TR Zinciri tamir edemezsen bisiklet alır mıydın?
TR Zinciri tamir edemezsen bisiklet alır mıydın?
EN Would you buy a bike if you couldn’t fix the chain?
turco | inglês |
---|---|
zinciri | chain |
tamir | fix |
TR Zinciri tamir edemezsen bisiklet alır mıydın?
EN Would you buy a bike if you couldn’t fix the chain?
turco | inglês |
---|---|
zinciri | chain |
tamir | fix |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
teknoloji | tech |
favori | favorite |
hediyeler | gifts |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
teknoloji | tech |
favori | favorite |
hediyeler | gifts |
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir telefonlar satın alın.
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable smartphones.
turco | inglês |
---|---|
olmalı | should |
ve | and |
tamir | fix |
yüzden | so |
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir dizüstü bilgisayarlar satın alın.
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable laptops.
turco | inglês |
---|---|
olmalı | should |
ve | and |
tamir | fix |
yüzden | so |
TR Blok zinciri (blockchain) ve yapay zeka (AI) makine öğrenimi gibi yenilikçi teknolojiler, mevcut tedarik zinciri işletim modellerini potansiyel olarak aksatabilirler.
EN Innovative technologies, such as blockchain and AI machine learning can potentially disrupt existing supply chain operating models.
turco | inglês |
---|---|
zinciri | chain |
blockchain | blockchain |
makine | machine |
yenilikçi | innovative |
teknolojiler | technologies |
tedarik | supply |
modellerini | models |
TR Buna rağmen bu tür bir tedarik zinciri yasası neden gerekli? Evet, çok doğru, ancak Almanya ucuz tüketim malları da ithal ediyor ve tedarik zinciri boyunca ekonomik açıdan elverişli sayısız girdi üzerinden de kar sağlıyor
EN Why is a supply chain law still important then? Yes, that’s true, but Germany also imports cheap consumer goods and sources many low-cost preliminary goods and services along the supply chain
turco | inglês |
---|---|
tedarik | supply |
zinciri | chain |
yasası | law |
neden | why |
doğru | true |
almanya | germany |
ucuz | cheap |
boyunca | along |
TR Phemex Akademi ile Kripto Paralar ve Blok zinciri Hakkında Bilgi Edinin: Blok zinciri öğrenmek için ücretsiz, kapsamlı ve tarafsız bir kaynak
EN Learn Crypto and Blockchain with Phemex Academy: a free, comprehensive and unbiased resource for blockchain knowledge
turco | inglês |
---|---|
phemex | phemex |
akademi | academy |
kripto | crypto |
ücretsiz | free |
kapsamlı | comprehensive |
kaynak | resource |
TR Tanımadığınız kırık sayfalar ve web sitelerine giden linkleri kontrol edin. Web sitenizi iyileştirmek için bunları tamir edin veya kaldırın.
EN Check for outbound links to broken pages and websites you don’t recognize. Fix or remove them to make your site better.
turco | inglês |
---|---|
sayfalar | pages |
sitenizi | your site |
iyileştirmek | better |
tamir | fix |
kaldırın | remove |
TR Her türlü onarım işlemi için profesyonel tamir aletleri. Bu iş için tam da ihtiyacınız olan alet bizde var.
EN Professional-grade repair tools for any repair. We've got the exact tool you'll need for the job.
turco | inglês |
---|---|
profesyonel | professional |
tam | exact |
TR Tamir, ürünlerin daha uzun süre dayanmasını sağlar.
EN Repair makes your products last longer.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
ürünlerin | products |
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
ekonomi | economy |
iyi | good |
TR iFixit, son yirmi yılda üretilen her Apple ürünü için tamir kılavuzları yayınladı
EN iFixit has published repair manuals for every Apple product made in the last two decades
turco | inglês |
---|---|
ifixit | ifixit |
son | last |
apple | apple |
ürünü | product |
tamir | repair |
TR Dünyanın dört bir yanındaki tamircilere katıl ve bu yıl daha fazla şeyi tamir etmeye söz ver.
EN Join fixers around the world and commit to fix more things this year.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
bu | this |
yıl | year |
tamir | fix |
TR Kendi eşyalarını tamir eden insanların, özel ve kendini adamış müşteriler olduklarını bilirler.
EN They know that people who fix their stuff are dedicated customers.
turco | inglês |
---|---|
tamir | fix |
özel | dedicated |
müşteriler | customers |
insanları | people |
TR Tamir hakkımız için savaşacağım.
EN I will fight for our right to repair.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR Bu şirketler tamir kılavuzlarını çevrimiçi olarak kullanıma sunuyor:
EN These companies make their repair manuals available online:
turco | inglês |
---|---|
şirketler | companies |
tamir | repair |
çevrimiçi | online |
olarak | these |
kılavuzları | manuals |
TR Çevrimiçi tamir kılavuzlarını ortadan kaldırmak ve insanları DIY(kendin-yap) tamirden uzaklaştırmak için telif hakkı iddialarının arkasına saklanıyorlar.
EN They hide behind copyright claims to take down online repair manuals and scare people away from DIY repair.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
insanları | people |
telif | copyright |
kılavuzları | manuals |
TR Tamir edilemeyecek hiçbir şey üretilmemelidir.
EN Nothing should be made that can't be fixed.
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
turco | inglês |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkelerdeki tamir ustalarını örnek almalıyız. 25 sentlik bir parçayla düzeltilebilecek bilgisayarları çöpe atmayı bırakmalıyız.
EN We need more e-waste repair and refurbishment, worldwide. We need to take a page from the book of expert repairers in developing countries. We need to stop throwing away computers that could be fixed with a 25-cent part.
turco | inglês |
---|---|
gelişmekte | developing |
tamir | repair |
TR Zaten halihazırda sahip olduğumuz şeyleri tamir etmek ve yeniden kullanmak çok mantıklı.
EN Fixing and reusing what we’ve already got just makes sense.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Sahip olduğumuz her şeyi açma, tamir etme ve onarma hakkını talep etme zamanı geldi.
EN It’s high time we demand the right to open, tinker with, and repair everything we own.
turco | inglês |
---|---|
sahip | own |
şeyi | everything |
tamir | repair |
ve | and |
hakkını | right |
talep | demand |
TR Tamir, atığa karşı ilk savunma hattıdır
EN Repair is the first line of defense against waste
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
ilk | first |
savunma | defense |
TR Üreticiler, bağımsız tamir mağazalarını kapatmaya çalışıyorlar.
EN Manufacturers are trying to shut down independent repair shops.
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independent |
tamir | repair |
TR Bir şeye sahip olmak onu açabilme, hekleme, tamir etme, geliştirme hakkının da sende olması anlamına gelmelidir.
EN Ownership means you should be able to open, hack, repair, upgrade, or tie bells on it.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
turco | inglês |
---|---|
üretim | manufacturing |
kullandığı | used |
malzemeleri | materials |
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
kalite | quality |
yukarı | up |
rekabeti | competition |
TR Tamir geri dönüşümden daha iyidir.
EN Repair is better than recycling.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR Bir ordu dolusu tamir teknisyeni hazırda bekliyor; yalnız biraz yardıma ihtiyaçları var.
EN An army of repair technicians stands ready to fill in the gap. All they need is a little help.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR Şirketler, sana sattıkları ürünlerini tamir etmeni istemez.
EN Companies don’t want you to get their products fixed.
turco | inglês |
---|---|
sana | you |
ürünlerini | products |
TR Üreticiler tamir kodlarını bir sır gibi saklıyor.
EN Manufacturers keep repair codes secret.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR makul fiyatlı, bağımsız tamir dükkanları için
EN to reasonably-priced, independent repair shops
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independent |
tamir | repair |
için | to |
TR Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasasına 2018'de ciddi tamir muafiyetleri kazandık.
EN We won major repair exemptions to the Digital Millenium Copyright Act in 2018.
turco | inglês |
---|---|
dijital | digital |
telif | copyright |
tamir | repair |
TR Ürün ve yazılımların tamir edilebilir ve sürdürülebilir yollarla nasıl tasarlanacağı.
EN How to design products and software in repairable, sustainable ways.
turco | inglês |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
TR Burada iki en popüler tamir —ekran ve pil— çok iyi önceliklendirilmiş durumda.
EN The two most common smartphone repairs—display and battery—are well-prioritized here.
turco | inglês |
---|---|
burada | here |
iki | two |
ekran | display |
ve | and |
pil | battery |
iyi | well |
TR Ön ve arka cam çatlasın diye iki kat hassas yapılmış ve her ikisinde de güçlü yapıştırıcı, iç kısımlara herhangi bir tamir için erişimi zorlaştırıyor.
EN Front and back glass make for double the crackability, and strong adhesive on both makes it tough to access the internals for any repair.
turco | inglês |
---|---|
arka | back |
güçlü | strong |
tamir | repair |
erişimi | access |
TR Asya'daki tamir mağazaları, bu üreticiler tarafından paylaşılan bilgilerle gelişiyor.
EN Repair shops in Asia thrive on the information shared by those manufacturers.
turco | inglês |
---|---|
asya | asia |
tamir | repair |
üreticiler | manufacturers |
paylaşılan | shared |
TR Tamir işçileri zorlanıyor. Çünkü ihtiyaç duydukları bilgiye sahip değiller.
EN Repair workers are struggling because they don’t have the information they need.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
ihtiyaç | need |
bilgiye | information |
TR Daha önce tamir edilen otomobillerde yeni arızalar baş gösterdi.
EN Apparently, the G65 is too fast for its own good.
TR iPad Tamir Setlerini, kendi kendine yapacağın tamirler için ekibimiz tarafından tasarlanmış yeni araçlar içerecek şekilde yeniledik—daha sağlam bir tornavida, yeni bir Pil Açıcı ve sımsıkı yapışan bir Vantuz Tutucu ile.
EN We revamped our iPad Fix Kits to include brand new tools, designed by our team for your DIY repair—including an even tougher driver, a new Battery Blocker, and a super-grippy Suction Handle.
turco | inglês |
---|---|
ipad | ipad |
ekibimiz | our team |
araçlar | tools |
pil | battery |
TR Hasarlı veya bozuk olanı seçin PDF tamir edilecek dosya:
EN Select the damaged or corrupt PDF file to be repaired:
turco | inglês |
---|---|
hasarlı | damaged |
veya | or |
seçin | select |
dosya | file |
TR Yardımınız için tekrar teşekkürler! İhtiyacınız olursa bir referans yazmaktan mutluluk duyuyorum - başka kimse bunu tamir edemedi !!
EN Thank you again for your help! I am happy to write a testimonial if you need one- no one else has been able to repair this!!
turco | inglês |
---|---|
tekrar | again |
olursa | if |
başka | else |
kimse | no one |
tamir | repair |
TR Tamir Hizmetleri Marka Mockup'ları
EN Repair Services Branding Mockups
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
hizmetleri | services |
marka | branding |
TR Çok Sayıda iPhone ile Tamir Gereçleri
EN Multiple iPhones with Repairing Tools
turco | inglês |
---|---|
ile | with |
TR ALETLERİNİZİ YÖNETİN VE TAMİR TALEP EDİN
EN MANAGE YOUR TOOLS AND SEND REPAIR REQUEST
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
talep | request |
TR Bu, senin sitemize yaptığın cömert katkılar ve sahip olduğun cihazları tamir etme konusundaki bitmek tükenmek bilmez sabrına karşılık bizim sana verdiğimiz bir söz.
EN That's our promise for your generous contributions to our platform and your tireless efforts to repair what you own.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
söz | promise |
Mostrando 50 de 50 traduções