EN Founded in 1921 and owned by a family of entrepreneurs, the firm normally manufactures medicines to order for other pharmaceutical businesses, but is now attempting to develop its own vaccine
EN Founded in 1921 and owned by a family of entrepreneurs, the firm normally manufactures medicines to order for other pharmaceutical businesses, but is now attempting to develop its own vaccine
TR 1921 yılında kurulan ve bir girişimci aileye ait olan şirket, genellikle büyük ilaç firmalarının talebine bağlı olarak ilaç üretmekteydi, ama şimdi kendi aşısını geliştirmeye çalışıyor
inglês | turco |
---|---|
founded | kurulan |
vaccine | aşı |
pharmaceutical | ilaç |
develop | geliştirmeye |
but | ama |
now | şimdi |
and | ve |
EN At the same time there is an opposite trend, with people attempting to generate as little waste as possible by buying directly from producers, using fabric rather than plastic bags, and establishing a compost heap in the garden
TR Aynı zamanda mümkün olduğunca az çöp üretmeye, doğrudan pazarlamacıdan alışveriş yapmaya, naylon poşet yerine bez torba kullanmaya ve bahçede bir gübrelik oluşturmaya çalışan bir karşı hareket var
inglês | turco |
---|---|
little | az |
possible | mümkün |
directly | doğrudan |
waste | çöp |
time | zamanda |
and | ve |
with | kullanmaya |
to | karşı |
the | aynı |
same | bir |
EN In Potsdam for example, around 20 students – all of them university graduates – in the fifth month of their language course are attempting to take a virtual journey by train without making any mistakes in their German
TR Tıpkı her biri yükseköğrenim görmüş yaklaşık 20 mültecinin beş aydır devam ettiği Potsdam’daki bu kursta olduğu gibi
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (d) You may not misuse our Services by interfering with their normal operation or attempting to access them using a method other than through the interfaces and instructions that we provide.
TR (d) Hizmetlerimizi, normal işleyişlerine müdahale etmek ya da arayüzler ve verdiğimiz talimatlar dışında bir yöntem kullanarak bunlara erişmeye teşebbüs etmek suretiyle amacı dışında kullanamazsınız.
inglês | turco |
---|---|
normal | normal |
method | yöntem |
interfaces | arayüzler |
instructions | talimatlar |
we | verdiğimiz |
our services | hizmetlerimizi |
by | suretiyle |
and | ve |
using | kullanarak |
a | bir |
to | etmek |
EN (b) attempting to probe, scan or test the vulnerability of a system or network to breach security or authentication measures without proper authorization;
TR (b) Gerekli yetki olmaksızın güvenlik ve kimlik doğrulama önlemlerini ihlal etmek için bir sistemin veya ağın saldırıya açık noktalarını araştırmaya, taramaya veya test etmeye kalkışmak;
EN No need to wait on approvals. You can independently develop and ship your code whenever you'd like. Alternatively, we're happy to help co-develop your integration.
TR Onay beklemeye gerek yok. İstediğiniz zaman bağımsız olarak kodunuzu geliştirebilir ve gönderebilirsiniz. Alternatif olarak, entegrasyonunuzu birlikte geliştirmenize yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
inglês | turco |
---|---|
need | gerek |
independently | bağımsız |
your code | kodunuzu |
help | yardımcı |
whenever | zaman |
to | birlikte |
and | ve |
no | yok |
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
inglês | turco |
---|---|
editor | editör |
possible | mümkün |
profile | profilini |
working | çalışıyor |
other | diğer |
role | rol |
this | bu |
about | ilgili |
the | durumda |
find out | bilgi |
and | ve |
is | olan |
to | her |
with | birlikte |
EN develop and improve product and processes
TR Ürün ve süreçlerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
processes | süreçlerin |
EN Build technical knowledge on current industry topics: Knovel provides a wide range of essential technical information so that it is easier to develop knowledge in new areas
TR Güncel sektör konularında teknik bilgiler edinmek: Knovel yeni alanlardaki bilginin geliştirilmesini kolaylaştırmak için çok çeşitli temel teknik bilgiler sağlar
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
industry | sektör |
topics | konuları |
knovel | knovel |
provides | sağlar |
easier | kolaylaştırmak |
new | yeni |
information | bilgiler |
current | güncel |
of | in |
a | temel |
to | için |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN Develop and maintain a high-performing team
TR Yüksek performanslı bir ekip kurun ve devamlılığını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
high | yüksek |
and | ve |
a | bir |
EN Performance management, professional development, skills training and knowledge acquisition tools to help develop and maintain a high-performing team
TR Yüksek performanslı bir ekip kurulması ve devamlılığına yardımcı olmak için Performans yönetimi, profesyonel gelişim, beceri eğitimi ve bilgi edinme araçları
inglês | turco |
---|---|
management | yönetimi |
development | gelişim |
training | eğitimi |
team | ekip |
high | yüksek |
performance | performans |
tools | araçları |
professional | profesyonel |
and | ve |
help | yardımcı |
to | için |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
inglês | turco |
---|---|
thought | düşünce |
develop | geliştirin |
regional | bölgesel |
global | global |
level | seviyede |
key | önemli |
elsevier | elsevier |
campaign | kampanyası |
brand | marka |
a | bir |
EN Build your backlink profile easily and develop effective outreach strategies.
TR Backlink profilinizi kolayca oluşturun ve etkili erişim stratejileri geliştirin.
inglês | turco |
---|---|
build | oluşturun |
backlink | backlink |
easily | kolayca |
develop | geliştirin |
effective | etkili |
strategies | stratejileri |
and | ve |
EN This will enable you to develop your own advertising campaign effortlessly.
TR Bu, kendi reklam kampanyalarınızı çaba harcamadan geliştirmenize olanak sağlayacak.
inglês | turco |
---|---|
advertising | reklam |
this | bu |
EN You can also develop your application using our API, then publish and sell your app to thousands of our users
TR Ayrıca API’ımızı kullanarak uygulamanızı geliştirebilir, sonrasında yayınlayıp binlerce kullanıcımıza satabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
api | api |
sell | satabilirsiniz |
users | kullanıcı |
using | kullanarak |
also | ayrıca |
EN We help you to apply reliable science to develop innovative, targeted drugs and ensure compliance and safety
TR Yenilikçi, hedeflenmiş ilaçlar geliştirmenize ve uygunluk ve güvenliği sağladığınıza emin olmanıza yardımcı oluruz
inglês | turco |
---|---|
innovative | yenilikçi |
compliance | uygunluk |
help | yardımcı |
safety | güvenliği |
reliable | güvenli |
and | ve |
to | emin |
EN We may share data with our affiliates and subsidiaries in order to improve the Consumer Services, develop and offer our Products, and for other purposes.
TR Tüketici Hizmetlerini geliştirmek, Ürünlerimizi geliştirmek ve sunmak ve diğer amaçlar için verileri iştiraklerimiz ve bağlı kuruluşlarımızla paylaşabiliriz.
inglês | turco |
---|---|
share | paylaş |
data | verileri |
consumer | tüketici |
services | hizmetlerini |
offer | sunmak |
other | diğer |
and | ve |
improve | geliştirmek |
EN Each section will give you important information about the performance of your resource so that you can continue to optimize and develop it in the right direction
TR Her bölüm, kaynağınızın performansı hakkında size önemli bilgiler verecektir, böylece onu doğru yönde optimize etmeye ve geliştirmeye devam edebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
section | bölüm |
information | bilgiler |
continue | devam |
optimize | optimize |
important | önemli |
develop | geliştirmeye |
you can | edebilirsiniz |
to | etmeye |
so | böylece |
about | hakkında |
and | ve |
of | her |
the | size |
EN You get the opportunity to develop a consistent visual style for your pages on major social media platforms (Facebook, YouTube, VK, Twitter, Instagram, LinkedIn).
TR Büyük platformlarındaki (Facebook, YouTube, VK, Twitter, Instagram, LinkedIn) sayfalarınız için tutarlı bir görsel stil geliştirme fırsatı yakalarsınız.
inglês | turco |
---|---|
you | in |
develop | geliştirme |
visual | görsel |
style | stil |
major | büyük |
platforms | platformlar |
youtube | youtube |
consistent | tutarlı |
opportunity | fırsat |
a | bir |
pages | sayfalar |
EN We obsess over quality. Here's a look at how we develop the best tools for repair.
TR Kaliteyi kafaya takıyoruz. Onarım için en iyi aletleri nasıl geliştirdiğimize bir göz atalım.
inglês | turco |
---|---|
repair | onarım |
quality | kaliteyi |
for | için |
how | nasıl |
a | bir |
at | göz |
best | en |
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
ways | yollar |
reducing | azaltmak |
environmental | çevresel |
of | in |
to | için |
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
a | bir |
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
a | bir |
EN Golden Frog was created to develop services that give people the ability to defend and protect themselves online.
TR Golden Frog insanların kendilerini online olarak korumalarına ve savunmalarına olanak veren hizmetleri geliştirmek için kurulmuştur.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetleri |
online | online |
golden | golden |
frog | frog |
and | ve |
people | insanlar |
give | için |
EN We continue to develop new applications to advance the cause and make it possible regardless of what governments and regulatory bodies decide to do
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
develop | geliştirmeye |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Please note that Sonix does NOT use PHI to develop or improve Sonix’s services.
TR Sonix'in Sonix'in hizmetlerini geliştirmek veya geliştirmek için PHI kullanmadığını lütfen unutmayın.
inglês | turco |
---|---|
phi | phi |
services | hizmetlerini |
or | veya |
please | lütfen |
improve | geliştirmek |
EN JournalingJournaling and reflecting on your feelings, struggles and goals can help you develop perspective about your addiction and its underlying causes
TR günlük kaydıDuygularınızı, mücadelelerinizi ve hedeflerinizi günlüğe kaydetmek ve yansıtmak, bağımlılığınız ve altında yatan nedenler hakkında bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
can | olabilir |
perspective | bakış |
help | yardımcı |
about | hakkında |
and | ve |
EN MTP, reflecting the goals and economic vision for the period of 2022-2024, foresees to develop new policy areas as well as strengthening the macroeconomic stability.
TR 2022-2024 dönemine ilişkin hedefleri ve ekonomik vizyonu yansıtan OVP makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi ve yeni politika alanlarının geliştirilmesini öngörmektedir.
inglês | turco |
---|---|
reflecting | yansıtan |
goals | hedefleri |
and | ve |
economic | ekonomik |
vision | vizyonu |
new | yeni |
policy | politika |
strengthening | güçlendirilmesi |
of | nın |
EN We develop new features and improve current ones continuously
TR Yeni özellikler geliştiriyor ve mevcut olanları sürekli iyileştiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
continuously | sürekli |
features | özellikler |
new | yeni |
and | ve |
EN With the Social Inbox, which we continue to develop in RADAAR, you can now easily manage all messages and comments from your social media accounts.
TR RADAAR'da geliştirmeye devam ettiğimiz Social Inbox ile artık sosyal medya hesaplarınızdan gelen tüm mesaj ve yorumları kolayca yönetebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
easily | kolayca |
messages | mesaj |
comments | yorumlar |
accounts | hesaplar |
develop | geliştirmeye |
social | sosyal |
all | tüm |
media | medya |
and | ve |
with | ile |
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
inglês | turco |
---|---|
reference | referans |
ecosystem | ekosistemi |
goal | amacı |
blockchain | blockchain |
development | geliştirme |
implementation | uygulama |
environment | ortamı |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | bir |
EN Users can easily develop distributed services through Ontology without having previous knowledge of distributed networks.
TR Kullanıcılar merkeziyetsiz ağlar hakkında daha önceden bilgi sahibi olmasa da, Ontology aracılığıyla merkeziyetsiz hizmetler geliştirebilirler.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetler |
networks | ağlar |
users | kullanıcılar |
through | aracılığıyla |
previous | da |
EN Hyperconnect specializes in applying new technologies based on machine learning to image and video processing and was the first company to develop webRTC for mobile platforms.
TR Görüntü ve video işlemek için makine öğrenimi tabanlı yeni teknolojileri uygulama konusunda uzmanlaşan Hyperconnect, mobil platformlar için webRTC geliştiren ilk şirketti.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
technologies | teknolojileri |
machine | makine |
company | iş |
mobile | mobil |
platforms | platformlar |
based | tabanlı |
video | video |
image | görüntü |
and | ve |
learning | öğrenimi |
first | ilk |
EN By using PyTorch as our machine learning framework, we were able to quickly develop models and leverage the libraries available in the open source community.”
TR Makine öğrenimi çerçevemiz olarak PyTorch’u kullanarak hızla modeller oluşturabildik ve açık kaynak topluluğu tarafından erişilebilir kitaplıklardan yararlanabildik.”
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN If you want to learn how a robot works and eventually want to develop one yourself, this dual degree is the right choice.
TR Robotların nasıl çalıştığını öğrenmek ve ardından bizzat robot geliştirmek isteyenler, bu dual yükseköğrenimde doğru yerdeler.
inglês | turco |
---|---|
robot | robot |
works | çalıştığını |
this | bu |
how | nasıl |
EN How mature is your product development process? Autodesk can help you strategize for digital transformation and develop the capabilities needed to achieve your goals
TR Ürün geliştirme süreciniz ne kadar başarılı? Autodesk, dijital dönüşüm için strateji oluşturma ve hedeflerinize ulaşmanızda gerekli olan özellikleri geliştirme konusunda size yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
autodesk | autodesk |
digital | dijital |
transformation | dönüşüm |
needed | gerekli |
your goals | hedeflerinize |
help | yardımcı |
development | geliştirme |
can | olabilir |
is | olan |
and | ve |
the | size |
Mostrando 50 de 50 traduções