EN To help you go further and faster, we have developed a broad portfolio of value-added services
"developed a broad" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
developed | gelişmiş geliştirilen geliştirilmiş geliştirmiştir ile tasarım yazılım |
broad | geniş için |
EN To help you go further and faster, we have developed a broad portfolio of value-added services
TR Daha ileriye daha hızlıca ulaşmanıza yardımcı olmak için geniş bir katma değerli hizmetler portföyü oluşturduk
inglês | turco |
---|---|
broad | geniş |
added | katma |
value | değerli |
services | hizmetler |
help | yardımcı |
faster | hızlı |
of | in |
portfolio | portföy |
to | için |
EN As the UAE developed into the futuristic urban country that it is today, people?s taste for cars developed, but their love for large SUVs remained
TR BAE bugün olduğu gibi fütürist bir şehir ülkesi haline geldikçe, insanların otomobil zevki gelişti, ancak büyük SUV'lere olan sevgileri devam etti
inglês | turco |
---|---|
uae | bae |
today | bugün |
large | büyük |
urban | şehir |
country | ülkesi |
people | insanlar |
is | olduğu |
EN Elsevier plays a role in this process by making sure that trusted content is communicated and translated for both specialized and broad audiences
TR Elsevier güvenilir içeriğin hem uzmanlar hem de daha geniş kitlelere iletilmesi ve tercüme edilmesini sağlayarak bu süreçte rol oynamaktadır
inglês | turco |
---|---|
role | rol |
process | süreç |
trusted | güvenilir |
content | içeriğin |
elsevier | elsevier |
broad | geniş |
and | ve |
this | bu |
both | de |
EN Printable guide Get to know our broad selection of cylinders }
TR Yazdırılabilir kılavuz Geniş silindir yelpazemizi tanıyın }
inglês | turco |
---|---|
printable | yazdırılabilir |
guide | kılavuz |
of | ın |
broad | geniş |
EN Get to know our broad selection of cylinders
TR Geniş silindir yelpazemizi tanıyın
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
broad | geniş |
EN The EWS standard is intended to be applicable to a broad range of water users that may impact on the availability and quality of water
TR EWS standardının, su mevcudiyeti ve kalitesi üzerinde etkisi olabilecek çeşitli su kullanıcıları için uygulanabilir olması amaçlanır
inglês | turco |
---|---|
applicable | uygulanabilir |
water | su |
may | olabilecek |
impact | etkisi |
quality | kalitesi |
to be | olması |
and | ve |
standard | standardı |
users | kullanıcıları |
of | in |
to | için |
EN Country music is a broad term, covering a great many styles of music predominantly created in the United States of America - however there are growing traditions of country music elsewhere, particularly in Canada and Australia
TR Country, ABD'nin güneydoğusunda yaşayan beyazlara özgü müzik tarzıdır
inglês | turco |
---|---|
music | müzik |
and | ya |
country | country |
EN We have the voice over talents to match your needs and desires with broad selection of tones and styles. You will have an option to review and choose a voice over you like the most. There are more than 20 options available.
TR İstek ve ihtiyaçlarınıza uygun farklı ton ve stillere sahip seslendirme sanatçılarıyla çalışıyoruz. En beğendiğiniz seslendirme sanatçısını değerlendirmek ve seçmek imkanına sahipsiniz. 20'den fazla seçenek bulunuyor.
inglês | turco |
---|---|
choose | seçmek |
your needs | ihtiyaçlarınıza |
you like | beğendiğiniz |
most | en |
with | uygun |
needs | ihtiyaç |
options | seçenek |
and | ve |
more | fazla |
to | sahip |
EN If you guess incorrectly too many times, the hangman will meet his demise! We have a broad range of classic and modern hangman games
TR Eğer birçok kez yanlış tahminde bulunursan adam asılacak! Klasik ve modern adam asmaca oyun koleksiyonumuz var
inglês | turco |
---|---|
times | kez |
classic | klasik |
modern | modern |
if | eğer |
a | bir |
games | oyun |
and | ve |
the | var |
many | çok |
EN The speed of Nano transactions provides broad utility across a wide spectrum of financial applications
TR Nano işlemlerin hızı, geniş bir finansal uygulama yelpazesinde geniş bir fayda sağlar
inglês | turco |
---|---|
transactions | işlemlerin |
provides | sağlar |
financial | finansal |
applications | uygulama |
a | bir |
wide | geniş |
EN Furthermore, there are a range of papers related to frequently asked questions which form a broad base of knowledge to help new customers and get the most efficiency of Atak Domain plans
TR Ayrıca mevcut sorulara yanıtlar bulunduran geniş bilgi tabanına ve yeni müşterileri düşünerek onlara yardım etmek ve Atak Domain planlarından en yüksek verimi alabilmeleri için hazırlanmış birçok makalemiz bulunmakta
inglês | turco |
---|---|
customers | müşterileri |
atak | atak |
domain | domain |
broad | geniş |
a | bir |
new | yeni |
range | birçok |
base | tabanı |
of | in |
help | yardım |
and | ve |
most | en |
plans | planları |
to | ayrıca |
are | mevcut |
there | için |
EN Access a broad range of cloud-based services, like machine learning (ML) and analytics, plus HPC tools and infrastructure to quickly design and test new products.
TR Makine öğrenimi (ML) ve analiz gibi geniş bir bulut tabanlı hizmetler yelpazesinin yanı sıra HPC araçlarına ve altyapısına erişerek yeni ürünleri hızlı bir biçimde tasarlayıp test edin.
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
analytics | analiz |
hpc | hpc |
test | test |
new | yeni |
ml | ml |
broad | geniş |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
quickly | hızlı |
services | hizmetler |
infrastructure | altyapı |
products | ürünleri |
learning | öğrenimi |
a | bir |
and | ve |
tools | araçları |
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
inglês | turco |
---|---|
passenger | yolcu |
rear | arka |
loading | yükleme |
aircross | aircross |
and | ve |
by | tarafından |
low | düşük |
of | in |
a | bir |
past | geçmiş |
large | büyük |
broad | geniş |
EN Forestry courses cover a broad spectrum of subjects, ranging from the ecosystem to the use of wood and climate protection. Four examples.
TR Ormancılık bölümleri, ekosistemden ağaç kullanımına ve iklimin korunmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Dört örnek.
inglês | turco |
---|---|
forestry | ormancılık |
climate | iklimin |
protection | korunması |
wood | ağaç |
broad | geniş |
and | ve |
a | bir |
use | kullanım |
to | kadar |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
inglês | turco |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN No matter what type of handheld scanner you need, you'll find it in our broad portfolio - designed to meet a wide range of scanning applications and budgets.
TR İhtiyacınız olan el tipi barkod okuyucu ne olursa olsun, doğru cihazı geniş bir barkod okuma uygulama ve bütçe yelpazesine uygun geniş portföyümüzde bulabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
type | tipi |
scanner | okuyucu |
scanning | okuma |
applications | uygulama |
no matter | olsun |
portfolio | portföy |
and | ve |
what | ne |
wide | geniş |
EN Our broad portfolio – from general patient population to labor and delivery, to neo-natal to outpatient services, and everything in between – ensures the best match to unique needs.
TR Genel hasta popülasyonundan doğum sürecine, yenidoğan servisinden polikliniklere ve her tür işleme uygun olan geniş portföyümüz, benzersiz ihtiyaçlara en uygun ürünü sunar.
inglês | turco |
---|---|
general | genel |
patient | hasta |
match | uygun |
broad | geniş |
unique | benzersiz |
and | ve |
to | her |
EN Zebra freeze indicators come in several different response temperatures allowing a broad range of freeze events to be identified
TR Zebra donma göstergelerinin, çok çeşitli donma olaylarının tespitini sağlayan birkaç farklı etkilenme sıcaklığı vardır
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
different | farklı |
events | olayları |
a | birkaç |
EN This versatile product line offers a broad range of laser scan engines that easily integrate into your design.
TR Bu çok yönlü ürün serisi, tasarımınıza kolayca entegre olan geniş bir lazer barkod okuyucu yelpazesi sunar.
inglês | turco |
---|---|
offers | sunar |
range | serisi |
laser | lazer |
integrate | entegre |
broad | geniş |
easily | kolayca |
this | bu |
product | ürün |
design | tasarım |
EN The FS40 delivers a broad set of capabilities required to meet complex barcode capture requirements, all in a single package
TR FS40, karmaşık barkod yakalama gereksinimlerini karşılamak için gereken geniş bir kapasite setinin hepsini tek bir pakette sunar
inglês | turco |
---|---|
delivers | sunar |
required | gereken |
meet | karşılamak |
complex | karmaşık |
barcode | barkod |
capture | yakalama |
requirements | gereksinimlerini |
broad | geniş |
all | hepsini |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN The VS40 delivers a broad set of capabilities required to meet complex inspection applications, all in a single package
TR VS40 karmaşık kontrol uygulamalarını halletmek için gereken geniş bir kapasite setini tek bir paketten sunar
inglês | turco |
---|---|
delivers | sunar |
required | gereken |
complex | karmaşık |
broad | geniş |
of | in |
applications | uygulamalar |
a | bir |
to | için |
EN They can easily process products with viscosities up to 100 Pa·s from a broad range of applications.
TR Farklı uygulama alanlarında kullanılan ürünleri 100 Pas'a varan viskozitelere kadar sorunsuzuca işleyebilirler.
inglês | turco |
---|---|
products | ürünleri |
process | iş |
to | kadar |
EN The firm has broad experience advising on consulting, services and outsourcing agreements, helping customers and service providers alike to establish long-lasting relationships, as well as resolve related conflicts.
TR Moroğlu Arseven’in bu alandaki bilgi birikimi; müşterilere ve hizmet sağlayıcılarına kalıcı ilişkiler kurabilme ve anlaşmazlıkları çözebilmeleri için destek sağlar.
inglês | turco |
---|---|
experience | bilgi |
customers | müşterilere |
relationships | ilişkiler |
lasting | kalıcı |
has | bu |
and | ve |
service | hizmet |
helping | destek |
to | için |
EN Moroğlu Arseven has broad experience advising in this context, helping employers and employees, including expatriate employees and foreign companies which employ staff in Turkey
TR Moroğlu Arseven bu alandaki geniş deneyimiyle; kendi ülkesi dışında çalışan işçiler ve Türkiye’de işçi istihdam etmek isteyen yabancı şirketler dahil, işverenlere ve işçilere danışmanlık verir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
including | dahil |
broad | geniş |
employees | çalışan |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
in | kendi |
and | ve |
this | bu |
EN Başak supports a broad range of domestic and international companies, most notably in the pharmaceuticals, healthcare, life sciences, agriculture, biotechnology, retail as well as consumer products and information technology sectors.
TR Acar’ın destek verdiği şirketler geniş bir skalada faaliyet gösterir. Bunlardan önde gelenleri; ilaç, sağlık ve yaşam bilimleri, tarım, biyoteknoloji, perakende satış ve tüketici ürünleridir.
inglês | turco |
---|---|
supports | destek |
healthcare | sağlık |
life | yaşam |
sciences | bilimleri |
agriculture | tarım |
biotechnology | biyoteknoloji |
consumer | tüketici |
broad | geniş |
and | ve |
retail | perakende |
companies | şirketler |
EN With its modern, edgy aesthetic and easy to use components, this template is perfect for a broad range of purposes from a corporate openers, to a special event presentations, to highlight your personal images from traveling and many more
TR Modern ve köşeli estetiğe ve kullanımı kolay bileşenler sahip olan bu şablon; kurumsal açılışlardan özel etkinlik sunumlarına, kişisel fotoğraflarınıza ve gezi fotoğraflarına kadar birçok alan için mükemmel bir seçim
inglês | turco |
---|---|
modern | modern |
easy | kolay |
components | bileşenler |
corporate | kurumsal |
event | etkinlik |
presentations | sunumlar |
template | şablon |
personal | kişisel |
perfect | mükemmel |
this | bu |
use | kullanımı |
many | çok |
and | ve |
of | in |
EN Elsevier plays a role in this process by making sure that trusted content is communicated and translated for both specialized and broad audiences
TR Elsevier güvenilir içeriğin hem uzmanlar hem de daha geniş kitlelere iletilmesi ve tercüme edilmesini sağlayarak bu süreçte rol oynamaktadır
inglês | turco |
---|---|
role | rol |
process | süreç |
trusted | güvenilir |
content | içeriğin |
elsevier | elsevier |
broad | geniş |
and | ve |
this | bu |
both | de |
EN “Amazon's investment in the .NET Foundation and support for .NET developers is broad-minded
TR "Amazon'un .NET Foundation'a yaptığı yatırım ve .NET geliştiricilerine verdiği destek oldukça açık fikirli bir hareketti
inglês | turco |
---|---|
net | net |
investment | yatırım |
support | destek |
and | ve |
the | bir |
EN This whitepaper provides a broad overview of AWS Lambda, its features, and recommendations and best practices for building your own serverless applications on AWS.
TR Bu teknik inceleme, AWS Lambda, özellikleri ve AWS’de kendi sunucusuz uygulamalarınızı oluşturmanız için en iyi uygulamaları ve önerileri içeren genel bir bakış sunar.
inglês | turco |
---|---|
provides | sunar |
aws | aws |
lambda | lambda |
serverless | sunucusuz |
features | özellikleri |
this | bu |
a | bir |
practices | uygulamalar |
and | ve |
of | in |
best | en |
for | için |
EN VMware workloads running on AWS have access to a broad and rich set of over 200+ AWS services including compute, database, analytics, IoT, AI/ML, security, and more
TR AWS üzerinde çalışan VMware iş yükleri; işlem, veritabanı, analiz, IoT, YZ/makine öğrenimi ve güvenlik gibi 200’den fazla AWS hizmetinden oluşan kapsamlı ve zengin bir sete erişime sahiptir
inglês | turco |
---|---|
vmware | vmware |
workloads | iş yükleri |
aws | aws |
access | erişime |
rich | zengin |
analytics | analiz |
iot | iot |
security | güvenlik |
database | veritabanı |
and | ve |
more | fazla |
a | bir |
on | üzerinde |
EN Access a broad range of cloud-based services, like machine learning (ML) and analytics, plus HPC tools and infrastructure to quickly design and test new products.
TR Makine öğrenimi (ML) ve analiz gibi geniş bir bulut tabanlı hizmetler yelpazesinin yanı sıra HPC araçlarına ve altyapısına erişerek yeni ürünleri hızlı bir biçimde tasarlayıp test edin.
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
analytics | analiz |
hpc | hpc |
test | test |
new | yeni |
ml | ml |
broad | geniş |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
quickly | hızlı |
services | hizmetler |
infrastructure | altyapı |
products | ürünleri |
learning | öğrenimi |
a | bir |
and | ve |
tools | araçları |
EN The EWS standard is intended to be applicable to a broad range of water users that may impact on the availability and quality of water
TR EWS standardının, su mevcudiyeti ve kalitesi üzerinde etkisi olabilecek çeşitli su kullanıcıları için uygulanabilir olması amaçlanır
inglês | turco |
---|---|
applicable | uygulanabilir |
water | su |
may | olabilecek |
impact | etkisi |
quality | kalitesi |
to be | olması |
and | ve |
standard | standardı |
users | kullanıcıları |
of | in |
to | için |
EN Furthermore, there are a range of papers related to frequently asked questions which form a broad base of knowledge to help new customers and get the most efficiency of Atak Domain plans
TR Ayrıca mevcut sorulara yanıtlar bulunduran geniş bilgi tabanına ve yeni müşterileri düşünerek onlara yardım etmek ve Atak Domain planlarından en yüksek verimi alabilmeleri için hazırlanmış birçok makalemiz bulunmakta
inglês | turco |
---|---|
customers | müşterileri |
atak | atak |
domain | domain |
broad | geniş |
a | bir |
new | yeni |
range | birçok |
base | tabanı |
of | in |
help | yardım |
and | ve |
most | en |
plans | planları |
to | ayrıca |
are | mevcut |
there | için |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
inglês | turco |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN Zebra freeze indicators come in several different response temperatures allowing a broad range of freeze events to be identified
TR Zebra donma göstergelerinin, çok çeşitli donma olaylarının tespitini sağlayan birkaç farklı etkilenme sıcaklığı vardır
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
different | farklı |
events | olayları |
a | birkaç |
EN Moroğlu Arseven has broad experience advising in this context, helping employers and employees, including expatriate employees and foreign companies which employ staff in Turkey
TR Moroğlu Arseven bu alandaki geniş deneyimiyle; kendi ülkesi dışında çalışan işçiler ve Türkiye’de işçi istihdam etmek isteyen yabancı şirketler dahil, işverenlere ve işçilere danışmanlık verir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
including | dahil |
broad | geniş |
employees | çalışan |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
in | kendi |
and | ve |
this | bu |
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
inglês | turco |
---|---|
passenger | yolcu |
rear | arka |
loading | yükleme |
aircross | aircross |
and | ve |
by | tarafından |
low | düşük |
of | in |
a | bir |
past | geçmiş |
large | büyük |
broad | geniş |
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
inglês | turco |
---|---|
passenger | yolcu |
rear | arka |
loading | yükleme |
aircross | aircross |
and | ve |
by | tarafından |
low | düşük |
of | in |
a | bir |
past | geçmiş |
large | büyük |
broad | geniş |
EN Forestry courses cover a broad spectrum of subjects, ranging from the ecosystem to the use of wood and climate protection. Four examples.
TR Ormancılık bölümleri, ekosistemden ağaç kullanımına ve iklimin korunmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Dört örnek.
inglês | turco |
---|---|
forestry | ormancılık |
climate | iklimin |
protection | korunması |
wood | ağaç |
broad | geniş |
and | ve |
a | bir |
use | kullanım |
to | kadar |
EN New Work is a broad term with many forms
TR New Work, birçok biçimleri olan geniş kapsamlı bir terim
inglês | turco |
---|---|
new | new |
work | work |
broad | geniş |
many | çok |
EN What other developments are there? Two broad areas: engineering and biotechnology
TR Bu alanda başka ne tür gelişmeler söz konusu? İki önemli alan bulunuyor: teknik gelişmeler ve biyoteknoloji
inglês | turco |
---|---|
other | başka |
areas | alan |
engineering | teknik |
biotechnology | biyoteknoloji |
and | ve |
what | ne |
there | bu |
EN Its range of programmes is broad, interdisciplinary and international
TR İlgi alanı son derece geniş, disiplinler arası ve uluslararası mahiyette
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
broad | geniş |
international | uluslararası |
EN Above all, public service broadcasters and also the websites of daily newspapers have been registering record-breaking audience and access figures since the pandemic broke out.
TR Özellikle kamusal kaynaklardan desteklenen yayın organları ve aynı zamanda günlük gazetelerin online sayfaları’’, pandeminin ortaya çıkmasından bu yana rekor düzeyde izleyici sayılarına ulaştı.
inglês | turco |
---|---|
public | kamusal |
of | ın |
daily | günlük |
record | rekor |
the | aynı |
and | ve |
been | bu |
EN They consider it more important to get the results of their research work to patients across a broad front
TR Onlar için bilimsel çalışmalarının sonuçlarını ihtiyacı olanlara kitlesel olarak ulaştırabilmek çok daha önemli
inglês | turco |
---|---|
research | bilimsel |
important | önemli |
of | in |
results | sonuçlarını |
EN A broad programme of online live concerts is also offered on the Dringeblieben website. Their programme has the right concert for everyone.
TR Dringeblieben internet sayfası da son derece kapsamlı bir online canlı konser programı sunuyor. Burada her zevke uygun bir konser bulmak mümkün.
inglês | turco |
---|---|
also | da |
concert | konser |
live | canlı |
online | online |
the | burada |
programme | program |
a | bir |
website | internet |
of | her |
EN The AfD is not anchored in broad sections of the population.
TR AfD halkın geniş kesimlerinde sağlam temellere sahip değil.
inglês | turco |
---|---|
afd | afd |
of | ın |
broad | geniş |
is | sahip |
the | değil |
EN Furthermore, unlike real people’s parties in the past, the AfD is not anchored in broad sections of the population
TR Ayrıca AfD eski gerçek “kitle partileri”nin aksine halkın geniş kesimlerinde sağlam temeller atmış değil
inglês | turco |
---|---|
furthermore | ayrıca |
unlike | aksine |
real | gerçek |
parties | partileri |
afd | afd |
not | değil |
of | ın |
EN It is all about declarations of political intent with broad consensus
TR Mesele, geniş bir uzlaşmaya sahip politik talep beyanı
inglês | turco |
---|---|
political | politik |
broad | geniş |
of | bir |
EN There are many quality media: the national daily and weekly press, a broad-based public broadcaster and a diverse regional press.
TR Yüksek kaliteli yayın yapan geniş bir medya yelpazesi var: Günlük ve haftalık ulusal gazete ve yayınlar, kapsamlı ve sağlam yapılı devlet radyo ve televizyonları ve çok yönlü ve çeşitli yerel gazeteler.
inglês | turco |
---|---|
quality | kaliteli |
broad | geniş |
media | medya |
daily | günlük |
and | ve |
weekly | haftalık |
national | ulusal |
a | bir |
diverse | çeşitli |
EN Broad-ranging expertise: Data centers can be incredibly diverse, ranging from enterprise data centers to managed services, colocation, and cloud data centers
TR Geniş kapsamlı uzmanlık: Veri merkezleri, kurumsal veri merkezlerinden yönetilen servislere, colocation’a ve bulut veri merkezlerine kadar inanılmaz derecede çeşitli olabilir
inglês | turco |
---|---|
expertise | uzmanlık |
data | veri |
centers | merkezleri |
incredibly | inanılmaz |
enterprise | kurumsal |
managed | yönetilen |
cloud | bulut |
broad | geniş |
diverse | çeşitli |
and | ve |
be | olabilir |
Mostrando 50 de 50 traduções