TR Kullanıcılarımız için en fazla değeri yaratan, bir adım öne çıkan ve yeni fikirler ve ürünler sunan insanlara değer veriyoruz
TR Kullanıcılarımız için en fazla değeri yaratan, bir adım öne çıkan ve yeni fikirler ve ürünler sunan insanlara değer veriyoruz
EN We value people who create, who step forward, and who launch new ideas and products that drive the most value for our users
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
yeni | new |
fikirler | ideas |
ürünler | products |
insanlara | people |
kullanıcıları | users |
TR İş sürdürülebilirliğine bütüncül bir yaklaşım sergileyen ekibimiz, yalnızca karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda işiniz için uzun vadeli faydalar ve değer de yaratan stratejiler geliştirmektedir.
EN CBRE provides a comprehensive range of services for investors, developers and occupiers of industrial and logistics real estate, led by market-leading data and research.
turco | inglês |
---|---|
önemli | leading |
TR Kibar Holding'in CEO'su Dr. Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye'yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.
EN During his statement at the Uludağ Economic Summit, Dr. Tamer Saka, the CEO of Kibar Holding, said that they aim to pave the way for Turkey to enter global markets by investing in products and fields that generate added value.
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
ceo | ceo |
ekonomi | economic |
nde | at the |
katma | added |
değer | value |
türkiye | turkey |
global | global |
TR Kibar Holding’in CEO’su Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.
EN At the Uludağ Economic Summit, Tamer Saka, the Kibar Holding CEO, said that they are planning to introduce Turkey into global markets by investing in fields and products that generate added value.
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
ceo | ceo |
ekonomi | economic |
katma | added |
değer | value |
türkiye | turkey |
global | global |
TR İş sürdürülebilirliğine bütüncül bir yaklaşım sergileyen ekibimiz, yalnızca karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda işiniz için uzun vadeli faydalar ve değer de yaratan stratejiler geliştirmektedir.
EN CBRE's Petroleum and Automotive team delivers a comprehensive service for owners and occupiers of petrol filling stations, car showrooms, car parks and other roadside assets.
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
turco | inglês |
---|---|
çözümleri | solutions |
hedef | target |
uzmanlık | expertise |
sürdürülebilir | sustainable |
talep | demand |
marka | brand |
programları | programmes |
sağlayın | provide |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir u… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock a… read more
turco | inglês |
---|---|
devamını | more |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir uçak kazasında yaşamını yitiren Buddy Holly anısına yapılan bir konser il… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock and roll, their early string of vocal surf hits defined the '60s Cal… read more
turco | inglês |
---|---|
ilk | early |
devamını | more |
TR Kendimi canlı ve dünyayla ve hayatımla bütünlük içinde hissediyorum ve zamanımı değerlerime uygun ve başkalarının ve kendimin hayatlarında olumlu bir etki yaratan şekillerde harcadığımı hissediyorum
EN I feel alive and in communion with the world and my life, and I feel I spend my time in ways that align with my values and bring about a positive impact in the lives of others and of myself
turco | inglês |
---|---|
canlı | alive |
olumlu | positive |
etki | impact |
hayatı | life |
TR SensALIGN'ı keşfedin - şaft hizasında fark yaratan lazer / sensör hizalama teknolojisi
EN Adaptive alignment uses single-laser technology and Active Situational Intelligence to adapt to the asset, the situation, and the maintenance team.
turco | inglês |
---|---|
lazer | laser |
teknolojisi | technology |
TR Bağımlılık yaratan çevrimiçi çok oyunculu oyunlarımızı 1001 Oyun / Poki adresinde ücretsiz oynayın! Venge.io ve Battle Forces gibi 3D çok oyunculu atış oyunları oynayın
EN Play our addictive online multiplayer games for free on Poki! Play 3D multiplayer shooting games such as Venge.io and Battle Forces
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
TR Özel elyaf iç dolgusu ve %100 Pamuk kumaşı ile doğal ve konforlu bir uyku deneyimi yaratan Noah Yorgan, yumuşak ve hafif yapısı sayesinde maksimum rahatlık sağlıyor
EN Creating a natural and comfortable sleep experience with its special interior fibre filling and 100% Cotton fabric, Noah Quilt provides maximum comfort thanks to its soft and light structure
turco | inglês |
---|---|
pamuk | cotton |
doğal | natural |
uyku | sleep |
deneyimi | experience |
yapısı | structure |
maksimum | maximum |
TR Mavinin sofistike derin tonlarından hafif bir dinginlik yaratan açık tonlarına uzanan şık bir renk harmonisi sunan Irene Nevresim Takımı, dinamik desenleri ile yatak odalarında şık bir atmosfer yaratıyor
EN Irene Duvet Cover Set, which offers a stylish color harmony from the sophisticated deep tones of blue to the light tones that create a light calm, creates a stylish atmosphere in the bedrooms with its dynamic patterns
turco | inglês |
---|---|
derin | deep |
renk | color |
sunan | offers |
dinamik | dynamic |
TR İffet sürümü - inek eşi hayal kırıklığı yaratan bir jizm için sağdı
EN Aaliyah love tricked by her cuckold spouse
TR 8.9. 2030’a kadar istihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için politikalar oluşturulması ve uygulanması
EN 8.9. By 2030, devise and implement policies to promote sustainable tourism that creates jobs and promotes local culture and products
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kültür | culture |
ürünlerini | products |
sürdürülebilir | sustainable |
politikalar | policies |
TR 12.b. İstihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir bir turizm için sürdürülebilir kalkınma etkilerini denetlemeye olanak sağlayan araçlar geliştirilmesi ve uygulanması
EN 12.b. Develop and implement tools to monitor sustainable development impacts for sustainable tourism that creates jobs and promotes local culture and products
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
kültür | culture |
ürünlerini | products |
sürdürülebilir | sustainable |
turizm | tourism |
araçlar | tools |
TR Günümüzün müşterileri, herhangi bir yerden, herhangi bir zamanda, tedarik zincirinin tümünde muazzam sipariş karşılama baskıları yaratan bir alışveriş yapabilir
EN Today’s shoppers can purchase at any time from any place, creating tremendous fulfillment pressures that ripple throughout the supply chain
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
tedarik | supply |
yapabilir | can |
TR TENCEL™ Modal elyafları, tüm yaşam döngüsü boyunca sadece önemli ölçüde daha düşük çevresel etki yaratan ürün ve hizmetlere verilen uluslararası kabul görmüş AB Eko-etiketini taşır
EN TENCEL™ Modal fibers are certified with the internationally recognized EU Ecolabel, an environmental quality label only awarded to products and services which have a significantly lower environmental impact throughout their entire lifecycle
turco | inglês |
---|---|
modal | modal |
tüm | entire |
çevresel | environmental |
etki | impact |
ürün | products |
ve | and |
uluslararası | internationally |
ab | eu |
TR Fast food müdavimlerine hitap etmek için büyüleyici bir logoyu birkaç basit adımda oluşturun. Fast food lezzeti kadar bağımlılık yaratan bir marka inşa edin.
EN Appeal to fast food lovers by creating a captivating logo in a few simple steps. Create a brand as addictive as the taste of fast food.
turco | inglês |
---|---|
basit | simple |
TR Sıradan görevleri otomatikleştirin, böylece ekibiniz gerçekten etki yaratan işe odaklanabilir.
EN Automate the mundane tasks so your team can focus on the work that really makes an impact.
turco | inglês |
---|---|
böylece | so |
ekibiniz | your team |
gerçekten | really |
etki | impact |
TR Impact Hub İstanbul, fark yaratan girişimcilerin bir araya geldiği, dünyada 100’den fazla merkezde faaliyet gösteren ve 16.000’den fazla üyeye sahip global bir hareketin parçası.
EN Impact Hub Istanbul is formed by a global network of 15,000+ members in 100+ locations that enable collaboration. We unite people from every profession, background and culture with imagination and drive to challenge the status quo.
turco | inglês |
---|---|
hub | hub |
global | global |
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
turco | inglês |
---|---|
çözümleri | solutions |
hedef | target |
uzmanlık | expertise |
sürdürülebilir | sustainable |
talep | demand |
marka | brand |
programları | programmes |
sağlayın | provide |
TR Hedef kitlenize hitap eden, trafik yaratan metinler oluşturun ve paylaşın
EN Create and share traffic-driving articles that resonate with your audience
turco | inglês |
---|---|
trafik | traffic |
oluşturun | create |
ve | and |
paylaşın | share |
TR Şirketin başkanı ve baş kreatif direktörü Mitsuru (Mitch) Sakairi, hitokotoba olarak adlandırdığı, insanların yüreğine dokunan, iletişimi sağlayan ve mekanlara canlılık kazandıran tasarımlar yaratan bir tasarım inancını savunuyor
EN Mitsuru (Mitch) Sakairi, the company's president and chief creative officer, advocates a design faith he calls hitokotoba, creating designs that touch people's hearts, enable communication, and bring vitality to spaces
turco | inglês |
---|---|
insanları | people |
TR Dikkat çeken şık başlığı ve geniş bir saklama alanı yaratan baza kombinini yüksek konfor sağlayan Star Yatak ile buluşturan Somni Star Yatak Seti, yatak odalarına modern bir yorum getiriyor.
EN The Somni Star Bed Set brings a modern interpretation to the bedrooms by bringing the base combination which has an eye-catching stylish headboard and a large storage area together with the Star Bed, which provides high comfort.
turco | inglês |
---|---|
saklama | storage |
alanı | area |
konfor | comfort |
star | star |
yatak | bed |
seti | set |
getiriyor | brings |
TR Özel elyaf iç dolgusu ve %100 Pamuk kumaşı ile doğal ve konforlu bir uyku deneyimi yaratan Noah Yorgan, yumuşak ve hafif yapısı sayesinde maksimum rahatlık sağlıyor
EN Creating a natural and comfortable sleep experience with its special interior fibre filling and 100% Cotton fabric, Noah Quilt provides maximum comfort thanks to its soft and light structure
turco | inglês |
---|---|
pamuk | cotton |
doğal | natural |
uyku | sleep |
deneyimi | experience |
yapısı | structure |
maksimum | maximum |
TR Şirketin başkanı ve baş kreatif direktörü Mitsuru (Mitch) Sakairi, hitokotoba olarak adlandırdığı, insanların yüreğine dokunan, iletişimi sağlayan ve mekanlara canlılık kazandıran tasarımlar yaratan bir tasarım inancını savunuyor
EN Mitsuru (Mitch) Sakairi, the company's president and chief creative officer, advocates a design faith he calls hitokotoba, creating designs that touch people's hearts, enable communication, and bring vitality to spaces
turco | inglês |
---|---|
insanları | people |
TR Sıradan görevleri otomatikleştirin, böylece ekibiniz gerçekten etki yaratan işe odaklanabilir.
EN Automate the mundane tasks so your team can focus on the work that really makes an impact.
turco | inglês |
---|---|
böylece | so |
ekibiniz | your team |
gerçekten | really |
etki | impact |
TR Bağımlılık yaratan çevrimiçi çok oyunculu oyunlarımızı Poki adresinde ücretsiz oynayın! Venge.io ve Battle Forces gibi 3D çok oyunculu atış oyunları oynayın
EN Play our addictive online multiplayer games for free on Poki! Play 3D multiplayer shooting games such as Venge.io and Battle Forces
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
oyunları | games |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir u… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock a… read more
turco | inglês |
---|---|
devamını | more |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir uçak kazasında yaşamını yitiren Buddy Holly anısına yapılan bir konser il… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock and roll, their early string of vocal surf hits defined the '60s Cal… read more
turco | inglês |
---|---|
ilk | early |
devamını | more |
TR Yoğurt tüketimi artıyor. Ancak yoğurt hassas bir üründür ve üretim sert bir şekilde yapılmamalıdır. Asıl farkı yaratan, doğru karıştırıcıyı seçmektir.
EN When separating milk German dairy Deutsches Milchkontor obtained a 30 percent reduction of energy consumption with the Encapt™ technology from Tetra Pak.
turco | inglês |
---|---|
şekilde | when |
TR Girişim şirketleriyle birlikte fikirler keşfediyor, teknolojiyi geliştiriyor ve iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve gıda endüstrisinin geleceği için yeni fırsatlar yaratan çözümleri birlikte geliştiriyoruz.
EN Together with startups, we explore ideas, push technology forward and co-develop solutions that create new opportunities for our partners, customers and the future of the food industry.
turco | inglês |
---|---|
fikirler | ideas |
teknolojiyi | technology |
gıda | food |
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
çözümleri | solutions |
TR Zamanımızı yeni veya ihmal edilmiş hobilere, tutkulara ve etkinliklere yatırmak, bağımlılık yaratan internet ve teknoloji davranışlarımızın yokluğunda hayatımıza anlam kazandırmaya yardımcı olur
EN Investing our time in new—or neglected—hobbies, passions, and activities helps restore meaning to our lives in the absence of our addictive internet and technology behaviors
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
veya | or |
ve | and |
internet | internet |
teknoloji | technology |
ın | of |
TR İster soğuk hindi olalım, ister bağımlılık yaratan-zorlantılı internet ve teknoloji kullanımımızdan yavaş yavaş çekilelim, sonuçta Higher Power, geri çekilme deneyimimizin mimarıdır
EN Whether we go cold turkey or gradually withdraw from our addictive-compulsive internet and technology use, ultimately Higher Power is the architect of our withdrawal experience
turco | inglês |
---|---|
soğuk | cold |
internet | internet |
ve | and |
teknoloji | technology |
TR Kendi hikayelerini yaratan butik otellerde unutulmaz bir tatil
EN Boutique hotels with personality for a remarkable travel experience
TR Kendi esprileri ve renkli çizimleri ile bir ortam yaratan Yang çizgi romanın Amerikan eğitimindeki tarihini araştırıyor ve çocukların öğrenme potansiyellerine yardımcı olacak bazı akla gelmeyecek bilgileri gözler önüne seriyor.
EN Set against the backdrop of his own witty, colorful drawings, Yang explores the history of comics in American education -- and reveals some unexpected insights about their potential for helping kids learn.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR Kısa çizgiler, rakamlar, argo ve birden farklı yazımı olan sözcükleri kullanmayın. Bu tür karmaşıklık yaratan unsurlar alan adını hatırlamayı ve yazmayı zorlaştırır.
EN Avoid hyphens, numbers, slang, and easily misspelled words in your domains. Complex elements make website names much harder to reach and remember.
TR 9.b.1. Toplam katma değer içindeki orta ve yüksek teknolojili katma değer üreten sanayi sektörlerinin oranı
EN 9.b.1. Proportion of medium and high-tech industry value added in total value added
turco | inglês |
---|---|
toplam | total |
katma | added |
değer | value |
içindeki | in |
orta | medium |
ve | and |
yüksek | high |
sanayi | industry |
TR türünde bir değer kullanıldığında değer baytların sayısıdır. Büyük bayt değerleri için kullanılabilecek birimlerin gösterimleri hakkında bilgiyi bu SSS altında bulabilirsiniz.
EN is used, the value is measured in bytes. Shorthand notation, as described in this FAQ, may also be used.
turco | inglês |
---|---|
sss | faq |
TR Sonradan arttırma ise, $değişken++ olarak yazılır ve değer arttırılmadan önceki özgün değer önceliklidir (PHP değişkenin değerini okuduktan sonra değerini arttırır, bu sebeple sonradan arttırma ismi verilmiştir).
EN Post-increment, which is written '$variable++' evaluates to the original value of $variable, before it was incremented (PHP increments the variable after reading its value, thus the name 'post-increment').
turco | inglês |
---|---|
değişken | variable |
değer | value |
özgün | original |
php | php |
ismi | name |
TR Bu değerin 3 OLMADIĞINA dikkat edin, bu değer $a ile 3'ün toplamıdır ($a’ya bu değer atanır)
EN Notice that it is NOT 3, but the combined value of $a plus 3 (this is the value that's assigned into $a)
turco | inglês |
---|---|
değer | value |
a | a |
TR Elde edilen değer, tam sayıya dönüştürmek için 100 ile çarpılır (örneğin, 0,6 * 100 = 60). Değer 1'den büyükse, 1'e kesilir.
EN The resulting value is multiplied by 100 to convert it to an integer (e.g., 0.6 * 100 = 60). If the value is greater than 1, it's truncated to 1.
turco | inglês |
---|---|
değer | value |
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
turco | inglês |
---|---|
normal | normal |
işlev | function |
TR Bağlantılı Paket, gıda ve içecek üreticilerinin paketlerini daha fazla izlenebilirlik ve değer zinciri genelindeki her paydaş için değer sunan, tam ölçekli veri taşıyıcılarına dönüştürmesine olanak tanıyor.
EN The Connected Package allows food and beverage producers to turn their packages into full-scale data carriers offering increased traceability, and value for each stakeholder in the entire value chain.
turco | inglês |
---|---|
paket | package |
gıda | food |
içecek | beverage |
değer | value |
zinciri | chain |
sunan | offering |
tam | full |
veri | data |
Mostrando 50 de 50 traduções