyayız
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
to | karşı |
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
inglês | turco |
---|---|
luxury | lüks |
security | güvenlik |
prosperity | refah |
and | ve |
can | ne |
at | de |
all | tüm |
of | in |
a | bir |
EN A congressional subcommittee approved revisions to the Global Online Freedom Act in March 2012
TR Bir kongre alt komitesi, 2012 Mart'taki Küresel Online Özgürlük Hareketi'ne yönelik değişiklikleri kabul etti
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
online | online |
the | kabul |
a | bir |
to | yönelik |
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
inglês | turco |
---|---|
required | gerekli |
similar | benzer |
global | küresel |
protects | koruyan |
expression | ifade |
freedom | özgürlüğü |
companies | şirketler |
information | bilgi |
this | bu |
of | in |
and | ve |
communications | iletişim |
EN We build the applications and tools that enable us to advance freedom and to keep the Internet open
TR Özgürlüğü geliştirmemizi ve interneti açık tutmamızı sağlayan uygulamalar ve araçlar yapıyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
internet | interneti |
open | açık |
applications | uygulamalar |
tools | araçlar |
Mostrando 50 de 50 traduções