EN The precedence order is that methods from the current class override Trait methods, which in turn override methods from the base class.
EN The precedence order is that methods from the current class override Trait methods, which in turn override methods from the base class.
TR Öncelik sırası şöyledir: Temel sınıftan alınan yöntemleri geçersizleştiren nitelikleri geçerli sınıfın yöntemleri geçersizleştirir.
inglês | turco |
---|---|
methods | yöntemleri |
current | geçerli |
class | sınıf |
base | temel |
EN Completely free, you can get key information on your competitors, their promotion methods, as well as learn what methods exist to attract additional visits.
TR Tamamen ücretsiz, rakipleriniz, onların promosyon yöntemleri hakkında önemli bilgiler edinebilir ve ek ziyaretleri çekmek için hangi yöntemlerin mevcut olduğunu öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
completely | tamamen |
information | bilgiler |
promotion | promosyon |
methods | yöntemleri |
additional | ek |
visits | ziyaretleri |
free | ücretsiz |
key | önemli |
attract | çekmek |
learn | ve |
to | hakkında |
what | hangi |
EN Since this only allows one to exclude methods, the as operator can be used to add an alias to one of the methods. Note the as operator does not rename the method and it does not affect any other method either.
TR Bu işlem yöntemi dışlamayı sağladığından as işleci yönteme takma ad eklemek için kullanılabilir. as işlecinin yöntemin ismini değiştirmediğini ve diğer yöntemleri etkilemediğini unutmayın.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
this | bu |
of | in |
and | ve |
methods | yöntemleri |
to add | eklemek |
method | yöntemi |
to | için |
EN Object interfaces allow you to create code which specifies which methods a class must implement, without having to define how these methods are implemented
TR Nesne arayüzleri, bir sınıfın gerçeklemesi gereken yöntemlerin belirtildiği kodu, bu yöntemlerin nasıl gerçekleneceğini tanımlamaksızın oluşturmanıza imkan sağlar
inglês | turco |
---|---|
code | kodu |
class | sınıf |
must | gereken |
these | bu |
to create | oluşturmanıza |
are | sağlar |
a | bir |
how | nasıl |
EN Interfaces may define magic methods to require implementing classes to implement those methods.
TR Arayüzler, bu yöntemleri gerçeklemek için sınıfların gerçeklenmesini gerektiren sihirli yöntemler tanımlayabilir.
inglês | turco |
---|---|
interfaces | arayüzler |
to | için |
methods | yöntemleri |
those | bu |
EN In the event of a potential conflict of interest, we apply these methods when we believe that the interests of interested parties can be safely protected through legal and ethical methods
TR Potansiyel çıkar çatışması durumunda, ilgili tarafların çıkarlarının yasal ve etik yöntemler vasıtasıyla güvenli bir şekilde korunabileceğine inandığımızda, bu yöntemleri uygularız
inglês | turco |
---|---|
potential | potansiyel |
parties | taraflar |
legal | yasal |
ethical | etik |
these | bu |
safely | güvenli bir şekilde |
interests | ilgili |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
methods | yöntemleri |
through | vasıtasıyla |
in the | güvenli |
EN Which methods you choose depends on where you’re selling, but the most common payment methods are: credit and debit cards, PayPal, and digital wallets
TR Seçtiğiniz ödeme yöntemleri, satış yaptığınız bölgeye bağlıdır
inglês | turco |
---|---|
methods | yöntemleri |
you choose | seçtiğiniz |
selling | satış |
payment | ödeme |
depends | bağlıdır |
EN The mark, first introduced by Isaac Elzevir (son of Lowys) in 1620, was featured on all Elzevir works from that time forth.
TR İlk olarak 1620 yılında Isaac Elzevir (Lowys'in oğlu) tarafından kabul edilen bu arma, o tarihten itibaren Elzevir'in bütün işlerinin üzerinde yer almıştır.
inglês | turco |
---|---|
works | iş |
that | o |
all | bütün |
by | tarafından |
the | kabul |
on | üzerinde |
EN To that end, the Elsevier journal Biochemical Pharmacology introduced an author checklist to ensure that proper research procedures are followed and reported.
TR Bu doğrultuda, Elsevier dergisi Biochemical Pharmacology, doğru araştırma prosedürlerine uyulması ve bunların raporlanmasının sağlanması için bir yazar kontrol listesi ortaya atmıştır.
inglês | turco |
---|---|
journal | dergisi |
author | yazar |
research | araştırma |
elsevier | elsevier |
and | ve |
to | için |
the | bir |
EN With a view to improving clarity and transparency in this context, Cell Press introduced the use of the CRediT taxonomy for research papers,
TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
transparency | şeffaflığı |
and | ve |
this | bu |
of | in |
the | makaleleri |
use | kullanım |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN Vimeo has introduced many new creative tools over time
TR Vimeo zaman içinde pek çok yaratıcı aracı dahil etmiştir
inglês | turco |
---|---|
vimeo | vimeo |
creative | yaratıcı |
tools | aracı |
time | zaman |
over | içinde |
many | pek |
EN It was introduced in 1994 and was intended for entities affiliated with this country
TR 1994 yılında tanıtıldı ve bu ülkeye bağlı kuruluşlar için tasarlandı
inglês | turco |
---|---|
country | ülkeye |
and | ve |
this | bu |
for | için |
EN As an SG Clean certified establishment, we have vigilantly introduced measures to enhance the safety and well-being of our guests and are continuously adapting in line with global and local health advisories.
TR SG Clean sertifikalı bir işletme olarak, misafirlerimizin güvenliğini ve sağlığını korumak için gerekli tedbirlerin tümünü aldık ve küresel ve yerel sağlık tavsiyeleri doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yapmaya devam ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
local | yerel |
certified | sertifikalı |
safety | güvenliğini |
and | ve |
of | in |
health | sağlığı |
EN The Federal Government has introduced a statutory minimum wage, a quota of women for leadership positions and equal pay for equal jobs within a company.
TR Federal hükümet, yasal asgari ücret, yönetim pozisyonlarında kadınlar için kota ve şirketlerdeki aynı faaliyetler için aynı ücret gibi uygulamalar getirdi.
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
government | hükümet |
statutory | yasal |
women | kadınlar |
pay | ücret |
company | yönetim |
and | ve |
the | aynı |
for | için |
of | in |
EN VERBIS Registration Obligation Has Been Introduced for Associations, Foundations, and Unions with Economic Enterprises | STGM
TR İktisadi İşletmesi Bulunan Dernekler, Vakıflar ve Sendikalar için VERBİS Kayıt Yükümlülüğü Getirildi | STGM
inglês | turco |
---|---|
registration | kayıt |
associations | dernekler |
stgm | stgm |
and | ve |
for | için |
EN VERBIS Registration Obligation Has Been Introduced for Associations, Foundations, and Unions with Economic Enterprises
TR İktisadi İşletmesi Bulunan Dernekler, Vakıflar ve Sendikalar için VERBİS Kayıt Yükümlülüğü Getirildi
inglês | turco |
---|---|
registration | kayıt |
associations | dernekler |
and | ve |
for | için |
EN Kibar Holding as one of the leading industrial enterprises in Turkey has introduced a webinar series in order to improve interactions with the employees during the pandemic period as well as ensuring the sustainability of the Group's activity culture
TR Türkiye'nin öncü sanayi kuruluşlarından Kibar Holding pandemi döneminde çalışanlarla etkileşimi artırmak ve Grubun etkinlik kültürünü sürdürülebilir kılmak amacıyla webinar serisi başlattı
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
one | ve |
industrial | sanayi |
series | serisi |
pandemic | pandemi |
period | döneminde |
sustainability | sürdürülebilir |
activity | etkinlik |
holding | holding |
in order to | amacıyla |
culture | kültür |
improve | artırmak |
EN This starts with your personal mentor and sponsor: the person who introduced you to Amway. They can offer advice and tips to help your business grow.
TR Bu süreç kişisel danışmanınız ve sponsorunuzla, yani sizi Amway ile tanıştıran kişiyle başlar. Bu kişi işinizin büyümesine yardım için öneri ve tavsiyelerde bulunur.
inglês | turco |
---|---|
starts | başlar |
amway | amway |
business | iş |
this | bu |
help | yardım |
personal | kişisel |
and | ve |
person | kişi |
with | ile |
EN 2013: Introduced Zebra Sports solution; acquired Hart Systems; first IoT platform for enterprise; first smart environment for thermal printers (Link-OS)
TR 2013: Zebra Spor çözümünü tanıttı; Hart Systems'i bünyesine kattı; kurum için ilk Nesnelerin İnterneti platformu; termal yazıcılar için ilk akıllı ortam (Link-OS)
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
sports | spor |
platform | platformu |
environment | ortam |
thermal | termal |
enterprise | kurum |
smart | akıllı |
first | ilk |
printers | yazıcılar |
for | için |
EN 2017: Introduced breakthrough Zebra Savanna™ data intelligence platform; Collaboration with NFL and Wilson Sporting Goods to track players and game footballs
TR 2017: Zebra Savanna™ veri bilgi platformu ile devrim yarattı; oyuncular ve futbol maçlarının takibi için NFL ve Wilson Sporting Goods ile işbirliği
EN Day before check-ins are introduced at many German airports in November.
TR Kasım ayında Almanya'daki havaalanlarında önceden check-in uygulaması başlatıldı.
inglês | turco |
---|---|
at | nda |
november | kasım |
in | önceden |
EN In July, SunExpress expands its family service and offers a separate check-in, preferred boarding for families with children and a special buggy-service. Several independent “Family-Counters” are also introduced at multiple airports in July.
TR SunExpress, Temmuz ayında aileler için sunduğu hizmeti geliştirdi; ailelere ayrı bir check-in kontuarı, öncelikli boarding ve bebekli aileler için puset hizmeti sunmaya başladı. Havaalanlarında "Aile Check-In Kontuarlar" açıldı.
inglês | turco |
---|---|
sunexpress | sunexpress |
july | temmuz |
service | hizmeti |
separate | ayrı |
family | aile |
and | ve |
a | bir |
for | için |
EN Izmir is introduced as the second important hub, next to Antalya.
TR SunExpress, Antalya'dan sonra ikinci önemli aktarma merkezi olarak seçtiği İzmir'de büyümeye devam etti.
inglês | turco |
---|---|
hub | merkezi |
important | önemli |
second | ikinci |
the | sonra |
EN SunExpress has introduced a new Inflight Entertainment System and now offers personalized on-demand entertainment via passenger´s mobile devices.
TR SunExpress yeni Uçak İçi Eğlence Sistemi’ni hayata geçirdi ve yolcularına mobil cihazları üzerinden ulaşabilecekleri kişiselleştirilmiş eğlence hizmeti sunmaya başladı.
inglês | turco |
---|---|
entertainment | eğlence |
system | sistemini |
mobile | mobil |
devices | cihazlar |
sunexpress | sunexpress |
personalized | kişiselleştirilmiş |
new | yeni |
and | ve |
on | üzerinden |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN The data is displayed to the agent is a same as if a visitor introduced in the chat window
TR Atayacağınız iletişim bilgisi, tıpkı ziyaretçi bırakmışçasına, temsilci uygulamasında temsilciler tarafından görülebilecektir
inglês | turco |
---|---|
agent | temsilci |
visitor | ziyaretçi |
chat | iletişim |
EN If response to chat_accepted contains contat_info, this data will be displayed to the agent as if a visitor introduced in the chat window. It's also will be saved in the archive and email with the chat log.
TR Eğer chat_accepted olayı contact_info içerirse, bu veri temsilciye tıpkı ziyaretçi iletişim formunu doldurmuşçasına gösterilir. Ayrıca bu iletişim bilgileri arşive sohbet kayıtları ile birlikte kaydedilir.
inglês | turco |
---|---|
visitor | ziyaretçi |
saved | kaydedilir |
if | eğer |
info | bilgileri |
data | veri |
this | bu |
chat | sohbet |
also | ayrıca |
EN Cyber Essentials Plus is a UK Government-backed, industry-supported certification scheme introduced in the UK to help organizations demonstrate operational security against common cyber-attacks.
TR Cyber Essentials Plus, Birleşik Krallık'taki kurumların yaygın görülen siber saldırılara karşı operasyonel güvenlik sağlamasına yardımcı olmak için Birleşik Krallık Hükümeti ve sektör tarafından desteklenen sertifika şemasıdır.
inglês | turco |
---|---|
cyber | siber |
certification | sertifika |
organizations | kurumlar |
operational | operasyonel |
security | güvenlik |
common | yaygın |
government | hükümeti |
industry | sektör |
supported | desteklenen |
help | yardımcı |
against | için |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN VERBIS Registration Obligation Has Been Introduced for Associations, Foundations, and Unions with Economic Enterprises | STGM
TR İktisadi İşletmesi Bulunan Dernekler, Vakıflar ve Sendikalar için VERBİS Kayıt Yükümlülüğü Getirildi | STGM
inglês | turco |
---|---|
registration | kayıt |
associations | dernekler |
stgm | stgm |
and | ve |
for | için |
EN VERBIS Registration Obligation Has Been Introduced for Associations, Foundations, and Unions with Economic Enterprises
TR İktisadi İşletmesi Bulunan Dernekler, Vakıflar ve Sendikalar için VERBİS Kayıt Yükümlülüğü Getirildi
inglês | turco |
---|---|
registration | kayıt |
associations | dernekler |
and | ve |
for | için |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
inglês | turco |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN ALTINAY DEFENCE Technologies introduced the 2 systems it has been developing for the?
TR ALTINAY SAVUNMA Teknolojileri, IDEF’21 fuarında, geliştirmekte olduğu 2 sistemi ilk kez tanıttı. Bunlar;?
inglês | turco |
---|---|
defence | savunma |
technologies | teknolojileri |
for | ilk |
the | bunlar |
EN The Federal Government has introduced a statutory minimum wage, a quota of women for leadership positions and equal pay for equal jobs within a company.
TR Federal hükümet, yasal asgari ücret, yönetim pozisyonlarında kadınlar için kota ve şirketlerdeki aynı faaliyetler için aynı ücret gibi uygulamalar getirdi.
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
government | hükümet |
statutory | yasal |
women | kadınlar |
pay | ücret |
company | yönetim |
and | ve |
the | aynı |
for | için |
of | in |
EN Berlin (dpa)- Due to the rapid spread of the Omicron variant of the Coronavirus, comprehensive restrictions on private and public life will be introduced in Germany
TR Berlin (dpa) - Korona virüsünün omikron varyantının hızla yayılması nedeniyle Almanya’da özel ve toplumsal hayata kapsamlı kısıtlamalar getiriliyor
inglês | turco |
---|---|
berlin | berlin |
dpa | dpa |
coronavirus | korona |
restrictions | kısıtlamalar |
life | hayata |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
the | özel |
EN Two of the nine resolutions updating 1325 have been introduced by Germany, a vigorous advocate of the Women, Peace and Security Agenda.
TR 1325'in devamı niteliğindeki dokuz ek kararın ikisi, Kadınların, Barış ve Güvenlik Gündemi’nin hararetli bir savunucusu olan Almanya tarafından masaya getirilmişti.
inglês | turco |
---|---|
nine | dokuz |
germany | almanya |
security | güvenlik |
peace | barış |
and | ve |
by | tarafından |
women | kadınlar |
EN The parental allowance that was introduced in 2007 is designed to compensate for the shortfall in earnings that parents experience when they look after their children or work part-time
TR 2007’de yürürlüğe konulan ebeveyn parası, çocuklarına evde bakan veya yarım gün çalışan ana babaların uğradıkları kazanç kaybını telafi etmeyi amaçlıyor
inglês | turco |
---|---|
to | e |
they | ama |
or | veya |
the | gün |
EN In 1887, the British introduced the label to protect people from poor-quality goods from Germany
TR İngilizler 1887 yılında bu ifadeyi vatandaşlarını Almanya’dan gelen kalitesiz ürünlere karşı uyarmak için bulmuştu
inglês | turco |
---|---|
the | gelen |
EN For potential clock buyers the Black Forest Clock Association has introduced a certificate of authenticity that guarantees their clocks’ origin
TR „Kara Orman Saati Derneği“ ilgi duyan saat alıcıları için, saatin menşeini garanti eden gerçek zaman sertifikası düzenledi
inglês | turco |
---|---|
clock | saat |
forest | orman |
association | derneği |
guarantees | garanti |
their | için |
of | in |
Mostrando 50 de 50 traduções