EN Turkish Philanthropy Funds Turkey 2021 Forest Fire Relief Fund was generated on 30 July 2021 to provide support to individuals and families affected by current and future forest fires across Turkey.
EN Turkish Philanthropy Funds Turkey 2021 Forest Fire Relief Fund was generated on 30 July 2021 to provide support to individuals and families affected by current and future forest fires across Turkey.
TR Türk Hayırseverlik Fonları Türkiye 2021 Orman Yangını Yardım Fonu, Türkiye genelinde mevcut ve gelecekteki orman yangınlarından etkilenen bireylere ve ailelere yardım etmek için 30 Temmuz 2021’de oluşturuldu.
inglês | turco |
---|---|
turkish | türk |
turkey | türkiye |
forest | orman |
fire | yangın |
july | temmuz |
individuals | bireylere |
families | ailelere |
affected | etkilenen |
future | gelecekteki |
and | ve |
current | mevcut |
relief | yardım |
EN Turkish Philanthropy Funds Turkey 2021 Forest Fire Relief Fund was generated on 30 July 2021 to provide support to individuals and families affected by current and future forest fires across Turkey.
TR Türk Hayırseverlik Fonları Türkiye 2021 Orman Yangını Yardım Fonu, Türkiye genelinde mevcut ve gelecekteki orman yangınlarından etkilenen bireylere ve ailelere yardım etmek için 30 Temmuz 2021’de oluşturuldu.
inglês | turco |
---|---|
turkish | türk |
turkey | türkiye |
forest | orman |
fire | yangın |
july | temmuz |
individuals | bireylere |
families | ailelere |
affected | etkilenen |
future | gelecekteki |
and | ve |
current | mevcut |
relief | yardım |
EN If you seek to terminate or modify the Services affected by a Rate Change Notice, then you must terminate or modify your affected Services within the applicable Rate Change Notice time period
TR Bir Fiyat Değişikliği Bildiriminden etkilenen Hizmetleri sonlandırmayı veya değiştirmeyi isterseniz, etkilenen Hizmetlerinizi geçerli Fiyat Değişikliği Bildirim süresi içinde sonlandırmalı veya değiştirmelisiniz
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetleri |
affected | etkilenen |
rate | fiyat |
change | değişikliği |
applicable | geçerli |
period | süresi |
or | veya |
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
health | sağlık |
more | fazla |
EN A book featuring stories of families that arrived to Turkey was published with the interviews of Serdar Korucu and photography of Kerem Yücel.
TR Suriye savaşından etkilenen Türkiye’ye gelen ailelerin hikayelerinin yer aldığı kitabı Serdar Korucu’nun röportajları ve Kerem Yücel Yücel’in fotoğrafları ile hazırladık.
inglês | turco |
---|---|
interviews | röportajlar |
book | kitabı |
and | ve |
of | yer |
with | ile |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We organized the LateEarly exhibition, which consists of photographs of families we reached as part of the Refugee Support Program, which we carry out in many different parts of Turkey
TR Türkiye’nin birçok farklı noktasında yürüttüğümüz Mülteci Destek Programı kapsamında ulaştığımız ailelerin fotoğraflarından oluşan GeçErken sergisini düzenledik
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
support | destek |
program | programı |
many | çok |
different | farklı |
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
inglês | turco |
---|---|
pandemic | salgın |
continued | devam |
case | vaka |
management | yönetimi |
remotely | uzaktan |
risk | risk |
children | çocuklara |
for | yönelik |
and | ve |
EN We provided 269 temporary animal shelters in collaboration with the Provincial Directorates of Agriculture to 244 families whose barns were damaged in the rural areas of Elazığ and Malatya.
TR Elazığ ve Malatya’nın kırsal bölgelerinde ahırları zarar görmüş 244 aileye Tarım İl Müdürlükleri ile işbirliği içinde 269 geçici hayvan barınağı sağladık.
inglês | turco |
---|---|
temporary | geçici |
animal | hayvan |
collaboration | işbirliği |
agriculture | tarım |
rural | kırsal |
and | ve |
in | içinde |
with | ile |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN So much so that we are a couple who convinced our families not to have a wedding to go to Singapore and Bali.They work with us for the seo services of the websites they provide online servicess.
TR Öyle ki Singapur ve Bali’ye gidebilmek için ailelerimizi düğün yapmamaya ikna etmiş bir çiftiz.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.
inglês | turco |
---|---|
wedding | düğün |
singapore | singapur |
seo | seo |
with us | bizimle |
online | online |
websites | web |
and | ve |
services | hizmetleri |
of | in |
a | bir |
EN "The hill of Montjuïc offers a variety of areas to explore, including parks, gardens and a historic castle. It's also the destination of two cable cars - the perfect attraction for families with kids."
TR "Inanilmaz bir barselona sehir manzarasi ve deniz manzarasi. Biraz ruzgarliydu kaleyi dolasmak ama sakin huzurlu bi ortami vae. Bahceleri cok guzel"
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | bir |
EN Ideal for pilgrims and families who desire to own a home in the Holy City, the spacious residences are elegantly furnished, featuring designs that reflect the Islamic heritage and range up to 160 sq m in size.
TR Hacılar ve Kutsal Şehir’de ev sahibi olmak isteyen aileler için ideal olan bu rezidanslar, 160 metrekareye varan genişliğe ve İslami mirası yansıtmak üzere tasarlanmış şık mobilyalara sahiptir.
inglês | turco |
---|---|
spacious | geniş |
reflect | yansıtmak |
elegantly | şık |
ideal | ideal |
holy | kutsal |
residences | rezidanslar |
and | ve |
heritage | miras |
families | aileler |
home | üzere |
are | ev |
a | olan |
EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school
TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor
inglês | turco |
---|---|
children | çocukların |
support | destek |
number | sayısı |
a | bir |
work | çalışmak |
EN The myths about the generation peel away as millennials become a larger part of the workforce, grow in affluence, and start their own families.
TR Bu nesil hakkındaki söylentiler, Y neslinin çalışanlar arasında sayısının artmasıyla, güçlenmeleri ve kendi ailelerini kurmasıyla birlikte etkinliğini yitirmekte.
inglês | turco |
---|---|
generation | nesil |
about | hakkındaki |
and | ve |
the | arasında |
of | birlikte |
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
health | sağlık |
more | fazla |
EN A book featuring stories of families that arrived to Turkey was published with the interviews of Serdar Korucu and photography of Kerem Yücel.
TR Suriye savaşından etkilenen Türkiye’ye gelen ailelerin hikayelerinin yer aldığı kitabı Serdar Korucu’nun röportajları ve Kerem Yücel Yücel’in fotoğrafları ile hazırladık.
inglês | turco |
---|---|
interviews | röportajlar |
book | kitabı |
and | ve |
of | yer |
with | ile |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We organized the LateEarly exhibition, which consists of photographs of families we reached as part of the Refugee Support Program, which we carry out in many different parts of Turkey
TR Türkiye’nin birçok farklı noktasında yürüttüğümüz Mülteci Destek Programı kapsamında ulaştığımız ailelerin fotoğraflarından oluşan GeçErken sergisini düzenledik
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
support | destek |
program | programı |
many | çok |
different | farklı |
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
inglês | turco |
---|---|
pandemic | salgın |
continued | devam |
case | vaka |
management | yönetimi |
remotely | uzaktan |
risk | risk |
children | çocuklara |
for | yönelik |
and | ve |
EN We provided 269 temporary animal shelters in collaboration with the Provincial Directorates of Agriculture to 244 families whose barns were damaged in the rural areas of Elazığ and Malatya.
TR Elazığ ve Malatya’nın kırsal bölgelerinde ahırları zarar görmüş 244 aileye Tarım İl Müdürlükleri ile işbirliği içinde 269 geçici hayvan barınağı sağladık.
inglês | turco |
---|---|
temporary | geçici |
animal | hayvan |
collaboration | işbirliği |
agriculture | tarım |
rural | kırsal |
and | ve |
in | içinde |
with | ile |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN Twisted Families - Luke Adams Gets a Surprise Visit from his Stepfather and he is not Happy about it at Gay0Day
TR Gay0Day'de Çarpık Aileler - Luke Adams, Üvey Babasından Sürpriz Bir Ziyaret Yaptı ve Bundan Mutlu Değil
inglês | turco |
---|---|
families | aileler |
visit | ziyaret |
and | ve |
at | de |
from | bundan |
a | bir |
happy | mutlu |
not | değil |
EN Raffles Dubai’s Reach efforts are extended to needy families, children and adults with special needs, and raising cancer awareness
TR Raffles Dubai'nin REACH çabaları fakir aileler, özel ihtiyaçları olan çocuklar ve yetişkinler ile kanser farkındalığını arttırmak üzerine yoğunlaşmıştır
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
families | aileler |
adults | yetişkinler |
cancer | kanser |
are | olan |
children | çocuklar |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN How the ‘New German Media Professionals’ are campaigning to recruit more media professionals from immigrant families to work in editorial offices.
TR “Yeni Alman Medya Mensupları” medya kuruluşlarında göçmen kökenli çalışanların sayısının artması için çalışıyor.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
media | medya |
german | alman |
EN Why many Germans do not become parents until late in life, and how families are supported by the state.
TR Almanlar espri yapabilirler mi? Ciddi mi? Küçük bir inceleme.
inglês | turco |
---|---|
germans | almanlar |
EN The suffering of families in the camps of northern Syria is getting worse
TR Doğu Guta?da etkilenen insanların gelmesinden sonra ekibimiz, İdlib kırsalında Maar Şorin ve Şeyh El-Baher kamplarını kurarak her iki kampa da çadır kurarak acil müdahale yardımına başladı
inglês | turco |
---|---|
is | doğu |
in | da |
the | sonra |
of | her |
EN Families in northern Syria have been experiencing great suffering. Due to the deterioration of the health situation in the camps caused by the presence of
TR İzmir?de, tahliye edilmiş 170 Suriyeli Watan?ın kurduğu yeni toplum merkezinden yararlanmaya başladı. Bu merkez Aralık ayında açılarak Suriyeli ve diğer tahliye edilmiş kişilere ve yönelik hizmetlerini sunmaya başladı.
inglês | turco |
---|---|
been | bu |
EN In light of the deteriorating health and living conditions, WATAN seeks to solve all the problems related to sheltering poor families in northern
TR Pek çok Suriyeli çocuk, yaşadıkları istismar ve yerinden edilme sorunları sebebiyle zihinsel olarak baskı ve zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sebeple, gelişimleri ve diğer insanlarla etkileşimleri negatif etkilenmektedir.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
problems | sorunları |
all | pek |
to | karşı |
EN Hundreds of thousands of families in northern Syria are suffering due to the deteriorating health situation in the camps ? particularly with the spread of COVID-19. So need to
TR WATAN, Gaziantep ve Hatay illerinde sivil toplum örgütlerinden 23?ü aşkın katılımcının huzurunda sunulan ?Türkiye?deki İnsani Yardım Kuruluşlarının Çalışmalarında Hukuki Sorunlar? eğitim kursunu tamamladı.
inglês | turco |
---|---|
to | e |
in | deki |
with | aşkın |
of | nın |
EN A new phase in project supporting families most in need
TR İHTİYACI OLAN AİLELERİ BARINDIRACAK ACİL DURUM SEPETLERİ VE ÇADIRLAR
inglês | turco |
---|---|
a | olan |
EN Onur Cantimur, Vice President of the Hearing Impaired and Their Families Association, won the case…
TR Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), kadınların her alanda eşit olarak temsil edilmelerini…
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
families | aileler |
needs | ihtiyaç |
support | destek |
program | programı |
and | ve |
response | cevap |
to | e |
of | yer |
the | olarak |
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
families | aileler |
needs | ihtiyaç |
support | destek |
program | programı |
and | ve |
response | cevap |
to | e |
of | yer |
the | olarak |
EN The first guest of the webinar series “Kibar Let’s Talk”, which is available on YouTube exclusively for Kibar Group employees and their families, was Prof
TR Sadece Kibar Grubu çalışanları ve ailelerinin YouTube üzerinden izleyebildiği “Kibar Let’s Talk” serisinin ilk konuğu Psikiyatri Uzmanı ve Yazar Prof
EN The opportunity we provide helps Amway Business Owners build a better life for themselves and their families.
TR Sağladığımız İş Fırsatı, Amway Serbest Girişimcilerinin kendileri ve aileleri için daha iyi bir yaşam kurmalarına yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
amway | amway |
life | yaşam |
a | yardımcı |
better | daha iyi |
for | için |
opportunity | fırsat |
and | ve |
EN In July, SunExpress expands its family service and offers a separate check-in, preferred boarding for families with children and a special buggy-service. Several independent “Family-Counters” are also introduced at multiple airports in July.
TR SunExpress, Temmuz ayında aileler için sunduğu hizmeti geliştirdi; ailelere ayrı bir check-in kontuarı, öncelikli boarding ve bebekli aileler için puset hizmeti sunmaya başladı. Havaalanlarında "Aile Check-In Kontuarlar" açıldı.
inglês | turco |
---|---|
sunexpress | sunexpress |
july | temmuz |
service | hizmeti |
separate | ayrı |
family | aile |
and | ve |
a | bir |
for | için |
EN Ideal for pilgrims and families who desire to own a home in the Holy City, the spacious residences are elegantly furnished, featuring designs that reflect the Islamic heritage and range up to 160 sq m in size.
TR Hacılar ve Kutsal Şehir’de ev sahibi olmak isteyen aileler için ideal olan bu rezidanslar, 160 metrekareye varan genişliğe ve İslami mirası yansıtmak üzere tasarlanmış şık mobilyalara sahiptir.
inglês | turco |
---|---|
spacious | geniş |
reflect | yansıtmak |
elegantly | şık |
ideal | ideal |
holy | kutsal |
residences | rezidanslar |
and | ve |
heritage | miras |
families | aileler |
home | üzere |
are | ev |
a | olan |
EN Ideal for pilgrims and families who desire to own a home in the Holy City, the spacious residences are elegantly furnished, featuring designs that reflect the Islamic heritage and range up to 160 sq m in size.
TR Hacılar ve Kutsal Şehir’de ev sahibi olmak isteyen aileler için ideal olan bu rezidanslar, 160 metrekareye varan genişliğe ve İslami mirası yansıtmak üzere tasarlanmış şık mobilyalara sahiptir.
inglês | turco |
---|---|
spacious | geniş |
reflect | yansıtmak |
elegantly | şık |
ideal | ideal |
holy | kutsal |
residences | rezidanslar |
and | ve |
heritage | miras |
families | aileler |
home | üzere |
are | ev |
a | olan |
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
health | sağlık |
more | fazla |
EN A book featuring stories of families that arrived to Turkey was published with the interviews of Serdar Korucu and photography of Kerem Yücel.
TR Suriye savaşından etkilenen Türkiye’ye gelen ailelerin hikayelerinin yer aldığı kitabı Serdar Korucu’nun röportajları ve Kerem Yücel Yücel’in fotoğrafları ile hazırladık.
inglês | turco |
---|---|
interviews | röportajlar |
book | kitabı |
and | ve |
of | yer |
with | ile |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We organized the LateEarly exhibition, which consists of photographs of families we reached as part of the Refugee Support Program, which we carry out in many different parts of Turkey
TR Türkiye’nin birçok farklı noktasında yürüttüğümüz Mülteci Destek Programı kapsamında ulaştığımız ailelerin fotoğraflarından oluşan GeçErken sergisini düzenledik
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
support | destek |
program | programı |
many | çok |
different | farklı |
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
inglês | turco |
---|---|
pandemic | salgın |
continued | devam |
case | vaka |
management | yönetimi |
remotely | uzaktan |
risk | risk |
children | çocuklara |
for | yönelik |
and | ve |
EN We provided 269 temporary animal shelters in collaboration with the Provincial Directorates of Agriculture to 244 families whose barns were damaged in the rural areas of Elazığ and Malatya.
TR Elazığ ve Malatya’nın kırsal bölgelerinde ahırları zarar görmüş 244 aileye Tarım İl Müdürlükleri ile işbirliği içinde 269 geçici hayvan barınağı sağladık.
inglês | turco |
---|---|
temporary | geçici |
animal | hayvan |
collaboration | işbirliği |
agriculture | tarım |
rural | kırsal |
and | ve |
in | içinde |
with | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções