EN During collective negotiations, unions and employers negotiate pay, working hours, annual leave and the term of the collective agreement
EN During collective negotiations, unions and employers negotiate pay, working hours, annual leave and the term of the collective agreement
TR Toplu sözleşme müzakerelerinde sendikalar ve işverenler arasında; ücret, çalışma saatleri, izin ve toplu sözleşmelerin süresi görüşülür
inglês | turco |
---|---|
hours | saatleri |
agreement | sözleşme |
pay | ücret |
and | ve |
working | iş |
of the | çalışma |
the | arasında |
EN Employers deduct income tax and social contributions from their employees’ gross pay and pass them to the tax office before transferring the net pay to their employees
TR İşverenler, elemanlarına net maaşını ödemeden önce brüt maaştan kazanç vergisi ve sosyal güvenlik harçlarını keserek vergi dairesine aktarır
inglês | turco |
---|---|
social | sosyal |
net | net |
tax | vergi |
and | ve |
EN Our prices are 100% transparent; no hidden costs or discounts to negotiate. Generate a quote, get an invoice and sign your contract, all in 15 mins. Or speak directly to an SEO advisor for help.
TR Fiyatlarımız %100 şeffaftır; pazarlık yapılacak hiçbir gizli maliyet veya indirim bulunmaz. 15 dakika içinde bir teklif oluşturun, faturanızı alın ve sözleşmenizi imzalayın. Veya yardım için doğrudan bir SEO danışmanıyla konuşun.
inglês | turco |
---|---|
no | hiçbir |
hidden | gizli |
discounts | indirim |
generate | oluşturun |
directly | doğrudan |
seo | seo |
help | yardım |
get | alın |
or | veya |
prices | fiyatları |
and | ve |
in | içinde |
EN Upon purchasing this service, our expert will create you a strategy to acquire the domain name {0}. We establish contact with the domain name owner and negotiate on your behalf.
TR Bu hizmeti satın almanız durumunda, uzmanımız {0} adresini satın almanız için bir strateji oluşturur.
inglês | turco |
---|---|
purchasing | satın |
service | hizmeti |
strategy | strateji |
this | bu |
expert | uzman |
to | için |
create | oluşturur |
a | bir |
EN We contact the domain owner and negotiate on your behalf.
TR Domain sahibiyle iletişime geçer ve sizin adınıza pazarlık yaparız
inglês | turco |
---|---|
contact | iletişime |
domain | domain |
and | ve |
the | sizin |
EN If the current owner of the domain name is willingly to sell the domain, your Broker will negotiate with the domain owner on your behalf and we will try to get the lowest possible price for you.
TR Alan adının geçerli sahibi alan adını satmak istiyorsa, aracınız sizin adınıza alan adı sahibi ile görüşür ve sizin için mümkün olan en düşük fiyatı elde eder.
inglês | turco |
---|---|
current | geçerli |
owner | sahibi |
possible | mümkün |
domain | alan adı |
name | adı |
is | olan |
lowest | en düşük |
of | in |
and | ve |
the | sizin |
sell | satmak |
get | elde |
with | ile |
EN Upon purchasing this service, our expert will create you a strategy to acquire the domain name {0}. We establish contact with the domain name owner and negotiate on your behalf.
TR Bu hizmeti satın almanız durumunda, uzmanımız {0} adresini satın almanız için bir strateji oluşturur.
inglês | turco |
---|---|
purchasing | satın |
service | hizmeti |
strategy | strateji |
this | bu |
expert | uzman |
to | için |
create | oluşturur |
a | bir |
EN We contact the domain owner and negotiate on your behalf.
TR Domain sahibiyle iletişime geçer ve sizin adınıza pazarlık yaparız
inglês | turco |
---|---|
contact | iletişime |
domain | domain |
and | ve |
the | sizin |
EN If the current owner of the domain name is willingly to sell the domain, your Broker will negotiate with the domain owner on your behalf and we will try to get the lowest possible price for you.
TR Alan adının geçerli sahibi alan adını satmak istiyorsa, aracınız sizin adınıza alan adı sahibi ile görüşür ve sizin için mümkün olan en düşük fiyatı elde eder.
inglês | turco |
---|---|
current | geçerli |
owner | sahibi |
possible | mümkün |
domain | alan adı |
name | adı |
is | olan |
lowest | en düşük |
of | in |
and | ve |
the | sizin |
sell | satmak |
get | elde |
with | ile |
EN Feel free to negotiate if you require the car for more days than the listed price
TR Araca listelenen fiyattan daha fazla gün ihtiyacınız varsa, pazarlık etmekten çekinmeyin
inglês | turco |
---|---|
if | varsa |
listed | listelenen |
the | gün |
EN A true professional, experienced and eager to learn employee, good communicator, accountable, enthusiastic person with networking ability, who always finds a way to negotiate.
TR Deneyimli ve öğrenmeye istekli, iyi bir iletişimci, güvenilir, ağ kurma becerisine sahip, her zaman müzakere etmenin bir yolunu bulan hevesli, gerçek bir profesyonel.
inglês | turco |
---|---|
true | gerçek |
professional | profesyonel |
experienced | deneyimli |
good | iyi |
way | yolunu |
always | her zaman |
a | bir |
EN [Employers expect the] ability to work in project mode using specialised tools from anywhere in the world? Knovel enables students to become familiar with this type of approach.
TR [İşverenler] dünyanın herhangi bir yerinden özelleştirilmiş araçlar kullanarak proje modunda çalışabilme becerisini bekliyor…Knovel öğrencilerin bu tür bir yaklaşıma aşina olmasını sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
world | dünyanın |
knovel | knovel |
type | tür |
of | ın |
using | kullanarak |
anywhere | herhangi |
tools | araçlar |
approach | bu |
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
encourage | teşvik |
farming | tarım |
social | sosyal |
rights | hakkı |
and | ve |
practices | uygulamalar |
about | hakkında |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN This platform, where millions of people seeking jobs in their fields are able to connect with employers easily and quickly, is very popular compared to its counterparts
TR Kendi alanlarında iş arayan milyonlarca insanın, işverenlerle kolay ve hızlı bir şekilde bir araya geldiği platform, benzerlerine kıyasla oldukça popülerdir
inglês | turco |
---|---|
platform | platform |
people | insan |
very | oldukça |
compared | kıyasla |
and | ve |
easily | kolay |
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
encourage | teşvik |
farming | tarım |
social | sosyal |
rights | hakkı |
and | ve |
practices | uygulamalar |
about | hakkında |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN Dual training, qualifications and employers: current information and background on career and work
TR Kariyer ve çalışma hayatıyla ilgili güncel bilgiler ve araştırma yazıları: ikili eğitim, yeterlilik, işveren.
inglês | turco |
---|---|
dual | ikili |
training | eğitim |
current | güncel |
information | bilgiler |
career | kariyer |
on | ilgili |
and | ve |
work | iş |
EN More than 3,500 public and private employers with a total of 13.4 million employees have signed up to the “Diversity Charta” to achieve equal workplace opportunities.
TR Kamu ve özel sektörden 3.500’ün üzerinde işveren 13,4 milyon çalışanıyla iş yerinde fırsat eşitliğini hayata geçirmek için “Çeşitlilik Paktı” birliğinde bir araya geldi.
EN Learning analytics enables employers to track user training and qualifications
TR Öğrenim analitikleri, çalışanların kullanıcı eğitimi ve niteliklerini izlemesine izin verir
inglês | turco |
---|---|
enables | izin verir |
training | eğitimi |
user | kullanıcı |
to | e |
and | ve |
EN Zebra Technologies was named to Forbes’ America Best Employers for the fifth year in recognition of our commitment to our employees and culture.
TR Zebra Technologies, çalışanlarımıza ve kültürümüze olan bağlılığımızın takdir edilmesi nedeniyle Forbes'in Amerika’nın En İyi İşverenleri listesinde arka arkaya beş yıl yer aldı.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
best | en |
commitment | bağlılığı |
technologies | technologies |
was | olan |
year | yıl |
to | edilmesi |
culture | kültür |
and | ve |
EN The firm supports employers, C-Suite members and labour unions to understand, protect and assert their rights in this context, often advising clients in contentious, cross-border, or transactional circumstances.
TR Çalışanlara, üst düzey yöneticilere, işçi sendikalarına sahip oldukları hakları anlamaları, korumaları ve gerekli olduğunda savunabilmeleri için rehberlik yapar.
inglês | turco |
---|---|
rights | hakları |
and | ve |
EN Moroğlu Arseven has broad experience advising in this context, helping employers and employees, including expatriate employees and foreign companies which employ staff in Turkey
TR Moroğlu Arseven bu alandaki geniş deneyimiyle; kendi ülkesi dışında çalışan işçiler ve Türkiye’de işçi istihdam etmek isteyen yabancı şirketler dahil, işverenlere ve işçilere danışmanlık verir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
including | dahil |
broad | geniş |
employees | çalışan |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
in | kendi |
and | ve |
this | bu |
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
encourage | teşvik |
farming | tarım |
social | sosyal |
rights | hakkı |
and | ve |
practices | uygulamalar |
about | hakkında |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
encourage | teşvik |
farming | tarım |
social | sosyal |
rights | hakkı |
and | ve |
practices | uygulamalar |
about | hakkında |
EN We Inform Families and Employers
TR Aileleri ve İşverenleri Bilgilendiriyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN Learning analytics enables employers to track user training and qualifications
TR Öğrenim analitikleri, çalışanların kullanıcı eğitimi ve niteliklerini izlemesine izin verir
inglês | turco |
---|---|
enables | izin verir |
training | eğitimi |
user | kullanıcı |
to | e |
and | ve |
EN The firm supports employers, C-Suite members and labour unions to understand, protect and assert their rights in this context, often advising clients in contentious, cross-border, or transactional circumstances.
TR Çalışanlara, üst düzey yöneticilere, işçi sendikalarına sahip oldukları hakları anlamaları, korumaları ve gerekli olduğunda savunabilmeleri için rehberlik yapar.
inglês | turco |
---|---|
rights | hakları |
and | ve |
EN Moroğlu Arseven has broad experience advising in this context, helping employers and employees, including expatriate employees and foreign companies which employ staff in Turkey
TR Moroğlu Arseven bu alandaki geniş deneyimiyle; kendi ülkesi dışında çalışan işçiler ve Türkiye’de işçi istihdam etmek isteyen yabancı şirketler dahil, işverenlere ve işçilere danışmanlık verir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
including | dahil |
broad | geniş |
employees | çalışan |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
in | kendi |
and | ve |
this | bu |
EN More than 3,500 public and private employers with a total of 13.4 million employees have signed up to the “Diversity Charta” to achieve equal workplace opportunities.
TR Kamu ve özel sektörden 3.500’ün üzerinde işveren 13,4 milyon çalışanıyla iş yerinde fırsat eşitliğini hayata geçirmek için “Çeşitlilik Paktı” birliğinde bir araya geldi.
EN The largest German employers are Volkswagen (642,000 employees worldwide), Deutsche Post (519,000), Robert Bosch (402,000), Schwarz-Gruppe (retail, 400,000) and Siemens (372,000).
TR En büyük Alman işverenleri; Volkswagen (dünya çapına 642.000 eleman), Deutsche Post (519.000), Robert Bosch (402.000), Schwarz-Gruppe (ticaret, 400.000) ve Siemens (372.000).
inglês | turco |
---|---|
worldwide | dünya |
robert | robert |
post | post |
and | ve |
EN Essen in North Rhine-Westphalia won over the judges because it supported local businesses in developing a seal for Bicycle-Friendly Employers
TR Kuzey Ren-Vestfalya’nın Essen kenti yerel şirketlere “bisiklet dostu işveren” sertifikası almak için sunduğu destekle yarışma jürisinin beğenisini kazandı
inglês | turco |
---|---|
north | kuzey |
local | yerel |
because | için |
EN Where is the best working atmosphere, who offers the best opportunities for development, where can employees best reconcile work and family life? Every year two major rating platforms seek out Germany’s best employers
TR En iyi çalışma atmosferi nerede, en iyi gelişme imkanlarını kim sunuyor, çalışanlar aile ile iş hayatını nerede daha iyi bağdaştırabiliyor? İki büyük değerlendirme platformu her yıl Almanya’nın en iyi işverenlerini arıyor
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
development | gelişme |
family | aile |
employees | çalışanlar |
year | yıl |
where | nerede |
life | hayat |
best | en |
working | iş |
out | de |
who | kim |
for | her |
EN What kinds of references or certificates do employers need?
TR İşverene hangi diplomalar lazımdır?
inglês | turco |
---|---|
what | hangi |
EN The Skilled Immigration Act helps employers and skilled workers from abroad. We answer some important questions.
TR Nitelikli İş Gücü Göçü Yasası, işverenlere ve yurt dışı vasıflı elemanlara kolaylıklar getiriyor. Önemli soruları cevaplıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
act | yasası |
and | ve |
EN Employers can react by excluding workers from their companies
TR İşverenler, greve lokavtla yanıt verebilirler
EN Alhassan was jointly nominated by the Federation of German Employers’ Associations (BDA) and the Federation of German Industry (BDI)
TR Bijîn Hasan, Alman İşverenler Birliği (BDA) ve Alman Sanayicileri Birliği tarafından (BDI) ödüle aday gösterildi
inglês | turco |
---|---|
by | tarafından |
and | ve |
EN Employers can keep an eye on their employees to increase business safety and productivity
TR İşverenler, iş güvenliğini ve üretkenliği artırmak için çalışanlarına göz kulak olabilir
inglês | turco |
---|---|
can | olabilir |
eye | göz |
productivity | üretkenliği |
safety | güvenliğini |
to | için |
keep | güvenli |
and | ve |
increase | artırmak |
EN It offers the best parental control services for kids’ digital well-being and lets employers monitor employees’ activities using powerful features
TR Çocukların dijital esenliği için en iyi ebeveyn denetimi hizmetlerini sunar ve işverenlerin güçlü özellikler kullanarak çalışanlarının etkinliklerini izlemesine olanak tanır
inglês | turco |
---|---|
offers | sunar |
control | denetimi |
services | hizmetlerini |
digital | dijital |
powerful | güçlü |
features | özellikler |
and | ve |
for | için |
using | kullanarak |
best | en |
EN For example, employers can verify if employees meet site requirements before entering—whether it’s an office or warehouse.
TR Örneğin işverenler, ister ofis ister depo olsun, çalışanların giriş yapmadan önce tesis gereksinimlerini karşılayıp karşılamadıklarını doğrulayabilirler.
inglês | turco |
---|---|
office | ofis |
warehouse | depo |
its | olsun |
requirements | gereksinimlerini |
before | önce |
EN Book flights or hotels, pay for your favorite meal or more with BNB. Use Trust Wallet to pay for services anywhere in the world.
TR Uçak veya otel rezervasyonu yapın, en sevdiğiniz yemeğin parasını ödeyin ve BNB ile daha fazlasını yapın. Dünyanın herhangi bir yerindeki hizmetler için Trust Cüzdan kullanın
inglês | turco |
---|---|
book | rezervasyonu |
hotels | otel |
bnb | bnb |
services | hizmetler |
world | dünyanın |
trust | trust |
pay | bir |
your | ve |
more | fazlasını |
wallet | cüzdan |
or | veya |
to | yapın |
with | ile |
for | için |
EN 1. Pay per product: pay for each project exported in high resolution
TR 1. Parça başı ödeme: yüksek çözünürlüklü dış aktarmalar için tek tek ödeme
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
pay | ödeme |
for | için |
EN Pay only for the database resources you consume, on a per-second basis. You don't pay for the database instance unless it's actually running.
TR Yalnızca kullandığınız veritabanı kaynakları için saniye bazında ödeme yapın. Gerçekten çalışmayan veritabanı bulut sunucuları için ödeme yapmazsınız.
inglês | turco |
---|---|
actually | gerçekten |
database | veritabanı |
resources | kaynakları |
its | in |
for | için |
only | yalnızca |
a | ödeme |
EN Yes, Renderforest has a Pay-per-Export option that allows you to pay for one high-quality video and download it with no watermark and audio claim.
TR Evet, Renderforest tek bir yüksek kalitede videoyu hiçbir filigran ya da ses telifi olmadan indirmeniz için parça başı ödeme seçeneğini sunuyor.
inglês | turco |
---|---|
renderforest | renderforest |
has | hiç |
option | seçeneğini |
video | videoyu |
audio | ses |
high | yüksek |
quality | kalitede |
pay | bir |
yes | evet |
no | hiçbir |
with | olmadan |
you | in |
EN Yes, you always have a Pay-per-Export option. You can pay for only one mockup and download it without having to subscribe to a plan. But if you need more than one mockup, it would be more beneficial for you to subscribe.
TR Evet, parça başı ödeme seçeneğine her zaman sahipsiniz. Ancak çok sayıda mockup'a ihtiyacınız varsa üye olmanız sizin için daha avantajlı olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
be | olacaktır |
yes | evet |
a | sayıda |
but | ancak |
pay | ödeme |
always | her zaman |
you need | ihtiyacınız |
and | sizin |
Mostrando 50 de 50 traduções