TR Açıkça söyleyebiliriz ki herhangi bir SSL sertifikasının ciddiye alınması için, SSL sertifikasını düzenleyen CA'nın (sertifika sağlayıcısı) sağlam ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir
TR Açıkça söyleyebiliriz ki herhangi bir SSL sertifikasının ciddiye alınması için, SSL sertifikasını düzenleyen CA'nın (sertifika sağlayıcısı) sağlam ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir
EN We can clearly say that for any SSL certificate to be taken seriously, it is important to make sure that the CA (certificate provider) issuing the SSL certificate is robust and reliable
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
ssl | ssl |
ca | ca |
sertifika | certificate |
sağlayıcısı | provider |
sağlam | robust |
güvenilir | reliable |
emin | sure |
önemlidir | it is important |
TR Açıkça söyleyebiliriz ki herhangi bir SSL sertifikasının ciddiye alınması için, SSL sertifikasını düzenleyen CA'nın (sertifika sağlayıcısı) sağlam ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir
EN We can clearly say that for any SSL certificate to be taken seriously, it is important to make sure that the CA (certificate provider) issuing the SSL certificate is robust and reliable
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
ssl | ssl |
ca | ca |
sertifika | certificate |
sağlayıcısı | provider |
sağlam | robust |
güvenilir | reliable |
emin | sure |
önemlidir | it is important |
TR Pek çok özel günün sanılanın aksine çok da köklü bir tarihe sahip olmadığını söyleyebiliriz
EN Contrary to popular belief, many special days do not have a long history
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
olmadığını | not |
TR İki çözümü değerlendirirken, Letsencrypt'i kullanmanın, kurmanın ve yönetmenin daha kolay olduğunu söyleyebiliriz
EN When evaluating the two solutions, we can say that Letsencrypt is easier to use, install and manage
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
olduğunu | is |
TR İki çözümü değerlendirirken, Letsencrypt'i kullanmanın, kurmanın ve yönetmenin daha kolay olduğunu söyleyebiliriz
EN When evaluating the two solutions, we can say that Letsencrypt is easier to use, install and manage
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
olduğunu | is |
TR Size sadece şunu söyleyebiliriz ki, bu siteyi yaparken tüm deneyimlerimizi aşkla şevkle birlikte siteye koyduk ve geri bildirimleriniz ve fikirleriniz ile düzenli olarak iyileştirmeler yapmaya devam etmekteyiz.
EN The only thing we can tell you is that we have put a lot of love and all our experience in creating this site and we continuing making improvements day after day with your feedback and opinion.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
siteye | site |
devam | continuing |
TR Dondurmayı herkesin sevdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz
EN It’s pretty safe to say that everybody loves ice cream
TR Dondurmayı herkesin sevdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca, sayısız çeşidi ve aroması mevcuttur. Buzlu kalıplardan dondurmalı pastalara kadar tüm lezzetli dondurma ürünleri yelpazesini kapsayan çözümlerimiz mevcuttur.
EN It’s pretty safe to say that everybody loves ice cream. And the variations and flavours seem endless. We have solutions that cover the whole range of delicious ice cream products, from popsicles to ice cream cakes.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
mevcuttur | have |
lezzetli | delicious |
ürünleri | products |
TR Last.fm oldukça açık ve saygılı bir topluluktur ve böyle kalmasını istiyoruz. Topluluk Kurallarımızda neleri kabul edilemez davranışlar olarak gördüğümüz açıkça belirtilmektedir.
EN Last.fm has a pretty open and respectful community, and we want it to stay that way. Our Community Guidelines lay down in clear terms what we consider unacceptable behaviour.
turco | inglês |
---|---|
last | last |
oldukça | pretty |
topluluk | community |
TR Daha zengin içgörüler ortaya çıkarın ve güvenebileceğiniz transkriptlerle desteklenen açıkça ifade edilmiş, savunulabilir bulgular üretin.
EN Uncover richer insights and produce clearly articulated, defensible findings backed by transcripts you can trust.
turco | inglês |
---|---|
daha | by |
içgörüler | insights |
ve | and |
desteklenen | backed |
açıkça | clearly |
TR Bu iki unsur, marka kimliğinizin resmi belgesi olan marka yönergelerinde açıkça tanımlanmış olmalıdır
EN These two should be defined in your brand guidelines, the official document of your brand identity
turco | inglês |
---|---|
marka | brand |
resmi | official |
olan | be |
tanımlanmış | defined |
olmalıdır | should be |
TR Tüm dokümanlarınızı birbirine karıştırmak yerine, şirketinizde her şeyi açıkça ayrılmış kategorilere ayırın.
EN Rather than having all your docs jumbled together, sort everything into clearly separated categories within your company.
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
TR Açıkça belirtmek gerekirse, canlı sohbet, sizin ve web sitenizin ziyaretçilerinin gerçek zamanlı olarak sohbet etmesini sağlayan çevrimiçi bir iletişim aracıdır
EN To make it clear, a live chat is an online communication tool that enables you and your website visitors to chat in real-time
turco | inglês |
---|---|
sitenizin | your website |
gerçek | real |
TR CA bir ara sertifikaya dayanıyorsa - ara ürünü tedarik eden CA'nın uzun vadeli istikrarını ve açıkça iki CA arasındaki tedarikçi ilişkisinin istikrarını göz önünde bulundurmalısınız
EN If the CA is based on an intermediate certificate - you should consider the long-term stability of the CA supplying the intermediate and clearly the stability of the supplier relationship between the two CAs
turco | inglês |
---|---|
ca | ca |
vadeli | term |
açıkça | clearly |
arasındaki | between |
tedarikçi | supplier |
TR İşletmenizin doğrulanmış kimliğini öne ve ortasına getirerek - şirketinizin adını yeşil bir adres çubuğunda açıkça gösterir
EN It clearly shows your company name in a green address bar, bringing your business's verified identity front and center
turco | inglês |
---|---|
şirketinizin | your company |
yeşil | green |
adres | address |
açıkça | clearly |
gösterir | shows |
TR Yazılımda bu Lisansta açıkça verilmeyen tüm haklar tamamen SoftMaker'a aittir.
EN All rights of any kind in the Software which are not expressly granted in this License remain entirely with SoftMaker.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
haklar | rights |
TR Bu eylemi yerine getirerek, MyPostcard açıkça ifade özgürlüğünü destekliyor ve kesinlikle gazetecilik sansürüne karşı olduğunu göstermektedir
EN By carrying out this action, MyPostcard is clearly in favor of freedom of expression and decided against journalistic censorship
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
mypostcard | mypostcard |
açıkça | clearly |
ifade | expression |
olduğunu | is |
TR FREEZEmarkers sıcaklıkların etkilenme sıcaklığının üzerinde kaldığını belirtmek için açıkça görülebilen bir yeşil daire ve beyaz onay işareti gösterir
EN FREEZEmarkers display a clearly visible green circle and white checkmark to indicate when temperatures are above the response temperature
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
daire | circle |
TR Yazılımların herhangi bir şekilde çoğaltılması veya yeniden dağıtımı açıkça yasaklanmıştır; ve bunlara aykırılık ağır hukuki ve cezai yaptırımlara neden olabilecektir
EN Any reproduction or redistribution of the Software is expressly prohibited, and may result in severe civil and criminal penalties
TR YUKARIDA BELİRTİLENLERE HALEL GELMEKSİZİN, YAZILIMLARIN YENİDEN ÇOĞALTILMASI VEYA DAĞITIMI AMACIYLA BAŞKA BİR SUNUCU VEYA YERE KOPYALANMASI VEYA ÇOĞALTILMASI AÇIKÇA YASAKLANMIŞTIR
EN WITHOUT LIMITING THE FOREGOING, COPYING OR REPRODUCTION OF THE SOFTWARE TO ANY OTHER SERVER OR LOCATION FOR FURTHER REPRODUCTION OR REDISTRIBUTION IS EXPRESSLY PROHIBITED
turco | inglês |
---|---|
sunucu | server |
TR Bir kişi için gizlilik veya güvenlik riski oluşturan bilgileri açıkça yayınlayan içerikler,
EN Contents that openly publish information that creates a privacy or security risk to a person,
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
riski | risk |
bilgileri | information |
TR BU ŞARTLARDA AÇIKÇA BELİRTİLEN DIŞINDA VE KANUNLARIN İZİN VERDİĞİ ÖLÇÜDE, HİZMETLER ?OLDUĞU GİBİ? SUNULMAKTADIR VE MOBIROLLER, YASALARA İLİŞKİN AÇIK VEYA ZIMNİ VEYA KANUNLARIN GEREKLİ OLAN HİÇBİR GARANTİ VERMEZ
EN However, these may occasionally be unusable due to various reasons
turco | inglês |
---|---|
olan | be |
TR Esnek IP adresleri belirli bir bulut sunucusuyla değil hesabınızla ilişkilendirilir ve siz açıkça bırakmayı tercih edene kadar sizin kontrolünüzde kalır
EN An Elastic IP address is associated with your account, not with a particular instance, and you control that address until you choose to explicitly release it
turco | inglês |
---|---|
belirli | particular |
değil | not |
tercih | choose |
kontrol | address |
hesabını | account |
kontrolü | control |
TR Tüm değerlendirmelerin ISM ve ASD bulut güvenlik kılavuzundaki güvenlik kontrollerini açıkça ele alması önerilir:
EN It is recommended that any assessment clearly addresses the security controls in the ISM, and ASD cloud security guidance, including:
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bulut | cloud |
güvenlik | security |
açıkça | clearly |
TR Bir yönteme aynı isme sahip iki nitelik yerleştirilirse çelişki açıkça çözümlenmediği takdirde ölümcül bir hataya sebep olur.
EN If two Traits insert a method with the same name, a fatal error is produced, if the conflict is not explicitly resolved.
turco | inglês |
---|---|
sahip | is |
takdirde | if |
TR CA bir ara sertifikaya dayanıyorsa - ara ürünü tedarik eden CA'nın uzun vadeli istikrarını ve açıkça iki CA arasındaki tedarikçi ilişkisinin istikrarını göz önünde bulundurmalısınız
EN If the CA is based on an intermediate certificate - you should consider the long-term stability of the CA supplying the intermediate and clearly the stability of the supplier relationship between the two CAs
turco | inglês |
---|---|
ca | ca |
vadeli | term |
açıkça | clearly |
arasındaki | between |
tedarikçi | supplier |
TR İşletmenizin doğrulanmış kimliğini öne ve ortasına getirerek - şirketinizin adını yeşil bir adres çubuğunda açıkça gösterir
EN It clearly shows your company name in a green address bar, bringing your business's verified identity front and center
turco | inglês |
---|---|
şirketinizin | your company |
yeşil | green |
adres | address |
açıkça | clearly |
gösterir | shows |
TR Ödül Çekilişi HK’de yapılacak herhangi bir değişiklik veya düzeltme yukarıdaki bölüm 6‘le bağlantılı web sitesinin ilgili bölümünde açıkça belirtilecektir.8
EN Any change or amendment to these Prize Draw T&Cs shall be clearly stated at the relevant section of the website linked in section 6 above.8
turco | inglês |
---|---|
bölüm | section |
ilgili | relevant |
açıkça | clearly |
TR FREEZEmarkers sıcaklıkların etkilenme sıcaklığının üzerinde kaldığını belirtmek için açıkça görülebilen bir yeşil daire ve beyaz onay işareti gösterir
EN FREEZEmarkers display a clearly visible green circle and white checkmark to indicate when temperatures are above the response temperature
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
daire | circle |
TR Yazılımda bu Lisansta açıkça verilmeyen tüm haklar tamamen SoftMaker'a aittir.
EN All rights of any kind in the Software, which are not expressly granted in this License, remain entirely with SoftMaker.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
haklar | rights |
TR Kişisel verileriniz ancak internet sitemizde, kendi isteminizle bir form doldurmanız veya veri girmeniz halinde ya da bu hususta açıkça muvafakat vermeniz halinde toplanılmaktadır.
EN We collect information from you only when you fill out a form or enter information on our site willingly, or give your explicit consent in this regard.
turco | inglês |
---|---|
form | form |
veya | or |
veri | information |
TR Alman anayasasında hemen başlarda açıkça ifade edilerek korunan basın özgürlüğü, medya kurumlarının Almanya’da sansürsüz bir şekilde haber yapmalarını güvence altına alınıyor.
EN In Germany, the freedom of the press, which is laid down in prominent position in the country’s Basic Law, guarantees uncensored reporting.
turco | inglês |
---|---|
basın | press |
şekilde | which |
TR Açıkça soralım: Akılcı bir göç politikası hangi etik koşulları karşılamalı ve buradan hangi etik yükümlülükler çıkarılabilir?
EN In concrete terms: what ethical conditions should a sensible migration policy follow? What ethical obligations can be formulated?
turco | inglês |
---|---|
göç | migration |
politikası | policy |
etik | ethical |
TR Çok sayıda uygulamasıyla, edge bilişim her kuruluşun ihtiyacını karşılayabilir. Bir kuruluş için Edge’in anlamı, sektör, iş modeli, hedefler, teknoloji gereklilikleri ve diğer değişkenlere göre açıkça farklılık gösterecektir.
EN With its wealth of applications, edge computing has something for every organization. What edge means to an organization will obviously vary based on its industry, business model, goals, and technology requirements, among other variables.
turco | inglês |
---|---|
edge | edge |
kuruluş | organization |
sektör | industry |
modeli | model |
hedefler | goals |
teknoloji | technology |
gereklilikleri | requirements |
diğer | other |
TR Last.fm oldukça açık ve saygılı bir topluluktur ve böyle kalmasını istiyoruz. Topluluk Kurallarımızda neleri kabul edilemez davranışlar olarak gördüğümüz açıkça belirtilmektedir.
EN Last.fm has a pretty open and respectful community, and we want it to stay that way. Our Community Guidelines lay down in clear terms what we consider unacceptable behaviour.
turco | inglês |
---|---|
last | last |
oldukça | pretty |
topluluk | community |
TR Herkes katılabilir, ancak tüketici, açıkça onaylı bir tüketiciden istekte bulunmayı seçebilir ve bilgilerin geldiği yerleri görebilir (doğrulanmış, açık veya markalı).
EN Anyone can join in, but consumers can specifically choose to ask confirmed customers, as well as see where the information came from (verified, open or brand).
turco | inglês |
---|---|
herkes | anyone |
bilgilerin | information |
açık | open |
veya | or |
TR MUM, Multitask Unified Model'in kısaltmasıdır ve neden böyle adlandırıldığı açıkça görülmektedir.
EN MUM stands for the Multitask Unified Model, and it’s plain to see why it’s called that.
turco | inglês |
---|---|
model | model |
TR Bu kuralların açıkça iletilmesini ve erişilebilir olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuzdadır ve parçası olduğunuz topluluklardaki ek kuralları öğrenip bunlara uymak sizin sorumluluğunuzdadır.
EN It is our responsibility to ensure these rules are clearly communicated and accessible, and yours to ensure you learn and abide by any additional rules in the communities that you’re a part of.
turco | inglês |
---|---|
açıkça | clearly |
erişilebilir | accessible |
parçası | part |
ek | additional |
kuralları | rules |
ın | of |
TR Daha zengin içgörüler ortaya çıkarın ve güvenebileceğiniz transkriptlerle desteklenen açıkça ifade edilmiş, savunulabilir bulgular üretin.
EN Uncover richer insights and produce clearly articulated, defensible findings backed by transcripts you can trust.
turco | inglês |
---|---|
daha | by |
içgörüler | insights |
ve | and |
desteklenen | backed |
açıkça | clearly |
TR Dürüstlüğümüzün ve savunmasızlığımızın başkalarına yardımcı olduğunu bilerek, titrek hissettiğimizi açıkça paylaşırız
EN We share openly that we are feeling shaky, knowing that our honesty and vulnerability helps others
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar – sınırlarını açıkça ifade ettikleri için onlara teşekkür edin
EN They are just trying to take care of their own needs ? thank them for communicating their boundaries clearly
turco | inglês |
---|---|
sadece | just |
açıkça | clearly |
ihtiyaçları | needs |
TR Tüm dokümanlarınızı birbirine karıştırmak yerine, şirketinizde her şeyi açıkça ayrılmış kategorilere ayırın.
EN Rather than having all your docs jumbled together, sort everything into clearly separated categories within your company.
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
TR İtibar için paylaşıldı, grafikte her şey açıkca bellidir. Yatırım danışmanı değilim, Yatırım kararlarınızı kendiniz alınız.
EN The current setup I'm following for #FIO
Mostrando 50 de 50 traduções