EN We use many other conventional and non-conventional security measures, all of which cannot be explained here
"conventional techniques" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
conventional | geleneksel |
techniques | araç için kullanır tekniklerin uygulamaları ve |
EN We use many other conventional and non-conventional security measures, all of which cannot be explained here
TR Burada açıklanamayan birçok geleneksel ve konvansiyonel olmayan güvenlik önlemi kullanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
use | kullan |
conventional | geleneksel |
here | burada |
security | güvenlik |
and | ve |
many | çok |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
inglês | turco |
---|---|
visualization | görselleştirme |
helps | yardımcı olur |
conventional | geleneksel |
real | gerçek |
time | zamanlı |
architectural | mimari |
design | tasarım |
build | oluşturun |
models | modeller |
designs | tasarımları |
and | ve |
to | olarak |
EN It’s the first time a TBM would be used to bore a railway tunnel in Norway, where conventional blasting is the norm
TR Norveç'te, geleneksel patlatma standart olduğundan bir demiryolu tüneli açmak için ilk kez bir TBM kullanılacaktı
inglês | turco |
---|---|
time | kez |
tunnel | tüneli |
norway | norveç |
conventional | geleneksel |
its | in |
first | ilk |
to | için |
EN Tesla says it can create windscreens with very aggressive feature lines, impossible to replicate using conventional methods.
TR Gerçekten elektrikli bir SUV üretecekler mi?
inglês | turco |
---|---|
lines | bir |
EN Eatonite anti-corrosion laser cladding can be repaired using a conventional fusion welding processes on site, saving your operation time and money.
TR Geleneksel füzyon kaynak prosesleri kullanılarak onarılabilen Eatonite korozyon önleyici lazer kaplama, bu sayede operasyonunuza zaman ve paradan tasarruf ettirir.
inglês | turco |
---|---|
laser | lazer |
using | kullanılarak |
conventional | geleneksel |
saving | tasarruf |
time | zaman |
money | paradan |
and | ve |
EN On Efficient Tronic Gearbox (ETG) versions, the conventional gear lever has been replaced by the “Easy Push” system.
TR Verimli Tronic Şanzıman (ETG) versiyonlarında, geleneksel vites kolu “Easy Push” sistemi ile değiştirilmiştir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
naturally | doğal |
safety | güvenlik |
conventional | geleneksel |
in | yer |
the | aynı |
its | ile |
same | bir |
EN Compared to conventional mechanical keyboards
TR Bilinen mekanik klavyelere kıyasla.
inglês | turco |
---|---|
compared | kıyasla |
mechanical | mekanik |
EN Laser cataract surgery usually costs more than conventional cataract surgery, and the extra costs associated with laser cataract surgery typically are not covered by medical or health insurance.
TR Lazerli katarakt ameliyat? genellikle geleneksel katarakt ameliyat?ndan daha masrafl?d?r ve lazerli katarakt ameliyat? ile ili?kili ekstra maliyetler genellikle t?p veya sa?l?k sigortas? kapsam?nda de?ildir.
inglês | turco |
---|---|
conventional | geleneksel |
extra | ekstra |
and | ve |
usually | genellikle |
or | veya |
more | daha |
covered | ile |
EN Using conventional messaging apps for team chatting may compromise your business
TR Ekip sohbeti için geleneksel mesajlaşma uygulamalarını kullanmak işinizi tehlikeye atabilir
inglês | turco |
---|---|
conventional | geleneksel |
messaging | mesajlaşma |
team | ekip |
business | iş |
for | için |
using | kullanmak |
apps | uygulamaları |
EN Using Financial Ratios to Distinguish between Participation and Conventional Banks: A Case Study of Turkey
TR Finansal Rasyoların Katılım Bankaları ve Geleneksel Bankalar Arasında Bir Tasnif Aracı Olarak Kullanımı: Türkiye Örneği
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
participation | katılım |
conventional | geleneksel |
banks | bankalar |
turkey | türkiye |
using | kullanımı |
between | arası |
a | bir |
and | ve |
EN Design and Comparative Cost Analysis of Alternative Prefabricated Beef Cattle Barns with Conventional Barn Types
TR Yaygın Barınak Türlerine Alternatif Olabilecek Prefabrik Barınakların Tasarımı ve Karşılaştırmalı Maliyet Analizi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
cost | maliyet |
analysis | analizi |
of | ın |
alternative | alternatif |
types | türlerine |
design | tasarım |
EN The company therefore expanded its existing environment with VMware Cloud on AWS, which has excellent compatibility with conventional infrastructure, and moved to a pay-as-you-go system
TR Bu nedenle şirket, mevcut ortamını geleneksel altyapı ile mükemmel uyumluluğa sahip olan VMware Cloud on AWS ile genişletti ve kullandıkça öde sistemine geçti
inglês | turco |
---|---|
vmware | vmware |
excellent | mükemmel |
conventional | geleneksel |
infrastructure | altyapı |
company | şirket |
aws | aws |
and | ve |
system | sistemine |
therefore | bu nedenle |
environment | ortamını |
has | bu |
cloud | cloud |
to | sahip |
EN For surface platforms, we meet special needs that conventional gun mounts at the lower level, and remote-controlled gun turrets at the higher level cannot meet, through innovative solutions
TR Suüstü platformları için, alt seviyede konvansiyonel silah mesnetlerinin; üst seviyede ise uzaktan komutalı silah kulelerinin karşılayamadığı özel ihtiyaçları, yenilikçi çözümlerle karşılıyoruz
inglês | turco |
---|---|
platforms | platformlar |
gun | silah |
level | seviyede |
innovative | yenilikçi |
remote | uzaktan |
solutions | çözümlerle |
needs | ihtiyaçları |
for | için |
and | özel |
the | ise |
EN To convert the chemical energy in the fuel into electrical energy, conventional power generation systems require a number of intermediate processes, each of which reduces the efficiency of the system
TR Buna ek olarak, hem anot hem katot katmanlarında kullanılan katalizörler sentezlenmekte, elektrolizör katmanlarının (plaka, levha, dizin) tasarımı da birim içinde yerli olarak yapılmaktadır
inglês | turco |
---|---|
in | da |
EN On Efficient Tronic Gearbox (ETG) versions, the conventional gear lever has been replaced by the “Easy Push” system.
TR Verimli Tronic Şanzıman (ETG) versiyonlarında, geleneksel vites kolu “Easy Push” sistemi ile değiştirilmiştir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
naturally | doğal |
safety | güvenlik |
conventional | geleneksel |
in | yer |
the | aynı |
its | ile |
same | bir |
EN On Efficient Tronic Gearbox (ETG) versions, the conventional gear lever has been replaced by the “Easy Push” system.
TR Verimli Tronic Şanzıman (ETG) versiyonlarında, geleneksel vites kolu “Easy Push” sistemi ile değiştirilmiştir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
naturally | doğal |
safety | güvenlik |
conventional | geleneksel |
in | yer |
the | aynı |
its | ile |
same | bir |
EN This allows ZinQ to save nearly 80 percent of the raw materials it needs in its production, as compared with conventional methods.
TR Geleneksel süreçlere kıyasla ZinQ üretimde böylelikle ham maddenin neredeyse yüzde 80’ini tasarruf ediyor.
inglês | turco |
---|---|
nearly | neredeyse |
percent | yüzde |
raw | ham |
compared | kıyasla |
conventional | geleneksel |
save | tasarruf |
EN His son Christopher now earns higher revenues in the electro-mobility sector than selling conventional industrial connectors.
TR Oğlu Christopher, artık elektrikli ulaşım alanında, klasik endüstriyel konnektör satışından çok daha fazla satış yapıyor.
inglês | turco |
---|---|
industrial | endüstriyel |
selling | satış |
EN 8,000 litres of water is needed to produce a single pair of jeans made of conventional cotton
TR 8.000 litre su gerekiyor, geleneksel pamuktan bir tek kot pantolon imalatı için
inglês | turco |
---|---|
water | su |
conventional | geleneksel |
of | in |
to | için |
EN An eco-apple should be no more expensive than a conventional apple
TR Ekolojik bir elma konvansiyonel elmadan daha pahalı olmamalı
inglês | turco |
---|---|
expensive | pahalı |
more | daha |
a | bir |
EN It is using a conventional process based on a strain of smallpox virus that has been used in vaccines for decades
TR Bunu yapmak için, onlarca yıldır aşılarda kullanılagelen bir yöntem olarak çiçek hastalığının kök virüsünü kullanıyor
inglês | turco |
---|---|
virus | virüs |
decades | onlarca |
using | kullanıyor |
a | bir |
of | in |
it | bunu |
for | için |
EN Greenhouse gas emissions can be reduced by more than half as compared with conventional building methods.
TR Geleneksel yapı inşaatlarından farklı olarak bu yöntem sera gazı salımlarını yarıya indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
greenhouse | sera |
gas | gaz |
conventional | geleneksel |
building | yapı |
more | farklı |
than | bu |
as | olarak |
EN Literature Search: a librarian?s handout to introduce tools, terms and techniques
TR Literatür Arama: Bir kütüphanecinin araçları, terimleri ve teknikleri tanıtma kılavuzu
inglês | turco |
---|---|
literature | literatür |
search | arama |
terms | terimleri |
and | ve |
tools | araçları |
techniques | araç |
a | bir |
EN Step-by-step procedural videos and articles to teach techniques or simply help clinicians refresh their skills
TR Teknikleri öğretmek ya da klinisyenlerin yeteneklerini tazelemesine yardımcı olmak için adım adım anlatımlı prosedür videoları ve makaleleri
inglês | turco |
---|---|
help | yardımcı |
videos | videoları |
step | adım |
and | ve |
to | için |
EN This, in combination with new techniques and new insights, ensures that regulations are the subject of continuous improvement.
TR Bu ilgi, yeni teknik ve yeni fikirlerle birleştiğinde düzenlemelerin sürekli iyileştirmeye tabi tutulmasını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
subject | tabi |
of | ın |
continuous | sürekli |
and | ve |
this | bu |
are | sağlar |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Harmony implements network engineering techniques for smarter message propagation and faster consensus formation
TR Harmony, daha akıllı mesaj yayılımı ve daha hızlı fikir birliği oluşumu için ağ mühendisliği tekniklerini uygular
inglês | turco |
---|---|
engineering | mühendisliği |
message | mesaj |
smarter | akıllı |
faster | hızlı |
and | ve |
for | için |
EN AWS Lambda uses the same techniques as Amazon EC2 to provide security and separation at the infrastructure and execution levels.
TR AWS Lambda, altyapı ve yürütme düzeylerinde güvenlik ve ayrım sağlamak için Amazon EC2 ile aynı teknikleri kullanır.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
amazon | amazon |
execution | yürütme |
infrastructure | altyapı |
security | güvenlik |
and | ve |
uses | kullanır |
to | sağlamak |
the | aynı |
EN Sebastian Fässler, a renowned Appenzell-based silversmith, created a signature design for the shoe buckles and uniform details that pairs traditional techniques passed down from his father with a modern flair
TR Appenzell’de yaşayan ünlü sarraf Sebastian Fässler, ayakkabı tokaları ve üniforma ayrıntıları için babasından kalma geleneksel teknikleri modern bir hava ile yorumlayarak imzasını taşıyan bir tasarım yarattı
inglês | turco |
---|---|
signature | imzası |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
renowned | ünlü |
and | ve |
details | ayrıntıları |
design | tasarım |
a | bir |
his | in |
with | ile |
EN MLSA’s third “News Workshop,” providing young journalists the opportunity to learn about indispensable concepts and techniques about the profession, took place between November 11-14 in Bolu.
TR Genç gazetecilerin usta gazetecilerden mesleğin vazgeçilmez kavram ve tekniklerini öğrenme fırsatı bulduğu MLSA Haber Atölyesi'nin üçüncüsü 11-14 Kasım’da Bolu’da yapıldı.
inglês | turco |
---|---|
young | genç |
indispensable | vazgeçilmez |
and | ve |
learn | öğrenme |
opportunity | fırsatı |
news | haber |
EN It quickly processes data points from millions of devices every day, and applies machine learning techniques to generate actionable insights with historical trends to run your business more efficiently.
TR Her gün milyonlarca cihazdan gelen verileri hızlıca işler ve işletmenizi daha etkili yönetmek için tarihsel verileri de içeren işleme konulabilir bilgiler üretmek amacıyla makine öğrenim tekniğini uygular.
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
business | iş |
efficiently | etkili |
your business | işletmenizi |
generate | üretmek |
quickly | hızlı |
data | verileri |
insights | bilgiler |
and | ve |
day | gün |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Harmony implements network engineering techniques for smarter message propagation and faster consensus formation
TR Harmony, daha akıllı mesaj yayılımı ve daha hızlı fikir birliği oluşumu için ağ mühendisliği tekniklerini uygular
inglês | turco |
---|---|
engineering | mühendisliği |
message | mesaj |
smarter | akıllı |
faster | hızlı |
and | ve |
for | için |
EN Acupuncture and Related Techniques in Turkish Folk Medicine
TR Türk Halk Hekimliğinde Akupunktur ve Bağlantılı Teknikler
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
turkish | türk |
EN Journal of Advances in VetBio Science and Techniques
TR Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi
inglês | turco |
---|---|
journal | dergisi |
EN Literature Search: a librarian?s handout to introduce tools, terms and techniques
TR Literatür Arama: Bir kütüphanecinin araçları, terimleri ve teknikleri tanıtma kılavuzu
inglês | turco |
---|---|
literature | literatür |
search | arama |
terms | terimleri |
and | ve |
tools | araçları |
techniques | araç |
a | bir |
EN AWS Lambda uses the same techniques as Amazon EC2 to provide security and separation at the infrastructure and execution levels.
TR AWS Lambda, altyapı ve yürütme düzeylerinde güvenlik ve ayrım sağlamak için Amazon EC2 ile aynı teknikleri kullanır.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
amazon | amazon |
execution | yürütme |
infrastructure | altyapı |
security | güvenlik |
and | ve |
uses | kullanır |
to | sağlamak |
the | aynı |
EN This, in combination with new techniques and new insights, ensures that regulations are the subject of continuous improvement.
TR Bu ilgi, yeni teknik ve yeni fikirlerle birleştiğinde düzenlemelerin sürekli iyileştirmeye tabi tutulmasını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
subject | tabi |
of | ın |
continuous | sürekli |
and | ve |
this | bu |
are | sağlar |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
Mostrando 50 de 50 traduções