EN Lectures and seminars take place online, either via live lectures, video conferences or with the help of videos and podcasts that can be accessed at any time on the website
EN Lectures and seminars take place online, either via live lectures, video conferences or with the help of videos and podcasts that can be accessed at any time on the website
TR Kitle dersleri ve seminerler canlı bağlantı, video konferansı ya da internet sayfası üzerinden sürekli olarak erişime açık video ve podcastlar aracılığıyla online gerçekleştiriliyor
inglês | turco |
---|---|
live | canlı |
online | online |
video | video |
and | ve |
on | açık |
website | internet |
the | olarak |
EN Online lectures and interactive courses on a variety of topics, including authorship, plagiarism, and conflict of interest.
TR Yazarlık, intihal ve çıkar çatışması dahil çeşitli konularda çevrimiçi dersler ve etkileşimli kurslar.
inglês | turco |
---|---|
lectures | dersler |
interactive | etkileşimli |
topics | konularda |
variety | çeşitli |
online | çevrimiçi |
courses | kurslar |
and | ve |
including | dahil |
EN Online lectures are presented by leading experts who engage in a Q&A afterwards to boost the discussion.
TR Çevrimiçi dersler önde gelen uzmanlar tarafından verilmekte ve derslerin ardından tartışmayı güçlendirmek için Soru-Cevap kısmına geçilmektedir.
inglês | turco |
---|---|
lectures | dersler |
experts | uzmanlar |
by | tarafından |
the | gelen |
to | için |
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
typical | tipik |
aphrodisias | aphrodisias |
production | üretimi |
of | yer |
there | olan |
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
TR Kelime hatası oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir ancak Sonix Custom Dictionary gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmalarını ve doğruluğu daha da artırmalarını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
assess | değerlendirmek |
sonix | sonix |
enable | sağlar |
customers | müşterilerin |
rate | oranı |
features | özellikler |
to | için |
and | ve |
further | da |
EN For example, a 30 minute file has a typical turnaround time of roughly 5 minutes; an hour-long file will roughly take 10 minutes.
TR Örneğin, 30 dakikalık bir dosya yaklaşık 5 dakika tipik bir dönüş süresi vardır; bir saat uzunluğunda dosya kabaca 10 dakika sürer.
inglês | turco |
---|---|
file | dosya |
typical | tipik |
minutes | dakika |
of | in |
for | yaklaşık |
EN Automatically transcribe lectures and research interviews in minutes
TR Dersleri ve araştırma görüşmelerini dakikalar içinde otomatik olarak transkripleyebilme
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
minutes | dakikalar |
and | ve |
in | içinde |
automatically | otomatik olarak |
EN Automated transcripts of lectures and recordings in minutes, not hours.
TR Saatler değil, dakikalar içinde ders ve kayıtların otomatik transkriptleri.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
of | ın |
and | ve |
in | içinde |
not | değil |
transcripts | transkriptleri |
minutes | dakikalar |
EN Thousands of students have discovered the power of Sonix to help take transcribe lectures, research interviews, and group study sessions
TR Binlerce öğrenci, dersler, araştırma röportajları ve grup çalışması oturumlarının transkribe edilmesine yardımcı olmak için Sonix'in gücünü keşfetti
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
lectures | dersler |
interviews | röportajlar |
group | grup |
students | öğrenci |
help | yardımcı |
research | araştırma |
of | in |
and | ve |
EN We help PhDs with their dissertations, students with their research, and professors with their online lectures
TR Doktora tezlerinde, araştırmalarında öğrencilere ve çevrimiçi derslerinde profesörlere yardımcı oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
students | öğrencilere |
online | çevrimiçi |
help | yardımcı |
and | ve |
research | araştırmalar |
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
paper | kağıt |
edit | düzenleme |
process | süreç |
for | için |
a | bir |
the | oluşturmak |
EN Automated transcripts and subtitles for lectures, recordings, and other media in minutes, not hours.
TR Dersler, kayıtlar ve diğer ortamlar için saatler değil, dakikalar içinde otomatik transkriptler ve altyazılar.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
transcripts | transkriptler |
subtitles | altyazılar |
lectures | dersler |
other | diğer |
and | ve |
minutes | dakikalar |
in | içinde |
for | için |
EN Whether your school needs transcripts of lectures, qualitative research, or guest speeches, Sonix will simplify and handle all of your transcription needs
TR Okulunuzun ders transkriptlerine, nitel araştırmalara veya konuk konuşmalarına ihtiyacı olsun, Sonix tüm transkripsiyon ihtiyaçlarınızı basitleştirecek ve karşılayacaktır
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
qualitative | nitel |
research | araştırmalara |
guest | konuk |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
or | veya |
all | tüm |
will | olsun |
and | ve |
EN Sonix’s media player combines the video and transcript making your courses easier to follow. Accessible lectures and courses help the hearing-impaired and those where English is a second-language.
TR Sonix'in medya oynatıcı, videoyu ve transkripti birleştirerek kurslarınızı takip etmeyi kolaylaştırır. Erişilebilir dersler ve kurslar, işitme engellilere ve İngilizcenin ikinci dil olduğu kişilere yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
transcript | transkripti |
follow | takip |
accessible | erişilebilir |
lectures | dersler |
second | ikinci |
language | dil |
is | olduğu |
help | yardımcı |
and | ve |
video | videoyu |
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
serverless | sunucusuz |
consists | oluşur |
events | olaylar |
object | nesne |
amazon | amazon |
sns | sns |
notifications | bildirimleri |
or | veya |
by | tarafından |
api | api |
application | uygulama |
a | bir |
as | gibi |
actions | eylemleri |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN The GameDAC transforms any PS4 or PC into a high performance audio source by bypassing the low fidelity, poor quality DACs found in typical console controllers, USB headsets, and PC sound cards.
TR GameDAC, tipik konsol kumandalarında, USB ikili kulaklıklarında ve bilgisayar ses kartlarında bulunan düşük duyarlık, düşük kaliteli DAC’leri atlayarak her PS4 ve bilgisayarı yüksek performanslı bir ses kaynağına dönüştürür.
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
source | kaynağı |
low | düşük |
quality | kaliteli |
found | bulunan |
typical | tipik |
console | konsol |
usb | usb |
headsets | kulaklıklar |
cards | kartlar |
gamedac | gamedac |
pc | bilgisayar |
a | bir |
EN Fundamental principles are shared through lectures and group studies, while increasing the self application skills in practical sessions become one of the fundamental priorities of the trainings.
TR Konu anlatımları ve grup çalışmaları temel prensipler paylaşılırken, uygulama oturumları ile katılımcıların kendi yapabilme becerilerinin arttırılması eğitimin temel önceliklerinden birisi oluyor.
inglês | turco |
---|---|
studies | çalışmaları |
application | uygulama |
and | ve |
fundamental | temel |
group | grup |
through | e |
the | ile |
EN Fast intuitive setup – Typical single location set-up in one day
TR Hızlı, pratik kurulum - Genellikle, tek konum kurulumu bir günde yapılır
inglês | turco |
---|---|
fast | hızlı |
location | konum |
day | günde |
setup | kurulum |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN On this typical viewing day in 2020 televisions were tuned in about half an hour longer than on average in 2019
TR Bu sıradan 2020 TV gününde televizyonlar 2019 yılındaki ortalamaya göre yarım saat daha uzun açık kaldı
inglês | turco |
---|---|
half | yarım |
hour | saat |
on | açık |
day | gün |
this | bu |
longer | daha uzun |
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
typical | tipik |
aphrodisias | aphrodisias |
production | üretimi |
of | yer |
there | olan |
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
serverless | sunucusuz |
consists | oluşur |
events | olaylar |
object | nesne |
amazon | amazon |
sns | sns |
notifications | bildirimleri |
or | veya |
by | tarafından |
api | api |
application | uygulama |
a | bir |
as | gibi |
actions | eylemleri |
EN The IT-Grundschutz Catalogues describe safeguards for typical business processes, IT systems, and applications and addresses the protection of an enterprise’s own information
TR IT-Grundschutz Katalogları tipik kurum işlemleri, BT sistemleri ve uygulamalar için korumaları tanımlar ve bir kurumun kendi bilgilerin korunmasıyla ilgilenir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
business | iş |
systems | sistemleri |
applications | uygulamalar |
protection | korunması |
information | bilgilerin |
and | ve |
it | bt |
of | in |
for | için |
the | bir |
EN The semantics of the combination of Traits and classes is defined in a way which reduces complexity, and avoids the typical problems associated with multiple inheritance and Mixins.
TR Sınıfların ve niteliklerin birleşiminden doğan anlamlılık, karmaşıklığı azaltan ve çoklu kalıtım ve iç içeliklerle ilgili bilinen sorunlardan kaçınan bir yol izlenerek tanımlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
defined | tanımlanmış |
associated | ilgili |
and | ve |
way | yol |
EN Fundamental principles are shared through lectures and group studies, while increasing the self application skills in practical sessions become one of the fundamental priorities of the trainings.
TR Konu anlatımları ve grup çalışmaları temel prensipler paylaşılırken, uygulama oturumları ile katılımcıların kendi yapabilme becerilerinin arttırılması eğitimin temel önceliklerinden birisi oluyor.
inglês | turco |
---|---|
studies | çalışmaları |
application | uygulama |
and | ve |
fundamental | temel |
group | grup |
through | e |
the | ile |
EN Fast intuitive setup – Typical single location set-up in one day
TR Hızlı, pratik kurulum - Genellikle, tek konum kurulumu bir günde yapılır
inglês | turco |
---|---|
fast | hızlı |
location | konum |
day | günde |
setup | kurulum |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN However, under typical conditions, under a minute of replication lag is common.
TR Ancak normal koşullarda replikasyon gecikmesinin bir dakikadan kısa olması sık karşılaşılan bir durumdur.
inglês | turco |
---|---|
conditions | koşullarda |
replication | replikasyon |
common | sık |
EN Cross-region replicas using Amazon Aurora Global Database will have a typical lag of under a second.
TR Amazon Aurora Global Database kullanılarak gerçekleştirilen bölgeler arası replikasyonların gecikme süresi genellikle bir saniyeden kısadır.
inglês | turco |
---|---|
using | kullanılarak |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
global | global |
database | database |
second | bir |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN The higher education aptitude test examines skills you will need in typical situations in specific subjects
TR Yüksek öğrenim uygunluk testinde, belli dallarda tipik durumlarda neye ihtiyacınız olduğu yoklanıyor
inglês | turco |
---|---|
higher | yüksek |
typical | tipik |
situations | durumlarda |
education | öğrenim |
need | ihtiyacınız |
EN This hand gesture, known as the Merkel diamond or the triangle of power, is typical of Angela Merkel. Though it has been the subject of much philosophising and indeed considerable humour, little in the way of genuine insight has been gained.
TR Eşkenar dörtgen adı verilen bu el tutuşu, Angela Merkel’e özgü bir şey. Bununla ilgili çok felsefe yapıldı ve çok da dalga geçildi, ancak hatırı sayılır bir çıkarıma varılamaksızın.
inglês | turco |
---|---|
hand | el |
angela | angela |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | ancak |
of | bir |
EN What happens in the course of a typical German Christmas?
TR Tipik bir Alman Noel kutlaması nasıl geçer?
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
christmas | noel |
a | bir |
EN She is now self-employed and conveys her expertise in lectures and guided tours at the European Astronaut Centre EAC in Cologne.
TR Şu anda serbest meslek sahibi olan Winterling, bilgisini Köln’deki Avrupa Astronot Merkezi’nde konuşmalar ve rehberlik yaparak paylaşıyor.
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
is | olan |
and | ve |
the | anda |
EN On this typical viewing day in 2020 televisions were tuned in about half an hour longer than on average in 2019
TR Bu sıradan 2020 TV gününde televizyonlar 2019 yılındaki ortalamaya göre yarım saat daha uzun açık kaldı
inglês | turco |
---|---|
half | yarım |
hour | saat |
on | açık |
day | gün |
this | bu |
longer | daha uzun |
EN This university course enables you to acquire business know-how and get to know the hotel, restaurant, tourism, sport, event and cultural management sectors. Many lectures and seminars are held in English.
TR Bu öğrenim programı işletme bilgilerinin yanı sıra otel, gastronomi, turizm ile spor, etkinlik ve kültür yönetimi için gerekli bilgileri sunuyor. Derslerin önemli bir bölümüyse İngilizce.
inglês | turco |
---|---|
hotel | otel |
tourism | turizm |
sport | spor |
cultural | kültür |
course | programı |
management | yönetimi |
this | bu |
business | iş |
event | etkinlik |
are | sunuyor |
and | ve |
EN Most lectures and seminars are taking place online, though some face-to-face classes are also being held for small groups
TR Amfi dersleri ve seminerlerin büyük bir kısmı çevrimiçi olarak gerçekleştirilirken, küçük gruplarla yürütülecek olan dersler fiziki ortamda gerçekleştiriliyor
inglês | turco |
---|---|
most | büyük |
lectures | dersler |
small | küçük |
online | çevrimiçi |
and | ve |
are | olan |
though | olarak |
to | bir |
EN Although the specialist literature can, of course, be obtained in English, lectures and examinations are held mostly in German
TR Uzmanlık literatürünü İngilizce edinmek elbette mümkün, lakin dersler ve sınavlar ekseriyetle Almanca
inglês | turco |
---|---|
literature | literatür |
lectures | dersler |
can | mümkün |
and | ve |
of course | elbette |
EN Lectures groups in Australia | Meetup
TR Türkiye ülkesinde Dersler grupları | Meetup
inglês | turco |
---|---|
lectures | dersler |
meetup | meetup |
in | ülkesinde |
groups | grupları |
EN Find out what's happening in Lectures Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
TR Dünya genelindeki Dersler Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
inglês | turco |
---|---|
lectures | dersler |
world | dünya |
start | başlayın |
near | yakın |
in | genelindeki |
find out | öğrenin |
meetup | meetup |
and | ve |
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
TR Kelime hata oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir, ancak Sonix Özel Sözlük gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmasına ve doğruluğu daha da artırmasına olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
assess | değerlendirmek |
sonix | sonix |
dictionary | sözlük |
customers | müşterilerin |
error | hata |
rate | oranı |
features | özellikler |
to create | oluşturmasına |
to | için |
and | ve |
further | da |
EN Automatically transcribe lectures and research interviews in minutes
TR Dersleri ve araştırma görüşmelerini dakikalar içinde otomatik olarak transkripleyebilme
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
minutes | dakikalar |
and | ve |
in | içinde |
automatically | otomatik olarak |
EN Automated transcripts of lectures and recordings in minutes, not hours.
TR Saatler değil, dakikalar içinde ders ve kayıtların otomatik transkriptleri.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
of | ın |
and | ve |
in | içinde |
not | değil |
transcripts | transkriptleri |
minutes | dakikalar |
EN Thousands of students have discovered the power of Sonix to help take transcribe lectures, research interviews, and group study sessions
TR Binlerce öğrenci, dersler, araştırma röportajları ve grup çalışması oturumlarının transkribe edilmesine yardımcı olmak için Sonix'in gücünü keşfetti
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
lectures | dersler |
interviews | röportajlar |
group | grup |
students | öğrenci |
help | yardımcı |
research | araştırma |
of | in |
and | ve |
EN We help PhDs with their dissertations, students with their research, and professors with their online lectures
TR Doktora tezlerinde, araştırmalarında öğrencilere ve çevrimiçi derslerinde profesörlere yardımcı oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
students | öğrencilere |
online | çevrimiçi |
help | yardımcı |
and | ve |
research | araştırmalar |
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
paper | kağıt |
edit | düzenleme |
process | süreç |
for | için |
a | bir |
the | oluşturmak |
EN Automated transcripts and subtitles for lectures, recordings, and other media in minutes, not hours.
TR Dersler, kayıtlar ve diğer ortamlar için saatler değil, dakikalar içinde otomatik transkriptler ve altyazılar.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
transcripts | transkriptler |
subtitles | altyazılar |
lectures | dersler |
other | diğer |
and | ve |
minutes | dakikalar |
in | içinde |
for | için |
EN Whether your school needs transcripts of lectures, qualitative research, or guest speeches, Sonix will simplify and handle all of your transcription needs
TR Okulunuzun ders transkriptlerine, nitel araştırmalara veya konuk konuşmalarına ihtiyacı olsun, Sonix tüm transkripsiyon ihtiyaçlarınızı basitleştirecek ve karşılayacaktır
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
qualitative | nitel |
research | araştırmalara |
guest | konuk |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
or | veya |
all | tüm |
will | olsun |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções