EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
content | içerik |
user | kullanıcı |
generated | oluşturulan |
also | da |
things | şeyleri |
before | önce |
to | hiç |
EN Create excellent graphics online with our graphic design maker. Enrich your social media posts, events, and other projects with brilliant visuals.
TR Grafik tasarım aracımız ile mükemmel grafikleri internet üzerinden oluşturun. Sosyal medya postları, etkinlikler ve diğer projelerinizi muhteşem görsellerle zenginleştirin.
inglês | turco |
---|---|
excellent | mükemmel |
events | etkinlikler |
other | diğer |
create | oluşturun |
online | internet |
social | sosyal |
media | medya |
graphics | grafikleri |
and | ve |
graphic | tasarım |
EN Artificial intelligence is made by people for people. You ought to know these brilliant thinkers and their ideas and projects.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
inglês | turco |
---|---|
ideas | fikirlerini |
these | bu |
by | tarafından |
artificial | yapay |
and | ve |
people | insanlar |
EN The 10-inch multi-touch HD display can be mounted horizontally or vertically and is a brilliant canvas for interactive applications, product demonstrations and digital signage
TR 10 inç çoklu dokunmatik HD ekran yatay veya dikey olarak monte edilebilir ve interaktif uygulamalar, sunumlar ve dijital tabelalar için iyi bir kanvastır
inglês | turco |
---|---|
hd | hd |
display | ekran |
interactive | interaktif |
applications | uygulamalar |
product | iyi |
inch | inç |
multi | çoklu |
can be | edilebilir |
and | ve |
for | için |
or | veya |
digital | dijital |
EN Rise is a program that finds brilliant people who need opportunity and supports them for life as they work to serve others.
TR Rise, fırsata ihtiyacı olan parlak insanları bulan ve başkalarına destek vermek için çalışırken onları ömür boyu destekleyen bir programdır.
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
need | ihtiyacı |
supports | destekleyen |
people | insanları |
and | ve |
EN Atatürk is a man of ideas who has made his stamp on history in a variety of ways, in addition to being a brilliant soldier, a rare politician, and a remarkable leader.
TR Atatürk; dâhi bir asker, eşine az rastlanır nitelikte bir devlet adamı ve büyük bir lider olmanın yanında, birçok bakımdan tarihe damgasını vurmuş bir fikir adamıdır.
inglês | turco |
---|---|
atatürk | atatürk |
man | adam |
ideas | fikir |
leader | lider |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN Artificial intelligence is made by people for people. You ought to know these brilliant thinkers and their ideas and projects.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
inglês | turco |
---|---|
ideas | fikirlerini |
these | bu |
by | tarafından |
artificial | yapay |
and | ve |
people | insanlar |
EN AI applications cannot live without the brilliant minds that develop them
TR YZ uygulamaları, onları geliştiren akıllı beyinlerle hayat buluyor
inglês | turco |
---|---|
live | hayat |
applications | uygulamalar |
them | onları |
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
content | içerik |
user | kullanıcı |
generated | oluşturulan |
also | da |
things | şeyleri |
before | önce |
to | hiç |
EN Create excellent graphics online with our graphic design maker. Enrich your social media posts, events, and other projects with brilliant visuals.
TR Grafik tasarım aracımız ile mükemmel grafikleri internet üzerinden oluşturun. Sosyal medya postları, etkinlikler ve diğer projelerinizi muhteşem görsellerle zenginleştirin.
inglês | turco |
---|---|
excellent | mükemmel |
events | etkinlikler |
other | diğer |
create | oluşturun |
online | internet |
social | sosyal |
media | medya |
graphics | grafikleri |
and | ve |
graphic | tasarım |
EN I'll be honest, I only downloaded Surfshark because I made an ad for it, but then I started using it, and it's genuinely brilliant and I genuinely use it all the time.
TR Dürüst olacağım, Surfshark'ı sadece reklamını yaptığım için indirdim. Ancak daha sonra kullanmaya başladım. Gerçekten harika ve gerçekten sürekli olarak kullanıyorum.
inglês | turco |
---|---|
honest | dürüst |
ad | reklam |
started | başladı |
all | sürekli |
and | ve |
its | in |
EN Outstandingly Brilliant Customer Service
TR Olağanüstü Mükemmel Müşteri Hizmetleri
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
service | hizmetleri |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We delivered the 2,823 psychosocial support packages provided by the UN International Children’s Emergency Fund (UNICEF) to children
TR BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından sağlanan 2823 psikososyal destek paketini çocuklara ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
unicef | unicef |
children | çocuklara |
support | destek |
by | tarafından |
provided | sağlanan |
EN The number of children forced to work to support their low-income families has shown a 64% spike in the 2006-2012 period compared to the population of school children who work and attend school
TR Geçim dertlerinden ötürü, ailelerine ekonomik destek vermek zorunda kalan çocukların sayısındaki artış, okula devam ederken çalışmak zorunda kalan çocukların oranına 2006-2012 döneminde %64’lük bir yükseliş olarak yansıyor
inglês | turco |
---|---|
children | çocukların |
support | destek |
number | sayısı |
a | bir |
work | çalışmak |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We delivered the 2,823 psychosocial support packages provided by the UN International Children’s Emergency Fund (UNICEF) to children
TR BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından sağlanan 2823 psikososyal destek paketini çocuklara ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
unicef | unicef |
children | çocuklara |
support | destek |
by | tarafından |
provided | sağlanan |
EN Children's Toys Store Logo is great if you're working in Shopify, Wix, Online shop, Children industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Alışveriş yapmak, Wix, Online alışveriş, Çocuklar endüstrisinde çalışıyorsanız Çocuk Oyuncakları Mağazası Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
toys | oyuncaklar |
wix | wix |
online | online |
children | Çocuklar |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
shopify | alışveriş yapmak |
shop | alışveriş |
team | takım |
a | bir |
EN SPECIFICALLY FOR YOUNG CHILDREN (Age 6-12) The perfect space to play, sleep and dream, the Kids room for young children provides comfort, laughter and fun
TR KÜÇÜK ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL (6-12 yaşları) Oyun oynamak, uyumak ve rüya görmek için mükemmel bir yer olan Çocuk Odası, küçük çocuklara konfor, kahkaha ve eğlence sunar
inglês | turco |
---|---|
age | yaş |
perfect | mükemmel |
play | oyun |
provides | sunar |
comfort | konfor |
and | ve |
to | görmek |
room | odası |
children | Çocuklar |
for | için |
the | bir |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN In Turkey, 3 in every 4 parents with children aged 0 to 8 use emotional violence, 1 in 4 use physical violence against their children. Every...
TR Türkiye’de 0-8 yaş grubunda çocuğu olan her 4 ebeveynden 3’ü çocuğuna duygusal şiddet, her 4'ünden 1’i ise fiziksel şiddet uyguluyor. Her birey ve...
inglês | turco |
---|---|
emotional | duygusal |
physical | fiziksel |
aged | yaş |
violence | şiddet |
their | ve |
to | her |
EN Thousands of Syrian children dropped out of primary education for years due to war and found themselves on the streets. We were able to send thousands of children
TR WATAN, Suriye’deki ve Türkiye’deki insani krizler karşısında mülteciler, yerinden edilenler ve ev sahibi topluluklarıyla ilgili acil müdahale söz konusu olduğunda en hızlı ve en önde gelen kuruluşlardan biri olarak kabul edilir.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
on | ilgili |
the | kabul |
of | biri |
EN Kibar Holding aimed at raising awareness on gender mainstreaming among children by determining the annual theme as equality and reached to more than 10 thousand children in scope of this contest.
TR Bu yılki temayı eşitlik olarak belirleyerek toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çocuklarda farkındalık yaratmayı amaçlayan Kibar Holding, yarışma kapsamında 10 bini aşkın çocuğa ulaştı.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
awareness | farkındalık |
gender | cinsiyet |
holding | holding |
at | nda |
this | bu |
scope | kapsamında |
EN The Concept of Death in Children, Approach to Children with Terminal Illness and Their Family
TR Çocukta Ölüm Kavramı, Ölümcül Hastalığı Olan Çocuklara ve Ailesine Yaklaşım
inglês | turco |
---|---|
approach | yaklaşım |
concept | kavramı |
and | ve |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We delivered the 2,823 psychosocial support packages provided by the UN International Children’s Emergency Fund (UNICEF) to children
TR BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından sağlanan 2823 psikososyal destek paketini çocuklara ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
unicef | unicef |
children | çocuklara |
support | destek |
by | tarafından |
provided | sağlanan |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We delivered the 2,823 psychosocial support packages provided by the UN International Children’s Emergency Fund (UNICEF) to children
TR BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından sağlanan 2823 psikososyal destek paketini çocuklara ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
unicef | unicef |
children | çocuklara |
support | destek |
by | tarafından |
provided | sağlanan |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN SPECIFICALLY FOR YOUNG CHILDREN (Age 6-12) The perfect space to play, sleep and dream, the Kids room for young children provides comfort, laughter and fun
TR KÜÇÜK ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL (6-12 yaşları) Oyun oynamak, uyumak ve rüya görmek için mükemmel bir yer olan Çocuk Odası, küçük çocuklara konfor, kahkaha ve eğlence sunar
inglês | turco |
---|---|
age | yaş |
perfect | mükemmel |
play | oyun |
provides | sunar |
comfort | konfor |
and | ve |
to | görmek |
room | odası |
children | Çocuklar |
for | için |
the | bir |
EN Earth Speakr is accompanying Germany’s EU Council Presidency. It is giving a voice to children on World Children’s Day.
TR Earth Speakr Almanya’nın AB dönem başkanlığına eşlik ediyor. Bu uygulama Çocuk Hakları Günü’nde çocukların sesine aracı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
eu | ab |
to | e |
children | çocukların |
day | gün |
EN On World Children’s Day, Earth Speakr is giving children and young people the opportunity to be seen and heard
TR Earth Speakr çocuklara ve gençlere Çocuk Hakları Günü’nde seslerini duyurma olanağı veriyor
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
young | genç |
children | çocuklara |
day | gün |
EN In the field of children’s and young people’s health services, for example, we investigate whether children have any special needs and initiate relevant support before they start school
TR Çocuk ve ergen sağlığına dönük hizmetlerimiz kapsamındaysa çocuklarda gelişime dönük desteğe ihtiyaç olup olmadığını inceliyor ve gerektiğinde bu desteğin okul öncesi dönemde hayata geçirilmesi için gerekli önlemleri alıyoruz
inglês | turco |
---|---|
health | sağlığı |
services | hizmetlerimiz |
school | okul |
the | olup |
of | in |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
have | bu |
before | öncesi |
EN “It would be enormously significant if decision-makers followed the children’s advice,” says Eliasson – not least because children are “experts on hope”
TR Çocukların pek çok şeyin yanı sıra “umut uzmanları” da olduğuna inanan sanatçı, karar vericilerin çocuklardan gelen tavsiyelere kulak veriyor olmalarının bu nedenle çok önemli olabileceği görüşünde
EN "We launched quickly in April 2020 to bring remote learning to children throughout the UK during the coronavirus pandemic
TR "Koronavirüs pandemisi sırasında Birleşik Krallık'taki çocuklara uzaktan öğrenme imkanı sunmak için Nisan 2020'de hızlı bir başlangıç yaptık
inglês | turco |
---|---|
april | nisan |
remote | uzaktan |
coronavirus | koronavirüs |
pandemic | pandemisi |
children | çocuklara |
quickly | hızlı |
during | sırasında |
learning | öğrenme |
bring | için |
EN We set up tent classrooms and deliver educational materials for children who were cut off from formal education during the disaster period. We ensure the continuity of activities by providing trainer trainings.
TR Afet döneminde örgün eğitimden kopan çocuklar için çadır sınıflar kuruyor ve eğitim malzemeleri ulaştırıyoruz. Eğitmen eğitimleri vererek faaliyetlerin sürekliliğini sağlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
materials | malzemeleri |
disaster | afet |
period | döneminde |
children | çocuklar |
tent | çadır |
and | ve |
of | in |
for | için |
education | eğitim |
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
inglês | turco |
---|---|
labour | iş |
children | çocukların |
child | çocuk |
our | ve |
with | ile |
EN We raised awareness with our «THIS IS NO KID’S PLAY!» campaign, the aim of which was to defend children’s rights against discrimination
TR Çocukların ayrımcılığa uğramadan toplumda var olma ve yaşam hakları için “BU İŞ ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL!” adıyla başlatılan imza kampanyası ile farkındalık yarattık
inglês | turco |
---|---|
awareness | farkındalık |
rights | haklar |
our | ve |
of | in |
to | ile |
against | için |
EN We have provided 3-month conditional cash support to ensure that 1206 children employed or at risk of being employed in seasonal agriculture in Viranşehir district of Şanlıurfa stop working and attend school
TR Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde mevsimlik tarımda çalıştırılan ya da çalıştırılma riski olan 1206 çocuğun işçilikten alınıp okula devamını sağlamak için 3 aylık şartlı nakit desteği sunduk
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
month | aylık |
in | da |
of | in |
to | sağlamak |
stop | için |
ensure | sağlamak için |
or | olan |
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
inglês | turco |
---|---|
pandemic | salgın |
continued | devam |
case | vaka |
management | yönetimi |
remotely | uzaktan |
risk | risk |
children | çocuklara |
for | yönelik |
and | ve |
EN In all areas that we are active in the scope of our child protection program, we aim at decreasing and removing risks that children might be faced with
TR Çocuk koruma programımız kapsamında çalıştığımız tüm alanlarda, çocukların karşılaşabileceği riskleri azaltmayı ve ortadan kaldırmayı hedefliyoruz
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
protection | koruma |
risks | riskleri |
children | çocukların |
all | tüm |
program | programı |
at | nda |
and | ve |
scope | kapsamında |
EN We are 'Advocating' Children's Rights
TR Çocuk Haklarını "Savunuyoruz"
EN We run field operations in seasonal agriculture areas where children have to live in disaster conditions, organizing activities that will contribute to their education.
TR Mevsimlik tarım alanlarında afet koşullarında yaşamak zorunda kalan çocuklar için mevsimlik gezici tarım sahalarında ve Hayata Destek Evlerimizde eğitimlerine destek olacak etkinlikler düzenliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarım |
disaster | afet |
activities | etkinlikler |
have to | zorunda |
children | çocuklar |
their | ve |
that | hayata |
will | olacak |
conditions | koşullar |
have | ya |
to | için |
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
visit | ziyaret |
and | ve |
labour | iş |
child | çocuk |
rights | hakları |
of | konusunda |
EN Legally, children under 15 cannot be workers.”
TR 15 yaş altındaki çocukların çalıştırılması yasaktır.
inglês | turco |
---|---|
children | çocukların |
EN Suppliers are obliged to follow Support to Life Supplier Code of Conduct including provisions on the environment, children and human rights
TR Tedarikçiler; çevre, çocuk ve insan hakları ile ilgili hükümler içeren Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kurallarına uymakla yükümlüdür
inglês | turco |
---|---|
suppliers | tedarikçiler |
support | destek |
supplier | tedarikçi |
provisions | hükümler |
human | insan |
environment | çevre |
children | çocuk |
conduct | davranış |
and | ve |
rights | hakları |
on | ilgili |
to life | hayata |
of | içeren |
EN You will not direct your Page, or any Content on your Page, to children under the age of 13.
TR Sayfanızı veya Sayfanızdaki herhangi bir İçeriği 13 yaşın altındaki çocuklara yönlendirmeyeceksiniz.
inglês | turco |
---|---|
age | yaşın |
your page | sayfanızı |
on your page | sayfanızdaki |
children | çocuklara |
or | veya |
any | herhangi |
EN Our Consumer Services are intended for a general audience and are not directed at children. We do not knowingly collect personal information online from individuals under the age of 13 or such other age as may be directed by applicable law.
TR Tüketici Hizmetlerimiz genel bir kitleye yöneliktir ve çocuklara yönelik değildir. 13 yaşın altındaki kişilerden veya yürürlükteki yasaların belirttiği diğer yaşlardaki kişilerden bilerek kişisel bilgi toplamıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
consumer | tüketici |
services | hizmetlerimiz |
general | genel |
other | diğer |
children | çocuklara |
information | bilgi |
at | de |
age | yaş |
and | ve |
such | ya |
personal | kişisel |
or | veya |
a | bir |
EN "City Dads Group is a diverse community of fathers dedicated to being active in our children's lives
TR "City Dads Grubu, çocuklarının hayatlarında daha etkin rol almak isteyen babaların oluşturduğu geniş bir topluluktur
inglês | turco |
---|---|
group | grubu |
active | etkin |
a | bir |
city | city |
EN "It's beautiful and full of people -- men, women and children (and some sellers/beggars). But it's really what a masjed should be, a communal space."
TR "1 Haziran'da Mescid-i Aksa ve Mavi Marmara Yürüyüşü'nde buluşalım. Yürüyüşümüz Saat 17:00'da Fatih Camii'nde yapılacak basın açıklaması ile başlayacak ve Edirnekapı Şehitliği'nde son bulacaktır."
inglês | turco |
---|---|
and | da |
a | saat |
its | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções