TR Ölçeklendirildikçe, uygulamanın ihtiyaç duyduğu doğru miktarda veritabanı kaynağını sağlamak için kapasiteyi küçük artışlarla ayarlar
"uygulamanın ihtiyaç duyduğu" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Ölçeklendirildikçe, uygulamanın ihtiyaç duyduğu doğru miktarda veritabanı kaynağını sağlamak için kapasiteyi küçük artışlarla ayarlar
EN As it scales, it adjusts capacity in fine-grained increments to provide just the right amount of database resources that the application needs
turco | inglês |
---|---|
miktarda | amount |
veritabanı | database |
kapasiteyi | capacity |
TR Ölçeklendirildikçe, uygulamanın ihtiyaç duyduğu doğru miktarda veritabanı kaynağını sağlamak için kapasiteyi küçük artışlarla ayarlar
EN As it scales, it adjusts capacity in fine-grained increments to provide just the right amount of database resources that the application needs
turco | inglês |
---|---|
miktarda | amount |
veritabanı | database |
kapasiteyi | capacity |
TR Uygulamanın Zebra cihazları ile kullanılabildiğini doğrulamak suretiyle, konuşlandırma riskini en aza indirir ve uygulamanın işletme genelinde sorunsuz bir şekilde benimsenmesini sağlar.
EN By verifying use with Zebra devices, it minimizes deployment risk and ensures smooth adoption across the business.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
işletme | business |
sorunsuz | smooth |
sağlar | ensures |
TR Zebra’nın Şimdi Bilin (Know It Now) hizmeti, kullanıcıya ihtiyaç anında bağlamsal farkındalık sunmak adına bir uygulamanın belirli noktalarına göre tasarlanmış küçük, kişiselleştirilmiş eğitim videoları sunar.
EN Zebra’s Know It Now service offers bite-size, tailored learning videos mapped to specific points of an application to provide contextual awareness to the user in the moment of need.
turco | inglês |
---|---|
it | it |
hizmeti | service |
farkındalık | awareness |
belirli | specific |
eğitim | learning |
videoları | videos |
sunar | offers |
TR Zebra’nın Şimdi Bilin (Know It Now) hizmeti, kullanıcıya ihtiyaç anında bağlamsal farkındalık sunmak adına bir uygulamanın belirli noktalarına göre tasarlanmış küçük, kişiselleştirilmiş eğitim videoları sunar.
EN Zebra’s Know It Now service offers bite-size, tailored learning videos mapped to specific points of an application to provide contextual awareness to the user in the moment of need.
turco | inglês |
---|---|
it | it |
hizmeti | service |
farkındalık | awareness |
belirli | specific |
eğitim | learning |
videoları | videos |
sunar | offers |
TR Bu, uygulamanın istendiği web sitelerini test ettiği ve bir web yöneticisinin ihtiyaç duyacağı en önemli iki öğeye, sunucularının tepki sürelerine ve web sitelerinin kullanılabilirliğine dikkat etmesine neden olur.
EN This means that the app tests websites that it’s asked to and keeps an eye on two of the most important items that a webmaster would need, the response time of their server and the availability of their websites.
TR Satış görüşmeleriniz, müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğu ve ekiplerinizin bu ihtiyaçları ne kadar etkili bir şekilde ele aldıklarına dair en değerli ancak göz ardı edilen veri kaynaklarından biridir.
EN Your sales conversations are one of the most valuable, yet ignored source of data on what your customers need and how effectively your teams are at addressing those needs.
turco | inglês |
---|---|
satış | sales |
müşterilerinizin | your customers |
en | most |
değerli | valuable |
veri | data |
TR Kanalınızın ihtiyaç duyduğu şey, göz alıcı bir YouTube logosu
EN An eye-catching YouTube logo is what your channel needs
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | needs |
şey | what |
göz | eye |
bir | an |
youtube | youtube |
logosu | logo |
kanalı | channel |
TR RADAAR, her sosyal medya yöneticisinin ihtiyaç duyduğu özelliklerle dolu, hepsi bir arada ve sürekli gelişen bir platform
EN RADAAR is an all-in-one consistently expanding platform packed with all the features every social media marketer needs
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | needs |
platform | platform |
TR Böylece topluluğun ortaklaşa kararlarını hayat geçirmek için projenin ihtiyaç duyduğu fonlar garantiye alınır
EN This ensures funds are used to match the project needs in order to realize the community's collective decisions
turco | inglês |
---|---|
topluluğun | community |
projenin | project |
ihtiyaç | needs |
kararları | decisions |
TR Örgütlerin ihtiyaç duyduğu konularda onlara destek vermek amacıyla kurgulanan STÖ Kaynak Merkezi’nde özelleştirilmiş bir teknik destek başlığı olarak Örgütsel Koçluk Programı da yürütülüyor.
EN In CSO Resource Centre, designed to provide support to organizations in regards to topics for which they have need of assistance, also the "Organizational Coaching Program" is conducted as a specialized technical support component.
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | need |
konularda | topics |
vermek | provide |
merkezi | centre |
teknik | technical |
programı | program |
TR HTML5 iletişim formu sayfası şablonu, çok yakında şablonu, iletişim formu WordPress teması, herkesin ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri almasını garanti eder
EN HTML5 contact form page template, coming soon template, contact form WordPress theme guarantees that everyone gets all the information they need
turco | inglês |
---|---|
sayfası | page |
yakında | soon |
wordpress | wordpress |
ihtiyaç | need |
garanti | guarantees |
TR Tek başına veya gerçek ikisi bir arada deneyimi sunabilmek için çıkartılabilir bir klavye ile sunulan ET80 ve ET85 modelleri, iş gücünüzün ihtiyaç duyduğu esnekliği sunar.
EN Available as a standalone tablet, or with a detachable keyboard to provide a true 2-in-1, the ET80 and ET85 offer the flexibility your workforce demands.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
gerçek | true |
klavye | keyboard |
esnekliği | flexibility |
sunar | offer |
TR Zebra'nın güçlü yazılım çözümleri, personelinizin konuklarınıza daha iyi hizmet sunmak için ihtiyaç duyduğu tüm yönetim ve iletişim özelliklerini sunar.
EN Zebra’s powerful software solutions deliver all the management and communication functions your staff need to provide guests with better service.
turco | inglês |
---|---|
güçlü | powerful |
yazılım | software |
çözümleri | solutions |
hizmet | service |
ihtiyaç | need |
tüm | all |
yönetim | management |
iletişim | communication |
TR Zebra’nın güçlü yazılım çözümleri konaklama ve ağırlama iletişim cihazlarımızla çalışır ve personelinizin konuklara daha iyi hizmet sunmak için ihtiyaç duyduğu tüm özelliklere sahiptir.
EN Zebra’s powerful software solutions work with our hospitality communication devices to deliver all the functions your staff need to provide guests with better service.
turco | inglês |
---|---|
güçlü | powerful |
yazılım | software |
çözümleri | solutions |
iletişim | communication |
çalışır | work |
hizmet | service |
ihtiyaç | need |
tüm | all |
TR Ekibinizin en iyi çalışmalarını yürütmek için ihtiyaç duyduğu her şey
EN Everything your team needs to execute their best work
turco | inglês |
---|---|
ekibinizin | your team |
için | to |
ihtiyaç | needs |
TR Jivo, müşterilerinize daha hızlı yardımcı olabilmeniz ve daha fazla satış yapabilmeniz için işletmenizin ihtiyaç duyduğu tüm sanal telefon özelliklerine sahiptir
EN Jivo has all the virtual PBX features you need for your business, so that you could help your customers faster and close more deals
turco | inglês |
---|---|
hızlı | faster |
işletmenizin | your business |
ihtiyaç | need |
sanal | virtual |
sahiptir | has |
TR Uygulamanızın ihtiyaç duyduğu eş zamanlılığı kolayca yapılandırın ve ayarlayın
EN Easily configure and adjust the concurrency your application needs
turco | inglês |
---|---|
kolayca | easily |
ve | and |
TR Tek başına veya gerçek ikisi bir arada deneyimi sunabilmek için çıkartılabilir bir klavye ile sunulan ET80 ve ET85 modelleri, iş gücünüzün ihtiyaç duyduğu esnekliği sunar.
EN Available as a standalone tablet, or with a detachable keyboard to provide a true 2-in-1, the ET80 and ET85 offer the flexibility your workforce demands.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
gerçek | true |
klavye | keyboard |
esnekliği | flexibility |
sunar | offer |
TR Almanya’da artan uzman eleman ihtiyacı nedeniyle işletmelerin acilen ihtiyaç duyduğu kişileri ilgilendiriyor
EN It is aimed at people who are urgently needed by companies in Germany on account of the large and still growing demand for staff
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
artan | growing |
TR Veri Merkezi Ekiplerinin İhtiyaç Duyduğu Servis Türleri
EN Types of Services Data Center Teams Need
turco | inglês |
---|---|
veri | data |
merkezi | center |
servis | services |
türleri | types |
TR Ekibinizin en iyi çalışmalarını yürütmek için ihtiyaç duyduğu her şey
EN Everything your team needs to execute their best work
turco | inglês |
---|---|
ekibinizin | your team |
için | to |
ihtiyaç | needs |
TR Satış departmanının işe alım sürecini planlayın ve hızlandırın ve satış ekibinizin daha fazla anlaşma yapmak için ihtiyaç duyduğu araçları ve kaynakları sunun.
EN Plan and fast-track your sales hiring process, and equip your sales team with the tools and resources they need to close more deals.
turco | inglês |
---|---|
sürecini | process |
planlayın | plan |
ihtiyaç | need |
TR Satış görüşmeleriniz, müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğu ve ekiplerinizin bu ihtiyaçları ne kadar etkili bir şekilde ele aldıklarına dair en değerli ancak göz ardı edilen veri kaynaklarından biridir.
EN Your sales conversations are one of the most valuable, yet ignored source of data on what your customers need and how effectively your teams are at addressing those needs.
turco | inglês |
---|---|
satış | sales |
müşterilerinizin | your customers |
en | most |
değerli | valuable |
veri | data |
TR Günümüzde, bunu müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu çözümleri toplumların ve gezegenin gelişmesini sağlayacak bir yolla, sürdürülebilir bir şekilde, yeni yollar bularak ve yeni ortaklarla birlikte yapmamız gerekiyor.
EN Today, we need to do that sustainably, finding new ways, with new partners, to help deliver the solutions our customers need, in a way that enables communities and the planet to flourish.
turco | inglês |
---|---|
günümüzde | today |
çözümleri | solutions |
sürdürülebilir | sustainably |
şekilde | way |
yeni | new |
yollar | ways |
TR Freshping'in ihtiyaç duyduğu kritik veriler web sitenizin adresi ve e-posta adresinizdir
EN The critical data that Freshping needs is your website address and your email address
TR Yanal hareket olmadan ayrıntılı uygulama erişim kontrolü. Kullanıcılar ihtiyaç duydukları kaynaklara sorunsuzca erişebilir ve ihtiyaç duymadıkları kaynaklara erişimleri engellenir.
EN Granular application access control without lateral movement. Users can seamlessly access the resources they need and are blocked from those they do not.
turco | inglês |
---|---|
hareket | movement |
erişim | access |
kontrolü | control |
kullanıcılar | users |
kaynaklara | resources |
ve | and |
TR Endüstri 4.0'ın ihtiyaç duyulan şeyi ihtiyaç duyulan zamanda sağlamakta size nasıl yardımcı olabileceğini keşfedin.
EN Discover how Industry 4.0 can help you deliver what is needed, when it’s needed.
turco | inglês |
---|---|
endüstri | industry |
ihtiyaç | needed |
size | you |
keşfedin | discover |
TR Uygulamanın kullanıcı arayüzünü değiştirin.
EN Change the user interface of the application.
turco | inglês |
---|---|
uygulamanın | application |
kullanıcı | user |
arayüzü | interface |
ın | of |
TR Bu durum kullanıcı deneyimini önemli ölçüde artırır zira uygulamanın kullanıcıları işlem masraflarını ödemekten sorumlu olmayacaktır
EN This can enhance the user experience significantly, as users of the app will not be responsible for paying transaction fees
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
deneyimini | experience |
işlem | transaction |
sorumlu | responsible |
ın | of |
TR S: AWS Lambda işlevim, davranışını bir uygulamanın son kullanıcısının kimliğine göre nasıl özelleştirebilir?
EN Q: How can my AWS Lambda function personalize its behavior based on the identity of the end-user of an application?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
uygulamanın | application |
son | end |
TR Uygulamanın kullanımı kolay ve kartlar bir sonraki iş gününde gönderiliyor
EN The app is super easy to use and the cards are sent out the next business day
turco | inglês |
---|---|
kullanımı | use |
kolay | easy |
kartlar | cards |
günü | day |
TR Uyumlu testler, benzersiz bir uygulamanın sektör lideri tarafından bağımsız olarak test edildiğine dair güvence sağlar
EN Compatible testing provides the assurance that a unique application has been independently tested by the industry leader
turco | inglês |
---|---|
uyumlu | compatible |
uygulamanın | application |
sektör | industry |
lideri | leader |
bağımsız | independently |
sağlar | provides |
TR Almanya, sıçrama potansiyeli taşıyan inovasyonlara güveniyor. Uygulamanın arifesinde dört fikri size tanıtıyoruz. 2. Bölüm: Mikroflotasyon.
EN Germany is relying on disruptive innovation. We present four practical ideas. Part 4: anti- Alzheimer’s active ingredient
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
dört | four |
TR Almanya, sıçrama potansiyeli taşıyan inovasyonlara güveniyor. Uygulamanın arifesinde bulunan dört fikri size tanıtıyoruz. 1. Bölüm: Yüksek irtifalı rüzgâr türbinleri.
EN Germany is relying on disruptive innovation. We present four ideas on the threshold of realisation. Part 3: analogue computers
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Almanya, sıçrama potansiyeli taşıyan inovasyonlara güveniyor. Uygulamanın arifesindeki dört fikri size tanıtıyoruz. 3. Bölüm: Analog bilgisayar.
EN Germany is relying on disruptive innovation. We present four practical ideas. Part 1: high-altitude wind turbines
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
dört | four |
TR Bir Mobil Uygulamanın yayınlanması için gereken süre Marketten Markete değişiklik gösterebilir
EN The time required for a Mobile Application to be published may vary from Market to Market
turco | inglês |
---|---|
mobil | mobile |
uygulamanın | application |
gereken | required |
süre | time |
TR Sıradan bir uygulamanın aksine, Jivo'ya bağlı WhatsApp, tüm çalışanlarınızın tek bir telefon numarası üzerinden çalışmasına, müşteri sorunlarını hızla çözmesine ve Jivo'nun işlevlerinden tam olarak yararlanmasına olanak tanır.
EN Unlike a regular application, WhatsApp connected to Jivo allows all of your employees to work through one phone number, quickly resolve customer issues and take full advantage of Jivo's functions.
turco | inglês |
---|---|
uygulamanın | application |
bağlı | connected |
telefon | phone |
müşteri | customer |
hızla | quickly |
sorunları | issues |
TR Bu depoda uygulamanın arka ucunu oluşturan Lambda işlevlerinin tamamını içeren örnek kod bulunmaktadır.
EN This repository contains sample code for all the Lambda functions that make up the back end of the application.
turco | inglês |
---|---|
uygulamanın | application |
arka | back |
lambda | lambda |
örnek | sample |
kod | code |
TR S: AWS Lambda işlevim, davranışını bir uygulamanın son kullanıcısının kimliğine göre nasıl özelleştirebilir?
EN Q: How can my AWS Lambda function personalize its behavior based on the identity of the end-user of an application?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
uygulamanın | application |
son | end |
TR Bir Aurora Serverless veritabanı kümesine, aynı VPC'de çalışan bir istemci uygulamanın içinden erişebilirsiniz. Aurora Serverless veritabanı kümelerine genel bir IP adresi atayamazsınız.
EN You access an Aurora Serverless DB cluster from within a client application running in the same VPC. You can't give an Aurora Serverless DB cluster a public IP address.
turco | inglês |
---|---|
aurora | aurora |
serverless | serverless |
vpc | vpc |
istemci | client |
uygulamanın | application |
genel | public |
adresi | address |
TR Thermaltake'in özel olarak formüle edilmiş termal bileşimi, tüm CPU'lara uyan temiz ve iyi kaplanmış bir yüzey için termal bileşiminizi uygulamanın daha kolay bir yolunu sağlayan petek şablona mükemmel uyum sağlar.
EN Thermaltake’s specially formulated thermal compound fits perfectly with the honeycomb stencil, which provides an easier way to apply your thermal compound for a neat and well-covered surface that fits all CPUs.
turco | inglês |
---|---|
özel | specially |
termal | thermal |
yüzey | surface |
sağlar | provides |
TR Pilot, yazılım uzmanı, proje yöneticisi: Korona kriziyle sayısız çalışan kısa mesaiye geçti. Uygulamanın iyi yanlarını açıklıyoruz.
EN Pilot, software developer, project manager: the coronavirus crisis is forcing many employees into work short-time work. We reveal here what is good about it.
turco | inglês |
---|---|
yazılım | software |
proje | project |
yöneticisi | manager |
sayısız | many |
çalışan | employees |
kısa | short |
iyi | good |
TR Bu uygulamanın Alman ekonomisinin rekabet gücü üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacak mı? Böyle bir sorumluluğu henüz üstlenmemiş olan şirketler için elbette bir takım maliyetler ortaya çıkacak
EN Won’t German industry put itself in a weaker competitive position as a result? Costs will naturally accrue for the companies that have not yet fulfilled the pledge
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
olan | have |
şirketler | companies |
TR Uygulamanın maliyetini sağlık sigortası şirketleri karşılıyor
EN It’s paid for by the health insurance companies
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
şirketleri | companies |
TR Bir konteynerin kullanıma açılmasını aşamalandırmak veya genel üretime sokmadan önce konteyner mimarili bir uygulamanın hızlı (canary) testini gerçekleştirmek için bu özellikleri birlikte kullanabilirsiniz.
EN You can use these features together to gradually phase a container rollout or to stage a canary test of a containerized application before putting it into global production.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
konteyner | container |
uygulamanın | application |
testini | test |
özellikleri | features |
TR Kullanıcılar yeni uygulama içi öğrenme içeriği bulabilir. Bu içerik, uygulamanın kullanılma biçimine bağlı olarak kişiselleştirilmiş öğrenme içeriği sağlar.
EN Users will see in-app learning content, which will provide personalized learning content based on how the application is used.
TR Not: Uygulamanın kameranıza veya kişilerinize erişimi olmadığı mesajını alırsanız, iPhone'unuzun gizlilik ayarlarında bu erişimi etkinleştirmeniz gerekir.
EN Note: If you get a message that the app doesn't have access to your camera or contacts, you'll need to enable access in your iPhone's privacy settings.
TR Eğer bir uygulama bu işlevle başlatılmışsa uygulamanın artalanda çalışmasını sürdürebilmesi için uygulama çıktısı ya bir dosyaya ya da başka bir çıktı akımına yönlendirilmelidir
EN If a program is started with this function, in order for it to continue running in the background, the output of the program must be redirected to a file or another output stream
TR Uygulamayı yükleyen kullanıcılar, uygulamayı kullanmaya devam edip destek web sitesine erişebilir ancak yazılım artık desteklenmez ve uygulamanın silinmesi durumunda tekrar indirilemez.
EN Users who have the application installed are still able to use it and access the support website, but the software is no longer supported and will not be available to redownload should you delete it.
Mostrando 50 de 50 traduções