EN With regulators, investors, and consumers increasingly demanding sustainability, companies must transform their business models and offerings. Learn how to transform successfully in our 4-part blog series.
"companies must transform" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN With regulators, investors, and consumers increasingly demanding sustainability, companies must transform their business models and offerings. Learn how to transform successfully in our 4-part blog series.
TR Şirketlerden dijital tecrübeler, satış kanalları ve ürünler hakkındaki beklentiler artarken, dijitalizasyon çabalarınızı nasıl monetize edeceğinize dair tavsiyeler verebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
business | satış |
how | nasıl |
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN Yet another automaker realizes it must transform rapidly to remain consequential.
TR Araçlarda bazı güzel donanımlar mecburiyetten dolayı çıkarılıyor.
inglês | turco |
---|---|
to | bazı |
EN Are you looking for ways to transform your passion for gaming into a professional journey? Then a unique logo for a gaming channel is a must-have for you to represent your character in the world of games!
TR Oyunlara olan tutkunuzu profesyonel bir yolculuğa dönüştürmenin yollarını mı arıyorsunuz? Öyleyse, karakterinizi oyun dünyasında temsil etmek için benzersiz bir oyun logosu kanalı olmazsa olmaz.
inglês | turco |
---|---|
ways | yollar |
represent | temsil |
looking for | arıyorsunuz |
logo | logosu |
professional | profesyonel |
unique | benzersiz |
channel | kanal |
character | a |
of | in |
gaming | oyun |
EN Applicant organizations must be non-profit and non-governmental organizations. NGOs wishing to apply for a grant must make registration online first.
TR Başvuruda bulunacak olan kuruluşlar kar amacı gütmeyen ve sivil toplum örgütleri olmalıdır. Hibe başvurusunda bulunmak isteyen STK’ lar, öncelikle çevrimiçi kayıt yaptırmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
and | ve |
grant | hibe |
registration | kayıt |
online | çevrimiçi |
organizations | örgütleri |
first | öncelikle |
must | olmalıdır |
a | olan |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Your opt-out notice must be individualized and must be sent from the email address associated with your individual Zoom account
TR Tahkimden çekilme bildiriminiz kişiselleştirilmiş olmalıdır ve bireysel Zoom hesabınız ile ilişkili e-posta adresinden gönderilmelidir
inglês | turco |
---|---|
associated | ilişkili |
zoom | zoom |
from | adresinden |
posta | |
individual | bireysel |
account | hesabı |
must | olmalıdır |
and | ve |
with | ile |
EN The web server must be configured to create this variable. For example in Apache HostnameLookups On must be set inside httpd.conf for it to exist. See also
TR HTTP sunucusu bu değişkeni oluşturmak için yapılandırılmalıdır. Bunun için, örneğin Apache'de httpd.conf içinde HostnameLookups On olmalıdır. Ayrıca
EN From junior content marketer to technical SEO advisor, each team member gets the data and tools they need to transform insights into action.
TR Junior içerik pazarlamacısından teknik SEO danışmanına kadar ekibin her üyesi, sezgilerini eyleme dönüştürmek için ihtiyaçları olan veri ve araçları edinir.
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
seo | seo |
member | üyesi |
content | içerik |
data | veri |
tools | araçları |
need | ihtiyaç |
and | ve |
EN Protect your personal information, reclaim your privacy, and transform your online world with the ultimate internet security solution.
TR Kişisel bilgilerinizi koruyun, gizliliğinizi geri alın ve en muhteşem internet güvenliği çözümüyle çevrimiçi dünyanızı baştan aşağı değiştirin.
inglês | turco |
---|---|
ultimate | en |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
security | güvenliği |
protect | koruyun |
personal | kişisel |
and | ve |
EN Our trusted professional event planners and preferred partners collaborate with you on how to transform your vision into an unforgettable event. All you need to do is greet your guests.
TR Güvenilir profesyonel etkinlik planlayıcılarımız tercih ettiğimiz iş ortaklarımız, vizyonunuzu nasıl unutulmaz bir etkinliğe dönüştüreceğiniz konusunda sizinle işbirliği yapar. Yapmanız gereken tek şey misafirlerinizi karşılamak.
inglês | turco |
---|---|
event | etkinlik |
preferred | tercih |
collaborate | işbirliği |
unforgettable | unutulmaz |
need | gereken |
your vision | vizyonunuzu |
your guests | misafirlerinizi |
to do | yapmanız |
professional | profesyonel |
trusted | güvenilir |
how | nasıl |
EN Transform the way people work with audio and video content
TR İnsanların ses ve video içeriğiyle çalışma biçimini dönüştürün
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
video | video |
work | çalışma |
EN Sonix is on a mission to transform the way people work with audio and video content, but we can’t do it without amazing people
TR Sonix, insanların ses ve video içerikleri ile çalışma biçimini dönüştürmek için bir görevdedir, ancak bunu inanılmaz insanlar olmadan yapamayız
inglês | turco |
---|---|
video | video |
work | çalışma |
sonix | sonix |
people | insanlar |
to | için |
without | olmadan |
a | bir |
EN Just add your image and it will automatically transform into a realistic mock-up with all lighting, shadows, highlights, and effects.
TR Görseli yükleyin ve tüm ışık, gölge, parlak bölge ve efektlere sahip olan gerçekçi bir mockup’a otomatik olarak dönüşsün.
inglês | turco |
---|---|
add | ek |
realistic | gerçekçi |
all | tüm |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
just | olarak |
EN Transform the scenes to make them uniquely yours
TR Sadece size özel olması için sahneleri dönüştürün
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
scenes | sahneleri |
the | size |
EN Transform the scenes to match them with your project
TR Projenize uygun hale getirmek için sahneleri dönüştürün
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
scenes | sahneleri |
with | uygun |
EN Meet the Concept That Can Transform Your Company
TR Jotform'un yeni podcast'i Momentum yayında
EN Transform unknown website visitors into paying customers in real time
TR Bilinmeyen web sitesi ziyaretçilerini gerçek zamanlı olarak ödeme yapan müşterilere dönüştürün
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
unknown | bilinmeyen |
customers | müşterilere |
real | gerçek |
time | zamanlı |
paying | ödeme |
in | olarak |
EN Seamlessly transform your screens to digital signage displays that can be monitored and managed remotely.
TR Ekranlarınızı kusursuzca, uzaktan izlenebilen ve yönetilebilen dijital tabela görüntü birimlerine dönüştürün.
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
digital | dijital |
remotely | uzaktan |
and | ve |
EN In this series; we plan to discuss together, share experiences, and talk about the tools we can use in the journey of the nonviolent organization to realize and transform our areas of reproducing violence
TR Bu seride; şiddeti yeniden üretebilme alanlarımızı fark ederek dönüştürmek için birlikte tartışmayı, deneyim paylaşmayı ve şiddetsiz örgütlenme yolculuğunda faydalanabileceğimiz araçları konuşmayı planlıyoruz
inglês | turco |
---|---|
share | paylaş |
this | bu |
tools | araçları |
and | ve |
of | in |
to | için |
the | ederek |
EN Ali Kibar, Chairman of the Board of Directors of Kibar Holding, said, "We are conducting some studies for a format in which we will transform portfolio-style affiliates within some functions of the Holding into more active investments."
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, “ Holding’in bazı fonksiyonları içerisindeki portfolio tarzındaki iştirakleri, daha aktif yatırımlara dönüştüreceğimiz bir formata yönelik bazı çalışmalar yapıyoruz.”
inglês | turco |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
more | daha |
active | aktif |
a | bir |
board | kurulu |
EN Transform Your Loading Operations Into a Smarter, More Connected Environment
TR Yükleme Operasyonlarınızı Daha Akıllı, Daha Bağlantılı bir Ortama Dönüştürün
inglês | turco |
---|---|
loading | yükleme |
connected | bağlantı |
smarter | akıllı |
more | daha |
operations | operasyonlar |
a | bir |
EN They adapt to your way of working – as you move from the field to a vehicle to inside a facility, these tablets transform into a laptop or a fixed or mobile full workstation to best meet your needs.
TR Yaptığınız işe uyum sağlar – Masanızdan tesis içindeki bir araca gittiğinizde, bu tabletler o anki ihtiyacı en iyi şekilde karşılamak için, hemen bir dizüstü bilgisayara veya sabit ya da mobil bir iş istasyonuna dönüşür.
EN It’s an exciting time to be at Zebra, and we hope you’ll contact us about areas where you can make a difference as we transform the world to be better, faster, smarter. Apply today.
TR Zebra'da heyecan verici bir dönem başlıyor ve bizimle, dünyayı daha iyi, hızlı ve akıllı bir yer haline getirirken, fark yaratabileceğiniz alanlar konusunda iletişim kuracağınızı umuyoruz. Hemen başvurun.
inglês | turco |
---|---|
exciting | heyecan verici |
contact | iletişim |
difference | fark |
faster | hızlı |
smarter | akıllı |
today | hemen |
and | ve |
better | daha iyi |
areas | alanlar |
to | konusunda |
a | bir |
world | dünyayı |
EN Unify and Transform Your Operations
TR Çalışmalarınızı Birleştirin ve Dönüşüme Uğratın
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Zebra RFID helps you transform your business and get ahead of competitors with the industry’s broadest, field-proven RFID portfolio for unmatched accuracy and interoperability.
TR Zebra RFID, rakipsiz doğruluk oranı ve cihazların birlikte çalışabilirliği sayesinde sektörün en geniş, sahada kendini kanıtlamış RFI portföyü ile işinizi dönüştürmeye ve rakiplerin önüne geçmenize yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
rfid | rfid |
helps | yardımcı olur |
business | iş |
competitors | rakiplerin |
and | ve |
portfolio | portföy |
EN Transform printers with intelligence that gives Zebra printers business-catalytic capabilities.
TR Zebra yazıcılarına işi hızlandıran özellikler katan zeka ile yazıcıları dönüştürün.
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
intelligence | zeka |
zebra | zebra |
business | işi |
capabilities | özellikler |
with | ile |
printers | yazıcılar |
EN Our trusted professional event planners and preferred partners collaborate with you on how to transform your vision into an unforgettable event. All you need to do is greet your guests.
TR Güvenilir profesyonel etkinlik planlayıcılarımız tercih ettiğimiz iş ortaklarımız, vizyonunuzu nasıl unutulmaz bir etkinliğe dönüştüreceğiniz konusunda sizinle işbirliği yapar. Yapmanız gereken tek şey misafirlerinizi karşılamak.
inglês | turco |
---|---|
event | etkinlik |
preferred | tercih |
collaborate | işbirliği |
unforgettable | unutulmaz |
need | gereken |
your vision | vizyonunuzu |
your guests | misafirlerinizi |
to do | yapmanız |
professional | profesyonel |
trusted | güvenilir |
how | nasıl |
EN Our trusted professional event planners and preferred partners collaborate with you on how to transform your vision into an unforgettable event. All you need to do is greet your guests.
TR Güvenilir profesyonel etkinlik planlayıcılarımız tercih ettiğimiz iş ortaklarımız, vizyonunuzu nasıl unutulmaz bir etkinliğe dönüştüreceğiniz konusunda sizinle işbirliği yapar. Yapmanız gereken tek şey misafirlerinizi karşılamak.
inglês | turco |
---|---|
event | etkinlik |
preferred | tercih |
collaborate | işbirliği |
unforgettable | unutulmaz |
need | gereken |
your vision | vizyonunuzu |
your guests | misafirlerinizi |
to do | yapmanız |
professional | profesyonel |
trusted | güvenilir |
how | nasıl |
EN Create a stunning podcast logo that fits your brand theme perfectly. Add your podcast name and requirements and watch them transform into a top-notch logo.
TR Markanızın temasına tam olarak uyan çarpıcı bir podcast logosu oluşturun. Podcast'in adını ve gerekli bilgileri ekleyin ve muhteşem bir logoya dönüşmesini izleyin.
inglês | turco |
---|---|
create | oluşturun |
podcast | podcast |
add | ekleyin |
watch | izleyin |
your brand | markanızın |
stunning | çarpıcı |
requirements | gerekli |
logo | logosu |
that | tam |
a | bir |
name | adını |
and | ve |
EN Then FOREO’s UFO smart mask device materialized to transform the world of sheet masks (your old mask is sheet!) turning yester-century’s 20-minute masking routine into a mondo-effective, 90-second, techno mask and LED photofacial treatment.
TR Daha sonra FOREO’nun UFO akıllı maske terapisi cihazı, geçen yüzyılın 20 dakikalık maske rutinini (eski maskeniz akıllara zarardı!) son derece etkili 90 saniyelik maske ve LED ışın terapisi bakımına dönüştürdü.
inglês | turco |
---|---|
mask | maske |
old | eski |
led | led |
smart | akıllı |
effective | etkili |
device | cihaz |
and | ve |
the | sonra |
EN Transform every part of your monday workdoc into live action items, that seamlessly connect to all of your ongoing workflows.
TR monday workdoc'larınızın her bölümünü, devam eden tüm iş akışlarınıza sorunsuz bir şekilde bağlanan canlı eylem öğelerine dönüştürün.
inglês | turco |
---|---|
transform | dönüştürün |
action | eylem |
seamlessly | sorunsuz |
ongoing | devam eden |
workflows | iş akışları |
live | canlı |
all | tüm |
items | bir |
that | şekilde |
Mostrando 50 de 50 traduções