TR Logomuzu, silah entegrasyonu konusunda ortaya koyduğumuz yaklaşımı en iyi şekilde sembolize edecek bir tasarımla ortaya koyduk
TR Logomuzu, silah entegrasyonu konusunda ortaya koyduğumuz yaklaşımı en iyi şekilde sembolize edecek bir tasarımla ortaya koyduk
EN Our logo has been developed to symbolise our approach to weapon integration
turco | inglês |
---|---|
silah | weapon |
entegrasyonu | integration |
TR Chiliz ve Fan Tokenlar yalnızca eğlence amaçlıdır ve finansal veya yatırım araçları değildir. Bu nedenle tokenlerin satın alınmalarına belirli limitler koyduk. Lütfen aşağıdaki listeye bir göz atın:
EN Chiliz and Fan Tokens are for entertainment purposes only and are not financial or investment instruments and as such we have set certain limits on the purchase of these tokens. Please check-out the list below:
turco | inglês |
---|---|
fan | fan |
eğlence | entertainment |
finansal | financial |
veya | or |
yatırım | investment |
satın | purchase |
belirli | certain |
listeye | list |
TR Bu nedenle mekânımıza koruyucu levhalar yerleştirdik, maske zorunluluğu uygulamaya koyduk ve hijyen istasyonları kurduk.
EN The next biggest problem was figuring out how to set up a delivery business to make up the lost income on in-house sales.
TR Size sadece şunu söyleyebiliriz ki, bu siteyi yaparken tüm deneyimlerimizi aşkla şevkle birlikte siteye koyduk ve geri bildirimleriniz ve fikirleriniz ile düzenli olarak iyileştirmeler yapmaya devam etmekteyiz.
EN The only thing we can tell you is that we have put a lot of love and all our experience in creating this site and we continuing making improvements day after day with your feedback and opinion.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
siteye | site |
devam | continuing |
TR Verilerinizin yeterli şekilde korunmasını sağlamak için geçerli yasal gerekliliklere uygun güvenlik önlemleri (sözleşmeye bağlı taahhütler gibi) koyduk
EN We have put in place appropriate safeguards (such as contractual commitments) in accordance with applicable legal requirements to ensure that your data is adequately protected
TR Böylece modern bir tasarımla sizler için hazırladığımız PDF şablonlarını ücretsiz olarak kullanırken hassas verileriniz de güvende olur.
EN So, aside from these PDF templates that were pre-built and designed for you, you also enjoy the advantages of using a platform that’s HIPAA-compliant.
turco | inglês |
---|---|
böylece | so |
sizler | you |
şablonlarını | templates |
de | also |
TR Hafif ve dayanıklı yapıya sahip kompozit tasarım 2021'de kullanıma sunulacak. Aynı çalışma performansını sunar ve mevcut tasarımla değiştirilebilir.
EN Light-weight, durable engineered composite design available 2021. Offers same operating performance and is interchangeable with current design.
turco | inglês |
---|---|
hafif | light |
ve | and |
dayanıklı | durable |
tasarım | design |
aynı | same |
çalışma | operating |
sunar | offers |
TR Ali Kibar, yerli otomobille ilgili belli bir yön alındığını belirterek, kendilerinin de işi alan firmanın talepte bulunması durumunda donanım, koltuk, iş ve tasarımla ilgili konularda destek olabileceklerini söyledi.
EN Announcing that a new course has been taken regarding the domestic automobile, Ali Kibar said that they are ready to provide support on issues such as equipment, seats, business and design if the company that carries out the operation requests it.
turco | inglês |
---|---|
de | out |
destek | support |
TR Zarif, kullanışlı ve son derece özelleştirilebilir bir tasarımla duyarlı bir web düzeni oluşturulur.
EN A responsive web layout is created with an elegant, useful, and highly customizable design.
turco | inglês |
---|---|
zarif | elegant |
kullanışlı | useful |
özelleştirilebilir | customizable |
duyarlı | responsive |
web | web |
düzeni | layout |
TR Rahat, nötr bir tasarımla birleştirilmiş ücretsiz çalışan bir ajax iletişim formu
EN A free working ajax contact form combined with a comfortable neutral design
turco | inglês |
---|---|
rahat | comfortable |
ücretsiz | free |
iletişim | contact |
formu | form |
TR Stratejiyi Tasarımla Birleştiriyoruz
EN We Combine Strategy With Design
TR Duyarlı tablo V1 şablonu, tasarımla deney yapabileceğiniz sayfa düzenleri sunar
EN Responsive table V1 template offers page layouts that you can experiment with design
turco | inglês |
---|---|
duyarlı | responsive |
tablo | table |
sayfa | page |
sunar | offers |
TR ZC300 Serisi kart yazıcılar ile, tümü de en ince her yere sığan tasarımla olmak üzere en karmaşık kartlar için bile çığır açan sadelik, güvenlik ve bağlantı elde edersiniz.
EN With the ZC300 Series card printers, you get ground-breaking simplicity, security and connectivity options for even the most complex cards – all in the slimmest fit-everywhere design.
turco | inglês |
---|---|
serisi | series |
yazıcılar | printers |
karmaşık | complex |
bile | even |
güvenlik | security |
bağlantı | connectivity |
TR Neşeli bir müzik parçası ekledikten sonra projenizi dışa aktarın ve fotoğrafların harika bir tasarımla bir araya gelmesini izleyin
EN Add a joyful music track to your project, export it, and watch the photos come together in a decorated setting
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
projenizi | your project |
aktarın | export |
araya | together |
fotoğrafları | photos |
TR ZC300 Serisi kart yazıcılar ile, tümü de en ince her yere sığan tasarımla olmak üzere en karmaşık kartlar için bile çığır açan sadelik, güvenlik ve bağlantı elde edersiniz.
EN With the ZC300 Series card printers, you get ground-breaking simplicity, security and connectivity options for even the most complex cards – all in the slimmest fit-everywhere design.
turco | inglês |
---|---|
serisi | series |
yazıcılar | printers |
karmaşık | complex |
bile | even |
güvenlik | security |
bağlantı | connectivity |
TR Tasarımla ilgili her yorumu gözden geçirmek zorunda kalmadan etiketlendiğiniz başlıklardaki otomatik bildirimlerle güncel kalın.
EN Stay updated with automatic notifications on threads that you are tagged in without having to weed through every comment on the design.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
otomatik | automatic |
kalın | stay |
TR Sağlam motor ve lüks tasarımla desteklenen Renault otomobilleri, düzensiz yollarda da iyi gidiyor
EN Backed up by robust engine and luxurious design, Renault cars are good to go on uneven roads too
turco | inglês |
---|---|
sağlam | robust |
motor | engine |
lüks | luxurious |
desteklenen | backed |
iyi | good |
TR Hizmetlerin maliyetinin kısa ve öz bir tasarımla gösterilmesi
EN Display cost of services in a clear and concise design
TR Gazeteciliğin profiline dair sorun da farkını ortaya koymadaki başarısızlığa dayanıyor: İnternet herkese yayın yapma olanağı sunduğu için gazeteciliğin net bir kimlik, daha belirgin bir profil ortaya koyması gerek
EN As far as identity is concerned, journalism has a demarcation problem: because anyone can publish on the internet, journalism has to give itself a clearer profile
turco | inglês |
---|---|
sorun | problem |
herkese | anyone |
kimlik | identity |
profil | profile |
net | internet |
TR Açık Akademisyenlik İnisiyatifi #OSI2017 toplantısında ortaya çıkan 9 tema
EN 9 themes that emerged from our Open Scholarship Initiative #OSI2017 meeting
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
tema | themes |
toplantısı | meeting |
TR Ahrefs SEO’nuzu üst seviyelere taşır ve birkaç tıklamayla birçok pazarlama olanağını ortaya çıkarır!
EN Ahrefs simply rocks your SEO and reveals tons of marketing opportunities in a few clicks!
turco | inglês |
---|---|
pazarlama | marketing |
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
turco | inglês |
---|---|
sağlık | healthcare |
bireysel | individual |
TR Digital Commons vasıtasıyla 4,3 milyondan fazla açık erişimli makale ortaya çıktı ve bunlar neredeyse bir milyar defa paylaşıldı.
EN More than 4.3 million open access articles are surfaced via Digital Commons and have been shared nearly a billion times.
turco | inglês |
---|---|
commons | commons |
vasıtasıyla | via |
milyondan | million |
açık | open |
neredeyse | nearly |
milyar | billion |
TR Elsevier'in cinsiyet eşitliği konusunda kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmek için somut bir eylem planı belirlediğini göstermektedir.
EN It recognises that Elsevier has made a public commitment to gender equality and has identified a concrete action plan to further its progress.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
cinsiyet | gender |
ilerleme | progress |
somut | concrete |
eylem | action |
planı | plan |
TR Sonraki adım Nazi Almanya'sındaki siyasi gelişmelerin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı
EN The next was a direct result of the political developments in Nazi Germany
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
siyasi | political |
doğrudan | direct |
sonucu | result |
TR Araştırmaların giderek dijitalleşmesiyle birlikte, araştırma verileri depolamak ve korumak için yeni imkanlar ortaya çıkmıştır
EN With the increased digitization of research there are new possibilities to store and preserve research data
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
verileri | data |
depolamak | store |
korumak | preserve |
yeni | new |
TR Bu doğrultuda, Elsevier dergisi Biochemical Pharmacology, doğru araştırma prosedürlerine uyulması ve bunların raporlanmasının sağlanması için bir yazar kontrol listesi ortaya atmıştır.
EN To that end, the Elsevier journal Biochemical Pharmacology introduced an author checklist to ensure that proper research procedures are followed and reported.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
dergisi | journal |
araştırma | research |
yazar | author |
TR CRediT taksonomisi bir dizi araştırma kuruluşu, yayıncı, finansman kuruluşu, standart organizasyon ve diğerleri arasındaki bir işbirliği çalışmasının neticesinde ortaya çıkmıştır
EN The CRediT taxonomy emerged from a collaborative effort between a range of research institutions, publishers, funding agencies, standard organizations, and others
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
finansman | funding |
standart | standard |
diğerleri | others |
arasındaki | between |
TR 2017 yılında 1.611 uluslararası sağlık uzmanıyla yapılan Elsevier araştırmasında*, tekrar baskıları okuyan sağlık uzmanlarının oranının 2015'ten bu yana %79'dan %88'e yükseldiği ortaya çıkmıştır
EN 2017 Elsevier survey* of 1,611 international healthcare professionals revealed that 88% of healthcare professionals read reprints, up from 79% in 2015
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
sağlık | healthcare |
elsevier | elsevier |
TR Kısmen ortaya çıkartılan yapılar arasında, Akropolün güneybatısında, mezarlığı ile birlikte bir manastır, tiyatro hamamlarının güneydoğusunda da sonradan kiliseye çevrilmiş olan bir küçük bazilika yer almaktadır.
EN Besides mythological subjects such as Three Graces, Apollo, Achilles, Penstasili, Aeneas fleeing from Troy, Dionizos and Heracles, reliefs of the emperors and relatives such as Avgustos, Lucius, Gaius Caesor, Claudius and Nero also located in here.
TR Sistematik eski araştırmalarda 1937 kazılarında İtalyan takımı oldukça değerli şerit şeklinde süsler çıkardılar ve Tiberius İmparator?unun övgü yazıtları ortaya çıkarıldı
EN In addition, praise inscriptions of the emperor Tiberius were found
TR Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları?nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı
EN Last years’ excavations has been carried out in the west of the Baths of Hadrian and in northern and south-east of the door of Agora, and a large of talented sculptors and carvers chip has been discovered
turco | inglês |
---|---|
kuzey | northern |
güney | south |
yetenekli | talented |
TR Kullanılmayan Backlink Fırsatlarını Ortaya Çıkarmak için Üç Adım
EN Three Steps to Unveil Untapped Link Building Prospects
turco | inglês |
---|---|
adım | steps |
TR Backlink profilinizin büyük bir detoksu sadece başlangıçtır. Sağlığından emin olmak ve ortaya çıkabilecek potansiyel olarak toksik bağlantıları tespit etmek için geri bağlantı profilinizi düzenli olarak yeniden tarayın.
EN A major detox of your backlink profile is just the beginning. Recrawl your backlink profile regularly to ensure its health and spot any potentially toxic links that may appear.
turco | inglês |
---|---|
backlink | backlink |
büyük | major |
TR Google Alışveriş rakiplerinizi ortaya çıkarın ve teklif stratejinizi ayarlayın
EN Reveal your Google Shopping competitors and adjust your bidding strategy
turco | inglês |
---|---|
alışveriş | shopping |
ve | and |
TR Kitle ilgisinde sezonluk artışları ortaya çıkarın
EN Reveal seasonal spikes in the audience interest
turco | inglês |
---|---|
kitle | audience |
TR Günlük, haftalık veya aylık taramalarla sitenizin SEO sağlığını izleyin ve oluşan sorunları ortaya çıkar çıkmaz çözün.
EN Keep track of your site’s SEO health with daily, weekly, or monthly crawls, and nip SEO issues in the bud as soon as they arise.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
sitenizin | your site |
seo | seo |
izleyin | track |
ve | and |
sorunları | issues |
TR Biyomedikal kanıtların keşfini artırarak ve kapsamlı, ilgili, güncel biyomedikal bilgiler sağlayarak ilaç-hastalık ilişkilerini ve ilaç-ilaç etkileşimlerini ortaya çıkarın. Embase hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Uncover drug-disease relationships and drug-drug interactions by increasing the discovery of biomedical evidence and providing comprehensive relevant, up-to-date biomedical information. Learn more about Embase
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
kapsamlı | comprehensive |
güncel | up-to-date |
ın | of |
TR Edward Snowden'ın 2013'teki küresel kitlesel gözetim ifşalarından sonra, çevrimiçi gizliliğin tehdit altında olduğu ortaya çıktı
EN After the 2013 global mass surveillance revelations by Edward Snowden, it became evident that online privacy is threatened
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
çevrimiçi | online |
olduğu | is |
TR Kültürel paylaşıma odaklanan ve beraber yaşamaya yönelik pratikler ortaya çıkaran etkinlikler düzenliyor, topluluk üyelerinin kapasitelerini geliştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyoruz
EN We organize activities focusing on intercultural exchange and aim to reinforce community member capacities
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
etkinlikler | activities |
topluluk | community |
TR Placed Puan Programına kayıt olduysanız, Placed Puan Programı Koşullarında ortaya koyulan diğer koşullara tabi tutulmayı kabul etmiş sayılırsınız (https://www.placed.com/points-program), Bu koşullar zaman zaman değiştirilebilir
EN If you have enrolled in the Placed Points Program, you agree to be subject to the additional terms set forth in the Placed Points Program Terms (https://www.placed.com/points-program), as such terms may be amended from time to time
turco | inglês |
---|---|
placed | placed |
puan | points |
programı | program |
https | https |
koşullar | terms |
zaman | time |
TR Foursquare, bu tür işlemlerin sonucu olarak ortaya çıkan veya Hizmetlerde Foursquare'e ait olmayan bu tür reklamcıların veya üçüncü taraf bilgilerin kullanılmasından ötürü oluşan kayıp veya zararlardan sorumlu veya yükümlü tutulamaz.
EN Foursquare is not responsible or liable for any loss or damage of any sort incurred as the result of any such dealings or promotions or as the result of the presence of such non-Foursquare advertisers or third party information on the Services.
turco | inglês |
---|---|
foursquare | foursquare |
tür | sort |
sonucu | result |
taraf | party |
bilgilerin | information |
kayıp | loss |
TR Afrodisias?ta yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan belli başlı anıtsal yapılar şunlardır:
EN The main monumental buildings uncovered in the excavations in Afrodisias include:
TR Bu veriler, uygulamada alınan etkileşimlerle ilgilidir ve VPN hizmetini niçin kullandığınızı ortaya çıkarmak için kullanılamaz.
EN This data pertains to interactions taken in the app, and cannot be used to uncover what you’re using the VPN service for.
turco | inglês |
---|---|
veriler | data |
uygulamada | app |
vpn | vpn |
hizmetini | service |
TR Bütünleşmiş rakiplerinizin iç görülerini, tüketici analizini ve çok sayıdaki dijital iç görüleri ortaya çıkarın
EN Reveal integral competitor insights, consumer analytics, and vast volumes of digital insights
turco | inglês |
---|---|
tüketici | consumer |
ve | and |
dijital | digital |
ın | of |
TR İş stratejisini ve nihai kararları daha iyi vermek için temel ölçütleri ortaya çıkarın ve yükseltin
EN Uncover and improve key metrics to better influence business strategy and bottom line decisions
turco | inglês |
---|---|
stratejisini | strategy |
kararları | decisions |
temel | key |
TR Uzmanlarımız, özel raporlarınızdaki sonuçları ortaya çıkarmak ve daha iyi bilgiler elde etmek için derin içgörüler sunmaya hazırlar.
EN Our specialists are ready to assist you with deep insights to better inform and reveal conclusions from your custom report.
turco | inglês |
---|---|
özel | custom |
derin | deep |
TR YouTube videolarındaki sırların başarısı ortaya çıkarın
EN Uncover More YouTube View Secrets
turco | inglês |
---|---|
youtube | youtube |
TR AI ile sonraki videonuz için ortaya daha iyi fikirler atın
EN Spark ideas for your next video with AI
turco | inglês |
---|---|
fikirler | ideas |
TR Core P3 Açık Çerçeve kasa, çığır açan açık kasa şasi tasarımında yeni bir standart ortaya koyuyor
EN The Core P3 Open Frame chassis sets a new benchmark in groundbreaking open frame chassis design
turco | inglês |
---|---|
core | core |
açık | open |
tasarımı | design |
Mostrando 50 de 50 traduções