TR Blogunuz ve derginiz için bir blog içeriği seçmenin zamanı geldi, kalıcı bir ilk izlenim bırakacak
"kalıcı bir izlenim" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Blogunuz ve derginiz için bir blog içeriği seçmenin zamanı geldi, kalıcı bir ilk izlenim bırakacak
EN It’s time a pick of blog content for your blog and magazine will leave a lasting first impression
turco | inglês |
---|---|
blog | blog |
içeriği | content |
kalıcı | lasting |
izlenim | impression |
TR En iyi ücretsiz blog WordPress temaları, güçlü ve kalıcı bir ilk izlenim bırakacak logo oluşturucu ve özel en iyi ücretsiz blog yazısı web siteleri kurar
EN Top free blog WordPress themes set up logo maker and custom best free blog post websites that will leave a strong ever lasting first impression
turco | inglês |
---|---|
ücretsiz | free |
blog | blog |
wordpress | wordpress |
güçlü | strong |
kalıcı | lasting |
izlenim | impression |
logo | logo |
oluşturucu | maker |
özel | custom |
TR Tüm bunlar tüketiciler üzerinde kalıcı bir izlenim bırakmada rol oynar.
EN All of these things play a role in making a lasting impression on consumers.
TR İlk izlenim için tek bir şansınız var. İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratılabilir.
EN You have one chance to make a first impression. A good first impression can work wonders.
turco | inglês |
---|---|
izlenim | impression |
TR Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ ile dost ve düşmanlar üzerinde bir izlenim yaratmak istiyor
EN This book is based on the papers presented by specialists from different countries at a workshop series titled “Linguistic Diversity and Language Rights”, organized by The Study Group on the Cultures of Turkey at Istanbul Bilgi University
turco | inglês |
---|---|
hakları | rights |
TR Hatalar içeren bir motivasyon mektubu kötü bir izlenim uyandırır ve genellikle ıskartaya ayrılır
EN A covering letter with mistakes makes a bad impression and is usually rejected.
turco | inglês |
---|---|
kötü | bad |
izlenim | impression |
genellikle | usually |
TR İlk izlenim için tek bir şansınız var. İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratılabilir.
EN You have one chance to make a first impression. A good first impression can work wonders.
TR Başvuranlar üzerinde iyi bir ilk izlenim bırakmak için Yaz Kampı İş Başvuru Formunuzu özelleştirin
EN Customize your Summer Camp Job Application Form to make a good first impression on applicants
turco | inglês |
---|---|
iyi | good |
izlenim | impression |
yaz | summer |
başvuru | application |
TR ilk izlenim için sadece tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
turco | inglês |
---|---|
izlenim | impression |
şansı | chance |
iyi | good |
TR Web sitelerinin Biz sayfası, hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları en önemli sayfalardan ve modern web sitesi araçlarından biridir ve nasıl harika bir ilk izlenim bıraktıklarını anlamalarına yardımcı olur
EN Their website Us page is one that the most important pages and modern website tools that they need to tell their story and helps to understand how they give a great first impression
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaç | need |
en | most |
modern | modern |
biridir | is one |
harika | great |
izlenim | impression |
TR WordPress, html5, WordPress, bu web sitesi şablonları sitenin izleyicisinde anında bir izlenim bırakabilir
EN WordPress, html5, WordPress, these website templates can immediately make an impression on the viewer of the site
turco | inglês |
---|---|
wordpress | wordpress |
şablonları | templates |
izlenim | impression |
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
turco | inglês |
---|---|
izlenim | impression |
şansı | chance |
iyi | good |
TR Video editörümüzde yer alan araçlar sayesinde, akılda kalan bir ilk izlenim yaratmak ve kaliteden ödün vermeyeceğinize dair kararlılığı göstermenizi sağlayan intronuzu başarıyla oluşturabilirsiniz
EN Our video editor provides you with all the tools you need to successfully create an intro that will make a memorable first impression and show your commitment to quality.
turco | inglês |
---|---|
video | video |
araçlar | tools |
izlenim | impression |
başarıyla | successfully |
TR Bu da ilgi duyanların, Almanya’da firmalarla bizzat tanışarak daha iyi bir izlenim edinebilmelerini sağlayacak
EN They can then get to know companies in Germany and get a clearer picture
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Başvuranlar üzerinde iyi bir ilk izlenim bırakmak için Yaz Kampı İş Başvuru Formunuzu özelleştirin
EN Customize your Summer Camp Job Application Form to make a good first impression on applicants
turco | inglês |
---|---|
iyi | good |
izlenim | impression |
yaz | summer |
başvuru | application |
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR ilk izlenim için sadece tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR İş başvurusunda ilk izlenim çok önemlidir.
EN The first impression of your application counts.
turco | inglês |
---|---|
ilk | first |
izlenim | impression |
TR İş görüşmesi: İlk izlenim önemli
EN Interview: the first impression counts
turco | inglês |
---|---|
izlenim | impression |
TR İlk izlenim oluşmasına yaradığı için, fotoğrafın profesyonel çekim olması gerekir
EN Because it contributes to first impressions, it must be a professional photo
turco | inglês |
---|---|
gerekir | must |
TR Kuru ve yaşlanan bir cilt için ideal olan bu bitki bazlı bileşen, uzun süre kalıcı bir etki için sızdırmaz bir bariyer oluşturarak nemi hapseder ve zengin dokusu ile cildi yumuşatır, pürüzsüzleştirir.
EN Ideal for dry, aging skin, this plant-based ingredient softens and smoothes the complexion with its rich texture by creating a barrier that seals in moisture for a long-lasting effect.
turco | inglês |
---|---|
kuru | dry |
cilt | skin |
ideal | ideal |
olan | its |
bitki | plant |
uzun | long |
kalıcı | lasting |
etki | effect |
oluşturarak | by creating |
zengin | rich |
TR Mağazadan alınan ve sıradan kartlardan sıkılmadınız mı? Samimi bir teşekkür kartı ya da şık bir düğün davetiyesi göndermeniz gerektiğinde karşı tarfta kalıcı bir etki bırakın.
EN Are you bored of receiving generic, store-bought cards? Make a lasting impression when you need to send a heartfelt thank-you card or elegant wedding invitation.
TR SSRN tüm dünyada her an kullanılabilir durumdaki kalıcı ve aranabilir bir çevrimiçi kütüphane biçiminde erken aşamadaki akademik araştırmalar için çevrimiçi bir veritabanı sağlamaktadır
EN SSRN provides the online database of early scholarly research ? a permanent and searchable online library ? always available, worldwide
turco | inglês |
---|---|
kullanılabilir | available |
kalıcı | permanent |
aranabilir | searchable |
çevrimiçi | online |
kütüphane | library |
erken | early |
araştırmalar | research |
veritabanı | database |
TR Erhan, belediyede kalıcı bir pozisyon elde etmek için bu projenin kendisine bir avantaj sağlayacağını da umuyor.
EN Erhan hopes that this project will provide him with an advantage in order to get a permanent position in the municipality.
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
kalıcı | permanent |
pozisyon | position |
projenin | project |
avantaj | advantage |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Marka farkındalığını artırma sürecinde ilk yapmanız gereken şey bir logo oluşturmaktır. Akılda kalıcı bir logo tasarımı, müşterilerin zihinlerinde yer eder ve markanızla daha önceki karşılaşmalarını hatırlamalarını sağlar.
EN To get started on the endeavor of increasing brand recognition, you should first create a logo. A memorable logo design sticks in the minds of customers and reminds them of their previous encounters with your brand.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerin | customers |
önceki | previous |
TR Erhan, belediyede kalıcı bir pozisyon elde etmek için bu projenin kendisine bir avantaj sağlayacağını da umuyor.
EN Erhan hopes that this project will provide him with an advantage in order to get a permanent position in the municipality.
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
kalıcı | permanent |
pozisyon | position |
projenin | project |
avantaj | advantage |
TR Elbette, akılda kalıcı bir fotoğrafın yanı sıra, herhangi bir web tasarımcısı onu iletişim formu, sosyal medyaya hızlı bağlantılar, dijital pazarlama eklentileri ve diğer popüler web tasarım kategorileriyle süsleyecektir
EN Sure, apart from a catchy photo, any web designer will adorn it with the contact form, quick links to social media, digital marketing plugins, and other popular web design categories
turco | inglês |
---|---|
web | web |
onu | it |
formu | form |
hızlı | quick |
bağlantılar | links |
eklentileri | plugins |
diğer | other |
popüler | popular |
tasarım | design |
TR Markanızın görsel kimliğini olağanüstü bir kuş logosu etrafında şekillendirin. Kalıcı bir etki bırakmak için benzersiz kimliğinizi kullanın.
EN Shape your brand’s visual identity around a marvellous bird logo. Use your unique identity to make an impression that lasts.
turco | inglês |
---|---|
markanızın | your brand |
görsel | visual |
kuş | bird |
kullanın | use |
TR Kalıcı bir marka ile bira üreten işletmenizi tanıtın. Profesyonel şekilde tasarlanmış şablonları kullanarak ferahlatan bir bira logosunu internet üzerinden oluşturun.
EN Promote the art of craft beer with an enduring brand. Build a refreshing beer logo online in 3 simple steps using professionally designed templates.
turco | inglês |
---|---|
bira | beer |
profesyonel | professionally |
şablonları | templates |
oluşturun | build |
TR Berrak bir cilt, genç bir ışıltı ve kalıcı etkiler için çığır açan cilt bakım cihazı.
EN Ground-breaking skincare device for clear skin, youthful glow and lasting effects.
turco | inglês |
---|---|
cilt | skin |
kalıcı | lasting |
cihazı | device |
TR Cildiniz canlandıktan ve temizlendikten sonra kalıcı bir sıkılaştırıcı etki sağlayan düşük frekanslı titreşimleri cilt altına ileten sıkılaştırıcı bir masaj için suya dayanıklı LUNA™ 3'ünüzü çevirin.
EN Once fresh & clean, flip your waterproof LUNA™ 3 for a firming massage channeling lower-frequency pulsations deeper into the skin for a lasting firming effect.
turco | inglês |
---|---|
kalıcı | lasting |
etki | effect |
düşük | lower |
cilt | skin |
masaj | massage |
luna | luna |
TR Evet. Çalışma alanının sahibiyseniz onu silebilirsiniz. Bir çalışma alanını silmek kalıcı bir işlemdir ve geri alınamaz. Dafa fazla bilgi.
EN Yes. If you are the owner of the workspace, you can delete it. Deleting a workspace is a permanent action and cannot be undone. Learn more.
turco | inglês |
---|---|
silmek | delete |
kalıcı | permanent |
bilgi | learn |
TR SSRN tüm dünyada her an kullanılabilir durumdaki kalıcı ve aranabilir bir çevrimiçi kütüphane biçiminde erken aşamadaki akademik araştırmalar için çevrimiçi bir veritabanı sağlamaktadır
EN SSRN provides the online database of early scholarly research ? a permanent and searchable online library ? always available, worldwide
turco | inglês |
---|---|
kullanılabilir | available |
kalıcı | permanent |
aranabilir | searchable |
çevrimiçi | online |
kütüphane | library |
erken | early |
araştırmalar | research |
veritabanı | database |
TR Erhan, belediyede kalıcı bir pozisyon elde etmek için bu projenin kendisine bir avantaj sağlayacağını da umuyor.
EN Erhan hopes that this project will provide him with an advantage in order to get a permanent position in the municipality.
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
kalıcı | permanent |
pozisyon | position |
projenin | project |
avantaj | advantage |
TR Erhan, belediyede kalıcı bir pozisyon elde etmek için bu projenin kendisine bir avantaj sağlayacağını da umuyor.
EN Erhan hopes that this project will provide him with an advantage in order to get a permanent position in the municipality.
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
kalıcı | permanent |
pozisyon | position |
projenin | project |
avantaj | advantage |
TR Kırsal alana taşınma kalıcı bir trende dönüşebilir mi? Her koşulda kırsal alanda yaşamın artık belirgin bir şekilde daha farklı değerlendirildiği görüyoruz
EN Can the yen for country life become a long-term trend? In any case, we see that country life is now evaluated fundamentally differently
turco | inglês |
---|---|
artık | now |
TR Sadece akılda kalıcı başlık ve açıklamalara güvenemezsiniz çünkü kaliteli bir başlık veya açıklama yukarıda bahsettiğimiz üç unsuru da bir araya getirir.
EN You can’t only rely on catchy titles and descriptions since a quality title or description combines all three of the elements that we mentioned up above.
turco | inglês |
---|---|
başlık | title |
kaliteli | quality |
veya | or |
açıklama | description |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
foursquare | foursquare |
ilgili | related |
yıl | year |
gerektiğini | must |
kabul | agree |
TR Marka farkındalığını artırma sürecinde ilk yapmanız gereken şey bir logo oluşturmaktır. Akılda kalıcı bir logo tasarımı, müşterilerin zihinlerinde yer eder ve markanızla daha önceki karşılaşmalarını hatırlamalarını sağlar.
EN To get started on the endeavor of increasing brand recognition, you should first create a logo. A memorable logo design sticks in the minds of customers and reminds them of their previous encounters with your brand.
Mostrando 50 de 50 traduções