EN The truth is, however, that you will probably not be able to pull anyone out of their personal filter bubble once they are comfortably settled in.
Traduzir "comfortably settled" para turco
Mostrando 38 de 38 traduções da frase "comfortably settled" de inglês para turco
Tradução de inglês para turco de comfortably settled
inglês
turco
TR Kendine inşa ettiği bir filtre baloncuğunda yaşamakta olan hiç kimseyi oradan dışarıya çıkarmanın muhtemelen mümkün olmayacağı da gerçeğin bir parçası.
| inglês | turco |
|---|---|
| probably | muhtemelen |
| in | da |
| of | parçası |
| that | mümkün |
| however | bir |
| is | olan |
| to | hiç |
EN With advanced user and project permissions, comfortably accommodate your entire team on one plan. And as your team grows, add an unlimited number of seats at a discounted price.
TR Gelişmiş kullanıcı ve proje izinleriyle, tüm ekibinizi tek bir tarife üzerinde rahatça barındırın. Ekibiniz büyüdükçe indirimli fiyat ile sınırsız sayıda koltuk ekleyin.
| inglês | turco |
|---|---|
| project | proje |
| add | ekleyin |
| unlimited | sınırsız |
| discounted | indirimli |
| price | fiyat |
| advanced | gelişmiş |
| user | kullanıcı |
| with | ile |
| and | ve |
| a | sayıda |
| on | üzerinde |
| your team | ekibiniz |
EN Sidetracking from a plan that when I was in my late 30’s would have put me retiring comfortably in my late 40’s.
TR 30'larımın sonlarındayken, 40'larımın sonlarında rahat bir şekilde emekli olmamı sağlayacak bir plandan sapmak.
| inglês | turco |
|---|---|
| my | mı |
| a | bir |
| that | şekilde |
EN Interactive visuals, combined with a catchy tune or audio explanation, will help your audience to grasp your message comfortably.
TR Sevimli bir melodi ya da sesli açıklamalar eşliğinde interaktif görseller, izleyicilerin mesajınızı kolayca kavramasını sağlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| interactive | interaktif |
| visuals | görseller |
| help | sağlar |
| message | mesaj |
| a | bir |
| to | e |
EN You can safely and comfortably pay with your credit card on steelseries.com
TR Steelseries.com üzerinden kredi kartınızla güvenle ve rahatlıkla ödeme yapabilirsiniz
| inglês | turco |
|---|---|
| safely | güvenle |
| credit | kredi |
| steelseries | steelseries |
| you can | yapabilirsiniz |
| pay | ödeme |
| and | ve |
EN Help employees work comfortably and competently with the new technology from day one
TR Çalışanların, birinci günden itibaren yeni teknoloji ile rahat ve işinin ehli bir şekilde çalışmalarına yardımcı olun
| inglês | turco |
|---|---|
| work | iş |
| technology | teknoloji |
| help | yardımcı |
| new | yeni |
| and | ve |
| the | şekilde |
| from | itibaren |
EN Help employees work comfortably and competently with the new technology from day one
TR Çalışanların, birinci günden itibaren yeni teknoloji ile rahat ve işinin ehli bir şekilde çalışmalarına yardımcı olun
| inglês | turco |
|---|---|
| work | iş |
| technology | teknoloji |
| help | yardımcı |
| new | yeni |
| and | ve |
| the | şekilde |
| from | itibaren |
EN A comfortably spacious environment for your bedrooms with its chic and contemporary design. It has more storage area due to its spacious internal volume.
TR Şık ve modern tasarımıyla yatak odalarınıza ferah bir ortam sağlıyor. Geniş iç hacmi ile daha fazla depolama alanına sahiptir.
| inglês | turco |
|---|---|
| environment | ortam |
| contemporary | modern |
| storage | depolama |
| volume | hacmi |
| design | tasarım |
| has | sahiptir |
| spacious | ferah |
| area | alan |
| and | ve |
| a | bir |
EN Creates a comfortably spacious environment for your bedrooms with its chic and contemporary design. It has more storage area due to its spacious internal volume.
TR Şık ve modern tasarımıyla yatak odalarınıza ferah bir ortam sağlıyor. Geniş iç hacmi ile daha fazla depolama alanına sahiptir.
| inglês | turco |
|---|---|
| environment | ortam |
| contemporary | modern |
| storage | depolama |
| volume | hacmi |
| design | tasarım |
| has | sahiptir |
| spacious | ferah |
| area | alan |
| and | ve |
| a | bir |
EN It allows your baby's skin breath comfortably thanks to its milky fabric, while it provides support to different weight points of the body with the Pocket spring system and creates a comfortable sleeping environment for your baby
TR Milky kumaşıyla bebeğinizin cildinin rahat nefes almasını sağlarken, Pocket yay sistemiyle vücudun farklı ağırlık noktalarına doğru destek sağlarken bebeğinize konforlu bir uyku sunar
| inglês | turco |
|---|---|
| provides | sunar |
| support | destek |
| weight | ağırlık |
| points | noktaları |
| sleeping | uyku |
| different | farklı |
| to | doğru |
EN Interactive visuals, combined with a catchy tune or audio explanation, will help your audience to grasp your message comfortably.
TR Sevimli bir melodi ya da sesli açıklamalar eşliğinde interaktif görseller, izleyicilerin mesajınızı kolayca kavramasını sağlar.
| inglês | turco |
|---|---|
| interactive | interaktif |
| visuals | görseller |
| help | sağlar |
| message | mesaj |
| a | bir |
| to | e |
EN The Ancient Acropolis was settled on a hill and it gave an image from 24 meters in height
TR Eski Akropolis bir tepede yerleşiyordu ve 24m yükseklikten bir görüntüsünü veriyordu
| inglês | turco |
|---|---|
| ancient | eski |
| image | görüntü |
| and | ve |
| a | bir |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
| inglês | turco |
|---|---|
| hygiene | hijyen |
| temporary | geçici |
| accommodation | konaklama |
| also | ayrıca |
EN Between the centuries, the region passed into the hands of the Seljuks four times, and the Karacasu lands were settled by the Turkmen tribes; The region was dominated by the Menteşe Principality for a while, and then by the Aydınoğulları Principality
TR yüzyıllar arasında bölge dört kez Selçukluların ellerine geçmiş ve Karacasu toprakları Türkmen boylarınca iskan edilmiş; bölgeye, bir süre Menteşe Beyliği, daha sonra da Aydınoğulları Beyliği egemen olmuştur
| inglês | turco |
|---|---|
| region | bölge |
| times | kez |
| karacasu | karacasu |
| and | ve |
| a | bir |
| the | sonra |
| were | daha |
| between | arası |
| four | dört |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
| inglês | turco |
|---|---|
| hygiene | hijyen |
| temporary | geçici |
| accommodation | konaklama |
| also | ayrıca |
EN Gade initially started working at a tea shop in Adana where they first settled at when they came to Turkey and still live in
TR Türkiye’ye geldiklerinde ilk yerleştikleri yer olan ve halen yaşamaya devam ettikleri Adana’da Gade önce bir çay ocağında işe girdi
| inglês | turco |
|---|---|
| working | iş |
| gade | gade |
| tea | çay |
| at | nda |
| and | ve |
| first | ilk |
| to | e |
EN Gade initially started working at a tea shop in Adana where they first settled at when they came to Turkey and still live in
TR Türkiye’ye geldiklerinde ilk yerleştikleri yer olan ve halen yaşamaya devam ettikleri Adana’da Gade önce bir çay ocağında işe girdi
| inglês | turco |
|---|---|
| working | iş |
| gade | gade |
| tea | çay |
| at | nda |
| and | ve |
| first | ilk |
| to | e |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN For certain destinations, the price stated does not include local taxes, extras or gratuities (which must be settled directly with the hotel) and may vary according to dates and the hotel's general terms and conditions.
TR Belirli destinasyonlar için belirtilen fiyat yerel vergileri, ekstraları veya bahşişleri içermez (doğrudan otelle çözülmelidir) ve tarihlere ve otelin genel hüküm ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| stated | belirtilen |
| local | yerel |
| directly | doğrudan |
| general | genel |
| the hotel | otelin |
| price | fiyat |
| or | veya |
| and | ve |
EN The Ancient Acropolis was settled on a hill and it gave an image from 24 meters in height
TR Eski Akropolis bir tepede yerleşiyordu ve 24m yükseklikten bir görüntüsünü veriyordu
| inglês | turco |
|---|---|
| ancient | eski |
| image | görüntü |
| and | ve |
| a | bir |
EN Between the centuries, the region passed into the hands of the Seljuks four times, and the Karacasu lands were settled by the Turkmen tribes; The region was dominated by the Menteşe Principality for a while, and then by the Aydınoğulları Principality
TR yüzyıllar arasında bölge dört kez Selçukluların ellerine geçmiş ve Karacasu toprakları Türkmen boylarınca iskan edilmiş; bölgeye, bir süre Menteşe Beyliği, daha sonra da Aydınoğulları Beyliği egemen olmuştur
| inglês | turco |
|---|---|
| region | bölge |
| times | kez |
| karacasu | karacasu |
| and | ve |
| a | bir |
| the | sonra |
| were | daha |
| between | arası |
| four | dört |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
| inglês | turco |
|---|---|
| hygiene | hijyen |
| temporary | geçici |
| accommodation | konaklama |
| also | ayrıca |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
| inglês | turco |
|---|---|
| hygiene | hijyen |
| temporary | geçici |
| accommodation | konaklama |
| also | ayrıca |
EN Gade initially started working at a tea shop in Adana where they first settled at when they came to Turkey and still live in
TR Türkiye’ye geldiklerinde ilk yerleştikleri yer olan ve halen yaşamaya devam ettikleri Adana’da Gade önce bir çay ocağında işe girdi
| inglês | turco |
|---|---|
| working | iş |
| gade | gade |
| tea | çay |
| at | nda |
| and | ve |
| first | ilk |
| to | e |
EN Gade initially started working at a tea shop in Adana where they first settled at when they came to Turkey and still live in
TR Türkiye’ye geldiklerinde ilk yerleştikleri yer olan ve halen yaşamaya devam ettikleri Adana’da Gade önce bir çay ocağında işe girdi
| inglês | turco |
|---|---|
| working | iş |
| gade | gade |
| tea | çay |
| at | nda |
| and | ve |
| first | ilk |
| to | e |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN For certain destinations, the price stated does not include local taxes, extras or gratuities (which must be settled directly with the hotel) and may vary according to dates and the hotel's general terms and conditions.
TR Belirli destinasyonlar için belirtilen fiyat yerel vergileri, ekstraları veya bahşişleri içermez (doğrudan otelle çözülmelidir) ve tarihlere ve otelin genel hüküm ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| stated | belirtilen |
| local | yerel |
| directly | doğrudan |
| general | genel |
| the hotel | otelin |
| price | fiyat |
| or | veya |
| and | ve |
EN For certain destinations, the price stated does not include local taxes, extras or gratuities (which must be settled directly with the hotel) and may vary according to dates and the hotel's general terms and conditions.
TR Belirli destinasyonlar için belirtilen fiyat yerel vergileri, ekstraları veya bahşişleri içermez (doğrudan otelle çözülmelidir) ve tarihlere ve otelin genel hüküm ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| stated | belirtilen |
| local | yerel |
| directly | doğrudan |
| general | genel |
| the hotel | otelin |
| price | fiyat |
| or | veya |
| and | ve |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN For certain destinations, the price stated does not include local taxes, extras or gratuities (which must be settled directly with the hotel) and may vary according to dates and the hotel's general terms and conditions.
TR Belirli destinasyonlar için belirtilen fiyat yerel vergileri, ekstraları veya bahşişleri içermez (doğrudan otelle çözülmelidir) ve tarihlere ve otelin genel hüküm ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| stated | belirtilen |
| local | yerel |
| directly | doğrudan |
| general | genel |
| the hotel | otelin |
| price | fiyat |
| or | veya |
| and | ve |
EN Raffles settled in the home to natural wonders, Seychelles by opening on the remote island of Praslin: it is the first Raffles property to open in the Indian Ocean.
TR Raffles, uzak Praslin adasında açılarak doğa harikaları arasında Seychelles’de kendine yuva ediniyor: Hint Okyanusu’nda açılan ilk Raffles oteli olma özelliği taşıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| raffles | raffles |
| natural | doğa |
| remote | uzak |
| island | adası |
| indian | hint |
| home | yuva |
| first | ilk |
| the | arasında |
EN For certain destinations, the price stated does not include local taxes, extras or gratuities (which must be settled directly with the hotel) and may vary according to dates and the hotel's general terms and conditions.
TR Belirli destinasyonlar için belirtilen fiyat yerel vergileri, ekstraları veya bahşişleri içermez (doğrudan otelle çözülmelidir) ve tarihlere ve otelin genel hüküm ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| stated | belirtilen |
| local | yerel |
| directly | doğrudan |
| general | genel |
| the hotel | otelin |
| price | fiyat |
| or | veya |
| and | ve |
EN In five steps, the portal accompanies applicants for work in Germany: from the search for a job and visa formalities to relocating, getting settled in Germany, and subsequently bringing their family from home.
TR Portal, başvuru yapmak isteyenleri beş adımda Almanya’da çalışma sürecine hazırlıyor: İş arama, vize işlemleri, taşınma, Almanya’da ortama alışma ve ailesini getirme.
| inglês | turco |
|---|---|
| portal | portal |
| visa | vize |
| search | arama |
| job | iş |
| and | ve |
| to | yapmak |
| five | beş |
EN The Transylvanian Saxons settled in Romania in the twelfth century and and Banat Swabians in the seventeenth to the nineteenth centuries. In 2011, 36,000 Romanian Germans lived in the country.
TR Transilvanya Saksonyalıları ve Banat Suebyalıları 12, 17. ve 19. Yüzyıl arasında Romanya’ya yerleştiler. 2011 itibariyle ülkede 36.000 Romanya Almanı yaşıyordu.
| inglês | turco |
|---|---|
| germans | alman |
| country | ülkede |
| and | ve |
| the | arasında |
EN Already scarce resources are becoming even scarcer, and conflicts with settled arable farmers over areas of pasture and water resources have intensified
TR Zaten kısıtlı olan kaynaklar, daha da kıtlaşıyor ve otlak alanlar ve su kaynakları için yerleşik çiftçilerle çatışmalar şiddetleniyor
| inglês | turco |
|---|---|
| areas | alanlar |
| water | su |
| and | ve |
| resources | kaynakları |
| of | in |
| are | olan |
| even | da |
EN Future contracts that are settled at expiration time. No funding payment is received or paid
TR Vade sonunda kapatılan vadeli işlem sözleşmeleri. Hiçbir fon ödemesi alınmadı veya ödenmedi
| inglês | turco |
|---|---|
| contracts | sözleşmeleri |
| no | hiçbir |
| or | veya |
Mostrando 38 de 38 traduções
Traduções semelhantes
comfortably settled settled already settled once settled settled arable farmers he settled ve settled settled in temporary conflicts with settled settled in germany must be settled comfortably bamboohr is comfortably comfortably accommodate a a comfortably spacious realself is comfortably seaside comfortably gitlab is comfortably creates a comfortably employees work comfortablyTraduzir comfortably settled para outro idioma
Tcheco 
alemão 
chinês 
coreano 
espanhol 
finlandês 
francês 
holandês 
húngaro 
indonésio 
italiano 
japonês 
norueguês 
polonês 
português 
russo 
sueco 
turco 
vietnamita 
árabe