TR Moroğlu Arseven, uluslararası ticaret kapsamındaki uyuşmazlık çözümü usullerine yönelik hazırlığın ve bunların yönetilmesinin her aşamasında müvekkillere destek sağlar
"bunların yönetilmesinin her" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Moroğlu Arseven, uluslararası ticaret kapsamındaki uyuşmazlık çözümü usullerine yönelik hazırlığın ve bunların yönetilmesinin her aşamasında müvekkillere destek sağlar
EN Moroğlu Arseven advises during all stages of planning and participating in dispute resolution procedures for international trade
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
uluslararası | international |
ticaret | trade |
çözümü | resolution |
ve | and |
ın | of |
TR Aynı zamanda "k8s" veya "kube" olarak da anılan Kubernetes, konteynerli uygulamaların devreye alınmasının, yönetilmesinin ve ölçeklendirilmesinin zamanlanmasına ve otomatikleştirilmesine yönelik bir konteyner orkestrasyon platformudur.
EN Kubernetes — also known as “k8s” or “kube” — is a container orchestration platform for scheduling and automating the deployment, management, and scaling of containerized applications.
turco | inglês |
---|---|
konteyner | container |
uygulamaları | applications |
TR Bunların arasında bir dizi sorun giderme önerileri bulunur; bunların, sorununuza bir çözüm bulmanızı ve sizi oyuna geri döndürüp oyunu çalıştırmanızı sağlamasını umuyoruz.
EN These include a number of troubleshooting suggestions which should hopefully allow you to find a solution to your issue and get you back up and running.
turco | inglês |
---|---|
sorun | issue |
önerileri | suggestions |
çözüm | solution |
sizi | you |
geri | back |
TR Her gün milyarlarca arama yapılmaktadır ve eğer bunların ne olduğunu biliyorsanız, videolarınızın daha fazla görüntülenme almaları için bu verileri kullanabilirsiniz
EN Everyday there are BILLIONS of search queries, and if you know what they are, you can use this data to put your videos in front of more eyeballs
turco | inglês |
---|---|
arama | search |
eğer | if |
verileri | data |
TR Sitede kullanılan çerezler kategorize edilmiştir ve aşağıda her bir kategori hakkında bilgi edinebilir ve bunların bir kısmına veya tümüne izin verebilir veya reddedebilirsiniz.
EN Cookies used on the site are categorized and below you can read about each category and allow or deny some or all of them.
turco | inglês |
---|---|
sitede | site |
çerezler | cookies |
aşağıda | below |
kategori | category |
verebilir | allow |
TR Etiketler iki form faktörü ile sunulmaktadır: varlıklarda kullanılan küçük bir dairesel etiket ve personel veya varlıklarda kullanılan dikkat çekmeyen yaka etiketi, bunların her ikisi de iç ve dış mekanlarda kullanıma uygundur.
EN Tags are offered in two form factors: a small circular tag used on assets and a low-profile badge tag used on personnel or assets, both suitable for indoor and outdoor use.
turco | inglês |
---|---|
etiketler | tags |
form | form |
küçük | small |
personel | personnel |
veya | or |
TR Zebra TransTracker® göstergeleri, nakliye veya depolama sırasında sıcaklığa duyarlı ürünlerin ısıya, donmaya veya bunların her ikisine birden maruz kalma durumunu izler.
EN Zebra's TransTracker® indicators monitor heat, freeze or dual heat-freeze exposures of temperature-sensitive products during shipping or storage.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
göstergeleri | indicators |
nakliye | shipping |
veya | or |
depolama | storage |
sırasında | during |
sıcaklığa | temperature |
duyarlı | sensitive |
ürünlerin | products |
ın | of |
TR Tüm bunların yarattığı sinerji, pazarda ve talep dalgalanmalarında rota belirlemek açısından her işletme için şarttır.
EN A synergy of all these is mandatory for any business to navigate its way around market and demand fluctuations.
turco | inglês |
---|---|
talep | demand |
işletme | business |
TR Bunların her ikisi de değişkenin değerini bir arttırır ve değişken üzerindeki etkileri aynıdır
EN Both pre-increment and post-increment essentially increment the variable, and the effect on the variable is identical
turco | inglês |
---|---|
değişken | variable |
TR Etiketler iki form faktörü ile sunulmaktadır: varlıklarda kullanılan küçük bir dairesel etiket ve personel veya varlıklarda kullanılan dikkat çekmeyen yaka etiketi, bunların her ikisi de iç ve dış mekanlarda kullanıma uygundur.
EN Tags are offered in two form factors: a small circular tag used on assets and a low-profile badge tag used on personnel or assets, both suitable for indoor and outdoor use.
turco | inglês |
---|---|
etiketler | tags |
form | form |
küçük | small |
personel | personnel |
veya | or |
TR Zebra TransTracker® göstergeleri, nakliye veya depolama sırasında sıcaklığa duyarlı ürünlerin ısıya, donmaya veya bunların her ikisine birden maruz kalma durumunu izler.
EN Zebra's TransTracker® indicators monitor heat, freeze or dual heat-freeze exposures of temperature-sensitive products during shipping or storage.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
göstergeleri | indicators |
nakliye | shipping |
veya | or |
depolama | storage |
sırasında | during |
sıcaklığa | temperature |
duyarlı | sensitive |
ürünlerin | products |
ın | of |
TR Almanya herkese göre bir şeyler sunuyor: Güzel yemekler, dağlar, adalar, sahiller, büyük kentler, tarihi turistik yerler ve bunların arasında yer alan her şey! En iyisi trenle seyahat edin
EN Germany offers something for everyone: good food, mountains, islands, beaches, big cities, historical sights, and everything in between! It's best to travel by train
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
sunuyor | offers |
güzel | good |
büyük | big |
tarihi | historical |
seyahat | travel |
TR Devletler, reklam verenler ve siber suçlular İnternette neler yaptığını izlemek için her yıl yeni ve karmaşık yöntemler keşfediyor. Ama bunların hiçbirini IP adresini kullanmadan yapamazlar.
EN Every year governments, advertisers, and cybercriminals are discovering new, sophisticated ways to track your online behaviour. But they can't do it without using your IP address.
turco | inglês |
---|---|
izlemek | track |
yıl | year |
yeni | new |
adresini | address |
TR Resimde görmüş olabileceğiniz üzere, Google’ın kendi algoritmasına yaptığı her bir güncellemeyi görebilir ve bu sayede bunların sonuçlarınıza doğrudan oluşturduğu etkileri görebilirsiniz.
EN As you may have seen in the image, you can see each and every update that Google has made to its algorithm so that you can measure the direct impact they have had on your results.
turco | inglês |
---|---|
doğrudan | direct |
görebilirsiniz | you can see |
TR Ancak sürpriz bir şekilde bunların hiçbiri olmadı, her şey bir aceminin bile neye baktığını anlamakta sorun yaşamayacağı şekilde çok iyi kurgulanmış
EN But to my surprise, none of it happened, all is very well constructed in a way that even a novice wouldn't have a problem understanding what they are looking at
turco | inglês |
---|---|
sorun | problem |
iyi | well |
TR Her ne kadar 71 ile 90 arasındaki puanlar çok daha iyi olsa da, bunların iyi yerine mükemmel veya olağanüstü puanlara daha yakın olduğunu iddia ediyoruz
EN While scores of 71 to 90 are far better, we’d argue that they’re closer to excellent or outstanding instead of just good
turco | inglês |
---|---|
mükemmel | excellent |
veya | or |
olağanüstü | outstanding |
TR İşbu Sözleşmede "ör." veya "dahil" terimlerinin veya bunların türevlerinin her türlü kullanımı, "bunlarla sınırlı olmaksızın" ifadesi takip ediyormuş gibi yorumlanacaktır.
EN Any use of the term ?e.g.? or ?including? or variations thereof in this Agreement will be construed as if followed by the phrase ?without limitation.?
TR Küresel Amaçlar'ı, billboardlarda, her TV kanalı ve radyo istasyonunda, her sinema ve sınıfta, her toplulukta ve her cep telefonunda göstermek için çalışıyoruz
EN We’re working to get the Global Goals onto every website and billboard, broadcast on every TV station and radio station, in every cinema and classroom, pinned to every community noticeboard and sent to every mobile phone
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
tv | tv |
radyo | radio |
cep | mobile |
TR Zebra'nın güçlü yazılım çözümleri, personelinizin envanter ve varlıkları her zaman, her yerde takip etmesini sağlar; böylece her zaman, her yerde üstün konuk deneyimi sunabilirler.
EN Zebra’s powerful software solutions enable your staff to track inventory and assets anytime, anywhere—so they can deliver a great guest experience anytime, anywhere.
turco | inglês |
---|---|
güçlü | powerful |
yazılım | software |
çözümleri | solutions |
envanter | inventory |
ve | and |
takip | track |
sağlar | enable |
böylece | so |
konuk | guest |
deneyimi | experience |
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
turco | inglês |
---|---|
ödeme | paid |
alın | get |
yeni | new |
satış | sale |
deneme | trial |
kazanın | earn |
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Bu iki grubun herhangi birinden sorular alırsanız ya da bunların rolleri ve sorumluluklarını incelemek isterseniz, daha fazla bilgi almak için ilgili merkezi ziyaret edin.
EN Should you receive questions from either group or want to explore their roles and responsibilities, visit the respective hub to find out more.
turco | inglês |
---|---|
grubun | group |
sorular | questions |
bilgi | find out |
almak | receive |
ilgili | respective |
merkezi | hub |
TR ... eğer bunların hepsini yapmanıza izin veren başka bir araç bulursanız
EN ... if you find another tool that lets you do all these things
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
hepsini | all |
başka | another |
araç | tool |
TR Elsevier olarak, yüksek etkili verilerin 10 özelliği olduğuna ve bunların veri yaşam döngüsü boyunca daha iyi veri yönetim süreçleri ve sistemleri geliştirilmesinde kılavuz olarak kullanılabileceğine inanmaktadır
EN At Elsevier we believe there are 10 aspects of highly effective data and which can function as a roadmap for the development of better data management processes and systems throughout the data lifecycle
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
etkili | effective |
sistemleri | systems |
TR Uzun yıllar boyunca, sağlık ve tıp alanındaki araştırmaların doğruluğu ve bunların raporlanması CONSORT gibi raporlama kurallarına uyulması istenerek iyileştirilmiştir
EN For many years, the integrity of health and medical research and its reporting has been improved by requiring the adherence to reporting guidelines like CONSORT
turco | inglês |
---|---|
raporlama | reporting |
ın | of |
TR Bu doğrultuda, Elsevier dergisi Biochemical Pharmacology, doğru araştırma prosedürlerine uyulması ve bunların raporlanmasının sağlanması için bir yazar kontrol listesi ortaya atmıştır.
EN To that end, the Elsevier journal Biochemical Pharmacology introduced an author checklist to ensure that proper research procedures are followed and reported.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
dergisi | journal |
araştırma | research |
yazar | author |
TR Bilimsel Tıbbi Tekrar Baskıların Kullanımı ve Bunların Algılanışı - 2017 Araştırması
EN Use and Perception of Scientific Medical Reprints - 2017 Research
turco | inglês |
---|---|
tıbbi | medical |
kullanımı | use |
ve | and |
ın | of |
TR Bilimsel Tıbbi Tekrar Baskıların Kullanımı ve Bunların Algılanışı - 2017 Broşürü/infografiği
EN Use and Perception of Scientific Medical Reprints - 2017 Brochure/infographic
turco | inglês |
---|---|
bilimsel | scientific |
tıbbi | medical |
kullanımı | use |
ve | and |
ın | of |
TR Elsevier, derginin konu alanına uygun olarak, bunların Bilim Atıf İndeksi / Sosyal Bilimler Atıf İndeksi, Scopus, PMC/MEDLINE, DOAJ ve diğer ilgili indeksleme listelerine dahil edilmesi için başvuruda bulunur.
EN Elsevier will apply for their inclusion in the Science Citation Index / Social Sciences Citation Index, Scopus, PMC/MEDLINE, DOAJ, and other relevant indexation lists, as appropriate to the subject area of the journal.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
derginin | journal |
sosyal | social |
scopus | scopus |
diğer | other |
TR Büyük sosyal kanallarda içerik tasarlayın, planlayın ve yayınlayın ve bunların performans analizlerini yapın
EN Draft, schedule, and post content across major social channels and analyze its performance
turco | inglês |
---|---|
büyük | major |
sosyal | social |
içerik | content |
planlayın | schedule |
ve | and |
performans | performance |
TR işlediğimiz veya kontrol ettiğimiz kişisel verilerinize, bu kişisel verilerin niteliği, işlenmesi ve ifşasıyla ilgili bilgilerle birlikte erişim veya bunların kopyalarını isteme hakkı;
EN the right to request access to, or copies of, your personal data that we process or control, together with information regarding the nature, processing and disclosure of that personal data;
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
kontrol | control |
verilerin | data |
işlenmesi | processing |
ve | and |
ilgili | regarding |
erişim | access |
hakkı | right |
TR Sözleşme, grafikler, metin bilgileri ve indirilebilir dosyalar dahil olup, bunların yanı sıra Web sitesinde yayınlanan bilgilerin kullanım koşullarını tanımlar
EN The agreement defines the terms of use of posted on the Website information, including, but not limited to, graphics, textual information, and files available for download
turco | inglês |
---|---|
sözleşme | agreement |
grafikler | graphics |
ve | and |
dosyalar | files |
kullanım | use |
koşullarını | terms |
ın | of |
TR Bunların sayesinde kullanıcılarımızın ne tür içeriklerden daha çok hoşlandıklarını saptayabilir ve kullanıcımı deneyimini zenginleştirebiliriz.
EN This is used so that we can see total figures on which types of content users enjoy most, for instance.
turco | inglês |
---|---|
tür | types |
kullanıcıları | users |
TR Aşağıda bizim sitemiz üzerinden hizmetlerine ulaşabileceğiniz dış kaynaklı genel hizmetlerin listesini ve bunların çerez sözleşmelerini bulabilirsiniz:
EN Here is a list of places where you can find out more about specific services that we may use and their use of cookies:
turco | inglês |
---|---|
dış | out |
listesini | list |
çerez | cookies |
bulabilirsiniz | you can find |
TR Kullanılan tüm cihazlarda nadir toprak elementleri bulunur. Bunların % 99'u geri dönüşümle kurtarılamaz.
EN Critical rare earths are present in every single electronic device you own. 99% of them cannot be recovered for recycling.
turco | inglês |
---|---|
tüm | every |
nadir | rare |
TR Bunların büyük kısmı, tam olarak tahmin edeceğin şekilde yazılmış; ciddiyetle süslenmiş otoriter bir ses ve eski mobilya kokusuna sahip
EN For the most part these are written in exactly the terms you'd expect; authoritative tones laced with seriousness and the smell of old furniture
turco | inglês |
---|---|
büyük | most |
yazılmış | written |
eski | old |
mobilya | furniture |
TR Ancak, bunların büyük çoğunluğu başlangıçtaki içeriğin kolay anlaşılabilir bir biçimidir ve daha fazla ayrıntı istersen, lütfen daha yakından incele.
EN That said, many of them have a human-readable version of the contents at the opening, and if you want greater detail then please do have a closer look.
TR Anahatar kelime yoğunluğunu, dahili ve harici bağlantıları ve bunların bağlantılarını kontrol edin.
EN Check keyword density, internal and external links and their anchors.
turco | inglês |
---|---|
kelime | keyword |
dahili | internal |
ve | and |
harici | external |
TR Şemsiye ve baston gibi eşyalar kendi bagajına veya diğer bagajlara hasar verebileceğinden, Corendon Airlines bunların bagajda taşınmasına izin vermemektedir.
EN Corendon Airlines do not allow Umbrellas or walking sticks or other similar items to be packed into your hold luggage, due to the possibility they could damage your own or others baggage.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
hasar | damage |
corendon | corendon |
airlines | airlines |
TR Bunların birçoğu Avrupa'da ve ABD'de geçerli olan ulusal mevzuatlara veya direktiflere dayanır.
EN Most of these are based on directives or national legislation existing in Europe and the USA.
turco | inglês |
---|---|
avrupa | europe |
abd | usa |
olan | are |
ulusal | national |
veya | or |
ın | of |
TR Bunların tümü enerji kullanır ve tamamı CO2 emisyonlarına neden olur.
EN All of this uses energy, and all of it causes CO2 emissions.
turco | inglês |
---|---|
tümü | all |
enerji | energy |
kullanır | uses |
ve | and |
ın | of |
TR Bunların yanı sıra, Arctis’inizi kişiselleştirmeniz için yeni bir yol olarak, hoparlör plakaları da değiştirilebilir.
EN Speaking of, the speaker plates are also replaceable for a new way to customize your Arctis.
turco | inglês |
---|---|
arctis | arctis |
yol | way |
da | also |
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
turco | inglês |
---|---|
güvenlik | security |
refah | prosperity |
lüks | luxury |
TR Etkileyenleri, marka duygularını ve etkileşim çabalarını tanımlayarak bunların sonuçlara dönüşmesini sağlayın.
EN Identify influencers, brand sentiment, and engagement efforts to ensure these are turning into results.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
etkileşim | engagement |
TR Bu faktörleri orta çizgilerinize eklemeyi ve bunların etrafında bir eylem planı oluşturmayı düşünün
EN Consider adding those factors to your middle lines and creating an action plan around them
turco | inglês |
---|---|
faktörleri | factors |
orta | middle |
etrafında | around |
eylem | action |
planı | plan |
TR Tematik bir paket seçin, resimleri ve video kliplerini projeye yükleyin ve bunların kusursuz geçişlerle bir araya gelmesini sağlayın
EN Choose a thematic slideshow template, upload your images or video clips, and let them come together with seamless transitions
turco | inglês |
---|---|
seçin | choose |
resimleri | images |
araya | together |
TR Bir sene içinde yüzlerce özel gün olsa da aslında bunların çok azı ciddi bir etki yaratıyor
EN Although there are hundreds of special days in a calendar year, very few of them actually make a serious impact
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
gün | days |
olsa | although |
aslında | actually |
ciddi | serious |
etki | impact |
TR Ontology blockchain yapısı açık blockchain sistemlerini destekler ve bunların uygulamalar için özelleştirilmesine olanak sağlar
EN The Ontology blockchain framework supports public blockchain systems and is able to customize public blockchains for applications
turco | inglês |
---|---|
blockchain | blockchain |
sistemlerini | systems |
destekler | supports |
uygulamalar | applications |
TR HPC uygulamaları genellikle yüksek ağ performansı, hızlı depolama, büyük miktarda bellek, çok yüksek kapasiteli işlem özellikleri ya da bunların hepsini birden gerektirir
EN HPC applications often require high network performance, fast storage, large amounts of memory, high compute capabilities, or all of the above
turco | inglês |
---|---|
hpc | hpc |
uygulamaları | applications |
genellikle | often |
performansı | performance |
hızlı | fast |
depolama | storage |
bellek | memory |
gerektirir | require |
ın | of |
TR İngilizce karakter kümesi kullanılmalıdır. Harfler, sayılar (yani 0-9) ve tire (-) veya bunların bir kombinasyonunu içerebilir;
EN Free of hyphens in the third and fourth positions (eg www.ab-cd.kz);
Mostrando 50 de 50 traduções