EN Education is becoming more digital, more global and more multimedia-based. Professor Marco Kalz, Director of Studies for E-Learning and Media Education at Heidelberg University of Education, talks about the future of education.
EN Education is becoming more digital, more global and more multimedia-based. Professor Marco Kalz, Director of Studies for E-Learning and Media Education at Heidelberg University of Education, talks about the future of education.
TR Eğitim daha dijital, daha küresel ve daha multimedyatik bir nitelik kazanıyor. Heidelberg Pedagoji Yüksekokulu E-Öğrenme ve Medya Eğitimi Anabilim Dalı Yöneticisi Profesör Marco Kalz, öğrenimin geleceği hakkında konuşuyor.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
professor | profesör |
media | medya |
future | geleceği |
and | ve |
about | hakkında |
at | nda |
digital | dijital |
education | eğitim |
more | daha |
EN Promote peaceful and inclusive societies for sustainable development, provide access to justice for all and build effective, accountable and inclusive institutions at all levels
TR Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumlar tesis etmek, herkes için adalete erişimi sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
access | erişimi |
effective | etkili |
institutions | kurumlar |
inclusive | kapsayıcı |
levels | düzeyde |
and | ve |
development | kalkınma |
build | oluşturmak |
to | sağlamak |
for | için |
EN Ensure inclusive and equitable quality education and promote lifelong learning opportunities for all
TR Kapsayıcı ve hakkaniyete dayanan nitelikli eğitimi sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenim fırsatlarını teşvik etmek
inglês | turco |
---|---|
ensure | sağlamak |
promote | teşvik |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
education | eğitimi |
for | için |
EN Karacasu Anatolian High School started education in 2005, 1 Manager, 1 deputy director, 1 Data Preparation and Control Operator (Temporary Officer), 1 retainer, 19 teachers, 204 students continue education
TR Karacasu Anadolu Lisesi 2005 Yılında eğitim öğretime başlamıştır, 1 Müdür, 1 müdür yardımcısı, 1 Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni (Geçici Görevli),1 hizmetli, 19 Öğretmen, 204 öğrenci ile eğitim öğretimine devam etmektedir
inglês | turco |
---|---|
karacasu | karacasu |
manager | müdür |
data | veri |
preparation | hazırlama |
control | kontrol |
temporary | geçici |
continue | devam |
students | öğrenci |
and | ve |
high | e |
education | eğitim |
in | yılında |
EN Dozens of products belonging to the toy & education category that educate your children while entertaining are offered to you on our website. You can view our category to purchase high quality and affordable toy & education products.
TR Kız ve erkek çocukları için eğlendirirken eğiten oyuncak & eğitim kategorisine ait onlarca ürün çeşidi beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki oyuncak & eğitim sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
affordable | uygun |
our category | kategorimizi |
of | in |
and | ve |
products | ürün |
EN 4.2. By 2030, ensure that all girls and boys have access to quality early childhood development, care and pre-primary education so that they are ready for primary education
TR 4.2. 2030’a kadar bütün kız ve erkek çocuklarının onları ilköğretime hazır hale getirecek kaliteli okul öncesi eğitimine erişimlerinin güvence altına alınması
inglês | turco |
---|---|
quality | kaliteli |
early | ilk |
ready | hazır |
girls | kız |
and | ve |
by | altına |
are | onları |
EN Through social benefit investments in the field of education, we improve children's access to education
TR Eğitim alanında yapılan toplumsal fayda yatırımları ile çocukların eğitime erişim imkanlarını geliştiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
social | toplumsal |
benefit | fayda |
education | eğitim |
access | erişim |
in the field | alanında |
to | e |
the | ile |
EN It is advisable not to start Crypto trading without getting some education first, so get a good Crypto education
TR Yeterli bir eğitim almadan Kripto ticaretine başlamamanız tavsiye edilir, bu yüzden iyi bir Kripto eğitimi almalısınız
inglês | turco |
---|---|
crypto | kripto |
good | iyi |
so | bu yüzden |
a | bir |
to | e |
education | eğitim |
get | bu |
EN THE VIEWS OF SPECIAL EDUCATION AND REHABILITATION CENTER STAFF ABOUT SEXUAL EDUCATION OF PERSONS WITH DISABILITIES
TR ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ ÇALIŞANLARININ ENGELLİ BİREYLERİN CİNSEL EĞİTİMİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ
inglês | turco |
---|---|
center | merkez |
and | ve |
EN Karacasu Anatolian High School started education in 2005, 1 Manager, 1 deputy director, 1 Data Preparation and Control Operator (Temporary Officer), 1 retainer, 19 teachers, 204 students continue education
TR Karacasu Anadolu Lisesi 2005 Yılında eğitim öğretime başlamıştır, 1 Müdür, 1 müdür yardımcısı, 1 Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni (Geçici Görevli),1 hizmetli, 19 Öğretmen, 204 öğrenci ile eğitim öğretimine devam etmektedir
inglês | turco |
---|---|
karacasu | karacasu |
manager | müdür |
data | veri |
preparation | hazırlama |
control | kontrol |
temporary | geçici |
continue | devam |
students | öğrenci |
and | ve |
high | e |
education | eğitim |
in | yılında |
EN Dozens of products belonging to the toy & education category that educate your children while entertaining are offered to you on our website. You can view our category to purchase high quality and affordable toy & education products.
TR Kız ve erkek çocukları için eğlendirirken eğiten oyuncak & eğitim kategorisine ait onlarca ürün çeşidi beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki oyuncak & eğitim sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
affordable | uygun |
our category | kategorimizi |
of | in |
and | ve |
products | ürün |
EN The handbook, in which the theory is supported by practical examples, aims to make critical thinking a common value in the education environment with creative solutions that all stakeholders of education can benefit from.
TR Teorinin pratik örneklerle desteklendiği el kitabı, eğitimin tüm paydaşlarının yararlanabileceği yaratıcı çözümlerle eleştirel düşünmenin eğitim ortamında da ortak bir değer olmasını amaçlıyor.
inglês | turco |
---|---|
practical | pratik |
common | ortak |
education | eğitim |
creative | yaratıcı |
solutions | çözümlerle |
in | da |
value | değer |
all | tüm |
a | bir |
environment | ortamı |
EN The German model of dual education, in which young people are prepared for a career by a combination of practical training in a company and education at a vocational school, is increasingly popular worldwide
TR Bir işletmede uygulamalı eğitim ve bir meslek okulunda okul eğitiminden oluşan bir kombinasyonla genç insanların mesleğe hazırlandıkları Alman dual (ikili) eğitim modeli, dünya çapında giderek artan bir rağbet görüyor
inglês | turco |
---|---|
model | modeli |
company | iş |
young | genç |
at | nda |
people | insanlar |
school | okul |
a | bir |
and | ve |
worldwide | çapında |
training | eğitim |
EN By saying ‘When it is about education, we run for support!’ this year, Allianz Partners volunteers ran in 41st İstanbul Marathon to raise money for Darüşşafaka Society and to support 123 students’ education, which started school recently.
TR 'Söz konusu eğitimse, yardıma koşarız' dedik ve bu yıl okula başlayan 123 öğrencinin eğitim hayatlarına destek olmak için Allianz Partners Türkiye olarak 41. İstanbul Maratonu'nda Darüşşafaka Cemiyeti için koştuk.
inglês | turco |
---|---|
year | yıl |
support | destek |
this | bu |
and | ve |
education | eğitim |
EN In the education world, we understand the importance of academic integrity, therefore, we have a checker for education
TR Eğitim dünyasında akademik bütünlüğün önemini anlıyoruz, bu nedenle eğitim için bir denetleyicimiz var
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
academic | akademik |
have | bu |
therefore | bu nedenle |
of | in |
integrity | bütünlüğü |
a | bir |
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
more | daha |
collaborative | ortak |
open | açık |
benefit | fayda |
society | topluma |
working | çalışarak |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
world | dünyası |
we believe | inanıyoruz |
and | ve |
research | araştırma |
a | bir |
of | birlikte |
performance | performans |
EN We support a more open and inclusive research experience through our journals, tools and platforms
TR Tüm dergilerimiz, araçlarımız ve platformlarımız vasıtasıyla daha açık ve kapsayıcı bir araştırma deneyimine destek oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
open | açık |
research | araştırma |
experience | deneyimine |
platforms | platformlar |
inclusive | kapsayıcı |
more | daha |
and | ve |
through | vasıtasıyla |
a | bir |
tools | araçları |
EN See examples of how we are making the world of research more inclusive
TR Araştırma dünyasını nasıl daha kapsayıcı hale getirdiğimizin örneklerini görün
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
inclusive | kapsayıcı |
see | görün |
how | nasıl |
more | daha |
EN We work with partners to make the world of research more inclusive, collaborative and transparent.
TR Araştırma dünyasını daha kapsayıcı, işbirlikçi ve şeffaf hale getirmek için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
and | ve |
work | çalışıyoruz |
of | in |
to | için |
more | daha |
with | birlikte |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
continue | devam |
finding | bulmak |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
will | edecektir |
and | ve |
to | etmeye |
in | için |
EN Fairmont is proud to partner with like-minded organizations to find inclusive, sustainable hospitality solutions
TR Fairmont, benzer düşüncelere sahip kuruluşlarla, kapsayıcı, sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak üzere işbirliği yapmaktan gurur duyuyor
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
proud | gurur |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
to | sahip |
like | benzer |
EN Because we see a participatory, inclusive, and coordinated local civil society pattern as the building block of a successful and sustainable humanitarian relief.
TR Çünkü katılımcı, kapsayıcı ve koordineli bir yerel sivil toplum dokusunu, başarılı ve sürdürülebilir insani yardımın yapıtaşı olarak görüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
civil | sivil |
society | toplum |
building | yapı |
sustainable | sürdürülebilir |
relief | yardım |
participatory | katılımcı |
inclusive | kapsayıcı |
successful | başarılı |
because | Çünkü |
and | ve |
a | bir |
EN Create captions for your videos in real-time and make the video experience more immersive and inclusive.
TR Videolarınız için gerçek zamanlı altyazılar oluşturun ve video deneyimini daha sürükleyici ve kapsayıcı hale getirin.
inglês | turco |
---|---|
captions | altyazılar |
experience | deneyimini |
real | gerçek |
time | zamanlı |
inclusive | kapsayıcı |
videos | videoları |
video | video |
create | oluşturun |
and | ve |
more | daha |
for | için |
EN While platforms like YouTube are more inclusive, Vimeo is a video site that caters largely to professionals
TR Youtube gibi alanlar daha kapsayıcıyken Vimeo büyük ölçüde profesyonellere hitap eden bir video sitesidir
inglês | turco |
---|---|
inclusive | kapsayıcı |
vimeo | vimeo |
video | video |
a | bir |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
world | dünyanın |
decentralized | merkeziyetsiz |
technology | teknoloji |
inclusive | kapsayıcı |
source | kaynaklı |
mina | mina |
project | proje |
building | yapı |
with | araya |
for | için |
EN Mina is an inclusive open source protocol uniting teams and technicians from San Francisco and around the world.
TR Mina, San Francisco ve dünyadaki takımları ve teknik yeterliliği olanları birleştiren bir açık kaynak protokolüdür.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
source | kaynak |
san | san |
francisco | francisco |
mina | mina |
around the world | dünyadaki |
and | ve |
the | bir |
protocol | protokol |
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
inglês | turco |
---|---|
respect | saygı |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
we | biz |
always | her zaman |
to | her |
EN As part of our global inclusiveness strategy, we are in the process of improving the accessibility of our websites to provide an experience that is inclusive for all users
TR Küresel kapsayıcılık stratejimizin bir parçası olarak, tüm kullanıcıları kapsayan bir deneyim sunmak için web sitelerimizin erişilebilirliğini geliştirme süreci içindeyiz
inglês | turco |
---|---|
websites | web |
experience | deneyim |
inclusive | kapsayıcı |
global | küresel |
users | kullanıcıları |
process | süreci |
all | tüm |
EN For 50 years, we have been in the field with our hundreds and thousands of project and field colleagues all over Turkey to have a more equal and inclusive world for all starting from the most vulnerable groups!
TR UNFPA Türkiye olarak, 50 yıldır, Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce proje ve saha çalışanımızla en kırılgan gruplar başta olmak üzere herkes için daha eşit ve kapsayıcı bir dünya amacıyla sahadayız.
inglês | turco |
---|---|
field | saha |
project | proje |
turkey | türkiye |
groups | gruplar |
inclusive | kapsayıcı |
world | dünya |
hundreds | yüzlerce |
most | en |
and | ve |
of | in |
equal | eşit |
years | bir |
EN In the statement, "An inclusive consultation process should be initiated to review the changes to be made in both the Law on Associations and the Law on Aid Collection, in line with the 11th Plan decisions
TR Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır
inglês | turco |
---|---|
process | süreci |
associations | dernekler |
aid | yardım |
collection | toplama |
plan | plan |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
review | gözden |
EN Promote sustained, inclusive and sustainable economic growth, full and productive employment and decent work for all
TR İstikrarlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işleri desteklemek
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
economic | ekonomik |
inclusive | kapsayıcı |
productive | üretken |
and | ve |
full | tam |
for | için |
employment | istihdam |
work | iş |
EN Build resilient infrastructure, promote inclusive and sustainable industrialization and foster innovation
TR Dayanıklı altyapılar tesis etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek ve yenilikçiliği güçlendirmek
inglês | turco |
---|---|
build | etmek |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
sustainable | sürdürülebilir |
innovation | yenilik |
inclusive | kapsayıcı |
EN 16.7. Ensure responsive, inclusive, participatory and representative decisionmaking at all levels
TR 16.7. Her düzeyde duyarlı, kapsayıcı, katılımcı ve temsil edici karar verme mekanizmalarının oluşturulması
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
levels | düzeyde |
responsive | duyarlı |
inclusive | kapsayıcı |
participatory | katılımcı |
all | her |
EN Proportion of population who believe decision- making is inclusive and responsive, by sex, age, disability and population group
TR Cinsiyet, yaş, engellilik ve nüfus grubuna göre karar alma sürecinin kapsayıcı ve duyarlı olduğuna inanan nüfusun oranı
inglês | turco |
---|---|
by | göre |
sex | cinsiyet |
age | yaş |
decision | karar |
inclusive | kapsayıcı |
responsive | duyarlı |
and | ve |
population | nüfus |
EN Make cities and human settlements inclusive, safe, resilient and sustainable
TR Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
human | insan |
safe | güvenli |
sustainable | sürdürülebilir |
inclusive | kapsayıcı |
EN 11.3. By 2030, enhance inclusive and sustainable urbanization and capacity for participatory, integrated and sustainable human settlement planning and management in all countries
TR 11.3. 2030’a kadar bütün ülkelerde kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşmenin geliştirilmesi ve katılımcı, entegre ve sürdürülebilir insan yerleşimlerinin planlanması ve yönetilmesi için kapasitenin güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
integrated | entegre |
human | insan |
countries | ülkelerde |
inclusive | kapsayıcı |
participatory | katılımcı |
and | ve |
all | bütün |
for | için |
EN 11.7. By 2030, provide universal access to safe, inclusive and accessible, green and public spaces, in particular for women and children, older persons and persons with disabilities
TR 11.7. 2030’a kadar özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engellilerin güvenli, kapsayıcı ve erişilebilir yeşil alanlara ve kamu alanlarına evrensel erişimlerinin güvence altına alınması
inglês | turco |
---|---|
universal | evrensel |
accessible | erişilebilir |
green | yeşil |
public | kamu |
women | kadınlar |
children | çocuklar |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
with | altına |
to | güvenli |
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
continue | devam |
finding | bulmak |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
will | edecektir |
and | ve |
to | etmeye |
in | için |
EN Fairmont is proud to partner with like-minded organizations to find inclusive, sustainable hospitality solutions
TR Fairmont, benzer düşüncelere sahip kuruluşlarla, kapsayıcı, sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak üzere işbirliği yapmaktan gurur duyuyor
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
proud | gurur |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
to | sahip |
like | benzer |
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
continue | devam |
finding | bulmak |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
will | edecektir |
and | ve |
to | etmeye |
in | için |
EN Fairmont is proud to partner with like-minded organizations to find inclusive, sustainable hospitality solutions
TR Fairmont, benzer düşüncelere sahip kuruluşlarla, kapsayıcı, sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak üzere işbirliği yapmaktan gurur duyuyor
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
proud | gurur |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
to | sahip |
like | benzer |
EN All-inclusive presentation toolkits
TR Hepsi bir arada sunum aracı kitleri
inglês | turco |
---|---|
presentation | sunum |
all | hepsi |
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
more | daha |
collaborative | ortak |
open | açık |
benefit | fayda |
society | topluma |
working | çalışarak |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
world | dünyası |
we believe | inanıyoruz |
and | ve |
research | araştırma |
a | bir |
of | birlikte |
performance | performans |
EN We support a more open and inclusive research experience through our journals, tools and platforms
TR Tüm dergilerimiz, araçlarımız ve platformlarımız vasıtasıyla daha açık ve kapsayıcı bir araştırma deneyimine destek oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
open | açık |
research | araştırma |
experience | deneyimine |
platforms | platformlar |
inclusive | kapsayıcı |
more | daha |
and | ve |
through | vasıtasıyla |
a | bir |
tools | araçları |
EN See examples of how we are making the world of research more inclusive
TR Araştırma dünyasını nasıl daha kapsayıcı hale getirdiğimizin örneklerini görün
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
inclusive | kapsayıcı |
see | görün |
how | nasıl |
more | daha |
EN We work with partners to make the world of research more inclusive, collaborative and transparent.
TR Araştırma dünyasını daha kapsayıcı, işbirlikçi ve şeffaf hale getirmek için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
and | ve |
work | çalışıyoruz |
of | in |
to | için |
more | daha |
with | birlikte |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções