EN The players? goal is to move checkers into their home board and then bear them off. The first player to bear off their checkers wins the game.
EN The players? goal is to move checkers into their home board and then bear them off. The first player to bear off their checkers wins the game.
TR Oyunun amacı, taşlarınızı evin içine taşımak ve ardından tahtadan çıkarmaktır. Taşını tahtadan çıkaran ilk oyuncu oyunu kazanır.
inglês | turco |
---|---|
player | oyuncu |
goal | amacı |
game | oyunu |
and | ve |
first | ilk |
EN It's time for a head-to-head battle! In one of our great 2 player games, you can compete against a friend or another player
TR Sonuna kadar savaşma zamanı! Harika 2 kişilik oyunlarımızdan birini bir arkadaşınıza veya başka birine karşı oynayabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
great | harika |
another | başka |
or | veya |
games | oyunlar |
a | bir |
to | karşı |
EN A free and open Internet requires that tools be made available to help consumers protect their private data. The right to bear encryption keys is a necessary policy if we are to defend the right to privacy.
TR Özgür ve açık bir İnternet, tüketicilere kendi verilerini korumalarına yardım eden araçlar gerektirir. Şifreli anahtarları kırma hakkı eğer biz mahremiyet hakkını savunuyorsak gerekli bir politikadır.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
data | verilerini |
necessary | gerekli |
privacy | mahremiyet |
keys | anahtarları |
open | açık |
if | eğer |
help | yardım |
tools | araçlar |
right | hakkını |
we | biz |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyimini |
screen | ekran |
size | boyutu |
familiar | tanıdık |
galaxy | galaxy |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
look | olarak |
the | aynı |
this | bunu |
samsung | samsung |
EN THE PERSON USING THE SOFTWARE SHALL BEAR ALL RISKS AS TO THE QUALITY AND PERFORMANCE OF THE SOFTWARE.
TR YAZILIMIN KALİTE VE PERFORMANSINA İLİŞKİN RİSKLER YAZILIMI KULLANAN KİŞİYE AİTTİR.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
to | kullanan |
EN Polar Bear Logo is great if you're working in Animals, ESports, Gaming industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Hayvanlar, Espor, Oyun endüstrisinde çalışıyorsanız Kutup Ayısı Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
animals | hayvanlar |
esports | espor |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
gaming | oyun |
EN At the rear, the strong shoulders of the C3 AIRCROSS underline its width and strength of character. The 3D-effect rear lights bear a familiar resemblance with New C3 and C-Aircross concept car.
TR Arkada, C3 AIRCROSS?un güçlü omuzları, karakterinin genişliğini ve gücünü vurgulamaktadır. 3D efektli arka ışıklar, Yeni C3 ve C-Aircross konsept otomobiliyle tanıdık bir benzerlik taşıyor.
inglês | turco |
---|---|
rear | arka |
c | c |
strength | güç |
familiar | tanıdık |
new | yeni |
concept | konsept |
aircross | aircross |
strong | güçlü |
and | ve |
a | bir |
EN A support call from UNFPA for women and girls who bear the brunt of the crisis in Afghanistan
TR UNFPA’den Afganistan’daki krizin yükünü üstlenen kadınlar ve kız çocukları için destek çağrısı
inglês | turco |
---|---|
a | a |
support | destek |
women | kadınlar |
girls | kız |
call | çağrısı |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN You should also bear in mind that the request to delete personal data is possible only if we delete your Account
TR Ayrıca kişisel verilerinizi silme talebinin yalnızca Hesabınızı silersek mümkün olabileceğini unutmayın
inglês | turco |
---|---|
delete | silme |
your account | hesabınızı |
account | hesabı |
possible | mümkün |
personal | kişisel |
also | ayrıca |
only | yalnızca |
EN Design a bear logo to highlight your brand's distinctive character. Select your preferred layout and adjust the style, color palette, and fonts as needed.
TR Markanızın benzersiz karakterini ortaya koymak için bir ayı logosu tasarlayın. Beğendiğiniz mizanpajı seçin; stil, renk paleti ve yazı tiplerini ihtiyacınıza uygun şekilde düzenleyin.
inglês | turco |
---|---|
design | tasarlayın |
style | stil |
logo | logosu |
color | renk |
a | benzersiz |
distinctive | bir |
and | ve |
the | şekilde |
EN BEAR™’s invigorating combination of microcurrent & T-Sonic™ technology stimulates the skin and muscles below, offering an ultra-energizing facial to revive tired, aging skin
TR BEAR™'ın canlandırıcı mikro akım ve T-Sonic™ teknolojisi birleşimi, cildi ve alttaki kasları uyarırken yorgun, yaşlanan cildi canlandırmak için ultra enerji verici bir yüz bakımı sunar.
EN BEAR™ offers an ultra-wide range of 10 microcurrent intensities, allowing you to personalize your facial workout routines perfectly to your preferences, for each area of your face & neck
TR BEAR™, 10 farklı mikro akım yoğunluğu ile yüz ve boynunuzun her bölgesi için egzersiz rutinlerinizi tercihlerinize göre kişiselleştirmenizi sağlar.
EN Thanks to its ergonomic shape, BEAR™ perfectly fits all facial curves and contours for easier use and better reach. 90 uses per USB charge and no additional attachments required make it an amazing skincare investment.
TR Ergonomik şekliyle BEAR™ daha kolay kullanım ve daha rahat erişim için yüzün tüm kıvrımlarına mükemmel uyum sağlar. Tek bir USB şarjı ile 90 kullanım sunan BEAR™, ek parça gerektirmeyen muhteşem bir cilt bakımı yatırımıdır.
EN Make sure both BEAR™ and your face are clean and dry, with no remaining residue. Then apply a thin layer of SERUM SÉRUM SERUM evenly across all areas of the face/neck you wish to treat.
TR Hem BEAR™ cihazınızın hem yüzünüzün temiz ve kuru olduğundan, kalıntı kalmadığından emin olun. Ardından bakım için yüzünüz ve boynunuza ince bir tabaka SERUM SÉRUM SERUM uygulayın.
EN Press the universal button to turn BEAR™ on. Adjust microcurrent intensity by quick-pressing the button once for each level, and double-press to turn off T-Sonic™. Access more options via app.
TR Etkinleştirmek için evrensel güç düğmesine basın. Her bir seviye için hızlıca basarak mikro akım yoğunluğunu ayarlayıp T-Sonic™ kapatmak için iki kere basın. Diğer seçenekler uygulamada.
EN Our rejuvenating, antioxidant-rich, and ultra-hydrating SERUM SÉRUM SERUM effectively transfers microcurrent from BEAR™ to your skin, giving you a gorgeous youthful glow in no time.
TR Canlandırıcı, antioksidan bakımından zengin ve ultra nemlendirici SERUM SÉRUM SERUM, mikro akımı BEAR™'den cildinize etkili şekilde aktarır ve size kısa sürede muhteşem bir gençlik ışıltısı kazandırır.
EN Customers that are subject to PHIPA bear the responsibility to comply with its requirements for the collection, use, and disclosure of PHI
TR PHIPA’ya tabi müşteriler kişisel sağlık bilgilerini toplama, kullanma ve paylaşma aşamalarında bu yasanın gereksinimlerine uygun hareket etmek durumundadır
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
requirements | gereksinimlerine |
collection | toplama |
the | kişisel |
and | ve |
its | bu |
to | etmek |
with | uygun |
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyimini |
screen | ekran |
size | boyutu |
familiar | tanıdık |
galaxy | galaxy |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
look | olarak |
the | aynı |
this | bunu |
samsung | samsung |
EN Take advantage of both bull and bear markets using long and short bots.
TR Uzun ve k?sa pozisyon botlar?yla hem bo?a hem ay? piyasalar?nda avantaj yakalay?n.
inglês | turco |
---|---|
advantage | avantaj |
long | uzun |
and | ve |
both | hem |
EN THE PERSON USING THE SOFTWARE SHALL BEAR ALL RISKS AS TO THE QUALITY AND PERFORMANCE OF THE SOFTWARE.
TR YAZILIMIN KALİTE VE PERFORMANSINA İLİŞKİN RİSKLER YAZILIMI KULLANAN KİŞİYE AİTTİR.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
to | kullanan |
EN At the rear, the strong shoulders of the C3 AIRCROSS underline its width and strength of character. The 3D-effect rear lights bear a familiar resemblance with New C3 and C-Aircross concept car.
TR Arkada, C3 AIRCROSS?un güçlü omuzları, karakterinin genişliğini ve gücünü vurgulamaktadır. 3D efektli arka ışıklar, Yeni C3 ve C-Aircross konsept otomobiliyle tanıdık bir benzerlik taşıyor.
inglês | turco |
---|---|
rear | arka |
c | c |
strength | güç |
familiar | tanıdık |
new | yeni |
concept | konsept |
aircross | aircross |
strong | güçlü |
and | ve |
a | bir |
EN At the rear, the strong shoulders of the C3 AIRCROSS underline its width and strength of character. The 3D-effect rear lights bear a familiar resemblance with New C3 and C-Aircross concept car.
TR Arkada, C3 AIRCROSS?un güçlü omuzları, karakterinin genişliğini ve gücünü vurgulamaktadır. 3D efektli arka ışıklar, Yeni C3 ve C-Aircross konsept otomobiliyle tanıdık bir benzerlik taşıyor.
inglês | turco |
---|---|
rear | arka |
c | c |
strength | güç |
familiar | tanıdık |
new | yeni |
concept | konsept |
aircross | aircross |
strong | güçlü |
and | ve |
a | bir |
EN The brown bear has been considered extinct in Germany since 1835
TR Kayıtlara göre Almanya’da bozayıların soyu 1825 yılında tükenmiş
inglês | turco |
---|---|
in | yılında |
EN But in May 2006, a young bear that crossed into Bavaria from Italy made headlines
TR Fakat 2006 Mayısında genç bir ayı Alp Dağları üzerinden Almanya’ya gelmişti
inglês | turco |
---|---|
may | mayıs |
young | genç |
in | da |
a | bir |
but | fakat |
from | üzerinden |
EN The bear, named "Bruno", was considered dangerous because he had apparently lost all fear of people
TR “Bruno” adı verilen bu ayı insanlara karşı hiçbir şekilde korku duymadığı için tehlikeli sayılıyordu
inglês | turco |
---|---|
bruno | bruno |
dangerous | tehlikeli |
had | bu |
fear | korku |
of | in |
people | insanlara |
because | için |
EN Chancellery Minister Helge Braun says that people who do not want a vaccination “must bear the risk of infection themselves”
TR Başbakanlık müsteşarı Helge Braun aşı olmak istemeyenlerin “riski kendilerinin taşıması gerektiğini” dile getiriyor
EN Bear Baby Ranforce Duvet Cover Set
TR Hero Bebek Ranforce Nevresim Takımı
inglês | turco |
---|---|
baby | bebek |
set | takımı |
EN A free and open Internet requires that tools be made available to help consumers protect their private data. The right to bear encryption keys is a necessary policy if we are to defend the right to privacy.
TR Özgür ve açık bir İnternet, tüketicilere kendi verilerini korumalarına yardım eden araçlar gerektirir. Şifreli anahtarları kırma hakkı eğer biz mahremiyet hakkını savunuyorsak gerekli bir politikadır.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
data | verilerini |
necessary | gerekli |
privacy | mahremiyet |
keys | anahtarları |
open | açık |
if | eğer |
help | yardım |
tools | araçlar |
right | hakkını |
we | biz |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN You likely want to work with a partner who can service any and all of your data centers, bringing the right expertise and services to bear to help you capitalize on key opportunities and anticipate and solve challenges
TR Büyük olasılıkla, tüm veri merkezlerinize hizmet verebilecek, önemli fırsatlardan yararlanmanıza ve zorlukları tahmin edip çözmenize yardımcı olacak doğru uzmanlığı ve servisleri sunan bir iş ortağıyla çalışmak istersiniz
inglês | turco |
---|---|
partner | ortağı |
data | veri |
service | hizmet |
services | servisleri |
help | yardımcı |
all | tüm |
key | önemli |
and | ve |
challenges | zorlukları |
the | olacak |
work | çalışmak |
EN Consider the power factor to confirm the load the UPS can bear.
TR KGK’nın taşıyabileceği yükü onaylamak için güç faktörünü göz önünde bulundurun.
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
power | güç |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
inglês | turco |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
inglês | turco |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
inglês | turco |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
inglês | turco |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN Dear Phemexers, Want a way to make money risk-free during the bear market? Phemex has got you covered! Achieve top-tier interest income on your crypto principal of up to $1,500,000 value. Say no……
TR Phemex, uzun zamandır beklenen VPAD’i listelediğini duyurmaktan mutluluk duyar. VPAD ($VPAD), dünyanın dört bir yanındaki insanların yeni ve heyecan verici projelere yatırım yapması……
EN Take away my difficulties, that victory over them may bear witness to those I would help of Thy power, Thy love, and Thy way of life
TR Zorluklarımı ortadan kaldır ki, onlara karşı kazandığım zafer Senin gücüne, sevgine ve yaşam tarzına yardım edeceğim kimselere tanıklık etsin
inglês | turco |
---|---|
help | yardım |
power | gücü |
and | ve |
them | onlara |
take | ne |
that | yaşam |
to | karşı |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Strong Bear movement is seen in AUDCHF, sell can be taken
TR Alçalan kama kırılımı gelmiş durumda. kısa vadeli yükseliş hamlesi sözkonusu olabilir.
inglês | turco |
---|---|
be | olabilir |
EN Trade callable bull / bear contracts
TR Geri çağrılabilir boğa/ayı sözleşmeleriyle işlem yapın
inglês | turco |
---|---|
trade | işlem |
EN Improved video player for better performance
TR Daha iyi performans için geliştirilmiş video oynatıcı
inglês | turco |
---|---|
video | video |
performance | performans |
for | için |
better | daha iyi |
improved | geliştirilmiş |
EN We strongly recommend our users to disable Flash Player in their browsers
TR Biz kendi kullanıcılarımıza esas tarayıcının Flash söndürmeyi şiddetle tavsiye ederiz
inglês | turco |
---|---|
browsers | tarayıcı |
strongly | şiddetle |
we | biz |
our | ederiz |
users | kullanıcılar |
to | kendi |
EN Ensuring player’s protection from DDoS threats and targeted attacks
TR Oyuncunun DDoS tehditlerine ve hedef alınan saldırılara karşı korunması
inglês | turco |
---|---|
ddos | ddos |
and | ve |
targeted | hedef |
from | karşı |
protection | korunması |
EN Track what you listen to on Spotify with their desktop and mobile apps, web player and any Spotify connected device.
TR Spotify üzerinden dinlediklerini masaüstü ve mobil uygulamaları, web çalar veya Spotify'a bağlı herhangi bir cihaz üzerinden izle.
inglês | turco |
---|---|
spotify | spotify |
mobile | mobil |
web | web |
desktop | masaüstü |
connected | bağlı |
device | cihaz |
apps | uygulamalar |
and | ve |
any | herhangi |
EN Track what you listen to on Google Play Music with their web player and Android app.
TR Google Play Music'te web çalar ve Android uygulaması üzerinden dinlediklerini takip et.
inglês | turco |
---|---|
web | web |
android | android |
play | play |
app | uygulaması |
track | takip |
and | ve |
to | üzerinden |
Mostrando 50 de 50 traduções