TR Yaşlanma belirtilerini ortaya çıkmadan önlemek için geliştirilen IRIS’in pure modu, hafif dokunma hareketleriyle elle yapılan bir masajın etkisini gösterir
"yapılan bir masajın" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Yaşlanma belirtilerini ortaya çıkmadan önlemek için geliştirilen IRIS’in pure modu, hafif dokunma hareketleriyle elle yapılan bir masajın etkisini gösterir
EN When in Pure Mode, IRIS gently replicates the feeling of a manual massage with light tapping motions to prevent signs of aging before they begin to develop
turco | inglês |
---|---|
önlemek | prevent |
modu | mode |
hafif | light |
elle | manual |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR Ücretsiz özel masajın keyfini çıkarın
EN Fetishnetwork alex mae try sadomasochism casting
TR Yurt dışına yapılan yardımlar ile ilgili dernekleri rahatlatıcı bir diğer düzenleme de belli bir proje kapsamında birden çok yapılan yardımlar ile ilgili getirilmiştir
EN Another regulation, which relieves the associations, has been brought about multiple aids that will be made within the scope of a certain project
turco | inglês |
---|---|
yapılan | made |
düzenleme | regulation |
belli | certain |
proje | project |
TR Haber ajansı Reuters tarafından hazırlanan bu sıralama aralarında yapılan patent başvurularının ve alıntı yapılan bilimsel araştırmaların sayıları gibi on kritere göre hazırlanıyor
EN The news agency Reuters compiles the ranking on the basis of ten criteria, including the number of patent filings and research paper citations
turco | inglês |
---|---|
haber | news |
sıralama | ranking |
bilimsel | research |
on | ten |
TR Bu işlev tarafından desteklenen algoritmalarda yapılan güncellemeler (veya öntanımlı algoritmada yapılan değişiklikler) aşağıdaki kurallara uymalıdır:
EN Updates to supported algorithms by this function (or changes to the default one) must follow the following rules:
turco | inglês |
---|---|
işlev | function |
desteklenen | supported |
güncellemeler | updates |
veya | or |
öntanımlı | default |
değişiklikler | changes |
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Kişisel Veriler: Bu Gizlilik Bildirimi'nde verilere, kişisel bilgilere ya da bilgilere yapılan atıfların tümü, Kişisel Verilere yapılan atıflardır
EN Personal Data: references in this Privacy Notice to data, personal information, or information, are all references to Personal Data
TR Birisi farklı bir platformda yeni bir sayfanın bağlantısını tıkladığında, araç tıklamayı ikinci siteye yapılan bir yönlendirme ziyareti olarak izler.
EN When someone clicks on a link to a new page on a different platform, the tool tracks the click as a referral visit to the second site.
turco | inglês |
---|---|
platformda | platform |
araç | tool |
ikinci | second |
siteye | site |
ziyareti | visit |
TR Bu fırsatın amaçları doğrultusunda, bir konaklama ALL üyeleri tarafından bir veya birden fazla oda için yapılan bir (1) rezervasyon anlamına gelir
EN For the purposes of this offer, a stay is understood to be one (1) booking by members of ALL for one or several rooms
turco | inglês |
---|---|
konaklama | stay |
all | all |
üyeleri | members |
veya | or |
oda | rooms |
rezervasyon | booking |
TR Konaklama bir Üye tarafından bir veya birden fazla oda için yapılan rezervasyon kabul edilecektir. Birden fazla oda içeren rezervasyonlar bir Konaklama sayılacaktır.
EN A Stay shall be one booking by a Member for one or multiple rooms. Bookings that include more than one room shall be counted as one Stay.
turco | inglês |
---|---|
konaklama | stay |
veya | or |
TR Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kuralları, Hayata Destek ile bir tedarikçi arasında yapılan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
EN Support to Life Supplier Code of Conduct are an indispensable part of the contract formed between Support to Life and the supplier
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
tedarikçi | supplier |
davranış | conduct |
TR Veriler, yalnızca halka açık bir konuma yapılan bir ziyaret olarak işlendikten sonra paylaşılır
EN Data is only shared after it has been processed into an inferred visit to a public location
turco | inglês |
---|---|
veriler | data |
konuma | location |
ziyaret | visit |
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
EN Reuse in developing countries is usually more effective than domestic recycling—there’s not much of a market for old cathode ray tube monitors in the US, for example, but they are reused in other countries.
turco | inglês |
---|---|
gelişmekte | developing |
abd | us |
pazar | market |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir uçak kazasında yaşamını yitiren Buddy Holly anısına yapılan bir konser il… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock and roll, their early string of vocal surf hits defined the '60s Cal… read more
turco | inglês |
---|---|
ilk | early |
devamını | more |
TR Düzenli olarak yapılan içerik performansı değerlendirmesi başarılı bir içerik pazarlama stratejisinin bütünleyici bir parçasıdır.
EN Regularly assessing content performance is an integral part of a successful content marketing strategy.
turco | inglês |
---|---|
içerik | content |
performansı | performance |
başarılı | successful |
TR AWS Lambda, performansı artırmak için yeni bir kopya oluşturmak yerine işlevinizin bulunduğu bulut sunucusunu tutarak daha sonra yapılan bir isteği yanıtlamak için yeniden kullanabilir
EN To improve performance, AWS Lambda may choose to retain an instance of your function and reuse it to serve a subsequent request, rather than creating a new copy
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
performansı | performance |
oluşturmak | creating |
isteği | request |
TR Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kuralları, Hayata Destek ile bir tedarikçi arasında yapılan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
EN Support to Life Supplier Code of Conduct are an indispensable part of the contract formed between Support to Life and the supplier
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
tedarikçi | supplier |
davranış | conduct |
TR Yapılan yeni bir araştırmaya göre Comodo'nun küresel SSL pazarının büyük bir oranını kontrol ettiğini gösteriyor
EN Comodo has been found to control a large proportion of the global SSL market, according to a new study
turco | inglês |
---|---|
comodo | comodo |
küresel | global |
ssl | ssl |
büyük | large |
TR Bu nedenle, gençlere yapılan sosyal yatırımlar, daha sağlıklı, sosyo-ekonomik açıdan üretken ve yoksulluktan uzak bir toplum elde etmeye yardımcı olabilecek bir potansiyele sahip.
EN Therefore social investments in young people can help to achieve a healthy, socio-economically productive and poverty free society.
turco | inglês |
---|---|
sağlıklı | healthy |
üretken | productive |
elde | achieve |
olabilecek | can |
TR Bir Hizmetle ilgili olarak yapılan herhangi bir değişikliği kabul etmek istemiyorsanız, Hizmeti kullanmayı bırakmalısınız
EN If you do not wish to accept any of the amendments made regarding a Service, you should stop using the Service
turco | inglês |
---|---|
yapılan | made |
hizmeti | service |
kullanmayı | using |
TR Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kuralları, Hayata Destek ile bir tedarikçi arasında yapılan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
EN Support to Life Supplier Code of Conduct are an indispensable part of the contract formed between Support to Life and the supplier
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
tedarikçi | supplier |
davranış | conduct |
TR Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kuralları, Hayata Destek ile bir tedarikçi arasında yapılan sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
EN Support to Life Supplier Code of Conduct are an indispensable part of the contract formed between Support to Life and the supplier
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
tedarikçi | supplier |
davranış | conduct |
TR AWS Lambda, performansı artırmak için yeni bir kopya oluşturmak yerine işlevinizin bulunduğu bulut sunucusunu tutarak daha sonra yapılan bir isteği yanıtlamak için yeniden kullanabilir
EN To improve performance, AWS Lambda may choose to retain an instance of your function and reuse it to serve a subsequent request, rather than creating a new copy
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
performansı | performance |
oluşturmak | creating |
isteği | request |
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
EN Reuse in developing countries is usually more effective than domestic recycling—there’s not much of a market for old cathode ray tube monitors in the US, for example, but they are reused in other countries.
turco | inglês |
---|---|
gelişmekte | developing |
abd | us |
pazar | market |
TR Yapılan yeni bir araştırmaya göre Comodo'nun küresel SSL pazarının büyük bir oranını kontrol ettiğini gösteriyor
EN Comodo has been found to control a large proportion of the global SSL market, according to a new study
turco | inglês |
---|---|
comodo | comodo |
küresel | global |
ssl | ssl |
büyük | large |
Mostrando 50 de 50 traduções