TR Kullanıcılarınızın mümkün olan en iyi sayfa yükleme sürelerini elde etmesini sağlamak için doğru ana bilgisayarı kullandığınızdan ve kullanıcıların sitenize mümkün olduğunca kolay bağlanabildiğinden emin olmanız gerekir
"fazlasını mümkün olan" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Kullanıcılarınızın mümkün olan en iyi sayfa yükleme sürelerini elde etmesini sağlamak için doğru ana bilgisayarı kullandığınızdan ve kullanıcıların sitenize mümkün olduğunca kolay bağlanabildiğinden emin olmanız gerekir
EN To ensure that your users are getting the best possible page loading times, you’ll have to make sure that you’re using the right host and that people can connect to your site as easily as possible
turco | inglês |
---|---|
yükleme | loading |
elde | getting |
sitenize | to your site |
kolay | easily |
TR Bitcoin, Litecoin, Ethereum, XRP, Bitcoin Cash, Binance Coin ve daha fazlasını mümkün olan en iyi fiyatlarla alın.
EN Get your first $50 of Bitcoin, Ethereum, Binance Coin and many other cryptocurrencies.
turco | inglês |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
binance | binance |
coin | coin |
ve | and |
alın | get |
ın | of |
daha | other |
TR Bitcoin, Litecoin, Ethereum, XRP, Bitcoin Cash, Binance Coin ve daha fazlasını mümkün olan en iyi fiyatlarla alın.
EN Get your first $50 of Bitcoin, Ethereum, Binance Coin and many other cryptocurrencies.
turco | inglês |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
binance | binance |
coin | coin |
ve | and |
alın | get |
ın | of |
daha | other |
TR Şirket içi altyapı ve bulut bilişim iş yükü işlemeyi merkezileştirirken, edge bilişim bunu merkezi olmaktan çıkarır. Edge ağları, doğası gereği, başka türlü mümkün olmayacak bazı uygulama türlerini mümkün kılar.
EN While on-premise infrastructure and cloud computing centralize workload processing, edge computing decentralizes it. By its very nature, edge networks enable certain types of applications that wouldn?t be possible otherwise.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bulut | cloud |
edge | edge |
başka | otherwise |
bazı | certain |
uygulama | applications |
türlerini | types |
TR Aşının seri bir şekilde geliştirilmesi kadar önemli olan diğer iki unsur da, mümkün olan en hızlı şekilde üretimi ve dağıtımı
EN Just as important as the rapid development of the vaccine is the fastest possible production and delivery for the vaccine
turco | inglês |
---|---|
geliştirilmesi | development |
önemli | important |
olan | is |
mümkün | possible |
TR Kimlerin sıralamada yer aldığını, onlarla rekabet etmenin mümkün olup olmadığını ve çok daha fazlasını görmek için bir anahtar kelime girin.
EN Enter a keyword to see who’s ranking for it, whether it’s possible to compete with them, and much more.
turco | inglês |
---|---|
sıralamada | ranking |
mümkün | possible |
girin | enter |
TR Şirket bütçesi mi? Daha azı karşılığında daha fazlasını yaptırın. İşletmenizin daha fazlasını başarmasına yardım etmek için milyonlardan oluşan iş gücümüzü kullanın
EN Company budget? Get more done for less. Use our workforce of millions to help your business achieve more.
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
turco | inglês |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
TR Mümkün olan en iyi internet deneyimini sunmak için en yeni ve en iyi teknolojileri kullanıyoruz.Lütfen tarayıcı ayarlarından JavaScript'i etkin hale getir.
EN We use the latest and greatest technology available to provide the best possible web experience.Please enable JavaScript in your browser settings to continue.
turco | inglês |
---|---|
mümkün | possible |
internet | web |
deneyimini | experience |
teknolojileri | technology |
tarayıcı | browser |
javascript | javascript |
TR Kişisel bağlı kuruluş yöneticiniz, sorularınızı yanıtlamak ve satışları mümkün olan en iyi şekilde yönetmenize yardımcı olmak için her zaman hazırdır
EN Your personal affiliate manager is always on call to answer your questions and help manage sales in the best possible way
turco | inglês |
---|---|
kişisel | personal |
kuruluş | affiliate |
satışları | sales |
mümkün | possible |
şekilde | way |
soruları | questions |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve MacOS için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for MacOS.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
macos | macos |
dns | dns |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Android için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Windows.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
dns | dns |
windows | windows |
TR Android cihazların kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Android için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu biliyorlar.
EN Users of Android devices know that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Android.
turco | inglês |
---|---|
android | android |
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
dns | dns |
TR iOS cihazların kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve iPhone için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu biliyorlar.
EN Users of iOS devices know that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Iphone.
turco | inglês |
---|---|
ios | ios |
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
iphone | iphone |
dns | dns |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Linux için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Linux.
EN Most users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Linux.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
linux | linux |
dns | dns |
TR Uyarlanabilen Canlı Yayın özelliği ile hızınıza en uygun kalite otomatik olarak seçilir ve mümkün olan en yüksek kalitede kesintisiz izlemeniz sağlanır
EN Adaptive streaming automatically select a suitable video streaming quality but you can always manually select a video quality
turco | inglês |
---|---|
uygun | suitable |
mümkün | can |
TR Sistemimizin% 100 güvenli olduğunu iddia edemeyiz - hiç kimse bu düzeyde bir güvenlik sunamaz - ancak size mümkün olan en yüksek düzeyde koruma sunmak için çok çalışıyoruz.
EN We cannot claim that our system is 100% secure - no one can offer that level of security - but we work hard to offer you the highest level of protection possible.
turco | inglês |
---|---|
düzeyde | level |
TR Bununla birlikte, bu tür tehditleri azaltmak için mümkün olan her şeyi (insanca) yaptık.
EN However, we have done everything (humanly) possible to mitigate such threats.
turco | inglês |
---|---|
tehditleri | threats |
mümkün | possible |
olan | have |
şeyi | everything |
TR Dünyada 12 milyondan fazla web sitesinin korunmasını sağlayan SiteLock ile, sitenin mümkün olan en yüksek düzey güvenliği aldığından emin olabilirsin.
EN With over 12 million websites worldwide already protected by SiteLock, you can rest assured that your site is receiving the highest possible level of security.
turco | inglês |
---|---|
milyondan | million |
olan | is |
düzey | level |
güvenliği | security |
emin | assured |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
turco | inglês |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR Outfox, mümkün olan en iyi oyun performansını sağlamak için ağımız aracılığıyla oyuncuların trafiğini yönlendiren, en uygun hale getirilmiş bir oyun ağıdır
EN Outfox is an optimized gaming network that routes a gamer's traffic through our network to provide the best gaming performance possible
turco | inglês |
---|---|
olan | is |
oyun | gaming |
TR Lojistik zincirin mümkün olan her noktasında alternatif hizmetler geliştiriyoruz; müşteri hizmetleri ekiplerimiz size bu bağlamda daha fazla bilgi sağlayabilir.
EN We are developing alternative services across the logistic chain where possible and our customer service teams are able to provide more context.
turco | inglês |
---|---|
mümkün | possible |
alternatif | alternative |
TR Doğayı koruma ve enerji tüketimi üzerinde mümkün olan en az düzeyde etkili olma konusunda taahhüdümüz bulunmaktadır
EN We have a commitment to protecting the environment and to making sure we have as small an impact on energy consumption as possible
turco | inglês |
---|---|
koruma | protecting |
ve | and |
enerji | energy |
mümkün | possible |
olan | have |
TR İçeriğinizi yeniden amaçlamanıza yardımcı olalım. Zor işi zaten yaptınız, inanılmaz içerikler yarattınız. Şimdi, sıkıcı kısım geliyor: Bu içeriği mümkün olan her pazarlama kanalında dağıtmak.
EN Let us help you repurpose your content. You have already done the hard work—you've created some amazing content. Now, comes the tedious part: distributing that content across every marketing channel possible.
turco | inglês |
---|---|
zor | hard |
işi | work |
zaten | already |
sıkıcı | tedious |
içeriği | content |
olan | have |
her | every |
pazarlama | marketing |
kanalı | channel |
TR Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır
EN This website uses cookies so that we can provide you with the best user experience possible
turco | inglês |
---|---|
size | you |
kullanıcı | user |
deneyimini | experience |
TR Adım 9: Kendilerine veya başkalarına zarar verecek durumlar dışında, mümkün olan her yerde bu tür insanlara doğrudan düzeltmeler yaptık.
EN Step 9: We made direct amends to such people wherever possible, except when to do so would injure them or others.
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
dışında | except |
mümkün | possible |
olan | do |
insanlara | people |
doğrudan | direct |
TR Tüm simgeler, mümkün olan en iyi sonucu verecek şekilde benzersiz ve titiz tasarımlara sahip.
EN Every icon has a unique and thoughtful design to give you the best results possible.
turco | inglês |
---|---|
tüm | every |
mümkün | possible |
benzersiz | unique |
ve | and |
TR Mina?ya katılmayı mümkün olan en kolay hale getirdik. Açıklayıcı bilgi notları, destekleyici bir topluluk ve kolaylıkla senkronize olunabilen bir blokzincir ile rekor denebilecek kadar kısa bir sürede sizi hazır hale getireceğiz.
EN We make it as simple as possible to participate in Mina. With clear documentation, a supportive community and a chain that syncs in seconds, we’ll get you up and running in record time.
turco | inglês |
---|---|
mina | mina |
kolay | simple |
topluluk | community |
rekor | record |
sizi | you |
TR Alan adına mümkün olan en düşük fiyat karşılığında sahip olmanız için elimizden geleni yaparız. Kesinlikle alıcı kimliği satıcı ile paylaşılmaz
EN We use all our capabilities to ensure that you purchase your domain name at the lowest possible price. (Personal identity information will not be shared with the seller)
turco | inglês |
---|---|
fiyat | price |
kimliği | identity |
TR Alan adının geçerli sahibi alan adını satmak istiyorsa, aracınız sizin adınıza alan adı sahibi ile görüşür ve sizin için mümkün olan en düşük fiyatı elde eder.
EN If the current owner of the domain name is willingly to sell the domain, your Broker will negotiate with the domain owner on your behalf and we will try to get the lowest possible price for you.
turco | inglês |
---|---|
sahibi | owner |
satmak | sell |
olan | is |
TR Makul bir fiyata mümkün olan en yüksek kimlik doğrulamasını isterler
EN They want the highest possible authentication for a reasonable price
turco | inglês |
---|---|
makul | reasonable |
fiyata | price |
mümkün | possible |
kimlik | authentication |
TR Mümkün olan en iyi sonuç için baskıdan önce ipuçlarımıza uyun.
EN Follow our tips before printing for the best possible result.
turco | inglês |
---|---|
mümkün | possible |
sonuç | result |
TR Arabanızı “yol” moduna almak gibi, GameDAC’e özgü yüksek çözünürlük modu, tüm gücünü mümkün olan en iyi ses kalitesini üretmeye odaklamak için mevcut seçenekleri kolaylaştırır.
EN Like putting your car into 'track' mode, GameDAC’s dedicated Hi-Res mode streamlines the available options to focus all of its power on producing the best possible audio quality.
turco | inglês |
---|---|
gamedac | gamedac |
modu | mode |
tüm | all |
mümkün | possible |
ses | audio |
seçenekleri | options |
TR Londra merkez ofisimizde veya Türkiye’de mümkün olan her türlü fırsata sahibiz.
EN We have every opportunity possible in our London head office or in Turkey.
turco | inglês |
---|---|
londra | london |
veya | or |
türkiye | turkey |
mümkün | possible |
TR Önyükleme 4'e dayalı duyarlı tasarıma hazır ücretsiz araçların prototipini oluşturun ve web sitenizi iyileştirin ve hangi cihaz olursa olsun, uygulama açılış sayfası mümkün olan en iyi ışığa sahip olacaktır.
EN Prototype the responsive design ready free tools based on bootstrap 4 improve your website, and no matter what device, the app landing page will have the best possible light.
turco | inglês |
---|---|
duyarlı | responsive |
hazır | ready |
ücretsiz | free |
ve | and |
cihaz | device |
olsun | no matter |
TR En iyi ücretsiz HTML ve CSS tablo şablonları, mükemmel işlevsellik ve tablo şablonu kolay yapılandırması nedeniyle mümkün olan en iyi şekilde uyacaktır
EN The best free HTML and CSS table templates will suit the best way possible due to the excellent functionality and table template easy configuration
turco | inglês |
---|---|
ücretsiz | free |
html | html |
ve | and |
css | css |
tablo | table |
mükemmel | excellent |
işlevsellik | functionality |
kolay | easy |
şekilde | way |
TR Kullanıcılarınız ne yapmak isterlerse istesinler, CC600 ve CC6000 ile mümkün olan en iyi deneyimi sunacaklarına güvenebilirsiniz
EN Whatever your users are looking to do, count on the CC600 and CC6000 to deliver the best possible experience
turco | inglês |
---|---|
mümkün | possible |
deneyimi | experience |
TR Bu sebeple, diğer üyelerine mümkün olan en iyi hizmeti sunabilmek için verilen hizmet üzerine makul olmayan yükler getiren müşterilerine hizmeti kısıtlayabilir.
EN To that end, any customer who puts unreasonable demands upon the service may be curtailed in order to ensure the best possible service for all members.
turco | inglês |
---|---|
olan | be |
TR Lütfen sorununuzla ilgili olabildiğince fazla bilgi ekleyin, böylece ekibimiz mümkün olan en hızlı şekilde yardımcı olabilecektir.
EN Please include as much information as you can in relation to your issue, so our team will be able to help as quickly as possible.
turco | inglês |
---|---|
olabildiğince | as possible |
bilgi | information |
ekleyin | include |
ekibimiz | our team |
hızlı | quickly |
TR Mümkün olan en doğru bilgiyi sağlamak için dünyanın dört bir yanında gözlem yapan binin üzerinde araştırmacıya sahibiz ve her zaman bize ellerinden geldiğince yardımcı olabilecek insanlar arıyoruz.
EN We have over a thousand researchers scouting around the world to provide as accurate information as possible and we are always looking for people to help us where they can.
turco | inglês |
---|---|
bilgiyi | information |
dünyanın | world |
insanlar | people |
TR Dünya çapında, NETZSCH ismi kapsamlı destek ve yetkili, güvenilir servis, satış öncesi ve sonrası destek anlamına gelir. Nerede olursanız olun, vizyonumuz mümkün olan en iyi desteği sunmaktır.
EN All over the world, the name NETZSCH stands for comprehensive support and competent, reliable service, before and after sale. Our vision is to offer you the best possible support at all times, wherever you may be.
turco | inglês |
---|---|
netzsch | netzsch |
ismi | name |
kapsamlı | comprehensive |
ve | and |
güvenilir | reliable |
satış | sale |
anlamına | to |
nerede | wherever |
mümkün | possible |
TR Peki neden böyle? Basitçe anlatmak gerekirse, mümkün olan durumlarda (ki şu an öyle) bir yatırımcıya bağımlı olmadan kendi kendini finanse eden bir sistemin daha iyi olduğunu düşünüyoruz.
EN Why ? Simply because we consider that when it’s possible (which is the case right now), it’s better to be self-financing rather than to be dependent on an investor.
turco | inglês |
---|---|
basitçe | simply |
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
turco | inglês |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
TR Uyarlanabilen Canlı Yayın özelliği ile hızınıza en uygun kalite otomatik olarak seçilir ve mümkün olan en yüksek kalitede kesintisiz izlemeniz sağlanır
EN Adaptive streaming automatically select a suitable video streaming quality but you can always manually select a video quality
turco | inglês |
---|---|
uygun | suitable |
mümkün | can |
TR Mina?ya katılmayı mümkün olan en kolay hale getirdik. Açıklayıcı bilgi notları, destekleyici bir topluluk ve kolaylıkla senkronize olunabilen bir blokzincir ile rekor denebilecek kadar kısa bir sürede sizi hazır hale getireceğiz.
EN We make it as simple as possible to participate in Mina. With clear documentation, a supportive community and a chain that syncs in seconds, we’ll get you up and running in record time.
turco | inglês |
---|---|
mina | mina |
kolay | simple |
topluluk | community |
rekor | record |
sizi | you |
TR Bu manifestoyu yazdırın, hackleyin ve yeniden dağıtın. Dünyanın bu mesajı duymaya ihtiyacı var ve bizim de bu mesajları mümkün olan her şekilde yaymamız gerekiyor. Bu dosyayı indirin:
EN Print, hack, and redistribute this manifesto. The world needs to hear this message, and we need to get the word out every way possible. Download this file as:
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
mümkün | possible |
dosyayı | file |
TR Alan adına mümkün olan en düşük fiyat karşılığında sahip olmanız için elimizden geleni yaparız. Kesinlikle alıcı kimliği satıcı ile paylaşılmaz
EN We use all our capabilities to ensure that you purchase your domain name at the lowest possible price. (Personal identity information will not be shared with the seller)
turco | inglês |
---|---|
fiyat | price |
kimliği | identity |
TR Alan adının geçerli sahibi alan adını satmak istiyorsa, aracınız sizin adınıza alan adı sahibi ile görüşür ve sizin için mümkün olan en düşük fiyatı elde eder.
EN If the current owner of the domain name is willingly to sell the domain, your Broker will negotiate with the domain owner on your behalf and we will try to get the lowest possible price for you.
turco | inglês |
---|---|
sahibi | owner |
satmak | sell |
olan | is |
Mostrando 50 de 50 traduções