EN In the new issue, get to know many interesting people who are shaping Germany's handling of the pandemic and showing us ways to a better future.
EN In the new issue, get to know many interesting people who are shaping Germany's handling of the pandemic and showing us ways to a better future.
TR Bu baskıda, Almanya'nın salgınla mücadelesinde imzası olan ve bize daha iyi bir geleceğe giden yolu gösteren birçok ilginç insanı tanıyacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
people | insan |
showing | gösteren |
future | geleceğe |
interesting | ilginç |
in | da |
and | ve |
get | bu |
better | daha iyi |
many | çok |
ways | yolu |
us | bize |
to | e |
EN As Europe’s biggest research nation, in 2014 Germany was the first EU Member State to formulate a strategy for further shaping the European Research Area (ERA).
TR Almanya Avrupa’nın en büyük araştırma ülkesi olarak 2014’te “Avrupa Araştırma Alanı”nın (ERA) daha ileri düzeye taşınmasına yönelik olarak bir strateji belgesi sunan ilk ülke oldu.
inglês | turco |
---|---|
as | olarak |
research | araştırma |
germany | almanya |
strategy | strateji |
european | avrupa |
area | alan |
a | bir |
further | daha |
biggest | büyük |
first | ilk |
EN The Interstate Broadcasting Agreement requires all broadcasters in Germany to ensure the “free individual shaping of public opinion and the plurality of opinion.”
TR Alman Radyo ve Televizyon Anlaşması’nda Almanya’daki tüm kanallar “bireylerin özgürce ve bireysel fikir oluşturmaları ve fikir çeşitliliği” konusunda sorumlu tutuluyor.
EN We are giving authors a platform to explain their ideas in their own words, shaping the knowledge they share to fit different types of learning
TR Yazarlara fikirlerini kendi sözcükleriyle açıklamaları için bir platform vererek, paylaştıkları bilgileri farklı öğrenme türlerine uyacak şekilde biçimlendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
platform | platform |
ideas | fikirlerini |
knowledge | bilgileri |
share | paylaş |
fit | uyacak |
types | türlerine |
the | şekilde |
of | in |
learning | öğrenme |
different | farklı |
EN This architectural masterpiece has witnessed world-shaping events whilst influential political and military leaders including Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George and John Profumo held office
TR Bu mimari şaheser dünyayı değiştiren olaylara tanıklık ederken, Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George ve John Profumo gibi etkili siyasi liderler ve ordu komutanlarının ofislerine ev sahipliği yaptı
inglês | turco |
---|---|
architectural | mimari |
political | siyasi |
leaders | liderler |
david | david |
george | george |
john | john |
world | dünyayı |
and | ve |
this | bu |
including | gibi |
EN Topic of the week: Shaping education
TR Haftanın konusu: Eğitimi şekillendirme
inglês | turco |
---|---|
topic | konusu |
of | ın |
week | haftanın |
education | eğitimi |
EN Studying the future, shaping the future
TR Geleceği Okumak, Geleceği Şekillendirmek
inglês | turco |
---|---|
future | geleceği |
EN In this report from business publisher Raconteur, read about several ways digital transformation is shaping the future of the industry. Take a closer look at automation, big data, the next generation workforce, and more.
TR İşletme yayıncısı Raconteur'un hazırladığı bu raporda, dijital dönüşümün endüstrinin geleceğini nasıl şekillendirdiği hakkında bilgi edinin. Otomasyon, büyük veri, yeni nesil iş gücü ve daha fazlasını daha yakından inceleyin.
inglês | turco |
---|---|
future | geleceğini |
automation | otomasyon |
data | veri |
transformation | dönüşüm |
more | fazlasını |
this | bu |
about | hakkında |
big | büyük |
digital | dijital |
at | nda |
generation | nesil |
read | ve |
EN "As an integral part of our group’s progress, “innovation” will keep on shaping our future by breaking new grounds..."
TR "Grubumuzun tarihsel gelişiminin ayrılmaz bir parçası olan “yenilikçilik”, geleceğimize yön verecek ilkleri yaşatmaya..."
EN Here you will find the history and technology behind Bitcoin and other popular altcoins. Learn how Cryptos are shaping Web 3.0.
TR Burada Bitcoin ve diğer popüler altcoinlerin geçmişini ve arkasındaki teknolojiyi bulacaksınız. Kriptoların Web 3.0'ı nasıl şekillendirdiğini öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojiyi |
behind | arkasındaki |
bitcoin | bitcoin |
other | diğer |
popular | popüler |
web | web |
how | nasıl |
EN A conscious consumer, omnichannel sales and digitisation are shaping the industry and driving complexity into retail supply chains
TR Bilinçli tüketiciler, çok kanallı satışlar ve sayısallaştırma bir yanda sektörü biçimlendirirken, diğer yanda perakende tedarik zincirlerine karmaşıklık getiriyor
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
supply | tedarik |
sales | satış |
and | ve |
retail | perakende |
a | bir |
EN Start shaping your captivating story today!
TR Büyüleyici hikayenizi oluşturmaya hemen başlayın!
inglês | turco |
---|---|
start | başlayın |
today | hemen |
EN We are giving authors a platform to explain their ideas in their own words, shaping the knowledge they share to fit different types of learning
TR Yazarlara fikirlerini kendi sözcükleriyle açıklamaları için bir platform vererek, paylaştıkları bilgileri farklı öğrenme türlerine uyacak şekilde biçimlendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
platform | platform |
ideas | fikirlerini |
knowledge | bilgileri |
share | paylaş |
fit | uyacak |
types | türlerine |
the | şekilde |
of | in |
learning | öğrenme |
different | farklı |
EN Discover the trends shaping the threat landscape to assess risk and refine your security strategy.
TR Riski değerlendirmek ve güvenlik stratejinizi iyileştirmek için tehdit ortamını şekillendiren trendleri keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
trends | trendleri |
threat | tehdit |
assess | değerlendirmek |
risk | riski |
security | güvenlik |
to | için |
and | ve |
EN This architectural masterpiece has witnessed world-shaping events whilst influential political and military leaders including Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George and John Profumo held office
TR Bu mimari şaheser dünyayı değiştiren olaylara tanıklık ederken, Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George ve John Profumo gibi etkili siyasi liderler ve ordu komutanlarının ofislerine ev sahipliği yaptı
inglês | turco |
---|---|
architectural | mimari |
political | siyasi |
leaders | liderler |
david | david |
george | george |
john | john |
world | dünyayı |
and | ve |
this | bu |
including | gibi |
EN This architectural masterpiece has witnessed world-shaping events whilst influential political and military leaders including Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George and John Profumo held office
TR Bu mimari şaheser dünyayı değiştiren olaylara tanıklık ederken, Winston Churchill, H H Asquith, David Lloyd George ve John Profumo gibi etkili siyasi liderler ve ordu komutanlarının ofislerine ev sahipliği yaptı
inglês | turco |
---|---|
architectural | mimari |
political | siyasi |
leaders | liderler |
david | david |
george | george |
john | john |
world | dünyayı |
and | ve |
this | bu |
including | gibi |
EN Studying the future, shaping the future
TR Geleceği Okumak, Geleceği Şekillendirmek
inglês | turco |
---|---|
future | geleceği |
EN We will show you how these people with their individual perspectives and different backgrounds are shaping society.
TR Bireysel bakış açıları ve farklı geçmişleriyle bu insanların toplumu nasıl şekillendirdiğini gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
individual | bireysel |
these | bu |
people | insanlar |
different | farklı |
how | nasıl |
and | ve |
EN Public service broadcasting: shaping public opinion
TR Kamu kaynaklı yayıncılık: Vatandaşlara sunulan fikir oluşturma fırsatı
inglês | turco |
---|---|
public | kamu |
EN In order to help them continue their studies, diverse programmes and offers were developed, and they are still shaping the German university landscape.
TR Öğrenim yaşamlarının devamını sağlamak için hayata geçirilen çok yönlü programlar ve öğrenim olanakları Almanya’nın akademik dünyasında hala önemli bir yere sahip
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
the | devamını |
to | sağlamak |
and | ve |
still | bir |
EN First, there is the principle that religious faith is a private matter that has no defining role whatsoever in the shaping of the social and political order
TR Bunlardan ilki dini inancın insanın özel yaşamına ait bir öğe olduğu ve toplumsal ya da siyasi düzenin yapılandırılmasında inanç üzerinden ona söz ve tanımlama hakkı tanımayacağı ilkesidir
inglês | turco |
---|---|
religious | dini |
social | toplumsal |
political | siyasi |
in | da |
and | ve |
is | olduğu |
EN This represents an opportunity to play an even stronger role in shaping Europe and define thematic priorities.
TR Bu görev, Avrupa’yı süregeldiğinden daha güçlü kılmak ve belli konulara ağırlık vermek açısından bir fırsat.
inglês | turco |
---|---|
opportunity | fırsat |
and | ve |
this | bu |
even | bir |
EN Here you will find the history and technology behind Bitcoin and other popular altcoins. Learn how Cryptos are shaping Web 3.0.
TR Burada Bitcoin ve diğer popüler altcoinlerin geçmişini ve arkasındaki teknolojiyi bulacaksınız. Kriptoların Web 3.0'ı nasıl şekillendirdiğini öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojiyi |
behind | arkasındaki |
bitcoin | bitcoin |
other | diğer |
popular | popüler |
web | web |
how | nasıl |
EN Six trends shaping the future of soft drink production
TR İçecek üretimindeki üç temel zorluğu tek bir sistem nasıl çözebilir?
inglês | turco |
---|---|
six | bir |
EN We see four key trends shaping the online grocery marketplace, both today and tomorrow: Convenience; Technology & Performance; Sustainability; and Personal & Unique
TR Bugün ve gelecekte, çevrimiçi market piyasasını şekillendiren dört temel eğilim görüyoruz: Kolaylık; Teknoloji ve Performans; Sürdürülebilirlik ve Kişisellik ve Özgünlük
inglês | turco |
---|---|
key | temel |
convenience | kolaylık |
technology | teknoloji |
performance | performans |
sustainability | sürdürülebilirlik |
online | çevrimiçi |
and | ve |
today | bugün |
EN At Tetra Pak, our ambition is to play a part in shaping a world with secure and sustainable food systems
TR Tetra Pak'ta amacımız, güvenli ve sürdürülebilir gıda sistemlerine sahip bir dünyanın şekillenmesinde rol oynamaktır
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
world | dünyanın |
sustainable | sürdürülebilir |
food | gıda |
in | da |
and | ve |
a | bir |
EN Working together to develop new solutions to protect what’s good, shaping the future of the food and beverage industry, in a sustainable way.
TR İyi olanı korumak amacıyla yeni çözümler geliştirmek için birlikte çalışıyor, yiyecek ve içecek endüstrisinin geleceğini sürdürülebilir bir şekilde şekillendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
future | geleceğini |
food | yiyecek |
beverage | içecek |
sustainable | sürdürülebilir |
solutions | çözümler |
working | çalışıyor |
industry | endüstrisinin |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
of | in |
to | için |
EN Instead, draw widely spaced anchor points, and practice shaping curves by adjusting the length and angles of the direction lines.
TR Bunun yerine, geniş aralıklandırılmış bağlantı noktaları kullanın ve yön çizgilerinin uzunluk ve açılarını ayarlayarak eğrileri şekillendirme denemeleri yapın.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
length | uzunluk |
and | ve |
instead | bunun yerine |
EN We have members from over 40 countries, shaping how the world will look tomorrow and for years to come.
TR 40'in üzerinde ülkeden, dünyanın yarın ve önümüzdeki yıllarda nasıl görüneceğini şekillendiren üyelerimiz var.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
years | yıllarda |
and | ve |
how | nasıl |
EN For example, the ccTLD for Germany is .de for Germany instead of .ge for Germany.
TR Örneğin, Almanya'nın ccTLD'si Almanya için .ge yerine Almanya için .de'dir.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
of | in |
for | için |
EN Germany domain extension .de domain name and phone number is required for registration in Germany
TR Almanya domain uzantısı olan .de domain tescili için Almanya üzerinde adres ve telefon numarasına ihtiyaç vardır
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
domain | domain |
de | de |
phone | telefon |
registration | tescili |
extension | uzantısı |
required | ihtiyaç |
and | ve |
number | numarası |
is | olan |
for | için |
EN Entering Germany, relaxing by the sea and vacationing in the mountains – what the coronavirus rules allow and what they don’t. We answer your questions about germany travel.
TR Almanya’nın en çekici bölge ve kentlerini bisiklet üzerinde keşfedin. Burada yaygın ve iyi yapılmış bir bisiklet yolu ağı mevcut. İşte sizi esinlendirebilecek birkaçı.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
the | burada |
your | sizi |
in | bir |
EN Germany is a major economic power. What is the source of this strength? And how does Germany fare in international comparisons?
TR Uluslararası düzeyde Almanya önemli bir ekonomik güç. Peki, bu gücün kaynağı ne? Uluslararası karşılaştırmalardaki konumu nasıl?
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
major | önemli |
source | kaynağı |
international | uluslararası |
what | ne |
germany | almanya |
this | bu |
how | nasıl |
a | bir |
EN Two alliances bring global health actors together in Germany: the Global Health Hub Germany (GHHG) is a network for all researchers interested in the subject
TR Almanya’daki küresel sağlık aktörlerini iki ağ bir araya getiriyor: Global Health Hub Germany (GHHG) (GHHG), konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yönelik bir ağ
inglês | turco |
---|---|
interested | ilgilenen |
hub | hub |
all | tüm |
health | sağlık |
together | araya |
a | bir |
for | yönelik |
global | küresel |
EN With a capacity share of 27%, in 2017 SunExpress Germany entity is the market leader of touristic flights between Germany and Egypt.
TR SunExpress Almanya, 2017 yılında %27’lik kapasite payı ile Almanya ile Mısır arasındaki turistik uçuşlarda pazar lideri oldu.
inglês | turco |
---|---|
capacity | kapasite |
germany | almanya |
leader | lideri |
sunexpress | sunexpress |
market | pazar |
share | payı |
between | arasındaki |
with | ile |
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
states | eyaletler |
differences | farklar |
regional | bölgesel |
EN The current issue deals with Germany, the European Union and Germany's EU Council Presidency
TR Derginin güncel sayısı, Almanya, Avrupa Birliği ve Almanya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı gibi başlıkları ele alıyor
inglês | turco |
---|---|
current | güncel |
union | birliği |
council | konseyi |
and | ve |
germany | almanya |
eu | ab |
the | gibi |
european | avrupa |
EN Germany domain extension .de domain name and phone number is required for registration in Germany
TR Almanya domain uzantısı olan .de domain tescili için Almanya üzerinde adres ve telefon numarasına ihtiyaç vardır
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
domain | domain |
de | de |
phone | telefon |
registration | tescili |
extension | uzantısı |
required | ihtiyaç |
and | ve |
number | numarası |
is | olan |
for | için |
EN Germany is a major economic power. What is the source of this strength? And how does Germany fare in international comparisons?
TR Uluslararası düzeyde Almanya önemli bir ekonomik güç. Peki, bu gücün kaynağı ne? Uluslararası karşılaştırmalardaki konumu nasıl?
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
major | önemli |
source | kaynağı |
international | uluslararası |
what | ne |
germany | almanya |
this | bu |
how | nasıl |
a | bir |
EN Another debate is currently focusing on Germany’s and the EU’s vaccine procurement policy and the progress of the vaccination campaign in Germany. How do you see this debate?
TR Şu sıralardaki bir başka tartışma da Almanya ve AB’nin aşı tedarik politikası ve Almanya’da aşı kampanyasındaki ilerlemenin etrafında dönüyor. Siz bu tartışmayı nasıl izliyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
procurement | tedarik |
campaign | kampanyası |
vaccine | aşı |
policy | politikası |
in | da |
this | bu |
germany | almanya |
and | ve |
how | nasıl |
the | başka |
EN Germany has been reunited since October 3, 1990. The peaceful revolution of the people in the GDR had brought down the Wall that had divided Germany into east and west.
TR 3 Ekim 1990’dan beri Almanya yeniden birleşmiş bir ülke. Eski Doğu Alman devletinde yaşayan insanların başlattığı barışçı devrim, doğudaki ve batıdaki Almanları ayıran Duvar’ın yıkılmasıyla sonuçlandı.
inglês | turco |
---|---|
october | ekim |
wall | duvar |
west | batı |
germany | almanya |
been | ya |
east | doğu |
people | insanlar |
and | ve |
the | alman |
EN There are contributions on all areas of interest in Germany: politics, economics, culture, science, environment and life. In addition to this we provide information about co-operation projects between Germany and partners in other regions of the world.
TR Burada, Almanya’yı etkileyen tüm konu başlıklarında yazılar var: Politika, ekonomi, kültür, bilim, çevre ve yaşam. Ayrıca Almanya ile dünyanın farklı bölgelerindeki ortakları arasındaki işbirliği hakkında da bilgi veriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
culture | kültür |
life | yaşam |
projects | iş |
science | bilim |
and | ve |
information | bilgi |
in | da |
partners | ortakları |
other | farklı |
environment | çevre |
world | dünyanın |
the | burada |
all | tüm |
about | hakkında |
between | arasındaki |
EN Why is Germany called Germany? And is there a German president? People want to know all kinds of things about our country. We have the answers to the most frequently asked Google questions.
TR Almanya’ya neden Deutschland deniyor? Ya da Almanya’nın bir cumhurbaşkanı var mı? İnsanlar ülkemizle ilgili akla gelen her şeyi bilmek istiyorlar. En çok sorulan Google sorularının yanıtları bizde.
inglês | turco |
---|---|
asked | sorulan |
president | cumhurbaşkanı |
most | en |
about | ilgili |
answers | yanıtları |
questions | sorular |
to know | bilmek |
want | var |
why | neden |
a | bir |
to | şeyi |
EN What role does Germany have in this development? Germany has been driving the expansion of renewable energies worldwide
TR Almanya’nın bu gelişmedeki rolü nedir? Almanya, yenilenebilir enerjilerin dünya düzeyinde yaygınlaşmasını hızlandırdı
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
renewable | yenilenebilir |
worldwide | dünya |
this | bu |
role | rol |
what | nedir |
EN 20 years ago, Germany was already hoping that hydrogen would largely replace petrol and diesel in a matter of years. To date, however, hydrogen is available at only just under 100 of Germany’s 14,500 or so petrol stations.
TR Almanya bundan 20 yıl önce, hidrojenin birkaç yıla kalmadan benzin ve dizel yakıtın yerini alacağını umut ediyordu. Fakat bugün Almanya’daki yaklaşık 14.500 benzinciden sadece 100’ünde hidrojen satışa sunuluyor.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
hydrogen | hidrojen |
diesel | dizel |
years | yıl |
and | ve |
a | birkaç |
in | önce |
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
states | eyaletler |
differences | farklar |
regional | bölgesel |
EN The states were founded in the Allied occupation zones after the Second World War and merged into West Germany in 1949 to form the Federal Republic of Germany
TR İkinci Dünya Savaşı sonrasında batılı müttefik güçlerinin işgal bölgelerinde kurulmuş olan eyaletler 1949’da bir araya gelerek Federal Almanya Cumhuriyeti’ni oluşturdu
inglês | turco |
---|---|
states | eyaletler |
were | olan |
world | dünya |
west | batı |
federal | federal |
war | savaşı |
germany | almanya |
second | bir |
to | araya |
and | da |
EN You want to live in Germany? We explain 26 important terms that will help you understand Germany better.
TR Almanya’da yaşamak mı istiyorsunuz? Almanya’yı daha iyi anlamanızı sağlayacak 26 önemli terimi açıklıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
important | önemli |
better | daha iyi |
to | daha |
EN Be it birdsong, bell chimes or night-time quiet: Germany boasts a wide range of different sounds. We reveal what a day in Germany sounds like.
TR Kuş şakıması olsun, çan sesleri ya da gece sükuneti olsun: Almanya’nın sunduğu ses dünyası da oldukça geniş. Almanya’da bir güne eşlik eden sesleri anlatıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
night | gece |
wide | geniş |
in | da |
be | olsun |
different | bir |
EN “Germany travel”, the website of the German National Tourist Board (GNTB), should always be your first port of call for information about travelling in Germany.
TR Bir Almanya seyahati söz konusu olduğunda, Alman Turizm Merkezi’nin (DZT) internet sitesi „Germany travel“ başvuracağınız ilk adres olmalı.
Mostrando 50 de 50 traduções