TR Birçok kişi yarı zamanlı çalışma ile başlar ve daha sonra işleri büyürken tam zamanlı çalışmaya geçer.
TR Birçok kişi yarı zamanlı çalışma ile başlar ve daha sonra işleri büyürken tam zamanlı çalışmaya geçer.
EN Many people start with part-time work and later switch to full time when their business is growing.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
kişi | people |
tam | full |
TR Zebra’nın Ivanti destekli Tamamen Dokunmatik Terminal Emülasyonu, cihazlarınızda kutudan çıkar çıkmaz yeşil ekran modu ile çalışmaya başlar
EN Zebra's All-Touch Terminal Emulation, powered by Ivanti, can run on your devices in green-screen mode right out of the box
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
tamamen | all |
yeşil | green |
ekran | screen |
modu | mode |
TR Her özellik anında çalışmaya başlar ve gerçek zamanlı, kayıtlı ve izlenen bilgileri kullanıcıların ayrı web kontrol panellerine göndermeye devam eder.
EN Every feature starts working instantaneously and keeps on sending real-time, recorded, and monitored information to users’ separate web control panels.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
özellik | feature |
başlar | starts |
ve | and |
gerçek | real |
bilgileri | information |
ayrı | separate |
web | web |
kontrol | control |
TR Açıklama: İffet dil ile başlar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx İffet dil ile başlar video.
EN Description: View Chastity take up with the tongue hd as completely free. BDSM porn xxx Chastity take up with the tongue video.
turco | inglês |
---|---|
açıklama | description |
hd | hd |
tamamen | completely |
ücretsiz | free |
bdsm | bdsm |
porno | porn |
xxx | xxx |
video | video |
TR TV sunucusu her oyuna katılımcıları selamlayarak başlar, ardından 49 numaralı top, piyango davuluna atılır ve karıştırma işlemi başlar
EN The TV presenter begins each game with a greeting of the participants, after that 49 numbered balls are dropped into the lottery drum and mixing begins
turco | inglês |
---|---|
tv | tv |
her | each |
oyuna | game |
başlar | begins |
ve | and |
karıştırma | mixing |
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
turco | inglês |
---|---|
daha | more |
kapsayıcı | inclusive |
ortak | collaborative |
şeffaf | transparent |
dünyası | world |
açık | open |
fayda | benefit |
inanıyoruz | we believe |
TR Araştırma dünyasını nasıl daha fazla ortak çalışmaya sevk ettiğimizin örneklerini görün
EN See examples of how we are making the world of research more collaborative
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
ortak | collaborative |
görün | see |
ın | of |
TR Çalışanlarımız uzaktan erişim için tasarlanmamış uygulamalarla uğraşmak zorunda kalmadığından platformumuz sorunsuz çalışmaya devam etti ve müşteri tabanımız destekte herhangi bir kesinti yaşamadı."
EN Because our employees didn’t have to struggle with apps that weren’t designed for remote access, our platform kept running smoothly, and our customer base experienced no interruptions in support."
turco | inglês |
---|---|
uzaktan | remote |
erişim | access |
zorunda | have to |
sorunsuz | smoothly |
müşteri | customer |
herhangi | no |
TR "Peter Hahn uzaktan çalışmaya geçtiğinde VPN'imizin ciddi performans sorunlarına neden olduğunu gördük
EN "When Peter Hahn transitioned to working remotely, we found that our VPN was causing serious performance issues
turco | inglês |
---|---|
peter | peter |
uzaktan | remotely |
vpn | vpn |
ciddi | serious |
performans | performance |
neden | to |
sorunları | issues |
TR Web sitesinin sağlığının saatlik olarak izlenmesi, işletmenizin çalışmaya devam etmesini ve büyümesinin kontrol edilmesini sağlar.
EN Hourly monitoring of website’s health will help keep your business running and control its growing.
turco | inglês |
---|---|
saatlik | hourly |
işletmenizin | your business |
devam | keep |
TR Norconsult, 2010 yılında Norveç’in devlete ait demiryolu kuruluşu Bane NOR ile ilkine paralel ikinci bir Ulriken Tüneli kurarak çifte kapasiteye sahip bir proje üzerinde çalışmaya başladı.
EN In 2010, Norconsult began working with Norway’s state-owned rail authority, Bane NOR, on a project to double capacity by building a second Ulriken Tunnel parallel to the first.
turco | inglês |
---|---|
norveç | norway |
paralel | parallel |
ikinci | second |
tüneli | tunnel |
proje | project |
TR Halen Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi'nin ortağı olarak yönetim kurulu üyeliğini sürdürürken yanı sıra şirketin danışmanı olarak çalışmaya devam etmektedir
EN She is still a member of the Board of Directors of Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi and continues to work as a consultant for the company
turco | inglês |
---|---|
halen | still |
kurulu | board |
devam | continues |
TR Bugünlerde pandeminin ikinci dalgası baş göstermişken, tüm bu süreçte edindiğimiz tecrübeleri etkin bir şekilde kullanarak başta kendimiz, ardından desteklediğimiz kişilerin iyilik hâlini artırmak için çalışmaya devam ediyoruz
EN While the second wave of the pandemic has reared its ugly head, we continue to work to increase the well-being first of ourselves and then of the people we support by using the experience we have gained in this entire process effectively
turco | inglês |
---|---|
ikinci | second |
baş | head |
tüm | entire |
devam | continue |
TR Gade, kendisi ve ailesi için pandemi döneminde can suyu olan kısa dönemli istihdam projemiz kapsamında edindiği işte çalışmaya devam ediyor
EN Gade continues to work at the job she got in the scope of our short-term employment project that was a lifeline support for herself and her family during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
gade | gade |
ailesi | family |
pandemi | pandemic |
olan | was |
kısa | short |
kapsamında | in the scope of |
TR Toplantılara katılmaya, diğer üyelerle paylaşmaya ve toparlanmaya çalışmaya devam ettikçe, sezgimiz güçlenecek ve zamanla ayıklıkla ilişkimiz doğal olarak daha da netleşecek.
EN As we continue attending meetings, sharing with other members, and working our recovery, our intuition will strengthen, and over time our relationship to sobriety will naturally grow clearer.
turco | inglês |
---|---|
doğal | naturally |
TR Eş Zamanlı Tedarik, işlevleri başlatır ve çift basamaklı milisaniyelerde yanıt vermeye hazır olarak tutar. Eş Zamanlı Tedarik etkinleştirildiğinde, uzantıları da başlatır ve işlev koduyla birlikte çalışmaya hazır olarak tutar.
EN Provisioned Concurrency keeps functions initialized and ready to respond in double-digit milliseconds. When enabled, Provisioned Concurrency will also initialize extensions and keep them ready to execute alongside function code.
turco | inglês |
---|---|
çift | double |
yanıt | respond |
hazır | ready |
tutar | keeps |
uzantıları | extensions |
TR Gade, kendisi ve ailesi için pandemi döneminde can suyu olan kısa dönemli istihdam projemiz kapsamında edindiği işte çalışmaya devam ediyor
EN Gade continues to work at the job she got in the scope of our short-term employment project that was a lifeline support for herself and her family during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
gade | gade |
ailesi | family |
pandemi | pandemic |
olan | was |
kısa | short |
kapsamında | in the scope of |
TR Alman üretici, uyarı ışıkları kendi kendine çalışmaya başladığı için geri çağırma kararı aldı.
EN Power is there, it just needs to reach the ground.
TR Şu anda Beyaz Etiket logo oluşturucu yalnızca İngilizce ve Fransızca olarak sunulmaktadır. Diğer dillerin eklenmesi üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
EN Currently, the White Label logo generator is available in English and French. We're working on adding other languages.
turco | inglês |
---|---|
beyaz | white |
etiket | label |
logo | logo |
oluşturucu | generator |
diğer | other |
TR Bu SUV ile yola hakim olun! Yükseltilmiş açıklığı, büyük tekerlekleri ve Yokuş İniş Yardımcısı ile Kavrama Hakimiyeti ile, Yeni Citroën C3 AIRCROSS her türlü arazide çalışmaya hazırdır.
EN Dominate the road with this SUV! With its raised clearance, large wheels and Grip Control with Hill Descent Assist, New Citroën C3 AIRCROSS is ready to take on all types of terrain.
turco | inglês |
---|---|
suv | suv |
olun | is |
büyük | large |
yeni | new |
aircross | aircross |
her | all |
TR Almanya hakkında bilmeye değer her şeyi nerede bulursun? Siyaset, ekonomi, yaşam, yükseköğrenim veya çalışmaya ilişkin bilgi ve olguları? Bütün bunlar 10 dilde? İşte bu video sana bunu gösteriyor.
EN Where can you find out everything worth knowing about Germany? Information and facts about politics, business, life, studying or work? And all of that in no less than ten languages? This video shows you where.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
hakkında | about |
değer | worth |
nerede | where |
siyaset | politics |
yaşam | life |
veya | or |
ve | and |
video | video |
sana | you |
TR Başka ülkelerde sürdürülen kalkınma işbirliği alanında çalışmaya hazırlayan bu disiplinler arası anabilim dalının amacı, tropikal ve sübtropikal bölgelerdeki tarımsal üretimin itinalı ve sürdürülebilir bir biçimde yükseltilmesi
EN An environmentally friendly and sustainable increase in agricultural production in the tropics and subtropics is the objective of this interdisciplinary study programme which prepares graduates for work in development co-operation
turco | inglês |
---|---|
kalkınma | development |
bu | this |
tarımsal | agricultural |
sürdürülebilir | sustainable |
TR ROKAPOS Kafe Bar Restoran Otomasyonu sistemi içindeki uygulamaları kullanıma hazır şekildedir, üyeliğinizi aktif duruma getirdiğinizde uygulamalar ile hemen çalışmaya başlayabilirsiniz.
EN Applications in ROKAPOS Café Bar Restaurant Automation system are ready to use, when you activate your membership, you can start working with the applications immediately.
turco | inglês |
---|---|
otomasyonu | automation |
sistemi | system |
hazır | ready |
hemen | immediately |
TR Çalışmaya başlamadan önce, kullandığınız web sayfası oluşturucunun gerekli tüm ayarların seçili olduğundan emin olun
EN Before you start work, make sure that the web page builder you’re using has all the necessary adjustments selected
turco | inglês |
---|---|
önce | before |
gerekli | necessary |
emin | sure |
TR Changelly’i kullanıcılarımıza sunabilmekten çok memnunuz ve Changelly ekibiyle çalışabilmek bizim için büyük bir onurdur. Onlar kendilerini bizimle çalışmaya adamış profesyonellerdir
EN We are very excited to make Changelly available to our users and it’s such a pleasure to work with Changelly team. They are professional and dedicated to our cooperation.
turco | inglês |
---|---|
onlar | they |
kullanıcıları | users |
TR Zebra her zaman gözünüzün önünde olmasa da, Zebra çözümleri dünyadaki pek çok sektörde sahne arkasında çalışmaya devam etmektedir
EN You may not always see Zebra, but Zebra solutions can be found working behind the scenes in many industries around the world
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
da | in |
çözümleri | solutions |
TR Ürün turları içeren 1 dakikalık videolar ve kısa eğitim videolarıyla hemen çalışmaya başlayın.
EN Get up and going faster with 1 minute product tours and short training videos.
turco | inglês |
---|---|
içeren | with |
videolar | videos |
ve | and |
kısa | short |
eğitim | training |
TR Wunder, 9 ülkede uzaktan çalışmaya teşvik edilen 200'e yakın çalışana sahiptir
EN Wunder employees nearly 200 people across 9 countries, and has always encouraged remote working
turco | inglês |
---|---|
uzaktan | remote |
sahiptir | has |
TR Jülich Araştırma Merkezi’nde Avrupa araştırmaları için yeni tip, yüksek performanslı bir kuantum bilgisayar çalışmaya başladı.
EN On the 80th anniversary of the "Wannsee Conference", the UN General Assembly adopted a resolution condemning the denial and trivialisation of the Holocaust.
TR Eski moda elektronik tabloları kolayca akıllı tahtalara dönüştürün. Tüm verilerinizi içe aktarın, böylece siz ve ekibiniz monday.com'daki tüm mevcut araçlarınızla çalışmaya devam edebilirsiniz.
EN Easily turn old-fashioned spreadsheets into smart boards. Import all of your data so you and your team can continue working with all your existing tools inside monday.com.
turco | inglês |
---|---|
eski | old |
kolayca | easily |
akıllı | smart |
dönüştürün | turn |
tüm | all |
verilerinizi | your data |
böylece | so |
ve | and |
ekibiniz | your team |
daki | into |
devam | continue |
ın | of |
TR monday.com'da mevcut araçlarınızla çalışmaya devam edin.Teslim tarihlerini Google Takviminizle senkronize edin, Dropbox dosyalarınızı tüm ekibinizle anında paylaşın ve daha fazlasını yapın.
EN Continue working with your existing tools inside monday.com. Sync due dates with your Google Calendar, instantly share your Dropbox files with your entire team, and more.
turco | inglês |
---|---|
mevcut | existing |
dropbox | dropbox |
tüm | entire |
anında | instantly |
paylaşın | share |
TR İlham verici ortak çalışma alanı | Çalışmaya hazır ofisler | Toplantı ve atölyeleriniz için alanlar
EN Inspiring co-working space | Plug-and-work office | Meeting and Workshop room rental
turco | inglês |
---|---|
ortak | co |
alanı | space |
toplantı | meeting |
alan | room |
TR Siz ve iş arkadaşlarınız için çalışmaya hazır durumda mikro ofisler.
EN Plug-and-work micro offices for you and your fellow co-workers.
turco | inglês |
---|---|
mikro | micro |
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
turco | inglês |
---|---|
daha | more |
kapsayıcı | inclusive |
ortak | collaborative |
şeffaf | transparent |
dünyası | world |
açık | open |
fayda | benefit |
inanıyoruz | we believe |
TR Araştırma dünyasını nasıl daha fazla ortak çalışmaya sevk ettiğimizin örneklerini görün
EN See examples of how we are making the world of research more collaborative
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
ortak | collaborative |
görün | see |
ın | of |
TR Halen Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi'nin ortağı olarak yönetim kurulu üyeliğini sürdürürken yanı sıra şirketin danışmanı olarak çalışmaya devam etmektedir
EN She is still a member of the Board of Directors of Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi and continues to work as a consultant for the company
turco | inglês |
---|---|
halen | still |
kurulu | board |
devam | continues |
TR Gade, kendisi ve ailesi için pandemi döneminde can suyu olan kısa dönemli istihdam projemiz kapsamında edindiği işte çalışmaya devam ediyor
EN Gade continues to work at the job she got in the scope of our short-term employment project that was a lifeline support for herself and her family during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
gade | gade |
ailesi | family |
pandemi | pandemic |
olan | was |
kısa | short |
kapsamında | in the scope of |
TR Gade, kendisi ve ailesi için pandemi döneminde can suyu olan kısa dönemli istihdam projemiz kapsamında edindiği işte çalışmaya devam ediyor
EN Gade continues to work at the job she got in the scope of our short-term employment project that was a lifeline support for herself and her family during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
gade | gade |
ailesi | family |
pandemi | pandemic |
olan | was |
kısa | short |
kapsamında | in the scope of |
TR Eş Zamanlı Tedarik, işlevleri başlatır ve çift basamaklı milisaniyelerde yanıt vermeye hazır olarak tutar. Eş Zamanlı Tedarik etkinleştirildiğinde, uzantıları da başlatır ve işlev koduyla birlikte çalışmaya hazır olarak tutar.
EN Provisioned Concurrency keeps functions initialized and ready to respond in double-digit milliseconds. When enabled, Provisioned Concurrency will also initialize extensions and keep them ready to execute alongside function code.
turco | inglês |
---|---|
çift | double |
yanıt | respond |
hazır | ready |
tutar | keeps |
uzantıları | extensions |
TR Anlamlı öngörüler elde ederek farklı bir müşteri değeri oluşturmanın yanı sıra karar verme sürecimizi hızlandırmak ve BT maliyetlerini azaltmak için AWS ile yakından çalışmaya devam edeceğiz.
EN We will continue to work closely with AWS to accelerate our decision making, and reduce IT costs as well as gain meaningful insights, thereby creating differentiated customer value.
turco | inglês |
---|---|
anlamlı | meaningful |
elde | gain |
müşteri | customer |
yanı | well |
karar | decision |
bt | it |
maliyetlerini | costs |
azaltmak | reduce |
aws | aws |
yakından | closely |
devam | continue |
TR Bir çalışanın iş için bu ayrıcalıklara duyduğu gereksinim sona erdiğinde, ilgili kişi Amazon veya Amazon Web Services ile çalışmaya devam etse bile erişimi hemen iptal edilir
EN When an employee no longer has a business need for these privileges, his or her access is immediately revoked, even if they continue to be an employee of Amazon or Amazon Web Services
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
web | web |
services | services |
devam | continue |
erişimi | access |
hemen | immediately |
TR Eski moda elektronik tabloları kolayca akıllı tahtalara dönüştürün. Tüm verilerinizi içe aktarın, böylece siz ve ekibiniz monday.com'daki tüm mevcut araçlarınızla çalışmaya devam edebilirsiniz.
EN Easily turn old-fashioned spreadsheets into smart boards. Import all of your data so you and your team can continue working with all your existing tools inside monday.com.
turco | inglês |
---|---|
eski | old |
kolayca | easily |
akıllı | smart |
dönüştürün | turn |
tüm | all |
verilerinizi | your data |
böylece | so |
ve | and |
ekibiniz | your team |
daki | into |
devam | continue |
ın | of |
TR Web sitesinin sağlığının saatlik olarak izlenmesi, işletmenizin çalışmaya devam etmesini ve büyümesinin kontrol edilmesini sağlar.
EN Hourly monitoring of website’s health will help keep your business running and control its growing.
turco | inglês |
---|---|
saatlik | hourly |
işletmenizin | your business |
devam | keep |
TR PHP 8.0.0 ve sonrasında, değişken ismi yakalama istisnası için isteğe bağlıdır. Belirtilmezse, catch bloğu çalışmaya yine de devam eder fakat istisnayı oluşturacak nesneye erişemez.
EN As of PHP 8.0.0, the variable name for a caught exception is optional. If not specified, the catch block will still execute but will not have access to the thrown object.
turco | inglês |
---|---|
php | php |
değişken | variable |
ismi | name |
yine | still |
fakat | but |
TR catch bloklarının yerine veya sonrasında bir finally bloğu da belirtilebilir. Bir istisnanın oluşmamışsa bile ve normal çalışmaya dönülmeden önce finally bloğu içindeki kodlar daima try ve catch bloklarından sonra çalıştırılır.
EN A finally block may also be specified after or instead of catch blocks. Code within the finally block will always be executed after the try and catch blocks, regardless of whether an exception has been thrown, and before normal execution resumes.
turco | inglês |
---|---|
normal | normal |
önce | before |
daima | always |
blokları | blocks |
TR Alman üretici, uyarı ışıkları kendi kendine çalışmaya başladığı için geri çağırma kararı aldı.
EN Kia finds fault with the system that alerts the emergency services of an accident.
TR Ürün turları içeren 1 dakikalık videolar ve kısa eğitim videolarıyla hemen çalışmaya başlayın.
EN Get up and going faster with 1 minute product tours and short training videos.
turco | inglês |
---|---|
içeren | with |
videolar | videos |
ve | and |
kısa | short |
eğitim | training |
TR Ayrıca kümeden bağımsız EMR Notebooks'dan (Jupyter'ı temel alır) yararlanabilir veya Zeppelin’i kullanarak veri keşfi ve görselleştirme için etkileşimli ve ortak çalışmaya uygun not defterleri oluşturabilirsiniz
EN You can also leverage cluster-independent EMR Notebooks (based on Jupyter) or use Zeppelin to create interactive and collaborative notebooks for data exploration and visualization
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independent |
temel | based |
veri | data |
görselleştirme | visualization |
etkileşimli | interactive |
ortak | collaborative |
TR Şu anda Beyaz Etiket logo oluşturucu yalnızca İngilizce ve Fransızca olarak sunulmaktadır. Diğer dillerin eklenmesi üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
EN Currently, the White Label logo generator is available in English and French. We're working on adding other languages.
turco | inglês |
---|---|
beyaz | white |
etiket | label |
logo | logo |
oluşturucu | generator |
diğer | other |
TR Alman üretici, uyarı ışıkları kendi kendine çalışmaya başladığı için geri çağırma kararı aldı.
EN It's only for seven vehicles, but the irony here isn't lost on anyone.
Mostrando 50 de 50 traduções