TR Yeni fikirlere rağmen, korona krizi birçok öğrenciyi mali açıdan zorluyor, zira artık yarı zamanlı işler pek yok
"yeni fikirlere rağmen" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases alemão:
TR Yeni fikirlere rağmen, korona krizi birçok öğrenciyi mali açıdan zorluyor, zira artık yarı zamanlı işler pek yok
DE Trotz neuer Ideen ist die Corona-Krise eine finanzielle Belastung für viele Studierende, weil etwa Nebenjobs wegfallen
turco | alemão |
---|---|
yeni | neuer |
rağmen | trotz |
korona | corona |
krizi | krise |
mali | finanzielle |
yok | eine |
TR Elsevier'in İlaç Ar-Ge'si blogu ile ilaçla ilgili konularda çok çeşitli yeni bilgilere ve fikirlere ulaşın.
DE Im Pharma-R&D-Blog von Elsevier erhalten Sie eine Vielzahl aktueller Einblicke und Meinungen zu pharmazeutischen Themen.
turco | alemão |
---|---|
elsevier | elsevier |
blogu | blog |
konularda | themen |
ve | und |
TR Aklını Yeni Fikirlere Açık Tut
DE Wichtige Tipps Zur Hochzeitsplanung
TR Elsevier'in İlaç Ar-Ge'si blogu ile ilaçla ilgili konularda çok çeşitli yeni bilgilere ve fikirlere ulaşın.
DE Im Pharma-R&D-Blog von Elsevier erhalten Sie eine Vielzahl aktueller Einblicke und Meinungen zu pharmazeutischen Themen.
turco | alemão |
---|---|
elsevier | elsevier |
blogu | blog |
konularda | themen |
ve | und |
TR Özellikle dijital teknolojiler alanında yeni fikirlere yatırım yapmak firmalara yararlı oldu
DE Gerade im Bereich digitaler Technologien hat es sich für Unternehmen gelohnt, in neue Ideen zu investieren
turco | alemão |
---|---|
dijital | digitaler |
teknolojiler | technologien |
yeni | neue |
yatırım | investieren |
yapmak | sich |
TR Kariyerlerinin henüz başında olan, sosyal medya bilgisine ve yeni fikirlere sahip gençler, ileri görüşlü, kendinden emin ve deneyimli meslektaşlarıyla bir araya geliyor ve bu buluşmadan her iki taraf da faydalanıyor
DE Berufseinsteigerinnen und -einsteiger mit Social-Media-Kenntnissen und neuen Ideen treffen auf erfahrene Kolleginnen und Kollegen mit Weitblick und souveränem Auftreten – davon profitieren beide Seiten
turco | alemão |
---|---|
sosyal | social |
medya | media |
ve | und |
yeni | neuen |
TR ve hikayenizi, sizinle benzer fikirlere sahip geliştiricilerle paylaşmaya davet ediyorum
DE und ich lade Sie ein, Ihre Geschichte mit gleichgesinnten Innovatoren zu teilen
turco | alemão |
---|---|
ve | und |
TR İşinizde ham verileri işleme konulabilir fikirlere dönüştürmek için Zebra Savanna kullanın.
DE Nutzen Sie Zebra Savanna, um Rohdaten in umsetzbare Erkenntnisse für Ihr Unternehmen zu transformieren.
turco | alemão |
---|---|
zebra | zebra |
kullanın | nutzen |
TR FMFC, Football Manager hayranlarına; oyun ve stüdyo haberlerine, özellik duyurularına ve oynanışla ilgili parlak fikirlere herkesten önce erişme şansı veren özel üye merkezimizdir.
DE FMFC ist unsere exklusive Zentrale für Mitglieder und gibt Football Manager-Fans die Chance, als erste von Neuigkeiten zum Spiel und zum Studio, neuen Features und Gameplay-Inspirationen zu erfahren.
turco | alemão |
---|---|
manager | manager |
oyun | spiel |
şansı | chance |
üye | mitglieder |
TR Yıllar içinde çok sayıda hayranımızın Football Manager'ı daha da iyi yapmak için harika fikirlere sahip olduğunu keşfettik; o kadar ki önerilerinin büyük bir kısmı oyuna eklendi.
DE Im Laufe der Jahre hatten unzählige Fans immer wieder tolle Ideen und Vorschläge, wie man Football Manager noch besser machen kann. Viele dieser Ideen wurden auch tatsächlich ins Spiel integriert.
turco | alemão |
---|---|
içinde | im |
manager | manager |
iyi | besser |
harika | tolle |
TR İşinizde ham verileri işleme konulabilir fikirlere dönüştürmek için Zebra Savanna kullanın.
DE Nutzen Sie Zebra Savanna, um Rohdaten in umsetzbare Erkenntnisse für Ihr Unternehmen zu transformieren.
turco | alemão |
---|---|
zebra | zebra |
kullanın | nutzen |
TR İlerlemenin büyük fikirlere ihtiyacı var. Almanya’nın bilim ve teknoloji alanındaki sıçrama inovasyonlarını nasıl teşvik ettiğini burada öğreneceksiniz.
DE Fortschritt braucht große Ideen. Wie Deutschland Sprunginnovationen in Wissenschaft und Technik fördert, erfahrt ihr hier.
turco | alemão |
---|---|
bilim | wissenschaft |
teknoloji | technik |
TR Domitila ve Robin, dünyayı daha iyi bir yer kılacak fikirlere sahip.
DE Domitila und Robin haben Ideen für eine bessere Welt.
turco | alemão |
---|---|
ve | und |
dünyayı | welt |
bir | eine |
yer | für |
TR Beyaz ırkın üstünlüğü, kadın haklarını sınırlama ve diğer ayrımcı fikirlere destek
DE Unterstützung für die Vormachtstellung der Weißen, Einschränkung der Frauenrechte und andere diskriminierende Ideen
TR Bu politikanın tek amacı, Foursquare'in ürünleri veya pazarlama stratejilerinin, Foursquare'e sunulan fikirlere benzer olması halinde muhtemel yanlış anlaşılmaları veya anlaşmazlıkları engellemektir
DE Der einzig und alleinige Zweck dieser Richtlinie ist, potenzielle Missverständnisse oder Dispute zu vermeiden, wenn Foursquares Produkte oder Marketingstrategien eventuell deinen Ideen, die du an Foursquare gesendet hast, ähneln
TR Bu politikanın tek amacı, Foursquare'in ürünleri veya pazarlama stratejilerinin, Foursquare'e sunulan fikirlere benzer olması halinde muhtemel yanlış anlaşılmaları veya anlaşmazlıkları engellemektir
DE Der einzig und alleinige Zweck dieser Richtlinie ist, potenzielle Missverständnisse oder Dispute zu vermeiden, wenn Foursquares Produkte oder Marketingstrategien eventuell deinen Ideen, die du an Foursquare gesendet hast, ähneln
TR Bu politikanın tek amacı, Foursquare'in ürünleri veya pazarlama stratejilerinin, Foursquare'e sunulan fikirlere benzer olması halinde muhtemel yanlış anlaşılmaları veya anlaşmazlıkları engellemektir
DE Der einzig und alleinige Zweck dieser Richtlinie ist, potenzielle Missverständnisse oder Dispute zu vermeiden, wenn Foursquares Produkte oder Marketingstrategien eventuell deinen Ideen, die du an Foursquare gesendet hast, ähneln
TR Miro üzerinde ekibinizin kolektif zekasını ortaya çıkarın ve en iyi fikirlere ulaşılmasını sağlayan oylama oturumları yürütün.
DE Nutze das geballte Know-how deines Teams und lass es über Ideen abstimmen, damit ihr die allerbesten davon erfolgreich umsetzen könnt.
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
DE Wir entwickeln weiterhin neue Anwendungen, um das Thema weiter voranzutreiben und einen Fortschritt zu ermöglichen, unabhängig davon, was Regierungen und Behörden tun
turco | alemão |
---|---|
yeni | neue |
uygulamalar | anwendungen |
ve | und |
TR Bütün dünya için zor bir yıl olan 2016’dan sonra, SunExpress 2017’de tekrar yeni bir rekora imza attı. Rakiplerinden farklı olarak SunExpress, yaşanan bütün zorluklara rağmen Türk turizminin gücüne inanmaya devam etti.
DE Nach einem schwierigen Jahr 2016 erzielt SunExpress 2017 einen Rekordumsatz. Anders als der Wettbewerb, hat SunExpress weiter auf die Stärke des türkischen Tourismus gesetzt – das hat sich am Ende ausgezahlt!
turco | alemão |
---|---|
yıl | jahr |
farklı | anders |
devam | weiter |
TR Eski ve yeni memleketindeki eğitim sistemleri arasındaki farklardan bahsederken telaffuzunda sadece hafif bir aksan duyuluyor 32 yaşındaki Alkhalaf’ın, daha bundan sadece bir buçuk yıl önce Almanca öğrenmeye başlamış olmasına rağmen.
DE Obwohl Alkhalaf erst vor eineinhalb Jahren mit dem Deutschlernen begonnen hat, ist nur ein leichter Akzent zu hören, wenn die 32-Jährige von den Unterschieden zwischen den Schulsystemen in ihrer alten und neuen Heimat erzählt.
turco | alemão |
---|---|
eski | alten |
yeni | neuen |
daha | ist |
rağmen | obwohl |
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
DE Wir entwickeln weiterhin neue Anwendungen, um das Thema weiter voranzutreiben und einen Fortschritt zu ermöglichen, unabhängig davon, was Regierungen und Behörden tun
turco | alemão |
---|---|
yeni | neue |
uygulamalar | anwendungen |
ve | und |
TR ''Semrush'ın çekirdek fonksiyonu olmamasına rağmen, sosyal medya paylaşım aracını gerçekten beğendim- Bu aracı denerdim.''
DE „Obwohl es keine Kernfunktion von Semrush ist, gefällt mir das Social-Media-Posting-Tool sehr gut – ich kann nur empfehlen, es auszuprobieren.“
turco | alemão |
---|---|
semrush | semrush |
rağmen | obwohl |
sosyal | social |
medya | media |
aracı | tool |
bu | von |
TR Conrad Hilton, Teksas?ın Cisco şehrindeki The Mobley Oteli?ni satın aldı. Sonraki bir kaç yıl içerisinde Teksas?ta başka oteller de satın aldı. İşler çok iyi olmasına rağmen, Bay Hilton?un daha büyük tutkuları vardı.
DE Conrad Hilton erwirbt das Hotel „The Mobley“ in Cisco im US-Bundesstaat Texas. In den Folgejahren kauft er weitere Hotels in Texas. Obwohl das Geschäft gut läuft, hat er noch größere Ambitionen.
turco | alemão |
---|---|
teksas | texas |
cisco | cisco |
oteli | hotel |
satın | kauft |
oteller | hotels |
rağmen | obwohl |
TR Cihazda yüklü olmasına rağmen neden ürünün adında "cloud" (bulut) kullanılmaktadır?
DE Warum taucht das Wort „Cloud“ im Produktnamen auf, wenn die Lösung doch auf einem Gerät installiert wird?
turco | alemão |
---|---|
neden | warum |
TR Banka ciddi bir şirket olmasına rağmen, logo oluştururken üzerinde çalışabileceğiniz çeşitli semboller ve renkler vardır
DE Obwohl die Bank ein seriöses Unternehmen ist, gibt es eine Vielzahl von Symbolen und Farben, mit denen Sie beim Erstellen eines Logos arbeiten können
turco | alemão |
---|---|
banka | bank |
şirket | unternehmen |
rağmen | obwohl |
logo | logos |
renkler | farben |
TR Çoğu tabletin birkaç düğmesi olmasına rağmen, dokunmatik ekran teknolojisini kullanma eğilimindedirler
DE Während die meisten Tablets noch einige wenige Tasten haben, wird insbesondere auf die Touchscreen-Technologie gesetzt
turco | alemão |
---|---|
teknolojisini | technologie |
kullanma | auf |
TR Herhangi bir üye olmasına rağmen, karşılaştırma büyük görünecektir
DE Überhaupt, obwohl das Mitglied, erscheint sehr groß im Vergleich
turco | alemão |
---|---|
üye | mitglied |
rağmen | obwohl |
TR Birilerinin çıkarları için ödeyemiyorum rağmen birileri kendilerine paralarını tutmak için çok daha rahat.
DE Jemanden, der viel bequemer zu halten, die Ihr Geld selbst, obwohl jemand sich leisten können zu zahlen für Vorteil.
turco | alemão |
---|---|
rağmen | obwohl |
tutmak | halten |
TR Sadece iyi gösterir ve araçları ve beklentilerini aşmak olacak seçenekleriyle yoğun olmalıdır rağmen hafızasında uzun yıllar devam edenlerin hak ediyorsun
DE Sie verdienen es diejenigen, die bleiben in Erinnerung für viele Jahre, obwohl nicht gerade gut zeigt, und Sie sollten intensiviert werden, mit einer Vielzahl von tools und Möglichkeiten, wird Ihre Erwartungen übertreffen
turco | alemão |
---|---|
sadece | einer |
iyi | gut |
gösterir | zeigt |
araçları | tools |
rağmen | obwohl |
devam | bleiben |
TR Onların bu yaptıklarına dikkat çekmek ve uyarmak adına FCC ile birlikte çeşitli başvurularda bulunmamıza rağmen görmezden gelindik
DE Wir reichten Dokumente bei der FCC ein, um diese alarmierende Tätigkeit ans Licht zu bringen, wurden aber ignoriert
turco | alemão |
---|---|
bu | diese |
fcc | fcc |
TR İnternetin ticarete, iletişime ve toplumumuza tamamen nüfuz eden rolüne rağmen, milyonlarca insan halen müşfik hükümetlerce ve şirketlerce sınırlandırılmaktadır.
DE Trotz der überragenden Rolle des Internets in der Wirtschaft, Kommunikation und in unseren Gesellschaften, werden Millionen Menschen immer noch von wohlwollenden Regierungen und Unternehmen eingeschränkt.
turco | alemão |
---|---|
ve | und |
rağmen | trotz |
milyonlarca | millionen |
insan | menschen |
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
DE Trotz der Tatsache, dass jedes Megabyte oder Gigabyte dieselben Kosten verursacht, wollen die Dienstleister für die Inhalte und den Wert, den sie angenommenen davon ableiten können, zur Kasse bitten.
turco | alemão |
---|---|
her | jedes |
rağmen | trotz |
içerik | inhalte |
değer | wert |
TR Bu, 5G’nin gigabayt bazında 4G’den daha verimli olmasına rağmen, 5G ile toplam enerji tüketiminin çok daha yüksek olmasının bir nedenidir.
DE Das ist einer der Gründe, warum 5G zwar pro Gigabyte effizienter als 4G ist, aber der Gesamtenergieverbrauch mit 5G viel höher sein wird.
turco | alemão |
---|---|
verimli | effizienter |
TR Aşırıya kaçmamama rağmen, zihinsel değişimi hissedebiliyordum
DE Obwohl ich nicht in einen Rausch verfiel, konnte ich die mentale Veränderung spüren
turco | alemão |
---|---|
rağmen | obwohl |
TR Trust Cüzdan sezgisel ve kolay anlaşılır olmasına rağmen birçok kullanışlı özelliğe sahiptir.
DE Trust Wallet ist intuitiv und leicht zu verstehen und mit weiteren nützliche Funktionen ausgestattet.
turco | alemão |
---|---|
cüzdan | wallet |
sezgisel | intuitiv |
ve | und |
kolay | leicht |
kullanışlı | nützliche |
sahiptir | ist |
e | zu |
TR Ngurah Rai Uluslararası Havaalanı’ndan lüks Bali tatil köyümüze transfer yarım saatten daha az sürer, fakat yolculuk kısa olmasına rağmen, sizi bir dünyadan bir başkasına götürecek güce sahiptir
DE Der private Transfer in der Limousine bringt Sie in weniger als einer halben Stunde vom Ngurah Rai International Airport zu unserem balinesischen Luxus-Resort, und so kurz diese Fahrt auch ist, wird sie Sie dennoch in eine völlig andere Welt bringen
turco | alemão |
---|---|
uluslararası | international |
havaalanı | airport |
lüks | luxus |
transfer | transfer |
kısa | kurz |
sizi | sie |
daha az | weniger |
TR Kişisel Verilerinizi silmemizi istemenize rağmen yasal nedenlerle onları korumamız gereken durumlar olabileceğini lütfen unutmayın
DE Bitte beachte, dass wir unter Umständen trotz deiner Bitte, deine personenbezogenen Daten zu löschen, das Recht darauf haben, deine Daten zu behalten
turco | alemão |
---|---|
kişisel | personenbezogenen |
verilerinizi | deine daten |
rağmen | trotz |
onları | das |
TR Tamer Saka, "Türkiye ekonomisi her şeye rağmen sergilediği performansla bir direnç gösteriyor ve bu direnç de bize umut veriyor" diyor.
DE Tamer Saka: „Die türkische Wirtschaft legt trotz allem mit ihrer Leistung einen Widerstand an den Tag, der uns Hoffnung gibt.“
turco | alemão |
---|---|
ekonomisi | wirtschaft |
rağmen | trotz |
bize | uns |
umut | hoffnung |
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, dünyadaki hibrit ve elektrikli otomobil akımına rağmen, fosil yakıtlı araçların 10-15 yıl daha pazar hakimiyetini koruyacaklarını söyledi.
DE Ali Kibar, Vorstandsvorsitzender der Kibar Holding, sagte, dass trotz des weltweiten Trends zu Hybrid- und Elektroautos die Fahrzeuge mit fossilen Brennstoffen den Markt weitere 10-15 Jahre beherrschen werden.
turco | alemão |
---|---|
kurulu | mit |
hibrit | hybrid |
rağmen | trotz |
yıl | jahre |
pazar | markt |
TR Tüm verileri yakalamak için tasarlanan cihazlar sayesinde, engellere rağmen, uzakta, zarar görmüş ve hatta streç film altında kalmış barkodlar bile teslim tarihlerini geçirmemek için hızlı ve kolay bir şekilde okunur
DE Entwickelt, um Daten in jeder Situation und ohne Zeitverlust zu erfassen – auch Etiketten, die weit entfernt, beschädigt oder in Folie eingeschweißt sind, werden schnell und einfach gelesen
turco | alemão |
---|---|
verileri | daten |
tasarlanan | entwickelt |
TR Buna rağmen tam da bu kökleri sık sık önüne sürülüyormuş, Stuttgart’ın merkezindeki “Ützel Brützel” adını taşıyan ayaküstü yemek lokantasının müşterileri ve başkaları tarafından
DE Trotzdem werden ihr genau diese Wurzeln immer wieder vorgehalten – von Kundinnen und Kunden ihres Imbisses „Ützel Brützel“ in der Stuttgarter Innenstadt, von Mitarbeitenden, von anderen
turco | alemão |
---|---|
rağmen | trotzdem |
tam | genau |
müşterileri | kunden |
ve | und |
TR Hava Taşımacılığı, kargonuzun her şeye rağmen zamanında teslim edilmesini garantileyerek, sefer süresindeki kaybı azaltabilir.
DE Mit Luftfracht kann verlorene Transitzeit wieder aufgeholt werden, damit Ihre Fracht trotzdem pünktlich geliefert wird.
turco | alemão |
---|---|
rağmen | trotzdem |
TR Ve bu sürekli karmaşaya rağmen esnek, aksaklıkların hızla üstesinden gelebilen bir tedarik zinciri inşa etmenize olanak tanıyan bir iş ortaklığı ile hizmetinizdeyiz.
DE Und wir stehen Ihnen als Partner zur Seite, der es Ihnen ermöglicht, trotz dieser anhaltenden Störungen eine belastbare Supply Chain aufzubauen.
turco | alemão |
---|---|
ve | und |
bu | dieser |
rağmen | trotz |
bir | eine |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
ile | zur |
TR Bu önerilerin hepsini denemenize rağmen hâlâ daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunuzu fark ederseniz lütfen ekibimizin doğrudan yanıt verebileceği bir destek bileti oluşturmak üzere "Talep Gönder" formumuzu kullanın
DE Wenn die Vorschläge dir nicht weiterhelfen und du Hilfe benötigst, reiche bitte über das Formular 'Support-Anfrage' ein Support-Ticket ein, auf das unser Team dann direkt antworten kann
turco | alemão |
---|---|
doğrudan | direkt |
yanıt | antworten |
TR Selüloz, suda çözünmeyen ve pamukta neredeyse arı bir şekilde (%95) bulunan beyaz bir maddedir. Buna rağmen, tüm selüloz üreticileri tarafından öncelikle kolayca yetiştirilebilen ve işlenebilen ağaçlardan elde edilmektedir.
DE Cellulose ist eine weiße, in Wasser unlösliche Substanz, die in Baumwolle fast rein (zu 95%) vorkommt hauptsächlich aber aus Holz gewonnen wird, weil es von allen Celluloselieferanten sich am einfachsten kultivieren und verarbeiten lässt.
turco | alemão |
---|---|
neredeyse | fast |
TR Yüksek izleme oranlarına rağmen her geçen gün daha çok izleyici, klasik televizyon yerine rakibi streaming platformlarını tercih ediyor
DE Trotz hoher Einschaltquoten verliert das klassische Fernsehen immer mehr Zuschauer an die konkurrierenden Streaming-Dienste
turco | alemão |
---|---|
rağmen | trotz |
klasik | klassische |
televizyon | fernsehen |
TR Trust Cüzdan sezgisel ve kolay anlaşılır olmasına rağmen birçok kullanışlı özelliğe sahiptir.
DE Trust Wallet ist intuitiv und leicht zu verstehen und mit weiteren nützliche Funktionen ausgestattet.
turco | alemão |
---|---|
cüzdan | wallet |
sezgisel | intuitiv |
ve | und |
kolay | leicht |
kullanışlı | nützliche |
sahiptir | ist |
e | zu |
TR Bu, 5G’nin gigabayt bazında 4G’den daha verimli olmasına rağmen, 5G ile toplam enerji tüketiminin çok daha yüksek olmasının bir nedenidir.
DE Das ist einer der Gründe, warum 5G zwar pro Gigabyte effizienter als 4G ist, aber der Gesamtenergieverbrauch mit 5G viel höher sein wird.
turco | alemão |
---|---|
verimli | effizienter |
TR ''Semrush'ın çekirdek fonksiyonu olmamasına rağmen, sosyal medya paylaşım aracını gerçekten beğendim- Bu aracı denerdim.''
DE „Obwohl es keine Kernfunktion von Semrush ist, gefällt mir das Social-Media-Posting-Tool sehr gut – ich kann nur empfehlen, es auszuprobieren.“
turco | alemão |
---|---|
semrush | semrush |
rağmen | obwohl |
sosyal | social |
medya | media |
aracı | tool |
bu | von |
Mostrando 50 de 50 traduções