EN You get the latest self-service platform — with Android Oreo, an ultra-powerful processor, high-definition multi-touch display, Zebra’s industry leading barcode scanning, and more.
"display high definition" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN You get the latest self-service platform — with Android Oreo, an ultra-powerful processor, high-definition multi-touch display, Zebra’s industry leading barcode scanning, and more.
TR En yeni self servis platformu: Android Oreo, ultra güçlü bir işlemci ve yüksek çözünürlüklü çoklu dokunmatik ekran ile Zebra’nın sektör lideri barkod okuma özelliklerine ve daha fazlasına sahip olun.
inglês | turco |
---|---|
latest | yeni |
self | self |
service | servis |
platform | platformu |
android | android |
ultra | ultra |
powerful | güçlü |
processor | işlemci |
multi | çoklu |
display | ekran |
industry | sektör |
leading | lideri |
barcode | barkod |
scanning | okuma |
and | ve |
high | yüksek |
more | fazlasına |
with | ile |
EN High-speed trading, high-definition content delivery, and autonomous cars all depend on near-real-time compute capabilities
TR Yüksek hızlı ticaret, yüksek çözünürlüklü içerik dağıtımı ve otonom araçlar, neredeyse gerçek zamanlı bilişim kabiliyetine bağlıdır
inglês | turco |
---|---|
trading | ticaret |
content | içerik |
near | neredeyse |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
cars | araç |
high | yüksek |
speed | hızlı |
EN Intel Gen 12 Gfx with 4 unique display pipes and 8K Intel wireless display External display support: DP 1.2 up to 4096 x 2160 px, 60Hz; dock supports (2) HDMI 1080p displays
TR Intel Gen 12 Gfx ve 4 özel ekran kanalları ve 8K Intel kablosuz ekran Dış ekran desteği: DP 1.2 4096 x 2160 px, 60Hz; takma yuvası desteği (2) HDMI 1080p ekranlar
inglês | turco |
---|---|
intel | intel |
wireless | kablosuz |
support | desteği |
x | x |
external | dış |
display | ekran |
and | ve |
with | özel |
EN High definition twat stretching and gaping
TR Gergin gümüş kostüm büyük baştankara karısı
inglês | turco |
---|---|
high | büyük |
EN Tidal is a subscription-based music streaming service that combines lossless audio and high definition music videos with curated editorial quality.
TR Tidal, kayıpsız ses ve yüksek çözünürlüklü müzik videolarını küratörlü editoryal kalite ile birleştiren, abonelik tabanlı bir müzik yayını hizmetidir.
inglês | turco |
---|---|
service | hizmetidir |
high | yüksek |
editorial | editoryal |
quality | kalite |
tidal | tidal |
subscription | abonelik |
based | tabanlı |
music | müzik |
videos | videoları |
a | bir |
with | ile |
EN Qobuz is a subscription-based music streaming service that gives you access to high definition music (FLAC 16 Bits/44.1kHz quality).
TR Qobuz, yüksek kaliteli müziğe (FLAC 16 Bit/44,1 kHz) erişim sağlayan, abonelik sistemine dayalı bir müzik yayını hizmetidir.
inglês | turco |
---|---|
music | müzik |
service | hizmetidir |
access | erişim |
quality | kaliteli |
subscription | abonelik |
based | dayalı |
high | yüksek |
a | bir |
to | e |
EN Edge sites often power critical services, such as high-definition content, data-intensive analytics, and healthcare and manufacturing processes
TR Edge tesisleri genellikle yüksek çözünürlüklü içerik, veri yoğun analizler, sağlık ve üretim süreçleri gibi kritik hizmetlere güç verir
inglês | turco |
---|---|
often | genellikle |
critical | kritik |
services | hizmetlere |
healthcare | sağlık |
edge | edge |
high | yüksek |
intensive | yoğun |
power | güç |
content | içerik |
and | ve |
processes | süreçleri |
data | veri |
manufacturing | üretim |
as | gibi |
EN 180° view in high-definition Panoramic-4K
TR Yüksek çözünürlüklü Panoramik 4K videoda pürüzsüz, 180° görüntü
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
panoramic | panoramik |
EN Governance in a decentralized project is difficult, because by definition there are no central authorities to make decisions for the project
TR Merkeziyetsiz bir projede yönetim zordur zira tanım itibariyle proje için karar alacak merkezi bir yapı bulunmamaktadır
inglês | turco |
---|---|
governance | yönetim |
decentralized | merkeziyetsiz |
central | merkezi |
decisions | karar |
project | proje |
a | bir |
EN Facebook, in the shortest definition, is a popular social media site that allows people to communicate with each other over the internet and also allows them to exchange information on wide-ranging topics
TR Facebook en kısa tanımıyla, insanların birbirleriyle internet üzerinden iletişime geçmelerini sağlayan ve aynı zamanda geniş kapsamlı bir bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan popüler bir sosyal medya sitesidir
inglês | turco |
---|---|
popular | popüler |
exchange | alışverişi |
wide | geniş |
internet | internet |
information | bilgi |
social | sosyal |
people | insanlar |
and | ve |
the | aynı |
media | medya |
EN This simple definition of what a CRM is will give you a clear understanding
TR CRM ne olduğuna dair bu basit tanım size net bir anlayış sağlayacaktır
inglês | turco |
---|---|
crm | crm |
clear | net |
what | ne |
simple | basit |
this | bu |
a | bir |
you | size |
of | dair |
EN The Header section, contains the Definition used to match the responses to the queries; Flags; Number of questions; number of answers; number of authorized resource records (RRs); and Number of additional resource records.
TR Başlık bölümü, yanıtları sorgularla eşleştirmek için kullanılan Tanımlamayı içerir; Bayraklar; Soru sayısı; Cevap sayısı; Yetkili kaynak kayıtlarının (RR'ler) sayısı; ve Ek kaynak kayıtlarının sayısı.
inglês | turco |
---|---|
header | başlık |
contains | içerir |
questions | soru |
authorized | yetkili |
resource | kaynak |
additional | ek |
and | ve |
answers | yanıtları |
responses | yanıtlar |
section | bölüm |
of | in |
used | kullanılan |
to | için |
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
each | her |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
each | her |
EN The final word in internet security, with daily virus definition updates, Real-Time antivirus protection, and an Award-Winning virus detection rate.
TR Günlük virüs tanımlama güncellemeleri, gerçek zamanlı antivirüs koruması ve ödüllü virüs tespit oranıyla internet güvenliğinde varılan son nokta.
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
daily | günlük |
virus | virüs |
antivirus | antivirüs |
detection | tespit |
rate | oranı |
real | gerçek |
time | zamanlı |
award-winning | ödüllü |
and | ve |
updates | güncellemeleri |
protection | koruması |
final | son |
EN If a file submitted through this page contains new malware which is currently unknown to us, a definition will be added to our databases
TR Bu sayfa üzerinden gönderilen bir dosya henüz bilmediğimiz yeni bir kötü amaçlı yazılım içeriyorsa veri tabanlarımıza tanım eklenir
inglês | turco |
---|---|
submitted | gönderilen |
page | sayfa |
malware | kötü amaçlı yazılım |
file | dosya |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
called | denir |
incorrect | hatalı |
positive | pozitif |
during | sırasında |
if | edilirse |
is | olduğunu |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
database | veri |
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
inglês | turco |
---|---|
android | android |
malware | kötü amaçlı yazılım |
updates | güncellemeleri |
times | kez |
device | cihaz |
internet | internet |
totalav | totalav |
least | az |
day | günde |
a | bir |
all | da |
speed | hız |
performance | performans |
for | için |
EN The short definition of ransomware is hidden in its name, just like in many other viruses
TR Ransomware?nin kısa tanımı, diğer birçok virüste olduğu gibi adında gizlidir
inglês | turco |
---|---|
short | kısa |
name | adı |
other | diğer |
is | olduğu |
just | bir |
many | çok |
the | gibi |
EN Mrs newbie is the definition of hawt
TR Giriş - abanoz lateks halka gag vibratör çubuk deepthroat fuck
EN Support is given under two main headings for studies that fit within the scope of this definition.
TR Bu tanım kapsamına uyan çalışmalar için 2 ana başlıkta destekler veriliyor.
inglês | turco |
---|---|
support | destekler |
main | ana |
scope | kapsam |
studies | çalışmalar |
this | bu |
of | in |
for | için |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
inglês | turco |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN The parties declare that they are in agreement about the following definition of terms by accepting this Agreement:
TR Taraflar, bu Sözleşmeyi kabul etmekle aşağıdaki terim tanımları konusunda anlaştıklarını beyan ederler:
inglês | turco |
---|---|
parties | taraflar |
this | bu |
the | aşağıdaki |
of | konusunda |
EN Governance in a decentralized project is difficult, because by definition there are no central authorities to make decisions for the project
TR Merkeziyetsiz bir projede yönetim zordur zira tanım itibariyle proje için karar alacak merkezi bir yapı bulunmamaktadır
inglês | turco |
---|---|
governance | yönetim |
decentralized | merkeziyetsiz |
central | merkezi |
decisions | karar |
project | proje |
a | bir |
EN Reading and understanding a function's prototype is explained within the manual section titled how to read a function definition
TR Kılavuzun işlev tanımı nasıl okunur bölümünde bir işlev tanımının nasıl okunup anlaşılabileceği ile ilgili bilgiler bulunmaktadır
inglês | turco |
---|---|
function | işlev |
a | bir |
section | bölüm |
how | nasıl |
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
inglês | turco |
---|---|
needed | gereken |
solution | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN The Header section, contains the Definition used to match the responses to the queries; Flags; Number of questions; number of answers; number of authorized resource records (RRs); and Number of additional resource records.
TR Başlık bölümü, yanıtları sorgularla eşleştirmek için kullanılan Tanımlamayı içerir; Bayraklar; Soru sayısı; Cevap sayısı; Yetkili kaynak kayıtlarının (RR'ler) sayısı; ve Ek kaynak kayıtlarının sayısı.
inglês | turco |
---|---|
header | başlık |
contains | içerir |
questions | soru |
authorized | yetkili |
resource | kaynak |
additional | ek |
and | ve |
answers | yanıtları |
responses | yanıtlar |
section | bölüm |
of | in |
used | kullanılan |
to | için |
EN making a reservation for a stay (“Stay”) at a Participating Hotel (definition below) in accordance with the below Eligibility Criteria.
TR Aşağıdaki Hak Sahipliği Kriteri’ne göre bir Katılımcı Otel’de (tanım aşağıdadır) bir konaklama (“Konaklama”) için rezervasyon yapmak.
EN Support is given under two main headings for studies that fit within the scope of this definition.
TR Bu tanım kapsamına uyan çalışmalar için 2 ana başlıkta destekler veriliyor.
inglês | turco |
---|---|
support | destekler |
main | ana |
scope | kapsam |
studies | çalışmalar |
this | bu |
of | in |
for | için |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
inglês | turco |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN Custom keyboard definition tool for the Zebra MC3200 Windows device
TR Zebra MC3200 Windows cihazı için kişiselleştirilmiş klavye tanımlama aracı
inglês | turco |
---|---|
keyboard | klavye |
zebra | zebra |
windows | windows |
custom | kişiselleştirilmiş |
device | cihaz |
for | için |
EN Minimizing risks regarding safety using approaches based on failure detection, definition, prevention and risk management.
TR Hata tespit etme, tanımlama, önleme ve risk yönetimini baz alan yaklaşımlar ile emniyet konusundaki riskleri minimize etmeyi
inglês | turco |
---|---|
safety | emniyet |
detection | tespit |
prevention | önleme |
and | ve |
risk | risk |
management | yönetimini |
based | ile |
on | alan |
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
each | her |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
each | her |
EN Disclaimer: the concept of shorting in automated trading is different from the common definition of shorting
TR Sorumluluk reddi: Otomatik ticarette kısa devre kavramı, kısa devre tanımından farklıdır
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
different | farklı |
concept | kavramı |
EN The final word in internet security, with daily virus definition updates, Real-Time antivirus protection, and an Award-Winning virus detection rate.
TR Günlük virüs tanımlama güncellemeleri, gerçek zamanlı antivirüs koruması ve ödüllü virüs tespit oranıyla internet güvenliğinde varılan son nokta.
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
daily | günlük |
virus | virüs |
antivirus | antivirüs |
detection | tespit |
rate | oranı |
real | gerçek |
time | zamanlı |
award-winning | ödüllü |
and | ve |
updates | güncellemeleri |
protection | koruması |
final | son |
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
inglês | turco |
---|---|
android | android |
malware | kötü amaçlı yazılım |
updates | güncellemeleri |
times | kez |
device | cihaz |
internet | internet |
totalav | totalav |
least | az |
day | günde |
a | bir |
all | da |
speed | hız |
performance | performans |
for | için |
EN If a file submitted through this page contains new malware which is currently unknown to us, a definition will be added to our databases
TR Bu sayfa üzerinden gönderilen bir dosya henüz bilmediğimiz yeni bir kötü amaçlı yazılım içeriyorsa veri tabanlarımıza tanım eklenir
inglês | turco |
---|---|
submitted | gönderilen |
page | sayfa |
malware | kötü amaçlı yazılım |
file | dosya |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
called | denir |
incorrect | hatalı |
positive | pozitif |
during | sırasında |
if | edilirse |
is | olduğunu |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
database | veri |
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
inglês | turco |
---|---|
needed | gereken |
solution | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN Insert a block into a CAD drawing either by specifying a drawing file or block definition within a drawing file
TR CAD çiziminize blok yerleştirmek için bir çizim dosyası belirtin veya çizim dosyası içinde bir blok tanımı belirleyin
inglês | turco |
---|---|
block | blok |
file | dosyası |
cad | cad |
or | veya |
drawing | çizim |
within | için |
EN Alan Turing’s definition would have fallen under the category of “systems that act like humans.”
TR Alan Turing'in tanımı, "insan gibi hareket eden sistemler" kategorisine girecekti.
inglês | turco |
---|---|
systems | sistemler |
the | gibi |
EN In these cases, we may reset our day count and adjust the language of our sobriety definition to include these situations.
TR Bu durumlarda, gün sayımızı sıfırlayabilir ve ayıklık tanımımızın dilini bu durumları içerecek şekilde ayarlayabiliriz.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
these | bu |
and | ve |
EN In these cases, we may decide to reset our sobriety count or we may not, but we find it important to add the new behavior to our definition of compulsive use moving forward and commit to abstaining from it.
TR Bu durumlarda, ayıklık sayımızı sıfırlamaya karar verebiliriz ya da vermeyebiliriz, ancak ilerlemeye devam ederken yeni davranışı zorunlu kullanım tanımımıza eklemeyi önemli buluyor ve bundan kaçınmayı taahhüt ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
cases | durumlarda |
decide | karar |
forward | devam |
behavior | davranışı |
important | önemli |
from | bundan |
in | da |
new | yeni |
use | kullanım |
these | bu |
and | ve |
EN Do I feel like my definition of sobriety is describing my addictive behaviors well?
TR Ayıklık tanımımın bağımlılık yapan davranışlarımı iyi tanımladığını düşünüyor muyum?
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
of | ın |
well | iyi |
EN This simple definition of what a CRM is will give you a clear understanding
TR CRM ne olduğuna dair bu basit tanım size net bir anlayış sağlayacaktır
inglês | turco |
---|---|
crm | crm |
clear | net |
what | ne |
simple | basit |
this | bu |
a | bir |
you | size |
of | dair |
EN The bright 500 nit display is easy to see in just about any lighting condition, while the optional ultra-bright 1000 nit View Anywhere® display is easy to see, even in direct sunlight.
TR 500 nit parlak ekranı neredeyse her türlü ışık ortamında görmek kolaydır, opsiyonel ultra parlak 1.000 nit View Anywhere® ekranı güneş ışığında bile kolayca görülebilir.
inglês | turco |
---|---|
bright | parlak |
display | ekran |
optional | opsiyonel |
ultra | ultra |
easy | kolaydır |
anywhere | her |
EN Logi Dock supports one display screen extension, or dual display for mirroring. Dual monitors for screen extension can only be supported with the following set-up.
TR Logi Dock, bir ekran genişletmesini veya yansıtma için çift ekranı destekler. Ekran genişletmesi için çift monitör yalnızca aşağıdaki düzende desteklenebilir.
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
dual | çift |
the | aşağıdaki |
or | veya |
only | yalnızca |
for | için |
screen | ekran |
following | bir |
EN Thanks to DisplayLink Plug-and-Display technology, a single connection is all you need for both USB devices and an HDMI display.
TR DisplayLink Tak ve Görüntüle teknolojisi sayesinde, hem USB cihazları hem de HDMI ekran için tek bir bağlantı yeterlidir.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojisi |
usb | usb |
devices | cihazlar |
display | ekran |
connection | bağlantı |
and | ve |
both | de |
a | bir |
EN Beyond that, if you are looking for a high quality SSL partner with a great history that offers the best price, you can trust in GeoTrust.Customers prominently display the GeoTrust Real Site Seal
TR Bunun ötesinde, en iyi fiyatı sunan harika bir geçmişe sahip yüksek kaliteli bir SSL iş ortağı arıyorsanız, GeoTrust'ta güvenebilirsiniz.Müşteriler GeoTrust Gerçek Site Mührü'nü belirgin bir şekilde görüntüler
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
offers | sunan |
geotrust | geotrust |
customers | müşteriler |
site | site |
beyond | ötesinde |
partner | ortağı |
if you are looking | arıyorsanız |
quality | kaliteli |
real | gerçek |
high | yüksek |
great | harika |
a | bir |
the | şekilde |
best | en |
you | sahip |
Mostrando 50 de 50 traduções